Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1380 E. 2021/1271 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1380 Esas
KARAR NO: 2021/1271
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 18/02/2021
NUMARASI: 2017/936 Esas, 2021/132 Karar
DAVA: İFLAS (İflasın Açılması)
KARAR TARİHİ: 11/11/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜNÜŞÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, 26.10.2017 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirketin 1987 yılından itibaren deri sektörüne yön vermekte olan öncü firmalardan biri olduğunu, davalı şirketin Danimarka merkezli … Grubunun Türkiye iştirakı olduğunu, 2012 yılında Sermaye Piyasası Kanunu ve ilgili mevzuat hükümlerine göre gerekli tüm izinlerin alınmasıyla faaliyete başlayan yatırım, hizmet ve faaliyetleri ile yan hizmetlerde bulunan bir şirket olduğunu, 23.09.2013 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığı üzere davalının, sermaye piyasası araçlarıyla ilgili emirlerin alınması ve iletilmesi, sermaye piyasası araçlarıyla ilgili emirlerin müşteri adına ve hesabına veya kendi adına ve müşteri hesabına gerçekleştirilmesi, portföy yöneticiliği, yatırım danışmanlığı, sermaye piyasaları ile ilgili danışmanlık hizmeti sunulması, sermaye ve piyasa araçlarına İlişkin işlemlerle ilgili yatırım araştırması ve finansal analiz yapılması ve genel tavsiyede bulunulması gibi işlemlerde bulunduğunu, müvekkili ile davalı şirket arasında “ Türev Araçların Alım Satımına Aracılık Sözleşmesi “, ”Kaldıraçlı Alım Satım Sözleşmesi “, “Menkul Kıymet Alım Satımına Aracılık Çerçeve Sözleşmesi “ ve “ … Hizmet Sözleşmesi “ akdedildiğini, İş bu sözleşmeler ile 24.02.2015 tarihi itibariyle müvekkili şirketin davalı şirket tarafından sunulan yatırım hizmetleri çerçevesinde yurtiçi ve yurtdışında ki çeşitli sermaye piyasalarında alım satım işlemleri gerçekleştirdiğini, davalı şirketin müvekkili şirkete, elektronik işlem platformu aracılığıyla Amerika Birleşik Devletlerinde bulunan New York Borsasında ( …) işlem gerçekleştirilmesi amacıyla yatırım hizmeti sunmaya başladığını, davalı tarafından sunulan hizmetler doğrultusunda davalı şirkete … isimli vadeli işlem sözleşmelerinde 1.000 adet büyüklüğünde uzun pozisyon açtığını, 20.11.2015 tarihinde pozisyon büyüklüğünü 1.029 ‘a çıkarıldığını, 23.11.2015 tarihinde 999 adete düşürdüğünü, 23.11.2015 tarihinde tekrar 1.225 adete çıkardığını, tüm bu işlemlerin davalının müvekkili şirkete sunduğu yatırım hizmetleri kapsamında ve davalı yana ait elektronik işlem platformu aracılığı ile gerçekleştirildiğini, bahsi geçen işlemler üzerine, New York Ticaret Borsasının, Piyasa Düzenleme Biriminin müvekkili şirket ile iletişime geçerek … kodlu vadeli işlem sözleşmeleri için borsanın belirlediği azami 1.000 adet büyüklüğündeki pozisyon limitinin açıldığının bildirildiğini ve söz konusu ihlal ile ilgili açıklama talep edildiğini, New York Ticaret Borsasının, Borsa tarafından bildirilen azami limitlerin üzerinde gerçekleştirilen işlemler nedeniyle müvekkili şirketi 50.000,00 Amerikan Doları cezayı ve pozisyon limitlerinin üzerinde gerçekleştirilen işlemler nedeniyle elde edilebilecek olan 79.140,00 Amerikan Doları menfaati borsaya ödemeye mahkum ettiğini ve müvekkili şirket tarafından Borsa nezdinde 3 yıl boyunca işlem gerçekleştirmemesine karar verdiğini, müvekkili şirketin zararlarının, akdedilen sözleşmeler ve ilgili sermaye piyasası mevzuatı çerçevesinde davalı şirketin yükümlülüklerini ihlali neticesinde ortaya çıktığını, müvekkili şirketin işlemlerin ihtiva ettiği riskler konusunda bilgilendirilmediğini, kendisine ait elektronik işlem mevzuata aykırı bu işlemin yapılmasına imkan verdiğini, mevcut veya olası pozisyon limit aşımları hakkında uyarmadığını, sözleşmeler ve ilgili sermaye piyasası mevzuatı çerçevesinde yükümlülüklerini ihlal ettiğini iddia ederek, müvekkili şirketin, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında İflas yolu ile başlatılan 144.140,00 ABD Doları ve 3.870,05 TL borcundan dolayı itirazının kaldırılarak borçlarını mahkeme veznesine depo ettirilmesini, depo edilmemesi veya borcun ödenmemesi halinde şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkili şirketin, Danimarka Menşeili çoklu varlık, trading ve yatırım uzmanı olarak AB mevzuatına uygun çalışan, merkezi Kopenhag’da olmakla birlikte Londra, Singapur,Paris, Zürih,Dubai ve Tokyo başta olmak üzere birçok ülkede faaliyet gösteren …‘nin Türkiye’de ki iştirakı olarak 2012 yılında Sermaye Piyasası Kurulundan gerekli izinleri alarak faaliyete başladığını, müvekkili şirketin akdettiği sözleşmeler aracılığıyla davacı şirket gibi birçok şirket ve şahsa Türkiye dahil dünyanın çeşitli borsalarında aracılık hizmeti sunduğunu, davacı şirketin bizzat kendi insiyatifi ve işlemleri ile 19 Kasım 2015 tarihinde müvekkili şirketin işlem platformu olan “…” aracılığı ile … İşletmesinde yer alan … (…) nezdinde … olarak adlandırılan “…” kontratlarında alım satım işlemleri gerçekleştirdiğini, davacı şirketin, müvekkili şirket platform aracılığıyla alım satım gerçekleştirdiği … borsası kurallarına göre doğalgaz kontratları için son işlem gününden önceki 3. İş