Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1293 E. 2021/1519 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1293 Esas
KARAR NO: 2021/1519
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 17/02/2021
NUMARASI: 2020/8 Esas, 2021/107 Karar
DAVANIN KONUSU: Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
KARAR TARİHİ: 23/12/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, muris …’nın mirasçısı olduğunu, müvekkilinin, babası vefat ettikten sonra davalı kooperatife İstanbul … Noterliği’nin 15.11.2018 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesini göndererek, babası …’nın davalı kooperatif nezdindeki ortaklık durumu, borç alacak ve diğer bilgileri, ortaklık sözleşmesi, genel kurul tarihleri, murisin bu tarihe kadar kooperatif ile yapmış olduğu tüm yazışmaların birer örneğinin kendisine ve diğer mirsaçılara gönderilmesini ihtar ettiğini, müvekkili tarafından iş bu ihtarname gönderildikten sonra davalı kooperatif tarafından müvekkiline Kadıköy … Noterliği’nin 20.12.2018 tarihli … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi gönderildiğini, iş bu ihtarnamenin tarafına vekil sıfatı ile 24.12.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, murisin 2014 yılına ait aidatı ödemediğini bu sebeple 14.09.2015 tarih … Nolu Yönetim Kurulu Kararı gereğince ortaklıktan çıkarıldığının bildirildiğini, tebligatların usulüne uygun olmadığını, ihraçtan sonra muris adına yapılan 3 ayrı aidat ödemesinin davalı tarafından ihtirazi kayıt ileri sürülmeden alındığını belirterek ihraca ilişkin 14.09.2015 tarihli … numaralı Yönetim Kurulu kararın ( varsa buna ilişkin genel kurul kararının) iptaline ve müvekkilinin murisi …’nın … numaralı üyeliğinin devam ettiğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkeme ara kararı doğrultusunda mirasçıların tamamına ilişkin vekaletname dosyaya ibraz edilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; murisin başka mirasçılarının bulunduğunu, tüm mirasçıların birlikte dava açması gerektiğini, davanın görevli mahkemede ve süresinde açılmadığını, aidatla ilgili bildirimlerin usulüne uygun olarak yapıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; ihraç prosedürüne ilişkin işlem ve tebligatların usulüne uygun olduğu, iddia edildiği şekilde tebligat yönünden bir eksiklik bulunmadığı, iddianın yönetim kurulu karar tarihi ve murisin vefat tarihi ile hayatın olağan akışı yönünden de afaki nitelikte olduğu, davanın 3 aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesi ile davanın Hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar davacılar vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili tarafından kooperatife çekilen ihtara, Kadıköy … Noterliği’nin 20.12.2018 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile cevap verildiğini, Muris …’nın 14.09.2015 tarih … nolu yönetim kurulu kararı gereğince ortaklıktan çıkarıldığı, ödemeye ilişkin tebligatların “… Mah. … Sk. No:… D:… Avcılar/ İstanbul” adresine tebliğ edildiği, iş bu tebligatların iade gelmesi sebebi ile ilanen tebligat yapıldığı ve murisin üyelikten çıkarılmış olması sebebi ile diğer bilgilerin paylaşılamayacağının bildirildiğini, müvekkilinin murisin üyelikten ihraç edildiğini 24.12.2018 tarihinde iş bu ihtarnamenin kendisine tebliğ edildiği tarihte öğrendiğini, akabinde hemen 22.02.2019 tarihinde hak düşürücü 3 aylık süre içerisinde huzurdaki davanın ikame edildiğini, tebligatların doğru adrese çıkarılmadığını, çıkarılan tebligatların böyle bir adres olmadığından bahisle iade edildiğini, murisin imzasını taşıyan İstanbul … Noterliği’nin 22 Mart 1991 tarih … yevmiye numaralı Kooperatif Ortaklığının Hisse Devir Sözleşmesi başlıklı sözleşmede muris …’nın adresinin açıkça “… Mahallesi … Sokak No:… AVCILAR “ olarak göründüğünü, davalı kooperatifin, murisin imzasını taşıyan resmi ortaklık belgesinde bildirdiği ve gerçek olan anılan adrese yapılması gerekirken bildirimi … Sokak No:… D:… Avcılar/İstanbul adresine yaptığını, tebligatların usulüne uygun olmadığını, davalı tarafın cevap dilekçesinde 2013 yılına ait Genel Kurul Bilgilendirme yazısının iadeli taahhütlü posta ile murise yukarıda belirtilen adrese gönderildiğini iddia ettiğini ve buna ilişkin liste örneğini dosyaya sunduğunu, ancak davalının dosyaya sunmuş olduğu bu liste örneğinde, murisin iddia edilen adreste tebligatı teslim aldığına dair hiçbir delil bulunmadığını, davalının bildirmiş olduğu … barkod numaralı tebligatın … sitesinden sorgulandığını ancak böyle bir tebligatın postaya dahi verilmediğinin tespit