Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1853 E. 2021/1529 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1853 Esas
KARAR NO: 2021/1529
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ: 02/07/2021
NUMARASI: 2021/112 Esas
DAVANIN KONUSU: Alacak (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/12/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalı … şirketi arasında 15/11/2017 tarihli Kırma Eleme Tesisi ve Ekipmanları Alt Kira Sözleşmesi düzenlendiğini, davalılar … ve … şirketleri ile davalı … şirketinin grup şirketleri olduğunu, davalı şirketlerin yetkilisinin, faaliyet konularının ve adreslerinin aynı olduğunu, sözleşme ile müvekkilinin finansal kiralama şirketinden kiraladığı kırma eleme tesisi ve makine ve ekipmanlarının alt kiracı davalı … şirketine kiralandığını, sözleşmeye konu makine ve ekipmanlarının çalışıp çalışmadığına bakılmaksızın bir aylık sabit kira bedelinin 120.000,00 TL olarak kararlaştırıldığını, kira bedeli olarak düzenlenen faturalara herhangi bir itirazda bulunulmadığını, ancak davalılar tarafından sürekli eksik ödeme yapıldığını, toplamda 2.480.423,33 TL bakiye alacaklarının ödenmediğini, noter kanalıya çıkarılan ihtara rağmen borcun ödenmediğini belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 100.000,00 TL alacağın en yüksek ticari avans faizi ile davalılardan tahsilini, alacak rehinle temin edilmediğinden borçlunun borcu karşılayacak malvarlığına ihtiyati haciz konulmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalılar vekili cevabında; 2016 yılında müvekkili şirketler ile davacı şirket arasında adi ortaklık kurulması ve bu adi ortaklık üzerine ekipman satın alınarak ekipmanların müvekkiller tarafından bulunacak işlerde çalıştırılmak suretiyle gelir elde edilmesi hususunda anlaşıldığını, adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından ekipmanların davacı ve dava dışı … adına leasing kullanılarak alındığını, leasing taksitlerinin davacının kestiği kira faturalarına istinaden müvekkilleri tarafından ödendiğini, adi ortaklığın borcunu ödeyerek gelir elde etme aşamasına geldiğinde davacı şirketin haksız şekilde ortaklığı feshettiğini, taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi bulunduğundan müvekkilinin davacıya kira borcu bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davalıların leasing taksitlerinin kira faturalarına dayalı olarak kendileri tarafından ödendiği savunmasına göre alacağın varlığı ve miktarının tespitinin yargılamayı gerektirdiği, sunulan belgelerle yaklaşık ispat koşullarının sağlanamadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi bulunmadığını, davalıların müvekkilinin alt kiracısı konumunda olduğunu, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin kiralama sözleşmesine ilişkin olduğunu, sözleşmenin ek-1 maddesinin “İşbu Sözleşme Taraflar Arasında Yalnızca İş Makinesinin Kiralanmasına İlişkin Sözleşme Olup, Tarafların ve Grup Şirketlerin Birbirleri ile İş Makinalarının Kiralamaları Dışında Herhangi Bir Ticari Başkaca İlişkileri Bulunmadığını Kabul ve Beyan ve Taahhüt Etmişlerdir” hükmünü içerdiğini, bu hüküm ile taraflar arasında kira sözleşmesi dışında başka bir ticari ilişki bulunmadığının karşılıklı imza ile hüküm altına alındığını, bedeli çok yüksek olan makinaların herhangi bir yazılı anlaşma olmadan müvekkili adına tescili yahut adi ortaklık kurulduğu iddiasının yazılı delille ispatı gerektiğini, bu hususta davalının yazılı bir belge sunmadığını, sundukları faturalara itiraz edilmediğini ve lehlerine ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve ihtiyati haciz talebinin kabulünü talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece İİK 265. maddesi gereğince ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, davacı taraf karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Taraflar arasında düzenlenen Kırma Eleme Tesisi ve Ekipmanları Alt Kira Sözleşmesinde, kira bedeli karşılığı makina ve ekipmanların davalıya tesliminin kararlaştırıldığı, sözleşmede