gününün kapanışında müşterinin 1000 adetten daha fazla pozisyon taşımaması gerektiğini, davacı şirketin işlem tarihi olan 19 Kasım 2015’te müvekkili şirkete bir bilgi başvurusu yapmaksızın alım emri vererek ilgili doğalgaz kontratlarından 25 Kasım 2015 vadeli olarak alım yaptığını ve günü 550 adet pozisyon taşıyarak kapattığını, 25 Kasım 2015 tarihinden 3 İş günü öncesi olan 20 Kasım 2015 tarihinde ise alım işlemlerine devam ederek pozisyonlarının sayısını 1029’a çıkardığını ve gün kapanışında satım işlemi gerçekleştirmeyerek limit aşımı kuralını ihlal ettiğini, bu olaylar üzerine 23 Kasım 2015 tarihinde … avukatları tarafından davacı şirketin … borsasının kurallarını ihlal ettiği bilgisinin müvekkili şirkete iletildiğini, davacı şirketten pozisyon aşımının nedenlerini açıklayan bir cevap temin edilmesi ve kendilerine iletilmesinin talep edildiğini, müvekkili şirketin bu kapsamda davacı şirket ile görüşmeler yaparak kısa bir açıklama yazısının temin edilerek … Gruba gönderildiğini, … avukatları tarafından davacı şirkete birçok defa kural ihlallerini ve neticelerini görüşmek amacıyla elektronik postalar gönderildiğini ancak davacı şirketin bunlara gerektiği şekilde cevap vermediğini, bu çerçevede … borsasının yönetim komitesi ve yönetim kurulunun yaptığı tahkikat neticesinde davacı şirketin herhangi bir savunma veya açıklama yapmamasını da gözönünde bulundurarak davacı şirketin kural ihlalleri nedeniyle cezaya çarptırıldığını, davacı şirketin gönderdiği ihtarnameye cevap verildiğini, müvekkili şirketin davacı şirketin talimatlarına uygun davranmakla yükümlü olduğunu, bir aracı kurum olarak bu çerçevede bütün görev ve sorumluluklarını yerine gerdiğini, sermaye piyasası kuralları çerçevesinde yapılması gereken risk bildirimin davacıya süresinde ve usulüne uygun şekilde yerine getirildiğini, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından 17 Aralık 2013 tarihinde yayınlanmış olan |||-39 1 numaralı Yatırım Kuruluşlarının Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Tebliğ çerçevesinde yatırım kuruluşlarının müşterilerine risk bildirini formu iletmek ile yükümlü olduğunu, müvekkili şirketin bu yükümlülüğünü yerine getirdiğini, müvekkili şirketin müşterilerinden herhangi bir kontrat alım emri aldıktan sonra kısa bir süre içerisinde ilgili emri yerine getirmekle mükellef olduğunu, müşterilerine herhangi bir borsanın herhangi bir emtia kontratına İlişkin kurallarını, müşterinin karlı bir işlem gerçekleştirebilmesi için gereken kısa süre içinde tespit edip bildirmesinin beklenemeyeceğini , bu kapsamda her borsanın ve her borsaya kayıtlı emtia kontratlarının birbirinden farklı binlerce satırlık uzun ve kapsamlı kuralları olduğunu, … tarafından kesilen cezanın davacının sahip olduğu uzun pozisyonları zamanında satmaması nedeniyle kesildiğini, müvekkili şirketin davacı şirketten satım emri almaksızın onun yerine satış işlemi gerçekleştirmesinin mümkün olmadığını, satış işleminin sadece davacı şirketin müvekkili şirkete vereceği emirler doğrultusunda yapılabilecek işlemler olduğunu, herhangi bir emir almadan satış emri vermesi veya herhangi bir işlem gerçekleştirmesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirketin pozisyon limit aşımı raporu düzenleme yükümlülüğünün müşterilerin sadece yurtiçi piyasalarda gerçekleştirmiş olduğu işlemlere ilişkin düzenlendiğini, davacı şirketin, müvekkili şirket ile akdetmiş olduğu sözleşme içeriğinde yurtdışı borsalarda gerçekleştireceği işlemlerde ilgili kuruluşların mevzuat ve kurallarından sorunlu olmayı kabul ettiğini, ayrıca yatırım kuruluşlarının sorumluluğunun vekalet çerçevesinde değerlendirildiğini, 6098 sayılı TBK’nın 504. maddesi uyarınca vekaletin kapsamının sözleşme ile belirleneceğini, davacının elektronik işlem platformunu kullanarak gerçekleştirdiği işlemlerden kendisinin sorumlu olacağını platforma İlişkin sözleşme ile kabul ettiğini, davacının zararın doğmasına engel olabilecek veya azaltabilecekken ağır ihmal içerisinde davranarak zararın doğmasına ve her halükarda artmasına neden olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, muhafaza tedbirlerinin uygulanmasına yer olmadığına dair verilen ara kararı davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
DAİREMİZİN 2018/2109 ESAS, 2018/1907 KARAR VE 15.11.2018 TARİHLİ KARARI İLE; Dava konusu bedelin davanın kaybedilmesi halinde davacıya ödenmek üzere …bank’a tevdi edildiğinin anlaşılmasına göre İİK 159. maddesi gereğince istenen muhafaza tedbirinin uygulanmasına yer olmadığına dair kararın yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, Yatırım Hizmet ve Faaliyetleri ile Yan Hizmetlere İlişkin Belge ve Kayıt Düzeni Hakkında |||-45. 