Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/130 E. 2021/188 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/130 Esas
KARAR NO: 2021/188
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/12/2019
NUMARASI: 2019/729 Esas, 2019/1348 Karar
DAVA: KOOPERATİF ÜYELİĞİNDEN İHRAÇ KARARININ İPTALİ
KARAR TARİHİ: 11/02/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili 05/10/2019 tarihli dava dilekçesinde; müvekkillerinin davalı kooperatifin ortakları olduğunu, davalı kooperatifin üyelere ait tüm iş yerlerini yapıp tamamladığını, kooperatife ait iş yerlerinin müteahhitliğini yapan müvekkillerininde ortağı bulunduğu … A.Ş. ile kooperatif arasında 06/05/2010 tarihli fesihname – ibraname başlıklı anlaşma gereğince, 1998 tarihli müteahhitlik sözleşmesinin feshedildiğini, tarafların birbirlerini ibra ettiklerini, genel kurul kararı ile müvekkillerine tahsis edilerek ifrazı yapılmak suretiyle kooperatif adına tapuya kayıt ve tescil edilen Başakşehir İlçesi … Mahallesi … parsel sayılı … metrekare yüz ölçümlü arsanın davalı kooperatif adına olan kaydın iptali ile müvekkilleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi amacıyla 09/07/2018 tarihinde davalı kooperatif aleyhine dava açıldığını, davanın halen Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/657 Esas sayılı dosyasında derdest olduğunu, davalının müvekkiline açtığı davayı sonuçsuz bırakmak, bu davada haksız çıkarak müvekkiline devrini istemediği parselin mülkiyetini devir yükümlülüğü zorunda kalmaktan kurtulmak için yani müvekkili tarafından açılan davanın önünü kesmek için davayı kooperatif genel kuruluna taşıdığını, 2018 yılına ait genel kurulu alındığını, müvekkillerinin bu karardan davalı kooperatifin çektiği 29/05/2019 tarihli ihtarname ile haberdar olduğunu, ihtarnamenin 01/06/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, ihtarname tebliğinden sonra davalı kooperatif yönetimi ile yapılan görüşmelerin sonuçsuz kaldığını, genel kurul kararının tapu iptal tescil davasının engellenmesi için kötü niyetle alındığını, davalı kooperatif yönetiminin müvekkillerine ait 11.blok yerinin infazını ve ayrı parsel olarak tescilini yaptıktan sonra müteaddit kereler talep edilmesine rağmen müvekkillerinin tapu devri talebini yerine getirmediğini, davalı kooperatifin işlem ve uygulamasının hukuka aykırılığının tespiti için Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açıldığını, müvekkilleri aleyhinde alınan kararın kooperatif ana sözleşmesi ve hakkaniyete açıkça aykırı olduğunu, kooperatifin genel kurul kararını dayandırdığı bilgi ve iddiaların doğru olmadığını, kooperatif tarafından müvekkillerine tahsis edilen 11.blok alanı için onaylı proje bulunduğunu ve bu alandaki mevcut binanın yıkılarak bu onaylı projeye uygun olarak yapılması gerektiğini, bu yükümlülük yerine getirilmediği için kooperatif üyeliklerine son verileceğinin beyan ve ihtar edildiğini, ancak ortada 11.blok alanı için hazırlanıp onaylanmış bir projenin bulunmadığını, genel kurul kararı ile üyelikten atılmak gibi çok ağır bir müeyyide ile karşı karşıya bırakılan müvekkillerinden yapılması gereken binanın hangi projeye uygun yapılması gerektiğinin dahi belirli olmadığını iddia ederek, davalı kooperatifin 18/09/2019 tarihinde yapılan 2018 yılına ait olağan genel kurulunda müvekkili aleyhinde alınan 9 nolu kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacı tarafın 07/04/2019 tarihli kooperatif genel kurul kararından 01/06/2019 tarihinde haberdar olduklarını iddia ederek alınan 9 nolu kararın iptalini talep ettiklerini, bu talebin hak düşümüne uğradığını, yasal yolları taşımadığını, davanın hak düşürücü süre sonunda açılması nedeniyle süre bakımından reddi gerektiğini, davacının