Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/156 E. 2021/232 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/156 Esas
KARAR NO: 2021/232
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2019
NUMARASI: 2018/164 Esas, 2019/839 Karar
DAVANIN KONUSU: İflas (İflasın Ertelenmesi)
KARAR TARİHİ: 18/02/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili 19.01.2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 11.01.1996 yılında İstanbul Ticaret sicil Memurluğunun … sicil numarasına kayıtlı olarak kurulduğunu, borca batık olduğunu, İİK madde 179 ve ilgili mevzuat gereği iflasının şimdilik 1 yıl süre ile ertelenmesine ve İİK 179/a gereğince müvekkili şirketin mal varlığının korunması için gerekli muafaza tedbirlerinin alınmasını karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece 14.06.2017 tarih, 2016/47 E. 2017/541 K. sayılı kararı ile davacı şirketin borca batık olmadığından iflas erteleme talebinin reddine karar verilmiş, karar Müdahil … Bankası A.Ş. ve … Çelik A.Ş. vekili tarafından iflas şartları oluştuğundan bahisle istinaf edilmiştir. Dairemiz 24.01.2018 tarih, 2017/2842 E. 2018/98 K. sayılı kararı ile “…Alınan bilirkişi ve kayyım raporları ile birlikte tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; 25.01.2016 tarihli bilirkişi raporunda, 30.01.2015 tarihi itibariyle kaydi değerler üzerinden raporlanan bilançoda öz kaynakların (+) 4.953.500,49 TL olmasına rağmen rayiç değerler üzerinden hazırlanan öz kaynakların; Aktif değerler: 263.945.454,61 TL – Borçlar: 273.825.143,13 TL = (-) 9.879.688,52 TL olduğu, bu sonuca 12.000.000,00TL kefalet miktarının eklenmesi sonrası öz varlığın (-) 21.879.688,52 TL olduğunun hesap edildiği, dolayısıyla davacı şirketin bu miktar borca batık olduğunun tespit edildiği, daha sonra alınan 15.02.2017 tarihli ek bilirkişi raporunda dönen varlıkların 30.09.2016 tarihi itibariyle % 49,37 oranında, duran varlıkların ise % 40,13 oranında azaldığının tespit edildiği, borca batıklık tutarının … Ltd. Şti. kefaleti olan 12.000.000,00 TL eklendiğinde (-) 21.879.688,52 TL olduğunun belirlendiği, somut bir borç yapılandırması sunulmadığı, ticari alacakların durumu hakkında herhangi bir bilgi sunulmadığı, şirket ortaklarınca 1.500.000,00 TL şirkete nakdi giriş sağlandığına dair banka dekontlarının bulunmadığı, şirketin satışlarının çok büyük oranda düştüğü, borç ödeme kabiliyetinin önemli oranda düştüğü, davacı şirketin iyileşmesinin mümkün olmadığı, iflasın hemen açılması gerektiği, bu halde alacaklıların durumunun daha kötü bir hale gelemeyeceğinin rapor edildiği, 14.06.2017 tarihli bilirkişi raporunda ise 31.12.2016 tarihli bilançoya göre kaydi değerlerin (+) 11.528.040,33 TL olduğu, davacı şirketin alacaklı olduğu 6 adet şirkete ait toplam 19.021.266,76 TL tutarındaki şüpheli alacağın protokole bağlanarak 6.657.498 TL üzerinden rayiç değer bilançosunda aktife alındığı, davacı şirketin (+) 2.047.029,25 TL tutarında öz varlığa sahip olması nedeniyle borca batık olmadığının belirtildiği (oy çokluğu ile) anlaşılmaktadır. Oysa, son bilirkişi heyet raporunda muhalefet şerhi koyan Serbest Mali Müşavir …’ün de haklı olarak işaret ettiği gibi, yukarıda değinilen 12.000.000,00 TL tutarındaki kefaletin akıbeti hakkında hiçbir yorumda bulunulmadığı, bu miktarın öz varlık hesabında