Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1418 E. 2021/1240 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1418 Esas
KARAR NO: 2021/1240
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 02/07/2021
NUMARASI: 2021/329 Esas,
DAVANIN KONUSU: İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
KARAR TARİHİ: 04/11/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Sermaye Piyasası Kanuna tabi olan, İstanbul’da … sektöründe bilinen ve bu konuda öncü şirketlerden olan davalı şirketin yüksek kar vaadine inanarak toplam 891.753,41-USD ödeme yaptığını, ödemelerin 20/02/2017-11/06/2018 tarihleri arasında toplam 136 adet banka havalesi ile gerçekleştiğini, müvekkilinin yatırdığı toplam bedelin 220.563,41-USD’ sinin “kar” adı altında iade edildiğini, geri kalan 671.190,00 USD ile vaad edilen karın ise müvekkiline ödenmediğini, davalı tarafın hileli davranışlarda bulunarak müvekkilinin alacağına kavuşmasını engellediğini ve haklarını ihlal ettiğini belirterek müvekkilinin alacaklı olduğunun tespitine, İİK md.159 ve devamı maddeleri gereğince gerekli muhafaza tedbirlerinin alınmasına bu kapsamda davalı şirketin faaliyet gelirlerine tedbir konulmasına, İİK md. 257/2 gereğince davalının yedinde veya 3. Şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarının ve alacakları ile diğer haklarının ihtiyaten haczine karar verilmesine ve İİK 177/1 maddesi gereğince (borçlunun hileli fiillerde bulunması) davalıların iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirketin müşterisi olmadığını, dava şartının ve iflas şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI; Mahkemece, 02/07/2021 tarihli ara karar ile muhafaza tedbirlerinin İİK md. 159’da düzenlendiği, defter tutma dışındaki muhafaza tedbirlerinin kanunda yazılı olmayıp, mahkemenin takdirine bırakıldığı, somut olayda dava dilekçesi ve ekindeki belgelerin incelenmesi sonucunda bu aşamada davacının muhafaza tedbiri talebi ve ihtiyati haciz talebi hakkında yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği gerekçesi ile muhafaza tedbir talebinin ve ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı istinaf nedenleri olarak, İİK 177/1’e maddesine göre hileli işlemlere “Teşebbüs” edilmesinin iflas için yeterli olduğunu, davalılar hakkında iddianame düzenlendiğini, İstanbul 2.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2020/63 E. sayılı dosyasından yargılandıklarını davalı şahıs hakkında beraat kararı verilmiş olsa da karara itiraz ettiklerini, davalı şahıs hakkında iddianame düzenlenmesinin yaklaşık ispat için yeterli olduğunu, Sermaye Piyasası Kurumu tarafından davalı şirket ve şahısla ilgili yapılan tespitler ve hatta suç duyuruları bulunduğunu, SPK’nın … Genel Müdürü “…” hakkında suç duyurusunda bulunma kararıyla birlikte adı geçen şahsın lisansının iptaline karar verildiğini, davalı şirket yöneticileri hakkında SPK’nın 110/a maddesi gereğince de suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiğini, bunların hepsinin dava dosyası içerisinde mübrez olduğunu, onay mailleri ve E-Tespit Tutanağına göre müvekkilinin gönderdiği paraların davalı şirket tarafından kabul edildiğinin kayıt altına alındığını, ilk derece mahkemesinin İİK 159.Maddesinde yeralan ve emredici hüküm olan defter tutmaya ilişkin de bir karar oluşturmadığını belirterek, arar kararın kaldırılarak İcra İflas Kanunu 159.maddesi gereğince davalılar hakkında Muhafaza Tedbirleri alınmasına karar verilemesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, İİK 177 maddesi uyarınca doğrudan doğruya iflas istemine ilişkindir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 177. maddesinin üst başlığı, evvelce takibe hacet kalmaksızın iflas, başlığı ise alacaklının talebi olup, 177 maddenin 4 bendinde, evvelce takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi olmayan borçlunun iflası istenebileceği belirtilmiştir. 