Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1573 E. 2022/58 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1573 Esas
KARAR NO: 2022/58
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/06/2021
NUMARASI: 2019/98 Esas, 2021/467 Karar
DAVA: KONKORDATO (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 20/01/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Talep eden borçlu şirketler, … A.Ş ve … A.Ş ile gerçek kişi … vekili 22.02.2019 tarihli dilekçe ile; müvekkili …A.Ş ‘nin Şişli / İstanbul adresinde perakende mağazacılık işleri ile iştigal ettiğini, şirketin sermayesinin 5.000.000 TL olup tamamının ödendiğini, müvekkili … Şirketinin ise dünya çapında faaliyet gösteren ve yüksek bir marka bilinirliğine sahip yapı marketleri zincirlerinin başında geldiğini, Türkiye ‘de faaliyetlerine 1997 yılında başladığını, 17 yıllık marka yatırımı ile tüketiciler arasında marka bilinirliği açısından yapı market sektöründe ilk üç markadan biri olduğunu, TPE nezdinde gerekli bütün sınıflarda “ … “ markasının tek sahibinin Almanya’da mukim … olduğunu, bu şirketle imzalanan ticari marka satın alma ve devir sözleşmesi gereğince … marka haklarının tamamının şirkete devredildiğini, müvekkili … A.Ş ‘nin 2018 yılında tam bir atılım yılı olduğunu, 5 yeni büyük mağaza açılışı gerçekleştirdiğini, ancak 2018 yılı ikinci yarısında derinleşen likitide krizi nedeniyle kredilerde daralma yaşandığını, şirketin yeterli İşletme kredisini temin edemediğini, döviz kurlarındaki artışların özellikle dövize endeksli ürün ve demirbaşların fiyatlarındaki beklenmeyen aşırı fiyat artışlarının yatırım maliyetlerinin artmasına yol açtığını, yatırım döneminde yüksek faiz oranlarıyla kredi kullanılmasının da şirketin finansman giderlerinin artmasına ve karlılığın düşmesine neden olduğunu, likidite dengesinin bozulduğunu, ekonomik kriz ve inşaat sektöründeki durgunluk nedeniyle yapı market ve ev geliştirme ücretlerine talep azaldığını, şirketin krize yatırım ortamında yakalandığını, tüm olumsuz sonuçlarından etkilendiğini, şirketin işletme sermayesinin Ekim 2018 tarihi itibariyle yetersiz hale geldiğini, borca batıklık hali söz konusu olmamakla birlikte nakit sıkıntısının ilave tedbirler almadan aşılamayacağının anlaşıldığını, konkordato ön projesinde, 31.12.2018 tarihli bilanço ve finansal tabloların esas alındığını, projenin vade konkordatosu teklifi olduğunu, projenin temel konseptinin, konkordatoya tabi ( imtiyazsız /rehinsiz ) alacaklılarla, konkordato projesi tasdik kararını takip eden 3 yıl vade konusunda anlaşılarak borcun tamamının faizi ile birlikte konkordatonun tasdiki tarihinden başlayarak aylık eşit taksitlerle garametan ödeneceğini, mühlet öncesi işlemiş faizlerin aynen ödeneceğini, mühlet içinde konkordatoya tabi alacaklılara ödeme yapılmayacağı ve bu yolla işletme sermayesi birikimi sağlanacağını, mühlet içinde ve ödeme süresi içinde yeni banka kredisi ihtiyacı olduğunda ve bankalarca uygun görüldüğünde yeni kredi kullanılmasının söz konusu olabileceğini, mali disiplin artırılarak, yönetim giderleri ve üretim safhasındaki tüm maliyetlerin düşürülmesinin sağlanacağını, gıda sektörüne … markası ile girilerek bayilikler verilmeye başlanması ve bayilikler eliyle mal satışı ve ciro paylarından elde edilecek gelirlerle ciro ve gelirlerin artırılmasının planlandığını, yüksek ciro ve karlılık üretmeyen verimsiz olan mağazaların kapatılmasının planlandığını, muhtemel gelir tablolarındaki karın elde edileceğini, şirketin mühlet öncesi doğmuş olan borçlarının tasdik kararından itibaren 3 yıl vadede aylık taksitlerle yapılacak ödemelerle tasfiye edileceğini, şirketin 2023 yılı sonu itibariyle sağlıklı borç ödemeye elverişli pozitif nakit akışına ulaşacağını, müvekkili şirketin konkordatoya tabi olmayan rehinli alacaklılarla İİK 308/h de öngörülen usulle borçlarının yeniden yapılandırılması anlaşmaları yapmayı talep ettiğini, müvekkili … A.Ş ‘nin kaydi değerlere göre öz varlığının (+) 2.018.686,75 TL olduğunu, rayiç değer bilançosuna göre (-)80.865,55 TL borca batık durumda bulunduğunu, … A.Ş Şirketinin, “ … “ markasının sahibi olan grup şirketi … A.Ş ‘nin satış mağazası organizasyonu, franchise ağının kurulması, bizzat kendi adına mağaza açarak işletmek amacıyla kurulduğunu ve uygulamada bu amaca uygun olarak kardeş şirket olan … A.Ş’nin mağaza yatırımlarını üstlendiğini, kardeş şirketin mali durumunun bozulması ve yatırım harcamalarını geri ödeyememesi nedeniyle nakit sıkıntısına düştüğünü, yüksek faizlerle kredi kullanan ve buna bağlı olarak karlılığı azalan şirketin nakit akışının bozulduğunu ve grup şirketi olan … A.Ş ‘den olan alacaklarını tahsil edememesi nedeniyle muaccel borçlarını ödeyemez duruma düştüğünü, şirketin işletme sermayesinin Ekim 2018 tarihi itibariyle yetersiz hale geldiğini, boca batıklık halinin gerçekleştiğini, konkordato ön projesinde tenzilat konkordatosu teklif edildiğini, tasdik kararını takip eden 3 yıl vade konusunda anlaşılarak borcun tamamının faizi ile birlikte aylık eşit taksitlerle garameten ödemek olduğunu, … A.Ş ‘nin mali durumunun düzelmesine bağlı bu grup şirketinden olan alacaklarını tahsil edeceği ve bu sayede borçlarını ödeyebilir duruma geleceğini, müvekkili …’ın, konkordato talep edilen … A.Ş ‘nin %80 pay sahibi olduğunu, 2014-2019 yılları arasında yönetim kurulu başkanlığı ve profesyonel yöneticiliğini yaptığını, müvekkilinin, pay sahibi olduğu şirketin bankalara olan borçlarının tamamına kefil olduğunu, kefil olunan banka kredi borçlarının toplamının 28.971.034,58 TL olduğunu, ayrıca şirketin düzenlemiş olduğu çeklere aval verdiğini, kendi taşınmazları üzerine bankalar lehine ipotekler tesis ettiğini, kefili olduğu şirketlerin borçlarını vadesinde ödeyememesi nedeniyle kefalet borçlarının muaccel hale geldiğini, sahibi olduğu şirketlerin konkordato sayesinde tüm borçlarını ödeyebilecek duruma geleceklerini ve bunun sonucu olarak zaten kendisininde şirketleri için verdiği kefalet borcundan kurtulacağını, İİK m.308/ h çerçevesinde rehinli alacaklılarla müzakere ve yeniden yapılandırma süreci talep ettiklerini, müvekkilinin, şahsına ait borçlarını sahibi bulunduğu … A.Ş hisselerini satarak ödeyebileceğini iddia ederek, müvekkili şirket ve gerçek kişi lehine üç aylık geçici mühlet kararı verilmesini talep etmiştir. Alacaklılardan bir kısmı, yargılamaya katılarak yazılı ve /veya sözlü beyanda bulunmuşlardır.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, itiraz eden alacaklıların beyanlarıyla konkordato tasdikine yönelik itirazda bulunmuş iselerde tasdik yargılamasının başlamasından sonra konkordato komiser heyetinden alınan ek raporlar ve özellikle tasdik şartlarına ilişkin olmak üzere bilirkişi kuruluşunun sunmuş olduğu raporlar karşısında davacı şirketler ve gerçek kişi yönünden gerekli şartların oluştuğu, bu suretle İİK m.305. madde hükmünde belirtilen şartlar yönünden gerek konkordato komiser heyetinin ek raporları gerekse bilirkişi kurulunun ayrıntılı raporunun uyum içinde olduğu, bu raporlara itibar etmeye engel bir durumun varlığının ispatlanamadığı, konkordato komiser heyeti ve bilirkişi raporları dikkate alındığında sunulan belge ve kayıtlara göre nisap çoğunluğunun sağlandığının tereddütsüz olarak ortaya konulduğundan itiraz eden alacaklı beyanlarının konkordato tasdikine engel bir yönü bulunmadığı, Yargıtay uygulamasında kabul olunduğu üzere İİK 295. maddesi gereğince, mühlet sırasında rehin ile temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatabileceği veya başlamış olan takiplere devam edebileceği, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 20.10.1993 tarihli 6282/6805 karar sayılı ilamımda da 3. kişi rehninin konkordato nisabında adi alacak olarak gözönünde bulundurulmasına karar verildiği, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2021/1389 Esas, 2021/275 Karar sayılı emsal ilamında da belirtildiğini, buna göre 3.kişinin rehni ile temin edilmiş olan alacaklıların adi alacaklı olarak kabul edilerek nisap oylamalarında ki hesaplamaların ve nisap çoğunluğunun Yargıtay uygulamasına uygun olarak gerçekleştirildiği, davacı şirketlerin ve gerçek kişinin konkordato talebi yönünden tüm alacaklıların ileri sürdükleri vakıalar var ise de konkordato tasdikine engel olabilecek somutlaştırdıkları bir delil veya deliller zincirinin olmadığı, itiraz eden alacaklıların itirazlarının mahkemece kabulünü gerektirecek bir ispat durumu olmadığı, kanuni çoğunluk tarafından kabul edilen teklifin içeriği, özellikle borçların ödeme süresi, ödenecek miktarlar ile ilgili ayrıntı olması karşısında İİK m.305 hükmünde belirtilen yasal koşulların oluşması nedeniyle, pandemi nedeniyle gerçekleşen ve bütün dünya ekonomisinin çok olumsuz etkileyen ekonomik süreç karşısında hakkaniyet icabı olduğu, ayrıca davacıların tamamı yönünden rehinli alacaklılar ile ilgili İİK m.308/h bendi uyarınca yapılandırma teklifi olmadığı gerekçesiyle, … A.Ş ‘nin 30/11/2020 tarihli mahkemeye sunulan konkordato projesinin İİK m.305. hükmü uyarınca tasdikine, bu kapsamda, davacının konkordatoya tabi borçlarının İİK m.306 hükmü gereğince Temmuz 2021 tarihinden itibaren başlamak üzere %15’lik tutarının ilk 12 ayda 6 eşit taksitle, %25’lik tutarının ikinci 12 ayda 6 eşit taksitle, %30’luk tutarının üçüncü 12 ayda 6 eşit taksitle, son %30’luk kısmınında dördüncü 12 ayda 6 eşit taksitle ödenmesine, 12 aylık periyotlarla yapılacak ödemelerin alacaklının iskontolu alacak tutarını geçmemek kaydıyla en az 15.000, 00 TL olmasına, bu suretle her bir alacaklıya her 12 aylık periyotta toplamda en az 15.000,00 TL ödenmesini, alacak tutarının 15.000,00 TL ‘den az olması veya kalması halinde ise alacağın tamamının o dönemde ödenmesine, borçlu şirketin rehinli alacaklılar ile ilgili İİK m.308/h bendi uyarınca yapılandırma teklifi olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, … A.