Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1971 E. 2022/116 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1971 Esas
KARAR NO: 2022/116
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/08/2021
NUMARASI: 2021/676 Esas, 2021/746 Karar
DAVA: İFLAS (Adi Takipten Doğan İflas (İİK 156))
KARAR TARİHİ: 03/02/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacılar vekili 26/08/2019 tarihli dava dilekçesinde; … Şirketinin ülkenin en büyük havacılık okulu olduğunu, müvekkillerinin … Tic Ltd Şti’nin paydaşları olduğunu, Ukrayna Savunma Bakanlığına bağlı bir işletme olan Ukrayna Hava Kargo İşletmesi ile dava dışı şirket arasında 2007 yılında gerçekleştirilen zaman aşımına uğramış olan icra takibine konu sahte vekaletnamenin, sahte temliknamelerin ele geçirilmesi ile davalının ilgili takibi 2017 yılında usulsüz bir şekilde yenilediğini, Isparta 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde iflas nedeniyle dava dışı .. Ltd Şti adına açılan iflas davasına karar verildiğini, şirketin tasfiye halinde olduğunu, şirketin iflasına karar verildiği gün olan 27/02/2019 tarihinde müvekkillerinin davalı … ile anlaşmak zorunda kaldıklarını, anlaşma ile birlikte dört adet çekin …’ya teslim edildiğini, anlaşmadan bir gün sonrasında davalının icra dosyasında bulunan teminatın tamamının kendisine ödenmesi halinde alacağını tamamen almış olacağını mahkemeye bildirdiğini, EFT ile talep ettiği ödemenin tamamını aldığı ve aynı gün mahkeme önünde davadan açık ve net bir şekilde feragat ediyorum beyanınında iddialarını doğruladığını, diğer davalı şirketin ise davalı gerçek kişi tarafından sadece bu çekin tahsili amacıyla kurulan tek ortaklı bir Anonim Şirketi olduğunu, kötü niyet iddiası ve izahına gerek bile bulunmadığını, davalı … ‘ya 30/06/2019 keşide tarihli 2.000.000,00 TL bedelli çekin dava dışı şirketin borçlarının tasfiyesi amacıyla protokole dayanarak ve borçlu oldukları zannı ile müvekkilleri tarafından keşide edildiğini, taraflar arasında davalının ele geçirdiği icra dosyası dışında hukuki veya ticari bir ilişki bulunmadığını, bu takibe dayanarak dava dışı şirket hakkında iflas davası açıldığını, iflasa karar verilmesinden sonra karşılıklı anlaşma protokolü başlıklı sözleşmenin tanzim ve imza edildiğini, müvekkillerinin ise sözleşmeyi kefalet veya müteselsil borçlu sıfatı ile imzalamadıklarını, şirket ortağı ve yetkilisi sıfatıyla imzaladıklarını, davalının dosyalarda depo edilen teminatların ödenmesine kadar protokolde belirtilen çekleri teminat olarak talep ettiğini, borcun tamamen ödenmesine rağmen çeklerin iade edilmediğini, mükerrer tahsilata çalışıldığını, müvekkillerinin tüm iyi niyetli çabalarına rağmen talep konusu çeklerin aslını iade etmeyen davalının çekin keşide tarihinin gelmesini beklediğini, tarih gelince bedelsiz çeki bankaya ibraz ettiğini, çeklerin bedelsiz olduğunu, iflastan sonra imza edilmesi nedeniyle 27/02/2019 tarihli protokolün hükümsüz olduğunu, şirket temsilcilerinin imza yetkilerinin iflasın açılması ile sona erdiğini, taraflar arasında imzalanan protokol ve keşide edilen çeklerin iflas eden şirket adına ve şirketin davalı gerçek kişiye borçlu olduğu düşüncesiyle düzenlendiğini, ancak çeklerin keşide edilmesinden sonra davalının sahte belge ve evrak düzenleyerek alacağın maliki olduğu konusunda mahkemeyi ve müvekkillerini yanılttığının ortaya çıktığını, davalının ne müvekkilleri ile ne de müvekkillerinin paydaşı olduğu şirket ile muhatap veya ticari ilişki içinde olmasının söz konusu olamayacağını, diğer davalı şirketin ise sermaye yapısı olarak davalı gerçek kişi ile organik bağ içinde bulunduğunu, davalı gerçek kişinin ikamet adresinin şirketin tescil adresi olduğunu, şirketin sadece dava konusu çekin cirolanarak açılacak davaların önüne geçmek amacıyla kurulmuş göstermelik bir yapıda bulunduğunu iddia ederek, menfi tespit davalarının kabulü ile davalı … lehine keşide edilen 30/06/2019 keşide tarihli 2.000.000,00 TL’lik çekin bedelsiz kaldığının, borçlu olmadıklarının tespitine, her iki davalınında açık bir şekilde kötü niyetli olduğu dikkate alınarak ayrı ayrı takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Tic A.