Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1779 E. 2021/1492 K. 17.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1779 Esas
KARAR NO: 2021/1492
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ: 25/05/2021
NUMARASI: 2021/332 Esas
TALEP: İHTİYATİ HACİZ
KARAR TARİHİ: 17/12/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 08.05.2021 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirket ile davalı arasında 05.06.2015 tarihinde, İstanbul ili, Eyüp ilçesi, … Mah. … Caddesi, … pafta, … ada, … parselde kayıtlı arazi üzerinde bulunan bodrum katları dahil 6 kat, toplam 8120 metrekare inşaat alanına sahip yapının projelerinin incelenmesi, ruhsata ve eklerine uygun olarak yapılmasının denetlenmesi işi için yapı denetim hizmeti sözleşmesi yapıldığını, 15.02.2021 tarihli yapı denetim hizmet sözleşmesi gereğince, müvekkilinin borcunun yapıyı her aşamada denetlemek, davalının borcunun ise hakediş bedellerini ödemek olduğunu, bu durum ilgili sözleşmenin 7. Maddesinde belirtildiğini, dava dosyasına sundukları hakediş raporlarıyla alacağın sabit olduğunu, davalının hakediş bedelini ödememesi üzerine davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalının icra takibine itiraz ettiğini, başvurmuş oldukları zorunlu arabuluculuktan anlaşma sağlanamadığını, alacağın hakediş raporlarıyla sabit olduğunu, şirket ticari kayıtları ile dosyaya sunulan ve celbi istenilen deliller üzerinde yapılacak incelemeyle alacağın sabit olduğunu, muhtemel zararların telafisi için ihtiyati haciz talep ettiklerini belirterek davalının taşınır, taşınmaz ve 3. kişilerdeki alacak ve hakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI: İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 25/05/2021 tarihli ara kararında özetle; İİK m. 258’de aranan ispat ölçüsünün tam ispat değil, yaklaşık ispat olduğu, alacağın varlığı ve muacceliyeti ile ilgili kanaat verici belgenin varlığının şart olduğu, alacağın muaccel olup olmadığının ve muaccelse miktarının bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesi gerektiği, yaklaşık ispat koşulu sağlanmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU Davacı vekili 31.05.2021 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; İİK. m. 258/1 hükmüne göre, alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesine gerek olmadığını, mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesinin yeterli olacağını, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın yargılamayı gerektirmemesi şeklinde bir koşulun kanunda öngörülmediğini, TBK m. 74 gereği borçların, doğumu anında muaccel olduğunu, muhtemel zararların telafisi için ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini belirterek İstanbul 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/332 E. sayılı davasında, ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, yapı denetim hizmeti sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali ile birlikte ihtiyati haciz istemine ilişkindir. Uyuşmazlık; İİK m. 257’de düzenlenen ihtiyati haciz şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. İhtiyati hacze konu edilen alacağın hizmet akdine dayandığı, taraflar arasında yapı denetimi hizmet sözleşmesinin imzalandığı anlaşılmıştır. Davacı vekili dava dilekçesi ekinde, 05.06.2015 tarihli yapı denetim hizmet sözleşmesinin örneğini, denetim hizmet bedeline ait hakediş raporları ile birtakım fatura suretlerini dosyaya ibraz etmiştir. 2004 sayılı İİK’nın 257 ve devamında ihtiyati haciz düzenlenmiştir. İhtiyati haciz şartları 257. Maddede, 258. Maddede ise ihtiyati haciz kararına yer verilmiştir. 258. Maddenin ilk fıkrasında alacaklının alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecbur olduğu ifade edilmiştir. İcra ve İflas Kanunun 258. maddesinin 2. cümlesinde “Alacaklı alacağı ve icabında İhtiyati haciz sebepleri (m.257) hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Denilmektedir. Kanun senetlerden değil, delillerden bahsetmektedir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için bir kimsenin aleyhine delil olmak üzere vücuda getirdiği bir belgenin varlığı şart değildir. İhtiyati haciz kararı verilirken dikkat edilmesi gereken hususun alacağın yazılı delille ispatı değil, alacağın varlığı konusunda hakime kanaat verecek delillerin sunulmasıdır. Hakim, taraflar arasındaki ilişkiye, alacağı doğuran sebebin şekline ve niteliğine göre ibraz edilen delilleri değerlendirerek alacağın varlığı hakkında bir kanaata vardığı takdirde İİK‘daki diğer şartlar mevcutsa ihtiyati haciz talebini kabul edecektir. Alacağın varlığına kanaat getirilmesi yaklaşık ispattır. Bununla birlikte hukuki bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi İhtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için “alacağın yargılamayı gerektirmesi“ şeklinde bir koşul kanunda öngörülmemiştir. Yasal düzenlemeler ve açıklamalar doğrultusunda somut talep değerlendirildiğinde, davacının dava konusu ettiği alacak, verildiği iddia edilen hizmet karşılığı ödenmeyen ücret alacağına yöneliktir. Davacı, dava dilekçesi ekinde yapı denetim hizmet sözleşmesini, hakediş raporlarını ve faturaları ibraz etmiş ise de hakediş raporlarının içeriği ve faturalar birlikte değerlendirildiğinde, İİK’nun 258. Maddesinde belirtilen mahkemeye kanaat getirecek deliller kapsamında değerlendirilmesi mümkün görülmemiştir. Diğer bir ifade ile davacı mahkemeye kanaat getirecek deliller ibraz etmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle İİK 258/1. fıkrası gereğince mahkemeye kanaat getirecek deliller ibraz edilmediğinden ilk derece mahkemesinin ret kararı yerinde olduğundan davacının istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/332 Esas sayılı derdest dava dosyasında verilen 25/05/2021 tarihli ara kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar harcı davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,3- Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a. fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/12/2021