Ş ‘nin 30.11.2020 tarihli mahkemeye sunulan konkordato projesinin İİK m.305 hükmü gereğince tasdikine, bu kapsamda konkordatoya tabi borçlarının İİK m.306 hükmü gereğince Temmuz 2021 tarihinden itibaren başlamak üzere %15’lik tutarının ilk 12 ayda 6 eşit taksitle,%25’lik tutarının ikinci 12 ayda 6 eşit taksitle, %30 ‘luk tutarının üçüncü 12 ayda 6 eşit taksitle ve son %30’luk kısmında dördüncü 12 ayda 6 eşit taksitle ödenmesine, borçlu şirketin rehinli alacaklılar ile ilgili İİK m.308/ h bendi uyarınca yapılandırma teklifi olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, …’ın 11.12.2020 tarihli projesinin tasdikine, davacının konkordatoya tabi borçlarının İİK m.306 hükmü uyarınca konkordatonun tasdik olunduğu tarihten 4 yıl sonra %75 indirimli ve faizsiz olarak ödenmesine, tasdik tarihinden başlamak üzere ödemesiz 4 yıl 6 ay sürenin sonunda ve akabinde 48 ay içinde olmak üzere ve yine buna göre konkordatoya tabi borçların ilk %15’lik tutarının 1. taksit olarak 811.393,44 TL tutarının Aralık 2025’te, %20’lik tutarının 2. taksit olarak 1.081.857,92 TL tutarının Aralık 2026 ‘da %25’lik tutarının 3. taksit olarak 1.352.322,41 TL tutarının Aralık 2027 ‘de %40’lık tutarının 4. taksit olarak 2.163.715,85 TL tutarının Aralık 2028 ‘de olacak şekilde ve 4 değişen taksitle ödemelerin yapılmasına, bu surette ana para alacaklarından %75 oranında vazgeçmelerine, rehinli alacaklılarla ile ilgili İİK m.308/ h bendi uyarınca yapılandırma teklifi olmadığından bu yönde karar verilmesine yer olmadığına, konkordato tasdik kararının kesinleşmesine gerek olmaksızın konkordato tasdikinin 21.06.2021 günü saat 16;10 itibarıyla sonuç doğurmasına, komiserlerin görevlerine son verilmesine, kayyım tayin edilmesine, İİK 308/ c hükmü uyarınca bağlayıcı hale gelen konkordatonun, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburi olduğuna, 206 maddenin birinci fıkrasında yazılı imtiyazlı alacaklar, rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 sayılı kanun kapsamındaki alacakları hakkında adı geçen İİK m.308/c-f.2. hükmünün uygulanmamasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 308/a maddesinde, konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklının kararın tebliğinden, itiraz eden diğer alacaklıların ise kararın ilanından itibaren 10 gün içinde istinaf yoluna başvurabileceği düzenlenmiştir.Aynı Yasanın 306/son fıkrasında, tasdik kararının mahkemece 288’inci madde uyarınca ilan olunacağı, 288. maddede ise ticaret sicil gazetesinde ve Basın- İlan Kurumunun resmî İlan portalında ilan olunacağına yer verilmiştir. İş bu yargılama sonucu verilen tasdik kararı, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde 25. 06.2021 tarihinde, Basın İlan Kurumu Resmî Portalı’nda ise 28.06.2021 tarihinde İlan edilmiştir.Bu durumda itiraz eden alacaklıların, özellikle hükmün sonuç kısmında yasal yol ve süresi açıkça belirtilmiş olduğundan, son ilan tarihi 28.06.2021 tarihinden itibaren 10 gün sonrasında 09.06.2021 tarihine kadar kararı istinaf etmeleri gerekecektir. Karar, yasal süre içerisinde, itiraz eden alacaklılar, … Ltd.Şti vekili, … Ltd.Şti vekili, … T.A.Ş vekili, … Bankası A.Ş vekili, … Bankası A.Ş vekili, … A.Ş vekili, … A.Ş vekili, … Bankası T.A.O vekili, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili, … Bankası A.Ş vekili, … vekili, … vekili ve … Ltd.Şti vekili tarafından yasal süre içerisinde istinaf edilmiştir. Alacaklı … Ltd.Şti vekili istinaf nedenleri olarak, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, İİK 305. tasdik şartlarının belirtildiğini, alacaklıları daha fazla zarara uğratmaktan başka bir işe yaramadığını, rapora göre davacıların Aralık ayı itibarı ile-7,5 milyon zarar ettiğini ve mağaza sayısının düşürüldüğünü, tasdik kararının hukuka aykırı olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını istemiştir. Alacaklı … Ltd.Şti vekili istinaf nedenleri olarak, itiraz ettiklerini, hatalı ve eksik değerlendirildiğini, borçlu … A.Ş hakkında iflas kararı verilmesi gerekirken hatalı karar verildiğini, İİK 305’te belirtilen şartları taşımadığını, borca batık olmayan şirketin projesinin kaynakları ile orantılı olması gerektiğini, tasdik kararının kaldırılması gerektiğini, tasdik tarihi ve önceki 4 aylık dönemdeki durumunun bilinmediğini, ayrıca Temmuz 2021 de başlayacak proje bakımından ödeme yapmayacaklarını açıkça söylediklerini, re’sen iflas kararı verilmesi gerektiğini iddia ederek, … A.Ş yönünden kararın kaldırılmasını ve şirketin iflasına karar verilmesini istemiştir. Alacaklı … T.A.Ş vekili istinaf nedenleri olarak, müvekkili banka müşterisi … A.Ş arasında imzalanan genel kredi sözleşmeleri gereğince krediler kullandırıldığını, diğer davacı gerçek kişinin kefil olduğunu, ihtarname keşide edildiğini, alacağın 1.549.553,58 TL’lik kısmının ödenmediğini, davaya müdahil olunduğunu, alacak taleplerinin 1.489.194,74 TL adi alacak olarak projeye dahil edildiğini, raporun tebliğ edilmemesinin usule aykırı olduğunu, raporlar incelendiğinde ön projede belirtilen satış rakamlarına ulaşamadığının tespit edildiğini, banka kredileri karşılığında mülkiyeti … adına olan taşınmaz üzerine toplam 2.277.500,00 TL tutarında ipotek tesis edilmiş olmasına rağmen müvekkili banka alacağının konkordato projesine adi alacak olarak kaydedilmiş olmasının yasaya ve usule aykırı olduğunu, alacaklarının adi alacak olarak gösterilip doğmuş ve doğacak faiz alacaklarının ödenmeden imtina etmek amacıyla alacağın adi alacak olarak göstermesinin dahi borçlunun kötü niyetinin açık bir göstergesi olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Alacaklı … Bankası A.Ş vekili istinaf nedenleri olarak, tasdik şartlarından olan teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması ilkesine aykırı olduğunu, 29.03.2021 tarihli bilirkişi raporunda davacılardan … A.Ş yönünden alacaklılara teklif edilen %55’lik tutarın aktifine oranının düşük kaldığının belirtildiğini, mahkemenin 22.01.2021 tarihli ara kararda verilen karara aykırı karar verildiğini, ara kararda İİK 305. maddedeki şartların gerçekleşip gerçekleşmediği yönünden rapor alınmasına karar verildiğini, … A.Ş nin konkordato projesine onay veren alacaklıların alacak kalemlerinin muvazaalı olduğunu, yeterli inceleme yapılmadığını, projenin varsayıma göre hazırlandığını, alacaklarının imtiyazlı alacak olması gerekirken hatalı şekilde adi alacak olarak yazıldığını, …’ın ve …’ın maliki olduğu taşınmazlar üzerine banka lehine ipotek tesis edildiğini, İİK 206. maddede yazılı imtiyazlı alacaklardan olduğunu, alacağının eksik yer aldığını, davacı … tarafından verilen tasdik şartlarının oluşmadığını, komiser heyetinden …’ın … yönünden konkordatonun tasdikine karşı oy yazısının değerlendirilmeksizin kabule karar verildiğini, kararın usul ve yasaya uygun olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını, talebin reddi ile davacıların iflasına karar verilmesini istemiştir. Alacaklı … Bankası A.Ş vekili istinaf nedenleri olarak, müvekkili alacağının 179.303,01 TL olarak nakdi ve gayri nakdi olarak bildirildiğini, tutarın 109.792,68 TL olarak yer aldığını, red edilen farkın haksız ve hukuka aykırı şekilde reddedildiğini, projenin onaylandığı toplantıda onay verilmediğini, reddedilen alacağın çekişmeli hale geldiğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, mağduriyete neden olduğunu iddia ederek, tasdik kararının kaldırılmasını istemiştir. Alacaklı … Ltd.Şti istinaf nedenleri olarak, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, ticari hayatın aksamaması nedeniyle oluşan konkordato kurumunun kötüye kullanılmak suretiyle alacaklı şirketlerin ticari hayatını riske edecek duruma geldiğini iddia ederek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Alacaklı … A.Ş vekili istinaf nedenleri olarak, kararın hatalı, usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin banka teminatında bulunan ipotekler olmasına rağmen adi alacaklı sayıldığını, kredilerin teminatı olarak …’ın maliki olduğu taşınmazlara ipotekler tesis edildiğini, bankanın rehinli alacaklı olması gerektiğini, 286. maddedeki belgelerin tamamının sunulmadığını iddia ederek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Alacaklı … A.Ş vekili istinaf nedenleri olarak, müvekkili şirketin … AWM’de bulunan mağazanın kiralanması için … A.Ş ile kira sözleşmesi imzalandığını, alacaklarının 387.611,962 TL olmasına rağmen borçlu komiser heyeti tarafından borcun 228.921,45 TL olduğu alacaklılar toplantısında da bu tutarın esas alındığını, … A.Ş nin aktiflerinin 86.084.663,59 TL olarak tespit edilmesine rağmen %55 lik oran belirlenmesi ve 48 ay vadeye yayılmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, …’nın geçici mühletten sonrada tahakkuk eden kira ve aidat borçlarını ödemeyerek zarara uğrattığını iddia ederek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Alacaklı … Bankası T.A.O vekili istinaf nedenleri olarak, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacaklılarının imtiyaz durumunu gösteren listede banka alacağın doğru olarak bildirilmediğini iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve projenin tasdik talebinin reddine karar verilmesini istemiştir. Alacaklı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili, kurum alacaklarının dikkate alınması gerektiğini, kurum alacaklarının konkordatodan etkilenmediğinden konkordato projesinin onaylanması halinde 206. maddesindeki sıraya göre tam olarak ödenmesi gerektiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik inceleme sonucu verildiğini iddia ederek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Alacaklı … Bankası A.