Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1672 E. 2022/195 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1672 Esas
KARAR NO: 2022/195
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/06/2021
NUMARASI: 2018/1313 Esas, 2021/582 Karar
DAVANIN KONUSU: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 17/02/2022
(Karar Basın İlan Kurumu Resmî Portalı’nda 05.07.2021 tarihinde, Ticaret Sicil Gazetesinde, 06.07.2021 tarihinde istinaf edilmiştir. Karar müdahil … TAŞ tarafından 16.07.2021 tarihinde süre içerisinde müdahil … vekili 30.07.2021 tarihinde süre sonrasında, … Ltd.Şti tarafından 27.07.2021 tarihinde süre sonrasında, … A.Ş Vekili 16.07.2021 tarihinde süresinde, … A.Ş vekil, 14.07.2021 tarihinde süresinde, … A.Ş vekili tarafından 16.07.2021 tarihinde yasal süre içerisinde istinaf etmiştir. Müdahil … vekiline karar tebliğ edilmemiş olmasına rağmen hükmün sonuç bölümünde kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün olarak istinaf süresinin gösterilmiş olması nedeniyle yasal sürede kabul edilmiştir. Müdahil … ltd.Şti vekili tarafından karar 24.01.2022 tarihinde istinaf edilmiştir. Süre geçmiş olmasına rağmen karar tebliğ edilmediğinden süresinde kabul edilmiştir. ) 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Borçlular, … Sanayi A.Ş, … A.Ş, … Ticaret A.Ş, … Ticaret A. Ş, … ve … vekilleri, 28.12.2018 havale tarihli dilekçe ile; müvekkili … Şirketinin tek ortaklı olup, %100 pay oranıyla …’un tek ortak olduğunu, çalışan sayısının 49 kişi olduğunu, … Şirketinin tek ortaklı olduğunu %100 pay oranıyla borçlu … olduğunu, çalışan sayısının 42 kişi olduğunu, … Şirketinin %100 pay oranıyla … olduğunu, çalışan sayısının 2 kişi olduğunu, …Şirketinin %100 pay oranıyla …’un tek ortağı olduğunu, çalışan sayısının 11 kişi olduğunu, … Şirketinin %100 pay oranıyla tek ortağının … olduğunu, çalışan sayısının 39 kişi olduğunu, borçlu gerçek kişilerden …’un baba,…’un ise oğul olup şirketleri grup altında yönettiklerini, borçlu gerçek kişilerin şirket borçlarına kefillilikleri olduğunu, şirketler arasında açık ve yoğun ekonomik ve organik bağ bulunduğunu, yapılandırmayı talep ettikleri borcun ortak olduğunu, davacı şirketlerin 3 nesillik tecrübe ve know – how bilgi birikimi ile kurulduğunu, … ve … şirketlerinin sanayi sektöründe, … Şirketinin Lojistik sektöründe, … ve … şirketlerinin ise ticari satın alma satış sektöründe faaliyet gösterdiklerini, borçlu şirketlerin faaliyet sektörünün, kimya, alt sektörün olekimya, ana ürünün biyodizel, yan ürünlerin, gliserin, yağ asitleri olduğunu, Lojistik firmasının 23 araç grubunun ham madde ve son ürün taşımalarını yaptıklarını, biyoyakıt ihracatı yapan tek kuruluş olduğunu, müvekkillerinin 10.000 metreküp biyodizel üretim kapasiteli fabrikasının, 2017 yılında geçirmiş olduğu yangın ve yatırım sonrası kısa süre önce devreye girdiğini, şu an itibariyle fabrikanın devrede olduğunu, ürettiği ürünleri yurt içi ve yurt dışı petrol dağıtıcı firmalara aktif durumda teslimat yaptığını, ayrıca Lojistik firmasının 23 adet kimyasal tanklar tırın faaliyetlerinde kullanıldığını, 22.05.2017 tarihinde müvekkili şirketlerin merkezinde meydana gelen yangın olayından dolayı fabrikanın tamamen yanması, üretimin durması sonucunda 1,5 yıla yakın süre zarfında herhangi bir faaliyette bulunulamadığını, fabrikanın yeniden faaliyete geçirilmesi sürecinde yapılan zorunlu yatırımların taşeronlar tarafından geciktirici kaynaklı olarak müvekkillerinin nakit akışını bozduğunu, ticari kapasitesi ve ticari faaliyetleri için gereken birikimlerin önemli ölçüde erimesine neden olduğunu, ülke basınına da yansıdığı üzere söz konusu büyük ölçekli yangın hadisesinin sağlam bir ekonomik yapıya sahip olan müvekkilleri şirketleri olumsuz etkilediğini, ödemelerinde güçlükler çekmeye başladığını, tüm bu durumların müvekkili şirketlerin düzenli ve sağlam olan nakit akışının bozulmasına neden olduğunu, hadise sonrasında sigorta şirketlerinden tazminatlarını alamadıklarını, bazı sigorta şirketlerinin kısmi ödemelerini 2. el değerinden yapmaları, kar kaybının alınamamasının ana etken olduğunu, yatırım sırasında kur artışına yakalanılması ve yatırım maliyetinin bütçe dışına çıkılmasının da ekonomik sıkıntının bir sonucu olduğunu, proje taşeronlarının / ekipman tedarikçilerinin işi geç teslim etmeleri nedeniyle şirketlerinin faaliyete geçemediğini, … ünvanlı müteahhit firmanın konkordato İlan etmesi ve diğer bazı taşeronlarında gecikmesinin beklenenden çok daha geç bir sürede faaliyetlerine başlamasına neden olduğunu, banka ve finans kuruluşlarının yangın sonrasında, şirketlerin ciro ve bilanço sıfırlandığı için mevcut kredileri koruyarak ek kredi vermemesinin de şirketin likitide açısından zorlanmasına neden olduğunu, müvekkili şirketlerin faaliyet konusu olan … sektörünün kritik sermaye seviyesi gerektiğini, şirketlerin tesislerinin kısa süre önce faaliyete girdiğini ve şu an için fabrikanın devrede olduğunu, üretilen ürünlerin yurtiçi ve yurtdışı petrol dağıtıcı firmalara aktif durumda teslimat yapıldığını, satış veya tahsilat problemi olmadığını, yangın sonrası yapılan yatırım nedeniyle likitide ihtiyacının artması, döviz kurlarında ki olağan dışı artış, faizlerdeki aşırı derecelerdeki artışlardan kaynaklı, finansman giderleri ve kambiyo zararlarının yol açtığı nakit darlığı içine düştüğünü, kısa ve dar bir zaman aralığına sıkışan kısa vadeli borçların ödeme güçlüğüne düştüğünü, ayrıca tesislerin yenileme sonrasında projelerin ancak güncel olarak gelir yaratacak seviyeye gelmiş olması sebebiyle de likitide oranının bozulduğunun tespit edildiğini, bu çerçevede şirketin zamanı gelen kısa vadeli ödemelerini yapabilmek için gerekli nakit fonları üretme güçlüğü içinde olduğunu, şirketlerin nakit sıkışıklığı sorunu ile karşılaşmasının kendi bünyesinden kaynaklanmadığını, ekonominin genel olarak içinde bulunduğu durum ve yaşanan ekonomik olumsuzluklar nedeniyle bankaların ek kredi kullandırmak bir yana kredi limiti müsait olan ve teminatı bulunan müşterilerine dahi kredi kullandırmadığını, söz konusu biyodizel hammaddesinin tüm piyasada peşin olarak alındığını, bu sebeple hammadde sağlanması için likitide ihtiyacı bulunduğunu, ön projede sunulan ödeme planı ile tüm alacaklılara alacaklarının tamamının ödenmesi ve aynı zamanda şirketlerin fabrika bütünlüğünü koruyarak, devam ederek borçlarını tasfiye edecek kaynakları sağlayabilmesinin mümkün olduğunu, projeye göre ilk yıllarda çalışma sermayesi artırılması, üretimin canlandırılması, ihracatın kuvvetlendirilmesi, katma değerli ARGE proseslerine istinaden üretimlerin yapılması suretiyle mevcut durumdan çıkılması prensibi belirlendiğini, bu kapsamda bir taraftan şirketlerin ve dolayısıyla asillerden alacaklı olan tüm alacaklıların alacaklarının tam ve eksiksiz ödenmesi ve ödemeleri sağlamak üzere şirketlerin ticari bütünlüğünün korunarak faaliyetlerine devam etmesi ve borç ödemesi için ihtiyaç duyulan faaliyet gelirini elde etmesi ve diğer tedbirleri ve gelir artırıcı faaliyetleri gerçekleştireceğini, şirketler ve gerçek kişilerin sadece vade konkordatosu teklifinde bulunduğunu, vade içerisinde alacaklıların alacaklarının anaparadan herhangi bir indirime tabi tutulmaksızın tam tutarlarının ödenmesini içerdiğini, konkordatonun tasdikinden itibaren başlamak üzere 4 yıl vade, 3 ‘er aylık dönemlerde 16 dönem içinde eşit taksitler içerisinde ödemek istediklerini, anaparadan herhangi bir tenzilat talebi bulunmadığını belirterek, konkordato taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Alacaklıların bir bölümü müdahil olarak yargılamaya katılarak, sözlü ve / veya yazılı beyan ve itirazlarını belirtmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, İİK ‘nın 305’ci maddesinde belirtilen tüm koşulların yerine getirildiği, konkordatonun tasdik şartlarının oluştuğu, borçlular tarafından sunulan konkordato projeleri ve revize projelerin uygulanabilir olduğu, komiser heyetinin gerekçeli raporu, bilirkişi raporu ve dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden konkordatonun başarıya ulaşabileceği gerekçesiyle, borçlu şirketlerin ve gerçek kişilerin konkordatosunun adi ve rehinli alacaklılar yönünden İİK 306. maddesi uyarınca tasdikine, borçlular tarafından konkordatoya tabi adi borçların 20.000,00’TL’ye kadar olan borçların 31.12.2021 tarihinde, kalan borçlardan 30.12.2022 tarihinde 1/3 ‘ü, 29.12.2023 tarihinde 1/3’ü, 30.12.2024 tarihinde 1/3’ü olmak üzere borçlular tarafından sunulan ödeme takvimi uyarınca ödenmesine, konkordato komiser heyeti tarafından sunulan gerekçeli rapor ile 29.06.2021 tarihli ek gerekçeli raporun ekinde sunulan ödeme takvimin kararın eki olduğunun bildirilmesine, borçlular tarafından yapılandırmaya tabi rehinli borçların 30.06.2021 tarihinden başlamak üzere üç ayda bir ödemeli, KGF kredisi yönünden 17 taksitle, Faktoring Şirketleri yönünden 19 taksitte, diğer krediler yönünden 35 taksitte ve en son taksidin 31.12.2029 tarihinde sona erecek şekilde borçlular tarafından sunulan ödeme takvimi uyarınca ödenmesine, konkordatonun komiser heyeti tarafından sunulan 29.06.2021 tarihli kök ve ek raporlar ile bilirkişi tarafından sunulan 29.06.2021 tarihli kök ve ek raporlar İle rehinli alacaklılar … Bankası A.Ş ve … A.Ş tarafından sunulan ödeme takvimlerinin kararın eki olduğunun bildirilmesine, konkordato tasdik edildiğinden kesin mühletin sonuçlarının kendiliğinden kalktığının tespitine, İİK 308/c maddesi uyarınca konkordatonun tasdik kararıyla birlikte bağlayıcı hale geldiğinin karar altına alınmasına, konkordato komiser heyetinin görevine son verilmesine, verilen tüm tedbirlerin hükümle birlikte kaldırılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ : Karar, Müdahil alacaklı … Dış Tic.Ltd.Şti vekili, … T.A.Ş vekili, … vekili, … Ltd.Şti vekili, … San.ve Tic.A.Ş vekili, … A.Ş vekili ve … A.Ş vekili tarafından istinaf edilmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 308/a maddesinde, konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklının kararın tebliğinden, itiraz eden diğer alacaklıların ise kararın ilanından itibaren 10 gün içinde istinaf yoluna başvurabileceği düzenlenmiştir. Aynı Yasanın 306/son fıkrasında, tasdik kararının mahkemece 288’inci madde uyarınca ilan olunacağı, 288. maddede ise ticaret sicil gazetesinde ve Basın- İlan Kurumunun resmî İlan portalında ilan olunacağına yer verilmiştir. İş bu yargılama sonucu verilen tasdik kararı, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde 06.07.2021 tarihinde, Basın İlan Kurumu Resmî Portalı’nda ise 05.07.2021 tarihinde ilan edilmiştir. Bu durumda itiraz eden alacaklıların, son ilan tarihi 06.07.2021 tarihinden itibaren 10 gün sonrasına 17.07.2021 tarihine kadar kararı istinaf etmeleri gerekecektir. Ancak istinaf edenlerden, … Ticaret Ltd.Şti 30.07.2021 tarihinde, … 30.07.2021 tarihinde ve … Tic.Ltd.Şti 24.01.2022 tarihinde yasal süreden sonra istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 297.maddesinin üst başlığı “ Hükmün kapsamı” dır. 297/1-ç bendinde, hükümde bulunması gereken hususlar arasında, varsa kanun yolları ve süresine yer verilmiştir. Somut yargılamada, mahkemece bu hüküm uyarınca kanun yolu ve süresini göstermiş olmasına rağmen, İİKm.308/a bendinde belirtilen şekilde, itiraz eden alacaklılar yönünden, istinaf kanun yolu başvuru süresinin tasdik kararının İlan tarihinden itibaren on gün içinde olduğu belirtilmemiştir. Anayasa Mahkemesi ‘nin 2012/855 Esas,26.06.2014 tarihli emsal ilamında, tefhim edilen kararda, kanun yolunun ve süresinin gösterilmemesi, mahkemeye erişim hakkının ihlali olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle istinaf kanun yoluna başvurularının süresinde olduğu kabul edilerek, inceleme gerçekleştirilmiştir. Müdahil … Tic.Ltd.Şti vekili istinaf nedenleri olarak, kararın henüz tebliğ edilmediğini, dilekçe tarihinde UYAP’tan öğrendiklerini, müvekkili şirketin, borçlu … A.Ş ‘den dava tarihi ve karar tarihinden önce kesinleşmiş ilamsız takip ve ticaret mahkemesi kararı ile alacaklı olduğunu, toplam 195.799,03 TL alacaklı olduğunu, haciz tutanaklarında görüldüğü üzere şahsi icra kefaleti ve icra taahhüdüde alındığını, borçlu şirket yetkilisi tarafından tamamen gerçeğe aykırı ve kötü niyetli bir biçimde beyan edilmiş olan 99.619,00 TL ‘lik alacağa mutabık olmadıklarını, tasdikin temel şartlarından birinin iyi niyetli olması gerektiğini, yalnızca alacak kaydına ilişkin süreç incelendiğinde dahi borçluların kötü niyetli olduğu ve alacaklıları zarara uğratmaya yönelik davranışlarda bulunarak konkordato sürecini sürüncemede bıraktıklarının izahtan vareste olduğunu, projenin başarıya ulaşmasının mümkün olmadığını, geçmiş tarihli de olsa işçilik alacaklarını, komiser ücretlerini dahi ödemekte zorlanan borçlu şirketin artık başarıya ulaşmasının mümkün olmadığını, 11.05.2020 tarihli konkordato komiser heyet görüşünde davacılara ek süre verilmesinin konkordato projesini başarıya ulaştırmayacağı kanaatinde olduklarını belirttiklerini, 08.03.2021 tarihli raporda ise konkordato projesinin gerçekleştirebilecek durumda olduğu ve konkordato projesinin tasdik koşullarının sağlandığı yönünde önceki raporla açıkça çelişkili, hukuki mesnetten yoksun ve hatalı tespitlerde bulunulduğunu, alacaklılar kurulu dahi oluşturulmadığını, tüm alacaklıların hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, konkordato komiserliğinin ilgili yasal mevzuat çerçevesinde yerine getirmesi gereken yükümlülükleri gereği gibi kanuna uygun ifa etmediğini, 01.03.2021 günü yapılacak olan alacaklılar toplantısından bir önceki iş günü 26.02.2021 günü borçlular için ayrı ayrı olmak üzere tekrar ön projeler sunulduğunu, İİK 305.maddedeki tasdik şartlarının oluşmadığının izahtan vareste olduğunu, İİK 308/ b maddesi gereğince mahkemece çekişmeli alacaklara isabet eden payın davacı borçlular tarafından bankaya depo edilmesine yer olmadığına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve İflas kararı verilmesini istemiştir. Alacaklı … vekili istinaf nedenleri olarak, İİK 306. maddesi uyarınca tasdik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, borçlu … A.