Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1998 E. 2022/224 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1998 Esas
KARAR NO: 2022/224
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/11/2021
NUMARASI: 2021/329 Esas, 2021/643 Karar
DAVANIN KONUSU: İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
KARAR TARİHİ: 24/02/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirket ile 20/02/2017 tarihinden itibaren çalışmaya başladığını, davalı şirketin Sermaye Piyasası Kurulundan (SPK) gerekli izinleri almış olması, yüksek kar vaadi, İstanbul’da … sektöründe bilinen ve bu konuda öncü şirketlerden olması nedeni ile müvekkilinin davalı şirkete inanıp güvendiğini, yüksek kazanç elde edeceğini düşünerek davalı şirkete yatırım yapıp çalışmaya karar verdiğini, müvekkilinin davalı şirkete yatırımcı olarak 20/02/2017-11/06/2018 tarihleri arasında 136 adet banka havalesi ile toplam 891.753,41-$ ödeme yaptığını, yapılan her ödemenin “… Yatırımcı” açıklaması ile gönderildiğini, yatırılan bedelin 220.563,41-$’7nin “kar” adı altında iade edildiğini, geri kalan 671.190,00-$ ile vaad edilen karın ise müvekkiline ödenmediğini, bakiye kalan alacağının ödenmemesi üzerine davalı şirket ile iletişime geçildiğini, yapılan görüşmeler sonrası müvekkilinin elde ettiği karlar ödenmediği gibi müvekkilinin yatırmış olduğu ana paranın tamamının da sıfırlandığı, hiçbir alacağının olmadığı yönünde müvekkiline cevap verildiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından SPK ve CİMER’e bildirimler yapıldığını, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunulduğunu, 2019/113577 soruşturma sayılı dosyada müvekkilinin para yatırdığı banka hesabının .. Ltd. Şti. unvanlı bir şirkete ait olduğunu ve yatırılan paranın davalı “…”‘ın Yeni Zellanda’ya gönderildiğini ve para yatırılan hesabın esasında davalı şirket ile aynı unvanlı Yeni Zellanda merkezli bir şirket olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin bahse konu banka hesabına para yatırırken karşısında hesap sahibi olarak “…” gördüğü için de ve her para yatırdığında davalı şirket tarafından paranın yatırıldığına ilişkin onay mailleri gönderildiğinden yapılan işlemlerden hiçbir şekilde şüphelenmemiş olduğunu, soruşturma dosyasında davalı şirket yetkilileri hakkında TTK 158-1 (Dolandırıcılık) gereğince iddianame hazırlandığını ve İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2020/63 esas sayılı dosyasından ceza davası açıldığını, … Ltd. Yatırım Değerleri ile davalı … A.Ş. arasında organik bağ olduğunu, her iki şirketin yöneticilerinin aynı kişiler olduğunu, her iki şirketin de banka hesaplarında işlem yapma yetkisine sahip kişinin … olduğunu, müvekkilinin para yatırdığı . …Bankası A.Ş. Elmadağ Şubesi’ne bağlı … nolu vadesiz USD hesabının … Ltd.’ye ait olup, bu hesabın 03/11/2014’de … tarafından açıldığını, ilgili hesaptan işlem yapma yetkisi olan tek kişinin … müşteri numaralı … olduğunu, esasında davalı şirketin kasasında olması gereken paranın yurt dışına kaçırılmış olduğunu, bir müşterinin hesabında kaç para olduğunun ve bu müşterinin parasını arttırıp arttırmadığının yani kar ya da zarar edip etmediğine yönelik bilgilerin saklanmış olduğunu, alacaklıların alacağına kavuşmalarını engellemek için hileli davranış olduğunu belirterek müvekkilinin alacaklı olduğunun tespitine, İİK md.159 ve devamı maddeleri gereğince gerekli muhafaza tedbirlerinin alınmasına bu kapsamda davalı şirketin faaliyet gelirlerine tedbir konulmasına, İİK md. 257/2 gereğince davalının yedinde veya 3. şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarının ve alacakları ile diğer haklarının ihtiyaten haczine karar verilmesine ve İİK 177/1 maddesi gereğince (borçlunun hileli fiillerde bulunması) davalıların iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirketin müşterisi olmadığını, müvekkiline yatırılan bir bedel bulunmadığını, davacının aktif husumet ehliyeti, davalılar yönünden pasif husumet yokluğunun söz konusu olduğunu, davacının hileli işlemlerin varlığı iddiasını ispatlayamadığını, talebin zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın hiçbir zaman …A.