Ş vekili istinaf nedenleri olarak, şirket temsilcisinin henüz dosya eksik iken dinlendiğini, İİK 292 madde gereğince hatalı yerine getirildiğini, temsilcinin mahkeme huzurunda projenin ilk taksidinin ödenmeyeceklerini açıkça ikrar ettiğini, tasdik edilen projenin yalnızca borçluları koruduğunu, tasdik koşullarının olmadığını, iddia ederek kararın kaldırılmasını ve davacıların iflasına karar verilmesini istemiştir. Alacaklı … vekili istinaf nedenleri olarak, müvekkilinin … A.Ş işçisi olarak çalıştığını, işe iade kararının kesinleştiğini, ödeme yapılmaması üzerine takip başlatıldığını, icra dosyasına ödeme yapılmadığını, işçilik alacağına ve ilam vekalet ücretine rastlanmadığını belirterek istinaf taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir. Alacaklı … vekili istinaf nedenleri olarak, müvekkilinin … A.Ş ‘nin işçisi olduğunu, işe iade kararı verildiğini, kararın kesinleştiğini, yasal süre içerisinde ödeme yapılmadığını, işçi alacağına dair bir hükme rastlanmadığını belirterek istinaf taleplerinin kabulünü talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Talep, İİK 285 vd maddelerinde düzenlenen konkordatonun tasdik talebidir. Öncelikle, talebin niteliği ve mahkemece re’sen değerlendirilmesi gereken usul kurallarının incelenmesi uygun görülmüştür. 2004 sayılı İİK ‘nun 285. maddesinde, yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiş, yasada, İflasa tabi olan borçlu için İİK ‘nun 154. maddesine atıf yapılarak ilgili maddenin birinci veya üçüncü fıkrasında yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesinin, iflasa tabi olmayan borçlu için ise yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu vurgulanmıştır. Somut yargılamada, davanın, dava tarihi itibariyle yetkili ve görevli asliye ticaret mahkemesinde açıldığı, yargılamanın yetkili mahkemece gerçekleştirildiği sabittir. Diğer yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde belirtilen şekilde, vekaletnamede konkordatoya ait özel yetkinin mevcut olduğuda anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, konkordato tasdik şartlarının oluşup oluşmadığı, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı alacaklarının konkordatoda ki yeri, konkordatonun başarıya ulaşıp ulaşamayacağı, konkordato projesinin borçlu kaynaklarıyla orantılı olup olmadığı, üçüncü kişinin taşınmazı ile ipotek tesis edilen banka alacaklarının adi alacaklı olarak kabulü ile nisaba dahil edilmesininin isabetli olup olmadığı, çekişmeli alacaklar yönünden kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı, şirketlerin İİK 286. madde kapsamında başvuru sırasında ibrazı gereken belgeleri tam ve doğru şekilde ibraz edip etmedikleri, davacı şirket temsilcisinin beyanlarının yargılamadaki yeri ile kararın usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığıdır. Talebin niteliği ve istinaf nedenleri arasında yer verilen bir kısım itirazlar nedeniyle sürecin özetlenerek denetlenmesi uygun olacaktır. Dosya kapsamından, talep eden borçlu şirketler ve borçlu gerçi kişi vekilinin, 22.02.2019 tarihli dilekçe ile tedbir istemli talepte bulunduğu, 22.02.2019 tarihli tensip ara kararları ile borçlular için 3 ay geçici mühlet kararı, 17.05.2019 tarihli celse ara kararı ile geçici mühlet kararının 45 gün süreyle uzatılması kararı, 12.07.2019 tarihli celse ara kararı ile bir yıllık süre ile kesin mühlet kararı verildiği, 24.06.2020 tarihli ara karar ile 86 günlük sürenin eklenmesine ve kesin mühletin uzadığı sürenin belirlenmesine karar verildiği, İİK 304 madde kapsamında gerçekleştirilen konkordatonun mahkemece incelenmesine dair 21.06.2021 tarihli konkordato tasdik yargılamasında konkordato komiserinin dinlenilmediği ve buna dair herhangi bir gerekçeye yer verilmediği, duruşmaya katılan alacaklılar dinlenildikten sonra hüküm tesis edildiği, komiser raporlarının, bilirkişi rapor ve ek raporlarının dosyaya ibraz edildiği anlaşılmıştır. 13.05.2019 tarihli konkordato geçici komiser heyeti nihai raporunda sonuç olarak, davacı gerçek kişinin VUK anlamında birinci sınıf tacir olmadığı, hem gerçek kişi hemde davacı şirketler yönünden 286. hükmünde belirtilen belgelerin nitelik ve nicelik olarak tam olduğu, tenzilat teklifinin dava dilekçesinde ileri sürülmüş olsa dahi ön projede somutlaştırıp somutlaştırılmadığı hususunun rayiç bilançonun hazırlanması sonrasında değerlendirileceği, ödenmemiş sermaye bulunmadığı, davacı … A.Ş ‘nin … markasının Türkiye ve 15 Ortadoğu ülkelerindeki markasının tek sahibi olan Almanya’da mukim şirketten süresiz olarak satın ve devralmış olduğu, davacı şirketin yakın zamanda herhangi bir iflas erteleme sürecine dahil olmadığı, …’ın davacı şirketin %80 oranında hisse sahibi olduğu, denetim çalışmalarının şirketin düzeltilmiş 31.12.2018 tarihli mali tabloları ve 28.02.2019 tarihli mali tablolar kullanılarak yapılmış olduğu, ön projenin hazırlanmasına esas alınan 31.12.2018 tarihi itibariyle yapılan düzeltmede dikkate alındığında 28.02.2019 tarihi itibariyle ortak …‘a 2.431.184,22 TL borcu olduğu, tüm mağazalara ait kasa bakiyelerinden oluşmakta olup bakiyesinin 18.578,19 TL olduğu, bakiyenin 14 mağaza kasasına ait olduğu düşüldüğünde tutarın makul olduğu, şirketin 31.12.2018 tarihi itibariyle düzeltmeler sonrasında kaydi değerler üzerinden 4.783.495,68 TL dönem net karı elde ettiği, 28.02.2019 tarihi itibariyle de (-) 2.301.026,42 TL zarar ettiği, şirketin 29.04.2019 tarihli ara celse kararında belirtilen mağazalara İlişkin kira ödemeleri ile ilgili olarak, şirketin 27.02.2018 geçici mühlet tarihi sonrasında oluşan mağazalara ait kira, aidat ve ortak katılım payları ile ilgili olarak bazı şubelerde hasılat üzerinden kira ödemesi yapıldığından kiraya verenlerle mutabakat çalışması yapılarak tutarların kesinleştirildiği, Şubat ve Mart ayı kira ödemelerinin Mayıs ayında yaptırıldığı, …’ın 12.02.2019 tarihine kadar …A.Ş ‘nin %100 ortağı olduğu, şirketlerdeki nakit sıkıntısı nedeniyle …A.Ş ‘deki hisselerinin tamamını 2.050.000,00 TL bedel ile … A.Ş ‘ye 12.02.2019 tarihinde sattığı, şahsi borçlarının kapatılmasında kullanıldığı, … A.Ş ‘nin 19.02.2019 tarihinde satın aldığı …A.Ş nin hissesinin %20’lik kısmını … A.Ş ‘ye sattığı, tutarın cari hesap borcundan mahsup edilerek kapatıldığı, … A.Ş aktifinde bulunan … Mağazasının Şubat 2019 tarihinde … A.Ş tarafından Franchise Sözleşmesi kapsamında … A.Ş ‘ye satıldığı, ayrıca gıda sektöründen çıkılması ile birlikte merkez ofis çalışanlarından 14 kişinin işten çıkarıldığı, 2019 yılı için tasarrufta bulunulduğu, … A.Ş ‘nin cari borçlarının 9.252.978,28 TL azaldığı, söz konusu işlemlerin Şubat 2019 döneminde geçici mühlet öncesinde gerçekleştiği, gerçekleşen işlemlerle alacaklıları zarara uğratmaya yönelik somut muhasebe veya finansal bir veriye rastlanmadığı, amacının ekonomik kriz nedeniyle yaşamış olduğu finansal sorunlardan konkordato kapsamında borçlarının yeniden yapılandırılarak ödeme suretiyle kurtulma gayesi taşıdığı, sırf İcra tehdidinden kurtulmak amacıyla konkordato başvurusunda bulunulduğuna dair somut veri bulunmadığı, ön projede vade konkordatosu talep edildiği, 31.12.2018 tarihi itibariyle rayiç özvarlık tutarının (+)27.981.625,85 TL olduğu, şirketin 2018 yılı brüt satış tutarının 53.988.448,17 TL olarak gerçekleştiği, ön projede yer alan tahminlere göre gelecek 5 yılda brüt satış tutarının sırasıyla 2019 yılı için 75.000.000,00 TL, 2020 yılı için 87.750.000,00 TL ve 2021 yılı için 102.667.500,00 TL, 2022 yılı için 120.120.975,00 TL ve 2023 yılı için 140.541.540,75 TL olarak öngörüldüğü, hazırlanan proforma gelir tablolarının verimsiz mağazalarının kapanması ile işletme maliyetlerinin azalacağı ve 2018 yılı sonlarında açılan yeni mağazaların satış artışını sağlayacağı katkı İle birlikte düşünüldüğünde gelecek yıllar için hedeflenen satış tutarının gerçekleşebilmesi ve şirketin gelecek yıllarda brüt satış tutarını tutturabilmesinin muhtemel göründüğü, … A.Ş şirketi ile ilgili bilançonun önemli büyüklükteki aktif kalemlerini oluşturan bilirkişi raporlarının kısmen gelmiş olması ve cari hesap sayısının fazlalığı nedeniyle mutabakat çalışmasının finalize edilememesi nedeniyle rayiç değer bilançosunun hazırlanamadığı, 2 ay ek süre verilmesi halinde nihai raporun yapılacağı, …A.Ş nin ise mağazacılık işleri ile iştigal ettiği, şirketin kendi bünyesinde 1 adet mağazası bulunduğu, 31.12.2018 ve rapora dayanak 28.02.2019 tarihli kaydi değerlere göre özkaynakların hesaplandığı, özkaynakların 2.219.796,78 TL, toplam pasiflerin 11.258.582,34 TL olduğu, şirketin 28.02.2019 tarihi itibariyle 206.062,30 TL dönem net karı elde ettiğinin görüldüğü, Şubat ve Mart ayı kiralarının Mayıs ayında yatırılacağı, borçlunun ön projede tenzilat ve vade konkordatosu talep etmiş olmakla birlikte sehven esas sürenin bitişi ile 3 yıl içinde aylık eşit taksitlerle %17 faiz ile birlikte ödenecek şekilde anlaşılarak yapılandırılacak ifadelerine yer verildiği, 31.12.2018 tarihi itibariyle ve rayiç değerlere göre özvarlığının (-) 80.865,55 TL olup borca batık olduğu, 2018 yılı brüt satış tutarının 15.539.097,18 TL olarak gerçekleşmiş olduğu, konkordato ön projede yer alan tahminlere göre gelecek 5 yılda brüt satış tutarlarının öngörüldüğü, şirketin gelecek yıllarda brüt satış hedefini gerçekleştirmesinin muhtemel gözüktüğü, şirketin nakit akış tablosundaki en önemli nakit giriş kaynağının mağaza satışlarından elde edilecek tahsilatlar olarak gösterildiği, aktif kalemleri oluşturan bilirkişi raporlarının henüz gelmemiş olması ve cari hesap sayısının fazlalığı nedeniyle mutabakat çalışmasının finalize olmaması nedeniyle rayiç değer bilançosunun hazırlanamadığı, şirketlerin TTK 376. maddeye göre borca batıklık durum tespiti yapılamadığından değerlendirme için 2 ay ek süre verilmesi durumunda nihai raporda yapılacağı, davacı …’ın VUK anlamında 1. sınıf tacir olmadığından, konkordatoya esas ön projede, bilanço, gelir gider hazırlama yükümlülüğü bulunmadığı, …’ın, … A.