Ş nin konkordato talebinin kötü niyetli olduğunu, şirketin müvekkiline 303.693,95 TL borcu olduğunu, sürekli ödeme vaadi ile oyalandığını, ödemesi gereken meblağları ödemediğini, konkordato komiserlerinin şirket yetkililerinin eksik ve gerçeğe aykırı beyanlarda bulunduklarının mahkeme huzurunda bildirildiğini, 27.05.2021 tarihli celsede ara kararında belirtildiğini, İİK 308/b maddesi gereğince çekişmeli hale gelen alacaklar yönünden depo kararı verilmesi için mahkemelere takdir hakkı tanındığını, bu takdir hakkı kullanılırken yıllardır mağduriyet yaşayan alacaklıların her türlü hakkının kötüye kullanan konkordato borçlularının insafına bırakılmasına sebebiyet verecek nitelikte olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Alacaklı … Ltd.Şti vekili istinaf nedenleri olarak, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve iflasa karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin güncel alacağının 152.415,83 TL olduğunu, konkordato komiseri tarafından 59.456,00 TL ‘lik alacağının kabul edildiğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, 05.03.2020 tarihli konkordato raporunda, mevcut durumda konkordato projesinin başarıya ulaşmasının mümkün olmadığı, komiser ücretlerini dahi ödemekte zorlanan borçlu firmalardan artık başarıya ulaşmasının beklenmesinin mümkün olmadığı şeklinde rapor düzenlendiğini, komiser heyeti tarafından konkordato projesinin başarıya ulaşmasının mümkün olmadığının yeterli şekilde izah edildiğini, konkordato komiser heyetinin adeta alelacele değiştirildiğini, 04.09.2020 tarihli yeni konkordato komiser heyeti raporunda, kesin mühletin 6 aylık uzatılmasının uygun olacağı, alacaklı sayıları nazara alındığında alacaklılar kurulu oluşturma zorunluluğunun bulunmadığı şeklinde rapor düzenlendiğini, 27.05.2021 tarihli duruşma zaptının 8 nolu ara kararında, komiser heyetinin sözlü beyanlarından, zamanında evrak temini, bir kısım talimatların geç yerine getirilmesi ve toplantı yapılması vb hususlarda bir takım anlaşmazlıkların ortaya çıkması karşısında borçluların komiser heyeti ile işbirliği içerisinde vb şekilde sürecin yürütülmesinin zorunlu olduğu, uyulmaması halinde İİK … bendi uyarınca kesin mühletin kaldırılıp kaldırılmayacağı konusunda komiser heyetinden yazılı görüş isteneceğinin ihtar edildiğini, adeta davacının uyarıldığını, alacaklılar kurulunun dahi oluşturulmadığını, konkordato projesinin tasdiki için gerekli şartların oluşmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini, İİK 292. madde gereğince konkordatonun başarıya ulaşamamasının anlaşılması halinde konkordato talebinin reddi ile borca batıklık nedeniyle iflasa karar verileceğinin kanunda açık olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını, talebin reddi ile İflas kararı verilmesini istemiştir. Alacaklı …T.A.Ş vekili istinaf nedenleri olarak, müvekkili banka borçlusu …San. A.Ş firmasının konkordato projesine red oyu verildiğini, tasdik talebinin reddinin istendiğini, kesin mühlet kararından sonra, 73.000,00 TL kesin teminat mektubunun müvekkili bankaya ibraz edildiğini, söz konusu mektup kapsamında ilgili üçüncü kişilere ödeme yapmak durumunda kalındığını, bu tarihe kadar gayri nakdi olarak bulunan teminat mektubu alacağının nakit hale geldiğini, … şirketi bakımından konkordato sürecinde nakde dönen teminat mektubunun nakde döndüğü tarih olan 18.08.2020 tarihi itibariyle 73.000,00 TL alacaklarının bulunduğunu, söz konusu alacaklarının konkordatoya dahil edilmediğini, oylamada dikkate alınmadığını, bu hali ile eksik alacak miktarı üzerinden konkordato projesinin tasdik edildiğini, projede öngörülen vadenin çok uzun olduğunu, konkordato nisaplarının açıkça yanlış hesaplandığını, borçlunun kabul ettiği tutarlar üzerinden hesaplandığını, müvekkili bankanın borçlu … firmasından olan 73.000,00 TL teminat mektubu alacağının konkordatoya hiç kaydedilmediğini, itiraza uğrayan alacaklar yönünden depo kararı verilmemiş olmasının da kararın kaldırılmasını gerektirdiğini iddia ederek talebin reddine karar verilmesini istemiştir. Müdahil alacaklı … Tic. A.Ş vekili istinaf nedenleri olarak, borçlu … A.Ş tarafından yapılan konkordato talebinin samimi, inandırıcı ve iyi niyetli olmadığını, borçlunun müvekkili şirket ile gerçekleştirdiği sözleşmelere aykırı davrandığını, ödeme vaadiyle oyaladığını, fakat sözleşmeler gereğince yapması gereken ödemeleri yapmadığını, projenin yetersiz olduğunu, 11.05.2020 tarihli konkordato komiser raporunun sonuç kısmında ek süre verilmesinin konkordato projesini başarıya ulaştırmayacağı görüşü bildirildiğini, ne varki komiser heyetinin bu görüşü bildirdikten sonra mahkemece değiştirildiğini, revize projenin dosyaya hiçbir değişiklik getirmediğini, komiser heyetinin 24.02.2021 tarihli raporunda müvekkilinin alacaklılar toplantısındaki oylamada oy hakkının 1.391.796,26 TL olarak dikkate alınabileceğini bildirdiğini mahkemece konkordato nisabında bu alacağın dikkate alınmasına karar verildiğini, bu miktar dikkate alınmış ise de dilekçede belirtilen alacaklarının konkordato nisabında dikkate alınmamasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin borçlu … A.Ş den iki ayrı sözleşmeden doğan alacakları olduğunu, müvekkili şirketin toplam alacak miktarının 31.12.2018 geçici mühlet tarihi itibariyle 5.591.812,72 TL olduğunu, mahkeme kararı ile hüküm altına alındığını, çekişmeli alacaklara isabet eden payın borçlu tarafından bankaya yatırılmasına yer olmadığına dair kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, çekişme içinde bulunduğu alacaklılara hiç ödeme yapmayacağının izahtan vareste olduğunu, müvekkili şirket ile borçlu şirket arasında Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/55 Esas sayılı dosyasında görülen alacak davası nedeniyle husumet bulunduğunun sabit olduğunu, bu gerçekler gözardı edilerek, İİK 308/b maddesinde tanınan takdir yetkisinin hukuka aykırı şekilde borçlu lehine kullanıldığını, projenin tasdik şartlarını taşımadığını iddia ederek, kararın kaldırılmasını konkordato talebinin reddi ile … A.Ş Şirketinin iflasına karar verilmesini talep etmiştir. Alacaklı müdahil … A.Ş vekili istinaf nedenleri olarak, gerçeğe aykırı beyanlar ile müvekkili şirkete ait ekipmanları kullanmaya devam ettiklerini, 6361 sayılı Finansal Kiralama Kanunundan kaynaklanan haklarına helal getirmemek adına ödeme planındaki borçları nedeniyle kiralama sözleşmesinin fesh edildiğini, şirket yetkilisinin fabrikada çıkan yangın nedeniyle tankların yandığını iddia ettiğini, bunun üzerine tespit talep edildiğini, 05.07.2019 tarihinde adreste keşif yapıldığını, keşif sonucu alınan raporun sonuç kısmında tank ölçülerinin, 15 adet tankın 5,2 çap 18 metre yüksekliğe sahip geometrik ölçülerde malzemesinin siyah / saç paslanmaz çelik olduğunun tespit edildiğini, ancak üretici ve markasını belirten herhangi bir etiket bulunmadığı, söz konusu tankların hali hazırda çeşitli evsafta yağ tankları olarak kullanıldığı şeklinde raporun mevcut olduğunu, 12.05.2015 tarihli proforma faturada belirtilen ayırt edici özellikleri ile uyumlu bir bilirkişi raporu gözetildiğinde mülkiyeti müvekkili şirkete ait 15 adet tankın hala borçlu şirket adresinde bulunduğunu, iade yönünde açılan davanın 20.12.2019 tarihinde kabulüne karar verildiğini, borçlu şirketin sigorta şirketini yanıltarak ve müvekkili şirket tarafından gönderilen evraklarda tahrifat yaparak sigortadan haksız kazanç elde etmekte olduğunu, şirket yetkililerinin fabrika binasında çıkan yangın neticesinde finansal kiralama konusu malların zarar gördüğünü iddia ederek, sigorta şirketine başvurduğunu, sigorta şirketinin muvafakat yazısı istediğini, muvafakatnamede sadece kısmi hasar olması durumunda geçerli olduğunun belirtildiğini, pert durumunda bedelin ödenmesine muvafakat etmediklerine ilişkin şerh silinerek sigorta şirketine gönderildiğini, konu ile ilgili olarak Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunulduğunu 2019/59387 soruşturma no ile şüpheliler hakkında soruşturma başlatıldığını, rapor taleplerinin dinlenilmediğini, eksik inceleme yapıldığını, taraflarınca, mahkemeden, müvekkili şirkete ait 15 adet tankların 22.05.2017 tarihli yangında yanıp yanmadığı, sonra aynı teknik ölçülerde depolama tankı temin edilip edilmediği yönünde borçlu şirket kayıtlarında inceleme talepleri hakkında bir ara karar verilmediğini, alacaklılar toplantısında nisaba dahil edildikleri oranın hatalı olduğunu, 706.916,74 TL üzerinden oy nisabı tanınmış ise de söz konusu kararın hukuka aykırı olduğunu, kefaletten borçlular içinde oy kullanılması noktasında itirazlarının dile getirildiğini, alacaklılar kurulu toplantısının usulsüz icra edildiğini, 23.11.2018 tarihli ihtarname ile finansal kiralama sözleşmesinin fesh edildiğini, sadece komiser raporu İle alacaklarının belirlenmesinin hak kaybına sebebiyet verdiğini, çekişmeli alacaklılarla ilgili depo kararı verilmemesinin telafisi imansız zarar doğmasına neden olacağını, 307. maddedeki rehinli mallarla finansal kiralamaya ait malların iadesinin 1 yıl süreyle ertelenmesine dair kararda şartların oluşmadığını, teminatın türü ve miktarının hangi esaslar dahilinde belirlendiğinin belli olmadığını iddia ederek, kararın kaldırılmasını konkordato talebinin reddine ve finansal kiralama konusu malların iadesinin ertelemesine dair kararın kaldırılmasını istemiştir. Alacaklı … A.Ş vekili istinaf nedenleri olarak, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirkete ait iş makinasının kullanılmasına rağmen işletme giderlerinden olan kira bedellerinin ödenmemesinin hakkın kötüye kullanılması olduğunu, alacaklılar kurulu dahi oluşturulmadığını, konkordato komiserliğinin yasal olarak yapması gereken yükümlülükleri yerine getirmediğini, konkordatonun amacının alacaklıları mağdur etmek olmadığını, alacaklıların şirketin ve yetkililerinin keyfi yönetimleriyle karşı karşıya bırakıldığını, müvekkili şirketin … A.Ş şirketine iş makinasını kiraya verdiğini, makinanın bozulmuş vaziyette iade edildiği 10.01.2020 tarihine kadar toplam alacaklarının faizsiz 48.640,22 TL olduğunu, kira borçlarını komiserin talimatlarına rağmen ödemediğini, müvekkili ve diğer alacaklıları mağdur eden şirketin iflasına karar verilmemesinin hakkaniyetten uzak olduğunu, 305. maddeye göre oluşturulan bilirkişi raporunda toplantıya kimsenin katılmadığının bildirildiğini, alacaklıların toplantı hakkında bilgi sahibi olmadan toplantı yapıldığını, komiser heyetinin toplantı tutağında, kira, işçi ücretleri, zorunlu işletme giderlerinin aksatılmadan ödenmesi gerektiğini belirttiklerini, daha sonraki komiser heyet raporlarında da belirtildiği üzere yine de birikmiş kira alacaklarının ödenmediğini, görevden alınan komiser heyeti raporları ile son atanan komiser heyet raporlarının birbirleri ile örtüşmediğini iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve borçluların iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Talep, İİK 285 vd maddelerinde düzenlenen konkordatonun tasdik talebidir. Öncelikle, talebin niteliği ve mahkemece re’sen değerlendirilmesi gereken usul kurallarının incelenmesi uygun görülmüştür. 