Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/232 E. 2021/337 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/232 Esas
KARAR NO: 2021/337
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 10/12/2019
NUMARASI: 2016/424 Esas, 2019/1228 Karar
DAVA: KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ: 10/03/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, 06/04/2016 tarihli dava dilekçesinde; müvekkili şirketin borçlu …’den olan alacaklarının tahsiline ilişkin icra takibi başlatıldığını, borçlu şirket hakkında yapılan icra takiplerinin kesinleştiğini, borçlu şirketin iflasına karar verildiğini, iflas kararı neticesinde müvekkil şirket alacağının masaya kaydı için başvuruda bulunulduğunu, iflas idaresince alacak kayıt talebinin kısmen kabulüne karar verildiğini, bakiye alacağın ise fahiş olarak işletilen faizden kaynaklandığı gerekçesiyle reddine karar verildiğini, reddedilen alacağın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 9.maddesi ve 3095 sayılı Kanunun 2. maddesi düzenlemelerine aykırı olduğunu, müvekkil alacaklarına senelik %10,50 oranında ticari temerrüt ( avans ) faizi işletildiğini, iş bu faiz oranında hukuka aykırı bir yön bulunmadığını iddia ederek reddedilen müvekkil alacağının kabulü ile masaya kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, alacak iddia edelin ve kayıt kabulü istenen miktarın usulsüz olarak işletilen faiz ile vekalet ücreti ve tahsil harcından kaynaklandığını, kayıt kabul davalarında ispat yükünün alacaklı olduğunu iddia edene ait olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; davacı tarafından iflas masasına müracaat edildiği, ancak masraf verilmediği, bu sebeple dava açma süresinin ilanla başladığı, sıra cetveli ilanının Cumhuriyet Gazetesinde ve Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği gözetildiğinde, davanın 15 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine ve davalı lehine maktu vekalet ücretine hüküm verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda; iflas idaresince tanzim edilen sıra cetvelinin taraflarına 22/03/2016 tarihinde tebliğ edildiğini, iflas idaresince verilen ret kararının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle İİK 235/2.maddesi kapsamında 06/04/2016 tarihinde İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi kanalıyla ( muhabereli olarak ) kayıt kabul davası açıldığını, açılan davanın 15 günlük yasal süre içerisinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesinde açıldığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkil aleyhine hükmedilen nispi vekalet ücretinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, kayıt kabul davalarının basit yargılama usulü ile görüldüğünü, iş bu davaların maktu harca ve maktu vekalet ücretine tabi olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davasıdır. Mahkemece hak düşürücü süre içerisinde açılmayan davanın reddine karar verilmiştir. İİK’nın 234/1. maddesi, “iflas idaresi sıra cetvelini iflas dairesine verir ve alacaklıları 166. maddenin 2. fıkrasındaki usule göre ilan yoluyla haberdar eder.” hükmünü içermektedir. İflas idaresinin, sıra cetveli ile birlikte, sıra cetveli ile ilgili olan bütün bilgileri (deliller, diğer belgeler) de iflas idaresine vermesi gerekir. Bundan sonra, iflas idaresi, sıra cetvelinin iflas dairesine verildiğini ve orada alacaklıların ve (mülkiyet dışındaki) istihkak iddiası sahiplerinin incelemesine hazır olduğunu ilan eder. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2013, İkinci Baskı, Ankara, sh. 1327.) İİK’nın 235/1. maddesinin ilk iki cümlesi “Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. 223. maddenin üçüncü fıkrası hükmü mahfuzdur.” hükmünü içermektedir. İİK’nın 234/2. madde hükmü uyarınca yapılan tebligat bilgi verme mahiyetinde olup dava açma süresi bu tebligat ile başlamaz. Bu madde hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, iflas sıra cetveline itiraz davaları süreye tabi olup bu süre kural olarak sıra cetvelinin İİK’nın 166. maddesinde gösterilen usulde ilanından itibaren işlemeye başlar. Eğer davacı aynı Kanun’un 223. maddesine göre tebliğe elverişli adres gösterir ve gerekli masrafı avans olarak yatırırsa süre kendisine yapılan tebliğden itibaren hesaplanır. Bu itibarla sıra cetvelinin hangi tarihte hangi gazetede yayınlandığının tereddüde yer bırakmayacak şekilde açıklıkla belirtilmesi ve davacının tebliğe elverişli adres bildirip, gerekli avansı yatırıp yatırmadığının net olarak bilinmesi şarttır (Yargıtay 23 HD’nin 2015/5275 Esas, 2016/2424 Karar sayılı kararı) Somut olayda, davacı alacaklı 373.708,72 TL alacağın iflas masasına kaydını talep ettiği, iflas idaresince talebin 14.sıraya kaydedildiği, 261.068,24 TL’lik kısmının kabulü ile dördüncü sıraya yazılmasına, 112.640,48 TL kısım yönünden ise talebin reddine karar verilmiştir. Alacağının masaya kaydını isteyen davacı, verilen kararın tarafına tebliği için masraf vermemiş, sıra cetveli Cumhuriyet Gazetesinde 15/03/2016 tarihinde, Ticaret Sicili Gazetesinde ise 17/03/2016 tarihinde ilan edilmiş, masraf verilmemesine rağmen sıra cetveli davacı alacaklı vekiline 22/03/2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. Eldeki dava da ise mahkeme kararının gerekçesinde de belirtildiği üzere, son ilan tarihi olan 17/03/2016 tarihinden sonra, dava 15 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra 06/04/2016 tarihinde açıldığından ilk derece mahkemesinin davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığı yönündeki gerekçesi yerindedir. Diğer taraftan Yargıtay uygulamalarında da açıklandığı üzere, kayıt kabul davaları, maddi hukuk ilişkilerine etkisi olan bir takip hukuku davası olduğu, alacaklı ile borçlu arasında geçen gerçek anlamda bir eda davası olmadığı, dava sonunda verilen hükmün, yalnız derdest iflas davası bakımından, alacağın müflisin aktifinin paylaştırılmasında hesaba katılıp katılmayacağı veya ne miktarda sıra cetveline dahil edileceğini belirlediği, davanın bu niteliği gereği alacak davalarından farklı olarak, alacak tutarı üzerinden nispi harç ve vekalet ücretine değil maktu harç ve vekalet ücretine hükmedileceği ilkesi benimsenmiş olduğundan mahkemece nispi vekalet ücretini hükmedilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan tüm nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun, mahkeme kararında hükmedilen vekalet ücreti yönünden kabulüne, davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı yönündeki istinaf başvurusunun ise reddine karar verilmiştir. Bu durum yeniden yargılamayı gerektirmediğinden ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, hükmün düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2- İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/424 Esas, 2019/1228 Karar ve 10/12/2019 tarihli kararının HMK 353/1b-2.maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-a) Hakdüşürücü süre içinde açılmayan davanın REDDİNE, b) Karar harcı 44,40 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 15,20 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına, c) Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, d) Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, e) Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine, 4- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı ile 162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı olmak üzere toplam 253,20 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 203,00 TL‘nin mahsubu ile 50,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 5- Davacının istinaf aşamasında yapmış olduğu toplam 325,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.10/03/2021