Ş Şirketinin %80 pay sahibi olduğu, ön projede konkordatoya başvuru nedeninin ortağı olduğu … A.Ş ‘nin borçlarına şahsi kefaletinin bulunması ve şirketin çeklerine şahsi avali bulunması sebebiyle mali durumunun bozulmasına neden olduğu sebebiyle konkordato talebinde bulunduğu, 1.150.000,00 TL tutarlı 2 adet senet borcu, kredi borçları toplamının 28.971.845,40 TL, ayrıca şirketin düzenlediği 6.971.845,40 TL tutarındaki çeklere aval verdiği, … Bankasına 1.176.812,97 TL ‘lik rehinli konut kredisi borcu bulunduğu, 4 ayrı bankaya 137.809,57 TL ‘lik kredi kartı borcu olduğu, 11.650.000,00 TL’lik taşınmazlarının mevcut olduğu, bu taşınmazlara İlişkin olarak 120.000,00 TL kira geliri elde edeceği, 840.471,97 TL … A.Ş ‘den alacağı olduğu, şirketin bankalar İle imzalamış olduğu kredi sözleşmeleri çerçevesinde …‘ın müteselsil kefil sıfatıyla borçlu olduğu tutarların genel toplamının 28.117.744,86 TL olduğu, …’a ait gayrimenkullerden Mart ayında ve Nisan ayında 2.890,00 TL lik toplam kira hasılatı yapıldığı, piyasa değeri 11.600.000,00 TL olan gayrimenkullerin bulunduğu, kira geliri olduğu davacıların geçici mühletinin 2 ay uzatılmasının yerinde olduğu belirtilmiştir. Dairemizin 2020/1347 Esas, 2020/1580 Karar ve 16.07.2020 tarihli kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin, komiser heyetinin ücretlerinin indirilmesi, duruşma tarihinin değiştirilmesi, komiser heyetinin tek komiser olarak değiştirilmesine dair verilen ara karara yönelik borçluların istinaf başvurususunun, istinafa başvurusu mümkün olan kararlardan olmaması nedeniyle, 24.04.2020 tarihli gerekçeli ara kararın 5,6,7 ve 8 nolu bentlere dair istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.Borçlu şirketin lehtar olduğu mektupları ile ilgili İhtiyati tedbir talebinin red kararına dair istinaf başvurusunun reddine dair oy çokluğu ile karar verilmiştir. 11.01.2021 tarihli konkordato komiser heyeti raporunda, davacılar hakkında verilen kesin mühletin 06.10.2020 tarihinden itibaren 6 ay süre ile uzatılmasına karar verildiği, 27.02.2019 geçici mühlet tarihinden … A.Ş ‘nin faaliyet gösterdiği toplam 15 mağazadan 10 adedi, …A.Ş ‘ye ait 1 mağazadan 1 adedinin kapatılmış olduğu, … A.Ş nin 10 adet, … A.Ş ‘nin bulunduğu 1 adet mağazasının tahliyesinin sağlandığı, borçlu … A.Ş için 248 alacaklı, … A.Ş için 22, gerçek kişi için 19 alacaklının alacak kaydı yaptırdığı, İİK 300 madde gereğince borçlu şirketlerin beyanlarının alındığı, alınan beyanlar neticesinde borçlu şirketler açısından çekişmeli hale gelen alacaklılara taahhütlü mektup gönderilerek çekişmeli hale gelen alacak bakımından oy kullanabilmeleri için İİK 302.madde uyarınca mahkemeye başvurulabileceğinin belirtildiğini, mahkemenin 13.10.2020 ve 13.11.2020 tarihli ara kararları ile çekişmeli alacakların hangi miktar doğrultusunda nisaba dahil edileceğine dair karar tesis edildiği, İİK 298. madde gereğince rehinli malların kıymetlerine ilişkin raporun rehinli alacaklılara ve borçlu şirketlere gönderildiği, komiser heyetince, şirketlere ait stokların, makina teçhizatların, demirbaşların, taşıtların rayiç değerlerinin ve marka değerlemesinin yaptırıldığı, gelinen aşamada rayiç değer tespitleri üzerinden 1 yıl geçtiğinden güncel rayiç değer tespiti için yeniden bilirkişinin görevlendirildiği, heyetçe alacaklılar toplantısına sunulmak üzere nihai konkordato projesinin hazırlanmasının istendiği, borçlu şirketlerin 01.12.2020 tarihinde, gerçek kişinin 11.12.2020 tarihinde nihai projesini heyete sundukları, … A.Ş Şirketinin perakende mağazacılık işleri ile iştigal ettiği, toplam 15 adet mağaza sayısının süreç içinde 5 adede düştüğü, Aralık sonu itibariyle çalışan sayısının 54 kişi olduğu, 31.12.2020 tarihi itibariyle personel borcunun bulunmadığı, şirketin 2020 yılında 6.529.870,41 TL’lik net satış rakamı gerçekleştirdiği, 1.324.950,42 TL brüt kar elde ettiği, ancak mağaza kiraları nedeniyle faaliyet giderlerindeki yüksek tutarlar nedeniyle 31.12.2020 itibarıyla 7.473.245,61 TL net zararının tespit edildiği, 31.12.2020 tarihi itibariyle rayiç değer bilançosundaki öz kaynak tutarının 44.708.881,06 TL borca batık olmadığı, borçlu şirketin geçici mühlet sonrasında oluşan kamuya olan borcunun 3.245.685,24 TL, konkordato sonrasında cari hesap borcunun 6.672.218,23 TL toplam tutarın 9.647.331,17 TL olduğu, borçlu şirketin mühlet içerisinde cari dönemde oluşan tüm personel giderlerini ( tazminatlar dahil ) ödemiş olduğu, ödenmeyen ücret gideri ve tazminat yükümlülüğünün bulunmadığı, bilançoda 335 personele borçlar hesabında görülen 95.038,77 TL ‘lik tutarın Aralık ayı ücret tahakkuku ile Ocak 2021 döneminde ödeneceği, borçlunun SGK borcu içinde yapılandırma başvurusunda bulunduğu, yapılandırma kapsamına girmeyen SGK borçları toplamının 6.672.218,23 TL olduğu, İİK 305. madde kapsamında teminatlandırmayı gerektiren bir borç teşkil etmediği, teminata tabi olmadığı, şirketin nihai raporunda, Temmuz 2021’den başlayarak 4 yıl içinde %45 indirimli 48 ayda 24 değişen taksitle borçlarını tasfiye edeceğini teklif ettiği, şirketin satış hedeflerinin ulaşılabilir olduğu, bundan sonraki süreçtede konsilye mal alım yöntemine devam edeceği, borçlu …A.Ş Şirketinin 31.12.2020 tarihi itibariyle toplam borcunun 96.090.558,61TL olduğu, kamuya olan borçlarının 3.245.685,24 TL, rüçhanlı rehinli borçları toplamının 193.438,86 TL, mühlet sonrası doğan borçların 6.672.218,23 TL olduğu, buna göre şirketin konkordatoya tabi adi borçlarının 85.979.216,28 TL olarak hesaplandığı, yeni alacaklılar dikkate alınarak adi alacaklıların sayısının 304 olduğu, borçlu kaynaklarının, nakit mevcudu, faaliyet geliri, bankada bloke edilen paranın çözümü, eski dönemden alacakların tahsili, eski dönemden stokların satışı olduğu, 31.12.2020 tarihi itibariyle toplam borcunun 96.090.558,61 TL olduğu, konkordato projesinin %45 iskonto İle alacaklılar tarafından kabulü ile %45 indirim sonrasında borç tutarının 57.399.911,28 TL olarak gerçekleşeceği, dolayısıyla mevcut hali ile teklif edilen vade ve oran ile kaynaklarının orantılı olduğu, 29.12.2020 tarihinde alacaklılar toplantısında, toplam 62 kabul, 16 red, iltihak kabul 119, red 6, oy kullanmayanların red 101, kabul toplam 181,red 123,toplam 304 olduğu, teklifi kabul edenlerin sayısının tüm alacaklılar içerisindeki yüzdesinin %59,54 olduğu, teklifi kabul edenlerin nisaba mesnet teşkil edecek alacaklarının toplamı 46.775.038,25 TL olduğu, tekliği kabul edenlerin alacak toplamlarının tüm borçları içerisindeki yüzdesinin %54,40 olduğu, borçlunun dosyaya sunmuş olduğu 01.12.2020 tarihli konkordato projesinin alacaklılar tarafından kabul edildiği, İİK 206. madde kapsamında,işçilerin iş akitlerinin halen devam etmekte olduğu, hukuken doğmuş olan kıdem tazminatının söz konusu olmadığı, işçilerin doğmuş kıdem ve benzeri işçilik alacaklarının mühlet içinde borçlu şirket tarafından düzenli olarak ödendiği, ayrıca mühlet içinde açık veya örtülü şekilde izin verilerek oluşturulan borç olmadığı, hüküm kapsamında teminat sunulmasının gerekmediği, tasdik için yatırılması gereken harcın 107.345,05 TL olduğu, İİK 308/ h kapsamında rehinli alacaklılarla yapılandırması şartlarının sağlanamadığı, müzakere görüşmelerine rehinli alacaklıların gelmediği, borçlu … A.Ş nin Aralık sonu itibariyle çalışan sayısının 4 kişi olup, 31.12.2020 tarihi itibariyle personel borcunun bulunmadığı, şirketin 2020 yılında 6.529.870,41 TL ‘lik net satış rakamı gerçekleştirdiği, 1.324.950,42 TL brüt kar yarattığı, ancak mağaza kiraları nedeniyle 7.473.245,61 TL toplam dönem net zararının tespit edildiği, 29.09.2020 tarihli ek raporda rayiç değer bilançosundaki 1.421.960,00 TL tutarın dikkate alındığı, İİK 305. madde gereğince teminatlandırılması gereken bir borç teşkil etmediği, borçlu şirketin 01.12.2020 tarihli nihai projede Temmuz 2021 tarihinden başlayarak 4 yıl içinde %45 indirimli 48 ayda 24 değişen taksitle asgari 15.000,00 TL ödeme tutarı İle tüm borçlarını tasfiye edileceğinin teklif edildiği, konkordatoya tabi olan adi borçların 9.022.096,21 TL olduğu, ödeme kaynaklarının, dönem başı nakit mevcudu, faaliyet geliri, eski dönemden alacakların tahsili, eski dönemden stokların satışı olarak toplam nakit girişinin 8.118.962,41 TL olduğu, tüm borçlarının %55 oranında ödemeyi teklif ettiği, 31.12.2020 tarihinde borçlu şirketin rayiç değerli özkaynakların (+)1.336.901,25 TL olduğu, borçlunun 48 aylık vadede %55 ‘ine isabet eden 4.962.152,92 TL ödemeyi teklif ettiği, teklif edilen tutarın borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçecek miktardan fazla olduğu, şirketin 31.12.2020 tarihi itibariyle toplam borcunun 9.598.944,05 TL olduğu, %45 iskontalı olarak konkordato projesinin kabulü ile %45 indirim sonrasında borç tutarının 5.539.000,76 TL olarak gerçekleştiği, şirketin yaklaşık 5 yıllık süreçte borç ödemesinde kullanılmak üzere yaratmayı öngördüğü kaynak toplamının 8.118.962,41 TL, ödenmesi planlanan borç tutarının ise 7.516.981,32 TL olduğu, dolayısıyla mevcut hali ile teklif edilen vade ve oran ile kaynakların orantılı olduğunun değerlendirildiği, adi alacaklıların sayısının 31 ve tutarının da 9.022.096,21 TL olarak hesaplandığı, kabul oyunun 12,red oyunun 2, iltihakta kabulün 9, oy kullanmayanların 8 red olmak üzere, toplam kabulün 21, red oyunun 10 olduğu, bu durumda kabul edilen alacak miktarının 5.869.508,43 TL, iltihak 811.490,08 TL olmak üzere toplam kabul edilen miktarın 6.680.998,51 TL, reddedilen miktarın ise 2.341.097,70 TL olduğu, teklifi kabul eden alacaklılar yüzdesinin %67,74, alacaklılar sayısının 21 olduğu, borçlunun dosyaya sunmuş olduğu konkordato ön projesinin alacaklılar tarafından kabul edildiği, İİK 206. madde kapsamında imtiyazlı alacakların tamamının ödenmesi ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının alacaklının bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması şartına göre işçilerin iş akdinin halen devam etmekte olduğu, işçilerin doğmuş kıdem ve benzeri diğer işçilik alacaklarının mühlet sürecinde borçlu şirket tarafından düzenli olarak ödendiği, ayrıca mühlet içerisinde izin verilerek oluşturulmuş yeni bir borç olmadığı için teminat sunulmasının gerekmediği, konkordatonun tasdik edilebilmesi için yatırılması gereken harç tutarının 11.264.09 TL olduğu, borçlu … A.