Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/215 E. 2021/389 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/215 Esas
KARAR NO: 2021/389
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 08/01/2021
NUMARASI: 2018/916 Esas, 2021/5 Karar
DAVANIN KONUSU: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 18/03/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketlerden … Ltd. Şti’nin, şirket sermayesinin 15.000.000,00 TL, … Dayanıklı Tüketim Malları İnşaat Taahhüt Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’nin 1.000.000,00 TL olup sermayelerin tamamının ödendiğini, müvekkili şirketlerin grup şirketler olarak tek çatı altında faaliyetlerini sürdürdüğünü, aynı guruba mensup bu iki şirket arasında organik bir bağ ve tam bir entegrasyon mevcut olduğunu, bu bağlamda, gruba bağlı tüm şirketler üstlenilen borçlarda ve özellikle kredi ilişkilerinde birbirlerinin müşterek borçlusu ve müteselsil kefili durumunda olduklarını, grubun ana şirketinin … şirketi olduğunu, … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin İstanbul’da 2008 yılında kurulduğunu, şirketin tescil ettirdiği ana sözleşmesine göre faaliyet konusunun her türlü inşaat taahhüt işleri, konut, işyeri, ticarethane inşaatlarını yapmak, almak, satmak, kendi, hesabına arazi ve arsalar almak satmak, bunlar üzerinde veya başkalarına ait arsa ve araziler üzerinde her türlü inşaat yapmak başkalarına yaptırmak, yapılmasına aracılık etmek ve ana sözleşmesinde yazılı diğer işler olduğunu, … şirketinin aynı zamanda grup şirketi … ile 1995 yılından beri dekorasyon alanında tasarımın dünya çapındaki lider markalarını Türkiye’de başarıyla temsil ettiğini, büyük projeleri başarıyla tamamladıklarını ve tamamlamaya devam ettiklerini, gerek ülke ekonomisindeki dalgalanmalar, gerekse dünya genelinde yaşanan likitide sıkıntısı müvekkili şirketleri olumsuz etkilediğini, bunun yanı sıra maliyetlerin artması, piyasa genelindeki talep düşüklüğü, yüksek faiz giderleri müvekkil şirketleri finansal dar boğaza soktuğunu, ülkemizde yaşanan 15 Temmuz darbe girişiminin reel piyasalara birçok olumsuz etkileri olduğunu, müvekkili şirketlerin grup firmaları olarak yaklaşık 10 yıldan fazladır faaliyette bulunduklarını belirterek İ.İ.K 287. maddesi uyarınca müvekkili şirketler ve ortaklar hakkında üç ay süre ile geçici mühlet kararı verilmesine, konkordato tekliflerine ilişkin olarak prosedürün işletilmesi kapsamında müvekkili şirketlerin ve ortaklarına bir yıl süre ile kesin mühlet verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, komiser heyet raporları ve tüm dosya kapsamına göre; … şirketinin komiser ve bilirkişiler tarafından yapılan mali tabloları ve incelemelerine göre, davacı şirketin en büyük alacaklısı durumunda bulunan … Gıda Ürünleri A.Ş.’nin davacı şirketten 38.361.376,63 TL alacağı bulunduğu, toplam alacak tutarı ile karşılaştırıldığında bu şirketin kabul oyu olmaksızın yeterli nisabın sağlanamayacağı, bu şirketin alacağının davacının bilançolarında farkı tarihlerde görünmediği, e-defter tutulmasına rağmen 2018 yılı defterlerinde manuel olarak elle düzeltme yapıldığı, bilanço arasında farklılıklar bulunduğu, kısaca borçlu şirketin toplam borcunun yaklaşık % 60’ına tekabül eden, 40.000.000,00 TL civarında bir avans ödemesinin 2016’dan bu yana aynen süregeldiği, yani avans verilen iş yapılmamış ve avans da iade edilmemiş göründüğü, davacı şirketin … şirketine olan borcunun dayanağını açıklayamadığı ve şüpheli bulunduğu, alacak tutarı ile davacı …’nin toplam borç tutarı nazara alındığında alacaklılar oylamasında yeterli nisabın sağlanamadığı, yine … şirketinin alacaklı olduğu … şirketinden olan 46.767.746,00 TL’lik alacağının konkordato kaynaklarında önemli yer tuttuğu, davacı şirketin tek taraflı düzenlediği fatura nedeniyle … Şti’nin gerçekten borcu olup olmadığı, varsa bunun davacı şirket tarafından tahsil edilip edilemeyeceğinin şüpheli olduğu, davacı şirketin …’tan olan alacağını kendi proforma nakit akış tablosunda dahi göstermediği, bu durumda bu şirketten olan alacağın gerçek bir alacak olduğuna dair somut hiçbir kayıt sunulamadığı, davacının bilançosunda yer alan ve kaynak olarak gösterdiği 69.436.468,11 TL’lik alacağının içinde …’a 31.12.2019 tarihinde düzenlenen üç adet faturadan kaynaklanan toplam 46.767.746,00 TL tutarlı alacağın yer aldığı, bu alacağın kaynak olarak gösterilemeyeceği, borçlu