1 tebliğinin 19. maddesine göre en geç her işlemin yapıldığı günü izleyen İş günü sonu itibariyle “ Pozisyon Limit Aşımı Raporu” düzenlenip yatırımcıya gönderilmesi gerektiği, davacının 19.11.2015 tarihinde 550 adet, 20.11.2015 tarihinde 479 adet satın alım işlemi gerçekleştirdiği, davalının satın almalarının yapıldığı 19/11/2015 ve 20/11/2015 tarihlerinde Yatırım Hizmet ve Faaliyetleri ile Yan Hizmetlere İlişkin Belge ve Kayıt Düzeni Hakkında tebliğin 19. maddesine göre, davalının satın almaların yapıldığı 19/11/2015 ve 20/11/2015 tarihlerinde göndermesi gereken açık pozisyon veya pozisyon limit aşım raporlarını davacıya göndermediği, neticede pozisyon limitlerini göz önünde bulundurulmaksızın, 23.11.2015 tarihinde gerçekleştirdiği satın alma neticesinde … kurallarına göre taşımaması gereken miktarda pozisyon taşıdığı, bu nedenle New York Ticaret Borsası ( …) İş yönetim komitesi heyetince cezaya muhatap kılındığının anlaşıldığı, Sermaye Piyasası Kurulu Aracılık Faaliyetleri Daire Başkanlığının 22/05./2018 tarihli yazısından, günlük pozisyon limit aşım raporunun düzenlenmemesi sebebiyle davalı şirkete idari para cezasının kesildiği, söz konusu cezanın SPK’nın 17.05.2018 tarih ve 2018/22 sayılı bülteninin “ Suç duyurusu, idari para cezası ile diğer yaptırım ve tedbirler” başlıklı kısmında İlan edildiği, yapılan idari para cezasının uygulanmasına karar verildiğinin anlaşıldığı, tebliğin 19. maddesinin gereklerinin yerine getirilmemesi sebebiyle davalının kusurlu olduğu, ancak basiretli tacir gibi davranması gereken davacı şirketin gerekli araştırmalar yapmaksızın satın almalar gerçekleştirmesi sebebiyle %20 müterafik kusurlu olduğu, bu kapsamda davalı şirkete isabet eden müterafik kusurun %80 olacağının takdir edildiği, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında, davacı şirket tarafından istenen 15.000,00 USD avukatlık ücretinin ödendiğine dair belge yada fatura sunulmadığı, davalıdan istenemeyeceği, davacı tarafın kusurlu olarak gerçekleştirdiği eylemi ile pozisyon limitini aştığı ve 79.140,00 USD tutarındaki karı elde ettiği, bu karın borsa kurallarına aykırı eylem sonucu elde edildiği, davacının haksız olarak elde ettiği karın telafisini davalıdan istemesinin de hak ve nesafet kurallarına uygun olmayacağı, davacının ödediği idari para cezasının doğmasında davalı şirketin pozisyon limit aşımı raporlarını davacıya göndermeyerek kusurlu olduğunun sabit olduğu, ödenen 50.000USD’den davalının %80 kusuruna isabet eden 40.000 USD’nin davalıdan tahsiline karar vermek gerektiği, mahkemenin 30/01/2020 tarihli ara kararı ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında 40.000 USD asıl alacak ve 3.096,40 TL asıl alacak üzerinden İtirazın iptaline karar verildiğini, tespit edilen alacak üzerinden kapak hesabı yaptırıldığını, 24.12.2020 tarihli ara karar ile İİK ‘nın 158. maddesi gereğince 40.000 USD asıl alacak, 3.096,40 TL asıl alacak, 3.096,40 TL işlemiş faiz, 188.530,14 TL İcra gideri toplamı 194.722,94 TL alacağın depo edilmesi kararının davalı tarafça mahkeme veznesine depo edildiği gerekçesiyle, davacının İflas talebinin reddine, depo edilen alacağın karar kesinleştiğinde davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ; Karar yasal süre içerisinde davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak, müvekkili şirkete müterafik kusur atfedilmesinin mümkün olmayacağını, davalı şirketin yatırımcılara karşı iki esaslı yükümlülüğü bulunduğunu, genel risk bildirimine ek olarak sermaye piyasası araçlarının risklerini müşteriye açıklamak ve açıklamaların müşteri tarafından okunup anlaşıldığına dair yazılı bir beyan almak, müşteri ve yatırım kuruluşu bazında, taşınan açık pozisyonları izlemek amacıyla pozisyon limit aşımı raporunu açık pozisyonun taşındığı hergün sonu itibariyle düzenlemek olduğunu, davalı şirketin iki ana yükümlülüğünü yerine getirmediğini, kaldı ki davalı şirketin pozisyon limitlerinin üzerinde işlemleri engellemek üzere gerekli sistemleri önlemleri almadığını ve bu nedenle işinin gerektirmediği mesleki dikkat ve özeni de göstermediğini, SPK’nın 22.05.2018 sayılı yazısı ile davalı şirketin mevzuattan doğan yükümlülerine aykırı davrandığını tespit ettiğini, davalı şirketin SPK tarafından iki farklı ihlalden dolayı idari para cezasına çarptırıldığını, hangi gerekçeyle müvekkili şirkete kusur atfedildiğinin anlaşılamadığını, müvekkili şirketin basiretli bir tacir olarak davalı şirketin dünya çapında yarattığı güven nedeni ile davalı şirket ile çalışmayı tercih ettiğini, basiretli tacir gibi davranmasının aracı kurum hakkında gerekli araştırmayı yapmasından ibaret olduğunu, davalı şirketin günlük pozisyon limit aşım raporunun düzenlenmemesi nedeniyle davalı şirketin sorumluluğunun menfaat iadesinin tamamı üzerinde olduğunu, kök ve ek raporun çelişkili olduğunu, çelişki giderilmeden raporun hükme esas alınmasının kabul edilemeyeceğini, 04.04.2019 tarihli kararda çelişki nedeniyle yeni bir heyetten rapor alınmasının kabul edildiğini, çelişki giderilmeden yetersiz bilirkişi raporuna göre karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, istinaf dilekçesine beyan ve katılma yolu ile istinaf dilekçesinde, davacı şirketin ihlalinin tamamen kendi sorumluluğunda olduğunu, müvekkili şirketin üzerine düşen bütün yükümlülerini yerine getirdiğini, davacı şirketin basiretli tacir sıfatına haiz olduğunu ve bu sıfata aykırı hareket ettiğini, maktu vekalet ücreti değil, nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini iddia ederek, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine ve kararın vekalet ücreti yönünden kaldırılarak nisbi vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, İİK 