ettirildiğini, mahkemece …’ye müzekkere yazıldığını, … tarafından dosyaya sunulan cevapta böyle bir tebligatın bulunamadığının bildirildiğini, muris tarafından 15.08.2012 tarihinde …’den yapılan ödeme dekontunda murisin T.C kimlik numarasının açıkça yer aldığını, mernis adresine tebligat çıkarılması gerekirken yapılmadığını, ayrıca mahkemece Avcılar Belediyesi’ne müzekkere yazılarak;“ … Mah. .. Sokak No:… D:…” ile “… Mah. … Sk No:…” adresinin 2016 yılından önceki dönemde aynı yeri tarif edip etmediği, farklı adresler olup olmadığı hususunun sorulduğunu, Avcılar Belediyesinin cevabında böyle bir adres bulunmadığı “… Mah. … Sokak No:…” adresinin bulunduğunun bildirildiğini, müvekkilinin davalı kooperatife muris adına 21.09.2015, 16.09.2016 ve 21.12.2017 tarihlerinde 3 defa kooperatif aidatı ödediğini, ödemeye ilişkin banka dekontlarında adresin “… Mah. … Sk. No:… D:… Avcılar / İstanbul” olarak gösterildiğini, ödemelerin ihtirazi kayıt ileri sürülmeden tahsil edildiğini, üyenin yaptığı bir ödemenin kooperatifçe kabul edilmesi ve kooperatif işlerinde harcanmasının üyenin yeniden ortaklığı alındığı anlamına geldiğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesine cevabında; murisin 7.6.2014 tarihli genel kurulda kararlaştırılan aidatını ödemediğini, 1994 yılından bu yana kayıtlarda murisin adresinin “… Mah. … Sok. No… D:.. Avcılar/İstanbul” olarak gözüktüğünü, murisin 35 yıldır faaliyette bulunan kooperatife tebligatları alamadığına ilişkin bir şikayetinin bulunmadığı gibi adres değişikliğine ilişkin beyanının da bulunmadığını, aidatla ilgili 1. ödeme ihtarının noter kanalı ile kooperatif kayıtlarında bulunan yukarıdaki adresine gönderildiğini, İstanbul …. Noterliğinin 12.02.2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin “Gösterilen adres yetersiz ve MUHATTAP TANINMIYOR” sebebi ile iade edildiğini, murisin TC Kimlik Numarasının kooperatif nezdinde mevcut olmadığından, mernis kayıtlarındaki adresinin araştırılmasının mümkün olmadığını, ancak ilk derece mahkemesince yapılan araştırmada murisin mernis adresinin de tebligatlarda geçen adresteki gibi olduğunun anlaşıldığını, davacıların murisinin adresi bilinmediğinden, Kooperatifler Kanunu’nun 27 ve Tebligat Kanunu’nun 28. maddesi çerçevesinde ilanen tebligat yapıldığını, bu çerçevede, 1. ihtar yerine geçmek üzere, 04.06.2015 tarihli … gazetesinde 1. ilan; 2. İhtar yerine geçmek üzere de 09.07.2015 tarihli … gazetesinde 2. ilanın yapıldığını, yasa gereği ilk ilan ile 10 gün, ikinci ilan ile de 1 ay süre tanındığını, bu yasal süreler sonunda halen ödeme yapılmaması üzerine de 14.09.2015 tarih … nolu yönetim kurulu kararı ile çıkarma kararı alındığını ve bu kararın da 22.09.2015 tarihli … gazetesinde ilanen tebliğ edildiğini, murisin 15.12.2017 tarihinde vefat ettiğini, davanın 22.2.2019 tarihinde açıldığını, davanın ihraç işleminden 3, murisin ölümünden ise 1 seneden fazla bir zaman geçtikten sonra açıldığını, davacıların, murisin vefatından sonra kooperatif üyeliğinin mirasçılar üzerinden devamı içinde Ana Sözleşmede belirtilen prosedürü de yerine getirmediklerini, Kooperatif Ana Sözleşmesi’nin 16. maddesinde ölen ortağın durumunun ne olacağının düzenlendiğini belirterek istinaf talebinin reddini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, kooperatif üyeliğinden ihraca ilişkin kararın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; 07.6.2014 tarihli genel kurulda kararlaştırılan kooperatif aidat bedelinin ödenmesi için davalı kooperatif tarafından davacıların müşterek murisi kooperatif ortağı …’nın kooperatif nezdinde kayıtlı olan “… Mah. … Sok. No:… D:…Avcılar-İstanbul” adresine İstanbul … Noterliğinin 12.02.2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiği, adresin yetersiz ve muhatabın tanınmadığından bahisle evrakın iade edildiği, davalı tarafından Kooperatifler Kanunu’nun 27 ve Tebligat Kanunu’nun 28. maddesi çerçevesinde ilanen tebligat yapıldığı, aidatın ödenmesi konulu 1. ihtarın 04.06.2015 tarihli … gazetesinde, 2. ihtarın 09.07.2015 tarihli … gazetesinde yapıldığı, aidatların ödenmemesi üzerine 14.09.2015 tarih 278 nolu yönetim kurulu kararı ile muris hakkında çıkarma kararı alındığını ve bu kararın da 22.09.2015 tarihli … gazetesinde ilan edildiği, murisin 15.12.2017 tarihinde vefat ettiği, mirasçı davacı…’nın 21.09.2015, 16.09.2016 ve 21.12.2017 tarihlerinde 3 defa muris adına kooperatif aidatı ödediği, ilgili dekontların dava dilekçesine ekli olduğu, murisin ortaklık hisse devir sözleşmesinde adresini “… Mahallesi … Sokak