2004 sayılı İİK ‘nun 285. maddesinde, yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiş, yasada, iflasa tabi olan borçlu için İİK ‘nun 154. maddesine atıf yapılarak ilgili maddenin birinci veya üçüncü fıkrasında yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesinin, iflasa tabi olmayan borçlu için ise yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu vurgulanmıştır. Somut yargılamada, davanın, dava tarihi itibariyle yetkili ve görevli asliye ticaret mahkemesinde açıldığı, yargılamanın yetkili mahkemece gerçekleştirildiği sabittir. Diğer yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde belirtilen şekilde, vekaletnamede konkordatoya ait özel yetkinin mevcut olduğuda anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, konkordato tasdik şartlarının oluşup oluşmadığı, çekişmeli hale gelen alacaklar hakkındaki kabulün isabetli olup olmadığı, çekişmeli alacaklara isabet eden paya dair depo kararı verilmemiş olması, İİK 289. madde kapsamında alacaklılar kurulunun oluşturulmamış olması, borçluların alacaklılar toplantısında ki oylamada, kefaleten alacaklıların aynı anda hem asıl borçlunun hemde kefilin oylamasında yer alıp alamayacağı, aksine oylamanın isabetli olup olmadığı, borçlu şirketlere mahkemece … bendini hatırlatmasının yargılamada ki yeri ve önemi, borçluların iyi niyetli olup olmadıkları, kesin müddet içerisinde teminat mektup bedelini ödeyen banka alacağının konkordato projesindeki yeri, finansal kiralamaya konu emtiaların durumu, itiraz eden alacaklıların itiraz ettikleri konularda konkordato yargılaması gerçekleştiren mahkemece rapor alınmamış olmasının usul ve yasaya uygun olup olmadığı, komiser heyetinin değiştirilmiş olmasında isabetsizlik bulunup bulunmadığı, raporlar arasında ki farklılıkların çelişki olup olmadığı, İİK 307. maddesi kapsamında, rehinli malların muhafaza ve satışı ile finansal kiralama konusu malların iadesinin bir yıl süre ile ertelenmesi kararının isabetli olup olmadığı, İİK 305. madde kapsamında tasdik şartlarının oluşup oluşmadığı ile kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığıdır. Talebin niteliği ve istinaf nedenleri arasında yer verilen bir kısım itirazlar nedeniyle sürecin özetlenerek denetlenmesi uygun olacaktır.Dosya kapsamından, talep eden borçlu şirketler ve borçlu gerçek kişiler vekillerinin, 28.12.2018 tarihli dilekçe ile tedbir istemli talepte bulunduğu, borçlular hakkında, 31.12.2018 tarihinden itibaren başlamak üzere 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verildiği, 28.03.2019 tarihli celse ara kararı ile geçici mühlet kararının 31.03.2019 tarihinden itibaren 2 ay süre ile uzatılmasına karar verildiği, 30.05.2019 tarihli celse ara kararı ile 30.05.2019 tarihinden itibaren bir yıl süre ile kesin mühlet kararı verildiği, 25.06.2020 tarihli celsede 86 günlük sürenin tamamının kesin mühlete eklenmediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle 50 günlük sürenin eklenmesiyle kesin mühletin 09.09.2020 tarihine kadar uzatılmasına karar verildiği, aynı celsede, 31.12.2018 tarihli celse ara kararı ile görevlendirilen konkordato komiserleri …, … ve …’in görevlerine son verilmesine, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacı belirtilerek, alacaklı sayısı, alacak miktarı ve borçlu sayısı dikkate alınarak YMM …, SMMM … ve Hukukçu Dr.Öğr.Üyesi …’nın konkordato komiseri olarak görevlendirildikleri, aynı celsede şirket yetkililerinin duruşma zaptına geçen beyanlarında, projeler kapsamında başarıya ulaşacaklarını, şirketlerin konkordato sürecine yangın olayı nedeni ile girdiklerini, yangının kasıtlı çıkarıldığını öğrendiklerini, bununla ilgili hukuki süreçleri başlattıklarını, karlılıkları ile birlikte şirketlere gayrimenkul satımı ve hisse satışı gibi yollarla ek girdi sağlayarak projenin başarıya ulaşmasını sağlayacaklarını beyan ettikleri, 27.05.2021 tarihli celsede, tasdik harcının yatırıldığı, teminatlandırılmaya ilişkin dilekçe ve ekinde teminat gösterilen ekipmanlara dair listenin sunulduğunun belirtildiği, borçlular tarafından tasdik kararı verilmesinin talep edildiği, aynı celsenin “…” nolu ara kararında “Konkordato komiser heyetinin sözlü beyanlarından, zamanında evrak temini bir kısım talimatların geç yerine getirilmesi, toplantı yapılması gibi vs hususlarda bir takım aksaklıklar yaşandığının anlaşılması karşısında borçluların konkordato komiser heyeti ile işbirliği içerisinde, onların talimatları doğrultusunda konkordato sürecinin yürütülmesinin zorunlu olduğu, aksi halde konkordato komiserlerinin talimatlarına uyulmaması halinde İİK ‘nın 292/1-(c) bendi uyarınca kesin mühletin kaldırılıp kaldırılmayacağı konusunda konkordato komiser heyetinden yazılı görüş istenebileceği hususunun davacılar vekiline ihtar edilmesine “ dair ara karar oluşturulduğu, İİK 304. madde gereğince, dosyanın komiser heyeti tarafından tevdi edildikten sonra duruşma gününün İİK 288. maddesi gereğince ilanına karar verildiği, 29.06.2021 tarihli tasdik yargılama duruşmasında konkordato komiserlerinden … zapta geçen beyanında, geçici ve kesin mühlet içerisinde borçlu şirketlerin izlendiği, kanun gereği yapılması gereken işlemlerin komiser heyeti tarafından yerine getirilerek konkordatonun tasdikine ilişkin gerekçeli raporun süresi içinde dosyaya sunulduğu, gerekçeli raporda belirtildiği gibi İİK ‘nın 305’ncı maddesinde yazılı şartların tamamının yerine getirilmiş olmakla borçlu şirketler tarafından sunulan konkordato projesi ve revize projenin uygulanır olduğu, borçlu şirketlerin konkordato tasdik şartlarının oluştuğu kanaatini belirttiği, mahkemece hazır olanlarının beyanları sonrasında yukarıda belirtilen gerekçeye istinaden karar verildiği, komiser raporlarının, bilirkişi rapor ve ek raporlarının dosyaya ibraz edildiği anlaşılmıştır. 20.03.2019 tarihli konkordato geçici komiser heyetinin ek süre verilmesine dair raporlarında, görevlendirme yazısına istinaden şirketlerin adreslerine heyetçe gidildiği, şirketlerin faaliyetlerinin yerinde incelendiği, mail yoluyla şirket yetkilileri ile temas halinde olunduğu, gerek heyetçe onaya sunulan belgelerden gerekse de fiili gözlemlerinden şirketlerin ticari faaliyetlerinin devam ettiği, üretime devam ettiği, hammadde tedarik alımlarının yapıldığı, ödemelerinde yapıldığı, ancak gerek ekonomideki olumsuz koşulların etkisi, gerekse de konkordato süreci sebebiyle vadeli satışlardan imtina edilmesi sebebiyle nakit krizinin henüz atlatılamadığı, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 308/ f maddesinin birinci fıkrasından da anlaşılacağı üzere konkordatodan beklenen amacın hasıl olabilmesi için borçlunun dürüst olmasının şart olduğu, bu aşamada şirket yetkililerinin dürüstlüğe aykırı eylemleriyle karşılaşılmadığı, projelerde sermaye artırımı planlamasının yapılmamış olduğu, yatırımın tamamlandığı ve yapılacak satışlardan gelen nakit akışları ile borçların ödenmesine başlanacağının belirtildiği, heyetçe, firmanın sermaye artırımı -gayrimenkul satışı vb ek nakit girişinin olabileceği konularda tavsiyede bulunulmasına devam olunacağı, projelerde konkordato teklifi olarak, şirketin borçlarını anaparadan herhangi bir indirim olmaksızın, geçici ve kesin süre sonunda konkordatonun tasdikinden itibaren başlamak üzere 4 yıl vade, 3’er aylık dönemlerde 16 dönem içinde ödemek istediği, teklifin kabul edilmesi halinde borçların 4 yıllık projeksiyon doğrultusunda alacaklılar ile yapılan anlaşmalara bağlı kalınarak belirli bir ödeme vadesi içinde ödeme imkanı doğacağı şeklinde sunulduğu, firmaların 30.01.2019 tarihli sunulan ön raporda, konkordato kapsamındaki borçlar için işlemiş faizlerin ödenip ödenmeyeceği konusunda belirsizlik olduğunun belirtilmiş olduğu, yapılan toplantılarda projelerde kastedilen ibarenin bu olmadığı, konkordato tarihinden sonra işlemiş faiz vb ek tutarların ödenmeyeceği şeklinde şirket yetkililerinden bilgi alındığı, ön raporda makul güvence raporları için revize istenildiği ancak gerek duyulan lüzum ve yeni yönetmeliğin yayınlanması için bu revizeden vazgeçildiği, raporun firmanın, 30.11.2018,31.12.2018 ve 31.01.2019 verilerinden hareketle yazılacağı, rapor tarihi itibariyle bilirkişi çalışmalarının tam olarak bitirilmediği, dosyaya sunulan en son bilançonun 30.11.2018 tarihli bilanço olduğunun tespit edildiği, raporda firmaların rayiç değer bilançoları üzerinden yazılacak ve muhasebenin genel kabul görmüş temel ilkelerinden hareket edilerek re’sen tespit yapılacağı, şirketlerin ön projelerinde konsolide olarak yapılan hesaplamada rayiç değerlerde borca batık durumda olduğunun belirtildiği, bu konuda yeniden hesaplama yapılacağı, şirket ile heyet arasında toplantılar ve belge iletişimi konusunda herhangi bir uyumsuzluk olmadığı, şirket adresinde yapılan toplantılarda ve belgeler düzeyinde yapılan incelemelerde kayıt altına alınması gereken bir olumsuzluğun tespit edilmediği,, heyet onayı alınarak yapılan ödemeler konusunda olumsuz bir husus tespit edilemediği, mevcut işçi, kira, elektrik vb işletmenin olağan giderlerini ödeme konusunda bir aksaklık tespit edilmediği, ayrıca firmanın İŞKUR başvuru evraklarının heyetçe imza altına alınarak personel ödemeleri konusunda başvuruda bulunulmasının sağlandığı, firmaların kritik önemde bir üretim sektöründe faaliyette bulunan grup firmaların ekonomik anlamda zor duruma düşmelerinin ve konkordato teklifinde bulunmalarının ana nedeninin 22.05.2017 tarihinde şirketlerin merkezinde çıkan yangın olduğu, yangınla ilgili video görüntüleri ile basında çıkan haberlerinde taraflarına sunulduğu, bu yangın nedeniyle yaklaşık 1,5 yıllık bir süreçte firma tarafından faaliyette bulunulamadığı, firmanın gelinen süreçte üretiminin Aralık 2018 kısmen ve Ocak 2019 tarihinden itibaren başlanıldığı kabul edildiğinde bir süre daha izlenmesinin faydalı olacağının anlaşıldığı, şirketler adına kayıtlı makina ve teçhizatlar, demirbaşlar, stoklar, taşıtlar ve şahıslarda bulunan gayrimenkuller ile EPDK Lisans Hakkı ile ilgili güncel sayı ve değerlerinin tespiti için bilirkişi görevlendirilmesi yapıldığı, ancak raporların henüz sunulmadığı, raporun firmanın 30.11.2018-31.12.2018 ve 31.01.2019 tarihleri için alınan bilanço-mizan ve gelir tablolarından hareketle yazılacağı, firmalar tarafından yangın sonucu oluşan zararların bir kısmının sigorta firmalarından tanzim edilmiş olmakla birlikte tanzim edilemeyen önemli bir zarar kısmının mevcut olduğu, firmalar tarafından gerekli işlemlere başlandığının belirtildiği, tahsili planlanan tazminat tutarı olarak 5.413.420,00 TL hesaplandığı, bu tutarında firmanın borçlarını ödenebilmesi için kaynak olarak kullanılacağının belirtildiği, şirketlerle yapılan sözleşmeler, şirketlere açılan davalara ilişkin belgelerin heyete sunulduğu, … A.Ş firmasının fiilen çalıştığı, üretimini gerçekleştirdiği biyodizel ürününün alıcısı olan … A.Ş firması tarafından 05.01.2019 tarihli büyük işletme görüş formunun raporun ekinde olduğu, buna göre firma tarafından verilen taahhütlerin yerine getirildiği, ilerleme kaydedildiği, firmanın 2019 yılı içerisinde söz konusu firmaya üretim satış hacmini artırmayı planladığı, alıcı firma tarafından ödemelerin banka havalesi yolu ile kısa sürede yapıldığı, üretimi yapılan biyodizel ürünü için görüşmelerin başlandığı, … firmasının EPDK onaylı biyodizel İşletme lisansı bulunduğu, firma için … tarafından stratejik ürün destek programı kurul karar formu kapsamında 6.175.000,00 TL ‘lik destekleme rakamının belirlenmiş olduğu, bu tutarın da alınması halinde firmaya önemli bir nakit girişi desteği sağlayacağının anlaşıldığı, … A.Ş tarafından … A.Ş firmasına 31.12.2018 ile 14.02.2019 tarihleri arasında toplam 13.712.051,68 TL ‘lik satış yapıldığı, bunun eklenecek diğer firma anlaşmaları ile artacağı, karlılık oranlarının bu satışlarda yüksek olduğunun belirtildiği, süre tanınması halinde firmaların borçlarını ödeme kabiliyetinin olduğunun ifade edildiği, firmaların Kasım- Aralık 2018 döneminde Bulgaristan ‘a ihracat yapmış olduğu, süre verilmesi halinde gerçekleşeceği ürünlerin Avrupa Birliği standartlarının üzerinde olduğu yönünde bilgi verildiği, dosyada 5 farklı firma bulunduğu, … firmasının 30.11.2018 tarihli-31.12.2018 ve 31.01.2019 tarihli rayiç değer bilançolarına göre (-)25.286.552,64 özvarlık tutarı İle borca batık olduğu, … firmasının (+)6.058.779,15 TL borca batık durumda olmadığı, … firmasının (+)7.099.857,54 TL borca batık durumda olmadığı, …firmasının (+)2.161.874,41 TL borca batık durumda bulunmadığı, … firmasının özvarlığının (-)3.011.431,97 TL tutarlı olup borca batık olduğu, grup firmaların (5 firmanın ) konsolide olarak ( konsolide edilmiş bilançolarından ) toplam özvarlığının (-)12.977.473,51 TL olduğu, borca batık bulunduğu, bilirkişi raporlarından gelecek veriler ve firmanın 2019 yılı en azından 2 aylık daha satış karlılık verilerinin izlenmesinden daha sağlıklı bir sonuca ulaşılmasına yardımcı olacağı, borçlu şirketler tarafından 30.11.2018 tarihli mali tablolara göre ön proje sunulduğu, şirketlerin faaliyetlerine devam ettiği, geçici mühlet süresinde satış maliyetlerinin kısılmasına gayret gösterildiği, geçici mühletten bu yana faaliyetlerine devam ettikleri, üretim faaliyetlerinin devam ettiği, ticari yeni pazarlar arayışında bulunulduğu, ancak henüz istenilen düzeyde ciro ve karlılık hedeflerine ulaşılamadığı, biraz daha süre verilerek izlenmesinde ve buna göre karar verilmesinde yarar bulunduğu kanaatine varıldığı, ön projenin değerlendirildiğinde, borçlu şirketlerin faaliyetlerine aktif olarak devam ettikleri, konkordato projesinde yapılan bir kısım hatalar için kendilerine düzeltme tavsiyesinde bulunulduğu, raporların tamamen dosyaya sunulu olmadığı, firmanın 2019 yılının en azından 2-3 aylık verilerinin de değerlendirilerek karar verilmesinin daha sağlıklı olacağı, ön projede yer alan net kar hedeflerine ulaşabilmesi için daha az finansman giderlerine katlanması gerektiği, kur riskinin daha az olduğu satış stratejilerine yönelmesi gerektiğinin anlaşıldığı, yine de şirketin kar potansiyelinin olması ve konkordato sürecinde finansman giderlerine daha az katlanacak olması, gelişen projesinde ileri sürülen anlaşmaların yapılarak çalışılmaya başlanılması, mevcut işlerinde duraksama olmaksızın devam ettirilmesi hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde geçici mühlet süresinin İİK 287/4. fıkrası gereğince 2 ay daha uzatılmasının faydalı olacağının düşünüldüğü, grup şirketleri konsolide edildiğinde rayiç değerler üzerinden borca batıklık durumunun olduğu, ancak henüz bilirkişi raporundaki değerleme rakamları ile güncelleme yapılamadığı, bu raporların gelmesi ile şirketlerin aktif rakamlarının artabileceğinin düşünüldüğü, buna göre tekrar değerlendirme yapılarak varlıklarının borçlarını karşılamakta olup olmadığına bakılması gerektiği, faaliyetlerine devam etmesi halinde alacaklıların alacaklarını konkordato mühleti sonunda ön projede ön görülen vadede tahsil etmesinin kuvvetle muhtemel olmasına ilişkin değerlendirme yapmak için ek süre verilerek incelenmesi gerektiği, huzurdaki davada alacaklı sayısının 5 firma toplamında 250 kişiyi aştığı, bu durumda alacaklılar kurulunun oluşturulmasının zorunlu bulunduğu, sonuç olarak, davacıların konkordato kapsamında borçlarını ödemesinin gerçekçi bir ihtimal olarak gözüküp gözükmediğinin sağlıklı olarak değerlendirilmesi, bilirkişi raporlarının tamamının dosyaya sunularak değerlenen rakamların bilançolardaki yerlerine aktarılması ve raporun önceki bölümlerinde bahsedilen diğer gerekçelerle beraber kesin bir kanaat oluşması için borçlu şirket ve şahsa 2004 sayılı İİK 287/4. fıkrası gereğince 2 aylık ek süre verilebileceği, konkordato ön projesinin başarıya ulaşmasının kuvvetle muhtemel olup olmadığının ek süre sonrasında değerlendirilmesinin uygun olacağı belirtilmiştir. 