Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1723 E. 2021/1412 K. 06.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1723 Esas
KARAR NO: 2021/1412
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 23/06/2021
NUMARASI: 2021/363 Esas
DAVANIN KONUSU: İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/12/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu’nun işletmesini yaptığını, davalı borçlunun söz konusu otoyollardan 10/01/2020-15/09/2020 tarihleri arasında ücret ödemeksizin ihlalli geçişler yaptığını, bu ihlaller ile 4 katı tutarındaki gecikme cezasının tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının itirazında haksız olduğunu, davalı borçluya ait araçlar ile ücret ödenmeksizin geçişler yaptığını, Karayolları Genel Müdürlüğü ve müvekkili şirketçe yeterince bilgilendirme yapılmakta olduğunu, işlemlerin 6001 s. Karayolları Genel Müdürlüğü Hizmetleri Hakkında Kanun uyarınca yapılmış olduğunu, davalı borçlunun itirazlarının mesnetsiz olduğunu, davalı tarafın mesleği/ticari işi gereği ücretli otoyolu kullanmakta olduğunu, araçların ticari amaçla kullanıldığını, avans faiz talep ettiklerini, icra inkar tazminatı koşullarının oluştuğunu, dava tarihi itibariyle 99.024,40 TL alacaklarının bulunduğunu, alacağın tahsilinin tehlikeye girmemesi için alacağı yetecek kadar malvarlığının ihtiyaten haczinin gerektiğini belirterek itirazın iptaliyle takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 23/06/2021 ara kararında özetle; davanın henüz tensip aşamasında olduğunu ve bu aşama itibariyle davacının alacaklı olup olmadığının belirsiz olduğunu, alacaklı olup olmadığının yargılama neticesinde ortaya çıkacağını, ihtiyati haciz talep eden davacının alacaklı sıfatının mevcudiyetinin belirsiz olduğunu, ayrıca somut olayda söz konusu alacağın vadesinin gelip gelmediğinin de yargılamayı gerektirdiğinden belirsiz olduğunu, vadesi gelmemiş olan alacaklar yönünden aranan Kanun’da tahdidi olarak sayılan sebeplerin de somut olay bakımından gerçekleştiğine dair bir emare bulunmadığını belirterek ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davacı vekili 05/07/2021 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin alacağının rehinle teminat altına alınmadığını, borçlunun alacağı ödemekten kaçabileceğini ve söz konusu likit alacağın tahsilinin imkansız hale gelme ihtimalinin bulunduğunu, konuyla ilgili Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının mevcut olduğunu iddia etmiş ve davalı borçluya ait olan …, … ve … plakalı araçların borca yetecek kısmının veya davalıya ait başkaca mal varlıklarının borca yetecek kısmının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Talep, İİK 265. maddesi gereğince ihtiyati haciz talebinin reddi kararının kaldırılması istemidir. Davacı alacaklı şirket davalı borçlu aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatmış, borçlunun itirazı üzerine icra takibi durmuştur. Bunun üzerine davacı, itirazın iptaline ilişkin İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/363 E. sayılı dosyası üzerinden itirazın iptali davası açmış, dava dilekçesi ile birlikte borçlu aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkeme ara karar ile ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermiştir. 2004 sayılı İİK’nın 258/sonuncu fıkrasında ihtiyati haciz talebinin reddi halinde alacaklının istinaf yoluna başvurabileceği düzenlenmiştir. Davacı iş bu yasal düzenleme kapsamında, istinaf kanun yoluna başvurmuştur. 2004 Sayılı İİK’nın 257 ve devamında ihtiyati haciz düzenlenmiştir. İhtiyati haciz şartları 257. Maddede, 258. Maddede ise ihtiyati haciz kararına yer verilmiştir. 258. Maddenin ilk fıkrasında alacaklının alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecbur olduğu ifade edilmiştir. Somut olay bu anlamda değerlendirildiğinde, dava dilekçesine ekli, araç plakalarına dair ihlalli geçiş listelerinin sunulmuş olduğu görülmüştür. İcra ve İflas Kanunun 258. maddesinin 2. cümlesinde “ Alacaklı alacağı ve icabında İhtiyati haciz sebepleri ( m.257) hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur. ” Denilmektedir. Kanun senetlerden değil, delillerden bahsetmektedir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için bir kimsenin aleyhine delil olmak üzere vücuda getirdiği bir belgenin varlığı şart değildir. İhtiyati haciz kararı verilirken dikkat edilmesi gereken hususun alacağın yazılı delille ispatı değil, alacağın varlığı konusunda hakime kanaat verecek dellilerin sunulmasıdır. Hakim, taraflar arasındaki ilişkiye, alacağı doğuran sebebin şekline ve niteliğine göre ibraz edilen delilleri değerlendirerek alacağın varlığı hakkında bir kanaata vardığı takdirde İİK ‘daki diğer şartlar mevcutsa İhtiyati haciz talebini kabul edecektir. Alacağın varlığına kanaat getirilmesi yaklaşık ispattır .Bununla birlikte hukuki bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi İhtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için “ alacağın yargılamayı gerektirmesi “ şeklinde bir koşul kanunda öngörülmemiştir. İhtiyati hacizde teminat İİK 259. maddede düzenlenmiştir. Maddede, ihtiyati haciz isteyen alacaklının hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun veya üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve HMK 96’ cı maddesinde yazılı teminatı vermeye mecbur olduğu, ancak, alacağın bir ilama müstenid ise teminatın aranmayacağı, ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenid ise mahkemenin teminata lüzum olup olmadığını takdir edeceğine yer verilmiştir. Somut talepte, yukarıda ifade edildiği üzere, geçiş listeleri değerlendirildiğinde; İİK 258. maddede yer verilen, kanaat getiren dellilerin gösterilmiş olduğunun kabulü ile ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken, talebin yasada yer almayan gerekçe ile reddedilmiş olması isabetli görülmüştür. Açıklanan nedenlerle, davacı tarafın, yasada ifade edilen kanaat getiren dellileri ibraz ettiği kabul edilerek, İİK 257 vd maddeleri gereğince teminat mukabili İhtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, talebin reddi ve red gerekçesi yerinde görülmemiştir. Ancak, söz konusu hata yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyeceğinden karar düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir. Davacı vekilinin İhtiyati haciz talebinin kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere: 1- Davacının, istinaf başvurusunun esasa dair hususlar incelenmeksizin kısmen KABULÜNE, 2- İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/363 Esas sayılı derdest dava dosyasında verilen 23/06/2021 tarihli ara kararın KALDIRILMASINA, 3-a) Davacının İhtiyati haciz talebinin, İcra ve Kanunun 257/1. fıkrasına uygun görüldüğünden KABULÜNE, c) İcra ve Kanunun 259. maddesi uyarınca, ihtiyati haciz isteyen alacaklının hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayabilecekleri muhtemel zarar ve ziyanlarını karşılamak üzere alacağın %15 oranında nakit veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibraz olunduğunda borçlunun, menkul, gayrimenkul ve üçüncü şahıslarda olan hak ve alacaklarının borç tutarı ( 79.841,22 TL ) ile sınırlı olmak kaydıyla İcra ve İflas Kanunun 257. maddesi gereğince İHTİYATEN HACZİNE, d) İhtiyati haciz kararının teminatın ibrazından sonra İcra ve İflas Kanunun 261. maddesi gereğince yetkili İcra dairesince infazına, 4- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar harcı peşin olarak alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 5 İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin mahkemece verilecek esasa dair kararda değerlendirilmesine, 7- Dosyanın gerekli işlemlerin yerine getirilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-f bendi ve İİK’nun 258/son fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.06/12/2021