Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1273 E. 2023/579 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1273 Esas
KARAR NO: 2023/579
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 29/04/2021
NUMARASI: 2019/445 Esas, 2021/638 Karar
DAVA: SIRA CETVELİNE İTİRAZ (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
KARAR TARİHİ: 23/05/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili banka ile müflis … Ticaret AŞ arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesi kapsamında müflis şirkete kredi kullandırıldığını, müflisin borcunu ödememesi üzerine Kadıköy … Noterliğince tanzim 29/02/2016 tarih, … yevmiye nolu ihtarname ile borcun ödenmesinin talep edildiğini, … Ticaret A.Ş.’nin iflasın ertelemesi talebi ile İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/222 Esas sayılı dosyasında dava açtığını, yapılan yargılama sonunda 18/08/2018 tarihinde iflasına karar verildiğini, iflas tasfiyesinin İstanbul Anadolu … İflas Müdürlüğü’nün … İflas sayılı dosyasında sürdürüldüğünü, iflas dairesinin usul ve yasaya aykırı olarak birinci alacaklılar toplantısı yapılmamasına ve tasfiye işlemlerinin iflas müdürlüğünce yürütülmesine karar verdiğini, bu işlemlere karşı icra mahkemesine başvurduklarını, kendisini iflas idare memuru seçen iflas müdürlüğünün 13/04/2018 tarihinde sıra cetveli hazırladığını, müvekkili bankanın alacak kayıt talebinin reddedildiğini, işçi alacağı olduğu iddia edilen 91 kişinin alacağının masaya kaydedildiğini, iflas müdürlüğünün iflas idaresi yerine geçerek sıra cetveli hazırlamasının yasaya aykırı olduğunu, işçi alacaklarının gerçek alacak olmadığını ve birinci sıraya kaydına karar verildiğini belirterek birinci sıraya işçi alacağı olarak kabul edilen alacakların iflas masasından terkin edilerek sıra cetvelinin buna göre düzenlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacının talebi İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/995 Esas sırasına kaydı yapılmış, ilk derece mahkemesi 20/06/2019 tarihli ara kararı ile; mahkeme dosyasında davalı … haricindeki diğer 90 adet davalı işçi aleyhine açılan davaların tefrik edilerek mahkemenin başka bir esasına kaydının yapılmasına karar vermiş, iş bu dosyada ki talep de mahkemenin yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, dosya kapsamına göre, alacağını temlik eden işçinin iflas tarihinden sonra dava dışı müflis şirkette çalışmaya devam ettiği, iflas idaresinin sözleşmeyi feshetmediği, kıdem tazminatına hak kazanmak için sözleşmenin feshedilmesi gerektiği, dolayısıyla henüz doğmamış kıdem tazminatı alacağının masaya kaydedildiği, sıra cetveline kaydedilmesi gereken alacakların iflasın açıldığı sırada müflise karşı ileri sürülebilecek alacaklardan olması gerektiği, iflas tarihi itibariyle alacak henüz doğmadığından masaya kaydedilen miktarın terkini gerektiği gerekçesiyle temlik eden davalı … adına sıra cetveline yazılan alacağın terkinine, terkin edilen alacağın davacıya alacağı nispetinde tahsisine, artan kısım bulunması halinde diğer alacaklılara sıra cetveline göre dağıtılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresinde temlik alan davalı vekilince istinaf edilmiştir. Temlik alan davalı vekili istinaf nedenleri olarak; davacı dava dilekçesinde, iflas müdürlüğünün sıra cetveli tanzim yetkisi olmadığını iddia ederek iflas müdürlüğünün tasfiyenin yürütülmesine yönelik kararının iptali için İstanbul Anadolu 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/472 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, yine iflas müdürlüğünce 13/08/2018 tarihinde sıra cetveli tanzim edildiğini, buna yönelikte yine aynı mahkemenin 2018/543 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını beyan etmelerine rağmen bu dosyaların sonuçlarının beklenilmeden karar verildiğini, davacının terkin davası açabilmesi için öncelikle kendi alacağının varlığını ispat etmesi gerektiğini, davacı bankanın alacak kayıt talebinin reddedildiğini, ret kararına karşı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/582 Esas sayılı dosyasında kayıt kabul davası açıldığını, kayıt kabul davasının kısmen kabulüne karar verilse de bu kararın kesinleşmediğini, ilk derece mahkemesince kayıt kabul davasının sonucunun beklenilmesi gerekirken kabul kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece davacının talepleri aşılarak karar verildiğini, zira davacının, dava