11.05.2020 tarihli konkordato komiser heyet raporunda, konkordato kapsamında, kesin süre içinde 3. rapor yazıldığı, davacılar vekilinin 08.04.2020 tarihli raporu sunarak mahkemeden verilen süreye ek 6 aylık süre talebinde bulunduğu, dilekçede yer alan“objektiflikten tamamen uzak, mesnetsiz ve gerçek dışı olarak ifade edilen iddiaların, heyetin sektör ve ticari bilgi yetersizliği, İngilizce bilmemesi gibi beyanlara ihtilafın tarafı olmayan, mahkemenin denetimi altında olan ve görevini mevzuata uygun olarak yapmak zorunda olan heyet tarafından cevap verilmeye değer görülmediği, 17.01.2020 tarihinde alınan komiser heyeti kararının davacılara gönderilerek bu karara uygun olarak işlemlerin yapılmasının talep edildiği, bu kararda, tüm davacılar bakımından günlük işlem limitlerinin belirlendiği ve limit üstü işlemler için komiser onayı alınması gerektiğinin belirtildiğini, davacıların talebi üzerine 21.01.2020 tarihinde 17.01.2020 günü alınan komiser heyeti kararı ile ilgili toplantı yapıldığı, toplantıda, davacıların alınan 17.01.2020 tarihli kararı değiştirmek için yaptıkları sözlü taleplerin heyetlerince kabul edilmediği, davacıların banka işlemlerine sınır getiren kararın heyetin ortak görüşü olduğu, iptal edilmesinin mümkün olmadığının belirtildiği, alınan kararın mahkemenin denetimine tabi olduğu gerekirse bu yola başvurulabileceklerinin heyetçe davacılara beyan edildiği, davacıların kararın değiştirilmesi yönünde yazılı bir başvurusunun olmaması nedeniyle de bu konuda yazılı kararın imza altına alınmadığı, 17.01.2020 günü alınan banka harcamalarının sınırlandırılması kararından sonra yapılan ödemelere bakıldığında, örnek olarak verilecek ödemelerin onay alınmadan yapılmış olduğunun tespit edildiği, 21.01.2020 tarihinde limit üstü ödemelerin onay alınmadan yapıldığını, bu tarihte 1.000.000,00 TL, 43.800,00 TL, 85.369,02 TL’lik ödemeler bulunduğu, 22.01.2020 tarihinde limit üstü ödemelerin onay alınmadan yapıldığı, bu tarihte 30.550,00 TL ‘lik ödeme bulunduğu, 10.02.2020 tarihinde limit üstü ödemelerin onay alınmadan yapıldığı, bu tarihte 32.000,00 TL ödeme yapıldığı, örnek verilen limit üstü ödemelerin belgelerin davacılar tarafından heyete gönderildiği, dilekçenin aynı bölümünde davacıların …bank ile çalışmasının heyet raporunda eleştirildiği şeklinde ilginç bir iddianın ortaya atıldığı, raporun hiçbir yerinde, firmanın … ile çalışmasının doğru olmayacağı, taraflarına bunun bilgisinin verilmediği gibi bir husustan bahsedilmediği, …’ten alınması planlanan hibe tutarının sürüncemede olduğu şeklindeki görüşlerinin muhafaza edildiği, davacıların banka kayıtları ve satışları tetkik edildiğinde yaklaşık 6 aylık bir süre olduğu, tedarikçi olduğu belirtilen ve ilk heyet raporları için projenin tamamlanması için ana motor görevi üstlendiği belirtilen … A.Ş, … A.Ş ve … A.Ş firmalarına satışların yapılmadığının anlaşıldığı, bunun alternatifi olarak firmanın daha karlı olduğu gerekçesi ile ihracata yöneldiği beyan edildiği, ama yapılan ihracatlar ile ilgili olarak ise yaklaşık 3 aydır taraflarına bu iddialarını destekler bir veri sunulmadığı, heyete mail ile başvuran yabancı uyruklu … Ltd. adlı şirketin 2020 Şubat ayında … A.Ş ‘nin avans almış olduğu avansa karşılık kendilerine gönderilmesi gereken ürünleri göndermediği ve bu nedenle konuyu uluslararası tahkime taşıyacağını belirttiği, toplam 448.800 Euro ‘nın davacılardan … A.Ş ‘ye gönderildiği, gönderilen paraların banka kayıtlarında görüldüğü, davacı … A.Ş nin bugüne kadar 170.503,20 Euro’luk mal tesliminde bulunduğu, geriye kalan 278.296,80 Euro ‘lık mal teslimini ise gerçekleştirmediği, bu konuya ilişkin olarak davacı … tarafından gönderilen 09.05.2020 tarihli mailde söz konusu teslimatın alıcının salgından ve düşen petrol fiyatlarından dolayı kendi fiyatlarının yüksek kalması nedeniyle vaz geçmesi üzerine sevkiyat yapmadıklarını beyan edildiği, ancak alıcı firmanın bu alımdan vazgeçtiğine dair bir bilgi ve beyanı ile sözleşmede öngörülen en son teslim tarihine kadar üretimin yapılıp ürünlerin sevkiyata hazır olduğuna dair karşı tarafa gönderilen bir bilgi ve belgenin heyete sunulmadığı, son raporda açıklandığı üzere davacıların ileri sürdüğü çeşitli sebeplere rağmen yerine getirmekte zorlandığının görüldüğü, eleştirilen hususun davacıların yüksek karlılık için yöneldiklerini beyan ettikleri ihracatın bile yapılamaması ve gerçekleştirilen satışların mevcut borçları ödemekte yetersiz kalması olduğunu, firmaların konsolide olarak sunduğu 2019 yılı proforma gelir tablosundaki net satış rakamlarının üzerinde bir rakama ulaştığı, buna parelel olarak satış maliyetlerinin de yüksek gerçekleştiği, brüt satış karı hedefinde %56 ‘ya yakın bir tutara ulaştığı, faaliyet karlılığı rakamında epey sapma olduğunun görüldüğü, yine dönem karlılığının gerisinde kalındığı, bu rakamların içerisinde Ücret Garanti Fonundan alınan tutarlarında yer aldığı düşünüldüğünde konsolide olarak borçları ödeyebilecek düzeyde fon yaratılamadığının anlaşıldığı, firmalar tarafından yapılması gereken komiserlik ücretleri konusunda aksaklıklar meydana geldiği, bu ödemelerin aksatılmadan yapılması gerektiği konusunun hem toplantılarda hem de mail yoluyla firmaya iletildiği, firmalar tarafından ihracat bedellerinin gelmesi ile birlikte bu ödemelerin yapılacağının bilgisi verilmekte iken en son mail yolu ile gönderilen izahatta, komiserlik ücretlerinin brüt – net olarak ödenmesi konusunda mahkemeye yazı ile başvurulduğu, gelen cevaba göre ödemelerin yapılacağı bilgisinin verildiği, ancak ödeme yapılmadığı, ihracat bedelleri geldiğinde ödemelerin yapılacağı bahanesinin ileri sürüldüğü, Aralık 2019-Ocak – Şubat 2020 dönemlerine ilişkin komiserlik ücretlerinin ödenmediği, bu durumun ise komiserlik ücretlerinin ödenmesinde sorun yaşayan sürekli zaman kazanmaya çalışan ve farklı bahaneler ileri süren firmaların ve yetkililerinin bundan sonraki süreçte nasıl bir finansal ilerleme kaydedeceği yönünde soru işaretleri oluşturduğu şeklinde raporda tespitlerinin yer aldığını, rapordan sonraki süreçte Mart – Nisan 2020 dönemlerine ilişkin ücretlerle birlikte son 5 aylık komiser ücretlerinin ödenmediği, yargılama giderlerinden olan komiserlik ücretlerinin ödenmemesinin davacıların konkordato projesini gerçekleştirebileceği yönündeki kanaatlerini güçlendirdiğini, davacıların ön projelerini revize edilmesi gerektiği yönündeki tavsiyelerinin firmalara ve vekillerine her toplantıda yapıldığı, raporlarda bahsedildiği, bu güne kadar bu yönde bir adım atılmadığı, dilekçelerinde, revizenin her zaman yapılabileceği, sermaye artırımı yapılabileceği, bunun için dışarıdan danışmanlık desteği alındığı gibi bilgiler verildiği, bu konuda somut bir veri sunulmadığı, firmaların 31.12.2019 tarihi itibariyle konsolide bilançolarında yer alan toplam borçlarının 260.373.880,59 TL olduğu, sonuç olarak, Covid 19 salgınına İlişkin önlemlerin alınmasından önce verdikleri 05.03.2020 tarihli rapordaki kanaatlerini koruduklarını, davacının ek süre verilmesinin konkordato projesini başarıya ulaştırmayacağı kanaatinde olduklarını belirtmişlerdir. 25.06.2020 tarihli ara kararla, konkordato komiserlerinin görevine son verilerek yeniden konkordato komiser heyeti atanmıştır. 22.12.2020 tarihli konkordato komiser heyeti raporunda, … Şirketinin, dönen varlıklarında, 31.12.2018 tarihi ile 30.09.2020 tarihi arasında 149.384.279,86 TL ‘lik bir artış olduğu, duran varlıklarda 188.105,46 TL’lik bir artış olduğu, kısa vadeli kaynaklarda 117.454.922,40 TL ‘lik bir artış olduğu, uzun vadeli yabancı kaynaklarında 31.12.2018 tarihi itibariyle 30.09.2020 tarihleri arasında 183.644,56 TL’lik bir azalış meydana geldiği, bu azalışın sebebinin gider tahakkuklarındaki azalıştan kaynaklı olduğu, özkaynaklarda 32.301.107,49 TL ‘lik bir artış olduğu, bu sebebin 2018 ve 2020 yılları arasındaki kardan kaynaklı olduğunun anlaşıldığı, sonuç olarak şirketin 01.01.2020-30.09.2020 dönemi itibariyle 20.749.103,87 TL olarak kar raporladığı, … Şirketinin bilançoları incelendiğinde, özkaynaklar hesabı incelendiğinde 31.12.2018 tarihi itibariyle 30.09.2020 tarihleri arasında 13.013.976,72 TL ‘lik bir artış meydana geldiği, bu artışın kardan kaynaklı olduğu, borçlu şirketin net satışlarının 01.01.2020-30.09.2020 dönemi itibarı ile 85.919.198,54 TL olduğu, buna karşılık satışların maliyetinin 77.858.698,27 TL olduğu, %91 oranında gerçekleşmiş olduğu, faaliyet giderlerinin ise 1.785.387,45 TL olduğu, neticede şirketin 01.01.2020-30.09.2020 dönemi itibarı ile 6.832.147.93 TL kar raporladığı, karın mutlak olarak bir önceki döneme göre yüksek seviyede olduğunun gözlendiği, … Şirketinin, net satışlarının 01.01.2020 -30.09.2020 dönemi itibariyle 36.456.029,00 TL olduğu, buna mukabil satışların maliyetinin ise 30.563.734,62 TL olduğu, %84 oranında gerçekleşmiş olduğu, sonuç olarak 01.01.2020-30.09.2020 dönemi itibariyle 5.851.081,59 TL kar raporladığı, karın mutlak ve nispi olarak yüksek seviyede olduğunun gözlendiği, …Şirketinin, özkaynaklar incelendiğinde 2.735.466,20 TL ‘lik bir artış olduğu, netice olarak 01.01.2020-30.09.2020 dönemi itibariyle 3.402.252,30 TL kar raporladığı, karın mutlak ve nispi olarak yüksek seviyede olduğu, … Şirketinin, özlaynaklar hesabı incelendiğinde, 31.12.2018 tarihi ile 30.09.2020 tarihleri arasında 202.213,91 TL ‘lik bir azalış meydana geldiği, bu zararın sebebinin 2018-2020 yılları arasındaki kar / zarardan kaynaklı olduğunun görüldüğü, netice olarak 01.01.2020 – 30.09.2020 dönemi itibariyle 926.368,00 TL kar raporladığı, karın mutlak olarak bir önceki döneme göre yüksek seviyede olduğunun gözlendiği, şirket merkezinde ayda en az bir kere olmak üzere her ay toplantı düzenlendiği, revize projede belirtilen … taşınmazın satılması veya sermayeyi güçlendirecek başka dış kaynakların şirketlere getirilmesi gerektiğinin değerlendirildiği, öte yandan ihracat odaklı çalışan borçlu şirketlerin döviz artışından olumlu sonuçlar elde ettiği, sonuç olarak, borçlu şirketlerin satışlarının devam ettiği, yapılan satışlardan faaliyet karlılıkları elde edildiği, revize projelerinde hedeflenen kar öngörülerinin üstünde bir kar elde edildiği, şirketlerin konkordato projesinde öngördüğü karlılıklara ulaşabileceği, bununla birlikte önceki rapordada belirtildiği üzere ilave kaynak ihtiyacının devam ettiği, önceki komiser heyeti döneminde çekişmeli hale gelen tüm alacaklıların tespiti ile şimdiye kadar yazılmamış olan çekişmeli alacak raporunun yazılması için gerekli çalışmaların yapılmaya devam edildiği, alacaklılar toplantısına davet için ilan hazırlama aşamasına gelindiği, ilan yapılması için geniş bir toplantı salonu ile anlaşma yapılması gerektiği belirtilmiştir. 08.03.2021 tarihli konkordato komiser heyetinin konkordatonun tasdiki hakkındaki gerekçeli raporlarında, mahkemenin 25.06.2020 tarihli ara kararı ile görevlendirmelerine istinaden ilgili dosyanın önceki komiser heyetinden teslim alındığı, alacaklılar toplantısının yapılacağı ilk gün olan 01.03.2021 ‘de toplantı yapıldığı, borçlu tarafından kabul edilmeyen ve çekişmeli hale gelen alacakların mevcut olup olmadığı hakkında mahkemenin görevlendirilmesi üzerine borçlunun ticari defter ve belgeleri üzerinde gerekli incelemeler yapıldığı, çekişmeli alacaklılarla ilgili olarak banka alacakları hakkında bankacı bilirkişi …’in görevlendirildiği, … A.Ş Şirketinin hem satış hemde daralan ticari iç piyasa koşullarında daha iyi şartlarda ve daha fazla kar getirecek hamleler yaptığı, yeni projeler üreterek faaliyetini devam ettirdiği, özellikle ürün üretmesi nedeniyle ihracat yapıldığının görüldüğü, bu çerçevede borçların ödeme yolunda olumlu adımlar atıldığı, şirketin süreç içerisinde değişen koşullara bağlı olarak komiser heyetinin gözetiminde 26.02.2021 tarihli revize projesinin hazırlandığı ve mahkemeye sunulduğu, ödeme planı çerçevesinde alacaklarını ödemeyi teklif ettiğini, revize projede şirketin ana amacının işletmenin bütünlüğünü korumak ve çeşitli alternatiflerle gerekli kaynakları kurum bünyesine alarak konkordato projesini başarılı şekilde yönettiği, sermaye girdisi olarak satış KDV girdisi, … hibe girdisi, Sigorta tazminat girdisi, tedarikçi finansman girdisi, müşteri finansman girdisi, cari hesap alacak girdisinin vurgulandığı, şirketin konkordato talebine dayanak 31.12.2018 tarihinden 31.12.2020 tarihine kadar geçen süre içerisinde 165.184.397,49 TL net satış gerçekleştirdiği, kümülatif olarak (+)10.135.581,24 TL ticari kar ile kapattığı, şirketin 2019 yılı içerisinde sürekli kar elde eden ticari bir yapıya büründüğü, bu karlılığın 2020 yılında da devam ettiği, 2020 yılını 3.953.752,45 TL tutarında ticari karla kapattığı, 26.02.2021 tarihli revize projede, konkordato teklifi çerçevesinde borç ödenmesi planlanan yıllara ilişkin proforma gelir tablolarının çıkarıldığı, revize projede öngörülen satış, maliyet, gider ve kar hedeflemelerinin şirketin konkordato sürecindeki gelişmeleriyle örtüştüğü, şirketin aylık 20.000.000 TL ve yıllık yaklaşık 200 milyon TL tutarında tekabül edecek şekilde … firmasından sipariş alındığı, bunun da projenin gerçekleşmesine katkıda bulunacağının anlaşıldığı, 308/ h kapsamında, iltihak süresi son günü mesai saati sonunda sunulan sözleşme metnine göre … Bankası A.