No:… AVCILAR” olarak belirttiği, konu ile ilgili mahkemece Belediye başkanlığına müzekkere yazıldığı, Avcılar Belediye Bakanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 20.10.2020 tarihli cevabi yazısına göre, “… Mahallesi … Sokak No:… adresinin” bulunduğu, davanın 22.02.2019 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık, aidatla ilgili ihtarlar ve ihracın usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı, mirasçı tarafından murisin vefatından sonra muris adına yapılan aidat ödemeleri gereğince murisin ortaklık sıfatının devam edip etmediği noktasında toplanmıştır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 6099 sayılı Kanun’un 3. maddesi ile değişik “Bilinen Adreste Tebligat” başlıklı 10. maddesi “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır…”, bu maddeye karşılık gelen 25.01.2012 tarih ve … sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16. maddesinde “Tebligat öncelikle tebliğ yapılacak şahsın bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tespitinde, tebliğ isteyenin beyanı, muhatabın veya diğer ilgililerin bildirimleri ya da mevcut belgeler esas alınır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz…” ,7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun ilanen tebligat başlıklı 28. maddesi “Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır. Yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılamayan ve ikametgahı, meskeni veya iş yeri de bulunamayan kimsenin adresi meçhul sayılır. Adresin meçhul olması halinde keyfiyet tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tespit edilir (Değişik cümle: 19/03/2003 – 4829 S.K./9. md.). Bununla beraber tebliği çıkaran merci, muhatabın adresini resmi veya hususi müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine sorar ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettirir…” Bu maddeye karşılık gelen 25.01.2012 tarih ve 28184 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin Adresin Meçhul Olması başlıklı 48. maddesinde “ (1) Bu Yönetmelik hükümleri uyarınca kendisine tebligat yapılamayan, tebliğ memuru tarafından adresi tespit edilemeyen, adres kayıt sisteminde de yerleşim yeri adresi bulunmayan kişinin adresinin tespiti için tebligatı çıkaran merci tarafından adres araştırması yapılır. (2) Tebligatı çıkaran merci, muhatabın adresini öncelikle resmî veya özel kurum ve dairelerden, bunlardan sonuç alınamadığı takdirde kolluk vasıtasıyla araştırabilir ve tespit ettirebilir. Yapılan araştırmalara rağmen muhatabın adresinin tespit edilememesi halinde adres meçhul sayılır. (3) Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır. (4) İlânen tebligat, bu maddedeki usuller izlendikten sonra başvurulacak son çaredir.” hükümleri bulunmaktadır. Somut uyuşmazlıkta, muris adına çıkartılan aidatın ödenmesi konulu İstanbul … Noterliğinin 12.02.2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin bila tebliğ dönmesi sonucu ihtarların, murisin açık adresinin usulünce araştırılmadan doğrudan ilanen tebliğ edildiği, yine ihraç kararınında aynı şekilde tebliğ edildiği, işlemin usul ve yasaya aykırı olduğu, davacıların öğrenmeden itibaren hak düşürücü süre içerisinde eldeki davayı açtıkları, davanın kabulü gerekirken hak düşürücü süre yönünden ret kararının isabetli olmadığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun KABULU İLE, HMK’nun 353/1b-2 maddesi uyarınca İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/02/2021 tarih ve 2020/8 Esas, 2021/107 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, 2-Davanın KABULÜNE; Davacıların murisi …’nın Kooperatif Üyeliğinden çıkarılmasına ilişkin 14.09.2015 tarih 278 sayılı yönetim kurulu kararının iptaline, 3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince, alınması gerekli 59,30 TL harçtan, peşin alınan 44,10 TL’nin mahsubu ile bakiye 15,20 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,4- Yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına 5-Davacı tarafından yapılan 118,60 TL harç, 563,00 TL posta/tebligat gideri olmak üzere toplam 681,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, 6-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının taraflara iadesine, İstinaf Giderleri Yönünden; 1-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar ve ilam harcı davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 2-Davacı tarafından peşin yatırılan istinaf harçları toplamı 221,40 TL, 46,90 TL tebligat/posta gideri olmak üzere toplam 268,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.23/12/2021