Ş yetkilisi …, taraflarca dilekçe ekinde sunulan sözleşmeye dayanılarak imza ve içeriği davacılar tarafından ikrar olunan fakat ödenmemesi maksadıyla her türlü işlemin gerçekleştirildiği senet sebebiyle icra takibi başlatıldığını, icra takibine konu kambiyo evrakının 30/06/2019 tarihli çekin taraflarına keşide olunmamakla birlikte davacı olarak bulunan şahıslarca Yalvaç bölgesinden bir şahısla anlaşılarak davacı … tarafından çekin kendisine cirolanmış olduğunu, cüzdanda bulunan çekin çalındığı iddiası ile Yalvaç Asliye Hukuk Mahkemesinde çek zayi davasının derdest olduğunu, çek ve mahkeme kararları karşısında herhangi bir delil sunmayan davacının iddialarının dinlenilmesinin hukuken mümkün olmadığını savunarak, davanın usul ve esastan reddi ile %20 oranında tazminata karar verilmesini istemiştir.
BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2019/621 ESAS, 2021/680 KARAR VE 01/07/2021 TARİHLİ KARARI İLE; Davanın menfi tespit isteminden ibaret olduğu, taraflar arasında 27/02/2019 tarihli karşılıklı anlaşma protokolü imzalandığı, protokole göre, alacaklı …, borçlu şirket yetkilileri olarak …, … ve …. Ltd. Şti. olduğunun görüldüğü, taraflar arasındaki 27.02.2019 tarihli Protokolün 3. Maddesi ile, “İşbu Protokol ile, taraflar, borçlu … TİC.LTD.ŞTİ.’nin, alacaklı …’ya olan ve üzerinde anlaştıkları =5.113.000,00= TL’yi (Yalnız Beş Milyon Yüz On Üç Bin Türk Lirası) aşağıdaki şekilde ödemesi konusunda mutabık kalmışlardır. Şöyle ki; İşbu borç, işbu protokol tarihinde; işbu protokolün imzalanması sırasında; borçlu; …’nun ve çekte avali bulunan …’nun …bank’ın Isparta Şubesinden (Isparta) keşide ettiği aşağıda vadesi, nosu ve miktarı yazılı çeklerle ödenecektir; A. 30/03/2019 tarihli … Nolu 3.000.000,00 TL (Yalnız Üç Milyon Türk Lirası) bedelli çek, B. 30/06/2019 tarihli … Nolu 2.000.000,00 TL (Yalnız İki Milyon Türk Lirası) bedelli çek, C. 06/03/2019 tarihli … Nolu 113.000,00 TL (Yalnız Yüz On Üç Bin Türk Lirası) bedelli çek,… işbu yukarıda yazılı çeklerden biri üzerinde yazılı tarihte ödenmezse çeki düzenleyen … ile aval veren … şahsi ve şirketleri … TİC.LTD.ŞTİ.’ne ait tüm mal varlıkları ile sorumludurlar.” düzenlemesine yer verildiği, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davaya konu edilen 30.06.2019 keşide tarihli, … no’lu, 2.000.000,00 TL’lik çekin dava dışı iflas eden … Tic. Ltd. Şti’nin borcu olarak verildiğinin taraflarca kabul edildiği, davacı tarafından davalılar aleyhine açılan işbu Menfi Tespit davasının 26/08/2019 tarihinde açıldığı, Isparta 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 2018/524 esas sayılı dosyasında verilen 27/02/2019 tarihli karar ile; Isparta Ticaret Sicil Müdürlüğünün 5010-6419 sicil sırasında kayıtlı … Tic. Ltd. Şti’nin İİK’nın 177/4 maddesi uyarınca iflasına karar verildiği, işbu davanın iflas tarihinden sonra açıldığı dikkate alınarak HSK 1.Dairesinin 03/04/2018 tarih 538 nolu kararı gereğince işbu davanın yargı çevremizde bulunan Bakırköy 1- 2 ve 3 nolu Ticaret Mahkemeleri tarafından bakılıp sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle dosyanın tevzi edilmek üzere Bakırköy Tevzi Bürosuna gönderilmesine, mahkeme esasının kapatılmasına karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 