Ş ve … A.Ş ile borçlunun anlaşma sağladığı, revize projede, ödemeler için alacaklıların alacaklarının ana paradan herhangi indirim olmaksızın %100 ödenmek üzere geçici ve kesin süre sonrasında konkordatonun tasdikinden sonra üç senede ödeneceği, bilirkişilik tarafından rayiç değerler üzerinden yapılan özvarlık tespitinde 99.749.928,33 TL olduğu, İflas halinde alacaklıların tamamının alacağının tamamına kavuşamayacağı, konkordato teklifinde borcun tamamının %100 ödenmesinin taahhüt edildiği, revize projede öngörülen yapılandırmanın yerine getirilmesine bağlı olarak teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olduğu, konkordatoya tabi alacaklar toplamının 40.424.657,39 TL olarak belirlendiği, 01.03.2021 tarihli alacaklılar toplantısına 11 alacaklının katıldığı, oylamada 5 alacaklı ( alacak tutarı 1.284.638,14 TL ) olumsuz oy kullandığı, 135 alacaklının toplantıya katılmadığı, toplantıya katılmayan ve katıldığı halde oy kullanmayanlardan ( İİK 302/7 md) iltihak süresi içerisinde 74 adet ( alacak toplamı 10.436.755,78 TL ) alacaklının kabul oyunun komiserliğe ulaştırıldığı, toplantıya katılmayanların ve oy kullanmayanların red oyu içerisinde değerlendirildiği, toplantı ve iltihak ile olumlu oy kullananların 80, alacak miktarının 26.958.856,25 TL, %55 olduğu, İİK 302/3. içerdiği, kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısı hükmündeki çoğunluk görüşünün gerçekleşmiş bulunduğu, borçlunun rapora dayanak 31.12.2020 tarihi itibariyle bilançoda 13.366.539,91 TL tutarında borç göründüğü, bu tutarın rapor tarihine kadar ödeme yapıldığına dair belge olmadığı, borçlu şirketin teminat göstermesi gereken tutarın toplam 13.366.539,91 TL olduğu, borçlunun konkordatoya tabi adi alacaklılar kapsamındaki borçların 40.424.657,39 TL, şirketin beyanına göre protokol yapılmayan 308/ h kapsamında değerlendirilecek bankalara olan borçlar toplamının 30.460.659,29 TL, kamu borçlarının geçici mühlet tarihi itibariyle 4.598.677,09 TL olduğu, sonuç olarak, alacaklılar toplantısının 01.03.2021 tarihinde yapıldığı, oylama sürecinde yapılan tüm işlemlerin kayıt ve tutanak altına alındığı, şirketin konkordatoya tabi toplam 146 adet alacaklısının olduğu, bu alacaklıların 40.424.657,39 TL tutarında toplam alacaklarının olduğu, şirketin rehinli alacaklı sayısının 3 adet olduğu, rehinli alacaklıların alacak tutarlarının 30.460.659,29 TL olarak tespit edildiği, revize konkordato projesinin konkordatoya tabi alacaklılar açısından kabul edilip edilmediği yönünden yapılan hesaplamalardan kişi sayısı bakımından %54,79, tutar yönünden oranının ise %66,69 olarak gerçekleştiği ve adi alacaklılar yönünden şirketin konkordato projesinin kabulü yönünde kanunun aradığı nisapların fazlasıyla sağlanmış olduğu, rapor tarihi itibariyle İİK m.206. maddesi kapsamında konkordato sürecinde oluşan toplam 13.366.539,91 TL tutarında teminat gösterilmesi gerektiği, tasdik harcı olarak 91.763,97 TL, rehinli borçlar için 34.420,54 TL olmak üzere toplam 126.184,51 TL olarak hesaplandığı, şirketin 26.02.2021 tarihinde dosyaya sunduğu son revize konkordato projesinde herhangi bir tenzilatın öngörülmediği, şirketin revize konkordato projesi kapsamında, borçlarının tümünü (%100) vadelendirilmek suretiyle ödeyebileceği, şirketin iflasına karar verilmesi halinde ise konkordato kapsamındaki alacaklıların alacaklarını %95,04 oranında tahsil edebilecekleri, konkordato teklifinin gerçekleşmesi durumunda alacaklıların daha fazla tahsilat yapabilecekleri, şirketin revize konkordato projesini gerçekleştirebilecek durumda olduğu, projenin tasdik koşullarının sağlandığı belirtilmiştir.18.01.2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda, davacı şirket ve şahıslara ait olduğu belirtilen işyerinde Reaktör, Tank Makine ve Ekipmanlar üzerinde gerekli incelemeler yapıldığı, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1313 Esas sayılı dosyasında alınan raporun ekli olduğu, kiralayan sıfatı ile … A.Ş ‘ye ait olan 4 adet …Makina ve ekipmanlarının 59 ay süreli olarak davacılardan kiracı … A.Ş ve müteselsil kefiller sıfatı ile … ve … A.Ş ‘ye kiralandığını gösteren 03.06.2015 tarihli Finansal Kiralama Sözleşmesi bulunduğu, dava dışı … Sigorta A.Ş ‘tarafından sigortalanan 4 adet makinanın %100 oranında hasar gördüğü, kullanılamaz olduğunun tespit edildiğinin belirtildiği, borçlulara ait olan ve kimyevi maddelerin üretimi yapılan işyerinde 22.05.2017 tarihinde saat 16;02 itibarı ile çıkan yangına İlişkin 29.05.2017 tarihli itfaiye raporunda, bitkisel ve biodizel yağ üretimi yapılan işyerinin imalat bölümünde bulunan yağ Reaktörüne ( Tank ) bağlı yap çıkış vanasında sızan yağın tutuşması nedeniyle meydana geldiği, tutuşma ve patlama sonucunda 26 adet Reaktör ve 20 adet Tank ile işyerinde bulunan mekanik ve elektrik tesisatlarının zarar gördüğünün belirtildiği, dava dışı sigorta şirketinin talebi üzerine Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/26 D.İş sayılı dosyasında, makina ve ekipmanların, elektrik ve elektronik ekipmanlar dahil olmak üzere kullanılmaz durumda ve Total – Pert olduklarının belirtildiği, borçlu şirketlerin talebi üzerine Küçükçekmece 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/67 D.İş sayılı dosyasında alınan 10.08.2017 tarihli bilirkişi raporunda, yangın sonucu … Dışı Makina, Demirbaş ve Elektronik Cihazların, trafo müştemilatındaki hasar dışında tamamının kullanılamaz duruma gelmiş olduğu, üretim yapılan imalat bölümünün tamamen zarar gördüğü ve Pert olduğu, İş sağlığı ve iş güvenliği açısından kullanımınında sakıncalı olduğu, ayrıca yapılan çok tehlikeli kimya üretiminin niteliği gereği olarak çevre sağlığı ve güvenliği açısından onarılmasının sakıncalı ve mümkün olmadığı yönünde kanaat belirtildiği, Leasing Makinaları gösteren tablo incelendiğinde dava dışı … A.Ş ‘ye ait olduğu, … Sigorta A.Ş tarafından sigortalanan 4 adet Reaktör- Exsroof Makinasının %100 oranında hasar gören makina ve ekipmanların olduğu, kullanılamaz olduğunun belirtildiği, 08.01.2021 tarihinde davacıların işyerlerinde yapılan tespitlerin değerlendirilmesinde, kiralama Sözleşmesi kapsamında yer alan Reaktör makina ve ekipmanların kullanılamaz derecede yanmış olduğu, 08.01.2021 tarihi itibariyle incelenen makina ve ekipmanlar ile illiyet bağının bulunmadığı sonucuna varıldığı, kiralanan makina ve ekipmanlar İle ilgili kayıtların incelendiği, … Şirketinin ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal sürede yaptırılmış olduğu, şirket kayıtları uyarınca …ın tanzim ettiği 960.819,86 TL tutarındaki kira ve diğer hizmet faturalarına karşılık 09.06.2015-06.02.2019 tarih arasında toplam 858.690,58 TL tutarındaki şirket ödemeleri neticesinde kayıtlarda 102.129,28 TL … alacağının görüldüğü, sonuç olarak, finansal kiralama sözleşmesinde yer alan ve dava konusu edilen makina ve ekipmanların, finansal kiralamaya konu 4 adet Reaktörün 18.06.2015 tarihinde 802.649,98 TL olarak ticari defterlerine kaydedildiği, 4 adet reaktörün “22.05.2017 Yangın Zayi olan haklar “ açıklaması ile kayıtlardan düşüldüğü, hali hazırda kayıtlarda olmadığı, 2018 yılından sonraki yeni reaktör ve tank faturası kayıtlarının mevcut olduğu ve raporlardan, 03.06.2015 tarihli … Finansal Kiralama Sözleşmesinde adı geçen 4 adet Reaktör-Exsroof Makine ve Ekipmanlarının %100 oranında tamamen yanmış ve kullanılamaz ( Pert- Total ) olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir. 22.02.2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda, sonuç olarak, müdahil… Ltd.Ştinin talebi üzerine bilirkişi tayin edildikleri, … Firmasının “ Elektrik işleri yüklenici Sözleşmesi “ kapsamında sahada yapılan incelemede sözleşmede yazan işlerin tamamlandığının görüldüğü, onaylı hakedişe göre, 1.215.714,86 TL ve 6.959,63 USD bedelle tamamlandığının tespit edildiği, trafo tesisi yüklenici sözleşmesi incelendiği işlerin kısmen tamamlandığının görüldüğü, … Firmasının “ Menkul kira sözleşmesi” kapsamında sahada yapılan incelemede sözleşmede yazan ve istenen işlerin şartlarının tamamlandığı, … Firmasının aylık kira bedelini hak ettiği, geçici mühlet tarihi itibariyle TL karşılıkları uyarınca kira faturaları ile birlikte 1.539.219,63 TL hesaplandığı, rapor tarihi itibariyle 118.000,00 TL kira faturaları ile birlikte 1.581.476,52 TL… alacağı hesaplandığı, … Firmasının vermiş olduğu 4 adet çekin mevcut olduğu, … Firmasının icraya konu ettiğinin rapor tanzim tarihinde beyan edildiği belirtilmiştir. 05.03.2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda, sonuç olarak, 31.12.2020 tarihi itibariyle … Şirketinin rayiç değerlere göre özvarlığının 26.070.583,35 TL olduğu, … Şirketinin 99.749.928,33 TL, … Şirketinin 6.520.377,63 TL, …Şirketinin 4.496.217,31 TL, … Şirketinin 14.377.689,37 TL olduğu belirtilmiştir. 25.05.2021 tarihli bilirkişi raporunda, konkordato komiser heyeti tarafından sunulan gerekçeli rapor sonucunda konkordato tasdikinin şartlarının oluşup oluşmadığı hususunda rapor tanziminin istendiği, … A.Ş ‘nin 31.12.2020 tarihli rayiç öz varlık tutarının 26.070.583,35 TL olarak hesaplandığı ve şirketin borca batık olmadığı, alacaklıların alacak kayıtlarının yapıldığı, 7 klasör halinde dosyaya sunulduğu, komiser heyetince çekişmeli oldukları anlaşılan alacaklılarla ilgili raporların sunulduğu, adi alacaklılar için toplam 219 kişiden, rehinli alacaklılar için toplam 2 kişiden oluşan alacaklı listesi sunulduğu, 01.03.2021 tarihinde rehinli ve adi alacaklılarla toplantı gerçekleştirildiği, toplantıya 9 alacaklının katıldığı, gerekçeli raporun dosyaya sunulduğu, komiser heyeti tarafından İİK 206. madde gereğince 23.811.432,92 TL tutarında yükümlülüğün bulunduğu, teminat gösterilmesi gerektiğinin belirtildiği, sonuç olarak, borçlu şirketçe teklif edilen tutarın borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçecek tutardan fazla olarak hesaplandığı, tasdik halinde alacaklıların alacaklarını%100 oranında alabilecekken iflas halinde %85,64 oranında alacakları, borçlunun malvarlığı ile konkordato teklinin orantılı olduğu, konkordato projesinin çoğunlukla kabul edildiği, İİK 308/ h bakımından şirketin … Bankası A.Ş ve … A.Ş ile yapılan anlaşma kapsamında rehinli alacaklarının alacak miktarı itibariyle üçte iki çoğunluğu şartını sağladığının anlaşıldığı, komiser heyeti tarafından dosyaya sunulan 24.05.2021 tarihli raporda … Grubuna ilişkin ödeme listelerinin dosyaya sunulmaması nedeniyle, İİK 308/ h çerçevesinde rehinli alacaklılar yönünden nihai değerlendirmenin yapılamadığının belirtildiği, borçlu şirketin İİK 305/d maddesinde ifa edilmemiş 23.811.432,92 TL tutarında yükümlülüğün bulunduğu, teminat şartının yerine getirilmesi gerektiği, tasdik için yatırılması gereken harcın 34.420,54 TL olduğu, yine rehinli alacaklılar yönünden İİK 308/ h çerçevesinde toplam borcun 2/3 oranını aşan … Grubu ile borçlu arasında düzenlenmesi gereken ve her iki tarafında imzasını havi ödeme planının dosyaya sunulması gerektiği belirtilerek, şirketin öz varlık tutarının 31.12.2021 tarihi itibariyle (+)26.070.583,35 TL olarak hesaplandığı borca batık olmadığı belirtilmiştir08.03.2021 tarihli konkordato komiser heyetinin konkordatonun tasdiki hakkındaki gerekçeli raporda, … Şirketinin %100 hisse oranı ile …’un hissedarı olduğu, alacaklılar toplantısının 01.03.2021 tarihinde yapıldığı, konkordatoya tabi 146 adet alacaklısının olduğu, şirketin rehinli alacaklısının 3 adet olduğu, kanunun aradığı nisapların fazlasıyla sağlandığı, revize proje kapsamında borçlarının tümünü vadelendirmek suretiyle ödeyeceği, rapor tarihi itibariyle İİK 206. madde kapsamında toplam 13.366.539,91 TL teminat gösterilmesi gerektiği, şirketin revize projeyi gerçekleştirebilecek durumda olduğu, konkordato tasdik şartlarının oluştuğu belirtilmiştir. 08.03.2021 tarihli borçlu … Tic.A.Ş şirketine ilişkin konkordato komiser heyetinin tasdik hakkındaki gerekçeli raporunda, şirketin konkordatoya tabi 36 adet alacaklısının olduğu, 7.433.633,73 TL tutarında toplam alacaklarının bulunduğu, alacaklılar toplantısının 01.03.2021 tarihinde yapıldığı, kişi sayısı bakımından %50 oranının, tutar yönünden ise %97,33 gerçekleştiği, nisabın sağlanmış olduğu, İİK 206. madde gereğince 15.043.385,26 TL teminat gösterilmesi gerektiği, şirketin revize proje kapsamında borçlarının tümünü vadelendirmek suretiyle ödeyeceği, şirketin revize konkordato projesini gerçekleştirebileceği belirtilmiştir. 09.03.2021 tarihli konkordato komiser heyeti tarafından borçlu … San.Tic.A..