Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/2045 E. 2022/85 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2045 Esas
KARAR NO: 2022/85
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ: 25/10/2021
NUMARASI: 2021/665 Esas
DAVANIN KONUSU: Alacak (Kooperatif Yönetim Ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/01/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; eski yönetim kurulu üyesi olan davalıların İstanbul Anadolu 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/200 esas sayılı dosyasında yargılandıklarını, kooperatifi zarara uğrattıklarını, ceza dosyasının mahkumiyetle sonuçlandığını belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydı ile şimdilik 300.000,00 TL tazminatın suç tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline, davalı …’nun müvekkili kooperatiften olan alacağı için başlattığı Küçükçekmece .. İcra Dairesi’nin … sayılı dosyasındaki alacağı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına ve icra dosyasında alacaklı lehine tahsil edilecek paranın davalıya ödenmesinin dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyaten durdurulmasına, diğer davalı …’in ortaklık payını devrettiği eşi … tarafından müvekkiline karşı ortaklık payının tahsili talepli açılan İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/536 esas sayılı dosyasında davalı lehine karar verilmesi halinde karar verilecek tutarın davalıya ödenmesinin bu dava sonuna kadar ihtiyaten durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; talebin zamanaşımına uğradığını, ceza dosyasının istinaf edildiğini, kararın kesinleşmediğini, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; talebin zamanaşımına uğradığını, genel kurulda ibra edildiklerini, sorumluluğun doğmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI : Mahkemece 25/10/2021 tarihli ara kararla; davanın konusunu teşkil etmeyen davalı malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulması talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Ara karar davacı tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davacı vekili 16.11.2021 tarihli istinaf dilekçesinde; davalılardan…’nun önceden davacı kooperatifin pay ortağı olduğunu, bu ortaklıktan kaynaklanan karşılıklı hak ve yükümlülüklerin ortaya çıktığını, gerek davalının alacağı gerekse davacının talep ettiği alacağın bu ilişkiden kaynaklandığını, ihtiyati tedbir talebinin davanın konusu ile bağlantısı olmadığı yolundaki mahkeme tespitinin hukuka uygun düşmediğini, aynı ilişkiden kaynaklanan borcun davalıya ödenmesi, sonrada kat kat yüksek miktarlı olarak kendisinden tazminat talep edilmesi gibi çarpık bir durum oluşmaması ve mahkeme kararına dayanan tazminat talebinin ileride tahsilinin olanaksız hale gelmemesi için bu davalı yönünden tedbir talebinin mutlak olarak kabul edilmesi gerektiğini, davalı …’in, davacı kooperatifin pay ortağı ve yönetim kurulu üyesi olduğu dönemde davaya konu teşkil eden zarar verici eylemi gerçekleştirdikten sonra sahibi bulunduğu pay ortaklığını eşi olan …’e devrettiğini ve ortaklığı bu şekilde sona erdirdiğini, davalının eşinin bu bağlamda üçüncü kişi gibi değerlendirilemeyeceğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, yöneticilerin sorumluluğundan kaynaklı tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, davalı …’nun kooperatif aleyhinde başlattığı icra takibindeki paranın davalıya ödenmemesi ile 3. Kişi … tarafından kooperatif aleyhine açılan davada davanın 3. Kişi lehine sonuçlanması durumunda hükmedilen bedelin 3. Kişiye ödenmemesi konusunda tedbir kararı verilip verilemeyeceği noktasında toplanmıştır.İhtiyati Tedbir, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Geçici Hukuki Korumalar” üst başlığını taşıyan onuncu kısmının 389 vd maddelerinde düzenlenmiştir. 389. maddede ihtiyati tedbirin şartlarına yer verilmiş, son cümlede ise, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği belirtilmiştir. Aynı yasanın 390/3.fıkrasında ise, tedbir talep eden tarafın davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu belirtilmiştir. Somut olayda, dava konusu tazminat istemine ilişkin olup davalı … yönünden tedbir talep edilen mal varlığı uyuşmazlığın konusu olmadığı gibi …’de davanın tarafı değildir. Uyuşmazlık konusu olmayan ve de dosyada taraf olmayan mal, hak ve alacaklar üzerine ihtiyati tedbir konulaması mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle, ihtiyati tedbir şartları oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen karar usul ve yasaya uygun olup hukuka aykırılık bulunmadığından davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-f bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.
27/01/2022