Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1811 E. 2022/381 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1811 Esas
KARAR NO: 2022/381
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/12/2018
NUMARASI: 2018/585 Esas, 2018/1201 Karar
DAVA: SIRA CETVELİNE İTİRAZ (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
KARAR TARİHİ: 31/03/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, 26.06.2018 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirketin İktisadi Devlet Teşekkülü olduğunu, teşekkülleri tarafından, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu veya EÜAŞ Satın Alma ve İhale Yönetmeliği kapsamında yapılan ihaleler sonucunda ihaleyi kazanan yüklenici firmalarla yapılan sözleşmeleri güvence altına almak amacıyla düzenlenen teminat mektupları olarak … Bankası A.Ş tarafından düzenlenmiş teminat mektuplarının da sunulduğunu, teminat mektuplarının firmaya iade edilmediğini, bu süre içinde davalı bankanın İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.11.2017 tarih ve 2017/41 Esas sayılı kararı ile iflasına karar verildiğini, İflas tasfiyesinin İstanbul … İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyası üzerinden devam ettiğini, hizmet alım sözleşmesine istinaden dava dışı … Ltd.Şti tarafından verilen müflis bankaya ait 180.000,00 TL tutarlı 05.08.2014 tarihli kesin teminat mektubunun alacak talebinin İflas idaresi tarafından reddedildiğini, kesin teminat mektubunun müvekkili alacağı olarak kabul edilerek masaya kaydının yapılmasını, tasfiye sonunda müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, BDDK ‘nın 22.07.2016 tarihli kararı ile TMSF’nın 21.07.2016 tarihli yazısındaki talebi üzerine 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 107. maddesinin son fıkrası gereğince … A.Ş ‘nin faaliyet izninin kaldırılmasına karar verildiğini, TMSF tarafından açılan İflas davasında 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 106. maddesi gereğince bankanın iflasına karar verildiğini, davacı şirketin müflis bankadan 180.000,00 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle İstanbul … İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasına … kayıt numarasıyla alacak kayıt talebinde bulunduğunu, yapılan inceleme neticesinde davacı kurumun alacak kayıt talebine konu 05.08.2014 tarihli 180.000,00 TL tutarlı lehdarı … Ltd.Şti, muhatabı … A. Genel Müdürlüğü olan kesin teminat mektubunun 30.01.2017 tarihine kadar geçerli olmak üzere müflis banka tarafından düzenlendiğini, teminat mektubunun vadesinin süresiz uzatılmasının talep edildiğini, bu talebin bankanın faaliyet izninin kaldırıldığı tarihten sonraya denk geldiğinden yerine getirilmediğini, bu hususun 23.01.2017 tarihli cevabı yazı ile davacıya bildirildiğini, mektubun vade sonunda hükümsüz kaldığını ve müflis banka kayıtlarından risk çıkışı yapıldığını, bu itibarla davacı tarafın dava konusu teminat mektubuna İlişkin alacak kayıt talebinin reddedilmesinde usul ve yasaya aykırı olduğunu savunarak, davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, emsal Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2014/7272 Esas, 2015/3936 Karar,26.05.2015 tarihli, 2015/7876 Esas, 2016/650 Karar,10.02.2016 tarihli vb kararlarında da belirtildiği üzere, iş bu davaya bakma görevinin adli yargıya ait olmayıp idari yargının görev alanında bulunduğu gerekçesiyle, davanın görev- yargı yolu -dava şartı yokluğundan usülden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak, mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yargı yolunun adli yargı yeri olduğunu, iş bu davanın alacağın İflas masasına kaydının yapılarak tasfiye sonunda alacağın ödenmesi talep edildiğinden davaya bakmakla adli yargı yerinin görevli olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak, müflis bankanın taraf olduğu davalarda adli yargının görevli olduğunu, Uyuşmazlık Mahkemesinin 2020/345 Esas, 2020/412 Karar ve 22.06.2020 tarihli kararla adli yargının görevli olduğuna karar verildiğini, müflis bankanın İflas idaresi memurlarının Fon Kurulu tarafından belirlenmiş olmasının, iflas idaresinin düzenlediği sıra cetveline idari işlem niteliği kazandırmayacağını, İİK 235. maddesi gereğince sıra cetveline itiraz davalarında görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını ve görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğuna karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, İİK 235.maddesi gereğince açılan sıra cetveline itiraz (kayıt kabul ) davasıdır. Taraflar arasında, davacının teminat mektup alacağına dair talebinin masa tarafından reddedildiği konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, iş bu davada idari yargı yerinin mi adli yargı yerinin mi görevli olduğuna ilişkindir. Dosya kapsamından, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/41 Esas sayılı dosyasında 16.11.2016 tarihli karar ile … Bankası A.