neden dikkate alınmadığının anlaşılamadığı, 15.02.2017 tarihli ek bilirkişi raporunda belirtilen hususların değerlendirilip irdelenmediği, zira bu raporda da işaret edildiği üzere dönen ve duran varlıklarda ciddi azalışlar, değişiklikler olduğu, bu nedenle şirket varlıklarının yeniden rayiç değerlere göre hesaplanarak güncellenmesi gerektiği, Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğu, bu nedenle eksik, denetime elverişli olmayan ve hükme dayanak teşkil etmeye yeterli açıklık içermemesi nedeniyle kanaat vermeyen bilirkişi raporuna itibar edilemez. O nedenle önceki raporları ve işaret ettiği noktaları açıklayan ve davacı şirketin güncel durumunu gösteren yeni bir bilirkişi heyet raporu almadan ve raporlar arasındaki çelişkiler giderilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. ..” gerekçesi ile ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Mahkemece bu defa, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; İBAM 17. HD 2017/2842 esas 2018/98 karar sayılı ilamında belirtilen ve akıbetinin araştırılması istenen 12.000.000,00 TL’lik davacı kefaletinin 30.09.2018 tarihi itibariyle bakiyesinin 6.103.121,29 TL olduğu, söz konusu meblağın öz sermayeden mahsubundan sonra davacı şirketin rayiç değerlere göre öz sermayesinin borçları karşılayacak şekilde (+)9.085.172,15 TL olduğu, bu bağlamda davacı şirketin iyileştirme projesinin uygulama kabiliyeti olmasa bile iflas kararı verilemeyeceği gerekçesi ile iflas erteleme davasının REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Müdahil … A.Ş. ve … A.Ş.Vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporlarında, şirketin ödenmiş sermayesinin ciddi anlamada karşılıksız kaldığı, şirketin halen gayri faal durumda olduğu, ekonomik verileri itibariyle iflas erteleme sürecinden olumlu fayda sağlanamayacağı, alacaklıların durumları açısından iflasın açılmasının süreç açısından kötü olmayacağı hususlarının tespit edilmesine rağmen mahkemece iflas kararı verilmediğini, şirketin borca batıklıktan çıktığına dair 12.06.2017 tarihli rapora göre hüküm tesis edildiğini, davacı şirketin hiçbir ticari faaliyeti ile borçlarını karşılamaya yeter mal varlığının bulunmadığını, firmanın 3,5 yıl boyunca iflas erteleme tedbirlerinin tüm imkanlarından faydalanırken alacaklıların taleplerini gidermediğini, davacının iflas erteleme tedbirlerini paravan olarak kullanarak alacaklılardan kaçma ve mal kaçırmanın amaçlandığını, dosyaya 86 alacaklının müdahil olduğunu, şirketin borca batık olmamasının mümkün bulunmadığını, firmanın bilançosunda yer alan hayali kayıtlar üzerinden masa başında yapılan değerlemelerle firmanın borca batık değilmiş gibi gösterildiğini, sadece müvekkillerinin 20 Milyon TL’den fazla anapara alacağının bulunduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Müdahil … Bankası A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; İBAM 17. HD. kaldırma kararından sonra mahkemece yeni bir bilirkişi heyetinden rapor aldığını, 10.05.2019 tarihli bilirkişi raporu ile 13.05.2019 tarihli bilirkişi ikinci ek raporlarında, şirketin ödenmiş sermayesinin ciddi anlamada karşılıksız kaldığı, şirketin halen gayri faal durumda olduğu, ekonomik verileri itibariyle iflas erteleme sürecinden olumlu fayda sağlanamayacağı, alacaklıların durumları açısından iflasın açılmasının