şirket aktiflerinin son üç fatura mahsup edilmek suretiyle orantılılık incelemesine esas alındığında mal varlığının 59.333.17,35 TL olacağı, orantılılık şartının sağlanmadığı, … şirketinin 2018 yılında ticari faaliyetlerinden zarar ettiği, şirketin 2021 yılı ve sonraki dönemlerde revize projede yer alan proforma gelir tablosundaki kar tutarlarına ulaşmasının ve konkordato projesinde kaynak olarak gösterdiği gelecek yıllara ilişkin kar beklentisinin mümkün olmadığı, … şirketi yönünden yapılan incelmede ise; bu şirketin en büyük alacaklısının diğer şirket … şirketi olduğu, bir kısım banka kredileri çekildiği, …’ın bankaya borçlarını ödediği, bildirilen … şirketi ile … şirketinin ortaklarının hemen hemen aynı olduğu, … şirketi … şirketinin alacaklılar toplantısında en büyük alacaklısı olarak oy kullanmış ise de, bu şirketin alacaklı olarak … şirketinin alacaklılar toplantısında oy kullanmasının TMK’nun 2. maddesi anlamında iyi niyet kurallarına aykırı olduğu, … şirketinin oyu çıkarıldığında … şirketinin alacaklılar toplantısında sayı ve alacak miktarı bakımında yeterli çoğunluğun sağlanamayacağı, kabul oyu kullananların sayısının %31,25, kabul oyu kullanan alacak tutarı oranının ise %29,73 de kaldığı, bu nedenle çoğunluk şartının gerçekleşmediği, şirketlerin borca batık olmadıkları gerekçesi ile davacı şirketlerin konkordatonun tasdiki taleplerinin REDDİNE, borca batık olmadıklarından iflas kararı verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Karar davacılar vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkeme nezdinde yürütülen konkordato yargılaması kapsamında dosyaya gelen bilirkişi heyeti ek raporu ve tüm komiser heyeti raporları ile konkordato projesinin tasdiki için kanunun aradığı tüm şartlar oluşmuş olmasına rağmen ve yerel mahkeme ara kararları ile de tasdike ilişkin tüm işlemler yapılmış olmasına rağmen anlaşılmaz ve sürpriz bir kararla talebin reddine karar verildiğini, komiser heyetince tanzim edilen 26.02.2020, 21.05.2020, 03.09.2020 tarihli kök ve ek raporlarda proje tasdik şartlarının gerçekleştiğinin belirtildiğini, mahkemenin de raporlar doğrultusunda hareket ederek geriye kalan teminat koşulunun da tamamlanması adına 27.11.2020 tarihli ara kararı ile de mülkiyeti müvekkili şirkete ait … ve … plakalı araçlar üzerine teminata tabi alacaklar için rehin tesis edilmesine dair karar verildiğini, ara kararın yerine getirildiğini, İİK’nun 305. maddesinde belirtilen tasdik şartlarının gerçekleştiğini, tesis edilen kararın komiser heyeti raporları ve dosya kapsamı uygun olmadığını, alacaklı … firmasının nisaba dâhil olmadığı ve oy hakkının da olmadığının bir an için kabul edilmesi halinde dahi yeterli nisabın fazlasıyla sağlandığını, … firmasının alacağının ticari defter kayıt ve müstenidatı belgelerden görüleceği üzere gerçek bir alacak olduğunu, komiser heyeti ek raporunda bu durumun tespit edildiğini, …; … A.Ş. olarak faaliyetlerini sürdürmekte iken inşaat şirketi olan … Ltd. Şti. ile ortak arsa alımı ve inşaatı için … bankasından 25.12.2016 tarihinde 3.500.000,00 EURO gönderdiklerini, kayıtlarda VUK uygun olarak TL’ye çevrilerek 120-Alıcılar hesabına yazıldığını, bu hesaba alınan alacağın 02.01.2017 de Alınan Avanslar hesabına 340.V.01 hesap kodu ile ve TL karşılığı 12.846.750,00 TL olarak yazıldığını, 15.11.2017 tarihinde …‘a 20.000.000,00 TL daha havale geldiğini, bu tutarında 340.V.01 hesaba kaydedildiğini, böylece bu tarihte alınan avanslar hesabında bu şirketin alacağının 32.846.750,00 TL olduğunu, … şirketinin 2018 Haziran ayına kadar çeşitli tarihlerde bu firmaya ödemeler yaptığını, Firmanın cari hesap ilişkisinin devam ettiğini, 1.10.2018 tarihinde bakiye 29.744.219,64 TL’nin 350.19.00 alınan iş avansları hesabına gene firmanın borçları olarak devredildiğini, 13.12.2018 tarihinde 3.500.000, Euro’nun VUK 280. Md. uygun olarak değerlenerek alındığı tarih ile kur farkı da dikkate alınarak 8.147.711,60 TL olarak kayıtlara yazıldığını, şirket kayıtlarında bu işlemleri yaparken 350-alınan hak edişlerden çıkarıp, varlık hesapları içindeki 195 İş Avansları altında alacaklı hesap olarak yazıldığını, iş avansları hesabında alacaklı (-) hesap olarak yazılmasını Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’ne göre hatalı olduğundan şirketin yıl sonu kayıtlarının incelenmesinde hatanın komiser heyeti tarafından görülerek doğru hesaba virmanın