Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1478 E. 2021/1242 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1478 Esas
KARAR NO: 2021/1242
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 02/07/2021
NUMARASI: 2021/99 Esas, 2021/573 Karar
DAVANIN KONUSU: İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
KARAR TARİHİ: 04/11/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı İstanbul Anadolu 17. Asliye Hukuk Mahkemesine ibraz ettiği dava dilekçesinde özetle; davalılardan … hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip yaptığını, bu dosyada alacağının kaynağının temlik sözleşmesi olduğunu, borçlunun adresinin tespiti için yapılan araştırma sırasında borçluya ait bulunan Tuzla, … parseldeki … nolu bağımsız bölümü diğer davalı kızı …’e satarak devrettiğinin anlaşıldığını, devrin mal kaçırma amacı ile yapıldığını, işlemin muvazaalı olduğunu belirterek BK’nun 19.md ile İİK’nun 277, 278. Mad. Gereğince tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı, 13.12.2018 tarihli ıslah dilekçesinde; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasındaki alacağın 12.12.2018 tarihi itibari ile 962.680,86 TL olduğunu, takibin kesinleştiğini, tasarrufun iptali davasını tamamen iflas davası olarak ıslah ettiğini belirterek davalıların İİK’nın 177 ve devamı maddeleri, İİK’nın 37. md. uyarınca iflaslarına ve iflaslarının ilanına, ıslah olunan davanın İİK’nın madde 154 gereğince yetkili mahkemede derdest olunmasına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın eksik harç ile açıldığını, gayri menkul üzerine konulan haczin teminatlanması gerektiğini, yasal şartların oluşmadığını, takibe konu olan alacağın var olduğunun henüz ortaya çıkmadığını, davacıya karşı İstanbul 16. ATM’nin 2016/172 Esas sayılı dosyasında menfi tespit davası açtıklarını, bu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacıdan mal kaçırmak amacı ile devir yapılmadığını, inançlı muamele ile devrin gerçekleştiğini taşınmazın öncesinde … isimli kişiye ait olduğunu ve 510.000,00 TL bedel ile ve emlakçı vasıtası ile satın alındığını, tapunun kredi çekilebilmesi için … adına oluşturulduğunu, borç bittiğinde de … adına intikal ettirildiğini, banka kredi evrakları, geri ödeme belgeleri, komisyoncuya ödenenler ile durumun bu şekilde gerçekleştiğinin ortaya çıkacağını, davacıdan mal kaçırmak kastının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince 19/06/2019 tarih, 2019/150 E, 2019/696 K. Sayılı kararı ile davalıların tacir olmadıkları, dava şartının gerçekleşmediğinden bahisle HMK’nun 114/2 ve 115. Maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından istinaf edilmiştir. Dairemiz 14/01/2021 tarih, 2020/2318 E. 2021/45 K. Sayılı kararı ile “… mahkemece öncelikle davacıya vereceği süre ile iflas avanslarının yatırılmasını sağladıktan sonra, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda davalıların tacir olup olmadıklarının usulünce araştırılması, davalı …’in pasif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi suretiyle hüküm tesisi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile hüküm tesis..” edildiğinden bahisle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Mahkemece, davacının iflas avansını yatırmadığı gerekçesi ile dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Karar yasal süresi içerisinde davacı tarafından istinaf edilmiştir. Davacı istinaf dilekçesinde, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kaldırma kararının gereğinin yerine getirilmediğini, İİK 154. Maddesi gereği yetkili mahkemenin, icra takibinin yapıldığı İstanbul mahkemeleri olduğunu, birleştirme taleplerinin değerlendirilmediğini, husumet nedeni ile hukuksuz karar verildiğini, davalılar arasındaki işlemin muvazaalı olduğunun açık olduğunu, davalılarca İstanbul 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/634 -Esas sayılı dosyada Menfi Tespit davası açıldığını, sonucu her iki davayı etkileyeceğinden ve yetkili İstanbul mahkemesi olduğundan dolayı dosyanın ivedilikle gönderilmesi gerektiğini, talep ve iddialarının usulünce incelenmediğini, haklılığın bilirkişi raporu ile sabit olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, İİK’nın 177. maddesine dayalı iflas talebine ilişkindir. Uyuşmazlık, davalıların tacir olup olmadığı, iflasta davalı …’in pasif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmıştır. İflas talepli davalarda iflası istenen şirketin/tacir gerçek kişinin dava tarihi itibariyle idare ve muamele merkezi/ikametgahının bulunduğu yer mahkemesinin yetkili bulunduğu, İİK’nın154/3. maddesindeki yetki kuralı kamu düzenine ilişkin olup davalıların nüfus kayıt tablolarında ki ikamet adreslerine göre ( davalı …’nin Tuzla/İstanbul, diğer davalının Üsküdar/İstanbul) davanın yetkili mahkemede açıldığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamına göre; dairemiz kaldırma kararından sonra mahkemece 01/04/2021 tarihli tensip 2 nolu ara kararı gereğince iflas avanslarının yatırılması konusunda davacıya 2 haftalık kesin süre verilerek sonuçlarının ihtar edildiği, tensip zabtı ve dairemiz kaldırma kararının davacıya 08.04.2021 tarihinde aynı konutta yakınına usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, tensip zabtı ile duruşma günü olarak belirlenen 03/05/2021 tarihinin Covid-1 tedbirleri kapsamında 07/06/2021 tarihine alındığı, yeni duruşma gününün davacıya tebliğ edildiği, davacının 07/06/2021 tarihli celseye katılmaması sebebi ile dosyanın işlemden kaldırıldığı, dosyanın davalı tarafından yenilendiği, yeni duruşma gününün davacıya usulüne uygun tebliğ edildiği, son celseye davalının katıldığı, dosyayı takip ettiği, davacının iflas avansını yatırmadığından bahisle davanın reddine karar verildiği, davacının tebligatlarla ilgili bir iddiasının bulunmadığı anlaşılmıştır. Dava, İİK’nun 177. maddesi gereğince açılmış bulunan iflas davası olup, 160. madde uyarınca iflas avansı yatırılması dava şartı olarak belirlenmiştir. Doğrudan iflas talebinde bulunan alacaklı ilk alacaklılar toplantısına kadar gerekli masraflar ile iflas kararının kanun yolları için gerekli tebliğ masraflarını avans olarak mahkeme veznesine yatırmalıdır. Somut davada, mahkemece verilen kesin süre içerisinde davacının iflas avansını yatırmadığı, mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun reddine dair karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar ve ilam harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.04/11/2021