154. maddesinde düzenlenen İflas yolu ile takibe karşı yapılan İtirazın kaldırılması ile borçlu şirketin iflasının İstemine ilişkindir. Taraflar arasında, “Kaldıraçlı Alım Satım İşlemleri Sözleşmesi “, Türev Araçların Alım Satımına Aracılık Sözleşmesi “, “Menkul Kıymet Alım Satımına Aracılık Çerçeve Sözleşmesi “ ve “Saxo Trader Hizmet Sözleşmesi “ imzalanmış olduğu, davacı şirkete davalı şirketin yatırım hizmeti sunduğu, davacı şirket hakkında pozisyon ihlali nedeniyle idari para cezası verildiği konularında bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davacı yatırımcı şirketin pozisyon limit ihlalinde davalı hizmet veren şirketin tamamen kusurlu olup olmadığı, edimlerini tam olarak yerine getirip getirmediği, bilirkişi kök ve ek raporları arasında çelişki olup olmadığı, raporun yeterli olup olmadığı, İş bu davada nisbi tarife kapsamında vekalet ücreti takdirinin gerekip gerekmediği ve kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, taraflar arasında, 23.02.2015 tarihli “… Anonim Şirketi Menkul Kıymet Alım Satıma Aracılık Çerçeve Sözleşmesi “ imzalandığı, sözleşmede davacı şirketin “ müşteri “ olarak yer aldığı, sözleşmenin 1. maddesinde, sermaye piyasası mevzuatı gereğince müşterinin risk ve getiri tercihleri, yatırım amaçları ve mali durumu hakkında yeterli bilgiye sahip olunması bakımından standart formu Müşteri Tanıma Formunu dolduracağı, müşterinin zaman içinde bu formda yer alan bilgilerde değişiklik olduğu takdirde bunları yazılı olarak aracı kuruma ileterek güncellemek zorunda olduğu, aksi takdirde aracı kurumun yaptığı işlemlerde söz konusu formu esas alacağını kabul ettiği, müşterinin bilgi vermekten kaçınması halinde sorumluluğunun kendisine ait olduğunu kabul edeceği, sözleşmenin konusu “2”. maddede, aracı kurumun müşteri adına ve/ veya hesabına Borsa veya Sermaye Piyasası araçlarının işlem gördüğü Borsa dışı piyasalarda ve/ veya aracı kurumun kendi portföyünden her türlü sermaye piyasası aracını alıp satmasına, sermaye piyasası araçlarında aracı kurum tarafından yetkili takas ve saklama araçlarından kaynaklanan yönetimsel ve mali hakların kullanılmasına İlişkin tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlenip düzenlendiği bir çerçeve anlaşması olduğu 19. maddede, “ Yurt Dışı Borsa ve Piyasalarda Yapılan İşlemler “ düzenlendiği, maddede, müşterinin talimatı ile aracı kurumun yurt dışındaki Menkul Kıymet borsalarında ve Borsa dışı teşkilanmış yurtdışı piyasalarda da müşteri adına müşteri hesabına veya kendi adına müşteri hesabına doğrudan ya da yurtiçinde ve yurtdışında yerleşik bir banka veya aracı kuruluş aracılığıyla işlem yapılabileceği, aracı kurumun, alım satım emirlerini yurt dışında ilgili ülke mevzuatına göre faaliyet göstermeye yetkili aracı kuruluş vasıtasıyla gerçekleştirmeye ve yurtdışındaki aracı kurumun seçiminde tam yetkili olduğunun belirtildiği, sözleşmenin süresiz olduğunun 23. maddede belirtildiği, 23.02.2015 tarihinde “ Kaldıraçlı Alım Satım İşlemleri Sözleşmesi “ imzalandığı, sözleşmenin konusunun 2. maddede, müşterinin talebi ve aracı kurumun bu talebi kabul etmesi üzerine Sermaye Piyasası Mevzuatı ve ilgili Sair mevzuat hükümleri çerçevesinde, döviz, mal, kıymetli maden ve sermaye piyasası kurulunca belirlenecek diğer varlıkların aracı kurum tarafından piyasa yapıcı Sıfatıyla müşteriye sunulan işlem kanalları vasıtasıyla kaldıraçlı alım- satımın yapılması olduğu, 12. maddede tarafların birbirine bilgi verme esaslarının düzenlendiği, sözleşmenin Ek1 de “Kaldıraçlı Alım Satım İşlemlerine İlişkin Risk Bildirim Formu” nun ekli olduğu, içeriğinde, Kaldıraçlı alım satım işlemlerinde kar elde edilebileceği gibi zarar riskininde olduğu, bu nedenle işlem yapmaya karar vermeden önce, karşılaşılabilecek risklerin anlaşılması gerektiği, bu amaçla Sermaye Piyasası Kurulunun No 125 “ Kaldıraçlı Alım Satım İşlemlerine İlişkin Risk Bildirim Form” da yer alan aşağıdaki hususların anlaşılması gerektiğinin belirtildiği, 23.02.2015 tarihinde yine taraflar arasında “ Türev Araçların Alım Satımına Aracılık Sözleşmesi “ imzalandığı, Ek-1/B’de “Yurtdışı Türev Araçları Risk Bildirim Formu “ nun yer aldığı, 23.02.2015 tarihli “…“ imzalandığı, 19.Aralık 2016 tarihinde dava dışı … tarafından, dava dışı …, Inc.Borsası Nezdindeki Ticaret Yürütme Komitesine, davacı şirkete İlişkin davaya dair, … karar ile 9 Ağustos 2016 tarihinde, … heyetinin Muhtemel Sebep Komitesi Piyasa Departman araştırma raporunun incelendiği belirtilerek, üye olmayan konumundaki … Ltd.