süreç açısından kötü olmayacağı iyileştirme projesinin gerçekleşme imkanı olmadığı, iflas erteleme sürecinden olumlu fayda sağlanmadığı tespitlerine rağmen iflas kararı verilmediğini, şirketin gayri faal ve borca batık olduğunu, şirketin borca batıklığı konusunda birden fazla bilirkişi raporu bulunduğunu, Davacının mevcut mali verileri incelendiğinde 2017 ve 2018 yıllarında aktifin önemli kısımlarını oluşturan alacaklar içerisindeki … Ltd. Şti’ den olan 6.103.121,29 TL tutarındaki alacağının iki dönem itibariyle hareketsiz olması nedeni ile öz kaynaklardan tenzil edilmesi gerektiğini, 2017 yılında artan ve 2018 yılında aynı bakiye ile devam eden alacak senetleri ve çeklerin tahsil kabiliyetinin de firma faaliyetlerinin devamlılığı açısından önem arz ettiğini, ilgili çek ve senetlerin vadesinde tahsil edilememesi ilerleyen dönemlerde bir kısım alacağında öz kaynaklardan tenzili ihtimalini yarattığını, firmanın diğer alacakları içerisinde ortaklardan 5.722.542,05 TL tutarındaki alacağının bulunduğunu, firmanın mali yapısının bozulması ve öz kaynaklar içerisinde 2016 yılından bu yana sermaye taahhüdünün bulunmasına rağmen ortaklara fon çıkışının mahiyetinin anlaşılmadığını, ortaklar tarafından çekilen fonun firmaya geri ödeme ihtimali hakkında bilgi bulunmadığını, firmanın stokları içerisinde yer alan yarı mamullerin 2014 yılından bu yana hareketsiz bulunduğunu, stokların reel olmayabileceğini, kaydi bir işlem olabileceğini, davacı şirketin, yıllara yaygın inşaat ve onarım maliyetleri içerisinde yer alan ve 2015 yılından bu yana devam eden 5.042,987,29 TL’lik tutarın da varlık niteliğine sahip olup olmadığının belli olmadığını, yine mali veriler içerisinde yer alan gelecek ay ve yıllara ait gelir gider tahakkuklarının aktif toplamın %12,49’unu oluşturduğunu, işlemlerin mahiyetinin anlaşılamadığını, borca batıklık konusunda usulüne uygun bir hesabın yapılmadığını, iflas kararı verilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Müdahil … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; 11.05.2019 tarihli bilirkişi raporundaki tespitlere rağmen iflas kararının verilmediğini, davacı tarafın iyileştirme projesinin TTK. 376-377 ve İİK.179’da aranan şartlarını yerine getirmediği, şirketin bu haliyle iflas erteleme hükümlerinden faydalanamayacağı, iflas ertelenmesi kararı verildiği takdirde bile şirketin borca batık durumdan kurtulamayacağının sabit olduğunu, raporun ilgili bölümlerinde davacı tarafından tutulan defter ve kayıtlarında birtakım tutarsızlıklar tespit edildiğini, bu durumun, davacının iflas erteleme süreci boyunca basiretli bir tacir gibi davranmadığı, dürüstlük kuralına göre hareket edilmediği ayrıca bu süreç boyunca alacaklıların zarara uğradığı sonucunu doğurduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Müdahil … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; İstanbul BAM 17.Hukuk Dairesi’nin kaldırma kararından sonra alınan bilirkişi raporundaki tespitlere rağmen iflas kararı verilmediğini, davacı şirketin geçen zaman içerisinde … unvanlı bir şirket ile muvazaalı borç ilişkisi yaratmak suretiyle bütün gayrimenkullerini ve mallarını bu şirkete icra ihalesi yolu ile sattığını, bu hususun yargılama sırasında dile getirildiğini, ancak mahkemece değerlendirilmediğini, alacaklılar arasındaki eşitliği