Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1470 E. 2022/114 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1470 Esas
KARAR NO: 2022/114
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 29/06/2021
NUMARASI: 2021/210 Esas, 2021/590 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 03/02/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili 02/04/2021 tarihli dava dilekçesinde; dava dışı …Ticaret Anonim Şirketinin sigorta poliçesi ile müvekkili şirkete sigortalı olduğunu, sigortalının Pamukkale / Denizli ‘de beyaz eşya camı imalatı faaliyetinde bulunduğunu, 17/01/2021 tarihinde çalışan işçilerin bina içerisine duman girdiğini görmeleri sonrasında iş yerinde yangın olduğunun tespit edildiğini, söz konusu yangının akülerde oluşan bir arızadan dolayı meydana geldiğinin tespit edildiğini, sigortalının iş yerine ait toplu elektrik işlerinin davalı tarafından yapıldığının bildirildiğini, incelemenin ardından sigortalının iş yerinde oluşan hasarın poliçe kapsamında değerlendirildiğini ve sigortalıya 54.000,00 Euro hasar tazminatı ödemesinin yapıldığını, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında alacağın tahsili amacıyla takip başlatıldığını, takibe borçlu tarafından haksız şekilde itiraz edildiğini, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, her ne kadar davalının yerleşim yeri İzmir olsa dahi söz konusu icra takibinin yetkili dairede açıldığından ve davalı tarafın yetki itirazı bulunmadığını, iş yerinden çıkan yangının kaynağının davalı tarafından üstlenilen elektrik tesisatından kaynaklandığının izahtan vareste olduğunu iddia ederek, icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa dava dilekçesi 12/04/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde dosyaya ibraz edilen cevap dilekçesi ile taraflar arasında usulüne uygun şekilde tahkim sözleşmesinin kararlaştırılmış olmasına rağmen davacı tarafın dava yoluna başvurması nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davanın sigorta poliçesinden doğan bir dava olmadığını, başka bir anlatımla iş bu davanın aynen sigortalının sorumlu olduğunu düşündüğü kişiye karşı açmış olduğu dava gibi olduğundan taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinin uygulanması gerektiğini, davacının sigortalısı ile müvekkili şirket arasında akdedilen … A.Ş Fabrika Binası Yapım Sözleşmesinin 19.maddesinde, taraflar arasında doğabilecek anlaşmazlıklarda öncelikle Denizli Ticaret Odasına kayıtlı bilirkişilerden hakem heyeti oluşturulacağı, hakem heyetinin vereceği karara her iki tarafında uymayı kabul ve taahhüt ettiğinin belirtildiğini, buna göre davacının hakem heyetine / tahkime başvurması gerekirken dava açılmasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, ayrıca yetkisiz mahkemede dava açıldığını, Denizli İcra Daireleri ve Mahkemesinin yetkili olduğunu, eser sözleşmesi gereğince talep edilen alacakların zaman aşımına uğradığını, ödemenin lütuf ödemesi olduğunu savunarak, davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; HMK kurallarına göre tahkim anlaşmasının ayrı bir sözleşme veya tahkim şartı olarak yapılabileceği, tahkim anlaşmasının geçerli olması için yazılı olarak yapılmasının gerektiği, yazılı şeklin bir ispat şartı olduğu, HMK’nın 413/1 fıkrası gereğince geçerli bir tahkim anlaşmasının varlığına rağmen mahkemede dava açılması halinde, davalının uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözülmesi gerektiğini ilk itiraz olarak ileri sürmesi gerektiği, HMK’nın 116/1-b bendine göre uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiğinin ilk itirazlardan olduğu, davalı … Anonim Şirketin süresinde tahkim ilk itirazında bulunduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin anlaşmazlıklar başlıklı 19. maddesinde, uyuşmazlıkların tahkim yoluyla çözülmesinin belirtildiği, tahkimin yazılı geçerlilik şartına uygun olarak yapıldığı, davalı tarafından süresinde yapılan tahkim itirazının yerinde olduğu, davacının öncelikle tahkim yoluna başvurması gerektiği gerekçesiyle davalı tarafın tahkim itirazının kabulü ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; eser sözleşmesinde geçen tahkim şartını yalnızca yazılılık şartı ve ileri sürme zamanı olarak ele alınması, tahkim şartının geçerlilik kanıtını oluşturmadığını, uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözülmesi yönünde açık, kesin