Ştinin … kurallarının ihlal etmiş olduğunun tespit edildiği, makul bir temelde olmak üzere ücretlendirilmesi ve ceza kesilmesi gerektiğinin tespit edildiği, bu ücretlendirme cezasının Marmara Şirketinin 23 Kasım 2015 tarihinde yapmış olduğu eylemleri nedeniyle kaynaklandığı, özellikle de 23 Kasım 2015 tarihinde … Şirketinin gün içindeki pozisyonunun Aralık 2015 Doğal Gaz Futures / vadeli işlemler sözleşmeleri kapsamında 1.225 olarak sürdürüldüğü, … Şirketinin pozisyonunun 225 sözleşmeler iken … Sözleşmesi bakımından standart sona erme ayı pozisyon limitinin üzerinde kaldığı ve bu durumun 20 Kasım 2015 tarihinde kapanış itibariyle yürürlükte ve geçerli olan bir durum olduğu, … Şirketinin daha sonrasında fazlalık pozisyonunu tasfiye ettiği ve bunun da 79,140 $ kar elde edilmesi ile sonuçlandığı, PCC komitesinin … Şirketine karşı Borsa Kuralı 562 tahtında tek seferlik bir ücret uygulandığı belirtilerek, … Şirketinin Borsaya 50,000 USD tutarında bir para cezası ödemesine, şirket tarafından elde edilmiş olan 79,140 $ tutarındaki kar gelirlerinin iade edilmesine, üç yıllık bir süre için uzaklaştırma cezası verilmesine ve üyeliğinin askıya alınmasına dair karar verildiği, davacı şirket tarafından, davalı şirkete Beyoğlu … Noterliğinin … yevmiye, 09.01.2017 tarihli ihtarnamesinin düzenlendiği, ihtarnamede özetle söz konusu sözleşmelerden kaynaklanan yükümlülerin yerine getirilmesinin talep edildiği, tebliğin 19. maddesi gereğince, muhatabın, müşterinin hesabında yer alan türev sözleşmelerin işlem gördüğü ilgili borsalarca tespit edilmiş limitler referans alarak müşterilerin sahip olduğu açık pozisyonları değerlendirerek ilgili borsaların pozisyon limitlerinin aşılıp aşılmadığının tespit etmek ve müşterilerinin açık pozisyon taşıdıkları her gün itibarıyla müşteri bazında pozisyon limit aşımı raporu düzenlemekle yükümlü olduğunu, muhatabın, akdedilen sözleşmeler ve sermaye piyasası mevzuatı çerçevesinde yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi, New York Ticaret Borsası tarafından yürütülen soruşturma sırasında da müvekkiline destek vermekten imtina ettiğini, işbirliği taleplerini yanıtsız bıraktığını, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek müvekkilinin zararının karşılanmasının talep edildiği, davalı şirketin Beyoğlu … Noterliğinin … yevmiye 18.01.2017 tarihli cevabı ihtarnamesi ile aralarında akdedilen Türev Araçların Alım Satımına Aracılık Sözleşmesinin 47. maddesinde yurtdışı piyasalarda işlem emri verilirken, bu emrin ilgili Borsa kurallarına uygun olması gerektiği ve bu hususu müşterinin kabul ettiğinin hükme bağlandığı, şirket tarafından çerçeve anlaşması aktedilirken mevzuatın öngördüğü ve ihtarnamede atıf yapılan risk bildirimlerin tümümün mevzuata ve usule uygun biçimde yapıldığı, 45 tebliğinin 19. maddesi gereğince pozisyon limit aşımı raporunun teminatların takibi ile ilgili olduğu yine aynı tebliğinin 3.c maddesindeki tanım gereğince SPK ‘da düzenlenen borsalarda yapılan İşlemleri kapsadığı, şirketin mevzuatın ve sözleşmenin öngördüğü tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, … ‘in ceza bildirim yazısında da sorumluluğun müşteri sıfatıyla şirketinize ait olduğunun açıkça vurgulandığını, diğer yandan …‘in inceleme sürecinde şirket yetkililerinin talebi ile her konuda yardımcı olunduğunu belirtilerek tazminat talebinin hukuki dayanağının bulunmadığının belirtildiği, davacı şirketin davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 04.07.2017 tarihinde, toplam 144.140,00 USD (508.808,77 TL)’nin tahsili amacı ile İflas yolu ile takip başlattığı, takip alacağı olarak, 79.140 USD ve 50.000 USD New York…kararına istinaden zarar tazmini, 15.000 USD Avukatlık ücreti, 3.046,93 TL noter masrafı, 823.57 TL karar çeviri masrafı olarak gösterildiği, davalı borçlu Şirketinin yasal süre içerisinde borca ve takibe itiraz ettiği, borçlu şirkete ödeme emrinin 10.07.2017 tarihinde tebliğ edildiği ve İş bu davanın yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır. Başbakanlık Sermaye Piyasası Kurulu Aracılık Faaliyetleri Dairesi Başkanlığının 22.05.2018 tarihli davacı şirketin davalı şirket hakkındaki şikayeti üzerine aracı kurumun 39 sayılı “ Yatırım Kuruluşlarının Kuruluş Faaliyet Esasları Hakkında Tebliğinin “ 59. maddesi uyarınca faaliyetlerinin sürekli durdurularak izinlerin iptali talebi ile başvuruda bulunulduğu, anılan aykırılık nedeniyle idari para cezası olan 24.672 TL tesis edildiği, 13.07.2018 tarihli kararında ise davalı şirkete hitaben, dosya konusu davanın davalı şirket hakkında açıldığı belirtilerek başvurunun sonuçlanmasına kadar …bank nezdinde blokaj işlemlerinin yapılması ve tamamlanması hususunun kurula bildirilmesinin istendiği dosya içerisindeki yazı örneklerinden anlaşılmıştır. 06.02.2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda sonuç olarak, sermaye piyasasında aracılığın, sermaye piyasası araçlarının yetkili kuruluşlar tarafından kendi nam ve hesabına, başkası nam ve hesabına, kendi namına başkası hesabına ticari amaçla alım satım olduğu, aracı kurumlar vasıtasıyla sunulan hizmetler ile bu kurumların faaliyetlerinin 6362 Sayılı Sermaye Piyasası Kanunun madde 37 vd hükümlerinde düzenlendiği, kanuni düzenlemelerin yanı sıra SPK nın hazırlamış olduğu tebliğlerle, aracı kuruluşların faaliyet alanına İlişkin ikincil mevzuatı düzenlendiği, bu düzenlemelerden olan Yatırım Kuruluşlarının Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında 3-39.1 sayılı Tebliğin “ Faaliyetler Sürecince Uyulması Gereken Genel İlke ve Esaslar “ başlıklı 25. maddesinde, aracı kuruluşların faaliyetleri sürecince uyması gerekli ilke ve esasların belirlendiği, öte yandan,Yatırım Hizmet ve Faaliyetleri ile Yan Hizmetlere İlişkin Belge ve Kayıt Düzeni Hakkında Tebliğ 3-45. 