bozacak bir karar verildiğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, TTK’nun 324, 376 ve 377 ile İİK’nun 179. maddesi uyarınca iflasın ertelenmesine ilişkindir. Davacı şirketin dava tarihi itibariyle İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’na … sicil numarası ile kayıtlı olduğu, ticari merkezinin Bağcılar/İSTANBUL adresinde bulunduğu, davanın İİK’nun 154/1. maddesinde öngörülen yetkili Mahkemede açıldığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık, şirketin rayiç değerlere göre borca batık olup olmadığı, davanın reddi kararının usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmıştır. Dairemiz kaldırma kararından sonra mahkemece bilirkişi raporu alınmıştır. 25.10.2018 tarihli bilirkişi raporda, taşınmaz ve makine, ekipman vs. değerlemesine konu güncel bilgi ve belgeler olmadığından (1. Şirketin mal varlığı olduğu iddia edilen taşınmazların Tapu Müdürlüğünden alınan resmi yazı ve eklerindeki olması gerekli güncel ve onaylı tapu kayıt bilgileri 2. Resmi kurumlarca (Emniyet Genel Müdürlüğü vb.)onaylanmış yazı eklerinde yer alması gerekli olan taşıtlar, makine, ekipman, araç gereçlerin kayıtları) görevlendirme konusu olan ” İBAM 17.HD. 2017/2842 Esas 2018/98 Karar sayılı ilamında belirtilen hususları karşılar şekilde ve davacı şirketin halihazır durumu itibariyle borca batık olup olmadığı hususunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor düzenlenmesi mümkün olmadığı belirtilmiştir. Mahkemece davacı şirketin menkul ve gayrimenkullerine ilişkin kayıtlar getirtilmiş, konusunda uzman bilirkişilerden rayiç değerleri konusunda bilirkişi raporu alınmıştır. 29.04.2019 tarihli bilirkişi heyeti ek raporda, 25.01.2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda kefalet ile ilgili herhangi bir belge, sözleşme veya hesap muhasebe kaydına rastlanılmadığının belirtildiği, kefalet tutarı ile ilgili olarak gerek davacı şirketin muhasebesinden, gerekse davacı şirketin vekilinden (avukatından) detay ve açıklayıcı anlamda bilgi alınamadığı, davacı şirketin muhasebe (Mizan) kayıtlarının incelenmesi neticesinde de Nazım hesaplar dahil (verilen kefalet/teminatlar hesabı adı altında) herhangi muhasebe kaydına ve kefalete konu olan kredi sözleşmesine ait herhangi bir belgeye (Genel kredi sözleşmesi kopyasına/fotokopisinc) rastlanmadığı, ancak davacı şirketin Mizan ve muhasebe kayıtlarında yapılan inceleme ve araştırmalar neticesinde, 120 Alıcılar hesabı altında … Ltd. Şti. ne ait Cari hesap tespit edildiği, ilgili cari hesabın incelenmesi sonucunda, davacı şirket ile … Ltd. Şti. arasında ticari anlamda ilişki olduğu, Mal satışı ve buna mukabil fatura düzenlendiği, karşılığında … Ltd. Şti.nin müşteri çeklerini ödeme anlamında … Ltd. Şti.ne verdiği, belirli aralıktaki tarihlerde borcuna karşılık EFT ile ödeme gerçekleştirdiği, davacı şirketin çekleri 101 98 01 defter-i kebir nolu çek portföyü hesabına aldığı, buradan kullandığı kredilerin ödemelerine karşılık bankalara verdiği, bankalara verilen çeklerin bazılarının çeşitli tarihlerde karşılıksız çıktığı, karşılıksız çeklerin ters muhasebe kaydı ile 120 Alıcılar hesabı … Ltd. Şti. Cari hesabından çıkışının yapıldığı, yerine yeni çekler alındığı, söz konusu … Ltd. Şti hesabının 30.09.2018 tarihli bakiyesinin 6.103.121,29 TL olduğu, anılan hesabın 