Ş ‘nin iflasına karar verildiği, davacı tarafça 17.01.2017 tarihli yazı ile bankadan 05.08.2014 tarihli 180.000,00 TL tutarındaki kesin teminat mektubunun geçerlilik süresinin 30.01.2017 tarihinde bitecek olduğu, yüklenici firmanın sözleşme hükümlerini yerine getirmediği belirtilerek, teminat mektubunun süresiz olarak uzatılmasının talep edildiği, bankanın 23.01.2017 tarihli cevabında, 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 107. maddesinin son fıkra hükümleri uyarınca faaliyet izninin kaldırılmasına karar verildiğini, karar çerçevesinde bankanın bankacılık işlemleri yapılamadığından teminat mektubu vade uzatım talebinin yerine getirilmediğinin belirtildiği, davacının 180.000,00 TL alacak talebinin İflas idaresi tarafından … alacak kayıt no ile reddine karar verildiği ve davacının iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır. Dosyanın incelenmesinden ve uyuşmazlık mahkemesinin 2020/231 Esas, 2020/373 Karar ve 22/06/2020 tarihli karar örneğinden, davacı müflis … Bankası A.Ş. olan sıra cetveline kayıt kabul davası nedeniyle açılan dava sonucunda İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/943 Esas, 2019/44 Karar ve 18/01/2019 tarihli kararı ile idari yargının görevli olması nedeniyle usulden ret kararı verildiği, karara yönelik olarak istinaf yoluna başvurulması üzerine usulden ret kararının Dairemizin, 19/09/2019 tarih ve 2019/1479 Esas, 2019/1592 Karar sayılı kararı ile başvurunun esastan reddine karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine ise Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 23/12/2019 gün, 2019/3326 Esas, 2019/5484 Karar sayılı ilamı ile onandığı ve görevsizlik kararının kesinleştiği, davacının bu kez idari yargı yerinde dava açtığı, İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 04/02/2020 günlü, 2020/205 Esas sayılı dosyasında adli yargı mercilerinin görevli kılındığı, 2004 sayılı yasada idari yargı yerlerine verilmiş herhangi bir yargılama görevi bulunmadığı gerekçesiyle idare mahkemesi dosyası ile İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/943 Esas sayılı dosyası arasında 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkındaki Kanunun 19.maddesi uyarınca görevli yargı mercinin belirlenmesi amacıyla dosyanın uyuşmazlık mahkemesine gönderildiği, uyuşmazlık mahkemesinin ise İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin kararını kaldırarak davanın çözümünde adli yargının görevli olduğuna dair oy birliği ile kesin olarak karar verildiği anlaşılmıştır. 2247 Sayılı ” Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkındaki Kanun “‘un 29.maddesinde; kararların kesinliği ve yayınlanması üst başlığı ile, uyuşmazlık mahkemesinin kararlarının kesin olduğu, Başkanın uygun göreceği kararların Resmi Gazetede yayımlanacağı düzenlenmiştir. Açıklanan nedenlerle ve özellikle kesin olarak verilen uyuşmazlık mahkemesi kararı neticesinde; mahkeme tarafından idari yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın dava şartı olmaması nedeniyle reddine karar verilmiş ise de 2247 sayılı Kanunun 29.maddeside göz önünde bulundurularak, iş bu uyuşmazlıkta adli yargı yerinin görevli olduğunun kabulü gerekeceğinden, esasa dair hususlar incelenmeksizin, davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkeme kararının, işin esasının incelenmesi amacıyla kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere: 1-Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/585 Esas, 2018/1201 Karar ve 03.12.2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA, 3-Dairemiz kararına uygun olarak ve işin esası ile ilgili yeni bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davacının peşin olarak yatırmış olduğu 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, davalı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 5-Tarafların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin, mahkemece yeniden kurulacak hükümde DEĞERLENDİRİLMESİNE, 6-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 353/1a-4.bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.31/03/2022