ve net irade beyanının bulunmadığını iddia ederek, tahkim şartı için gerekli olan hususlar belirtildikten ve ayrıntılı şekilde yer verildikten sonra dava dışı sigortalı ile davalı taraf arasında akdedilen eser sözleşmesinin 19.maddesinde, sözleşmeden doğan davalarda Denizli Adli Makamlarının yetkili olduğu düzenlemesinin yer aldığını, sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda, sözleşmenin akdedildiği yer olan Denizli Adli Makamlarının yetkili olarak belirtilmesinin eser sözleşmesindeki tarafların karşılıklı tahkim iradesine halel getirdiğini, belirli bir yer mahkemesinin yetkili kılındığının görüldüğünü, bu durumda tarafların tahkim konusunda karşılıklı, açık, kesin ve net iradelerinin bulunduğunu söylemenin mümkün olmadığını iddia ederek, emsal Yargıtay kararları uyarınca dava dışı sigortalı ile davalı arasında imzalanan sözleşmede geçerli bir tahkim şartı bulunmadığını iddia ederek, tahkim şartının müvekkili sigorta şirketine etki etmesinin söz konusu olmadığını belirtip, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulü ile bunun mümkün olmaması halinde ise kararın kaldırılıp davanın yeniden görülmesi için mahkemeye iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; Yangın Sigorta Poliçesi kapsamında ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasında; sigorta poliçesinin varlığı, dava dışı sigortalı ile davalı arasında gerçekleştirilen yapım sözleşmesi, dava dışı sigortalı iş yeri yangını ile ilgili herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık; dava dışı sigortalı ile davalı şirket arasında gerçekleştirilen fabrika binası yapım sözleşmesindeki tahkim şartının geçerli olup olmadığı, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir. Dosya kapsamından; dava dışı sigortalı … Anonim Şirketi ile davacı sigorta şirketi arasında Yangın Sigorta Poliçesi düzenlendiği, poliçenin başlangıç tarihinin 01/01/2020, bitiş tarihinin 31/12/2020 olduğu, riziko adresinin Pamukkale / Denizli olarak belirtildiği, dava dışı sigortalı şirket ile davalı şirket arasında 16/09/2015 tarihinde davalı şirketin müteahhit, dava dışı sigortalı şirketin iş veren olduğu, “… A.Ş Fabrika Binası Yapım Sözleşmesi”‘nin imzalandığı, sözleşme konusunun dava dışı sigortalının sahibi olduğu Denizli ili, Pamukkale ilçesinde 4 parselde kayıtlı arsa üzerindeki iş bu sözleşme ve eklerine uygun olarak fabrika binasının çalışır vaziyette yapılması, geçici kabul teslim belgesinin iş verene teslimi ile iş verene anahtar teslimi olarak projeye uygun şekilde yapılıp teslimi işi olduğunun belirtildiği, sözleşmenin 19.maddesinde anlaşmazlıklar üst başlığı altında, ” Taraflar arasında doğabilecek anlaşmazlıklarda öncelikle Denizli Ticaret Odasına kayıtlı bilirkişilerden bir kişi ve tarafların avukatlarından oluşan bir hakem heyeti oluşturulur. Bu hakem heyeti yedi gün içerisinde soruna ilişkin yazılı rapor hazırlar ve taraflara sunar. Hakem heyetinin vereceği karar her iki tarafı da bağlar. Hakem heyetinin vereceği karara her iki tarafta uymayı kabul ve taahhüt eder. İş bu sözleşme Denizli’de tanzim ve imza edilmiştir. Sözleşmeden doğan davalarda da Denizli Adli Makamları yetkilidir. ” düzenlemesine yer verildiği, dava dışı sigortalı şirkete ait bina içerisinde 17/01/2020 tarihinde yangın meydana geldiği, yangın sonucu düzenlenen ekspertiz raporu neticesinde ödenen bedelin rücuen tahsili amacıyla davacı sigorta şirketi tarafından davalı ve dava dışı … Anonim Şirketi hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 27/09/2020 tarihli olarak 54.000,00 Euro asıl alacak ve 1.358,14 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 55.358,14 Euro’nun tahsili amacıyla icra takibi başlattığı, davalı borçlu şirketin takibe yasal süre içerisinde itiraz ettiği, davacı sigorta şirketi tarafından İİK 67.maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde iş bu itirazın iptali davasının açılmış olduğu anlaşılmıştır. Tahkim sözleşme tarihi ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun onbirinci kısmında 407 vd maddelerinde düzenlenmiştir. Bir hak üzerinde uyuşmazlığa düşmüş olan iki tarafın anlaşarak, bu uyuşmazlığın çözümlenmesini özel kişi veya kişilere bırakmalarına ve uyuşmazlığın bu özel kişi veya kişiler tarafından incelenip karara bağlanmasına tahkim denir. Burada söz konusu olan ihtiyari tahkim, yani tarafların rızaları