2017 yılından 2018 yılına aynı bakiye ile devrettiği, 120 Alıcılar hesabı içerisinde yer alan davacı şirketin bu alacağının uzun bir süreden bu yana (2017-2018 yıllarında) ayni bakiye ile izlendiği, normal muhasebe işleyişi ve kurallarına göre alacakların bu kadar uzun süreli olarak izlenemeyeceği, Özsermaye hesabında bu tutarın eksi değer olarak dikkate alınması gerekliliğinin ortaya çıktığı, öz sermaye tutarından düşülmesi neticesinde olması gereken Özsermaye tutarının 3.900.304,47 TL olduğu, şirket ödenmiş sermayesinin %99 oranındaki kısmının karşılıksız kaldığı, şirketin 30.09.2018 tarihi itibariyle, kaydi değerlere göre Özsermaye tutarının 11.202.780,00 TL, Rayiç Değerleri tespit edilen Varlıklar ve Borçlara göre hesaplanan Öz sermaye tutarının 10.003.425,76 TL olduğu, Çanakkale ve Kocaeli’nde bulunan gayrimenkullerin bilirkişi değerleme raporlarının henüz mahkemeye ulaşmadığı, şirketin aktifinde yer alan bir kısım araçları ile kayıtlı stoklarının, iş makinelerinin tamamı, tesis makine cihazlar ile demirbaşların nerede olduğu, bilirkişi heyetince bilinmediği, şirketin 2017 ve 2018 yıllarına ait Bilanço ve Gelir Tablolarındaki değerlerin birlikte değerlendirildiğinde özellikle 2018 yılında herhangi bir faaliyette bulunmadığı, Borçlarını ödemediği, alacaklarını tahsil etmediği, satış yapmadığı, şirketin mevcut ve güncel haliyle, gerek kaydi öz sermaye hesaplaması gerekse rayiç değerlemeler ile yapılan öz sermaye hesaplamasında öz sermayesinin borçlarını karşılayacak şekilde pozitif 3.900.304,47 TL tutar çıkmasına karşın, (iflas erteleme koşulu olan borca batıklık durumunun oluşmaması) şirket ödenmiş sermayesinin ciddi anlamda (%99) karşılıksız kaldığı, günümüz olumsuz ekonomik şartları ve şirketin j bulunduğu sektörün olumsuz sıkıntıları dikkate alındığında, kayyım raporunda da yer alan iyileştirme projesi ve gerek borç yapılandırmaları, finansal ve tedarikçi borçlarının ödenmesi, gerek satış/ciro, gerekse karlılık anlamında ki ileriye yönelik projeksiyonları; gerçekleştirememesi, şirketin bir anlamda gayri faal durum arz etmesi nedeniyle, iflas erteleme sürecinden olumlu fayda sağlanmadığı, alacaklıların durumları açısından da İflasın açılmasının süreç açısından kötü olmayacağı belirtilmiştir. 10.05.2019 tarihli ek bilirkişi raporunda; davacı şirketin bankalara olan borçları toplamının 69.777.984,00 TL olarak tespit edildiği, davacı şirketin İstanbul’da bulunan Gayrimenkullerin Rayiç bedellerinin 24.593.561,00 TL olarak belirlendiği, İstanbul dışındaki Çanakkale, Kocaeli ve Malatya’da bulunan gayrimenkullerin değerleri toplamının 5.184.867,68 TL olduğu, davacı şirketin sahip olduğu tüm gayrimenkullerin rayiç değerleri toplamının 29.778.428,68 TL olarak tespit edildiği, davacı şirketin araç listesinde bulunan 65 araçtan 18 adet aracın görüldüğü, geri kalan 47 adet aracın yerlerinin belirlenemediği, yerinde görülen araçların değerinin 1.506.000,00 TL olduğu, rayiç değerleri ile kaydi değerler arasındaki farklara göre, duran varlıklara ilave edilecek tutarın, gayrimenkullerdeki artış tutarından, taşıt araçlarındaki azalış tutarının mahsup edilmesi ile 18.318.364,48 TL olarak hesaplandığı, şirketin Kısa ve uzun vadeli Banka kredilerinin güncel borç toplamından, anılan Banka kredilerinin kayıtlı borç toplamının mahsup edilmesi