Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1810 E. 2021/1415 K. 06.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1810 Esas
KARAR NO: 2021/1415
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ: 16/09/2021
NUMARASI: 2021/486 Esas
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden
Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/12/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 30.11.2020 tarihinden 01.03.2021 tarihine kadar davalı şirkete ambulans hizmeti sağladığını, ambulans ile davalı şirketin bildirdiği adreslerdeki kişilere pcr testi uyguladıklarını ve numune aldıklarını, 01.03.2021 tarihinden sonra ise ambulansın davalıya kiraya verildiğini, müvekkilinin, işçileri olan şoför ve sağlıkçıları davalının istihdam ettiğini, davalı şirketin müvekkilinin hesabına 13.01.2021 tarihinde “dünya ambulans fatura ödemesi” açıklaması ile 9.289,12 TL, 05.03.2021 tarihinde ise “… ambulans fatura ödemesi 310121” açıklaması ile 8.013,60 TL ödeme yaptığını, icra takibine konu olan 28.02.2021 tarihli 33.653,88 TL ve 10.620,00 TL olan iki ayrı fatura bedelinin ödemesinin yapılmadığını, İstanbul Anadolu … İcra Müdürülüğünün … sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, davalının icra takibine itiraz ettiğini, müvekkilinin sözleşme gereği tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, faturalarla ilgili vergi beyanında bulunduğunu, faturaların ticari defterlere kaydedildiğini belirterek borçlunun malvarlığı değerleri üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, dava konusu borcun %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 16.09.2021 tarihli ara kararında özetle; HMK m. 390 gereği davacının haklılığını yaklaşık olarak ispat etmekle yükümlü olduğu, alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği, şartların oluşmadığı, gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Ara karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili 06.10.2021 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; alacağın varlığının yargılamayı gerektirmesi tedbir talebinin reddi için haklı bir gerekçe olarak kabul edilemeyeceğini, dava dosyasına faturaları, ödeme dekontlarını ve taraflar arasındaki sözleşmeyi sunduklarını, davalı tarafından faturalara itiraz edilmediğini, davalının whatsapp yazışmalarında borcunu ödeyeceğini beyan ettiğini, itirazın iptali ve takibin devam etmesi için İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açtıklarını, borçlunun mal kaçırması durumunda davayı kazanmış olsalar da müvekkilinin alacağını tahsil edemeyeceğini ve ciddi zarara uğrayacağını belirterek İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/486 E. Sayılı davasındaki ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin verilen ara kararın kaldırılarak borçlunun malvarlığı değerlerine (banka hesapları, taşınır ve taşınmazları vs. malvarlığı değerleri) ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, ticari hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İhtiyati tedbir talebinin reddine dair ara karar davacı tarafından istinaf edilmiştir. Geçici hukuki korumaların bir türü olan ihtiyati tedbirin şartları 6100 sayılı HMK’nun 389. maddesinde düzenlenmiş olup anılan düzenleme “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmünü haizdir. Anılan hükümde de açıkça belirtildiği üzere, ihtiyati tedbir kararı, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki korumadır. Başka bir ifade ile ihtiyati tedbir verilebilmesinin en önemli şartı bir ihtiyati tedbir sebebinin mevcut olmasıdır. Kanunda bu husus genel olarak düzenlenmiş, hâkime oldukça geniş bir takdir alanı bırakılmıştır.(m. 389/1). Kanun, burada “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından” söz etmektedir. Bu hüküm dikkate alındığında, mevcut durumun değişmesi hâlinde,hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması,hakkın elde edilmesinin tamamen imkânsız hâle gelmesi, gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi varsa, ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilecektir. Bunun dışında aynı fıkranın devamında diğer bir şart olarak da üzerine tedbir konulması talep edilenin uyuşmazlık konusu olması gerekmektedir. Somut olayda davacı, davalıya hizmet verdiğini, davalının hizmet bedelini ödemediğini, bu sebeple davalı aleyhine takip yaptığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın iptali için iş bu davayı açtıklarını, açtıkları davada davalı adına kayıtlı mal varlığı değerleri üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiği anlaşılmaktadır. Üzerine tedbir konulması talep edilen davalı mal varlığı uyuşmazlık konusu değildir. Bu sebeple HMK’nın 389/1.maddesinde belirtilen tedbirin sadece uyumazlık konusu hakkında verilebileceği ilkesi gerçekleşmemiştir. Bu kapsamda, davacının istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/486 Esas sayılı derdest dava dosyasında verilen 16/09/2021 tarihli ara karar usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar harcı davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3- Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a. fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.06/12/2021