Ş nin herhangi bir rehinli alacaklısı bulunmadığı için İİK 308/h kapsamında herhangi bir işlem yapılmadığı, borçlu …‘ın gerçek kişi olup tacir vasfına haiz olmadığı, beyan edilen ve alacak kayıt ettiren alacaklılar dikkate alındığında adi ve imtiyazlı borç toplamının 34.775.483,23 TL olduğu, toplantıda kabul oyunun 10, red oyunun 1, iltihakta kabul oyunun 4, oy kullanmayanların 5 olup, toplam kabul oyunun 14, red oyunun 6 olduğu, kabul edilen alacak miktarının 9.139.339,78 TL, red edilen miktarın 12.555.758,71 TL olduğu, teklifi kabul edenlerin sayısının tüm alacaklılar içerisindeki yüzdesinin %70, teklifi kabul edenlerin alacak toplamlarının tüm borçların içerisindeki yüzdesinin %42,13 olduğu, …’ın konkordato teklifinin İİK 302. maddede öngörülen nisap ile kabul edildiği, İİK 308/h kapsamında anlaşmaya varılamadığı, sonuç olarak … A.Ş Şirketinin (+)44.708.881,06 TL rayiç değer özkaynakları nedeniyle 31.12.2020 tarihinde borca batık olmadığı, davacı … A.Ş Şirketinin öz varlığının (+)1.336.901,25 TL olduğu rayiç bilançoya göre borca batık durumda olmadığı, …’ın tacir sıfatına haiz olmadığından konkordato talebinin İİK 308. madde gereğince reddi gerektiği belirtilmiştir. 29.03.2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda, borçlu … A.Ş Şirketinin adi borçlarının toplamının, tasdike uygun görülen 30.11.2020 tarihli revize konkordato projesinde 85.979.216,28 TL olduğu, projenin kabul görmesi halinde %45 tenzilat sonrası toplam 47.288.568,95 TL ödemeyi teklif ettiği, şirketin 31.12.2020 tarihi itibariyle varlıklarının rayiç değerleri ile düzenlenmiş bilançosu üzerinde yapılan incelemede, şirketin öz kaynaklarının rayiç değer bilançosuna göre 44.708.881,06 TL olarak bulunduğu, teklif edilen bedelin borçlunun iflası halinde alacaklıların elde edebileceği miktardan fazla olduğu, İİK 305-a kapsamında ki şartın gerçekleştiği, adi alacaklılara teklif edilen bedelin para borçlarının (85.979.216,28 TL *0,55)47.288.568,95 TL olduğu, 206. maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacakların, rehinli alacakların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları, 6183 sayılı kanun kapsamında ki amme alacakları ile kredi kurumları tarafından verilen krediler de dahil olmak üzere mühlet içinde komiser izniyle akdedilmiş borçların adi konkordato şartlarına tabi olmayacağı, 31.12.2020 tarihli rayiç değerler bilançosunda borçlunun malvarlığı değerinin 139.101.244,65 TL olarak tespit edilmiş olduğu, rayiç değerlere göre öz varlığının 44.708.881,06 TL olduğu, şirketin aktifine karşılık teklif edilen %55 lik şirketin ödemesi gereken tutarın 47.288.568,95 TL olduğu, bu durumda şirketin hesaplanan aktif değerinin %34 ü ile alacaklılarına ödeyeceği, kalan %66 nın ise şirketin devamı için aktifi olarak kullanacağının belirlendiği, bu durumda alacaklılara teklif edilen %55 oranın şirketin aktifine oranı düşük kalmakla birlikte şirketin faaliyetine devamı için duran varlıklara ve özellikle markasına ihtiyacı göz önüne alındığında ve şirketin faaliyet alanı ile ilgili olan markasının şirketin aktifi içindeki payının da yüksek olduğunun belirlendiği, şirketin proforma gelir tablosuna göre toplam net karın 43.481.246, 00 TL olduğu, davacı şirketin güncel vergi ve SGK borcu dışında vadesi gelen kamu borcunun olmadığı, komiser raporuna göre sonra ki ayda ödenmemiş personel borcunun bulunmadığının belirlendiği, şirketin mühlet sonrası doğan borçlarının toplam 6.672.218,23 TL ( 5.260.626,59 TL mağaza kiraları, mağaza elektrik +su+Telefon 5.548,58 TL, merkez ofis kiraları 56.700,00 TL, vb ) olduğu, 5. 957.904,54 TL nin şirketin öncelikli olarak ödemesi gereken ( depo +araç+ofis +mağaza) kira borçlarına ilişkin olduğu, 31.12.2020 tarihli komiser raporuna göre ödenmeyen borçların toplam 6.672.218,23 TL olduğu, mühlet sonrasında oluşan iş bu 6.672.218,23 TL lik borcun konkordato nisabına da dahil edilemediği, İİK m.305/1 d bendinde, 206. maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklılarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiser izniyle akdedilmiş borçların ifasının alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması şartı düzenlendiği, öncelikle belirtmek gerekir ki İİK 206.madde kapsamında iki alacaklı grubunun sayıldığını, imtiyazlı alacaklılar ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların alacaklıları olduğu, buna göre somut olayda borçlu şirketin İİK 206. maddeye göre imtiyazlı olarak 6.672.218,23 TL ‘lik borcu bulunduğu, ancak tasdik duruşmasının yapıldığı tarih itibariyle gerekli teminatların sağlanması bakımından bir görüşün, tasdik duruşmasından önce gerekli teminatların sağlanmasının şart olduğu, tasdik duruşmasından önce gerekli teminatların sağlanması mahkemece şart olarak kabul edilirse dosya kapsamında teminat için gerekli hukuki işlemlerin yapılmadığının tespit edilmesi nedeniyle “ yeterli teminata bağlanmış olma” şartının yerine getirilmediği sonucuna varılabilmesi mümkün olmakla birlikte tasdik yönünde kanaat oluşması durumunda teminatın tamamlanması için borçluya kısa bir süre verilmesinin düşünülmesinin mümkün olduğu, iş bu listeye göre 6.672.218,23 TL ‘lik borcun konkordato dönemi içerisinde oluştuğu ve bu borcun rapor tarihi itibariyle ödendiğine dair vesaik sunulmadığı, yine bu borçla ilgili teminatlandırılmasına ilişkin herhangi bir vesaikin de dosya içinde bulunmadığı nazara alındığında konkordato mühleti sonrasında oluşan borcun teminatlandırılması gerektiği, alacak kayıt defterinin tetkikinde her bir borçlu için ayrı bir alacak kayıt defteri tutulmadığı, tüm borçluların aynı defterde kayıt altına alındığının görüldüğü, komiser heyet raporunda, nisap hesabına esas teşkil nisabı oluşturan adi alacaklılara ilişkin alacaklıların toplantıya katılarak oy kullananlar ve toplantı sonrası iltihak süresinde oy kullananların belirtilmiş şekilde sunulmuş olduğu, tutanaklarda toplam 304 adet, 85.979.216,28 TL tutarında alacaklı, gerekçeli raporda 181 adet 46.775.037,75 TL kabul hesaplanmış ise de yapılan incelemelerde 180 adet toplam 46.641.448,25 TL olumlu oy kullanıldığının tespit edildiği, farkın 47. sırada mevcut 135.590,00 TL 1 adet alacaklıya ilişkin oyun alacaklı tarafından olumsuz kullanılmış iken komiser heyeti tarafından hazırlanan gerekçeli raporda olumlu olarak değerlendirilmesinden kaynaklı olduğu, konkordato tasdiki talep eden şirketin konkordato projesinin kabul edenlerin toplam alacaklıların ve alacakların yarısının aşıldığının belirlendiği, rehinli alacaklı olarak sadece iki adet alacaklı bulunduğu ve alacaklıların toplantıya gelmemeleri nedeniyle müzakere edilemediği ve İİK 307/ h kapsamında anlaşma olmadığının belirlendiği, borçlu …A.Ş yönünden yapılan incelemede ise 31.12.2020 tarihi itibariyle adi borçlarının toplamının 9.022.096,21 TL olduğu, projenin kabul görmesi halinde %45 tenzilat sonrasında toplam 4.962.152,92 TL ödemeyi teklif ettiği, 01.12.2020 tarihli revize proje sunduğu, rayiç değer bilançosundaki öz kaynak tutarının 1.336.901,25 TL olduğu, şirketin borca batık olmadığı, borçlunun komiser heyetinin hazırlamış olduğu 31.12.2020 tarihli rayiç değerler bilançosunda malvarlığı değerinin 12.426.021,63 TL olduğu, teklif edilen %55’lik ödeme karşılığının 4.962.152,92 TL olduğu ve kalan %60 ‘ın ise şirketin devamı için aktifi olarak kullanacağının belirlendiği, alacaklılara teklif edilen %55 oranın şirketin aktifine oranı düşük kalmakla birlikte şirketin aktifi içerisinde büyük payı olan alacağın %45 tenzilat İle 4 yıl içinde tahsil edileceğinin dikkate alınması gerektiğinin belirlendiği, konkordato sonrasında oluşan, telefon, internet giderleri, nakliye lojistik vb toplam 393.087,24 TL lik borcun konkordato nisabına dahil edilemediği, tasdik duruşması tarihi itibariyle gerekli teminatların sağlanmasının şart olduğu, alacaklılar toplantısı hazirun cetvelinde İİK 302. madde gereğince komiser heyetinin imzasının olmadığı, hazirun cetvelinde SGK vekili hariç 14 adet alacaklı imzasının mevcut olduğu, 31 alacaklıya yer verildiği, toplam alacaklı sayısının 33 olarak nihayetlendirildiğinin belirlendiği, alacağını temlik eden şirketlerin de alacaklı olduğu tutarların temlik edenlere kaydırılması ve adet olarak nisaptan düşülmesi neticesinde 31 alacaklı ve toplam 9.022.096,21 TL olduğu, kabul eden alacaklı sayısının 21, alacaklı oranının %67,74 olduğu, alacak miktarının %74,05 olduğu, borçlu …’ın adi ve imtiyazlı borçlar toplamının 34.775.483,23 TL olarak belirlendiği, …’ın gayrimenkulü üzerinde ipotek bulunduğu, satışı yapılarak konkordatoya tabi borçlarının ödenmesinin söz konusu olamayacağı, gayrimenkullerin ipotek borçlarını karşılayabileceği, revize projede, kefalet verilen şirketlerin borçlarını ödemesi sonrasında kendi borcunun azalacağını belirttiği, diğer bir ifade ile söz konusu borçların şirketler tarafından ödeneceğinin, kaynağının şirketler olduğunu bildirmiş olduğu, 29.12.2020 tarihli alacaklılar toplantısında imza altına alınan hazirun cetvelinde oy kullanılan kabul oyunun 10 adet, red oyunun 1 adet olduğu, iltihak süresi içinde oy kullanan alacaklı sayısının 5 olup tamamının evet oyu kullandığını, alacaklıların ve alacakların yarısının aşıldığı, rehinli alacaklılarla ilgili anlaşmaya varılamadığı, sonuç olarak, … A.