Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1321 E. 2021/1278 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1321 Esas
KARAR NO: 2021/1278
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/07/2021
NUMARASI: 2021/111 Esas, 2021/725 Karar
DAVANIN KONUSU: İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
KARAR TARİHİ: 11/11/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02.03.2015 tarih, 2014/257 E, 2015/144 K. sayılı kesinleşen ilamı gereğince davalıdan alacaklı olduğunu, ilamın İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyası üzerinden takibe konulduğunu, takibin kesinleştiğini, borcun ödenmediğini belirterek İİK m. 177/4 hükmü uyarınca davalının iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI İlk Derece Mahkemesi; ilamlı icra takibine rağmen borcun ödenmediği, borçlu şirket yetkilisinin dinlenmek için çağrıldığı, ancak gelmediği, ilanların yapıldığı ve iflas avansının da yatırıldığı gerekçesi ile davalı borçlunun İİK’nın 177/4 maddesi uyarınca iflasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresi içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesinin müvekkili şirkete TK’nun 35. Maddesi gereğince tebliğ edildiğini, tebligatların usulsüz olduğunu, müvekkili şirketin savunma hakkının açıkça kısıtlandığını, yine davalı şirket yetkilisi sıfatıyla …’e gönderilen her iki tebligatın da usulsüz tebliğ edildiğini, kendisinin mahkemeye usulüne uygun biçimde çağrılmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile bir an için dava dilekçesinin müvekkiline usulüne uygun tebliğ edildiği kabul edilse dahi tebliğ işleminin 23.03.2021 tarihinde yapıldığını, ilk duruşmanın ise 25.03.2021 tarihinde gerçekleştiğini ve mahkemece duruşma zaptına sadece tebliğ işleminin yapıldığının geçildiğini, cevap süresinin dolup dolmadığına dair bir inceleme ve tespitin yapılmadığını, dolayısıyla da duruşma tarihi itibariyle müvekkilinin cevap süresinin henüz dolmadığını, cevap süresi dolmadan doğrudan tahkikat aşamasına geçildiğini, şirketin muamele merkezinde yayınlanan gazetede ilan yapılmadığını, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 28.06.2021 tarihli ilan ile dava dışı ilgili alacaklılara verilen 15 günlük yasal süre dolmadan 08.07.2021 tarihli duruşmada iflas kararı verildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf talebine cevabında; tebligatların usulüne uygun olduğunu, ilanların yapıldığını belirterek talebin reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzeni ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, İİK 177/4. Maddesi gereğince doğrudan doğruya iflas istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı tarafından Bakırköy 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/257 Esas sayılı dosyasında, davalılar … ve … A.Ş. aleyhinde 17/07/2014 tarihinde alacak davası açıldığı, yapılan yargılama sonunda; 02/03/2015 tarihinde 2015/144 Karar sayılı karar ile davacının davasının kabulü ile 50.000 DM. (Mark ) karşılığı 54.631,53 TL’nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği, ilamın, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyası üzerinden takibe konulduğu, icra emrinin borçlu şirkete tebliğine rağmen borcun ödenmediği, dosyaya sunulan icranın geri bırakılması kararı da bulunmadığı, 77948 sicil nolu davalı şirketin sicil adresinin … Mahallesi … Caddesi … Sokak No:… Güneşli/Bağcılar/İstanbul olduğu anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, davanın dayanağı ilam gereğince davalının iflasının mümkün olup olmadığı, yargılama sırasında tebligatların usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği, ilanların usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmıştır. 25.03.2021 tarihli ön incelme duruşması için dava dilekçesinin davalının sicil adresine tebliğe çıktığı, adreste tanınmadığından bahisle 15.02.2021 tarihinde tebligatın bila tebliğ iade edildiği, 25.03.2021 tarihli duruşma için bu defa TK’nun 35. Maddesi gereğince davalı şirkete meşruhatlı davetiye çıkarıldığı, 6 örnek nolu tebliğ evrakının muhatabın kapısına yapıştırılmak suretiyle usulüne uygun olarak 23.03.2021 tarihinde tebliğ işleminin gerçekleştirildiği, 25.03.2021 tarihli duruşmanın davalının yokluğunda gerçekleştirildiği, tahkikat duruşma gününün 06.05.2021 tarihi olarak belirlendiği, 06.05.2021 tarihli duruşmaya davacı vekilinin mazeret dilekçesi gönderdiği, duruşmanın 08/07/2021 tarihine talik edildiği, Covid-19 tedbirleri kapsamında davalı adına TK 35. Maddesi gereğince yeniden ön inceleme duruşma meşruhatını içerir tebligat gönderildiği, 25.05.2021 tarihinde davalıya aynı şekilde tebliğ edildiği, 08.07.2021 tarihinde de davalının yokluğunda dosyanın karara bağlandığı anlaşılmıştır. Hukuki dinlenilme hakkının gereği olarak taraflar duruşmaya çağrılmadan, cevap ve delilleri toplanmadan hüküm verilememesi, Anayasanın 36. maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur ve aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının da en önemli unsurudur. Gerçekten savunma hakkını güvence altına alan T.C. Anayasası’nın 36. maddesi ile 6100 sayılı Kanun’un 27. maddesinde de açıkça belirtildiği üzere, mahkemece davalı yan, dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe, açıklama ve ispat hakkını kullanmadıkça hüküm verilmesi mümkün bulunmamaktadır. (HGK 14.12.2011 tarih, 2011/21-866-752 sayılı kararı) 6100 sayılı Kanun’un Basit Yargılama Usulü kısmında “Dilekçelerin Verilmesi” başlığı altında 317/2 fıkrasında;“Cevap süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Ancak mahkeme durum ve koşullara göre cevap dilekçesinin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor yahut imkânsız olduğu durumlarda, yine bu süre zarfında mahkemeye başvuran davalıya, bir defaya mahsus ve iki haftayı geçmemek üzere ek bir süre verebilir. Ek cevap süresi talebi hakkında verilen karar taraflara derhâl bildirilir.” Yine 6100 sayılı Kanun’un 137/2. fıkrasında; “ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemez ve tahkikat için duruşma günü verilemez” hükmü amirdir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, itirazların yapılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle davalının davadan usulünce haberdar edilmesi, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olması, savunma, açıklama, itiraz ve ispat hakkını 6100 sayılı Kanun’un belirlediği sürelerde yapması ile mümkün olur. Hâkim, usul kanunu ile belirlenen cevap verme süresini kısaltamaz. Aksi halde savunma hakkı ve hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilmiş sayılır. (Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2013/23010 E. 2013/17597 K. Sayalı ilamı) Somut olayda, dava dilekçesinin 23.03.2021 tarihinde tebliğ edildiği, 6100 sayılı Kanun’un 317/2. fıkrasında tanınan iki haftalık cevap süresi beklenmeden 25.03.2021 tarihinde ön inceleme duruşması yapılmış, davalı yana davanın esası hakkında cevapları ve delillerini sunma imkânı vermeden aynı Kanun’un 137/2. fıkrası hükmü ihlal edilerek doğrudan tahkikata geçilerek yargılama sonlandırılmıştır. Bu sebeple yasal cevap verme ve delil sunma süresi beklenmeden, ön inceleme aşaması tamamlanmadan savunma hakkı kısıtlanarak karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmamıştır. Bu sebeple ilk derece mahkemesi kararının diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin kaldırılmasına dair karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/111 Esas, 2021/725 Karar, 08/07/2021 tarihli kararının HMK 353/1a-4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar ve ilam harcı davalı tarafından peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 6-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1a-4 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.11/11/2021