1 ve diğer SPK tebliğleri ile de aracı kuruluşlar için düzenleyici hükümlerin SPK tarafından ikincil mevzuat olarak düzenlendiği, aracı kuruluşların anılan tebliğler çerçevesinde alım satım emirlerini yerine getirirken tebliğdeki kıstaslara uymakla yükümlü oldukları, ancak aracı kuruluşların tebliğler çerçevesinde alım satım emirlerini gerek elektronik ortamdan gerekse de tebliğin belirlediği esaslar doğrultusunda ki iletişim araçlarıyla yerine getirirken müşterinin karını zararını gözetme katlanma yükümlülüğü olmadığı, eş deyişle ilgili emtiayı talep eden kişinin alım emrini aracı kuruluşa ilettiği takdirde ilgili emtianın piyasadaki fiyat dalgalanmalarına bağlı olarak uğradığı zarardan aracı kuruluşların sorumlu tutulabilmesinin mümkün olmadığı, her ne kadar borsadan ilgili emtiayı müşteri için satın alan aracı kuruluş ise de kar ve zarardan sorumlu olanın işlem sahibi olduğu, işlem sahiplerinin doğrudan borsada işlem yapmadığını, zira borsanın nitelikli bir pazarı ifade ettiğinden ve bu nitelikli pazarın işlem sahiplerine karmaşık gelmesi ve borsanın kendine has kuralları olması nedeniyle bu pazardaki alım satımların aracı kuruluşlar vasıtasıyla gerçekleştiğini, bu doğrultuda Borsa kurallarına hakim olan aracı kuruluşların müşterilerini teknik olarak anılan tebliğler uyarınca bilgilendirip, risklerini analiz ettiğini ve hatta Danışmanlık sağladığını, davacının davalının platformu aracılığıyla gerçekleştirdiği işlemlerin, 19/11/2015 tarihinde 550, 20/11/2015 tarihinde 479, 23/11/2015 tarihinde (-)30, 23/11/2015 tarihinde 226 olmak üzere toplam 1225 alış olduğu, ilgili Borsa kurallarına göre doğalgaz kontratları için son işlem gününden önceki 3. İş gününün kapanışında müşterinin 1000 adetten fazla pozisyon taşımaması gerektiği kuralının ihlal edildiği gerekçesiyle davacının cezaya muhatap olduğu, Sermaye Piyasası Kurulunun yayınladığı Yatırım Hizmetleri ve Faaliyetleri ile Yan Hizmetlere İlişkin Esaslar Hakkında 3-37.1 sayılı Tebliğin “ İşlem aracılığı faaliyetinin yurt dışı piyasalarda yürütülmesine ilişkin ilke ve esaslar” başlıklı 20. maddesinde, yurt dışı piyasalarda işlem aracılığı faaliyetinin yurt dışında herhangi bir borsaya veya teşkilatlanmış diğer pazar yerlerine üye olmak suretiyle veya ilgili ülkenin yetkili otoritesinden faaliyet izni almış yurt dışındaki yerleşik bir kuruluş vasıtasıyla yürütülebileceği, müşteriyle yurt dışı işlemlerle ilgili olarak çerçeve sözleşme imzalamış ve kurulun yatırım Kuruluşlarının kuruluş ve faaliyet esasları ile ilgili düzenlemeleri uyarınca gerekli risk bildirimini yapmış olması, yurt dışı piyasalarda yapacakları İşlemleri müşteri bazında izlemesi, bunu teminen gerekli yeterli belge, kayıt, iletişim, muhasebe ve iç kontrol sistemini oluşturması hükümlerini ihtiva ettiği, öte yandan Yatırım Hizmet ve Faaliyetleri ile Yan Hizmetlere İlişkin Belge ve Kayıt Düzeni Hakkında 3-45.1 sayılı Tebliğin “ Türev araç işlemlerinde müşterilere yapılacak bildirimler” başlıklı 19. maddesinde, 3-37.1 sayılı Tebliğ kapsamında işlem aracılığına ya da portföy aracılığına yetkili olan yatırım kuruluşları tezgahüstünde gerçekleştirenler dahil olmak üzere türev araçlara İlişkin işlemlerle ilgili olarak müşterilerine günlük bildirimlerde bulunmak ve aylık hesap göndermek zorunda olduğu, Yatırım Kuruluşlarının müşteri ve yatırım kuruluşu bazında taşınan açık pozisyonları izlemek amacıyla örneği EK/7’de yer alan Pozisyon Limit Aşımı Raporunu açık pozisyonun taşındığı her gün sonu itibariyle düzenleyecekleri, pozisyon limit aşımı raporunun Borsa mevzuatında tanımlanan global hesap müşterileri hariç her bir müşteri hesabı için ayrı ayrı hazırlanacağı, bu formda, hesaplarda yer alan türev sözleşmelerin işlem gördüğü ilgili borsalarca tespit edilmiş limitler referans alınarak yatırım kuruluşunun ve müşterilerinin sahip olduğu açık pozisyonların değerlendirileceği, bu değerlendirmede, türev araç türleri ve sözleşmeler itibarıyla hesap sahibinin uzun ve kısa pozisyon aldığı sözleşme adedi ile bunların toplam piyasa değerlerinin ilgili borsaların pozisyon limitlerini aşıp aşmadığı hakkında bilgilere yer verileceği, yatırım kuruluşu tarafından en geç her işlemin yapıldığı günü izleyen İş günü içerisinde bir önceki gün içinde alınan tüm pozisyonlara ilişkin bilgileri içerecek şekilde müşterilere 15’ci madde uyarınca işlem sonuç formu göndereceğinin düzenlendiği, 45. 1 sayılı Tebliğin 19. maddesine göre en geç her işlemin yapıldığı günü izleyen iş günü sonu itibariyle “ Pozisyon Limit Aşımı Raporu “ düzenlenip yatırımcıya gönderilmesi gerektiği, dosya kapsamından, davacının 19/11/2015 tarihinde 550 adet, 20/11/2015 tarihinde 479 adet satın alma gerçekleştirdiği, davalının satın almaların yapıldığı 19/11/2015 ve 20/11/2015 tarihlerinde Tebliğin 19. maddesine göre göndermesi gereken açık pozisyon veya pozisyon limit aşımı raporlarını davacıya göndermediği ve neticesinde davacının pozisyon limitlerini göz önünde bulundurmaksızın, 23/11/2015 tarihinde gerçekleştirdiği satın alma neticesinde … kurallarına göre taşımaması gereken miktarda pozisyon taşıdığının anlaşıldığı, Yatırım Hizmet ve Faaliyetleri ile Yan Hizmetlere İlişkin Belge ve Kayıt Düzeni Hakkında |||-45. 