Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/2040 E. 2022/347 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2040 Esas
KARAR NO: 2022/347
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/04/2021
NUMARASI: 2020/973 Esas, 2021/443 Karar
DAVANIN KONUSU: Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 24/03/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi …’in … A.Ş.’nden konut finansmanı nedeniyle kredi kullandığını, davalı … A.Ş bünyesindeki diğer davalı sigorta şirketi nezdinde … Avantajlı Ferdi Kaza Sigortası Poliçesi düzenlendiğini, murisin sigorta primlerinin mevduat hesabından çekilmesinin mümkün olmaması halinde ise kredi mevduat hesabı kullandırılarak ödenmesi talimatının bulunduğunu, murisin 03/12/2019 tarihinde vefat ettiğini, sigorta şirketinin teminatı ödemediğini belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydı ile şimdilik 1.000 TL’nin yasal faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı müvekkilinin ikametinin İstanbul olduğunu, ayrıca sigorta poliçesinde yetki anlaşması yapıldığını, yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri, görevli mahkemenin de Tüketici Mahkemeleri olduğunu, murisin primi ödemediğini, geçerli bir sigorta poliçesinin bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı … T.A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin sigorta sözleşmesinin tarafı olmadığını, husumet yöneltilemeyeceğini, bankanın merkez adresi itibariyle yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, belirsiz alacak davası açılmasında davacının hukuki yararının bulunmadığını, geçerli bir sigorta poliçesinin bulunmadığını, kusurun muriste olduğunu, taleplerin zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu gerekçesi ile açılan davanın HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine, görevli mahkemenin Bakırköy Tüketici Mahkemesi olduğuna karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresi içerisinde davalı … T.A.Ş. Vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; görevsizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak dosyasının yetkisizlik sebebi ile usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının, müvekkili yönünden davayı somutlaştıramadığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, belirsiz alacak davası olarak açılan davada hukuki yarar yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, vefat tarihi itibari ile geçerli bir sigorta poliçesinin bulunmadığını, poliçenin yenilenmemesinde müvekkili banka ile sigorta şirketinin bir kusurunun bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak dosyasının yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, “Kredili Hayat Sigorta Poliçesi“ vefat teminat bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacıların murisi …’in 22.08.2013 tarihinde davalı bankadan Konut kredisi kullandığı, diğer davalı sigorta şirketi nezdinde Kredi hayat poliçesi düzenlendiği, murisin vefatı üzerine davacıların teminatın ödenmesini talep ettikleri, teminatın ödenmemesi üzerine 31.12.2020 tarihinde eldeki davayı açtıkları anlaşılmıştır. 28.11.2013 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun, yasanın 87.maddesi gereğince yayım tarihinden itibaren altı ay sonra 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Dava tarihi 31.12.2020’dir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3.maddesine göre, tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına veya hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı yasanın 73.maddesi bu Kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. 6502 sayılı yasanın 83/2. fıkrasında “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.”düzenlemesine yer verilmiştir, ilgili yasa maddesi ile görev konusunun tartışılmasının önüne geçilmiştir. Somut uyuşmazlık, davacıların miras bırakanı ile davalı sigorta şirketi arasında gerçekleştirilen kredili hayat sigortasından kaynaklanmaktadır. Açıklanan yasal düzenlemeler kapsamında uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığından davaya bakmakta görevli mahkeme tüketici mahkemesidir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 1.maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği, göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğuna yer verilmiştir. Aynı yasanın 114/1-c bendinde Mahkemenin görevli olması dava şartları arasında sayılmıştır. Davada ileri sürülen diğer dava şartları HMK’nun 114/1-c fıkrasından sonra sıralanmıştır.. Dava şartlarının mevcut olup olmadığı, mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır ve dava şartı noksanlığının tespitin halinde, davanın HMK 115. maddesi gereğince usulden reddine karar verilmesi gerekir. Açıklanan nedenlerle, mahkemece görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL harcın davalı Akbank T.A.Ş.’tan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1a-3 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/03/2022