sağlandığını, Konkordato sürecinde komiser heyeti tarafından şirket alacaklılarına alacaklarını bildirim daveti yapıldığını, … şirketi tarafından ilgili yazınında 06-02-2019 tarihinde teslim alınarak alacak tutarı ve müstenidatı belgeler ile 11.02.2019 tarihinde komiser heyetine gönderildiğini, alacak kaydının usulüne uygun bir şekilde yapıldığını, projeye red oyu kullanan alacaklılarından dahi böyle bir itiraz gelmediğini, …’tan olan alacağın gerçek bir alacak olduğunu, dosya kapsamında açık olduğu üzere müvekkili şirketin, … firmasının taşeronu olup üstlendikleri projelerin bitimi neticesinde yaklaşık 42.000.000,00 TL tutarında keseceği fatura nedeni ile alacaklı olduğunu, bu işle ilgili olarak geçmişte yapılan inşaat maliyetleri açısından henüz taraflar arasında bir hesaplaşma olmadığı gibi işin karşılığının henüz gelir olarak yazılamadığı fakat masraflara katlanıldığından ve işler de henüz tamamlanmadığından faturanın kesilememiş olduğunu, 2019 yılında söz konusu işlerin tamamlandığını ve bu inşaatlar ile ilgili olarak yapılan tüm maliyetler ilgili hesaplara nakledilerek kapatıldığını, bahsi edilen faturalar kesilmemiş olsa dahi müvekkili şirketin borca batık olmadığını dolayısı ile orantılılık şartının da sağlanmış olacağını, müvekkili şirketin kaynaklarının, …’a ait faturaların tenzili sonrasında dahi borçlarını karşılamaya elverişli olduğunu, yerel mahkemenin gerek komiser heyeti gerek bilirkişi heyetince tanzim edilen raporlardaki ölçütleri esas almadığını, sermaye artışı kabul edilmese, gerçek bir alacak olan … İnşaattan olan alacak tamamen kabul edilmese dahi 70.000.655,35 TL olarak ödenmesi gereken borcun kaynaklarının 67.689.665,58 TL olduğunu, karşılama oranının % 96,70 olduğunu, 5.000.000,00 TL’lık sermaye artışının da varlıklara ilavesi sonrası oranın % 100 ü aşacağını, … ile … arasındaki ilişkinin, konkordato öncesi müteselsil kefillikten kaynaklandığını, …’in borcu yüzünden, …’ye ait gayrimenkulün bankaya verildiğini, müvekkil … şirketinin borcuna ipotek veren üçüncü kişi olan … Şti.’nin ipotek borçlusu olarak İİK 308 çerçevesinde komiser onayı ile borcunu gayrimenkulünü devrederek ödediğini ve rücu alacaklısı olarak … şirketinden alacaklı olduğunu, mahkemenin İİK 303. Maddesini nazara almaksızın hatalı bir değerlendirmede bulunduğunu, İİK’nun 302/4. maddesinde oy kullanamayacakların açıkça belirtildiğini, kaldı ki … Şti’nin nisaba dâhil edilmemesi durumunda dahi müvekkil şirket … yönünden konkordatonun tasdiki için gerekli nisapların sağlandığını, mahkemenin kâr beklentisinin mümkün olmadığı yönündeki tespitinin de doğru olmadığını, Komiser heyetinin 26.02.2020 tarihli gerekçeli tasdik raporunda açıkça tahsil edilecek alacaklar, bekleyen ve yapılacak işler ve sermaye artışı ile beklenen kârlılığın sağlanacağının açıkça belirtildiğini, talebin reddi ile alacaklıların alacaklarının tamamına kavuşamayacaklarının kuvvetle muhtemel olduğunu, kanunun aradığı konkordato tasdik şartlarının gerçekleşmesine rağmen talebin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılması ile konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, hukuki niteliği itibariyle 7101 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 285 ve devamı maddeleri gereğince geçici mühlet ve akabinde kesin mühlet kararı verilerek konkordatonun tasdikine ilişkindir. Konkordato talepleri ile ilgili 2004 sayılı İİK’nın 285. maddesinde, yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiş, yasada iflasa tabi olan borçlu için, İİK’nın 154. maddesine atıf yapılarak ilgili maddenin birinci veya üçüncü fıkradaki yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu, iflasa tabi olmayan borçlu için ise yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu vurgulanmıştır. Somut olayda, davanın, davacı şirketin muamele merkezi asliye ticaret mahkemesinde açıldığı ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde belirtilen şekilde davacı vekilinin vekaletnamesinde konkordato ile ilgili özel yetkinin mevcut olduğu anlaşılmıştır. Dosya kapsamından, mahkemece İİK’nın 286 maddesinde sayılan belgelerin eksiksiz olarak sunulduğu belirtilerek davacı şirketler lehine 02/08/2018 tarihinden geçerli olmak üzere 3 aylık geçici mühlet kararı verildiği, 02/11/2018 tarihli duruşmada geçici mühletin 1 ay süre ile uzatılmasına karar verilerek duruşmasının 03/12/2018 tarihine ertelendiği, 03/12/2018 