genel kurul kararından 01/06/2019 tarihinde noter ihtarı ile haberdar olduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu, 07/04/2019 tarihinde yapılacak genel kurul gündeminin davacı tarafa 27/02/2019 tarihinde ana sözleşmenin 28.maddesi gereğince taahhütlü mektup şeklinde gönderildiğini ve davacılara tebliğ edildiğini, gündemin 9.maddesinde, dava konusu 11.blok yeri hakkında karar alınacağının yazmasına rağmen davacıların toplantı gününden ve gündem maddelerinden haberdar olmalarına rağmen toplantıya katılmadıklarını, 07/04/2019 tarihli olağan genel kurul tutanağının 17/04/2019 tarihinde davacılara gönderildiğini ve tebliğ edildiğini, 1163 sayılı KK’nın 53.maddesi gereğince bir ay içerisinde dava açılması gerektiğini, bir aylık hak düşürücü sürenin geçirilmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacıların genel kurul toplantısına katılarak ret oyu kullanmadıklarını, muhalefet şerhi yazdırmadıklarını, dava ön şartının gerçekleşmediğini, ayrıca bu nedenle de reddi gerektiğini, 11.blok arsasının bulunduğu yere ait hisselerin satılması ve üye kaydı yapılması için 13/04/2013 tarihinde yapılan 2002 yılı kooperatif genel kurulunun 9.maddesi ile karar alındığını, kararda kooperatife ait boş iş yerlerine yeni ortak alınması, ödenmiş bulunan aidatlara asgari 10.000.000,00 TL eklenerek ortak alınmasına, yönetim kuruluna oy birliği ile yetki verildiğini, bu karara istinaden davacıların hisse almak için kooperatif yönetimine müracaat ettiklerini, yönetim kurulunun 09/02/2004 tarihli kararı ile dükkan satın alma talepleri kabul edilerek dilatasyon bazında satış yapılmasına, dilatasyonların 11.blok yerinden verilmesine dair karar alındığını, davacıların kendilerine yapılan yazılı ve sözlü tüm uyarılara rağmen inşaatlarını kooperatif projelerine uygun olarak yapmaları şartına bağlı olarak tahsis edilen 11.blok üzerine halen inşaata başlamadıklarını, kendilerine tahsis edilen arsa üzerinde tasdikli projesine, ana sözleşmesine, yönetim planına ve 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgesi Kanuna aykırı olarak beton santrali kurduklarını, kooperatifin diğer parsellerindeki tüm inşaatların 2010 yılında tamamlandığını, bu süre zarfında projeye uygun iş yerlerini yapıp tamamlamadıkları için 27/06/2010 tarihli genel kurul kararı ile muhatapların hissedar bulunduğu 11.blok yerin ifrazı yapılarak ayrı bir tapu haline getirildiğini, bu suretle ferdileşme yapılarak iş yeri tapularının dükkan sahiplerine verildiğini, davacıların inşaatlarını kooperatif projesine ve şartlarına uygun olarak yapmadıkları için tapularının halen kooperatif adına bulunduğunu, davacıların kendilerine tahsis edilen yerin projeye uygun iş yeri yapmak yerine beton santrali kurmaları nedeniyle genel kurul kararlarına KK’nın 23.maddesinde belirtilen eşitlik prensibine ve Organize Sanayi Bölgeleri Kanununa aykırı davrandıklarını, davacıların mevcut haliyle beton santrali olarak kullanma taraftarı olduklarını beyan ettiklerini, kooperatife üye olma koşullarının taraflar arasındaki sözleşme niteliğinde olduğunu, üye olma koşullarını yerine getirmeyerek sözleşmeyi ihlal ettiklerini, davacıların yasa dışı olarak tahsis ettikleri alanda beton santrali faaliyetine devam ettiklerini, Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinin 54.maddesi gereğince çimento fabrikaları, beton santralleri vs’nin kurulamayacağını, değişiklik yapılmasına dair yönetmeliğin 101.maddesinde de aynı hükmün bulunduğunu, OSB içerisinde beton santralinin kurulamayacağını savunarak, davanın hak düşürücü süre yönünden reddi talebinin kabul edilmemesi halinde ise esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; 07/04/2019 tarihli genel kurulun gündem maddesinin