Ş hakkında düzenlenen konkordatonun tasdiki hakkındaki gerekçeli raporda, konkordatoya tabi alacaklılar sayısının 61 adet olduğu, rehinli alacaklı sayısının 5 adet olduğu, rehinli alacaklıların toplam alacak tutarının 6.207.605,35 TL olduğu, 61 adet alacaklıların alacaklıların ise 12.412.300,85 TL alacaklarının bulunduğu, 01.03.2021 tarihinde alacaklılar toplantısının yapıldığı, nisapların fazlasıyla sağlandığı, rapor tarihi itibariyle İİK 206. madde kapsamında 4.548.429,84 TL tutarında teminat gösterilmesi gerektiği, şirketin revize konkordato projesi kapsamında borçlarının tamamını vadelendirmek suretiyle ödeyeceği, şirketin revize konkordato projesinin gerçekleştirebilecek durumda olduğu belirtilmiştir. 08.03.2021 tarihli, borçlu … hakkında düzenlenen konkordato komiser heyetinin tasdik hakkındaki gerekçeli raporlarında, konkordatoya tabi 3 adet alacaklısının olduğu, bu alacaklıların 1.254.489,00 TL tutarında toplam alacaklarının olduğu, rehinli alacaklı sayısının 5 adet olduğu, rehinli alacaklıların kefaletten kaynaklı toplam alacaklı oldukları tutarın 65.189.142,89 TL olarak tespit edildiği, nisapların fazlasıyla sağlandığı, İİK 206. madde kapsamında borcunun bulunmadığı, revize konkordato projesi kapsamında borçların tamamını vadelendirmek suretiyle tümünü ödeyeceği, revize projenin gerçekleştirilebilecek durumda olduğu belirtilmiştir Ayrıca tüm raporların ekine, İİK 308/h maddesi gereğince gerçekleştirilen rehinli alacaklılar ile müzakere tutanağı ve ekleri ilave edilmiştir. 08.03.2021 tarihli borçlu … hakkında konkordato komiser heyeti tarafından düzenlenen gerekçeli raporda, borçlunun 3 adet alacaklısının olduğu, bu alacaklıların 176.327,12 TL tutarında toplam alacaklarının olduğu, borçlunun rehinli alacaklı sayısının 4 adet olduğu, kefaletten kaynaklı rehinli alacaklarının toplam alacaklı oldukları tutarın 62.675.391,48 TL olduğu, adi alacaklılar yönünden kanunun aradığı nisapların fazlasıyla sağlandığı, İİK 206. maddesi kapsamında teminat gösterilecek bir tutarın hesaplanmadığı, revize konkordato projesinin gerçekleştirebilecek durumda olduğu, revize proje kapsamında borçlarının tümünü vadelendirmek suretiyle ödeyeceği belirtilmiştir. 29.06.2021 tarihli borçlu …. A.Ş şirketi için düzenlenen ek raporda, 25.05.2021 tarihli raporda, konkordato projesinin 302. maddede öngörülen çoğunlukla kabul edildiği, sayı bakımından %56 tutar bakımından %84 çoğunluğun sağlandığı, kanunun aradığı çoğunluğun sağlandığı, İİK 308/h bakımından borçlu şirketin … Bankası A.Ş ve … A..Ş ile yapılan anlaşma kapsamında rehinli alacaklıların alacak miktarı itibarıyla üçte ikiyi aşan çoğunluk şartını sağladığı, borçlu şirketin İİK 305/d maddesi kapsamında ifa edilmemiş 14.731.225,23 TL tutarında yükümlülüğünün bulunduğu, teminat şartının yerine getirilmesi gerektiği, tasdik harcının 91.772,08 TL olarak hesaplandığı depo edildiğinde İİK 305. maddedeki şartların yerine getirilmiş olduğu, şirketin borca batık olmadığının belirtildiği, davacı şirketlerin teminat olarak birincil teminatların marka değerleri, ikincil teminat olarak Ekipman – demirbaş değeri olmak üzere, 5 şirketin teminat gösterdiği, bilirkişi raporunda şirketin sahip olduğu lisans ve marka değerinin hesaplanmasında marka değerinin hesaplandığı, bununla birlikte … Şirketinin marka teminatının yanı sıra 2.135.000,00 TL değerinde makine tesis demirbaşlarında yedek liste olarak teminat kapsamında gösterilmiş olduğu, sonuç olarak, revize konkordato projesi kapsamında, adi alacaklılar yönünden hangi tarihte ne kadar borç ödemesi yapacağının ve rehinli alacaklılar yönünden hangi tarihte ne kadar ödeme yapacağının ekinde sunulduğu, teminatın yanı sıra 2.135.000,00 TL değerinde makina tesis demirbaşlarında yedek liste olarak teminat kapsamında gösterildiği belirtilmiştir. 29.06.2021 tarihli ek bilirkişi raporunda, borçlu … İle ilgili 25.05.2021 tarihli raporda, borçlunun iflasa tabi tacir olmadığı, borçlunun ortak ve kefil olduğu şirketlerin revize proje kapsamında satış ve karlılık hedeflerini gerçekleştirebilmesi, revize projede öngörülen yapılandırmanın yerine getirmesine bağlı olarak İİK 305 / b çerçevesinde teklif edilen tutarın borçlunun kaynaklarıyla orantılı olduğu sonucuna varıldığı, kişi bakımından %67 ve borç tutarı bakımından %78 olarak gerçekleştiği, İİK 308/h bakımından borçlunun … Bankası A.Ş ve … A.Ş ile yapılan anlaşma kapsamında rehinli alacaklıların alcak miktarı itibarıyla üçte ikiyi aşan çoğunluğu şartını sağladığının anlaşıldığı, konkordato sürecinde oluşmuş borcunun bulunmadığı, borçlunun revize proje çerçevesinde adi alacaklılar yönünden hangi alacaklıya hangi tarihte ne kadar tutarda borç ödemesinin yapılacağının listelerin hazırlanarak rapor ekine sunulduğu belirtilmiştir.Borçlu şirketler ve gerçek kişiler hakkında ayrı ayrı rapor ve ek raporlar sonrasında mahkemece yukarıda yer verilen gerekçeye istinaden kabul kararı verilmiştir. Somut yargılama aşamasında, imtiyazlı alacaklar ve mühlet içinde komiserin izni ile yapılmış olan borçların ifası için teminat gösterilmiş ve bu şart yerine getirilmiştir.
28 Şubat 2018 tarihinde kabul edilen 7101 sayılı “ İcra ve İflas Kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkında kanun “ İle İcra ve İflas Kanunun “ İflas Yoluyla takip “ başlığını taşıyan On ikinci Babında yapılan değişikliklerle İflasın ertelenmesi kurumu kaldırılarak konkordato kurumu yeni bir içeriğe kavuşturulmuştur. Onikinci Bap ‘ ta “ Konkordato ile Sermaye Şirketleri ve Kooperatiflerin Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırılması “ düzenlenmiştir. İİK m.285. madde başlığı adi konkordatodur.Konkordato alacaklarının kapsamı, konkordato talebine kadar olan alacaklardır. İstisnası, 308/ c bendinde belirtildiği üzere komiserin izni olmaksızın mühlet için doğan bütün alacaklardır. Keza söz konusu maddede, konkordatonun tasdik kararı ile birlikte bağlayıcı hale geleceği, 308/c-2. fıkrada ise bağlayıcı hale gelen konkordatonun, konkordato talebinden önce veya komiser izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburi olduğuna yer verilmiştir. Erteleyici ( taliki ) koşula bağlı alacalar ile vadesi belli olmayan alacaklarında konkordatoya kaydı mümkündür. Ancak bu alacakların nisaba girip girmeyeceklerine ticaret mahkemesi karar verir( m.302 ). Vadesi gelmemiş alacaklarda konkordatoya kaydedilir. Zira, konkordato vadesi gelmeyen borcu muaccel hale getirmez. Konkordato adi nitelikteki bütün alacakları kapsamına alacağından kayıt yaptırmayan alacağın ortadan kalkmasını gerektirmez. Ne var ki konkordatoya kayıt yaptırmayan veya süresinden sonra kayıt yaptıran alacaklı, bu alacak borçlu tarafından kabul edilmediği takdirde, genel hükümlere göre alacağın mahkeme ilamı ile tespit ettirmek zorundadır.Konkordatoya süresinde kayıt yaptırmamanın müeyyidesi konkordato nisap ve oylamasına dahil olmamak ve konkordatoda verilecek teminattan yararlanılmamakla sınırlıdır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 294. maddede, mühlet içinde borçlu aleyhine hiçbir takip yapılamayacağı, evvelce başlamış takiplerin düşeceği, 308/ç maddesinde ise konkordatonun taraflar için bağlayıcı hale gelmesinin, geçici mühlet kararından önce başlatılmış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş olan hacizlerin hükümden düşüreceği belirtilmiştir. ( Av. Sümer Altay, Av.Ali Eskiocak, 7101 Sayılı Kanunla Yapılan Düzenlemeler Işığında “ Konkordato ve Yeniden Yapılandırma Hukuku” 4. Baskı, sayfa 191 vd ). İstinaf eden alacaklılardan …’a ait istinaf dilekçesi ve ekleri için dosya sistem üzerinden araştırılmıştır. Yapılan araştırmalar neticesinde, alacaklının hüküm tarihi olan 29.06.2021 tarihinden sonra ve ilk kez 27.07.2021 havale tarihli dilekçe ile Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/158 Esas, 2021/149 Karar ve 14.04.2021 tarihli karar örneğini ibraz ederek, müdahale talebinde bulunduğu ve daha sonradan ibraz edilen dilekçe ile ise kararı istinaf ettiği anlaşılmıştır. Bu durumda, alacaklı tarafından mühlet içerisinde alacak başvurusunda bulunulmamış olması nedeniyle her ne kadar oylamaya katılmamış ve nisaba dahil edilmemiş ise de yasal düzenleme kapsamında konkordatoya tabi alacaklardan olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Şöyleki, alacaklının dosyaya ibraz ettiği ilam örneğinden borçlulardan … .A.Ş aleyhine, 12.05.2017 tarihinde, yani konkordato talep ve mühlet kararı öncesinde dava açıldığı, alacağın sebebi olarak montaj sözleşmesi gösterildiği ve buna dair takip talebinin ise 2016 yılında başlatıldığı bu durumda alacağın 308/ c maddesinde belirtildiği üzere, konkordato talebinden önce meydana gelen ve bağlayıcı hale gelen konkordato yönünden mecburi alacaklardan olduğunun kabulü gerekecektir. Alacaklı tarafça, yargılama aşamasında, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 302. madde kapsamında çekişmeli alacak olarak mahkemeye başvuruda bulunulmamıştır. Her ne kadar devam eden bir yargılama olduğu düşünülse dahi konkordato yargılaması ile ilgili işleyiş ve süreler ile birlikte, mahkemece verilecek karar ileride asıl yargılamanın yapıldığı mahkemece verilecek hükümler yönünden sonuç doğurmayacağından başvurusunda bir sakınca olmayacaktır. Alacağın niteliği ve doğduğu tarih olarak bağlayıcı hale gelen konkordato kapsamında olmakla birlikte, alacaklının yargılama aşamasında ileri sürmediği iddialar ve diğer hususlar kamu düzenine aykırılık bulunmaması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 357. madde hükmüde gözönünde bulundurularak ve incelenmeyerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi uygun görülmüştür. Nitekim, HMK 382. madde kapsamında, konkordatonun tasdiki çekişmesiz yargı işleri arasında yer alsa dahi, 385. maddede, çekişmesiz yargı işlerinde niteliğine uygun düştüğü takdirde basit yargılama usulünün uygulanacağı, 322/1. fıkrasında, bu kanun ve diğer kanunlarda basit yargılama usulü hakkında hüküm bulunmayan hallerde, yazılı yargılama usulüne İlişkin hükümlerin uygulanacağı ve 360. maddede ise bu bölümde aksine hüküm bulunmayan hallerde, ilk derece mahkemesinde uygulanan yargılama usulünün bölge adliye mahkemelerinde de uygulanacağı belirtilmiştir. Yargılamaya son vererek hüküm tesis eden mahkemeye sunulan yeni dilekçelerle yeni taleplerde bulunulması konkordato kurumunada bu anlamda uygun düşmeyecektir. Keza, kesin süreler konunla düzenlendiğinden herkes için bağlayıcı niteliktedir. Kamu düzenine aykırılık gibi istisnai durumlar hariç olmak üzere, yukarıda belirtildiği üzere iddialarının değerlendirilmesi mümkün olmayacaktır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 302. maddesinde, oylamada sadece konkordato projesinden etkilenen alacaklıların oy kullanabileceği, 206’cı maddenin birinci sırasında yazılı alacaklıların alacaklarının alacak ve alacaklı çoğunluğun hesabında dikkate alınmayacağı, rehinle temin edilmiş alacakların, 298. madde kapsamında takdir edilen kıymet sonucunda teminatsız kaldıkları kısım için hesaba katılacağı belirtilmiştir. Aynı yasanın, 308/3. fıkrasında ise 206’cı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar, rehinli alacakların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 sayılı kanun kapsamında ki amme alacakları hakkında bu madde hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilmiştir.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 308/h maddesinin başlığı, rehinli alacaklılarla müzakere şartları ve yapılandırma hükümleridir. Üst başlığı ise “ Rehinli Alacaklılarla Müzakere ve Borçların Yapılandırılması “ dır. Maddenin ilk fıkrasında, adi konkordatoda borçlunun, ön projede belirtmek suretiyle, alacaklı lehine rehin tesis edilmiş borçlarını yapılandırmasını, bu madde uyarınca talep edebileceği belirtilmiştir. Somut yargılamada, borçlular rehin tesis edilmiş borçlarının yapılandırılmasını talep etmiştir. Maddenin devamında, komiserin kesin mühlet içinde uygun göreceği zamanda bütün rehinli alacaklıları borçlunun anapara indirimi, faiz indirimi, vadelendirme veya diğer ödeme tekliflerini müzakere etmek üzere tebligat çıkartarak davet edeceği, müzakerede ve müzakereyi takip eden yedi günlük iltihak süresi içinde rehinli alacaklıların, alacak miktarı itibarıyla üçte ikiyi aşan çoğunluğu ile bir anlaşma hasıl olursa, komiserin imzalanan anlaşmaları tutanağa bağlayacağı ve rehinli alacaklılarla anlaşma yapıldığını 302. madde uyarınca mahkemeye tevdi edeceği gerekçeli raporunu ayrı ve bağımsız bir başlık aktında işleyeceği, borçlunun tekliflerinin alacak miktarı itibarıyla üçte ikiyi aşan çoğunlukla kabul edilmesi halinde, borçlu ile anlaşamayan rehinli alacaklının, konkordato talep tarihinden itibaren taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan temerrüt öncesi faiz oranı uygulanmak suretiyle diğer rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmalardan en uzun vadelisine tabi olacağı, bu hususun ve anlaşmaya varılamayan rehinli alacaklılara borçlu tarafından yapılacak ödemelere ilişkin planın komiser tarafından tutanağa geçirileceği ve komiserin 302’ci madde uyarınca mahkemeye tevdi edeceği gerekçeli raporada işleneceği, mahkemenin kontrol ettikten sonra anlaşmaları ve ödeme planını 305’ci ve 306’cı maddeler uyarınca vereceğe karara dahil edeceği belirtilmiştir.İİK 303. maddede ise borçlunun birlikte sorumlu olanlara karşı hakları düzenlenmiştir.303/1 fıkrada, konkordatoya muvafakat etmeyen alacaklının borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı bütün haklarını muhafaza edeceği, 303/3. fıkrada, alacaklının, müracaat hakkına helal gelmeksizin borçtan birlikte sorumlu olan kişilere karşı konkordato müzakerelerine katılma yetkisini verebileceği, onların kararını kabul taahhüdünde bulunabileceği belirtilmiştir. Somut yargılamada, istinaf kanun yoluna başvuran alacaklılardan …bank T.A.