makina operetörünün davacı tarafından temin edileceği ve operatörün işçilik ücreti ve ve SGK yükümlüklerinin davacıya ait olacağının hüküm altına alındığı görülmektedir. Davacı taraf, ihtiyati haciz talebine dayanak olarak taraflar arasında düzenlenmiş sözleşme, ihtarname, cari hesap ekstresi ile faturayı göstermiştir. Uyuşmazlık, İİK 257 maddesinde düzenlenen, ihtiyati haciz şartlarının mevcut olup olmadığı noktasında toplanmıştır. İcra ve İflas Kanunun 258. maddesinin 2. cümlesinde “Alacaklı alacağı ve icabında İhtiyati haciz sebepleri ( m.257) hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Denilmektedir. Kanun senetlerden değil, delillerden bahsetmektedir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için bir kimsenin aleyhine delil olmak üzere vücuda getirdiği bir belgenin varlığı şart değildir. İhtiyati haciz kararı verilirken dikkat edilmesi gereken hususun alacağın yazılı delille ispatı değil, alacağın varlığı konusunda hakime kanaat verecek delillerin sunulmasıdır. Hakim, taraflar arasındaki ilişkiye, alacağı doğuran sebebin şekline ve niteliğine göre ibraz edilen delilleri değerlendirerek alacağın varlığı hakkında bir kanaata vardığı takdirde İİK‘daki diğer şartlar mevcutsa ihtiyati haciz talebini kabul edecektir. Alacağın varlığına kanaat getirilmesi yaklaşık ispattır. Bununla birlikte hukuki bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi İhtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için “alacağın yargılamayı gerektirmesi“ şeklinde bir koşul kanunda öngörülmemiştir. İhtiyati hacizde teminat İİK 259. maddede düzenlenmiştir. Maddede, ihtiyati haciz isteyen alacaklının hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun veya üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve HMK 96’cı maddesinde yazılı teminatı vermeye mecbur olduğu, ancak, alacağın bir ilama müstenid ise teminatın aranmayacağı, ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenid ise mahkemenin teminata lüzum olup olmadığını takdir edeceğine yer verilmiştir. Somut olayda, davacı tarafından dosyaya ibraz edilen kira sözleşmesi, davalının savunması, noter ihtarnameleri, elektronik fatura ve faturanın tebliğine ilişkin belgeler ile diğer belgeler birlikte değerlendirildiğinde, davacının İİK’nın 258. Maddesinde belirtilen, mahkemede kanaat getirecek delillerin gösterildiği kabul edilerek davacının talebinin kabulü ile İİK 257 vd maddeleri gereğince teminat mukabili ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken, talebin reddi ve red gerekçesi yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere: 1- Davacının, istinaf başvurusunun esasa dair hususlar incelenmeksizin kısmen KABULÜNE, 2- İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/112 Esas sayılı derdest dava dosyasında verilen 02/07/2021 tarihli ara kararın KALDIRILMASINA, 3-a) Davacının İhtiyati haciz talebinin, İcra ve Kanunun 257/1. fıkrasına uygun görüldüğünden KABULÜNE, b) İcra ve Kanunun 259. maddesi uyarınca, ihtiyati haciz isteyen alacaklının hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayabilecekleri muhtemel zarar ve ziyanlarını karşılamak üzere alacağın %20 oranında nakit veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibraz olunduğunda borçlunun, menkul, gayrimenkul ve üçüncü şahıslarda olan hak ve alacaklarının borç tutarı ( 100.000,00 TL) ile sınırlı olmak kaydıyla İcra ve İflas Kanunun 257. maddesi gereğince İHTİYATEN HACZİNE, c) İhtiyati haciz kararının teminatın ibrazından sonra İcra ve İflas Kanunun 261. maddesi gereğince yetkili İcra dairesince infazına, 4- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar harcı peşin olarak alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 5 İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin mahkemece verilecek esasa dair kararda değerlendirilmesine,
7- Dosyanın gerekli işlemlerin yerine getirilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-f bendi ve İİK’nun 258/son fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.23/12/2021