Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1950 E. 2022/223 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1950 Esas
KARAR NO: 2022/223
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 20/10/2021
NUMARASI: 2020/18 Esas, 2021/1101 Karar
DAVANIN KONUSU: İflas (Adi Takipten Doğan İflas (İİK 156))
KARAR TARİHİ: 24/02/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketten olan alacağının tahsili amacı ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası üzerinden iflas yolu ile adi takip başlattığını, takibin kesinleştiğini, borcun ödenmediğini, haricen yapılan araştırmalarda davalı şirketin borç batağı içerisinde olduğu ve alacaklılarını çeşitli bahanelerle oyaladığını öğrendiğini belirterek davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece; davalı borçlu hakkında yapılan iflas yolu ile takibin itiraz edilmeden kesinleştiği, iflas takibi kesinleştiğinden İİK’nın 158 ve 166 maddesi uyarınca gerekli ilanların yapıldığı, usulüne uygun depo emri tebliğine rağmen borcun ödenmediği gerekçesiyle davalı şirketin iflasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporuna itiraz edildiğini, müvekkiline ait antrepoda kalite problemi olan sevkiyatlara ait malların kaldığını, müvekkili şirket tarafından … A.Ş’ye üretiminde oluşan zararı tazmin etmek amacıyla Mart 2019 tarihinde 90.000 € ödediğini, raporun, yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan kaleme alındığını, hesap hataları barındırdığını, raporun gerçeği yansıtmadığını, mahkemece itirazlarının incelenmeksizin eksik ve hukuka aykırı şekilde karar verildiğini, mizanda borçlu görülen tutarın, ulusal antrepoda bulunan bozuk mal ve zarar ödemeleri düşülerek tespit edilmesi gerektiğini, mahkeme gerekçesinin yetersiz olduğunu, gerekçeli karar hakkının ve dolayısıyla adil yargılanma hakkının ihlali olduğuna ilişkin olarak, AİHM’in, Anayasa Mahkemesi’nin ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun kararlarının bulunduğunu, Hiçbir şekilde kararı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, istinaf dilekçesine konu edilmiş olan kararın gerekçeli kararında; mahkemece oluşturulmuş olan kanaatin gerekçesinin ne olduğuna dair hiçbir bilginin yer almadığını, yasal düzenlemelerle davaya konu olay arasında bağlantı bile kurulmadığını belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, İİK’nın 158. maddesi uyarınca kesinleşmiş icra takibi nedeniyle borçlunun iflası istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı tarafından davalı şirket aleyhinde 27/09/2019 tarihinde, 370.000,00 Euro asıl alacak, 608,22 Euro işlemi faiz olmak üzere toplam 370.608,22 Euro alacağın tahsili konusunda iflas yolu ile adi takip başlatıldığı, gönderilen ödeme emrinin davalı şirketin taşındığından bahisle bila tebliğ döndüğü, davacı vekilinin İTO kaydını ibraz ederek TK 35. Maddesi gereğince ödeme emrinin tebliğini talep ettiği, bila tebliğ dönen adresin borçlunun sicil adresi olduğu, ödeme emrinin TK’nun 35. Maddesi gereğince davalı şirkete 09/10/2019 tarihinde tebliğ edildiği, süresi içerisinde itiraz edilmemesi üzerine takibin kesinleştiği, davanın İİK 156/4 maddesi uyarınca bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde 05.12.2019 tarihinde yetkili mahkemede açıldığı anlaşılmıştır. İİK’nın 155. maddesi; “Borçlu iflas yoliyle takibe tabi şahıslardan olup da alacaklı isterse ödeme emrine yedi gün içinde borç ödenmediği takdirde alacaklının mahkemeye müracaatla iflas talebinde bulunabileceği ve borçlunun gerek borcu olmadığına ve gerek kendisinin iflasa tabi kimselerden bulunmadığına dair itirazı varsa bu müddet içinde dilekçe ile icra dairesine bildirmesi lüzumu ve konkordato teklif edebileceği ilave olunur” hükmünü, aynı Yasa’nın 156/1 maddesi; “Ödeme emrindeki müddet içinde borçlu tarafından itiraz olunmamışsa alacaklı bir dilekçe ile Ticaret Mahkemesinden iflas kararı isteyebilir.” hükmünü düzenlemiştir. İcra ve İflas Kanunun 166. maddenin üst başlığı, “ İflas kararının tebliği ve ilanı “ dır. 166/2. fıkrada, karar tarihinde, tirajı ellinin (50.000) üzerinde olan ve yurt düzeyinde dağıtımı yapılan gazetelerden biri ile birlikte İflas edenin muamele merkezinin bulunduğu yerdeki bir gazetede ve Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edileceği, tirajı ellinin ( 50.000) üzerinde olan ve yurt düzeyinde dağıtımı yapılan gazetenin yayınlandığı yerin aynı zamanda muamele merkezi ise mahalli gazetede ilan yapılmayacağına yer verilmiştir 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 173/2. fıkrasındaki, İflas takibi kesinleştiğinde 166 ncı maddenin ikinci fıkrasındaki usulle ilan edilir, İflas talebinin ilanından itibaren on beş gün içinde diğer alacaklılar davaya müdahale veya itiraz ederek iflası gerektiren bir hal bulunmadığını ileri sürerek mahkemeden talebin reddini isteyebilirler düzenlemesi emredici niteliktedir. Her ne kadar gerekçeli kararda ilanların yapıldığı belirtilmişse de; dosya kapsamında, iflas ilanlarının yapılmasına ilişkin bir ara karar ya da ilanların yapıldığına ilişkin her hangi bir belgeye rastlanılmamıştır. İlan yapılmadan verilen İflas kararı anılan yasa hükmüne aykırıdır. Açıklanan nedenlerle,2004 sayılı İİK’nın 158/1 ve 173/2. fıkrasının emredici düzenlemesi kapsamında aynı yasanın 166/2. fıkrası çerçevesinde gerekli ilanların yaptırılması gerekirken yaptırılmamış olması yerinde olmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa dair hususlar incelenmeksizin kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/18 Esas, 2021/1101 Karar, 20/10/2021 tarihli kararının HMK 353/1a-4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,4-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,6-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1a-4 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/02/2022