yapılarak bilgisine sunulduğu, genel kurulca davacıların 6 ay içinde yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde ortaklıktan ihraçlarına genel kurulca karar verildiğini, ortada şartlı olarak verilmiş bir karar olduğu gibi ayrıca bir ihraç kararı yükümlülükleri yerine getirilmediği taktirde yeniden genel kurul kararı alınacağından gerçek anlamda bir ihraç kararı olmadığının anlaşıldığını, davaya konu 9.maddede ki diğer hususlar bakımından ise usulüne uygun tebligat ve ilan katılımın ve toplantının yapıldığının görüldüğünü, şeklen bir sakatlığın olmadığı, yokluk hükümlerinin söz konusu olmadığı, 11.blok tasdikli projesine uygun yeni proje yaptırmak, onaylatmak, inşaat izni almak ve inşaata fiilen başlamak için 6 ay süre tanınmasına gibi yetkiler verilmesi yanında kooperatif projesine uygun inşaat yapıp iskanı almaları şartıyla bağımsız bölüm tapularının davacıların adlarına devir ve tesciline karar alındığının görüldüğünü, söz konusu kararların butlanla malul olduğu yönündeki talebin yerinde görülmediğini, iptal edilebilirlik bakımından görülebilir bir karar olduğunu, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 53.maddesine göre, davanın bir aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmamış olduğunun belirlenmiş olduğu gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar davacılar vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davacılar vekili istinaf nedenleri olarak; dava ve cevaba cevap dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek, kararın mutlak butlanla batıl olup yok hükmünde bulunduğunu, genel kurul kararı ile diğer ortaklara yapıldığı gibi tahsis suretiyle bu devri yapmalarının mümkün olduğunu, tapu iptal tescil davasının sonucunu beklemek ve mahkeme kararına göre karar vermek yerine kendilerine yönelik hukuka aykırılığı yargı önüne taşıdıkları için müvekkillerinin ihraç baskısı ile tehdit edercesine hakları olmayan bir kararın alınmasının kötü niyetin ve husumetin açık bir göstergesi olduğunu, müvekkillerinin söz konusu yerde beton santrali işletmesinin de ihraç kararının gerekçesi olarak zikredildiği, bu yaklaşımında hukuka aykırı olduğunu, mevcut yerde beton santrali işletilmesinin hukuken mümkün olmamasına rağmen bunun yapılması halinde sırf bu gerekçe ile işletme sahibi şirketin ortağı olan müvekkillerini kooperatiften ihraç etmeye imkan bulunmadığını, müvekkillerinin kooperatife inşaatlarını projeye uygun olarak yapma şartıyla ortak olarak alındığını, müvekkillerinin ortaklığa kabulüne ilişkin yönetim kurulu kararında ve bu kararın dayanağı olan genel kurul kararında sadece inşaatlarını kendilerinin yapma şartının bulunduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, kooperatif genel kurulunda alınan kararın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; dava konusu 07/04/2019 tarihinde davalı kooperatifin 2018 yılına ait genel kurul toplantısının gerçekleştirildiği, iptali talep edilen gündemin 9.maddesinde, kooperatifin mevcut projesine ve yapılaşma durumuna göre inşaatını kendi yapmak kaydıyla tahsis edilen 11.blok yer hakkında bilgi verilerek gerektiği taktirde bu kapsamdaki konularla ilgili karar alınması maddesinde kooperatifi başkanının bu kişilere masrafları kendilerine ait olmak kaydıyla kooperatife ait eski 11.blok tasdikli projesine uygun yeni proje yaptırmak, onaylatmak, inşaat izni almak ve inşaata fiilen başlamak için 6 ay süre tanınmasına, taşınmaz kooperatif adına kayıtlı olduğundan kooperatif yönetim kurulunun belediye ve diğer kamu kurumlarında proje tasdiki inşaat izni alınması vs resmi işlemlerin yapımı hususunda bu kişilere yardım etmek üzere yetkili kılınmasına, kooperatif yönetim kurulu tarafından bu hususun yazılı