5’inci maddesine göre her il merkezinde o ilin adıyla anılan hukuk mahkemeleri kurulacağı, Hukuk Mahkemelerinin Sulh Hukuk, Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret Mahkemelerinden ibaret olduğu, maddenin 6440 sayılı Yasa ile değişik beşinci fıkrasında iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde hukuk mahkemelerinin birden fazla dairesinin oluşturulabileceği ve bu dairelerin numaralandırılacağı; ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak daireler arasındaki iş dağılımının Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenebileceğinin öngörüldüğü, Hakimler ve Savcılar Kurulunun anılan kararında sayılan işler bakımından Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinin 1, 2 ve 3 numaralı daireleri açısından iş dağılımının yapıldığı ve bu dairelerin ihtisas mahkemesi olarak belirlendiği, bu kararda ihtisas mahkemelerinin hangi davalara bakacağının saptanmış olduğu, bu kapsamda iflas ve konkordato davaları ihtisas mahkemelerinin görev alanına dahil edildiği, İcra İflas Kanunundaki düzenleme ve Hakimler ve Savcılar Kurulunun 538 sayılı kararı ile görevli mahkemelerin belirlenmesinden sonra Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenen görevli mahkemeler ile bu mahkemeler dışında kalan Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin iş bölümü ilişkisi olmayıp, HMK 1 ve devamı maddelerinde düzenlenen görev ilişkisi olduğu, açılan davanın davacı …’nun keşideci, davacı …’nun ise avalist olduğu 30.06.2019 keşide tarihli 2.000.000,00 TL’lik çek nedeniyle borçlu olunmadığının istemine ilişkin menfi tespit davası olduğu, bu haliyle uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, buna göre yapılacak yargılama neticesinde işbu dava sonunda verilecek olan kararın netice itibariyle bir tespit hükmü olması sebebiyle ortada 2004 sayılı İcra İflas Kanununda düzenlenen iflas hükümlerinin uygulanmasını gerektirir bir ihtilafın bulunmadığı, görev bakımından genel hükümlere tabi olduğundan uyuşmazlığın çözümünde 7101 sayılı Kanunun 46. Maddesi ile 2004 sayılı İcra İflas Kanuna eklenen Geçici 14. Madde, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin beşinci fıkrası ile Hakimler Savcılar Kurulu 1. Dairesinin 03/04/2018 gün ve 538 sayılı kararı ile iflas ve konkordato davalarında görevli kılınan Mahkeme sıfatıyla Mahkememizin görevli olmadığı, İhtisas Mahkemeleri olarak belirlenen Bakırköy 1., 2. ve 3. Asliye Ticaret Mahkemeleri dışında kalan diğer Asliye Ticaret Mahkemelerinin de görevli olduğu, her ne kadar Mahkemenin ihtisas alanı dışında aynı zamanda diğer ticari davalara bakma görevi bulunsa da davaya bakma görevinin davanın ilk açıldığı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesine ait olmasının doğal hakim ilkesinin tabiatına daha uygun düştüğü gerekçesiyle mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine, dosyanın görevli Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, görevsizlik kararının kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde görevli mahkemenin belirlenmesi ve merci tayini için dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLER:Karar, davacılar vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davacılar vekili istinaf nedenleri olarak; Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin kararını özetleyerek, mahkeme kararının görev uyuşmazlığı olarak nitelendirildiğini, dava konusunun iflas olmadığı gibi davanın taraflarından birisinin iflas etmiş olmasınında söz konusu olmadığını, konunun tevziye ilişkin bir sorun olduğunu, mahkemenin görevi ile ilgili olmadığını, HSK tarafından Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin iflas ile