1. bentte, borçlunun malum yerleşim yerinin olmaması, taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla kaçar, alacaklıların haklarını ihlal eden hileli muamelede bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoluyla yapılan takip sırasında mallarını saklarsa, 2. bentte, borçlunun ödemelerini tatil eylemiş bulunursa düzenlemelerine yer verilmiştir. Somut talebin iş bu bentlere dayandığı anlaşılmıştır. Uyuşmazlık; İİK’nın 159.maddesi gereğince davalı borçlu şirket hakkında alınması gereken muhafaza tedbirlerinin ne olması gerektiği ve mahkeme kararının bu anlamda usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığıdır. 2004 sayılı İcra İflas Kanunun 181.maddesinde usul düzenlenmiş, maddede 159, 160, 164, 165 ve 166. maddelerin bu fasıl hükmüne görü vukua gelen iflaslara da tatbik olacağı belirtilmiştir. Aynı yasanın 159.maddesinde ise; muhafaza tedbirleri üst başlığı ile iflas talebi halinde mahkemenin ilk önce alacaklıların menfaati için zaruri gördüğü bütün muhafaza tedbirlerini emredebileceği, borçlunun ödeme emrine itiraz etmemesi halinde alacaklının talebi üzerine mahkemenin mutlaka bu tedbirlere karar vermeye mecbur olduğu, bu emirlerin iflas dairesince yerine getirileceği, ikinci fıkrada ise defter tutmadan gayri muhafaza tedbiri isteyen alacaklıdan ileride haksız çıktığı taktirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacağı zararları karşılamak üzere Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 96.maddesinde yazılı bir teminat alınmasını isteyebileceği, borçlunun ödeme emrine itiraz etmemiş veya alacak bir ilama bağlı ise teminatın aranmayacağı ifade edilmiştir. İş bu davada, mahkeme ara kararı ile davacının muhafaza tedbiri talebi ve ihtiyati haciz talepleri reddedilmiştir. Davacının talebi ise muhafaza tedbirinin uygulanmasına ilişkindir. Her ne kadar yasal düzenlemede mahkeme tarafından alacaklıların menfaati için zaruri gördüğü bütün muhafaza tedbirlerinin alınabileceği belirtilmiş ise de, yasal düzenleme ile mahkemeye takdir hakkı tanınmıştır. Ancak, borçlunun ödeme emrine itiraz etmemişse alacaklının talebi üzerine mahkemenin bu tedbirlere karar vermeye mecbur olduğu ifade edilmiştir. İş bu davada ikinci cümlenin uygulama yeri mevcut olmadığı gibi davacı taleplerinin İİK 159/2. fıkrasındaki yer alan düzenleme kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. İcra ve İflas Kanunun 159. madde üst başlığı muhafaza tedbirleridir. Mahkemelerin verdiği muhafaza tedbirleri ile borçlunun malvarlığının dağılmasına engel olunarak geçici hukuki koruma sağlanır. Hukuk Muhakemeleri Kanununda, tedbiri alan organ bakımından ayrım yapmaksızın muhafaza tedbirlerini geçici hukuki koruma niteliğinde kabul etmiştir. ( m.406/2) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 406. madde üst başlığı “ Diğer geçici hukuki korumalar “dır. Maddede, mahkemece, gerekli hallerde, mal veya haklarla ilgili defter tutulmasına ya da mühürleme yapılmasına karar verilebileceği ve ikinci fıkrasında ise İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici hukuki korumalara ilişkin diğer kanunlarda yer alan özel hükümlerin saklı olduğuna yer verilmiştir. Mahkemenin hükmettiği muhafaza tedbirleri İcra ve İflas Kanunun çeşitli hükümlerinde düzenlenmiştir. Örneğin, iş bu davada olduğu gibi iflas davası açılması ya da İflas talebinde bulunulması ile alınacak muhafaza tedbirleridir (İİK m.159). Yukarıda yapılan açıklama ve dosya kapsamına göre; yaklaşık ispat kuralının yerine getirilmediği gerekçesi ile ilk derece mahkemesince tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun reddine dair karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-f bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.04/11/2021