tarihli duruşmada, davacı şirketler yönünden 1 yıl kesin mühlet verildiği, şirket ortakları şahıslar yönünden geçici mühlet kaldırılarak davanın reddine karar verildiği, gerçek kişiler yönünden tefrik edildiği, 02/12/2019 tarihli duruşmada davacılara verilen 1 yıllık kesin mühletin İİK’nun 289/5 maddesi uyarınca 03/12/2019 tarihinden itibaren 4 ay süre ile uzatılmasına karar verildiği, 03/04/2020 tarihli ara kararla Covid-19 salgını nedeniyle 2004 sayılı İİK’nunda belirlenen sürelerin 7226 sayılı kanun ile 22.03.2020 tarihinden 30.04.2020 tarihine kadar durdurulmuş olması sebebi ile duruşmanın 20.05.2020 tarihine bırakıldığı, Covid-19 sebebi ile dosyanın 07.05.2020 tarihinde ele alındığı ve kanundaki sürelerin 15.06.2020 tarihine kadar durdurulduğu nazara alınarak 20.05.2020 tarihinde yapılması gereken duruşmanın 17.06.2020 tarihine bırakıldığı, 17.06.2020 tarihli duruşmada, İİK’nundaki sürelerin 22.03.2020 tarihi ile 15.06.2020 tarihi arasında 86 gün durmuş olması sebebiyle bu sürenin kesin mühlete eklenmesine ve bu nedenle kesin mühletin 09.09.2020 tarihinde dolduğunun tespitine karar verildiği, alacaklıların alacaklarını bildirmeye davet edildiği, 12.02.2020 tarihinde alacaklılar toplantısı yapıldığı, 08.01.2021 tarihli duruşmada da eldeki hükmün tesis edildiği anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, konkordato tasdik şartlarının sağlanıp sağlanmadığı noktasında toplanmıştır. Davacı şirketler konkordato projesinde; borçların %100’ünün konkordato tasdikinden itibaren bir yıl ödemesiz olmak üzere toplam beş yıl içerisinde (60 ay) vadede alacağın %10 faizi ile eşit taksitler halinde ödemeyi taahhüt etmişlerdir. Davacı … şirketi projede, şirketin giderlerinin azaltılması amacıyla sıkı tedbirler alınarak faaliyetin devamlılığı ile 2021 yılında 1.000.000,00 TL, 2022, 2023 ve 2024 yıllarında ise eşit taksitle kalan 4.000.000,00 TL olmak üzere toplam 5.000.000,00 TL sermaye artırımı yapılarak kaynak sağlanacağı, şirketin … İnşaatının devamı konusunda işlemlerin sürdürüldüğü, projedeki taşınmazların satışından elde edilecek gelirin borç ödemelerinde kullanılacağı, taşeron olarak çalışılan inşaat işlerinin tamamlandığı, faturası kesilen alacakların mali tablolara yansıtıldığı, ilgili alacakların tahsili halinde borç ödemeleri ve şirket faaliyetlerinde kullanılmasının planlandığı, davacı … Şirketi projede, konkordato sürecinde 1.500.000,00 TL sermaye artırımı yapılacağı sermayenin 300.000,00 TL’lik bölümünün 2021 yılı içerisinde, kalan 1.200.000,00 TL’sinin ise 2022 ve 2023 yıllarında eşit olarak ödeneceği, Muğla İli, Bodrum İlçesinde yapılan İnşaatların tamamlanması halinde satışının gerçekleştirileceği, villa satışından elde edilen gelir ile yeni alınan … AŞ ile yapmış olduğu İstanbul Geneli Asfalt Kazı ve Nakli Finişer ile Asfalt Serimi, Robot Yama ve Tranşe Üstü Asfalt Kaplama Yapılması işinden elde edilecek kâr ile de borçlannın ödenmesinin planlandığı belirtilmiştir.İİK’nın 302. maddesinde belirtilen nisaplar çerçevesinde alacaklılarca kabul edilen konkordatonun tasdik edilebilmesi için İİK’nın 305. maddesinde belirtilen koşulların tamamen bir arada gerçekleşmesi gerekir. Mahkemece konkordatonun tasdiki şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği resen araştırılmalıdır. İİK’nın 305/1-e bendi gereği konkordatonun tasdiki koşullarından biri de konkordato tasdikinin gerektirdiği yargılama giderlere ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olmasıdır. 27.02.2020 tarihli konkordatonun tasdikine ilişkin komiser heyet raporunda; … şirketi için 12.02.2020 tarihindeki alacaklılar toplantısı ve devamındaki 7 günlük iltihak süresi içinde toplam 65.561.999,50 TL’lik alacaklıların 59.894.714,85 TL’lık kısmının kabul oyu kullandığı, alacak miktarı açısında oranın %91,35 olarak hesaplandığı, 113 alacaklının 45 tanesinin kabul oyu kullandığı, alacaklı sayısı açısından oranın %39,82 olduğu, İİK m. 302/II-b hükümde belirtilen şartların oluştuğu, davacı … için toplam 17.626.136,33 TL’lik alacaklıların 15.823.578 TL’lik kısmının kabul oyu kullandığı, alacak miktarına göre oranın % 89,77 olarak hesaplandığı, 81 alacaklının 26 tanesinin kabul oyu kullandığı, alacaklı sayısına göre oranın %32,09 olduğu,İİK m. 302/II-b hükümde belirtilen şartların oluştuğu, … İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi açısından yapılan incelemede, şirketin, 2018 