konusu alacağın kendisine tahsisine yönelik bir talebi bulunmadığını, mahkeme kararının gerekçesinin yanlış olduğunu, işçi alacaklarının birinci sıraya kaydı gerektiğini, zira iflastan bir yıl önce doğmuş kıdem tazminatı alacağının iflasla birlikte muaccel olduğunu, mahkeme kararının gerekçesinde belirtilen Yargıtay kararının kayıt kabul davasına ilişkin olduğunu, bu kararda kıdem tazminatı alacağının henüz muaccel olmadığından bahisle, kayıt kabul davasının reddine karar verilmesi gerektiğine değinildiğini, buna göre alacak muaccel olduğunda talep edilebileceğini, oysa terkin davasının kabulü ile davalının müflisten alacaklı olmadığına karar verilerek davalıya ayrılan payın alacağı nispetinde davacıya verileceğini, bu nedenle mahkeme gerekçesinde belirtilen kararın terkin davasına esas olamayacağını, aynı alacağın hem masa alacağı olduğunun belirtilmesi hem de sıra cetvelinde gösterilerek iki kez ödenmesi sonucunu doğuracak kararın İİK’na aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, iflas masasına kaydedilen alacağın terkini istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile temlik eden davalıya ayrılan alacağın terkinine ve bu alacağa tahsis edilen hissenin dava masrafları da dahil edilerek davacıya tahsisine, artan kısım bulunması halinde diğer alacaklılara dağıtılmasına karar verilmiş, temlik alan davalı vekili kararı istinaf etmiştir. 1-Davacı banka, İstanbul Anadolu 3. İcra hukuk Mahkemesi’nin 2018/472 Esas sayılı dosyasında, iflas dairesinin 18/07/2018 tarihli tasfiye işlemlerine iflas müdürlüğünce devam olunmasına, ilk alacaklılar toplantısı yapılmamasına ve tasfiyenin iflas müdürlüğünce sürdürülmesine, paraya çevirmenin konkordato teklifi hakkında mahkemece karar verilinceye kadar bekletilmesine ilişkin müdürlük kararının iptali ile iflas müdürlüğüne müflisin birinci alacaklılar toplantısının derhal yapılmasının emrolunmasına yönelik dava açtığı, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 14/09/2020 tarih, 2020/1481 Esas, 2020/1671 Karar sayılı ilamı ile ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak İstanbul Anadolu … İflas Müdürlüğünün … sayılı iflas dosyasında alınan 16//07/2018 ve 18/07/2018 tarihli kararların iptaline, ilk alacaklılar toplantısı yapılması yönünde iflas müdürlüğüne talimat verilmesine yönelik karar vermiştir. İflas dairesinin iptal edilen bu kararına istinaden davaya konu sıra cetveli, birinci alacaklılar toplantısında seçilebilecek iflas idaresi tarafından değil, iflas dairesince hazırlanmıştır. İstanbul Anadolu 3. İcra hukuk Mahkemesi’nin 2018/472 Esas sayılı dosyasında, iflas dairesinin; birinci alacaklılar toplantısı yapılmamasına ve tasfiye işlemlerin resen yürütülmesine dair kararı şikayete konu edildiğine ve bu kararın Bölge Adliye Mahkemesince iptal edildiğine ve ilk alacaklılar toplantısı yapılması yönünde iflas müdürlüğüne talimat verildiğine göre iş bu davanın eldeki davayı etkileyeceği açıktır. Bu durumda ilk derece mahkemesince, istinaf dairesince verilen kararın kesinleşip kesinleşmediği ve karar kesinleşmişse iflas dosyasında bu doğrultuda ne gibi işlemler yapıldığı, bu işlemlerin eldeki davaya etkisinin ne olduğu araştırılarak karar verilmesi gerekirken bu konu araştırılmadan ve bu kararın sonucu değerlendirilmeden karar verilmesi isabetli olmamıştır. 2-Ayrıca davacı banka, İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/543 Esas sayılı dosyasında, iflas dairesinin iflas idaresi yerine geçerek sıra cetveli hazırladığını belirterek sıra cetvelinin yok hükmünde olduğunun tespitini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiş, verilen kararın istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 27/10/2022 tarih, 2019/1836 Esas, 2022/1251 Karar sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun reddine karar vermiş ve karar henüz kesinleşmemiştir. Dolayısıyla İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/543 Esas sayılı dosyasındaki yargılamanın eldeki davayı etkileyeceği açıktır. Bu nedenle anılan icra hukuk mahkemesi dosyasının kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususun gözardı edilmesi de doğru değildir.3-Davacı, davalının masaya kaydı yapılan alacağının terkinini talep etmiştir.Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 08/06/2016 tarih, 2015/6811 Esas, 2016/546 Karar sayılı ilamında; “.. a)Alacağı tamamen reddedilmiş olan alacaklı, ancak kendi (reddedilen) alacağı hakkında, masaya karşı, sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davası açabilir (m.235,II c.1); alacağı sıra cetveline kabul edilmiş olan başka bir alacaklıya karşı sıra cetveline itiraz (kayıt terkini) davası (m.235,II c.2) açamaz.Fakat, alacağı tamamen reddedilmiş olan alacaklı, kendi (reddedilmiş olan) alacağı için iflas masasına karşı sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davası (m.235,II c.1) açmış ise, alacağı sıra cetveline kabul edilmiş olan alacaklıya karşı da sıra cetveline itiraz (kayıt terkini) davası (m.235,II c.2) açabilir; her iki sıra cetveline itiraz davasını da, m.235,I’deki 15 gün içinde açmalıdır. Bu halde, ikinci davanın (kayıt terkini davasının), birinci davanın (kayıt kabul davasının) sonuçlanmasına kadar bekletilmesi (bekletici sorun yapılması) gerekir. Davacı, birinci davayı kaybederse, ikinci davada hukuki yararı bulunmadığı anlaşılmış olacağından, ikinci dava (kayıt terkini davası) usulden reddedilecektir. Buna karşılık, davacı, birinci davayı kısmen dahi olsa kazanırsa o zaman, ikinci davada hukuki yararı bulunacağından ikinci davaya devam edilir. (Kuru: B. İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2013, 2. Baskı, Ankara, sf.1335) Bu durumda mahkemece, birleşen 2011/179 Esas sayılı kayıt terkini davasının asıl davadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesi, kayıt kabul davasının sonuçlanarak kesinleşmesinin beklenmesi, asıl davada kısmen de olsa sıra cetveline kayıt ve kabulüne karar verilmesi halinde kayıt terkini davasında hukuki yararı bulunduğunun kabulü ile, kayıt terkini davasında uyuşmazlığın esasının incelenmesi, kayıt kabul davasının reddi halinde kayıt terkini davasının HMK 114/1-h ve 115/2 maddeleri uyarınca hukuki yarara ilişkin dava şartı noksanlığından reddine karar verilmesi gerekirken, kayıt terkini davasında uyuşmazlığın esasının incelenerek hüküm kurulması doğru olmamıştır…” Yukarıdaki Yargıtay ilamında da belirtildiği üzere; kayıt terkini davasını, alacağı kısmen de olsa sıra cetveline kabul edilen alacaklılar açabilir. Alacağı tamamen reddedilen alacaklının kayıt terkini davası açabilmesi için, süresi içinde hem masaya karşı alacağı için kayıt kabul davası, hem de sırasına itiraz edilen kişi aleyhine kayıt terkini davası açması gerekir. Bu halde kayıt terkini davası, kayıt kabul davasının sonuçlanmasına kadar bekletilmelidir. Kayıt kabul davasının reddedilmesi halinde kayıt terkini davasının da hukuki yarara ilişkin dava şartı noksanlığından reddi gerekecektir. Somut davada, kayıt terkini davası açan davacı bankanın alacağının masaya kaydı talebinin reddine karar verildiği, davacı tarafından alacağının masaya kaydı için İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/582 Esas sayılı dosyasında dava açıldığı, ilk derece mahkemesince davacının talebinin kısmen kabulüne karar verildiği, ancak kararın kesinleştiğine dair dosyada bir bilgi yada belge bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, yukarıda belirtilen icra mahkemesinde görülen şikayetlerin sonucunun araştırılması, verilecek kararların iş bu davayı nasıl etkileyeceği tartışıldıktan sonra iflas dairesinin sıra cetveli hazırlamasında hukuka aykırılık görülmemesi halinde, davacı bankanın açtığı kayıt kabul davasının sonuçlanması beklenerek, kayıt kabul davasının sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, kayıt kabul davasının sonuçlanması beklenmeden işin esası hakkında karar verilmesi de doğru olmamıştır. Açıklanan nedenler ile temlik alan davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile sair yönler ve işin esası incelenmeden HMK’nın 353/1.a.6 bendi gereğince kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine iadesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Temlik alan davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/445 Esas, 2021/638 Karar ve 29/04/2021 tarihli kararının HMK 353/1a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3–Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince ayrı ayrı alınması gereken 179,90 TL harçtan temlik alan davalı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın temlik alan davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,5-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 6-Temlik alan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.23/05/2023