Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/2051 E. 2022/507 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2051 Esas
KARAR NO: 2022/507
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/09/2021
NUMARASI: 2020/292 Esas, 2021/630 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/04/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, 08.07.2020 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirket tarafından davalı şirketin TV dizisi olan “…“ için oyuncu temini sağladığını, ancak müvekkili şirketin bölümler için temin edilen oyuncunun ajans komisyon bedellerini davalıdan tam olarak tahsil edemediğini, alacağın tahsili amacı ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas numaralı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın mesnetsiz itirazı üzerine takibin durduğunu iddia ederek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere İcra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davacı vekilince duruşmanın / davanın takip edilmemesi nedeniyle dava dosyasının işlemden kaldırılmasına karar verildiği, üç aylık yasal süre içerisinde taraflarca yenileme talebinde de bulunulmadığı gerekçesiyle davanın HMK 150. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 14.10.2021 TARİHLİ EK KARARI: Mahkemece, dosya resen ele alınarak, davanın HMK ‘nın 150. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verildiği, ancak devletçe karşılanan arabulucu ücretinin tahsili hakkında hüküm kurulmadığının görüldüğü, HUAK 18/A-(13)maddesinde, Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücretinin yargılama giderlerinden olduğu, 14. fıkrasında, bu madde uyarınca arabulucuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderlerin arabulucuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması halinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması halinde ise ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır hükümleri çerçevesinde arabulucuk gideri olarak dava şartı dosya No … sayılı dosyasından arabulucuya 1.320,00 TL tarife bedeli üzerinden kesilen 23.06.2020 tarihli serbest meslek makbuzu doğrultusunda arabulucuya tarife bedeli üzerinden kesilen 1.320,00 TL arabulucuk giderininde davacı adına yükletilmesi gerektiği belirtilerek, zorunlu arabulucuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanacak 1.320,00 TL arabulucuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına ibaresinin eklenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: 14.10.2021 tarihli ek karar, davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak, ek kararın hukuka aykırı olup kaldırılması gerektiğini, mahkeme kararında eksiklik bulunmadığını, 09.09.2021 tarihli kararda, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına denmek suretiyle yargılama giderleri hakkında karar verildiğini, mahkemece, bir yargılama gideri olan arabulucu ücreti için ek karar almasının hukuka aykırı olduğunu, tarafların hükmün tamamlanması için herhangi bir talebinin bulunmadığını, davanın açılmamış sayılmasının müvekkilinin haksız olduğu anlamına gelmediğini iddia ederek, 14/10/2021 tarihli ek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, cari hesap alacağının tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır. Dosya kapsamından, davacı şirketin, davalı şirket hakkında 30.05.2019 tarihli … TV dizisinin 13-14-15-16. bölümleri için ajans komisyon bedeli 6.608,00 TL nin tahsili amacı ile faiz İle birlikte toplam 7.508,08 TL cari hesap alacağının tahsili amacı İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 25.11.2019 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığı, davalı şirketin takibe itiraz ettiği, davacı şirketin 31.12.2019 tarihinde arabuluculuğa başvurduğu, 20.01.2020 tarihinde arabuluculuğun anlaşmamaya dair son tutanağının düzenlendiği, arabulucunun “… “ olduğu, arabulucuk son tutanağının taraf vekilleri ve arabulucu tarafından imzalı olduğu, davacının iş bu davayı açtığı, davacı vekilinin 18.05.2021 tarihli celsede hazır olmaması ve mazeret bildirmemesi nedeniyle HMK 150. maddesi gereğince dosyanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve devamında davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, karar sonrasında, dosya içerisine “ İstanbul Arabulucuk