Ş yönünden nihai rapor sonrasında 3 alacaklı tarafından bildirilen itirazların nisabı değiştirebilme etkisi bulunmadığı, dosya kapsamında bulunan 31.12.2020 tarihli bilanço ve mali verilerine göre kamu ve personel borçları haricinde oluşan borçlar nedeniyle 6.672.218,23 TL’sinin teminatlandırılmasının gerekeceği, 107.345,05 TL tutarında harcın yatırılması gerektiği, borçlu … A.Ş ‘nin %55 ‘lik teklifinin şirket bilançoları dikkate alındığında ödenmesinin mümkün olduğu, 393.077,24 TL ‘nin teminatlandırılması gerektiği, 11.264.09 TL harcın ödenmesi gerektiği belirtilmiştir. 22.04.2021 tarihli konkordato komiser heyet raporunda, sonuç olarak borçlu şirketlerin borca batık olmadığı, konkordato projesinin alacaklılar tarafından kabul gördüğü dikkate alındığında ve güncel mali veriler dikkate alındığında, hayata geçirileceğinin mümkün olduğu, borçlu …’ın projesine göre mevcut borçlarını konkordatonun tasdik tarihinden 4 yıl sonra %75 indirimli ve faizsiz olarak ödemeyi teklif ettiği, tasdik kararından başlamak üzere ödemesiz 4 yıl 6 ay sürenin sonunda 48 ay içinde 4 değişen taksitle ödeme tekliğini içeren indirim ve vade konkordatosu olduğu, borçlunun 18.490.000,00 TL lik malvarlığına karşılık 13.080.384.74 TL ‘lik imtiyazlı, 21.637.158,48 TL si adi olmak üzere toplam 34.717.543,23 TL borcunun olduğu, %75 iskonto sonrasında toplam borcunun 18.489.674,36 TL’ye gerilediği, 34.717.543,23 TL’lik borcunun %3 kısmının şahsi, %97 ‘sine tekabül eden 33.540.731,23 TL’lik kısmın ise borçlu tarafından borçlu şirketler lehine verilen kefalet ve avallarden kaynaklandığı, şahsi borçların 1 adet konut satın almak için kullanılan konut kredisinden kaynaklandığı, toplam borcunun %3 ne tekabül ettiği ve karşılığında 1.500.000,00 TL tutarında gayrimenkul ipoteğinin bulunduğu, borçluların revize projelerinin başarıya ulaşma ihtimalinin bulunduğu, mevcut durum itibarıyla borçlu …’ın da konkordato projesinin alacaklıları tarafından %75 iskonta ile kabul gördüğü dikkate alındığında güncel mali verilere göre hayata geçirilebileceğinin mümkün olduğu belirtilmiştir. 21.05.2021 tarihli konkordato komiser heyeti raporunda, sonuç olarak, …‘ya ait … Markasının davacı borçlu bakımından mühlet sonrası doğmuş olan 7.047.796,10 TL borcuna karşılık teminat verilmesinin uygun görüldüğü, markanın tanımının 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 4. maddesinde düzenlendiği, 148. maddede, Sınai mülkiyet hakkının devredilebileceği, miras yolu ile intikal edebileceği, lisans konusu olabileceği, rehin verilebileceği, teminat olarak gösterilebileceği, haczedilebileceğinin belirtildiği, konkordato sürecinde olan bir borçlunun markasını teminat olarak gösterebileceği hususunun doktrinde de tartışıldığı, markanın teminat olarak gösterilebileceğinin belirtildiği ( KALE Serdar, Sorularla Konkordato, Ş.54), 07.07.2020 tarihinde yapılan değerleme sonucunda … Markasının değerinin 80.236.342,69 TL olarak belirlendiği, … Markasının teminat verilmesinin kabulü halinde alacaklılar ve alacak miktarları doğrultusunda teminat verilmesine ve buna İlişkin olarak Türk Patent Enstitüsüne müzakere yazılmasına, şirketin %45 tenzilat sonrası toplam 47.288.568,95 TL faizsiz ödemeyi teklif ettiği bu sebeple alacaklıların anapara alacaklarından %45 oranında vazgeçtiği, finansal kiralamaya konu herhangi bir malının bulunmadığı, rehinli alacaklılarla anlaşmanın olmadığı, rapor tarihi itibariyle mühlet sonrası oluşan 7.047.796,10 TL borcun henüz teminatlandırılmadığı, borçlu … Şirketinin en büyük alacaklısının borçlu … Şirketinin teminat isteğinden yazılı bir şekilde vazgeçmesi sebebiyle teminata gerek kalmadığı, İİK 305. maddedeki tüm şartların oluştuğu, …’ın mühlet sonrası oluşmuş bir borcu olmadığından teminat sunmasına gerek olmadığı belirtilmiştir. Konkordato komiserleri ek raporlarını da dosyaya ibraz etmiştir. 26.05.2021 tarihli ara karar uyarınca, Türk Patent ve Marka Kurumu Markalar Daire Başkanlığı tarafından, konkordato komiser heyetinin hazırladığı 21.05.2021 tarihli raporda belirtilen alacak tutarının teminat olarak kabulü işleminin sicile kaydının yapıldığına dair 30.05.2021 tarihli yazı cevabı borçlu vekilleri tarafından dosyaya ibraz edilmiştir. Yazıda, raporda belirtilen alacak tutarının İİK m.305 hükmü uyarınca teminat olarak kabulü işleminin 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 148’ci ve bu Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 127. maddeleri uyarınca sicile kaydının gerçekleştirildiği belirtilmektedir. Mahkemece, konkordato komiser raporları ve ek raporları ile bilirkişi raporu dikkate alınarak, teminat ve diğer giderler karşılandıktan ve itiraz eden alacaklılar duruşmada dinlenildikten sonra karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 304. maddesi gereğince tasdik yargılaması mutlaka duruşmalı olarak yapılacaktır ve duruşma gününün aynı yasanın İİK 288. maddesi gereğince İlan edilmesi gerekecektir. Diğer yandan, mahkemenin duruşmaya komiseri davet edip dinlemesi gerekmektedir. Somut yargılamada, tasdik yargılaması duruşmalı olarak yapılmış olmasına rağmen, komiser heyeti veya komiserlerden herhangi biri duruşmada dinlenmemiş ve tasdik yargılama duruşmasının tayin edildiği 14.06.2021 tarihli duruşma ara kararında, duruşma gününün ilan edilmesine dair herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanmamıştır. Yukarıda belirtildiği üzere, yasanın düzenlemesi emredici niteliktedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 33. maddesinde, hakimin Türk hukukunu re’sen uygulayacağı düzenlenmiştir. Yasal düzenleme kapsamında usulü işlemlerin yerine getirilmesinde hata ve/veya eksiklik yapılması isabetli olmamıştır. Ne var ki söz konusu eksikliklerin yerine getirilmesi için geriye etkili işlem yapılmasında, gelinen aşama ve talebin niteliğide göz önünde bulundurulduğunda hukuki yarar görülmemiştir. İstinaf kanun yoluna başvuran … ve … vekili tarafından yargılama aşamasında dosyaya, tasdik yargılamasından kısa süre öncesinde 10.06.2021 tarihli dilekçe ile başvularak, asli müdahil müvekkilinin borçlu … A.Ş (…) aleyhine açmış olduğu işe iade davasının kesinleştiğini, kararın kesinleşmesinden sonra işe iade için ihtarname keşide edildiğini, yasal süre içinde işe iade edilmediğini ve herhangi bir ödeme yapılmadığını, şirketin mahkemeye başvuruda bulunulduğunu öğrendiklerini, şirkete karşı icra takibi başlatıldığını, asli müdahilinin işçi olduğunu belirterek, işçilik alacağının ödenmesi için mahkeme kararı ve hesaplama doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. Dilekçeye ek olarak, ilk derece mahkeme karar örneği ve İstanbul Bölge Adliye Mahkeme karar örneği, Yargıtay ilam örneği ve ihtarname örneklerinin ibraz edildiği görülmüştür. İncelenmesinden, tespit işe iade davalarının 2017 yılında açıldığı, kararın 2018 yılında verildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkeme karar tarihlerinin, 23.10.2018, 23.12.2019 tarihleri olduğu, Yargıtay onama ilam tarihlerinin… yönünden 15.05.2019 tarihli, …’un borçlu şirkete göndermiş olduğu ihtarname tarihinin ise 06.02.2020 tarihi olduğu anlaşılmıştır. İtiraz eden alacaklılar vekili tasdik yargılamasına katılmışlardır, talepleri hakkında olumlu veya olumsuz bir karara dosyada rastlanmamıştır. Her iki alacaklının alacak talebinin işçilik alacağı olması ile birlikte, alacaklarının doğum tarihlerinin dikkate alınması uygun olacaktır. Yasal düzenleme kapsamında, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 206.maddesinin birinci sırasında yazılı alacaklar konkordato mühletinden etkilenmemektedir.. İcra ve İflas Kanunun 206. maddesinin 1. sırasında yazılı ayrıcalıklı alacaklar; “Birinci sıra: A) İşicilerin, İş ilişkisine dayanan ve İflasın açılmasından sonraki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile İflas nedeniyle İş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları, B) İşverenlerin, işçiler için yardım sandıkları veya sair yardım teşkilatı kurulması veya bunların yaşatılması maksadıyla meydana gelmiş ve tüzel kişilik kazanmış bulunan tesislere veya derneklere olan borçları, C) İflasın açılmasından önceki son bir yıl içinde tahakkuk etmiş olan ve nakden ifası gereken aile hukukundan doğan her türlü nafaka davaları, ” olarak düzenlenmiştir. Bu anlamda, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 294/2. fıkrasında, 206’cı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabileceği, 302/3-b bendinde, 206. maddenin birinci sırada yazılı imtiyazlı alacakların alacaklıları vb çoğunluğun hesabında dikkate alınmayacağı, 305/1-d bendinde, 206. maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması, 308c maddesinde, ” Konkordatonun hükümleri “ başlıklı olarak 3. fıkrasında “ 206’ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar, rehinli alacakların rehnin kıymetini karşılayan miktarları ve 6183 sayılı Kanun kapsamındaki amme alacakları hakkında bu maddenin ikinci fıkra hükmü uygulanmaz” düzenlemelerine yer verilmiştir. Somut yargılama aşamasında, konkordato komiser heyetlerinin buna dair incelemelerine dair tespitlerine ayrı ayrı yer verilmiştir ve 305. madde kapsamında imtiyazlı alacaklar ve mühlet içinde komiserin izni ile yapılmış olan borçların ifası için teminat gösterilmiş ve bu şart yerine getirilmiştir. Mahkeme kararı ile alacaklı olduğu anlaşılan itiraz eden aacaklıların alacaklarının niteliği ve doğum tarihleri itibarıyla değerlendirilmesi gerekecektir. Tasdik aşamasına gelen konkordato yargılaması sırasında ve özellikle yasanın işçi alacağına