Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1830 E. 2021/1470 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1830 Esas
KARAR NO: 2021/1470
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ: 03/08/2021
NUMARASI: 2021/463 Esas
DAVA: GENEL KURUL KARARININ İPTALİ (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
KARAR TARİHİ: 16/12/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili 02/08/2021 tarihli dava dilekçesinde; davacının davalı kooperatifin üyesi olduğunu, … Sitesi, … Blok, No:…, Çekmeköy / İSTANBUL adresinde bulunan kooperatifte müvekkiline … Blok, … Kat, … ve … nolu, .. Blok, … Kat … nolu … adet bağımsız bölümün tahsis edildiğini, müvekkilinin ortaklığının halen devam ettiğini, kooperatifin diğer ortaklarına daireleri 2019 yılı sonundan itibaren fiilen teslim ettiğini, ortakların dairelerini kullanmaya başladıklarını, ferdileşme yapılarak tapuların ortaklar adına tahsis yoluyla tescil edildiğini, müvekkiline ait 3 dairenin ise fiilen teslim edilmediği gibi tapularınında verilmediğini, davalı kooperatife gönderilen 26/11/2014 tarihli noter ihtarnameleri ile müvekkilinin mağdur edildiğini, müvekkil adına tahsisli dairelerin teslimi, kira kaybı ve genel kurulda bütçe oluşturulmasının kooperatiften istenildiğini, ancak bu tarihe kadar dairelerin teslim edilmediğini, tapununda verilmediğini, kooperatif yönetiminin kooperatifçilik ilkesine tümüyle aykırı bir maddeyi genel kurul gündemine koyduğunu ve aldığı kararla müvekkilinin ortaklıktan çıkarıldığını, ortaklıktan nasıl çıkarılacağının kanunun 16. ve 27.maddeleri ile ana sözleşmenin 14.maddesinde açıkça belirtilmiş olduğunu, bu belirtilenler dışında kooperatif ortaklığından çıkarılmanın söz konusu olmayacağını iddia ederek, müvekkiline ait olan taşınmazların tapularının kooperatif tarafından verilmediği gibi ayrıca 03/07/2021 tarihli genel kurul kararının 11.maddesi ile mülkiyeti kooperatife ait olan İstanbul ili, Çekmeköy ilçesi, … ada, … parsel sayılı, … Blok, … numaralı bağımsız bölüm dairenin genel kurul kararı ile satışına karar verildiğinden müvekkilinin hak kaybının telafisinin mümkün olmayacağını belirterek kooperatif adına kayıtlı olan taşınmaz kaydına HMK 389.maddesi uyarınca ihtiyati tedbir şerhi konulmasına, alınan kararın iptaline, kooperatif genel kurul kararının iptaline, yoklukla malul olduğunun tespitine, 03/07/2021 tarihinde alınan ihraç kararının yok hükmünde olması nedeniyle ihraç kararının iptaline, bunun sonucu olarak müvekkilinin kooperatif ortaklığının devam ettiğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı kooperatif temsilcileri; davacı tarafın kendisini haklı gördüğü konularda yargı önünde hak aramasının saygı ile karşılanacak bir davranış olduğunu, ancak herkesin aldatıcı beyan ve işlemlerden kaçınmak, iyi niyetli olmakla yükümlü olduğunu, davalı kooperatifin daha başlangıçta proje aşamasında iken 2+1, 3+1 ve dubleks olmak üzere üç tip konut üretimi gerçekleştirmek üzere faaliyete başladığını, konutlar dışında kendi ortakları için 89 ortaklık payı oluşturularak her bir ortaklık payının karşılığı bir konut olmak üzere 89 adet konut üretip ortaklarına teslim etmek yükümlülüğü altına girdiğini, inşaatların bitiminden sonra kura çekimi sonucu daire tahsisi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, konut ihtiyacı nedeniyle kooperatife üye olmak isteyen kişilerin daha başlangıçta hangi tip konut edinmek üzere üye olacaklarını ve A-B-C-D Bloklar olarak 4 bina şeklinde üretilecek konutların hangi blokta hangi nolu daire karşılığı ortaklık payı sahibi olduklarını isteyerek ve bilerek üye olduklarını, bu şekilde davacı için … Blok …, … ve … nolu daireler yönünden pay ortaklığının oluşturulduğunu, kooperatifin konutları inşa edeceği arsanın sahiplerinden biri olan … A.Ş. ile kooperatif yönetimi arasında düzenlenen satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca 28 adet konutun teminatını teşkil etmek üzere kooperatif ortakları için üretilen 8 adet konutun tapu kayıtlarının şirket üzerinde bırakılarak kooperatifin şirkete karşı yükümlülüğünün yerine getirildiğini, davacıya ait … Blok … nolu konutun tapusunu arsa payı sahibi şirket tarafından üçüncü kişiye satılıp tapuda devir işlemlerinin yapılması nedeniyle tapu iptal tescil davası açılmayıp satış yapan şirket aleyhine kooperatif davası açıldığını, İstanbul Anadolu 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/301 Esas sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğünü, ayrıca arsa sahibi şirket aleyhine tazminat davası açıldığını, yargılamanın devam ettiğini, davacının bulunduğu her üç ortaklık payı yönünden bu ortaklık paylarının karşılığı olan konutların kendisine teslim edilmemesi nedeniyle uğradığı zararlar yönünden davalı kooperatif aleyhine tazminat davası açıldığını, bu davanın İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1017 Esas sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğünü, davacının konusu ortadan kalkan C-17 ortaklık payı yönünden ısrarlı olarak ortaklığının devam ettiğini ileri sürmesinin genel kurul gündemine getirildiğini, genel kurulda ortaklığın konusunun ortadan kalkması nedeniyle ortaklık adedinin 89’dan 87’ye indirilmesine büyük çoğunlukla karar verildiğini savunarak, genel kurulun bu yöndeki kararına ilişkin açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME ARA KARARI: Mahkemece; geçici hukuki korumalardan olan ihtiyati tedbire karar verilebilmesi için ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve ihtiyati tedbirin bir sebebinin mevcut olması gerekeceği, yargılama sırasında mevcut durumun değişmesi halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkansız hale gelmesi, gecikme sebebinin bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi söz konusu olan hallerde ihtiyati tedbir sebebi var kabul edileceği, ihtiyati tedbir talep edenin haklarının korunmasında zorunluluk bulunan hallerde hakim karşı tarafı dinlemeden de karar verebileceği, tedbir talep eden taraf, gerekçesine dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu, ayrıca 6100 sayılı HMKnın 391/1.maddesinde: ”Mahkeme tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir.” hükmünün bulunduğu, dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının ihtiyati tedbir talep ettiği söz konusu taşınmazın mülkiyetinin davanın ve uyuşmazlığın konusunu oluşturmadığı gerekçesiyle koşulları oluşmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin verilen kararla mağdur edildiğini, davacının davalı kooperatif üyesi olduğunu, müvekkil adına verilmesi gereken taşınmazların kooperatif tarafından arsa sahibine teminat olarak verildiğini, bir dairenin arsa sahibi tarafından satıldığını, kooperatif ile arsa sahibi arasında görülen tapu iptal davasının yıllardır sürdüğünü, tapuların bir türlü verilemediğini, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesinin ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesinin gerekli ve zorunlu olduğunu, mahkeme tarafından tedbir kararının amacı ve varılmak istenen sonucun birlikte değerlendirilmediğini, hakkın elde edilmesinin imkansız hale geleceğini, bu hususun yaklaşık olarak ispat edildiğini, verilen ret kararı ile yargılama sonucu verilecek kararın işlevsiz hale geleceğini, müvekkilinin genel kurul kararının 14.maddesi ile üyelikten çıkarılmasına karar verildiğinden hakkın elde edilmesinin imkansız hale geleceğini, HMK’nın 389.maddesinde belirtilen şartların oluştuğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve 14 parsel sayılı B Blok, 4 numaralı bağımsız bölüm taşınmaz kaydına teminatsız veya teminat karşılığı ihtiyati tedbir kararı konulmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava; kooperatif üyeliğinden çıkarılma kararının iptali, ortaklığın kesintisiz devam ettiğinin tespiti istemine ilişkindir.Talep; davacı tarafça davalı kooperatif adına kayıtlı olan taşınmaz üzerine HMK 389.maddesi gereğince ihtiyati tedbir şerhi konulması istemidir. Mahkemenin ret kararı, davacı tarafça istinaf edilmiştir.6100 sayılı HMK’nın 341.maddesi ve aynı yasanın 391/3.fıkrası gereğince ihtiyati tedbir talebinin ret kararına karşı istinaf kanun yoluna başvuru hakkı bulunduğundan, davacı talebinin incelenmesine geçilmiştir. Taraflar arasında; davacının davalı kooperatifin üyesi olduğu, davalı kooperatif kararı ile üyelikten ihracına karar verildiği, dava dışı taşınmaz maliki ile kooperatif arasında tapu iptal ve tescil ve tazminata dair hukuki uyuşmazlıkların olduğu konularında herhangi bir çelişki mevcut değildir.Uyuşmazlık; genel kurulunun iptali istemine dair iş bu davada, davalı kooperatif adına kayıtlı olan taşınmaz üzerine, ihtiyati tedbir kararı verilip verilemeyeceğidir.İhtiyati tedbir, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun onuncu kısım birinci bölümde geçici hukuki korumalar üst başlığı ile ihtiyati tedbirin şartları ise 389 maddede düzenlenmiştir. Maddede, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakınca yahut ciddi bir zarar doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği belirtilmiştir. Yani ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yasanın düzenlediği şartların varlığı gerekli olmakla birlikte, şartların varlığı halinde bir davada her konuda ihtiyati tedbir kararı verilmemekte yalnızca uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilmektedir. Somut davada, ihtiyati tedbire konu edilen husus, davalı kooperatif adına kayıtlı olduğu belirtilen taşınmazdır. Ancak iş bu davanın konusu, taşınmaz ile ilgili olarak değildir. Yani davada taşınmaz uyuşmazlık konusu değildir. Yukarıda yer verildiği üzere 6100 sayılı HMK’nın 389/1.fıkrasında açıkça, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararının verilebileceği belirtilmiştir. Yasanın açık düzenlemesi karşısında, aksine karar verilmesi aynı yasanın 33.maddesinde belirtilen hakimin Türk Hukuku’nu resen uygular düzenlemesine de aykırılık teşkil edecektir. Açıklanan nedenlerle ve özellikle 6100 sayılı yasanın 389 ve ilgili maddeleri ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu hükümleri gereğince, genel kurul kararının iptaline ilişkin uyuşmazlıkta dava konusu olmayan taşınmaz kaydı üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesinin kanunen mümkün olmaması nedeniyle ilk derece mahkeme ara kararı usul ve yasaya uygun kabul edilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1- İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/463 Esas sayılı dava dosyasında verilen 03/08/2021 tarihli ara karar, usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,4-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 391/3.fıkra ve aynı yasanın 362/1-f bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.16/12/2021