yılı Aralık ayında kesin mühlet müracaatında … firmasının taşeronu olduğunu firmanın projelerinin bitiminde en az 42.000.000,00 TL fatura kesileceğini ve gelir elde edeceğini, bu işle ilgili de geçmişte yapmış olduğu inşaat maliyetlerinin hesaplaşma olmadığından 17 hesap içinde usulüne uygun olarak yazıldığı, karşılığında henüz gelir yazılamadığını fakat masraflara katlandığını, işlerin tamamlanamadığından fatura kesilemediğini yazılı olarak beyan ettiğini, muhasebe hesapları kontrol edildiğinde de bu durumun görüldüğü, 2019 yılında söz konusu işlerin tamamlandığı ve bu inşaatlar ile ilgili olarak yapılan tüm harcamaların kaydedildiği 170.01.02 … Göztepe … hesabındaki inşaat maliyetleri ile 170.01.03 … Başakşehir olarak kayıtlara yazılan maliyetlerin; inşaatlar tamamlandığından ilgili hesaplara nakil edilerek kapatıldığı, hesapların Satılan Hizmet Maliyeti hesabı olarak gelir-gider tablosuna yazıldığı, … İnşaata da kesilen faturaların Yurt İçi Satışlar hesabına kaydedildiği, …’ın bakiye borcunun 46.767.746,00 TL olduğu, karşılığında da yapılan işlerin muhasebe kayıtlarına işlendiği, tahsilat süresi için heyetin bir öngörüsünün bulunmadığı, ülkemizde İnşaat piyasasında finansman sıkıntısının devam ettiği, bu nedenle konkordato projesinde sunulan 5 yıllık ödeme planının uygun bulunduğu, beylerbeyinde yaptığı iş merkezinde inşaata devam edemediği, İmar affından faydalanıldığı, işin devamı için çalışmalar yapıldığı, ruhsat işlemlerinin sürdüğü, projede satışından gelir elde etmeyi planladıkları bu yerin, tamamlanması ve satılmasının belli bir süreyi gerektirdiği, 5 yıllık ödeme planı içinde gelirinin kullanılmasının mümkün görüldüğü, … şirketi ile ilgili olarak … kayıtlarında görülen 9.078.355,62 TL’lik inşaat harcaması gözüktüğü, bu tutar … Şirketinin Stokları arasında Nakkaştepe işi Yarı Mamulleri olarak kayıtlandığı şirket varlıklan içerisinde olduğu, … ile hesaplaşma, tespit davası sonucunda yapılacak olup fatura kesilerek gelir elde edileceği, henüz bu işle ilgili kesilecek fatura tutarı belli olmayıp devam eden tespit davası sonucuna göre faturalandırılacağı, bu tutarın da maliyetlerden fazla olacağının düşünüldüğü, aynı zamanda bu şirketten kayıtlarda 3.693.845,91 TL’lik alacak görüldüğü, her ne kadar şirket öz kaynakları 26.617.944,24 TL olarak görülse de öz kaynak = varlıklar-borçlar denklemiyle tespit edildiği, burada önemli olan varlık olarak kayıtlanan kalemlerin gerçekten işletmenin varlığı olarak dikkate alınıp alınamayacağı hususu olduğu, herhangi bir alacağın tahsil edilememesi riski veya belli bir kısmının tahsil edilebilmesi durumu öz kaynak tutarını etkileyeceği, özellikle inşaat piyasasındaki kırılgan durumu dikkate alındığında öz kaynaklar için yorum yapmanın yanlış olacağı, ama şu durumda pozitif, borca batık olmadığı, Konkordatonun başarıya ulaşması mümkün gözüktüğü, … Dayanıklı Tüketim Malları İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi için Bodrum‘da taşeron olarak çalışılan projeden beklediği gelirin şirket için önem arz ettiği, muhasebe kayıtlarından görüldüğü üzere bu işle ilgili geçmiş yıllarda 19.931.923,08 TL’lik harcama yapıldığı, iş bitim tarihinin uzadığı, iş bitiminden sonra gelir gelmesinin mümkün olacağı, şirketin inşaat maliyetleri hesabında görülen tutarların yeterli öz kaynağı olmadığından borçlanma ile yapıldığı ve tamamına fatura kesilemeyip bu işle ilgili gelir yazılamadığı, … AŞ ile Asfalt Kazı Ve Nakli Finişer ile asfalt serimi, Robot yama ve Tranşe Üstü Asfalt Kaplama yapılması işine 01.06.2020 tarihinde başlanacak olup, iş bitim tarihinin 01.06.2021 olarak belirlendiği, bu iş için kesilecek faturanın 27.000.000,00 TL + KDV olarak belirlenmişse de bu iş için ne kadar harcama yapılacağının bilinmediğini, iş bitiminde kâr tutarının ödemeler için kullanılabileceği, şirketin borç tutarının yüksek olmadığı, toplam borç tutarı imtiyazlılar dâhil 18.916.393,79 TL olduğu, yeni alınan iş ve harcaması yapılmış faturalandırılacak villa işi ile birlikte düşünüldüğünde borç ödemesinin % 10 fazlası ile 5 yıllık zaman içinde yapabileceği, teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olup olmadığı: … İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi açısından Revize projede yer verilen kaynakların 13.280.124,00 TL net kar, 26.682,75 TL dönem başı hazır değerler, 65.000.000,00 TL alacaklılardan tahsilat, 5.000.000,00 TL sermaye