dair düzenlemeleri ile konkordatodaki sürelerin kesinliği ve yargılamanın alacağın tahsiline ilişkin olmadığıda dikkate alındığında, adı geçen gerçek kişi itiraz eden alacaklılarının istinaf nedenleri isabetli görülmemiştir. Diğer yandan iş bu yargılama 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 382. maddesinde düzenlenen çekişmesiz yargı işlerinden olup, aynı yasanın 323 vd. maddeleri kapsamında aleyhine hüküm tesis edilmeyen, itiraz eden alacaklı lehine kendisini vekille temsil ettiği gerekçesiyle vekalet ücreti takdiri mümkün olmayacağından, itiraz edenlerin buna dair istinaf taleplerinde de isabet görülmemiştir. İtiraz eden bankaların istinaf nedenlerinden birisi, 3. Kişi tarafından verilen rehinle alacağı teminat altına alınan banka alacaklarının adi alacak olarak nisaba dahil edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir. Mahkeme gerekçesinde ayrıntılı şekilde yer verildiği üzere ve Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2021/1389 Esas, 2021/275 Karar sayılı emsal ilamı kapsamıda dikkate alındığında, buna ilişkin alacakların adi alacak olarak kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş ve itiraz eden alacaklı bankaların buna dair istinaf nedenleri yerinde kabul edilmemiştir. İstinaf kanun yoluna başvuran itiraz eden alacaklılardan bir bölümü, borçlu şirket temsilcisinin ilk ödemeyi yapmayacağına dair beyanı karşısında tasdik kararı verilmesinin isabetli olmadığını iddia etmişlerdir. Bu kapsamda yapılan incelemede, borçlu vekillerinin 31.05.2021 tarihli duruşma zaptına geçen beyanında, davacıların konkordato projesinin tasdik yargılamasının Şubat ayında biteceğini düşünerek Temmuz ayının ilk ödeme başlangıcı olarak sunulduğunu, yargılamanın geçirdiği safahat nedeniyle ödeme başlangıcının tasdik kararından 6 ay sonra başlamasına hükmedilmesine dair talepte bulunduğu ve talebinin duruşma zaptına yazıldığı, davacı şirket temsilcisinin ise avukatın beyanını aynen tekrar ettiğini beyanla yetindiği anlaşılmıştır. Mahkemece buna dair herhangi bir gerekçeye yer verilmemiştir. Öncelikle bu talebin, İcra ve İflas Kanunun 305/ son fıkra kapsamında değerlendirilmesi isabetli olacaktır. İİK m.305/son fıkrasında, mahkemenin konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir düzenlemesine yer verilmiştir. Yasal düzenleme kapsamında mahkemece, projenin infazının mümkün olamayacağı ve /veya sorun oluşacağı kanaatine varması halinde konkordato komiserlerinden görüş alarak veya re’sen düzeltme yapabilmektedir. Keza konkordatonun amaçlarından birisi alacaklılara alacaklarının ödenmesidir. Başlangıçta fiili imkansız olduğunun tespiti halinde düzeltme yapılabilmelidir. Ama bu düzeltmenin öncelikle oylamaya sunulan ön projedeki veriler dikkate alınarak ve öncelikle alacaklı ve borçlunun iktisadi yapıları da dikkate alınarak gerçekleştirilmesi isabetli olacaktır. Somut yargılamada, borçlu vekilinin iş bu talebi hakkında alacaklılar aleyhine sonuç doğuracak bir düzeltme yapılmamıştır. Borçlu vekili veya temsilcisinin bu şekilde beyanının, alacaklılara alacaklarının ödenmeyeceği sonucunu doğurmayacağı, kaldı ki konkordato projesi kapsamında ifade bulunulmaması halinde alacaklıların hakları aynı yasada düzenlenmiş olduğundan, itiraz eden alacaklıların buna dair istinaf nedenlerininde bu aşama da tartışılmasında hukuki yarar görülmemiş ve reddedilmesi gerekmiştir. Konkordato komiser ve bilirkişi raporları dosya kapsamına uygun yeterli ve gerekçelidir. Mahkemece, yukarıda yer verildiği üzere komiser ve bilirkişi raporlarına göre karar oluşturulmuştur. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 305. madde başlığı “ Konkordatonun tasdiki Şartları “ dır. Madde 305-(Değişik :28/2/2018-7101/33 md): “ 302’nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır: a) Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme halinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın İflas yoluyla tasfiye halinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması. b) Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması ( bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder ). c) Konkordato projesinin 302’inci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması. d) 206’ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302’nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır ). e) Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması. Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir “dir. Somut yargılama neticesinde, ayrıntılı şekilde dosyaya ibraz edilen komiser heyet raporundan ve bilirkişi raporundan, borçlu şirketler ve gerçek kişi hakkında, İcra ve İflas Kanunun 305. maddesinde yer verilen konkordato şartlarının tamamının gerçekleştiği anlaşılmıştır.Bu nedenle, bu konuda itiraz eden alacaklıların aksine iddialarının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 285. maddesinde düzenlenen konkordato talebinde, borçlu şirketlerin borca batık olmalarına dair bir konuya yer verilmemiştir. Maddede, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel iflastan kurtulabilmek için konkordato talep edebileceğine yer verilmiştir. Somut yargılamada, borçlu şirketlerin rayiç değerlere göre borca batık durumda olmadığı anlaşılmıştır. Yasal düzenleme kapsamında, borca batık olmayan şirketlerin konkordato başvurusunda bir engel olmadığı gibi bu halin kötüniyet olarak kabulüde yasanın açık düzenlemesi kapsamında mümkün olmayacağından itiraz eden alacaklıların buna dair istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. Borçlu şirketlerin, vade konkordatosu talep etmiş olmaları yanında yine borca batık olmayan şirketin tenzilat talebinde bulunmasında da yasal bir engel mevcut değildir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 299. maddesi gereğince, konkordato komiseri, alacaklılara alacaklarını bildirmeye davet eder, 300. madde kapsamında, alacaklar hakkında borçlu beyana davet edilir, komiser alacakların varit olup olmadığı hakkında borçlunun defterleri ve belgeleri üzerinde gerekli incelemelerde bulunarak bunların neticesini 302’nci madde çerçevesinde alacaklılar toplantısına sunacağı raporda belirtmek ve alacaklıların bilgi ve takdirlerine sunmak zorundadır. Borçlu, komiserin daveti üzerine, kendisine bildirilen her alacak hakkında cevap vermek zorundadır. Konkordato komiserlerinin kendisine bildirilen alacakları kabul etmek veya reddetmek yetkisi bulunmamaktadır. Bu yetki borçluya aittir. Komiserin borçlunun kabul ettiği bir alacağı reddetme yetkisi yoktur, alacağı kabul etmek zorundadır. Somut yargılamada, itiraz eden alacaklı vekilleri tarafından, borçlu şirket tarafından reddilen alacak miktarının haksız olduğu, çekişmeli alacak incelemesinin yeterli olmadığı vb iddialarda bulunulmuş ise de borçlu, bildirilen alacağı reddedebilir, bu takdirde reddedilen alacak çekişmeli ( nizalı ) alacak haline gelir ve bu alacağın konkordato çoğunluğunun hesaplamasında dikkate alınıp alınmayacağına, dikkate alınacaksa ne oranda dikkate alınacağına basit inceleme neticesinde mahkeme karar verir ( m.302.f.6).Söz konusu fıkrada, çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkemenin karar vereceği, şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride verilecek hükümlerin saklı olduğuna yer verilmiştir. Şu halde, alacak miktarının eksik ve /veya yanlış hesaplandığı iddialarının İş bu yargılamada alacak iddiasının ayrıntılı şekilde incelenmesi, talebin niteliği ve konkordato süreleri dikkate alındığında çok zor veya imkansız olabileceği gibi yasanın 302.f.6 bendi kapsamında ise hukuki yararı dahi tartışmalı olacaktır. Bu nedenle buna dair istinaf nedenlerinin de yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. İstinaf eden Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili tarafından, konkordato sürecinde yapılan değerlendirme ve verilen kararda kurum alacaklarının dikkate alınması gerekirken hiçbir açıklama yapılmadığını, projenin tasdik kararının hatalı olduğunu, tasdik talebinin reddi gerektiğini iddia etmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 308 /c maddesi üst başlığı “ Konkordatonun hükümleri “dir. Maddede, konkordatonun tasdik kararı ile bağlayıcı hale geleceği, bağlayıcı hale gelen konkordatonun, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburi olduğu, 3. fıkrada ise 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar, rehinli alacakların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 sayılı Kanun kapsamındaki amme alacakları hakkında bu maddenin ikinci fıkra hükmünün uygulanmayacağı belirtilmiştir.Yasal düzenleme kapsamında, tasdik sonucu bağlayıcı hale gelen konkordatonun mecburi olmadığı yasa ile düzenlenen Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilinin 6183 sayılı amme alacaklarına yönelik istinaf başvurusunun hukuki yarar bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle ve özellikle, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun ilgili hükümleri ve konkordato komiseri ile bilirkişi raporları ile ilgili yasal düzenlemeler kapsamında, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilinin 6183 sayılı yasadan kaynaklanan alacakları ile ilgili istinaf başvurusunun hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine, itiraz eden alacaklı müdahil vekillerinin başvurusunun ise usulüne uygun şekilde gerçekleştirilen konkordato yargılaması neticesinde verilen hüküm usul ve yasaya uygun bulunduğundan esastan ayrı ayrı reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. Mahkeme tarafından, itiraz eden alacaklıların itiraz nedenlerinin yeterince kararda tartışılıp gerekçelendirilmemiş olması ve yukarıda ayrıntılı şekilde yer verildiği üzere tasdik yargılamasında konkordato komiser veya komiserlerinin dinlenmemiş olması isabetli olmamakla birlikte, bu hususta açık istinaf bulunmaması ve geriye dönük işlem yapılmasında özellikle yasanın düzenlediği kesin sürelerde dikkate alındığında usul kurallarına uygun ve sonuca etkili görülmediğinden hükmün kaldırılma nedeni olarak görülmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1- İtiraz eden alacaklı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının istinaf başvurusunun, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 308/c maddesinin 3. fıkrası gereğince hukuki yarar yokluğundan REDDİNE, 2-İtiraz eden alacaklılar, …, …, … Bankası A.