durumunda şirketin kısa ve uzun vadeli borcuna ilave edilecek borç tutarının 14.332.851,04 TL, 31.12.2017 tarihli kaydi bilançosuna göre aktif toplamı ile yabancı kaynaklar farkının 11.257.395,79 TL, Şirketin 30.09.2018 tarihli kaydi verilere göre öz sermayesinin 11.202.780,00 TL, şirketin rayiç değerlere göre hesaplanan 30.09.2018 tarihli öz sermaye tutarının 15.188.293,44 TL olduğu, öte yandan şirketin alıcılar hesabında … Ltd. Şti’nin 30.09.2018 tarihli cari hesap bakiyesinin 6.103.121,29 TL olarak kayıtlarda yer aldığı, bu tutarında rayiç değerlere göre hesaplanan öz sermaye tutarından tenzil edilmesi durumunda, olması gereken öz sermaye tutarının (15.188.293,44-6.103.121,29=) 9.085.172,15 TL olarak hesaplandığı, belirtilen kefaletle ilgili bir kayda ulaşılamadığı, ancak davacının mizan ve muhasebe kayıtlarında yapılan inceleme ve araştırmalar neticesinde, 120 Alıcılar hesabı altında … Ltd.Şti. ne ait cari hesap tespit edildiği, ilgili cari hesabın incelenmesi sonucunda, davacı şirket ile … Ltd. Şti. arasında ticari anlamda ilişki olduğu, mal satışı ve buna mukabil fatura düzenlendiği, karşılığında … Ltd. Şti.nin müşteri çeklerini ödeme anlamında … Ltd. Şti.ne verdiği, belirli aralıktaki tarihlerde borcuna karşılık EFT ile ödeme gerçekleştirdiği, Davacı şirketin çekleri 101 98 01 defter i kebir nolu Çek portföyü hesabına aldığı, buradan kullandığı kredilerin ödemelerine karşılık bankalara verdiği, bankalara verilen çeklerin bazılarının çeşitli tarihlerde karşılıksız çıktığı, karşılıksız çeklerin ters muhasebe kaydı ile 120 Alıcılar hesabı … Ltd. Şti. Cari hesabından çıkışının yapıldığı, yerine yeni çekler alındığı ilgili cari hesabın muhasebe kayıtlarından anlaşıldığı, söz konusu … Ltd Şti hesabının 30.09.2018 tarihli bakiyesinin 6.103.121,29 TL olduğu, anılan hesabın 2017 yılından 2018 yılına aynı bakiye ile devrettiği, bu tutarın Kayıtlı değerlere göre hesaplanan Öz sermaye tutarından düşülmesi neticesinde Olması gereken Öz sermaye tutarının 5.099.658,71 TL olduğu, şirketin 2017 ve 2018 yıllarına ait Bilanço ve Gelir Tablolarındaki değerlerin birlikte değerlendirildiğinde özellikle 2018 yılında herhangi bir faaliyette bulunmadığı, finansal ve tedarikçi borçları dahil borçlarını ödemediği, alacaklarını tahsil etmediği, satış yapmadığı, şirketin 30.09.2018 tarihli Rayiç Değerleri tespit edilen Varlıklar ve Borçlara göre hesaplanan Öz sermaye tutarının 15.188.293,44 TL olarak hesaplandığı, 6.103.121,29 TL’nin Öz sermaye tutarından tenzil edilmesi durumunda, olması gereken Öz sermayesinin (15.188.293.44- 6,103.121,29) 9.085.172.15 TL olarak hesaplandığı, şirketin aktifinde yer alan bir kısım araçları ile kayıtlı stoklarının, iş makinelerinin, tesis makine cihazlar ile demirbaşların tespit ve değerleme anlamında nerede olduğu hususunda davacı şirket ve vekilinden açıklayıcı bilgi alınamadığı ve bilirkişiye gerekli yardım ve desteğin gösterilmediği bu nedenle, bilirkişi tarafından yerinde tespitinin ve değerlemesinin yapılamadığı, şirketin 2017 ve 2018 yıllarına ait Bilanço ve Gelir Tablolarındaki değerlerin birlikte değerlendirildiğinde özellikle 2018 yılında herhangi bir faaliyette bulunmadığı, finansal/tedarikçi borçları dahil (yapılandırılmış finansal borçlar dahil) borçlarını ödemediği, alacaklarını tahsil etmediği, satış