attırımı olmak üzere 83.306.806,75 TL’lik kaynak öngörüldüğü, borçlunun projesinde öngördüğü kaynakları yaratması durumunda adi alacaklar için 65.561.999,50 TL’lik borç toplamını talep ettiği 1 yılı ödemesiz 5 yılda % 10 fazlasıyla ödeyecek durumda olduğu, … Dayanıklı Tüketim Malları İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi açısından, 3.187.229,76 net kar, 1.262,30 dönem başı hazır değerler, 17.000.000,00 TL alacaklılardan tahsilat, 1.500.000,00 sermaye arttırımı olmak üzere 21.688.492,06’lik kaynak öngörüldüğü, borçlunun projesinde öngördüğü kaynakları yaratması durumunda adi alacaklılar için 17.626.136,33 TL’li borç toplamını talep ettiği 1 yılı ödemesiz 5 yılda % 10 fazlasıyla ödeyecek durumda olduğu belirtilmiştir.Komiser heyeti 16.03.2020 tarihli ek raporlarında tasdik kök raporunu aynen tekrar etmişlerdir.Komiser heyeti 03.09.2020 tarihli ek raporunda; … Şti. yönünden; ” borçlu şirketlerin konkordato talebi veya revize projesi sırasında sunması gereken nakit akım tablosunu eksik sunduğunu ve konkordato kaynaklarını gerçekçi ve açıkça ortaya koymadığını, itiraz dilekçesinde eksik nakit akım tablosunu tamamladığını ve konkordato kaynakları konusunda yeni bilgi ve belgeler sunduğunu, bu yönde, 2025 yılına kadar süreceği öngörülen ödeme teklifi süresi ile uyumlu proforma gelir tabloları ve nakit akım tabloları da ibraz edildiğini, borçlu şirketin sunduğu yeni belgelere göre şirketin borç ödeme dönemi boyunca net satışları ve dönem net karı/zararına ilişkin ön görülerin sunulduğunu, şirketin sağlayacağı konkordato kaynakları olarak faaliyetin devamlılığı ile ön görülen kaynak, hazır değerler ve ticari alacakların tahsil edilmesi, sermaye artırımı ve vefa hakkıyla devredilen gayrimenkullerin satışının sağlanması şeklinde sayıldığını, kök raporda varılan tüm kanaatleri aynen korumakla birlikte rapordan sonra tamamlanan belgeler çerçevesinde orantılılık şartının … şirketi yönünden sağlanabileceği sonucuna varıldığını,”
… yönünden; ” diğer davacı şirket … tarafından … firmasının finans kuruluşlarından olan bir kısım alacağının ödenmiş olmasına rağmen herhangi bir ibraya rastlanmadığını, akdedilen protokoller uyarınca finans kuruluşlarına yapılan ödemelerin … tarafından yapıldığı ve borcun tamamen itfa edilerek rücu şartlarının sağlandığı hususunun anlaşılamadığını, imzalanan protokollerde borçlular arasındaki iç ilişkinin hiçbir şekilde düzenlenmediğini, borçlu … mimarlığın yöneticilerinin ve ortaklık yapısının borçlu … ile neredeyse birebir aynı olması nedeniyle nisapların ayrıca değerlendirilmesi gerektiğini, borçlu …’ın, borçlu … alacaklılar toplantısında öngörülmüş bulunan şekilde ve oranda oy kullanmaması gerektiği kanaatini sürdürdüklerini, bu aşamada, borçlu …’ın alacaklılar listesinden de düşülüp düşülmemesinin farklı ihtimallere göre değerlendirilebileceğini, özellikle borçlu …’ın rücu hakkının şartlarını sağlamadığı sonucuna varılırsa farklı bir tablo ortaya çıkacağını, bu varsayımda, … 7.803.459,22 TL, … 296.797,81 TL ve … 74.134,65 TL itibariyle alacaklılar listesinde yer alması gerekecek ve ancak oy kullanmadıkları dikkate alındığında, sayı ve alacak miktarı bakımından yeterli çoğunluğun sağlanamadığı sonucuna ulaşılacağını, şirketin sonradan sunmuş olduğu proforma gelir tablosunda yıllar itibariyle ön gördüğü net satış tutarlarının 2017-2018 ve 2019 yıllarında gerçekleşen net satış tutarları ile uyumlu şekilde tahmin edildiğini, bunun gerçekleşme ihtimalinin bulunduğunu, proforma nakit akış tablosunda yer alan tutarlara ne şekilde ulaşılacağı konusunda planlamanın davacı tarafça açıklandığını, sunulan belgeler ışığında şirketin kaynakları, konkordatoya tabi olmayan alacakları ve ödemeyi teklif ettiği tutar yönünden borçlunun kaynaklarının teklif edilen tutar ile orantılı olduğu sonucuna ulaşılabileceğini ” Konkordato tasdiki ile iflas durumunun alacaklılar yönünden yapılan karşılaştırmasında her iki şirket yönünden teklif edilen tutarın borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olabileceğini, Borçlulardan … İnş. Şti. İle ilgili en büyük alacaklısı olan … Gıda ürünleri A.