uyuşmazlıklara bakması yönünden yetkilendirilmesinin genel yetkisini ortadan kaldırmamış olduğundan menfi tespit davası niteliğindeki davanın hangi mahkemede görüleceğinin görev sorunu olarak nitelendirilmemesi gerektiğini, her iki mahkemeninde davaya bakmakta görevli olduğunu, bu nedenle tevzi ile yapılan işleme yönelik her iki mahkemenin vermiş olduğu kararında usul ve yasaya aykırı olduğunu, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin önüne gelen ve görev yönünden bakmasına engel bulunmayan bu dosyada yargılamaya devam etmesi yönünde karar verilmesi gerektiğini iddia ederek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava; İcra İflas Kanunun 72.maddesi gereğince açılmış bulunan çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine dair menfi tespit davasıdır. Taraflar arasında; gerçekleştirilen protokol, dava konusu çekle ilgili herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık; davanın iflas davası olup ihtisas mahkemesince görülmesi gereken davalardan olup olmadığı ve davanın açıldığı mahkemece verilen gönderme kararı sonucunda mahkeme kararının usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu, 26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin beşinci fıkrasındaki belirleme yetkisi kapsamında, İflas ve konkordato konusunda uzman asliye ticaret mahkemesini, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki hafta içinde belirler “, düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı yasanın 66/ b bende ki düzenlemeden söz konusu hükümlerin yayım tarihinde yürürlüğe girdiği anlaşılmıştır. Yasal düzenleme kapsamında Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 03.04.2018 tarihli, 538 nolu kararı ile, 28.02.2018 tarihli ve 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 46. maddesi ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanuna eklenen geçici 14. madde uyarınca, “1)İflas yoluyla adi takipten doğan ;a) İflas davası (İcra ve İflas Kanunu 156.Madde),b)İtirazın kaldırılması ve İflas davası ( İcra ve İflas Kanunu 156. madde),2) Kambiyo senetlerine mahsus iflas yolu ile takipten doğan; a)İflas davası (İcra ve İflas Kanunu 173. madde), b) İtirazın kaldırılması ve İflas davası ( İcra ve İflas Kanunu 174.Madde)3) Doğrudan doğruya; a) Alacaklı tarafından talep edilen iflas davaları ( İcra ve İflas Kanunu 177.Madde)b)Borçlu tarafından talep edilen İflas davaları ( İcra ve İflas Kanunu 178. madde),c)Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin iflas davaları ( İcra ve İflas Kanunu 179. Madde),4) İflas tasfiyesinde düzenlenen sıra cetveline yönelik davalar ( İflas tarihinden önce açılıp yargılama sırasında kayıt kabul davasına dönüşen alacak davaları hariç olmak üzere kayıt kabul ve kayıt terkin davaları )( İcra ve İflas Kanunu 235. madde) ,5) Takasa itiraz davaları ( İcra ve İflas Kanunu 201. Madde), 6) İflasın kaldırılması talepleri ( İcra İflas Kanunu 182.Madde),7) İflasın kapanması talepleri ( İcra ve İflas Kanunu 254.Madde), 8) İtibarın yerine gelmesi talebi ( İcra ve İflas Kanunu 313 ve 314. maddeleri )9) Adi konkordatodan kaynaklanan talepler ( İcra ve İflas Kanunu 285 İle 308/ h Maddeleri )10)İflastan sonra konkordatodan kaynaklanan talepler ( İcra ve İflas Kanunu 309.Madde),11) Malvarlığının terki suretiyle konkordatodan kaynaklanan talepler (İcra ve İflas Kanunu 309/a ila 309/1 maddeleri ),12 ) Sermaye şirketleri ve kooperatifin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılması talepleri (İcra ve İflas Kanunu 309/ m ila 309/ ü Maddeleri ) Hususlardan kaynaklanan davalara ; 1-Üç ve daha az asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 1 numaralı asliye ticaret mahkemesinin,2-Üçten fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde ise 1,2 ve 3 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin ihtisas mahkemesi olarak belirlenmesine, 7101 sayılı Kanunun 46. maddesiyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa eklenen geçici 14.maddesinin birinci fıkrası uyarınca, bu kapsamda görülmekte olan davalar bakımından İflasın ertelenmesi ve konkordato talepleri hakkında talep tarihinde yürürlükte bulunan hükümlerin uygulanmasına, mahkemelerin derdest dava dosyalarının bu karara dayanarak anılan mahkemeye göndermeyeceğine, iş bu kararın Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihten itibaren açılacak davaların ise anılan mahkemelere tevzi edilmesine karar verildi “ kararı alınmıştır. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 03.04.2018 tarihli, 538 karar nolu kararı, 5 Nisan 2018 tarihli ve 30382 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanmıştır. HSK 1.Dairesinin kararı ile Bakırköy 1,2 ve 3. Asliye Ticaret Mahkemeleri iflas ve konkordato konusunda görevli mahkemeler haline gelmiştir. Mahkemelerin görevi, 6100 sayılı HMK’nın 1. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle Mahkemece resen ve yargılamanın her aşamasında göz önünde bulundurulur. Ne var ki, somut dava, mahkemece ve taraflarca kabul edildiği üzere menfi tespit davasıdır. Taraflar arasında iş bu dava dosyasında iflasa yönelik herhangi bir uyuşmazlık mevcut değildir. Açılan dava, iflas davası olmadığı gibi şirketlerden herhangi biri de iflas etmiş değildir. Davacı vekili tarafından, her ne kadar gönderme kararı verilen ilk derece mahkemesininde iş bu dava da görevli olduğu belirtilmiş ise de, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin gönderme kararındaki dayanak gerekçesi yerinde değildir. İlk derece mahkemesince ayrıntılı şekilde yer verildiği üzere Hakimler ve Savcılar Kurulu ihtisas mahkemeleri olarak 1, 2 ve 3 numaralı mahkemeleri belirlemiştir. Söz konusu belirleme her ne kadar ilgili mahkemelerin Ticaret Mahkemesinin görev alanına giren uyuşmazlıklarda görevsiz olmayacağı anlamını taşımasa dahi somut davada, davanın ilk açıldığı mahkeme tarafından gönderme kararına dayanak yapılan gerekçenin iş bu uyuşmazlıkta uygulanması mümkün değildir. Davacı vekilinin buna dair istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle ve özellikle yasal mevzuat kapsamı gereğince mahkemece verilen görevsizlik kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacılar vekilinin istinaf başvurularının reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/676 Esas, 2021/746 Karar ve 13/08/2021 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 bendi uyarınca esastan REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davacılardan … tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacılardan …’ndan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, davacılar arasında HMK 59 ve devamı maddeleri gereğince mecburi dava arkadaşlığı bulunmayıp, 57 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan ve her bir davacının ayrı ayrı harç ve masraflardan sorumlu olması gerektiğinden, istinaf kanun yoluna başvuran davacılardan harcı karşılamamış olduğu anlaşılan …’ndan hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA, ( ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan davacıların eksik harç yatırmış olmalarına rağmen davanın niteliği ve HMK 30.maddesinde düzenlenen usul ekonomisi de dikkate alınarak söz konusu eksikliğin hükümle birlikte tamamlanması uygun görülmüştür. ) 3-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde,6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1a-3 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 03/02/2022