Ş.’nin müşterisi olmadığını, davalılardan alacaklı olmadığını, davacı yönünden aktif husumet, davalılar yönünden pasif husumet yokluğunun söz konusu olduğunu, ancak davacı tarafın borç ilişkisini ne sözleşme ne haksız fiil ne de sebepsiz zenginleşme gibi bir borç ilişkisine dayandırmaksızın salt söylem ile alacaklı olduğunu iddia ederek davalıların iflasını istediğini, eldeki davanın dava şartı yokluğundan usulden, dayanaksız olması açısından ise esastan reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; İİK md. 177’de doğrudan doğruya iflas talep edebilme hakkını alacaklı tarafa verdiği, davacının … Bankası İstanbul Elmadağ Şubesi nezdindeki … IBAN nolu hesabından “… Yatırım” açıklaması ile 136 ayrı havale işlemi sonucu toplam 891.753,41-$’yi Yeni Zellanda’da mukim “…” isimli şirkete gönderdiği, davacının davalı şirketten alacaklı olduğunu genel hükümlere göre açılmış bir alacak davasında ispatlanmış olması gerektiği belirtilerek davanın HMK 114/1-d maddesi uyarınca husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalıların malvarlığı hakkında talep edilen tedbirler hakkında mahkemenin ret ara kararının istinaf edildiğini, Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 04.11.2021 tarih, 2021/1418 E., 2021/1240 K. sayılı kararı ile konunun değerlendirildiğini, istinaf kararında husumete değinilmediğini, bu durumun husumetin varlığının kabulü olarak yorumlanması gerektiğini, İİK 177 maddesine dayalı iflas talebinde bulunabilmek için kesinleşmiş bir borç olması gerektiği konusunda bir düzenlemenin bulunmadığını, mahkemenin geniş yorumla ve hatalı değerlendirme ile bir alacak davasının sonuçlanmış olmasını ön koşul olarak kabul ettiğini, müvekkilinin para yatırdığı banka hesabının dava dışı “…” isimli şirkete ait olduğunu, ancak bu banka hesabında işlem yapma yetkisinin “sadece” davalı “…’e ait bulunduğunu, müvekkilinin yatırmış olduğu paraları gene müvekkilinin hiçbir şekilde onayı ve bilgisi olmadan yurt dışına gönderme işlemini yapan kişinin adı geçen davalı şahıs olduğunu, ilk derece mahkemesince … Bankası Elmadağ Şubesinden davalı şahsın müvekkilinin yatırdığı paralar ile ilgili yapmış olduğu işlemleri celbetmeden karar verdiğini, delillerin toplanmadığını, müvekkilinin her para transferinden sonra davalı şirketin Sermaye Piyasası Kurulu lisansı ve denetimi altındaki COM.TR uzantılı mail adresinden müvekkiline bakiye onay güncelleme mailleri gönderdiğini, bu onay maillerinin kabaca anlamının “…” anlamı taşıdığını, onay maillerinin davalı şirketin taraf olduğunun delili olduğunu, dosyada bulunan Beyoğlu … Noterliği’nin 08.11.2019 tarih ile … yevmiye nolu “E-Tespit Tutanağı” ile müvekkilimin gönderdiği paraların davalı şirket tarafından kabul edildiğinin kayıt altına alındığını, SPK lisanslı şirketin www…com.tr internet adresinden yapılan e-tespit işlemlerinde müvekkilinin yatırım hesabına giriş yaptığı, kimlik bilgilerine ve diğer tüm bilgilerine erişim sağladığının tasdik edildiğini, video kayıtlarıyla da ispat olunduğunu, İstanbul Sahtecilik ve Dolandırıcılık Bürosu tarafından bilirkişiye yaptırılan incelemede bu onay maillerinin kayıt altına alındığı ve davalı şirketin mailinden geldiğinin tespit edildiğini, müvekkilinin davalı şirkette hesap sahibi olduğunu, davalı şirketin müvekkili adına kendi kayıtlarında “Cari Hesap” açtığını, şifre yenileme maillerinin müvekkilinin davalı şirketin doğrudan yatırımcısı olduğunun bir diğer kanıtı olduğunu, müvekkilinin tüm işlemlerini davalı şirketin web sitesi üzerinde kendisine açılan ekran üzerinden gerçekleştirdiğini, delillerin değerlendirilmesinde hata yapıldığını, … ile davalı … A.