Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1894 E. 2022/344 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1894 Esas
KARAR NO: 2022/344
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 28/12/2018
NUMARASI: 2017/198 Esas, 2018/1289 Karar
DAVANIN KONUSU: Kayıt Kabul
KARAR TARİHİ: 24/03/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın davalı müflis şirkete kullandırdığı krediler ve kefaletleri nedeni ile alacaklı olduğunu, alacağın kaydı için 21.08.2014 tarihinde masaya müracaat ettiklerini, iflas müdürlüğünce alacağı kanıtlayıcı belgeler bulunmadığından ve alacak talebi yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle 23.01.2017 tarihinde talebin reddine karar verildiğini belirterek 1.875.000,00-TL gayri nakdi (şarta bağlı) + 225.544,23-TL’de nakit (işlemiş mektup komisyonu) olmak üzere toplam 2.100.544,23-TL alacağın iflas masasına kaydedilmesi ile 2. alacaklılar toplantısına katılmaya karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, davanın HMK 150 maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına karar verildiği 19/09/2018 tarihinden itibaren üç aylık yasal süre içerisinde yenilenmediği gerekçesi ile HMK’ nun 150/5. maddesi uyarınca DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; işlemden kaldırma kararının tebliğ edilmediğini, davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceğini, ayrıca 28/12/2018 tarihinde verilmiş kararın yine hukuka ve usule aykırı olarak müvekkili kuruma 14/05/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, gerekçeli kararın üç yıl geçtikten sonra tebliğ edilmesinin açıkça mahkemeye erişim hakkı ve makul sürede yargılanma hakkının ihlali olduğunu, bu sebeple de kararın bozulması ve derhal davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, İİK’nun 235. Maddesine dayalı kayıt ve kabul istemine ilişkindir. Gerekçeli kararın iflas idare memurlarına tebliğ edildiği, dosyada iflas idare memurları tarafından yetkilendirilen ve vekaleti bulunan davacı vekiline gerekçeli kararın tebliğine ilişkin dosya kapsamında evrak bulunmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf dilekçesini süresinde ibraz ettiği kabul edilmiş, işin esası incelenmiştir. Uyuşmazlık, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı noktasında toplanmıştır. İstanbul … İflas Müdürlüğü 03.04.2018 tarihli cevabi yazısında, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/41 Esas sayılı dosyasından 16.11.2017 tarihinde iflasına karar verilen müflis … BANKASI A.Ş’nin tasfiye işlemlerinin, müdürlüğün … esas numarası ile TMSF tarafından yürütüldüğü, iflas tasfiyesinin adi şekilde yürütülmesine karar verildiği, iflas idare memurları …, …, …’ün iflas idare memurlarının masa leh ve aleyhine açılmış ve açılacak olan dava ve takiplere münhasır olmak üzere masayı münferiden temsile yetkileri bulunduğu bildirilmiştir. 6100 sayılı Kanun ‘un 150/4. maddesi gereğince, dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir. Aynı maddenin 5. fıkrasına göre ise işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır. HMK’nın 150. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilebilmesi için tarafların duruşmaya 7201 sayılı tebligat yasasının hükümlerine uygun davet edilmiş olmalarına rağmen mazeretsiz gelmemeleri veya gelen tarafın davayı takip etmeyeceğini bildirmesi sonucu dosyanın işlemden kaldırılmış olması gerekir. İşlemden kaldırma kararının tebliği edilmesi gerektiğine ilişkin yasal bir hüküm de bulunmamaktadır. Somut davada; mahkemece davacı/vekilinin yokluğunda 20/12/2017 tarihli celsede “Davacı vekiline müflis banka yönünden iflas idaresinden alınmış usulüne uygun vekaletnamesini sunması için gelecek duruşma gününe kadar süre verilmesine, İstanbul İflas Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak müflis banka … Bankası A.Ş tarafından açılan işbu davaya iflas idaresi olarak devam edilip edilmeyeceğinin bildirilmesinin istenilmesine, müzekkereye dava dilekçesi duruşma zabıt örneklerinin eklenmesine ” ilişkin ara karar tesis edildiği, duruşmanın 21/03/2018 tarihine bırakıldığı, ara karar doğrultusunda İflas Müdürlüğü’ne konu ilgili bildirimin yapıldığı, davayı açan vekil … tarafından 18.01.2018 tarihinde mahkemeye dilekçe ibraz edilerek, İcra ve İflas Kanunu’nun 194. Maddesi gereğince davanın ikinci toplanmasından on gün sonrasına kadar durdurulmasının talep edildiği, beyan dilekçesinin ekinde iflas idare memurları … ve … tarafından verilmiş, 15.12.2017 tarihli vekaletnamenin ibraz edildiği, mahkemece davacı/vekilinin yokluğunda 21/03/2018 tarihli celsede, ” 1-Yargılamanın İİK 194 maddesi uyarınca ikinci alacaklılar toplantısının yapılmasından 10 gün sonrasına kadar DURDURULMASINA, 2-İstanbul … İflas Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak müflis banka … Bankası A.Ş yönünden ikinci alacaklılar toplantısının yapılıp yapılmadığı, yapıldığında mahkememizde görülen işbu dava yönünden yargılamaya devam etmek isteyip istemedikleri hususunda beyanda bulunmasının istenilmesine,” yönelik ara karar tesis edilerek duruşmanın 19/09/2018 tarihine bırakıldığı, mahkemece davacı/vekilinin yokluğunda 19/09/2018 tarihli celsede “Davacı iflas idaresi temsilcilerine usulüne uygun bugünkü duruşma saatinin 13:30 olarak tebliğ edildiği, saatin 15:26 olduğu, yapılan çağrıda hazır olmadıkları gibi mazeret dilekçesi de sunmadıkları…” gerekçesi ile dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, mahkemece duruşma gün ve saatinin iflas idaresine bildirildiği, duruşma gün ve saatinin davacı vekili tarafından bilindiği, dosyaya vekaletname ibraz edildiği, davadan ve duruşma gününden haberdar olduğu, mazeretsiz olarak duruşmaya katılmadığı, ayrıca, davacı vekilinin istinaf dilekçesinde, duruşma gününün tebliğ edilmediğine ilişkin bir istinafının da bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-5411 sayılı Kanunun 140. maddesi gereği fon bankalarının her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu, davalı bankanın da Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun 29/05/2015 tarihli ve 6318 sayılı kararı ile fon bankası statüsüne alındığı, 22/07/2016 tarihi itibariyle bankacılık faaliyet izni kaldırıldığı anlaşılmakla davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere Üye Hakim …’nın muhalefetiyle oyçokluğu ile karar verildi.24/03/2022
KARŞI OY 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 11. ve Tebligat Yönetmeliği’nin 18. maddeleri uyarınca, vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu olup, asile yapılan tebligat hüküm ifade etmez. Bu husus kamu düzenine ilişkindir. Somut uyuşmazlıkta, dosyaya 18.01.2018 tarihinde ibraz edilen usulüne uygun vekaletnameye rağmen davacı vekiline 19/09/2018 tarihli celse için duruşma gün ve saatini bildirir meşruhatlı davetiye çıkartılmadığı, işlemden kaldırma kararının usul ve yasaya uygun olmadığı ilk derece mahkeme kararının kaldırılması gerektiğinden sayın çoğunluğun görüşüne muhalif kaldığıma dair görüşümü bildiririm.