olarak …, …, … ve …’a bildirilmesine, verilen kesin süre içerisinde beton santrali faaliyetine son verip kooperatif tasdikli projesine uygun olarak inşaata başlamamaları halinde bu kişilerin kooperatif üyeliğinden ihracı ve 11.blok yerinin boşaltılması için gerekli idari, hukuki ve cezai her türlü yola başvurmak üzere kooperatif yönetim kuruluna yetki ve görev verilmesine, kooperatif projesine uygun inşaatı yapıp iskanını almaları şartıyla bağımsız bölüm tapularının … 12 bağımsız bölüm, … 12 bağımsız bölüm, … 17 bağımsız bölüm ve … 17 bağımsız bölüm olarak adlarına devir ve tesciline oy birliği ile karar verildiği, davacılara kooperatif yönetim kurulundan 2018 yılı olağan genel kuruluna ait 26/02/2019 tarihli davet yazısının tebliğ edildiği, davet yazısının 9 nolu maddesinde, kooperatifin mevcut projesine ve yapılaşma durumuna göre inşaatın kendisi tarafından yapılmak kaydıyla tahsis edilen 11.blok yeri hakkında bilgi verilerek gerektiği taktirde bu kapsamdaki konularla ilgili kararlar alınması hususunun yer verildiği, tebligatların taahhütlü mektup şeklinde 28/02/2019 tarihinde gerçekleştirildiği, davacıların genel kurul toplantısına katılmadıkları, genel kurulda alınan kararların ise yine davacıların kabulünde olduğu üzere 17/04/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı kooperatif başkanlığına İkitelli Organize Sanayi Bölgesi Başkanlığı tarafından 21/03/2016 tarihli yazı ile … firmasına dair kooperatifin 11.blok arsası üzerinde hazır beton santrali konusunda faaliyet gösteren … A.Ş. unvanlı beton santrali faaliyetinin OSB mevzuatına aykırı olduğunun belirtilerek son verilmesinin bildirildiği, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından davalı kooperatife çevri kirliliği şikayeti hakkında ( dava dışı … A.Ş.) ile ilgili olarak 11/02/2016 tarihinde denetimin gerçekleştirildiği, denetim neticesinde tesiste hazır beton üretimi yapıldığı ve geçici faaliyet belgesi olmadan faaliyette bulunduğunun tespit edildiği, 01/11/2014 tarihinde yürürlüğe giren Çevri İzin ve Lisans Yönetmeliği kapsamında çevre izni olmadan faaliyette bulunulması sebebiyle idari para cezasının uygulandığını, süreçlerin takip edildiğinin belirtildiği, aynı tarihli yazı ile Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından kooperatife bilgi verildiği, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Avrupa Yakası Zabıta Müdürlüğü tarafından kooperatife yönelik 20/01/2016 tarihli beton santrali ile ilgili yazı yazıldığı, gerekli işlemlerin İkitelli Organize Sanayi Bölgesi Başkanlığınca yapılmasının belirtildiği, kooperatif tarafından Başbakanlığa hitaben 06/01/2016 tarihli yazı yazıldığı, yazının, Organize Sanayi Bölgesinde yasak faaliyet gösteren beton santralinin kaldırılması ile ilgili olduğu, gereğinin yapılmasının talep edildiği, talep içerisinde kooperatifin 13/04/2003 tarihinde yapılan 2002 yılı kooperatif genel kurulunun 9.maddesi ile 11.blok arsasının bulunduğu yere ait hisselerin satılması ve üye kaydı yapılması için karar alındığı, bu karara istinaden 04/02/2004 tarihinde davacıların yönetime başvurduğu, yönetim kurulunun her türlü masrafı kendileri karşılamak ve inşaatlarını kooperatifin şartlarına uygun olarak yapmaları koşulu ile 11.blokta yer alan 58 hissenin bu kişilere satılmasına karar verildiğini, hissedar oldukları 11.blok arsası üzerine kooperatifin inşaat işini üstlenen hissedarı ve yöneticileri oldukları … TİC. A.