Ş, … Bankası T.A.O, … A.Ş, … A.Ş, … Ltd.Şti, … Bankası A.Ş, .. Bankası A.Ş, … T.A.Ş, … Ltd.Şti … Ltd.Şti ‘nin istinaf başvurusunun İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/98 Esas, 2021/467 Karar ve 21.06.2021 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan ayrı ayrı REDDİNE, 3- İtiraz eden alacaklı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA, 4- İtiraz eden Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı haricindeki diğer alacaklılardan hüküm tarihi itibariyle 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin olarak alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın ayrı ayrı tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ve davanın niteliği gereği vekalet ücreti hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA, 6-İstinaf kanun yoluna başvuran alacaklıların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 308/a maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere Hakim …’ın karşı oyu ile oyçokluğuyla karar verildi.20/01/2022
KARŞI OY İş bu yargılamada en önemli uyuşmazlık konusu, bir kısım itiraz eden alacaklı bankaların dilekçesinde istinaf konusu yapmış oldukları, üçüncü kişilerce verilen rehinler ile güvence altına alınan alacakların konkordato nisabına dahil edilip edilmeyeceği sorunudur. Somut yargılamada, üçüncü kişilerce verilen rehinlerle güvence altına alınan alacaklar adi alacak olarak kabul edilerek nisaba dahil edilmiştir. Doktrin ve Yargıtay uygulamalarında, alacaklının konkordato isteyen borçlu nezdindeki alacağının, üçüncü kişi tarafından sağlanan rehinle güvence altına alınması halinde alacağın nisaba dahil edilmesi gerektiği kabul edilmektedir. Yargıtay ‘ın bu konudaki kararlarının, malı üzerinde rehin oluşturan üçüncü kişinin, borcu ödediği takdirde, konkordato borçlusuna rücu edebileceği gerekçesine dayandırılmaktadır. Prof.Dr. … ‘e ait 9 Eylül 2020 tarihli görüşte, özet olarak,, öğretide ve uygulamada konkordatoda bir alacaklının alacağının rehinli alacak olarak nitelendirilebilmesi için rehin konusu malın mülkiyetinin konkordato borçlusuna ait olması gerektiği, şayet alacaklının alacağının üçüncü kişi tarafından verilen bir güvence altına alınmış ise, bu alacağın konkordato nisabına dahil edileceği, zira konkordato tasdikinin, alacağı üçüncü kişiye ait bir malla güvence altına alınan alacaklı bakımından mecburiyet doğuracağının ileri sürüldüğü, konkordato sürecinde, bizzat konkordato borçlusuna ait olan rehinli malın rehnin paraya çevrilmesi yolu İle takibe konu edilebileceği veya bu mal hakkında başlamış olan takibe devam edebileceği, ancak herhalde bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamayacağı ve rehinli malın satışının gerçekleştirilemeyeceği, bu yasağın, rehnin konkordato borçlusu lehine üçüncü kişi tarafından verilmiş olması, yani rehinli malın üçüncü kişiye ait bulunması halinde, aralarında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğu için, üçüncü kişiye sirayet edeceği ve üçüncü kişiye ait rehin konusu mal hakkında muhafaza tedbiri alınamayacağı gibi rehin konusu malın satışının gerçekleştirilemeyeceği, somut olayın özelliklerine göre, konkordatonun tasdiki kararına veya tasdik kararını takip eden bir yıllık sürenin sonuna ya da tasdik kararının kesinleşmesine kadar devam edebilen bu süreç içinde satılamayan üçüncü kişiye ait malın asıl borçluya bu süreç içinde rücu etmesinin de gündeme gelemeyeceği ve dolayısıyla rehinli alacaklının üçüncü kişiye ait malla temin edilmiş alacağını adi alacak olarak konkordatoya yazdırmasının gerekmediği sonucuna varıldığı belirtilmiştir. Prof.Dr.Oğuz Atalay, Prof.Dr.Murat Atalı ve Doç.Dr.Ersin Erdoğan tarafından hazırlanan 16.10.2020 tarihli “ Üçüncü Kişi Rehniyle Güvence Altına Alınmış Olan Alacakların Borçlunun Konkordato Nisabında Dikkate Alınıp Alınmayacağı Meselesi “ konulu yazıda, konkordato Kurumunun, vadesi gelmiş borçlarını ödemeyemeyen veya ödeyememe tehlikesi bulunan borçlunun, kanunda öngörülen şartlarla, mahkeme denetim ve gözetiminde, alacaklıları ile anlaşmak suretiyle borçlarını tasfiye etmesine imkan verdiği, İcra ve İflas Kanunun çeşitli hükümlerinde rehin hakkına ve rehinli alacağa / alacaklılara ilişkin düzenlemeler getirildiği, ( İİK m. 45,49,53,84,85,92,96,125,128/a,134,145-153/a185 193, 196, 206, 229, 241, 248, 257, 266, 268, 279, 289, 294, 295,297,298,302,307,308/c,308/h,309/g,309/ı,325,326,331), İİK 23. maddesinde, kanun kapsamında, rehin hakkından ne anlaşılması gerektiğinin düzenlendiği, buna göre, taşınır ve taşınmaz rehinlerini kapsayacağının belirtildiği, ipotek kavramının ise ipotekleri, ipotekli borç senetlerini, irat senetlerini, eski hukuk hükümlerine göre tesis edilmiş taşınmaz rehinlerini, taşınmaz mükellefiyetlerini, bazı taşınmazlar üzerindeki hususi imtiyazları ve taşınmaz eklenti üzerine rehin muamelelerini ifade ettiğinin düzenlendiği, İİK ‘da rehin hakkı kavramının TMK ‘dan daha geniş olarak anlaşıldığı, ikinci olarak önem taşıyan hususun kural olarak rehin hakkının kimin tarafından tesis edildiğine dayalı olarak bir ayrım yapılmadığı, konkordatoya ilişkin hükümler içerisinde de rehin hakkına dayalı bazı özel sonuçlar düzenlendiği, İİK m.289. maddede, alacaklılar kurulunun oluşumu açısından 294.hükmünde faizler açısından, İİK 295. maddede, mühlet kararının rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takiplere etkisi açısından, İİK 297.de borçlunun rehin tesisi açısından, 288. de, rehne konu malın kıymet takdiri açısından, 302/5’te rehinli alacağın konkordato projesinin kabulü için aranacak nisapta ne ölçüde dikkate alınacağı açısından, 307. de rehinli malın satışının ertelenmesi açısından, 308/c’de konkordato ile bağlılık açısından, 308/h ‘de rehinli alacaklılar İle müzakere açısından rehin kavramının kullanıldığı, şu halde konkordatoya ilişkin hükümlerin yer aldığı kısım açısından da rehin kavramının aksine bir düzenleme olmadıkça 23. maddesinde çerçevesinde anlaşılması gerektiği, rehnin kimin tarafından tesis edildiğine dair bir ayrım yapılmadığı, kanun koyucunun güncel amacının da bu yönde olduğunun kabul edilmesi gerektiği, alt komisyon raporunda, verilen öneri ile madde başlığının “..rehinli malların…” şeklinde değiştirildiği, borçluya ait ibaresinin çıkarıldığı, değişiklik gerekçesinde böylece üçüncü kişi tarafından tesis edilen rehinli malların muhafaza ve satışının da kapsama alındığının belirtildiği, netice itibariyle, İcra ve İflas Kanunda yer alan rehin ibaresinin aksi açıkça ifade edilmedikçe rehnin kim tarafından tesis edildiğinden bağımsız olarak Kanunun 23. maddesine göre anlaşılacağı ifade edilmiştir. Yukarıda özetlenen akademik görüşler ve özellikle İcra ve İflas Kanunun 23. maddedeki tanımlar, taşınır rehninin paraya çevrilmesine dair yasanın beşinci babının, 148. maddesinde yer alan ipoteğin paraya çevrilmesine dair düzenleme kapsamında ki, 149/b bendine göre, borçlu ve taşınmaz malikine ödeme emrinin gönderilmesi gereği, borçlu ve taşınmaz maliki arasında zorunlu takip arkadaşlığının mevcut olması, 302. maddede açıkça, rehinle temin edilmiş olan alacakların, 298. maddesi uyarınca takdir edilen kıymet sonucunda teminatsız kalan kısmının hesaba katılacağına dair düzenlemesi ve 308/h bendinde ki, rehinli alacaklılarla müzakere ve borçların yapılandırılması düzenlemeleri kapsamında ve hiçbir düzenleme de, rehnin yalnızca borçluya ait malvarlığına ait olacağına dair bir düzenleme bulunmadığından ve bu hususun 7101 sayılı kanunla yapılan tasarının ilk halinde konkordatonun tasdikinde aranmışken, alt komisyonda verilen önerge ile borçluya ait ibaresinin çıkarılmış olması karşısında ve yasada rehin hakkının kim tarafından tesis edildiğine dayalı bir ayrım yapılmadığından, aksinin kabulünün yasanın lafzına uygun düşmeyeceği gibi özellikle kredi kullandıran ve kullanan şirketler açısından nerede ise mali kaynak olarak önemli yer bulan kredi kullanımın imkansız hale getireceği, diğer yandan, çoğunlukla rehinli alacakların yüksek meblağlı alacaklar olması nedeniyle, İİK 302. madde gereğince konkordatonun kabulü için gerekli olan nisaba adi alacaklar şeklinde dahil edilmesinin konkordato müessesinin amacına uygun düşmeyeceğinden, gerek rehin veren gerekse de rehin karşılığı kredi kullandıran kuruluşların özellikle İİK 294. madde düzenlemesi kapsamında, kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur düzenlemesi kapsamında ciddi zararları oluşacağı, yasal düzenlemelerin aksine kabul şeklinde ciddi çelişkiler oluşacağı, bu durumda, yeni yasal düzenleme öncesinde kabul edilen uygulamanın, yürürlükte bulunan konkordato ile ilgili düzenlemeye uygun düşmeyeceği, adi konkordatoda, alacağın üçüncü kişiye ait rehinle güvence altında olup olmadığına bakılmaksızın nisaba dahil edilmemesi gerektiği kanaatiyle, mahkemenin aksine kabül ile tasdik şartlarını tespit eden komiser raporunun sonucuna göre karar vermesi isabetli olmamıştır. Bu nedenle istinaf eden bankaların buna dair istinaf başvurusunun kabulü İle hükmün kaldırılarak gerekçesinin düzeltilmesi gerekeceği düşüncesi ile heyetin bu anlamda ki çoğunluk görüşüne katılmadığımı belirterek karşı oyumu belirtirim.20/01/2022