Ş. arasında organik bağ olduğunun devletin kurumu olan Sermaye Piyasası Kurulu tarafından da tespit edildiğini ve kayıt altına alındığını, davalılar hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, İİK.nun 177.maddesine dayalı iflasın açılması davasıdır. Davacının … Bankası İstanbul Elmadağ Şubesi nezdindeki … IBAN nolu hesabından “… Yatırım” açıklaması ile 136 ayrı havale işlemi sonucu toplam 891.753,41-$’yi Yeni Zellanda’da mukim “…” isimli şirkete gönderdiği davacının kabulündedir. Konu ile ilgili davacının yaptığı şikayet ve müracaatla davalı şirket ve davalı şirketin yetkilisi diğer gerçek kişi davalı hakkında SPK tarafından inceleme yapıldığı ve ” Canlı destek, internet sitesi, … uygulaması, … programı, hesap hareketleri incelemelerinde yapılan tespitler kapsamında müşterilerin yurt dışında yerleşik, Kurulumuzca yetkilendirilmemiş şirkete yönlendirecek altyapının kurulduğu, Aracı Kurum personelinin para transferlerini yapmakla görevlendirildiği, yatırımcıların ifadelerinde de çok benzer internet sitesine sahip şirketten şüphelenmedikleri, … Bankası nezdinde hesabın bulunmasının kendilerine güvence sağladığı ifadeleri göz önünde bulundurularak Aracı Kurum imkanlarının kullandırılmak suretiyle yurt dışında mukim Invest … (…) lehine pazarlama ve tanıtım faaliyetlerinde bulunarak… (…) tarafından izinsiz sermaye piyasası faaliyeti suçunun işlenmesine yardım ettiği değerlendirilen Aracı Kurum’da yönetici sıfatıyla görev yapan …hakkında Türk Ceza Kan.’nun 39 ve SPK’nun 109/2 maddeleri çerçevesinde işlem yapmak üzere SPK’nun 115’nci maddesi uyarınca konuyla ilgili soruşturmanın devam ettiği İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına” karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK.nun 177.maddesine göre iflas davası açılabilmesi için takip şartı bulunmasa bile davalının davacıya borçlu olması en azından borçluluğuna ilişkin kambiyo senedi, cari hesap ilişkisi, sözleşmeler, faturalar vb. Belgelere dayanması gerekmektedir. Davacı, hiç bir ticari ilişki içinde olmadığı birine karşı bu davayı açamaz. Nitekim Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 10/11/2011 Tarih ve 2011/621 E. 2011/922 K.sayılı kararında ilk derece mahkemesince doğrudan doğruya iflas davasında alacaklının öncelikle alacağını ispat etmesi gerektiğine karar vermiştir. Davacı, paranın havale edildiği … ile davalı … A.Ş. arasında organik bağı olduğunu, perde gerisinden yurt dışı şirketi de yönettiğini iddia ederek alacağını bu ilişkiye dayandırmakta, Tüzel Kişilik Perdesinin Aralanması ile bu borçtan davalılarında da sorumlu olduğunun görüleceğini iddia etmiştir. Bilindiği üzere iflas davaları İİK.nun 158 ve 176.maddeleri gereğince basit yargılama usulüne tabidir. Tüzel Kişilik Perdesinin aralanmasına ilişkin alacak davalar ise genel hükümlere tabi olup yazılı yargılama usulü geçerlidir. Her iki davanın da yargılama usulleri farklıdır. Davacı, davalıların şirketin İİK.nun 177.maddesine dayanarak iflasını istemekte, alacağının kaynağı olarak da Tüzel Kişilik Perdesinin aralanmasını istemektedir. Dolayısıyla öncelikle Tüzel Kişilik Perdesinin Aralanması sorunu çözüme kavuşturulmalı, davalı şirketin dava dışı borçlularla organik bağının saptanmş olması gerekmektedir. Böylece davalı şirketin, dava dışı şirketin davacıya olan borçlarından dolayı sorumlu olduğu ortaya konularak ispatlanmasından sonra artık İİK.nun 177.maddesine göre doğrudan iflas davası açılabilecektir. Sonuç olarak davalılar ile davacı arasında doğrudan alacak-borç ilişkisi bulunmadığı, davacının alacaklı olduğu dava dışı şirket ile davalılar arasındaki organik bağ ispat edilip alacağın davalılar aleyhine ilama bağlandıktan sonra iflas talebinde bulunulabileceği, ilk derece mahkemesinin kararında usul veya esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’nun 353/1.b.1 maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İİK’nun 164/2 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on günlük süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/02/2022