yapmadığı, şirketin mevcut ve güncel haliyle, gerek kaydi öz sermaye hesaplaması gerekse rayiç değerlemeler ile yapılan öz sermaye hesaplamasında, öz sermayesinin borçlarını karşılayacak şekilde pozitif 9.085.172,15 TL olduğu belirtilmiştir. Dava tarihi itibari ile yürürlükte bulunan İİK’nın 178. maddesi uyarınca iflasa karar verilebilmesi için şirketin borca batık durumda olması gerekir. Borca batıklık, borçlunun malvarlığındaki aktif değerler toplamının, pasif değerler toplamını karşılayamaması durumudur. Borca batıklığın tespiti için borca batıklık bilançosu hazırlanmalıdır. Borca batıklığın tespitinde aktiflerin rayiç değerlerinin inceleme tarihi itibariyle saptanması gerekir. Davacı şirketin aktif varlıklarını oluşturan binalarının, stok mallarının, makine, taşıt, araç ve gereçlerinin rayiç değerleri, konusunda uzman bilirkişilerce yerinde inceleme yapılarak tespit edilmelidir. Dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak, borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir. Mahkemece davacının tespit edilen menkul ve gayrimenkullerinin rayiç değerleri konusunda uzman bilirkişiler marifeti ile tespit edilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, dairemiz kaldırma kararından sonra alınan bilirkişi raporunda blançoda tesis, makine ve cihazların 2018 yılı rayiç değerinin 2.149.073,4 TL, demirbaşların 1.072.638,22 TL, stokların toplam bedelinin 2.290.874,35 olarak belirtildiği, bu durumda bilirkişilerin yerinde tespit ve değerlemesinin yapılamadığı, şirket mal varlığı toplamının 5.512.585,97 TL olduğu, rayiç değerler üzerinden yapılan hesaplamada şirketin öz varlığının 9.085.172,15 TL olduğu göz önüne alındığında borca batık olmadığı, 5.512.585,97 TL’nin bu miktardan düşülmesi halinde dahi şirket aktifinin borcunu karşılayacak düzeyde yani borca batık olmadığı, bu durumda davanın reddinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla istinaf başvurularının reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/164 Esas, 2019/839 Karar ve 10/07/2019 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan tüm müdahiller vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı + 162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 253,20 TL harcın, müdahil …Bankası A.Ş. tarafından peşin yatırılan 165,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 87,50 TL harcın müdahil Ziraat Bankası A.Ş.’den tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı + 162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 253,20 TL harcın, müdahil Müdahil … A.Ş. tarafından peşin yatırılan 165,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 87,50 TL harcın müdahil … A.Ş.’den tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı + 162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 253,20 TL harcın, müdahil Müdahil … A.Ş. tarafından peşin yatırılan 165,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 87,50 TL harcın müdahil … A.Ş’den tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı + 162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 253,20 TL harcın … A.Ş. ve … A.Ş.’den tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 6-Müdahillerin yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde İİK’nun 164/2.fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.18/02/2021