1 sayılı Tebliğin 19. maddesinin gereklerini yerine getirilmemesi sebebiyle davalının kusurlu olduğu, fakat basiretli bir tacir gibi davranması gereken davacı şirketin gerekli araştırmaları yapmaksızın satın almalar gerçekleştirmesi sebebiyle müterafik kusurlu olduğu, bu kapsamda kusurun %20 ile %30 arasında bir oranda davacıya yükletilebileceği kanaatinde olduklarını, sonuç olarak,davacının 19/11/2015 tarihinde 550 adet, 20/11/2015 tarihinde 479 adet satın alma gerçekleştirdiği, davalının satın almaların yapıldığı 19/11/2015 ve 20/11/2015 tarihlerinde Yatırım Hizmet ve Faaliyetleri ile Yan Hizmetlere İlişkin Belge ve Kayıt Düzeni Hakkında 3-45.1 sayılı Tebliğin 19. maddesine göre göndermesi gereken açık pozisyon veya pozisyon limit aşımı raporlarını davacıya göndermediği ve neticede davacının pozisyon limitlerini göz önünde bulundurmaksızın, 23/11/2015 tarihinde gerçekleştirdiği satın alma neticesinde … kurallarına göre taşımaması gereken miktarda pozisyon taşıdığı, davacının … kurallarına göre taşımaması gereken miktarda pozisyon taşıması sebebiyle New York Ticaret Borsası ( …) İş yönetim komitesi heyetince cezaya muhatap kılındığı, Yatırım Hizmet ve Faaliyetleri ile Yan Hizmetlere İlişkin Belge ve Kayıt Düzeni Hakkında 3-45.1 sayılı Tebliğinin 19. maddesinin gereklerinin yerine getirilmemesi sebebiyle davalının kusurlu olduğu, fakat basiretli tacir gibi davranması gereken davacı şirketin gerekli araştırmaları yapmaksızın satın almalar gerçekleştirmesi sebebiyle davacının da müterafik kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, bu kapsamda kusurun %20 ile %30 arasında bir oranda davacıya yüklenebileceği, TBK 52. madde uyarınca kusur oranının belirlenmesinde takdirin mahkemeye ait olduğu, davacının Avukatlık Ücreti olarak 15.000,00 USD tutarındaki talebi ile ilgili olarak dosya kapsamında bir belgeye rastlanmadığı, dosyadaki belgelere göre davacınının toplam zararının 129.140$( Dolar) ve 3.870.50 TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir. Davacı vekili rapora itiraz ederek, davalının %100 kusurlu olduğunun kabulü suretiyle karar verilmesini veya aksi takdirde ek rapor alınmasını talep etmiştir. Davalı vekili bilirkişi raporuna itiraz ederek, bilirkişilerin davacı tarafın … Borsasına iade ettiği kar tutarının tamamını zarar olarak hesapladığını, kusuru kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının gerçek zararının ilgili işlemin Borsa kurallarına göre yapılmış olsa idi davacının elde edeceği kar olarak hesaplanması gerektiğini, davacı şirketin hukuka aykırı elde etmiş olduğu kardan yoksun kalmasının zarar olarak kabul edilemeyeceğini, müvekkili şirketin davacının talimatlarına uygun davrandığını olayda bir kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin sermaye piyasası kuralları çerçevesinde yapılması gereken bildirimlerini zamanında yaptığını davacının açık direktifleri uyarınca onun talimatı olmaksızın hiçbir satış işlemini gerçekleştirmediğini ve talimatlara harfiyen uyduğunu, müvekkili şirketin ihlalden haberdar olduktan hemen sonra davacıyı uyardığını ve ikinci bir ihlal yapmasını da engellediğini, müvekkilinin müşterilerinden herhangi bir kontrat alım emri aldıktan sonra kısa süre içerisinde ilgili emri yerine getirmekle mükellef olduğunu, müşterilerine herhangi bir borsanın herhangi bir emtia kontratına ilişkin kurallarını, müşterinin karlı bir işlem gerçekleştirilmesi için gereken kısa süre içerisinde tespit edip bildirmesinin beklenemeyeceğini aksi yöndeki iddianın ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dava konusu cezanın kesilmesinin pozisyon limitlerinin aşılması olmayıp, davacının zamanında satış yapmayarak Borsanın belirlediği günde 1000 adetten fazla pozisyona sahip olması olduğunu, müvekkilinin TBK 505. maddesi gereğince vekili olduğu davacının açık talimatlarına uymakla yükümlü olduğunu, raporda sözleşmelere dair değerlendirme yapılmadığını belirterek ek rapor alınmasını talep etmiştir. 25.10.2019 tarihli ek bilirkişi raporunda, davalının elde edilen karın iadesinden kaynaklı olarak hesaplanan 79.140,00 USD’lik zarar kalemine İtirazının haklı bulunduğu, zira davacının iade etmek zorunda kaldığı 79.140,00 USD’nin kurallara uygun pozisyon limitinin üzerinde pozisyon taşınması nedeniyle elde edilen kar tutarı olduğu bu nedenle davacının … kurallarına aykırı biçimde pozisyon taşıdığı kısımla ilgili olduğu tutarı iade etmek durumunda kalmasından davalının sorumlu tutulamayacağı, davacının …’e ödediği ceza tutarı olan 50.000,00 Dolar ve karşılaşılan hukuki problemin giderilmesi için yapılan 3.870,50 TL tutarındaki masrafla sınırlı olabileceği davalının ne kadarla sorumlu tutulacağının müterafik kusura göre mahkemenin takdirinde olduğu belirtilmiştir. Mahkemece rapora göre davalı şirketin %80 kusurlu olduğu kabul edilerek bu oran üzerinden depo hesabına esas alacak miktarına dair davalı şirkete davetiye tebliğ edilmiş ve yasal süre içerisinde davalı şirket tarafından 40.000 USD asıl alacak ve 70.222,43 TL yargılama gideri olmak üzere kapak hesabını karşılayan 341.826,03 TL miktar mahkeme veznesine yatırılmış ve mahkemece İflas davasının reddine karar verilmiştir. Bilirkişi kök ve