Bürosu Arabulucuk Bürosu “ başlığı İle arabulucuk dava şartı dosya No … için “ Arabulucu Ücret Kararı “ oluşturulduğu, kararda, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanuna göre, İstanbul Arabulucuk Bürosu Arabulucuk Dava Şartı Başvuru dosyasında arabulucu olarak atanan …’a ekte sunulan 1.320,00 TL tarife bedeli üzerinden kesilen 23.06.2020 tarihli … sıra nolu serbest meslek makbuzu doğrultusunda ödeme yapılmasına ilişkin yapılan UYAP sorgulamasında kayıtlara uygun olduğunun görüldüğü, işbu paranın haksız çıkacak taraftan alınmak üzere şimdilik mevcut suç üstü ödeneğinden adı geçen arabulucuya ödenmesine dair karar verildiği söz konusu karar ve makbuzun dosyaya ibrazı ile mahkemece ek karar oluşturulduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasında, özellikle, davanın açılmamış sayılmasına dair karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmamış olması, yargılama aşamasında davalı tarafça beyanda bulunulmamış ve işin esası ile ilgili hüküm tesis edilmemiş olması da dikkate alınarak, uyuşmazlık konu/ konularının tespiti mümkün olmamıştır. Uyuşmazlık, mahkemece dosyadan el çekilmesi aşamasından sonra resen arabulucuk ile ilgili yargılama giderine dair ek hüküm tesis edilip edilemeyeceği, hükmün niteliği gereğince yargılama giderlerinden davacının sorumluluğunun isabetli olup olmadığıdır. 07.06.2012 tarihinde kabul edilerek, 22.06.2012 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan, 6325 sayılı “ Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu “ nun amaç ve kapsamının da değerlendirilmesi isabetli olacaktır.6325 sayılı Kanunun birinci bölümünde, amaç, kapsam ve tanımlara yer verilmiştir.”1”.maddenin üst başlığı “ Amaç ve kapsam” dır (.1)fıkrada “ Bu Kanunun amacı, hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculuk yoluyla çözümlenmesinde uygulanacak usul ve esasları düzenlemektir. (2)Bu kanun, yabancılık unsuru taşıyanlar da dahil olmak üzere, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş ve işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde uygulanır…” düzenlenmiştir. 19.12.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren, 7155 sayılı Yasa’nın 20.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na 5/A maddesi eklenmiştir. TTK’nın 5/A maddesi; “(1)Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmüne yer verilmiştir. 6325 sayılı yasanın beşinci bölümünde ise “ Dava Şartı Olarak Arabuluculuk “ başlığı ile 18/A maddesinde, “1”. fıkrada ifade edildiği üzere, ilgili kanunlarda arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise sürecinde hangi hükümlerin uygulanacağı 20 fıkra şeklinde ifade edilmiştir. 6325 sayılı Kanunun 18/A maddesinin 13. fıkrasında “ Arabulucuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sununda tarafların anlaşamamaları halinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları halinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabulucuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.”, 14. fıkrada “ Bu madde uyarınca arabulucuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabulucuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması halinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması halinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır “ düzenlemesine yer verilmiştir. 2 Haziran 2018 tarihli Resmî Gazetenin 30439 sayısında yayınlanan, “Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği “ nin ikinci bölümünde “ Dava Şartı Arabulucuk “ 22 vd maddelerde düzenlenmiştir.26. maddesinde “ Dava şartı arabuluculuk ücreti ve giderler” e yer verilmiştir. 26/2. fıkrasında, arabulucuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarının tarifenin birinci kısmına Bakanlık bütçesinden ödeneceği, iki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamaları halinde ise iki saati aşan kısmına İlişkin ücretin aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde, tarifenin birinci kısmına göre karşılanacağı, Bakanlık bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabulucuk ücretinin, yargılama giderlerinden sayıldığı, dava açılması halinde mahkeme tarafından dava öncesi ödenen arabulucuk ücretlerine İlişkin makbuzun dosyaya ekleneceği, yargılama giderleri olarak hükmolunan tutarın 6183 