Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/161 E. 2021/434 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/161 Esas
KARAR NO: 2021/434
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/09/2020
NUMARASI: 2020/147 Esas, 2020/320 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 25/03/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin …’de yayımlanan “…” adlı dizi için dava dışı … AŞ’ye ait ofisin kullandığını ve ofiste dizi çekimleri sırasında meydana gelebilecek zarar için davalı sigorta şirketi ile sigorta poliçesi düzenlediğini, dizi çekimleri sırasında kimliği tespit edilemeyen bir şahsın set çalışanı gibi hareket ederek … AŞ’ye ait laptopları çaldığını, laptop bedeli karşılığında dava dışı şirkete 12.883,90 TL ödendiğini, davalı şirketten sigorta bedeli talep edilmişse de, olayın teminat kapsamında olmadığı gerekçesiyle taleplerinin reddedildiğini, davalı şirketin zararı karşılaması gerektiğine belirterek laptopların eskime payı gözönüne alınarak şimdilik 9.669,45 TL’nin olay tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesi ile; sigorta poliçesinde dava dışı … AŞ adlı şirketin sigortalı olarak gösterildiğini, teminattan sigortalı yararlanabileceğinden sigorta ettiren davacı şirketin aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, sigorta bedeli ödenmesi için sadece hırsızlık olayının gerçekleşmesinin yeterli olmadığını, davaya konu hırsızlığın sigorta teminat kapsamında belirtilen şekillerde gerçekleşmediğinden sigorta bedeli istenemeyeceğini, davacının talep ettiği tazminat miktarının da kabul edilir olmadığını, ayrıca olay tarihinden itibaren faiz istenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesi kararında; sigorta tazminatı talep hakkının dava dışı sigortalıya ait olduğunu, sigortalının tazminatın davacı sigorta ettirene ödenmesi hususunda muvafakati bulunduğuna dair belge bulunmadığı gerekçesiyle davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin hırsızlık nedeniyle dava dışı sigortalının zararını ödediğini, böylece sigortalının alacak hakkının, halefiyet yolu ile müvekkiline geçtiğini, bu nedenle sigortalının muvafakatine gerek olmadığını, muvafakatin gerekli olduğu kabul edilirse, dava dışı sigortalının muvafakatinin olup olmadığının araştırılması gerektiğini, istinaf mahkemesinin, sigortalının muvafakatinin olup olmadığının araştırılması gerektiğini gerekçesiyle mahkemenin ilk kararını kaldırmasına rağmen, mahkemece bu husus araştırılmadan davanın reddine karar verdiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf talebine cevabında; sigorta sözleşmesinden doğan haklar sigortalıya ait olduğundan davacı sigorta ettirenin tazminat talep hakkının bulunmadığını, sigorta poliçesinden doğan hakların sigortalıya ait olduğunu, aksine bir sözleşme bulunmadığı takdirde sigorta ettirenin sigorta sözleşmesine dayanarak tazminat talep edemeyeceğini, dava konusu poliçede de aksine bir hüküm olmadığını, ayrıca hırsızlığın binaya rahatça girilerek ve gizlenmeden gerçekleşmesi nedeniyle teminat kapsamında olmadığını belirterek istinaf başvurusunun reddini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, Evim Paket Sigorta Poliçesine dayalı hasar bedelinin tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, olayın teminat kapsamı dışında olduğu ve tazminat talep hakkının dava dışı sigortalıya ait olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacının istinaf başvurusu üzerine Dairemizin 2019/1687 Esas, 2020/356 Karar sayılı kararı ile; “6102 sayılı TTK 1454 maddesine göre sigorta ettiren üçüncü bir kişinin menfaatini, onun adını belirterek veya belirtmeyerek sigorta ettirebilir. Sigorta sözleşmesinden doğan haklar sigortalıya aittir. Sigortalı aksine bir sözleşme yoksa sigorta tazminatının ödenmesini sigortacıdan isteyebilir veya onu dava edebilir. Bu durum karşısında mahkemece, dava hakkının rizikonun gerçekleşmesi ile davacı şirkete intikal edip etmediğinin ve dava dışı şirketin tazminatın davacıya ödenmesine muvafakatinin aranmasının gerekli olup olmadığının değerlendirilmesi, muvafakatinin gerekli olduğu sonucuna varılması halinde, muvafakati sağlandığı takdirde yargılamaya devam edilerek davanın sonuçlandırılması, aksi takdirde davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, hem davacının dava hakkı olmadığı kabul edilip hem de işin esastan reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.” denilerek kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Dairemizin kaldırma kararından sonra mahkemece, yukarıda yazılı şekilde davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Dava konusu sigorta üçüncü kişi lehine sigorta olup, sigorta poliçesi davalı şirket tarafından düzenlenmiş ve sigortalı olarak … A.Ş olarak gösterilmiştir. Poliçe ile dava tarihi itibariyle uyuşmazlığa uygulanması gereken 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1454/1 maddesi uyarınca “Sigorta ettiren, üçüncü bir kişinin menfaatini, onun adını belirterek veya belirtmeyerek, sigorta ettirebilir. Sigorta sözleşmesinden doğan haklar sigortalıya aittir. Sigortalı, aksine sözleşme yoksa, sigorta tazminatının ödenmesini sigortacıdan isteyebilir ve onu dava edebilir.” düzenlemesi mevcuttur. Madde hükmünden de anlaşılacağı gibi aksine bir sözleşme kuralı yoksa sigorta tazminatını talep hakkı sigortalıya aittir. Dava konusu poliçede bu yönde (aksine) bir hüküm yoktur. Bu durumda mahkemece davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi yerinde olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı + 162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 253,20 TL harcın, Davacı tarafından peşin yatırılan 203,00-TL harçtan mahsubu ile bakiye 50,20-TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.25/03/2021