Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/2042 E. 2022/517 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2042 Esas
KARAR NO: 2022/517
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 29/09/2021
NUMARASI: 2021/211 Esas, 2021/870 Karar
DAVA:(Kooperatif Yönetim Kurul Kararının İptali)
KARAR TARİHİ: 21/04/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili kooperatifin davalı kooperatifler birliğinin üyesi olduğunu, davalı birlik yönetiminin müvekkili kooperatifin mali yükümlülüklerini yerine getirmesi ihtarına dair 18/09/2018 tarihli 1. ve 25/02/2019 tarihli 2. ihtarnamelerinin müvekkili kooperatifin çalışanı ya da kanuni temsilcisi olmayan muhasebecine tebliğ edildiğini, ardından yükümlülüklerinin yerine getirilmediği gerekçesiyle 28/02/2020 tarihli karar ile müvekkilinin ihracına karar verildiğini, ihraç kararının da müvekkilinin muhasebecisine 09/03/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, yapılan tebligatların usulüne uygun olmadığını, davalı birlik yönetiminin ihraç kararına karşı yasal süresinde itiraz ettiklerini, ancak itirazları hususunda genel kurulda bir karar verilmediğini, ihtarnameye konu borcun olağan aidatlar olmayıp müvekkile tahsis edilen taşınmazların tapu alım satım harçlarına ilişkin olduğunu, müvekkilinin tahsis bedellerini ödediği taşınmazların mülkiyetinin nizalı olduğunu ve davalı birlik yönetiminin bu nizaları gideremediğini, buna rağmen tapu harçlarının ihraca dayanak tutulmasının doğru olmadığını, ihtarnamelerin ve ihraç kararının her birinin ayrı hesap yılana ait olmasının iptal nedeni olduğunu, davalı birlik yönetiminin eşitlik ilkesine aykırı hareket ederek diğer üyelere uygulamadığı ihraç prosedürünü müvekkiline uyguladığını belirterek davalı kooperatifler birliği yönetim kurulunun 28/02/2020 tarihli ihraç kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı kooperatifler birliği yönetim kurulu vekili cevabında; ihraç kararının davacı kooperatife 09/03/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının 3 aylık hak düşürücü süre içinde dava açmadığını, bu nedenle ihraç kararının kesinleştiğini, davacının 07/09/2020 tarihli dilekçesinde ihraç kararına itiraz ettiklerine dair bir beyanları olmadığını, dilekçede; ihraç kararından haberdar olduğu, karara bir itirazlarının bulunmadığı, borçlarını kabul ettikleri ve tekrar üyeliğe alınmayı talep ettiklerini, ortak kooperatiflerin borçlarının genel kurulda alınan kararlar doğrultusunda tahakkuk ettirildiğini ve genel kurul kararları iptal edilmedikçe bağlayıcı olacağını belirterek davanın öncelikle hak düşürücü sürede açılmaması nedeniyle reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; ihraç kararının davacı kooperatifin adres değişikliğine dair dilekçesinde bildirdiği adrese usulüne uygun olarak 09/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacı kooperatifin 07/09/2020 tarihli yazısında yükümlülüklerini yerine getirip ortaklığa devam etmeyi talep ettiği, yazıda ihraç kararına itiraz edildiğine dair beyan bulunmayıp, ihraca ilişkin yükümlülüklerin kabul edildiği ve tekrar ortaklığa kabul edilmek istendiği, bu nedenle anılan yazısının hak düşürücü süre içinde yapılmış bir itiraz olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle hak düşürücü sürede açılmayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; 07/09/2020 tarihli yazılarının olumlu bir dille yazılmış üyeliğin devamı ve ihraç kararına itiraz iradesini ortaya koyduğunu, 7226 Sayılı Yasa’nın geçici 1 maddesinde öngörülen durma süresi dikkate alındığında anılan yazı ile üç aylık hak düşürücü süre içinde karara itiraz ettiklerini, ihtarnamelerin ve ihraç kararının müvekkilinin çalışanı olmayan muhasebecisine tebliğ edildiğini, bu nedenle tebligatların usulsüz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME Dava, ihraç kararının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, 3 aylık hak düşürücü sürede dava açılmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, davacı vekili hükmü istinaf etmiştir.Ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulu karar vermiş ise, çıkarılan ortak kararın kaldırılması için genel kurula başvurabileceği gibi doğrudan mahkemede itiraz davası da açabilir. Ortağın yönetim kurulu kararına karşı genel kurul nezdinde kararın kaldırılması veya mahkeme nezdinde itiraz davasını kararın tebliğinden itibaren üç aylık hak düşürücü süre içinde açması gerekir (Kooperatifler Yasası m.16). İhraç kararına ilişkin tebligat Tebligat Kanunu ve Tebligat Yönetmeliği hükümlerine göre yapılır. Davacı kooperatif olup, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 20/1 fıkrasına göre, hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Hükmi şahısların memur ve müstahdemlerine tebligat” başlıklı 13 üncü maddesine göre de “Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mütat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamıyacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır.” Tebligat Yönetmeliğinin “Tüzel kişilerin memur ve müstahdemlerine tebligat” başlıklı 21 inci maddesine göre ise; (1) Tüzel kişiler adına tebligatı almaya yetkili kişiler, herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde işyerinde bulunmamaları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olmaları durumunda tebliğ, tüzel kişinin o yerdeki sürekli çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. (2) Ancak, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde görev itibariyle tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu tür işlerle görevlendirilmiş bir kişi olması gereklidir. (3) Bu kişilerin de bulunmaması halinde, bu husus tebliğ mazbatasında belirtilir ve tebliğ, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır.” Bu yasal düzenlemelere göre tebligat, tüzel kişinin yetkili temsilcisine yapılmalıdır. Temsilciye ulaşılamıyor ise “tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu tür işlerle görevlendirilmiş bir kişi”ye tebligat yapılmalıdır. Son olarak ise “Bu kişilerin de bulunmaması halinde, bu husus tebliğ mazbatasında belirtilir ve tebliğ, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır”.Somut uyuşmazlıkta davacı kooperatif vekili, ihraç kararının müvekkili kooperatif çalışanı ve temsilcisi olmayan muhasebecesine tebliğ edildiğini ve bu nedenle yapılan tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürmüştür. Yargıtay 11. HD’nin 18/06/2002 tarih ve 3685/6275 sayılı kararında belirtildiği üzere davacı ihraç kararını haricen öğrenmiş ise bu öğrenme sonuca etkili değildir. İptal davası süresinin başlaması için kararın davacıya usulüne uygun tebliği zorunludur. İhraç kararının usulsüz tebliği halinde ihraç kararı yönünden henüz sonuçlanmayan bir durum söz konusudur. Yapılan bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece ihraç kararının tebliğine ilişkin tebligat parçası dosya arasında bulunmadığından tebligat parçası da getirtilerek; ihraç kararına ilişkin tebligatın davacı kooperatifin yasal temsilcisine, temsilciye ulaşılamıyor ise tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu tür işlerle görevlendirilmiş bir kişiye yapılıp yapılmadığı, son olarak bu kişilerin de bulunmaması halinde, bu husus tebliğ mazbatasında belirtilerek tebliğin, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılıp yapılmadığı tespit edilmeden, tebligatın usulüne uygun olduğunun kabulü ile süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenler ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.a.6 bendi gereğince kabulü ile esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurularının esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2 Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/211 Esas, 2021/870 Karar ve 29/09/2021 tarihli kararının HMK 353/1a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.21/04/2022