ile başvurabilecekleri tahkim yoludur. Tahkim sözleşmesinin tanımı ve şekli HMK 412. maddede düzenlenmiş, yasa da tahkim Sözleşmesi, tarafların, sözleşme veya sözleşme dışı bir hukuki ilişkiden doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların tamamı veya bir kısmının çözümünün hakem veya hakem kuruluna bırakılması hususunda yaptıkları anlaşma olarak ifade edilmiştir. İkinci fıkrada, tahkim sözleşmesinin taraflar arasındaki sözleşmenin bir şartı veya ayrı bir sözleşme şeklinde yapılabileceğine yer verilmiştir. Somut davada, tahkim şartı davalı ile dava dışı sigortalı şirket arasında düzenlenen sözleşmenin 19.maddesinde düzenlenmiştir. Tahkim itirazı ise aynı yasanın 413. maddesinde düzenlenmiş, tahkim sözleşmesinin konusunu oluşturan bir uyuşmazlığın çözümü için mahkemede dava açılmışsa karşı tarafın ilk itirazda bulunabileceği ve tahkim sözleşmesi, hükümsüz, tesirsiz veya uygulanması imkansız değilse mahkemenin tahkim itirazını kabul edeceği ve davayı usulden reddeceği belirtilmiştir. Somut davada açıklandığı gibi, dava dışı sigortalı şirket ile davalı şirket arasında oluşturulan sözleşmenin 19.maddesinde, uyuşmazlıkların çözümü, öncelikle Denizli Ticaret Odasına kayıtlı bilirkişilerden bir kişi ve tarafların avukatlarından oluşan hakem heyeti oluşturacağı, hakem heyetinin vereceği kararın bağlayıcı olduğu belirtilmiştir. Devamı maddede ise, sözleşmeden doğan davalarda Denizli Adli Makamlarının yetkili olmasına dair yetki sözleşmesine yer verilmiştir. Bu durumda, taraflar arasında geçerli olan tahkim sözleşmesinin mevcudiyeti kaçınılmazdır. Çünkü taraflar serbest iradeleri ile öncelikle anlaşmazlıklarda hakeme başvurmayı kabul ve taahhüt etmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde yer vermiş olduğu sözleşmeden doğan davalarda Denizli Adli Makamların yetkili olmasına dair düzenleme HMK 17.maddesinde düzenlenen yetki sözleşmesidir. Sözleşmenin ilgili maddesine göre tarafların anlaşmazlıklarda ilk başvurmaları gereken kabul ettikler yol hakemdir. Bu nedenle davacı vekilinin Denizli Mahkemelerinin yetkisi ile düzenlemeye atfen yapmış olduğu istinaf nedenleri yerinde değildir. 6100 sayılı HMK’nın 116.maddesinde ilk itirazlar düzenlenmiştir. 116/1-b bendinde uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği itirazın ilk itirazlar arasında sayılmıştır. Davalı, yasal süre içerisinde tahkim ilk itirazında bulunmuştur. Diğer taraftan, 6102 sayılı TTK ‘nun 1472. maddesinde halefiyet düzenlenmiştir. Maddede, sigortacının sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği ifade edilmiştir. Sigortalının tazminat alacağının hukuki temelinin haksız eylemden, kanundan veya sözleşmeden kaynaklanmış olması arasında hiçbir fark yoktur. TTK 1472. ‘nci maddeden kaynaklanan halefiyet hakkı sigortacıya, zarar sorumlusundan, sigortalısına ödediği sigorta bedeli kadar talep hakkı ve bunun doğal sonucu olarak da zarar sorumlusuna karşı dava hakkını sağlamaktadır. Bu dava türüne doktrin ve uygulamada sigortacının rücu davası adı verilmektedir. Halefiyete dayalı olan rücu davasında, esas itibariyle sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. Bu anlamda görevli ve yetkili mahkeme ile sözleşme kapsamında belirlenen tahkime ilişkin düzenlemelerde de dava dışı sigortalının hak ve yetkilerinin sigorta şirketine geçmiş olduğunun kabulü kaçınılmaz olacaktır. Somut davada, halefiyet ilkesinin kuralları gereğince dava dışı sigortalı şirket ile davalı arasında düzenlenen yapım sözleşmesinin ilgili maddesinde belirlenen hakem düzenlemesi taraflar yönünden bağlayıcı olduğundan yukarıda yer verildiği üzere davacı vekilinin aksine iddiaları yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ve özellikle 6102 sayılı TTK’nın 1472.maddesi ile dava dışı sigortalı ve davalı şirket arasında düzenlenen fabrika binası yapım sözleşmesi ve sözleşmenin uyuşmazlıklarla ilgili hükmü ile 6100 sayılı HMK’nın 407 ve devamı maddeleri gereğince mahkemece tahkim ilk itirazının HMK 116/1-b bendi gereğince kabulü neticesinde verilen davanın usulden ret kararında bir isabetsizlik görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1- İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/210 Esas, 2021/590 Karar ve 29/06/2021 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1a-3 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.03/02/2022