Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1589 E. 2023/1207 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1589 Esas
KARAR NO: 2023/1207
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/03/2021
NUMARASI: 2019/424 Esas, 2021/128 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 09/11/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı şirket arasında 2 adet fuar katılım sözleşmesi imzalandığını, fuarlardan birinin 30 Eylül-02 Ekim 2023 tarihinde …’da (…); diğerinin ise 19-23 Eylül 2023 tarihinde …’da (…) yapılacak olduğunu, davalı şirketin, müvekkiline fuar katılım ücreti olarak sözleşmede yazılı 8.400 USD’yi ödemeyi kabul ve taahhüt etmesine rağmen ödeme yapılmaması üzerine alacağın tahsili yönünden İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu belirterek icra takibine karşı yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile aralarında ihtilafın … (…) fuar sözleşmesinden kaynaklandığını, … (…) fuar sözleşmesinin, anlaşmaya varılması sebebiyle davacı tarafından iptal edildiğini, bu nedenle talep edilen 2 fuar bedelinin haksız olduğunu, ihtilaf konusu sözleşmenin de makul süre içerisinde Beyoğlu … Noterliğinin 08/07/2013 tarih ve … yevmiye numaralı ihbarnamesi ile taraflarınca feshedildiğini, fesih ile fuar tarihi arasındaki 2 aylık sürenin başka firmalara satış yapılabilecek makul bir zaman olduğunu ve daha önce davacı ile başka bir fuara katılım konusunda 2 ay kala sözleşmenin akdedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; taraflar arasında akdedilen fuara katılım sözleşmesinin J. maddesinde “sözleşmeyi imzalayarak katılmayı taahhüt eden katılımcı bu imzadan sonra hiçbir şekilde fuara katılmaktan vazgeçemez tüm yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadır” yazılı olduğu, buna göre … FUARI (Etiyopya) konusunda taraflar arasında bir sözleşme olduğu ve bunun devam ettiği, davalı tarafın fuara katılmayacağını bildiren ihtarının, taraflar arasında devam eden sözleşmeyi sona erdirmemiş olduğu, fuara katılmamış olmanın da davalı tarafa bu yönde bir haklılık sağlamayacağı, çünkü yurt dışı fuar düzenleme ve/veya yurt dışı fuarlarına katılımcı sağlamak üzere acentelik hizmeti veren fuar organizatörü şirketlerin karşı ülkedeki muhataplarına belirli taahhütleri, belirli rezervasyonları ve bu nedenlere bağlı belirli bir ekip ve ekipman ile hizmet vermeye zorunlu oldukları, fuar sektörünün bir fuar düzenlerken bir yıl öncesinden hazırlık yapmaya başladığı, fuar yapılmasına bir yıl var iken fuarın izinleri, tanıtımı, görüşmeleri ve satışının yapılması gerektiği, buna mukabil yurt dışında fuar alanı ve fuar ihtiyaçları için avans ödemeleri yaparak tamamen fuar alanı satışı ile katılımcı müşteriden sağlanacak gelire tabi maliyetlere katlanıldığının bilindiği, bu ve benzeri nedenlerle, fuar katılım sözleşmeleri 3. maddesinin, fuar katılımından cayma konusunda kesin hüküm içerdiği, bunun, fuara katılımı sağlayan firmaların da genel olarak bildiği bir gerçek olduğu, buna göre, davalı tarafın fuara katılmaktan vazgeçme tarihinin geç olduğu, davacı fuar düzenleyicisi şirketin davalı firmadan boşalacak yeri, fuara 2-2,5 ay kala satmasının oldukça zor olduğu, davalı şirketin ihtar sonrasında herhangi bir sözleşme feshi girişimi olup olmadığı veya böyle bir girişim oldu ise davacı şirketin kabul ettiği yönünde bir kanıta rastlanmadığı, davalı şirketin 4.200 USD sözleşme edimini yerine getirmesi gerektiği kanaatinin oluştuğu, her ne kadar icra takibinde her iki fatura yönünden takip başlatılmış ise de, taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunun sadece … Fuarına ilişkin 4.200 USD ile sınırlı olduğu ve alacağın da likit olduğu gerekçeleri ile davanın kısmen kabulü ile, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 8.426,46 TL üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle devamına, bakiye taleplerin reddine, alacağın %20’si olan 1.685,29 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili şirketin daha önce taraflar arasındaki … ve … sözleşmelerini e-mail vasıtasıyla iptal ettiğini, bu durumun fuar sözleşmesinin iptal edilebildiğini gösterdiğini, Etiyopya fuarından 2-2,5 ay önce davacıya noter kanalıyla gönderilen ihtarname ile Etiyopya fuarının iptal edilemeyeceğinin söylenemeyeceğini, bunun dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığını, taraflar arasında ilk imzalanan Libya fuar sözleşmesinin de, fuardan yaklaşık bir ay önce imzalandığını, bu nedenle fuardan 2,5 ay önce fuara katılımın iptalinin makul bir süre olduğunu, ayrıca eksik inceleme ile karar verildiğini, zira davacı, söz konusu fuarları düzenleyen şirket adına fuar sözleşmesi imzalama yetkisi olduğuna dair dosyaya herhangi bir belge sunamadığından bu hususu ispat edemediğini, yine müvekkili şirketin noter kanalıyla Etiyopya fuarına katılamayacağını bildirmesinden sonra davacının söz konusu fuar alanını başkasına satıp satmadığıdnın araştırılmadığını, zira yerin satılmış olması halinde bir zararın