Ş ‘nin alacağı rehinli alacaklardandır. Dosya kapsamından, borçlulardan … A.Ş şirketi ile alacaklı banka arasında 2.500.000,00 TL bedelli 17.06.2013 tarihli genel kredi Sözleşmesi imzalandığı, kredi sözleşmesinde, borçlular … A.Ş …’un müteselsil kefil oldukları, banka tarafından, 25.08.2020 tarihinde borçlu ve kefillere Noterde keşide edilen ihtarname ile nakde dönen gayri nakdi kredi 73.000,00 TL ile gayri nakdi risk tutarı 1.160.000,00 TL tutarın ödenmesinin talep edildiği, alacaklı bankanın iş bu belgelerle birlikte 15.10.2020 havale tarihli dilekçe ile mahkemeye başvurarak müdahale talebinde bulunduğu, 73.000,00 TL nakdi, 1.160.000,00 TL gayri nakdi risk olmak üzere toplam 1.233.000,00 TL alacağın olduğunu belirterek geçici mühletin kaldırılmasını konkordato talebinin reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. Komiser heyetinin, İİK 308/ h maddesi gereğince rehinli alacaklıların durumu hakkında gerekçeli raporlarında, borçlular ile rehinli alacaklılar arasında 08.03.2021 tarihinde yapılan anlaşmada yer alan hükümler belirtilerek, protokol yapılmayan ve 1/3 içerisinde kalan alacaklılar arasında, … Bankası A.Ş, … A.Ş, … Bankası A.Ş ve istinaf eden alacaklı …bank T.A.Ş ‘ne borç tutarının 513.584,77 TL, rehinli mal tipi taşıt, rehinli mallar muhtelif araçlar, üst sınır ipotek değeri 2.975.000,00 TL olarak gösterilerek, sonuç olarak İİK 308/ h çerçevesinde, rehinli alacaklılar yönünden toplam borcun 2/3 oranını aşan … Bankası A.Ş ve … A.Ş ile borçlu arasında düzenlenmesi gereken ve her iki tarafında imzasını havi ödeme planlarının taraflarına ve dosyaya sunulmadığı, bu nedenle 1/3 içerisinde kalan diğer alacaklılar … Bankası, …, … Bankası A.Ş ve … A.Ş yönünden ödeme planlarının bu aşamada oluşturulmadığı belirtilmiştir. Borçlular tarafından uzman görüşü dosyaya ibraz edilmiştir. 29.06.2021 tarihli ek bilirkişi raporunda, alacaklı … T.A.Ş nin 17.05.2021 tarihli toplam kredi borç bakiyesinin 677.413,17 TL olduğu belirtilerek, ödeme takvimi gösterilmiş ve diğer rehinli alacaklı olup kabul etmeyenlere ilişkinde aynı şekilde ödeme planı düzenlenmiştir. Mahkemece hükümde, rehinli borçlarla ilgili ayrıca hüküm tesis edilerek, yasal düzenleme kapsamında rapor ve ek raporların ve ödeme takvimlerinin kararın eki olduğu belirtilmiştir. Bu anlamda yapılan hüküm ve hükmün şekli İİK 308/h maddesine uygun görülmektedir. Diğer taraftan alacaklı banka tarafından, asıl borçlu haricinde kefiller yönünden de alacaklarının dikkate alınması gerektiğini iddia etmiştir.6098 sayılı TBK m 581. maddede kefalet sözleşmesi düzenlenmiştir. Maddede, kefalet sözleşmesi, kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır. 585. maddede adi kefalet düzenlenmiş, adi kefalette alacaklının borçluya başvurmadıkça kefili takip edemeyeceği ancak, istinai haller arasında, borçlu aleyhine yapılan takibin sonucunda kesin haciz belgesi alınması, borçlu aleyhine Türkiye’de takibin imkansız hale gelmesi veya önemli ölçüde güçleşmesi, borçlunun iflasına karar verilmesi ve borçluya konkordato mehli verilmiş olması sayılmıştır. Aynı yasanın 586.maddesinde ise iş bu yargılamada değerlendirilmesi gereken müteselsilen kefalete yer verilmiştir.TBK 586/1. fıkrada “ Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkças ödeme güçlüğü içinde olması gerekir “, 2.fıkrada, alacağın teslime bağlı taşınır rehni veya alacak rehni ile güvence altına alınmışsa, rehnin paraya çevrilmesinden önce kefile başvurulamayacağı, ancak alacağın rehnin paraya çevrilmesi yoluyla karşılanamayacağının önceden hakim tarafından belirlenmesi veya borçlunun İflas etmesi ya da konkordato mehli verilmesi halinde rehnin paraya çevrilmesinden önce de kefile başvurulabileceği belirtilmiştir. 590. maddede ise, kefilin takibi başlığı ile borçlunun iflası sebebiyle asıl borç daha önce muaccel olsa bile belirlenen vadeden önce kefile karşı takibat yapılamayacağı, 2. fıkrada, bütün kefalet türlerinde kefilin aynı güvence karşılığında hakimden mevcut rehinler paraya çevrilinceye veya borçlu aleyhine yapılan takip sonucunda kesin aciz belgesi alınıncaya veya konkordato kararına kadar kendisine karşı yöneltilen takibin durdurulmasına karar verilmesini isteyebileceği belirtilmiştir. 6098 sayılı TBK 594. maddesi başlığı ise Bildirim, iflasta ve konkordatoda kayıt” dır.594/2. fıkrada “ Asıl borçlunun iflasına karar verilmiş veya borçlu konkordato istemişse, alacaklı, alacağını kaydettirmek ve haklarının korunması için gerekeni yapmak zorundadır. Alacaklının, borçlunun İflas ettiğini veya borçluya konkordato mehil verildiğini öğrendiği anda durumu kefile bildirmesi gerekir”. 3. fıkrada ise, alacaklının yukarıdaki fıkralarda öngörülen gereklerden birini yerine getirmezse, bundan dolayı kefilin uğradığı zarar miktarınca ona karşı haklarını kaybedeceği belirtilmiştir. Somut yargılamada, hem asıl borçlu şirketin hemde müteselsilen kefillerin konkordato talep ettikleri çekişmesizdir. Yasal düzenleme kapsamında rehinle temin edilmiş alacaklar oylamada ancak teminatsız kısım yönünden hesaba katılacağından ve adi konkordato rehinli alacaklar yönünden bağlayıcı olmadığından, alacaklı bankanın borçlu ve kefiller yönünden alacaklarının kabulü yönünde ki talebinin, rehinli alacaklılarda müzakerede red oyu vermesi ve teminat harici kalan alacağı ispata yarar bir delil olmadığından yerinde görülmemiştir. Bankalar teminat mektupları ile asıl sözleşmenin alacaklısı olan muhataba, asıl sözleşmenin borçlusu olan lehdarın edimini hiç veya gereği gibi yerine getirmediği takdirde ortaya çıkabilecek zararları karşılamayı taahhüt etmektedir. Teminat mektubunun tarafları banka ve muhataptır.Lehtar ise fiili taahhüt edilendir ve teminat mektubunun tarafı değildir. Teminat mektubunun örneğin vadesiz olması ve bankanın lehtarın konkordato tasdikinden çok sonra tazmin talebi ihtimali de her zaman vardır. Bankanın muhtemel alacağını kaydettirmemesinin konkordatonun kabulü yönünde konusunda oy kullanmama dışında alacağını etkilemediğini de belirtmek gerekir. Diğer bir deyişle alacağını kaydettirmeyen banka konkordatonun kabulü halinde alacağını kaydettirmiş diğer alacaklar gibi konkordatonun şartları çerçevesinde borçludan talep hakkına sahiptir. Bu hükümlerin uygulanabilmesi için teminat mektubunun kural olarak lehtarın konkordato talebinden önce verilmiş olması gerekir ( İİK m.308/c ). Teminat mektup bedelinin ödenmesi halinde, sadece konkordato talep eden şirketin gayri nakdi borcu miktar aynı kalmak kaydı İle nakit borca dönüşür, yani konkordato talep eden borçlunun borcu, teminat mektubunun tazmininden öncede sonra da kural olarak aynı kalır, yalnızca alacaklının kimliği değişir. Mahkemece alınan ek bilirkişi raporu ile rehinli alacaklı bankanın alacak miktarı tespit edilerek hükümde yer verildiğinden,alacaklı bankanın teminat mektubu bedeline dair iddiaları isabetli görülmemiştir. İstinaf talebinde bulunan alacaklılardan … A.Ş müvekkili şirketin 6361 sayılı Finansal Kiralama Kanundan kaynaklanan haklarına helal getirmemek adına ödeme planından kaynaklanan borçlar nedeniyle sözleşmenin fesh edildiğini, değişik iş dosyasında ihtiyati tedbir ile birlikte davacıya teslimine karar verildiğini, ancak 28.03.2019 tarihinde tedbirin infazı için gidildiğinde şirket yetkilisinin 22.05.2017 tarihinde fabrikada çıkan yangın nedeniyle kiralamaya konu tankların yandığını beyan ettiğini, alacaklılar toplantısında nisaba dahil edilen oranın hatalı olduğunu ve yukarıda yer verilen iddialarla talebin reddine, finansal kiralamaya konu malların iadesine dair kararın kaldırılması gerektiğini iddia etmiştir. Borçlu şirketlerin iş yerinde yangın hadisesinin gerçekleştiği, alacaklının yangın sonrasında 23 Kasım 2018 tarihli ihtarname ile finansal kiralama sözleşmesini fesh ettiği, borçluların sigorta şirketleri, borçlular ve alacaklı tarafça tespit yaptırıldığı, bir kısım iddiaların soruşturma kapsamına alındığı konularında uyuşmazlık yoktur. Mahkeme tarafından, yandığı iddia edilen varlıklarla ilgili olarak, yine yukarıda ayrıntılı şekilde yer verilen bilirkişi heyet raporları alınmıştır, raporda tüm tespit raporları ve ayrıca borçlu şirketin ticari defter ve kayıtları incelenmiştir. Alacaklı … A.Ş ‘nin alacak talebi ile ilgili olarak konkordato komiserleri tarafından düzenlenen 23.02.2021 tarihli raporda, borçlu cari hesaplarında geçici mühlet tarihi itibariyle tutarsızlığın olmadığı, ancak alacaklı tarafın geçici mühlet tarihinden sonra oluşan alacaklarının da oylamaya dahil edilmesi talebiyle aradaki farkın ortaya çıktığı, yapılan hesaplamaya göre alacaklının oy hakkının 706.916,74 TL olduğu belirtilmiştir.Mahkemenin 25.02.2021 tarihli ara kararında alacaklı … A.Ş ‘nin alacağının konkordato nisabında 706.916,74 TL üzerinden dikkate alınmasına karar verilmiştir. Mahkeme hükmünde, borçlu talebinin kabulü ile İİK 307.maddesi uyarınca rehinli malların muhafaza ve satışı ile finansal konusu malların iadesinin bir yıl süre ile ertelenmesine karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 307. maddesinde, rehinli malların muhafaza ve satışı ile finansal kiralama konusu malların iadesinin ertelenmesi düzenlenmiştir. Maddede, borçlunun talebi üzerine, tasdik kararında rehinli malların muhafaza altına alınması ve satışının, karardan itibaren bir yılı geçmemek üzere ertelenebileceği ve ertelemenin hangi şartlarda olacağı belirtilmiştir. Yine aynı maddede, borçlunun talebi üzerine, tasdik kararında finansal kiralama konusu malların iadesinin karardan itibaren bir yılı geçmemek üzere hangi şartlarda erteleneceğine yer verilmiştir. Bu şartlar arasında, finansal kiralamadan doğan kira alacağının konkordato talebinden önce doğmuş olması, ödenmemiş kira borcunun üç aylık tutarı aşmaması gerektiği, değer kaybından kaynaklanabilecek zararın teminat altına alınması gerektiği, borçlunun finansal kiralama konusu malın işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğunu ve iade edilmesi durumunda varlığının tehlikeye düşeceğini yaklaşık olarak ispat etmiş olması sayılmıştır. Devamı maddede, birinci ve üçüncü fıkrada belirtilen alacaklıların yazılı görüşlerini konkordatonun tasdikine ilişkin duruşmadan önce sunmaya davet edileceği, bu alacaklıların ayrıca tasdik duruşmasına da çağrılacağı belirtilmiştir. Mahkemece gerekli incelemeler yapılarak karar verilmiştir. Özellikle borçlu şirketlerin faaliyet alanları dikkate alındığında, söz konusu malların faaliyetlerinin devamı için gerekli olduğu açıktır. Borçlu şirketlerin öncelikli amacı, faaliyetlerini devam ettirerek alacaklılara olan borçlarını ödemek olduğundan, erteleme kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Diğer taraftan çekişmeli alacaklarla ilgili verilen mahkeme kararı 302. maddesi kapsamında, ileride verilecek kararlar için kesin hüküm olmayacağından alacaklının alacak miktarına yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Çünkü konkordato yargılamasının amacı ve niteliği dikkate alındığında, her bir iddianın ayrıntılı şekilde araştırılması ve hüküm altına alınması kesin süreler karşısında zaten imkansız olacaktır.Bu nedenle yasa koyucu tarafından iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümleri saklı tutmuştur. İstinaf kanun yoluna başvuran alacaklıların ortak istinaf nedenlerinden bir diğeri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 308/b maddesinde yer alan konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından, mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verilmemiş olmasıdır. Maddede mahkemeye takdir hakkı verilmiş ve devamında, süresi içinde dava açmamış olan alacaklıların, bu paydan ödeme yapılmasını talep edemeyecekleri, bu durumda yatırılan payın borçluya iade edileceği belirtilmiştir. Keza maddenin ilk fıkrasında, alacaklıları itiraza uğramış olan alacaklıların tasdik kararından ilanından bir ay içinde dava açabilecekleri belirtilmiştir. Mahkemece, İİK 308 maddesi gereğince alacakları itiraza uğramış alacaklıların tasdik kararından itibaren bir ay içinde dava açabilecekleri, anılan maddenin ikinci fıkrası uyarınca çekişmeli alacaklılara isabet eden payın borçlular tarafından bankaya yatırılmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Maddede bankaya yatırılma kararı verilmemiş olması nedeniyle, çekişmeli alacaklılara bir ay içinde dava açabilecekleri hususunda ihtar verilmesi isabetli olmamakla birlikte sonuca etkili görülmemiştir. Çünkü alacaklılar, alacağın tabi olduğu zamanaşımı süresi içinde her zaman dava açabilirler. Çekişmeli alacağın esasına İlişkin maddi anlamda kesin hüküm, söz konusu mahkemeden verilecek kararla tesis edilecektir. Çekişmeli alacağı için açtığı davayı kazanan alacaklı, alacağını konkordato şartları çerçevesinde talep edebilecektir. Bu nedenle, mahkeme hükmünde, belirtilen ve sonuca etkili olmayan husus haricinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Alacaklı istinaf kanun yoluna başvuruda bulunanların ortak başvuru sebeplerinden bir diğeri, konkordato komiser heyetinin mahkemece değiştirilmesi ve alacaklılar kurulunun oluşturulmamış olmasıdır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 287. maddesinde, mahkemece geçici mühlet kararı ile birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacıyla geçici konkordato komiseri görevlendirileceği, 289. maddede, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde borçluya bir yıllık kesin mehil verileceği, bu kararla birlikte mahkemenin, yeni bir görevlendirme yapılmasını gerektiren bir durum olmadığı takdirde geçici komiser veya komiserlerin görevine devam etmesine karar vereceği, dosyayı komisere tevdi edeceği, devamı fıkrada ise mahkemece kesin mühlet kararıyla beraber veya kesin mühlet içinde uygun görülecek bir zamanda yedi alacaklıyı geçmemek, herhangi bir ücret takdir edilmemek ve tek sayıda olmak kaydıyla ayrıca bir alacaklılar kurulu oluşturabileceği, alacaklılar kurulu oluştururken komiserinde görüşünün alınacağı, alacaklı sayısı, alacak miktarı ve alacaklıların çeşitliliği dikkate alınarak alacaklılar kurulunun zorunlu olarak oluşturulacağım haller ile alacaklılar kuruluna ilişkin diğer hususların Adalet Bakanlığınca yürürlüğe konulan yönetmelikte gösterileceği belirtilmiştir. 