ek raporları dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçelidir.Her iki rapor arasında çelişki olduğu iddiası yerinde değildir. Çünkü ek rapor itirazlar üzerine düzenlenmiştir. Diğer yandan, davacının haksız işlem sonucu elde etmiş olduğu karı ilgili borsaya iadesinde herhangi bir zararının olmadığına dair davalı İtirazının yerinde olduğuna dair kabulde herhangi bir usulsüzlük görülmemiştir.Zira, davalı tebliğ gereğince süresinde risk raporunu ibraz etmiş olsa idi davacı para cezası ödemek zorunda kalmayacağı gibi karda elde edemeyecekti.Davacının bilirkişi raporunun çelişkili olduğu yönündeki iddiaları bu nedenle yerinde görülmemiştir. İİK nun 154. maddesi gereğince İflas yolu ile başlatılan takibe karşı borçlunun ödeme emrine itiraz etmesi halinde, takibin duracağı, alacaklının bu İtirazın kaldırılması ile beraber borçlunun iflasına karar verilmesini isteyebileceği İİK ‘nun 156/3. fıkrasında düzenlenmiştir.İflas davası basit yargılama usulüne göre incelenir.Borçlunun ödeme emrine itiraz etmesi halinde, mahkemece ilk önce davacı alacaklının İtirazın kaldırılması hakkındaki talebini inceler. Bu İtirazın kaldırılması talebinin incelenmesi, genel haciz yolundaki itirazın kaldırılması talebinin incelenmesinden ( m.68-70) tamamen farklıdır.Genel haciz yolunda tetkik merciinin incelemesi yalnız belgelere göre ve ilamsız icra kuralları çerçevesinde yapıldığı halde, buradaki ticaret mahkemesinin incelemesi genel hükümlere ( yani HMK ‘daki hükümlere) göre olur.Bu nedenle borçlu, ticaret mahkemesindeki savunması sırasında ödeme emrine itiraz ederken bildirdiği itiraz sebepleri ile bağlı değildir. Davalı borçlu, İflas davasına karşı vereceği cevap layihalarında bütün savunma vasıtalarını ileri sürebilir.Ticaret mahkemesi normal bir alacak davasında olduğu gibi, tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borçlunun gerçekten borçlu olup olmadığını araştırır. İflas davasında alacaklı, alacağını ispat bakımından m.68. ‘de olduğu gibi tahdidi olarak sayılmış olan belgelerle bağlı değildir.Alacaklı normal bir alacak davasında olduğu gibi, alacağının varlığını HMK’ya göre mümkün olan her türlü delil ile ispat edebilir.Burada alacaklının alacaklı olup olmadığı maddi hukuk kurallarına göre esastan incelendiğinden ticaret mahkemesi borçlunun İtirazının ya kesin olarak kaldırılmasına veya kesin kaldırma talebinin ( bununla İflas davasının ) reddine karar verir. Burada, borçlunun itirazı esastan karara bağlanmakta ve alacağın esası hakkında hüküm verilmektedir.Bu hüküm normal bir alacak davasında olduğu gibi kesin hüküm oluşturur. Mahkeme, genel hükümlere göre yapacağı inceleme sonucunda, davacının alacağının mevcut olduğunu tespit eder ve borçlunun itiraz ve defilerini yerinde bulmazsa, yani borçlunun borçlu olduğu kanısına varırsa borçlunun İtirazının kesin olarak kaldırılmasına karar verir. Buradaki İtirazın kaldırılması kararı bir ara karardır. ( Prof.Dr.Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, Cilt 3.sayfa, 2672 vd, 1993 baskı ). Bu nedenle yalnız başına istinaf edilemez. Somut davada, davacı alacaklı, takip konusu alacağını, davalı danışman şirketle oluşturduğu sözleşme ve ilgili tebliğler kapsamında davalı şirketin edimini yerine getirmeyerek zarara uğradığı iddiasına dayandırmıştır.Bilirkişi raporu ve dosya kapsamından, davalı aracı kurumun Yatırım Hizmet ve Faaliyetleri ile Yan Hizmetlere İlişkin Belge ve Kayıt Düzeni Hakkında |||-45.1 sayılı tebliğinin 19. maddesine göre pozisyon limit aşımı raporunu düzenleyerek davacı yatırımcıya göndermediği ve yatırımcınında ilgili Borsa kuralları çerçevesinde azami pozisyon limitlerinin üzerinde işlemler gerçekleştirdiği, gün kapanışında satım işlemlerini yapmayarak limit aşımı kuralını ihlal ettiği ve para cezası ile birlikte masraflara katlanmak zorunda kaldığı bu durumda bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak yer verildiği üzere her iki tarafında zararın oluşmasında davalının ağır olmak üzere kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle, davacı vekilinin müvekkili şirketin kusurlu olmadığına yönelik itirazları yerinde görülmemiştir. Diğer taraftan, İflas davasında, nisbi değil, maktu harç ve vekalet ücretine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, davalı vekilinin aksine istinaf nedenleri de uygun görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ve özellikle her iki tarafa edimler yükleyen sözleşme hükümleri, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ve bu kanun kapsamında SPK tarafından hazırlanmış olan ve aracı kuruluşların faaliyet alanına İlişkin ikincil mevzuat tebliğleri kapsamında ve bilirkişi raporu sonucunda verilen karar isabetli kabul edildiğinden, davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/936 Esas, 2021/132 Karar ve 18.02.2021 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi uyarınca ayrı ayrı esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL harç peşin olarak alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı ve davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, İcra ve İflas Kanunun 164/2 fıkrası uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.11/11/2021