Ş. adına beton santrali kurdukları, kooperatifin beton ihtiyacının karşılanması amacıyla inşaat tamamlanıncaya kadar beton santralinin kurulmasına geçici olarak sessiz kalındığı, kooperatif inşaatlarının tamamlanıp firma ile olan sözleşmenin 06/08/2010 tarihinde feshedildiğini, kooperatifin 01/12/2011 tarihinde İstanbul İkitelli Organize Sanayi Bölgesi Başkanlığına müracaat ederek beton santralinin çevre ve toplum sağlığına zarar verdiği, çok sayıda üyenin şikayetçi olduğu, ayrıca santral faaliyetinin OSM mevzuatına aykırı olduğunu belirterek beton santralinin faaliyetine son verilmesinin talep edildiğini, kooperatif üyesi olan davacıların uyarılmasına ve her seferinde beton santralini kaldıracaklarını ve kooperatif projesine uygun olarak inşaatı başlatacaklarına dair söz vermelerine rağmen beton santralini kaldırmadıklarını, OSB tarafından kooperatife 15/04/2014 tarihli yazı gönderilerek katılımcılara tahsis edilen veya satışı yapılan arsaların tahsis amacı dışında kullanılamayacağı, 11.blok yerine tahsis amacına uygun inşaatın yapılmadığı, en kısa sürede ruhsat alınarak uygun inşaatın yapılması aksi halde kamulaştırma işleminin yapılacağının bildirildiği belirtilerek halen kooperatif adına tapusu olan 11.blok arsa üzerinde devam eden beton santrali faaliyetine son verilmesi hususunun belirtildiği, aynı nitelikte İstanbul İl Sağlık Müdürlüğüne, Kaymakamlığa, Organize Sanayi Bölgesi Başkanlığına, Büyükşehir Belediye Başkanlığına, Çevre ve Şehircilik Müdürlüğüne yazılar yazıldığı, 17/04/2018 tarihinde İkitelli OSB tarafından davalı kooperatife beton santrali ile ilgili olarak yazılan yazılarda 06/03/2018 tarihinde … A.Ş.’de yapılan kontrollerde ilgilinin mühür fekki yapılarak çalıştığı görüldüğünden bahse konu iş yeri ile ilgili olarak mühür bozma ve mühürleme tutanağının tanzim edildiği, suç duyurusunda bulunulduğunun belirtildiği, davalı kooperatif tarafından 27/08/2010 tarihinde dava dışı şirkete gönderilen noter ihtarnamesi ile OSB Başkanlığının ilgili yazılarında ileri sürülen kanuna ve yönetmeliklere aykırı durum ve eylemlerin bir an önce son verilmesinin istendiği, 06/12/2014 tarihli noter ihtarı ile bu kez davacı gerçek kişilere OSB şartlarına ana sözleşme ve yönetim planına aykırı kullanıma son verilmesi gerekçesiyle noter ihtarnamesinin tebliğ edildiği, 11/05/2018 tarihli davalı kooperatifin davacılara göndermiş olduğu cevabı ihtarnamede, sonuç olarak müdahalenin meni ve ortaklıktan çıkarma dahil tüm yaptırımların saklı tutulduğunun belirtildiği, 17/08/2016 tarihli İkitelli Organize Sanayi Bölgesi Başkanlığı tarafından Kooperatif Yönetim Kurulu Başkanlığına yazılan yazıda, … A.Ş. firmasına men kararının tebliğ edildiği, taahhütname ile 31/12/2017 tarihinde işletme alanını tahliye ederek kayıtsız şartsız boşaltacağını beyan ettiğinin ifade edildiği, aynı tarihli dava dışı … A.Ş. yetkilisi olarak … tarafından Bakırköy …Noterliğinde tahliye taahhütnamesinin düzenlendiği, davacıların yasal bir aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra iş bu davayı açmış oldukları anlaşılmıştır. Taraflar arasında; gerçekleştirilen genel kurul kararı ve diğer işlem ve yazışmalar yönünden herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık; genel kurul kararının yokluk hükmünde olup olmadığı, iptalinin gerekip gerekmediğidir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 53. maddesinde, toplantıda hazır bulunupta kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçiren veya oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmeyen yahut toplantı çağrısının usulü dairesinde yapılmadığını veyahut gündemin gereği gibi ilan veyahut tebliğ edilmediğini yahutta genel kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimselerin karara katılmış olduğunu iddia eden pay sahiplerinin, yönetim kurulunun ve yönetim kurulu üyeleri ile denetim kurulu üyelerinin şahsi sorumluluklarına mucip olduğu takdirde her birinin kanuna, ana sözleşme hükümlerine ve iyiniyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile genel kurul kararları aleyhine toplantıyı kovalayan günden itibaren bir ay içinde mahkemeye başvurabileceği, kararların bozulması ve şartları üst başlığı ile düzenlenmiştir. Yasadaki sürenin hak düşürücü süre olduğu aynı madde metninde ifade edilmiştir. Bu nedenle iptal davalarının bir aylık hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığının resen incelenmesi gerekecektir. Bu anlamda, iş bu davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı anlaşılmaktadır. Genel kurulca alınan kararların iptali yanında, bu kararların butlanında söz etmek mümkündür. Genel kurulca alınan kararlardan bazıları nispi butlan, bazıları ise mutlak butlan olarak değerlendirilmektedir. Nispi butlanda alınan kararlar iptal edilinceye kadar hüküm ifade ettiği halde mutlak butlan durumunda olunan kararlar hiç alınmamış hükmündedir. Bu nedenle yok sayılan kararlar için iptal davası yerine yokluğun tespiti davası açılması daha uygun düşmektedir. Kısaca genel kurul kararlarından bazıları mutlak geçersiz kararlar olabileceği gibi bazılarının daha sonradan bozulması olanaklıdır. Yasanın emredici hükümlerine, kamu düzenine, ahlaka ve adaba aykırı kararlar ile konusu olanaksız olan kararlar geçersiz kararlardır. Diğer tarafından alınan genel kurul kararı toplantı yeter sayısı olmaksızın alınmış ise temsile yetkili olmayanlar genel kurulda oy kullanmış ise veya ortakların paylarının arttırılmasına ilişkin 52.maddeye aykırı karar alınmış ise bu kararlar mutlak butlanla sakat kararlar olup, iptali için açılacak davaların bir aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmaları zorunluluğu yoktur. Genel kurul kararının iptali için bir aylık süre alınan ve iptali olanaklı bulunan kararın iptali için söz konusudur. Somut davada ise iptali talep edilen genel kurulda alınan karar butlanla batıl nitelikte bulunabilecek kararlardan değildir. Çünkü söz konusu karar yasanın emredici hükümlerine, kamu düzenine, ahlaka ve adaba aykırı karar olarak değerlendirilemeyecek nitelikte karardır. Bu sebeple mahkemece mutlak butlanla batıl olmayan genel kurul kararının yasanın belirlemiş olduğu bir aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmamış olması nedeniyle reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Davacılar vekilinin iddia etmiş olduğu gibi alınan kararın sahip olunmayan bir yetkinin kullanılması mahiyetinde mutlak butlan ile batıl yok hükmünde bir karar olduğunun kabulü mümkün görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ve özellikle iptali talep edilen genel kurulda alınan kararın niteliği, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve ilgili kanunlar çerçevesinde iptal davasına konu alınan kararın mutlak butlanla batıl bir karar olmadığı, bu sebeple bir aylık hak düşürücü süre içerisinde davanın açılması gerektiği, bu süre içerisinde açılmayan davanın resen hak düşürücü süre yönünden ret edilmesi gerektiği de göz önünde bulundurulduğunda, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1- Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/729 Esas, 2019/1348 Karar ve 19/12/2019 tarihli kararı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 162,10 TL olmak üzere toplam 253,20 TL harçtan davacılardan … tarafından yatırılan 203,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 50,20 TL’nin davacı …’tan alınarak hazineye irat kaydına, davacılar …, … ve … tarafından peşin olarak karşılanan toplam 609,00 TL harcın üç davacıdan alınması gereken toplam ( 253,20 x 3 ) 759,60 TL harçtan mahsubu ile bakiye 150,60 TL’nin 1/3’ü 50,20 TL harcın adı geçen üç davacıdan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına, 3-Davacıların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.11/02/2021