sayılı kanuna göre tahsil edileceği, 4. fıkrada, bu madde uyarınca adliye arabulucuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderlerin arabulucuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması halinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması halinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Bakanlık tarafından karşılanacağı, dava açılması halinde mahkeme tarafından yapılan zorunlu giderlere İlişkin makbuzun dosyaya ekleneceği, yargılama giderleri olarak hükmedilen tutarın 6183 sayılı Kanuna göre tahsil edileceği belirtilmiştir. Dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 150/5. fıkrası gereğince üç ay içinde yenilenmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Mahkemece, davanın açılmamış sayılması kararı ile davadan elini çektiğinden, davanın açılmamış sayılması kararı ( usule ilişkin ) bir nihai karardır. Bu nedenle istinaf edilebilir ( m.341). Aynı yasanın 331. maddesinde “ Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri “ düzenlenmiştir. 331/3. fıkrasında, “ Davanın açılmamış sayılmasına karar verilen hallerde yargılama giderleri davacıya yükletilir “ ifadesine yer verilmiştir.Yasanın emredici düzenlemesi karşısında davacı vekilinin müvekkilinin haksız olduğu anlamına gelmeyeceğine dair istinaf nedenleri bu anlamda yerinde görülmemiştir. Diğer taraftan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun hükmün tamamlanması başlığı ile 305/A maddesinde, taraflardan her birinin, nihai kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda ek karar verilmesini isteyebileceği belirtilmiştir. Aynı yasanın,304. maddesinde ise hükümde yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri hataların mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebileceği, hüküm tebliğ edilmiş ise hakimin tarafları dinlemeden hükmü düzeltmeyeceği, davet üzerine taraflar gelmez ise dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebileceği belirtilmiştir. Somut davada, tarafların herhangi birinin talebi olmadığı ve mahkemece resen ek karar oluşturulduğu sabittir. Kararın ise ek karar öncesinde taraflara tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Mahkeme gerekçesinde, ek karar için dosyanın resen ele alındığı belirtilmiş olmasına rağmen yasal dayanağı belirtilmemiştir. HMK 304. maddesi gereğince resen düzeltme şartlarının varlığının kabulü halinde, hükmün taraflara tebliğ edildiği dikkate alınarak, taraflar dinlendikten sonra uygun sonuç çerçevesinde bir karar oluşturulması gerekirken, yasanın emredici düzenlemelerine aykırı şekilde ek karar oluşturulması isabetli olmamıştır. Açıklanan nedenlerle ve özellikle 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabulucuk Kanunun 18/A-13. fıkrası ile ilgili yönetmelik hükümleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 332. maddesinde belirtildiği üzere yargılama giderlerine mahkemece resen karar verileceğine dair emredici düzenlemeler, 6325 sayılı Kanunun 18/A-13. fıkrası ve yönetmelik maddelerinde yer verilen arabulucuk ücretinin yargılama giderlerinden sayılması, mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek dosyadan el çekilmiş olması, taraflardan herhangi birinin talebinin olmaması, hükmün tebliğ edilmiş olması gibi hususlar dikkate alınmayarak, HMK 27. maddedeki hukuki dinlenilme hakkının ihlali sonucuna da neden olacak şekilde ek karar oluşturulması isabetli olmamıştır. Yasanın emredici düzenlemeleri karşısında yargılama gideri olarak kabul edilen arabulucuk giderinin hükümde gösterilmemiş olması isabetsiz olmakla birlikte bu eksikliğin resen giderilmesi mümkün değildir. Diğer taraftan ek karar dayanağı usul kuralının gerekçede belirtilmemiş olmasıda isabetli görülmeyerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2- İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/292 Esas, 2021/630 Karar ve 14.10.2021 tarihli ek kararın KALDIRILMASINA, 3- Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin talebin niteliği gereğince kendi üzerinde bırakılmasına, 4- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davacının peşin olarak yatırmış olduğu 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın talebin niteliği gereğince davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.21/04/2022