Ş. nin alacağı bakımından kök raporda ortaya konulan şüphenin ve gerekçelerinin aynen devam ettiğini, yine … şirketinin en büyük borçlusu … bakımından kök rapora itirazların yerinde olmadığını, bu şirketten olan alacağın meblağı ve tahsil kabiliyeti bakımından ortaya konulan tespitlerin ve sonuçların aynen korunduğunu, davacının bilirkişi raporuna yapmış olduğu itirazların değerlendirilmesinden sonra nakit akım tablosu gibi sunulan eksik belgeler ve konkordato kaynaklarına ilişkin yeni belgeler çerçevesinde kaynaklarıyla orantılılık şartının sağlandığı sonucuna ulaşıldığını, Borçlulardan … şirketi ile ilgili şirketin en büyük alacaklısının diğer borçlu … şirketi olduğu, … şirketinin konkordato sürecinde finans kuruluşları ile akdedilen protokoller neticesinde alacaklı hale geldiği, rücu hakkının ileri sürülme şartlarının ve bu bağlamda oy hakkının tartışılması gerektiği, … Mimarlığın alacaklılar listesinde hiç yer almaması varsayımında konkordatonun kabulü için yeterli çoğunluğun sağlanmış sayılabileceğini bu şirket yönünden sonradan sunulan eksik belgelere göre ödeme teklifi ile konkordato kaynaklarının orantılı olduğu ve teklif edilen tutarın borçlu şirketin muhtemel iflası halinde alacaklıların eline geçecek miktardan fazla olduğu sonucuna ulaşıldığını bildirmişlerdir. İİK’nun 287. maddesinde borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimalinin “konkordatonun başarı şansı“ kavramı altında ifade edildiğine yer verilmiştir. Başarı olasılığı kavramından anlaşılan husus, konkordato projesinin gerçekleşme şansına sahip görülmesidir. Bu sonuca, borçlunun durumu, malvarlığı gelirleri ve taahhütlerini yerine getirmesine engel olan nedenler gözetilerek, objektif verilere göre konkordato başarı olasılığı yargıç tarafından belirlenecektir. (Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku Av.Sümer Altay, sayfa 112, 1. Cilt). İsv. İİK‘da da konkordato mühletinin amaçlarından biri olarak açıkça, “ borçlunun iyileşmesi“ kavramına yer verildiği, buna göre, geçici mühletin, açıkça iyileşme ümidi görülmüyorsa, yani konkordatonun tasdikine gerek kalmaksızın iyileşme yahut konkordato ihtimali yoksa kaldırılacağı ifade edilmiştir. Ancak burada iyileşmeden söz edebilmesi için bilançosal bir iyileşme yeterli olmayıp başarılı bir iyileşme için yapısal (gerçek) bir iyileşmenin varlığı aranmalıdır. Bu sebeple konkordato talebi, sadece zaman kazanmaya yönelik bir talep olmayıp sürekli ve kalıcı bir iyileşme olasılığını konkordato projesi yardımıyla inanılır kılmalıdır. Bu nedenle ön proje sadece dilek ve temenniler içeren soyut bir belge olarak anlaşılmamalı, mahkeme tarafından kesin mühlet verilebilmesi için ön projenin nasıl başarılı olacağı açıklanmalıdır. (Selçuk Öztek / Ali Cem Budak, Müjgan Tunç Yücel, Serdar Kale, Bilgehan Yeşilova, Yeni konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019 s. 187) İİK’nun 286/1-a maddesinde “borçlunun talebiyle birlikte borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceğini, bu kapsamda, alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacaklarını, ödemelerin yapılması için borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağını, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli mali kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka yöntem kullanılarak sağlanacağını gösteren ön proje ibraz etmesi” gerektiği ifade edilmiştir. Bu şekilde borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için mali kaynağın nasıl sağlanacağı net bir şekilde açıklanmalı ki projenin başarıya ulaşıp ulaşmayacağı ve kayıtlarla uygun olup olmadığı değerlendirebilmelidir. Dolayısıyla 286/1-a bendinde, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve ödemelerini yapabilmesi ifadesi ile konkordatonun amacının da bir anlamda ifade bulduğunun kabulü doğru olacaktır. Mali kaynağın nasıl edileceği kapsamında, Selçuk Öztek / Ali Cem Budak, Müjgan Tunç Yücel, Serdar Kale, Bilgehan Yeşilova, Yeni konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019 s. 184-185 de ifade edildiği gibi “ortakların yeni sermaye getirmeleri, kişisel malvarlıklarını paraya çevirerek şirkete getirmeleri, sermaye artırımı yaparak yeni ortak almaları, işletmenin bir bankadan kredi bulması ilk akla gelenlerdir.” Bu nedenle ön proje, maddenin 1. fıkranın a bendinde sözü edilen bütün unsurları içermelidir. Mühlet içinde faaliyetine devam edecek bir işletmenin nakit biriktirebilmesi için oldukça yüksek karlılığa sahip olması gerekir. Mali durumu bozulan işletmeler kural olarak karlılıklarını yitirmiş işletmelerdir. Taşınmazların nakde çevrilerek kaynak sağlanabilmesi için öncelikle o varlıklar üzerinde rehin