doğmayacağını, alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatına hükmedilmesinin yerinde olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde, istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, fuar katılım sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/361 Esas 2015/1021 Karar sayılı kararı ile, davanın kabulüne dair verilen karar, temyiz üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2017/3806 Esas 2018/10658 Karar sayılı ilamı ile Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle bozulmuş olup aynı Mahkemenin 2018/1179 Esas 2019/493 Karar sayılı kararı ile, Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmıştır. Davacının, davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 16.852,92 TL asıl alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlattığı, takibin dayanağı olarak 06/02/2013 tarihli 4.200 USD bedelli iki adet fuar katılım sözleşmesini gösterdiği, davalının takibe ve borca karşı itirazda bulunduğu, davacının ise İİK 67. maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde işbu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır. Görevsiz Mahkemede aldırılan 06/07/2015 havale tarihli bilirkişi raporunda; ihtilaf konusu olan Etiyopya Fuarı konusunda taraflar arasında sözleşme bulunduğu, … fuarının iptal edildiği yönünde ise bir ihtilafın olmadığı, fuarcılık sektörü uygulamaları da dikkate alındığında davalının ödeme edimini yerine getirmesi gerektiği bildirilmiştir. Bilirkişi 09/12/2020 tarihli raporunda ise, kök rapordaki görüşten ayrılmayı gerektiren bir veri olmadığı ve/veya kök raporda maddi hata olmadığı bildirilmiştir. Somut olayda, davacı, 30 Eylül-02 Ekim 2013 tarihinde … ve 19-23 Eylül 2013 tarihinde Etiyopya’da yapılacak fuarlar sebebiyle davalı ile fuar katılım sözleşmelerinin akdedildiğinden bahisle bu sözleşmelerden kaynaklı fuar katılım ücretinin ödenmesini talep etmiş ise de taraflar arasındaki uyuşmazlık 19-23 Eylül 2013 tarihinde Etiyopya’da yapılacak fuar sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Esasen tarafların da bu hususa yönelik bir itirazları söz konusu değildir. Davalı, Beyoğlu … Noterliğinin 08/07/2013 tarih ve … yevmiye numaralı ihbarnamesi ile, fuar organizasyonundaki yetersizlikler nedeniyle yeterli verim alınamadığından söz konusu fuara katılamayacağını bildirmiş olup bu tarihten fuar tarihine kadar makul bir sürenin bulunduğunu ve bu süreçte söz konusu fuar yerinin satışının mümkün olduğunu, daha öncesinde e-mail vasıtasıyla Katar ve Umman fuarlarının da iptal edilmesinin, fuar sözleşmesinin iptal edilebildiğini gösterdiğini ileri sürmüştür. Görüleceği üzere davalı, fuar katılım sözleşmesinin iptalinin, haklı bir sebebe dayandığından bahisle geçerli olduğunu iddia etmemektedir. 19-23 Eylül 2013 tarihinde Etiyopya’da gerçekleştirilecek fuara ilişkin taraflar arasında akdedilen 06/02/2013 tarihli Fuar Katılım Sözleşmesinin 3. maddesinin “Fuar katılım sözleşmesini imzalayarak katılmayı taahhüt eden müşterinin, bu imzadan sonra hiçbir şekilde fuara katılmaktan vazgeçemez, tüm yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadır…” hükmünü ihtiva ettiği dikkate alındığında davalının, sözleşmeyi makul sürede iptal edip etmediğinden bağımsız olarak fuara katılım bedelini ödemek zorunda olduğu, davacı ile aralarındaki önceki fuar katılım sözleşmelerinin e-mail vasıtasıyla iptal edilmiş olmasının, davalıya ihtilaf konusu sözleşmeyi de iptal etme hakkını vermediği, sözleşmenin anılan hükmüne göre, fuar yerinin bir başkasına satılıp satılmadığının da bir öneminin bulunmadığı, kaldı ki davalının cevap dilekçesinde bu yönde ileri sürülmüş bir iddianın da bulunmadığı, yine davalı taraf cevap dilekçesi ile, davacı ile aralarındaki ihtilafın Etiyopya Fuarına ilişkin sözleşmeden kaynaklandığını belirtmiş olup davacının bu sözleşmeyi, fuarı düzenleyen şirket adına imzalama yetkisinin bulunmadığına yönelik bir itirazın da mevcut olmadığı, ayrıca tüm bunlar dışında davalı tarafın, usulüne uygun tebliğe rağmen her iki bilirkişi raporuna karşı süresi içerisinde itirazlarını bildirmemesi ile birlikte artık davacı taraf lehine usulî kazanılmış hak doğduğundan artık davalı taraf bakımından bilirkişi raporlarının da kesinleştiği anlaşılmakla Mahkemece tesis edilen karar isabetli olmuştur. Bunun yanında, takip konusu alacağın sözleşme ile belirlenmesi sebebiyle davalının borç tutarını tayin ve tahkik etmesinin mümkün olduğu gözetildiğinde Mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu nedenle davalının istinaf başvurusunun yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.Açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1-İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/424 Esas, 2021/128 Karar ve 10/03/2021 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 353/1b-1 bendi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar harcından davalı tarafından peşin olarak yatırılan 143,91 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,94 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.09/11/2023