Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/158 E. 2021/342 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/158 Esas
KARAR NO: 2021/342
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/12/2018
NUMARASI: 2018/572 Esas, 2018/1230 Karar
DAVA: SIRA CETVELİNE İTİRAZ (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
KARAR TARİHİ: 11/03/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, 25/06/2018 tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı müflis banka nezdinde bulunan hesabı nedeniyle bankanın TMSF’ye devri sonucunda hesabında bulunan 67.000,00 TL mevduatın iadesi için iflas müdürlüğüne alacak talebinde bulunduklarını, iflas müdürlüğü tarafından başvurunun 37.174,21 TL’lik kısmının reddine karar verildiğini, kararın haksız olduğunu iddia ederek, müvekkili alacağının iflas masasına kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacı başvurusu üzerine yapılan inceleme neticesinde, davacının hesabında bulunan alacakların bankanın faaliyet izninin kaldırıldığı 22/07/2016 tarihli TCMB USD alış kuru üzerinden 29.825,79 TL olarak sıra cetveline yazılmasına karar verildiğini, yapılan işlemin usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, görevli mahkemenin idare mahkemesi olduğu gerekçesiyle, davanın yargı yolu dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; kararın kaldırılması gerektiğini, aksine halin kabulü durumunda kanuni dayanağı olmadığı halde idare niteliği bulunmayan bir tüzel kişiliğe mahkeme kararıyla kamu tüzel kişiliğinin tanınması sonucunu doğuracağını, bu durumun Türk Hukuku nazara alındığında imkansız olduğunu, müflis bankanın tasfiyesinin 5411 sayılı Bankacılık Kanununa göre yürütüldüğünü, idare mahkemesinin uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin adli yargı mercilerine ait olduğuna dair kararı sonucunda uyuşmazlık mahkemesi tarafından adli yargı mahkemelerinin görevli olduğuna dair karar verildiğini belirterek, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, İİK 235.maddesi gereğince kayıt kabul davasıdır. Dosyanın incelenmesinden; ilk derece mahkemesinin 03/12/2018 tarihli kararından sonra uyuşmazlık mahkemesinin 2020/231 Esas, 2020/373 Karar ve 22/06/2020 tarihli kararı ile davacı müflis … Bankası A.Ş. olan sıra cetveline kayıt kabul davası nedeniyle açılan dava sonucunda, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/943 Esas, 2019/44 Karar ve 18/01/2019 tarihli kararı ile idari yargının görevli olması nedeniyle usulden ret kararı verildiği, İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 04/02/2020 günlü, 2020/205 Esas sayılı dosyasında adli yargı mercilerinin görevli kılındığı, 2004 sayılı yasada idari yargı yerlerine verilmiş herhangi bir yargılama görevi bulunmadığı gerekçesiyle idare mahkemesi dosyası ile İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/943 Esas sayılı dosyası arasında 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkındaki Kanunun 19.maddesi uyarınca görevli yargı mercinin belirlenmesi amacıyla dosyanın uyuşmazlık mahkemesine gönderildiği, uyuşmazlık mahkemesinin ise İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin kararını kaldırarak davanın çözümünde adli yargının görevli olduğuna dair oy birliği ile kesin olarak karar verildiği anlaşılmıştır. 2247 Sayılı ” Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkındaki Kanun “‘un 29.maddesinde; kararların kesinliği ve yayınlanması üst başlığı ile, uyuşmazlık mahkemesinin kararlarının kesin olduğu, Başkanın uygun göreceği kararların Resmi Gazetede yayımlanacağı düzenlenmiştir. Açıklanan nedenlerle ve özellikle kesin olarak verilen uyuşmazlık mahkemesi kararı neticesinde; mahkeme tarafından idari yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın dava şartı olmaması nedeniyle reddine karar verilmiş ise de 2247 sayılı Kanunun 29.maddeside göz önünde bulundurularak, iş bu uyuşmazlıkta adli yargı yerinin görevli olduğunun kabulü gerekeceğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/572 Esas, 2018/1230 Karar ve 03/12/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA, 3-Dairemiz kararına uygun olarak ve işin esası ile ilgili yeni bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-Davalı harçtan muaf olduğundan, harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 5-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin, mahkemece yeniden kurulacak hükümde DEĞERLENDİRİLMESİNE, 6-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 353/1a-3.bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/03/2021