olmaması gerekir. Diğer yandan, projede, mevcut durumun, likitide sıkıntısının veya borca batıklığın giderilmesi için tedbirlere yer vermek gerekir. Bunlar, gelir artırıcı veya tasarruf tedbirleri olabilir. Konkordato süreci içinde özellikle iyileşmenin sağlanabilmesi için yeni kredi sağlanması gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta davacı iki şirkette konkordato ön projesinde mali kaynak olarak 3. Kişilerden olan alacakların tahsili, taşınmaz satışı, hedeflenen kar ve sermaye taahhüdünü öngörmüştür. Sermaye arttırımı yıllara yayılmıştır. Alacakların tahsil imkanının bulunup bulunmadığı belli değildir. Henüz satışı yapılmış bir taşınmazda bulunmamaktadır. Daha başlangıçta davacı şirketlerin İİK’nun 286/1-a maddesinde belirtilen şartları sağlayamadığı, projenin başarı şansının bulunmadığı açıktır. Her şeyden önce davacı şirketlerin projede öngördüğü mali kaynakları gözönüne alındığında İİK’nun 305/b maddesinde tanımlanan “Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması ( bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder )” düzenlemedeki şartı sağlamadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, İİK’nın Alacaklılar toplantısı ve projenin kabulü için gerekli çoğunluk başlıklı 302. Maddesi ” Komiser alacaklılar toplantısına başkanlık eder ve borçlunun durumu hakkında bir rapor verir. Borçlu gerekli açıklamaları yapmak üzere toplantıda hazır bulunmaya mecburdur.Konkordato projesi; a) Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya b) Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini, aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır. Oylamada sadece konkordato projesinden etkilenen alacaklılar oy kullanabilir. 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacakların alacaklıları ve borçlunun eşi ve çocuğu ile kendisinin ve evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi eşinin anası, babası ve kardeşi alacak ve alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınmaz….” hükmünü düzenlemiştir. … İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin Alacaklılar listesinde 34. Sırada yer alan …nin Alacak Miktarı 38.361376,63 TL olarak belirtildiği, davacı şirketin bu şirkete hangi ticari ilişki gereğince bu kadar borçlandığının açıklanamadığı, alacaklılar toplantısında bu alacaklının oyu ile nisabın sağlandığı, … şirketine ait projenin oylanmasında oy kullanan … Mim. İnşaat Ltd Şti’nin 10. sırada 11.601.953,79 TL alacak kaydının bulunduğu, her ne kadar davacı şirket vekili alacaklının borçlu şirketin kefaletten kaynaklı borcunu ödediğini iddia etmişse de komiser heyetinin ödemenin mahiyetini açıklayamadığı, … şirketinin de konkordato talebinin bulunması ve şirketlerin grup şirketi olduğu gözönüne alındığında bu şirketin konkordato projesinden etkilenecek alacaklı sıfatının bulunmadığı, komiser heyeti raporunda … şirketi için 65.561.999,50 TL’lik alacaklıların 59.894.714,85 TL’lik kısmının kabul oyu kullandığı, alacak miktarı açısında oranın %91,35 olarak hesaplandığı, 113 alacaklının 45 tanesinin kabul oyu kullandığı, alacaklı sayısı açısından oranın %39,82 olduğu, davacı … için toplam 17.626.136,33 TL’lik alacaklıların 15.823.578 TL’lik kısmının kabul oyu kullandığı, alacak miktarına göre oranın % 89,77 olarak hesaplandığı, 81 alacaklının 26 tanesinin kabul oyu kullandığı ifade edilmekle … Ürünlerine ait 38.361376,63 TL ile … Mim. İnşaat Ltd Ştii’ne ait 11.601.953,79 TL’nin oylamalardan çıkarılması durumunda da yasal nisabın sağlanamadığı anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamına nazaran; davacılara ait konkordato projesinin başarı şansının bulunmadığı, İİK’nun 302 ve 305/b maddesindeki yasal şartların sağlanamadığı, mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/916 Esas, 2021/5 Karar ve 08/01/2021 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince her bir davacıdan alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı + 162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 506,40 TL harcın davacılar tarafından peşin yatırılan 442,80 TL harçtan mahsubu ile bakiye 63,60 TL harcın davacılardan eşit olarak tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacıların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1b-1 ve İİK’nın 308/a maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde, Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.18/03/2021