30 Ocak 2019 tarihli Resmî Gazetenin 30671 sayısında, ” Konkordato Komiserliği ve Alacaklılar Kuruluna Dair Yönetmelik “ yayınlanmıştır.1. maddesinde, yönetmeliğin amacının, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümleri uyarınca görevlendirilecek konkordato komiserlerinin nitelikleri, eğitimi, eğitim verecek kurumlar ve eğitimden muaf tutulacaklar ile alacaklılar kurulunun zorunlu olarak oluşturulacağı haller ve konkordato komiserliği ile alacaklılar kuruluna dair diğer hususlara ilişkin usul ve esasları düzenlediği, 2. maddede, bu yönetmeliğin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 289’ncu maddesinin dördüncü fıkrası ile 290. maddesinin altıncı fıkrasına dayanılarak hazırlandığı belirtilmiştir.Komiserin nitelikleri 4. maddede belirtilmiştir. ”5”. Madede, komiserlerin görevlendirilmesi düzenlenmiş, maddede, mahkemenin, komiseri bağlı olduğu bölge adliye mahkemesinde kurulu bulunan bölge kurulu tarafından oluşturulan listeden seçeceği, bu listede görevlendirilecek komiser bulunmaması halinde liste dışından görevlendirme yapılacağı ve yapılan bu görevlendirmenin bölge kuruluna bildirileceği, 5/5. fıkrada, komiserin görevinin sona ermesi halinde bu durumun mahkemece sebepleriyle birlikte derhal bağlı bulunduğu bölge adliye mahkemesinde kurulu bulunan bölge kuruluna bildirileceği belirtilmiştir.Düzenleme emredici niteliktedir. Komiserin yükümlülükleri yönetmeliğin 8. maddesinde belirtilmiştir.Aynı yönetmeliğin ikinci bölümünde alacaklılar kurulu düzenlenmiştir. 21.maddede, mahkeme tarafından kesin mühlet kararı ile birlikte veya aynı Kanunun 299. maddesi gereğince alacaklıların alacaklarını bildirmesi ve Kanunun 300’cu maddesi gereğince borçlunun alacaklılar hakkındaki beyanı alındıktan sonra, yedi alacaklıyı geçmemek, herhangi bir ücret takdir edilmemek ve tek sayıda olmak kaydıyla komiserin de görüşü alınarak alacaklılar kurulu oluşturulabileceği belirtilmiştir. 22. maddede ise alacaklılar kurulunun zorunlu olarak oluşturulabileceği haller düzenlenmiş, hukuki nitelikleri büyük ölçüde birbirine benzer alacaklar, aynı alacaklı sınıfında yer alacağı, rehinli alacaklılar, rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları bakımından ayrı bir sınıf olarak kabul edileceği, en az üç alacaklı sınıfı bulunması kaydıyla, alacaklı sayısının iki yüz elliyi veya alacak miktarının yüz yirmi beş milyon Türk Lirasını aşması halinde alacaklılar kurulunun oluşturulmasının zorunlu olduğu belirtilmiştir. Yönetmeliğin yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği 26. maddede düzenlenmiştir. Somut yargılamada, mahkemece alacaklılar kurulu oluşturulmamıştır. Konkordato talep eden borçlu sayısı, 5 adet şirket ve 2 adet şirket ortağı olmak üzere toplam 7 ‘dir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 59. vd maddeleri kapsamında, borçlular arasında zorunlu dava arkadaşlığı mevcut değildir. Aynı yasanın 57 vd maddelerde düzenlenen ihtiyari dava arkadaşlığı mevcuttur. 58. maddede, ihtiyari dava arkadaşlığında, davaların birbirinden bağımsız olduğu, dava arkadaşlarından her birinin diğerinden bağımsız olarak hareket edeceği düzenlenmiştir. İcra ve İflas Kanunun ilgili hükümlerinde grup şirketler ve ortaklar hakkında ki konkordato talebinin aynı dilekçe ile gerçekleştirilmesi gerektiğine dair bir düzenleme mevcut değildir. Ancak aksine bir düzenleme bulunmaması ile usul ekonomisi ilkesi ve incelemeler arasında ki bağlantılar da dikkate alınarak birden fazla borçlu tarafından aynı dilekçe ile konkordato talep edilebilmektedir. Ne var ki talep eden sayısının çokluğu, inceleme ve denetleme konusunda yasanın belirlediği süreler ve olası hak kaybının önüne geçilebilmesi adına, mahkemece gerekirse HMK 167.maddesi gereğince davaların ayrılmasına karar verilmesine bir engel yoktur. Keza 167. maddede, mahkemenin yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için, birlikte açılmış veya sonradan birleştirilmiş davaların ayrılmasına karar verebileceği düzenlenmiştir. Somut yargılamada, bu anlamda bir karar tesis edilmeksizin taleplerin tamamı hakkında aynı dosya üzerinde yargılama yürütülerek hüküm tesis edilmiştir. Sonuç olarak ihtiyati dava arkadaşlığı bulunan borçlulardan alacaklı sayısı en fazla olan borçlu şirket … Şirketi olup alacaklı sayısı 219 adettir. Diğer borçluların alacaklı sayıları ise çoğunluk sırasına göre 146,61,36,3, 3’tür. Bu anlamda yönetmelik hükmü gereğince alacaklı sayısı her bir borçlu yönünden 250 adeti aşmadığı ve alacak miktarınında aynı düzenleme kapsamında olmaması nedeniyle, zorunlu alacaklılar kurulu oluşturulmamış olmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Diğer yandan, konkordato komiserlerinin mahkeme tarafından görevlendirilmesi, yönetmeliğin 5/5. fıkrası gereğince, komiserin görevinin sona ermesi halinde bu durumun mahkemece sebepleriyle derhal bağlı bulunduğu bölge adliye mahkemesinde kurulu bulunan bölge kuruluna bildirilmesi, 8/4 fıkrası gereğince, komiserin görevine mahkemece son verileceği düzenlemeleri kapsamında, konkordato komiser heyetinin değiştirilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiş ve alacaklıların buna dair istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Mahkeme tarafından, yukarıda ayrıntılı şekilde yer verilen celse ara kararında, borçlulara / vekillerine İİK 292 maddenin “ c” bendi gereğince ihtarda ( hatırlatma )bulunulması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 382 vd maddeleri kapsamında çekişmesiz yargı işlerinden olan konkordato tasdikinde, 385 maddesinde düzenlenen yargılama usulü kapsamında bir aykırılık görülmemiştir. Diğer taraftan, borçlu şirketlere bu şekilde bir hatırlatma yapılması kötü niyetli olarak hareket ettikleri anlamına gelmeyecektir. Konkordato komiser ve bilirkişi raporları dosya kapsamına uygun yeterli ve gerekçelidir. Mahkemece, yukarıda yer verildiği üzere komiser ve bilirkişi raporlarına göre karar oluşturulmuştur. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 305. madde başlığı “ Konkordatonun tasdiki Şartları “ dır. Madde 305-(Değişik :28/2/2018-7101/33 md): “ 302’nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır : a) Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması ; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme halinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın İflas yoluyla tasfiye halinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması. b) Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları İle orantılı olması ( bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder ). c) Konkordato projesinin 302’inci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması. d) 206’ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302’nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır ). e) Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması. Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir “dir. Somut yargılama neticesinde, ayrıntılı şekilde dosyaya ibraz edilen komiser heyet raporları ve bilirkişi rapor ve ek raporlarından, borçlu şirketler ve gerçek kişiler hakkında, İcra ve İflas Kanunun 305. maddesinde yer verilen konkordato şartlarının tamamının gerçekleştiği anlaşılmıştır.Bu nedenle, bu konuda itiraz eden alacaklıların, aksine iddialarının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 285. maddesinde düzenlenen konkordato talebinde, borçlu şirketlerin borca batık olmalarına dair bir konuya yer verilmemiştir. Maddede, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel iflastan kurtulabilmek için konkordato talep edebileceğine yer verilmiştir. Somut yargılamada, borçlu şirketlerin rayiç değerlere göre borca batık durumda olmadığı anlaşılmıştır. Yasal düzenleme kapsamında, borca batık olmayan şirketlerin konkordato başvurusunda bir engel olmadığı gibi bu halin kötüniyet olarak kabulüde yasanın açık düzenlemesi kapsamında mümkün olmayacağından itiraz eden alacaklıların buna dair istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 299. maddesi gereğince, konkordato komiseri, alacaklılara alacaklarını bildirmeye davet eder, 300. madde kapsamında, alacaklar hakkında borçlu beyana davet edilir, komiser alacakların varit olup olmadığı hakkında borçlunun defterleri ve belgeleri üzerinde gerekli incelemelerde bulunarak bunların neticesini 302’nci madde çerçevesinde alacaklılar toplantısına sunacağı raporda belirtmek ve alacaklıların bilgi ve takdirlerine sunmak zorundadır. Borçlu, komiserin daveti üzerine, kendisine bildirilen her alacak hakkında cevap vermek zorundadır. Konkordato komiserlerinin kendisine bildirilen alacakları kabul etmek veya reddetmek yetkisi bulunmamaktadır. Bu yetki borçluya aittir. Komiserin borçlunun kabul ettiği bir alacağı reddetme yetkisi yoktur, alacağı kabul etmek zorundadır. Somut yargılamada, itiraz eden alacaklı vekilleri tarafından, borçlu şirket tarafından reddilen alacak miktarının haksız olduğu, çekişmeli alacak incelemesinin yeterli olmadığı vb iddialarda bulunulmuş ise de borçlu, bildirilen alacağı reddedebilir, bu takdirde reddedilen alacak çekişmeli ( nizalı ) alacak haline gelir ve bu alacağın konkordato çoğunluğunun hesaplamasında dikkate alınıp alınmayacağına, dikkate alınacaksa ne oranda dikkate alınacağına basit inceleme neticesinde mahkeme karar verir ( m.302.f.6).Söz konusu fıkrada, çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkemenin karar vereceği, şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride verilecek hükümlerin saklı olduğuna yer verilmiştir. Şu halde, alacak miktarının eksik ve /veya yanlış hesaplandığı iddialarının iş bu yargılamada alacak iddiasının ayrıntılı şekilde incelenmesi, talebin niteliği ve konkordato süreleri dikkate alındığında çok zor veya imkansız olabileceği gibi yasanın 302.f.6 bendi kapsamında ise hukuki yararı dahi tartışmalı olacaktır. Bu nedenle buna dair istinaf nedenlerinin de yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle ve özellikle, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun ilgili hükümleri ve konkordato komiseri ile bilirkişi raporları ve ilgili yasal düzenlemeler kapsamında, itiraz eden alacaklı ve/ veya müdahil vekillerinin başvurusunun usulüne uygun şekilde gerçekleştirilen konkordato yargılaması neticesinde verilen hüküm, usul ve yasaya uygun bulunduğundan esastan ayrı ayrı reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. Mahkeme tarafından, itiraz eden alacaklıların itiraz nedenlerinin yeterince kararda tartışılıp gerekçelendirilmemiş olması ve yukarıda ayrıntılı şekilde yer verildiği üzere, karara karşı itiraz eden alacaklıların kararın ilan tarihinden itibaren istinaf kanun yoluna başvurabileceklerinin hükümde belirtilmemiş olması isabetli olmamakla birlikte, Anayasa Mahkemesinin emsal kararları gereğince istinaf başvurularının yasal sürede olduğu kabul edilerek istinaf başvuruları esastan incelenmiştir. Bu sebepler ve kararın kaldırılarak geriye işlem yapılmasında talebin niteliğide dikkate alındığında hukuki yarar olmayacağından, özellikle yasanın düzenlediği kesin sürelerde dikkate alındığında, bu eksiklik usul kurallarına uygun ve sonuca etkili görülmediğinden hükmün kaldırılma nedeni olarak görülmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1- İtiraz eden müdahil alacaklılar, … Dış Tic.Ltd.Şti vekili, ilgili alacaklı … vekili, itiraz eden alacaklı … Ticaret Ltd.Şti vekili, itiraz eden alacaklı … T.A.Ş vekili, müdahil itiraz eden alacaklı … San.ve Tic.A.Ş vekilinin, müdahil itiraz eden alacaklı … A.Ş vekilinin ve itiraz eden alacaklı … Kiralama A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1313 Esas, 2021/582 Karar ve 29.06.2021 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan ayrı ayrı REDDİNE, 2-İtiraz eden alacaklı müdahil … Sanayi Dış Tic.Ltd.Şti tarafından hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken harç peşin olarak karşılandığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,3- Müdahil … Sanayi Dış Tic.Ltd Şti haricindeki (1) nolu ara kararda belirtilen tüm itiraz eden alacaklı müdahiller ve ilgili kişiden hüküm tarihi itibariyle 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin olarak alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın ayrı ayrı tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ve davanın niteliği gereği vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf kanun yoluna başvuranların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 308/a maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/02/2022