Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1256 E. 2021/1237 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1256 Esas
KARAR NO: 2021/1237
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 01/04/2021
NUMARASI: 2018/1307 Esas, 2021/317 Karar
DAVANIN KONUSU: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 04/11/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; …. A.Ş ve … A.Ş ‘nin ortakları, yetkilisi ve şirket borçlarının müteselsil kefili olan gerçek kişi müvekkilleri ile davacı şirketler hakkında 2004 sayılı İİK’nın 285. ve devamı maddeleri uyarınca konkordato talebinde bulunmuştur. Mahkemece 05/04/2019 tarihli ara kararıyla gerçek kişi davacılar yönünden davanın reddine karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine dairemiz 26/12/2019 tarih,2019/1721 E. 2019/2420 K. Sayılı kararı ile dosyanın tefrik edilmesi gerektiğinden bahisle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Dairemiz kaldırma kararından sonra davacı gerçek kişiler yönünden dosyan tefrik edilerek mahkemenin 2020/93 Esasına kaydedilmiştir. Alacaklılardan bir kısmı yargılamaya katılarak yazılı ve /veya sözlü beyanda bulunmuşlardır.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, 1-Davanın Kabulü ile; İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün … sicil sırasında kayıtlı … ANONİM ŞİRKETİ ve İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün … sicil sırasında kayıtlı … ANONİM ŞİRKETİ’nin konkordato taleplerinin KABULÜNE, 2-a) Davacı … Anonim Şirketi’nin projesine göre; alacağı 20.000 TL’den az olan alacaklılara ödemelerin %100 oranla Ocak 2021’de tek taksitte; alacağı 20.000 TL – 30.000 TL arasında olan alacaklılara ödemelerin %10 iskonto ile, 20.000 TL Ocak 2021’de, kalanı Temmuz 2021’de toplamda 2 taksitte; alacağı 30.000 TL – 40.000 TL arasında olan alacaklılara ödemelerin %20 iskonto ile, 20.000 TL Ocak 2021’de, kalanı Temmuz 2021’de toplamda 2 taksitte; alacağı 40.000 TL – 50.000 TL arasında olan alacaklılara ödemelerin %30 iskonto ile, 20.000 TL Ocak 2021’de, kalanı Temmuz 2021’de toplamda 2 taksitte; alacağı 50.000 TL ve üzeri olan alacaklılara ödemelerin %40 iskonto ile, Ocak 2021’de ilk taksit asgari 20.000 TL olacak şekilde, kalanı yine asgari 20.000 TL olacak taksitlerle Temmuz 2021, Ocak 2022, Temmuz 2022, Ocak 2023’de toplamda 5 taksite varan vadelerle ödenmesine, b) Davacı … Anonim Şirketi’nin projesine göre; alacağı 30.000 TL’den az olan alacaklılara ödemelerin %100 oranla Ocak 2021’de tek taksitte, alacağı 30.000TL’den fazla olan alacaklılara ödemelerin %100 oranla Nisan 2021 ve Temmuz 2021’de eşit iki taksit halinde ödenmesine, c) Ödeme planında Ocak 2021, Şubat 2021, Mart 2021 aylarında yapılması öngörülen ödemelerin 30 Nisan 2021 tarihine kadar yapılarak ödemlerin tamamlanmasına, 3-Konkordato komiser heyetinin 16/03/2021 tarihli raporu ekinde bilgileri ve alacak tutarları bulunan alacaklılarla ilgili davacı … Anonim Şirketi’nin 7 sayfalık, davacı Kent Toplu Konut İnşaat Gayrimenkul Ticaret Anonim Şirketi’nin 1 sayfalık ödeme tablolarının bu kararın eki sayılmasına, -Aynı komiser raporunun ekinde bulunan aynen ifa ile taşınmazları devredilecek alacaklıların listesine ve tablodaki teslim tarihlerine göre devirlerin yapılması için 19 sayfalık tablonun bu kararın eki sayılmasına, -Komiser heyetinin 31/03/2021 tarihinde sunmuş olduğu rapor ekinde adı geçen 5 adet alacaklı ile ilgili sunulan 1 sayfadan ibaren ek ödeme planının bu kararın eki sayılmasına, 4-Tüm alacaklıların ve taksitlerin bu ödeme planına göre izlenmesine, konkordatonun tasdiki kararının, gerekçeli kararın kesinleşmesi beklenmeksizin, İİK.nun 308/c maddesi gereğince derhal bağlayıcı hale gelmesine, 5- Kesin mühletin sona ermesine, 6-Kesin mühlet kararı ile doğan ve İİK. nun 294, 295, 296 ve 297.maddelerinde düzenlenen tüm sonuçların ve mühlet boyunca verilen TÜM KONKORDATO TEDBİRLERİNİN KALDIRILMASINA, 7-Konkordato komiserlerinin görevine son verilmesine, 11-İtiraza uğrayan, çekişmeli halen gelen alacaklılar yönünden teminat alınmamış olmakla birlikte bu alacaklıların genel mahkemelerde dava açmakta ve takip yapmakta muhtariyetlerine, aynı şekilde hiç başvuru yapmamış olan alacaklılar yönünden de genel mahkemelerde dava açmakta ve takip yapmakta muhtariyetlerine, 12-İİK.nun 306/son maddesi göndermesiyle hüküm fıkrasının İİK.nun 288.maddesi uyarınca İLANINA, 13-Geçici mühlet tarihi olan 08/11/2018 tarihinden sonra doğan alacaklar konkordato kapsamında olmadığından bu alacaklar yönünden takip ve dava yapılmasına engel bir durum olmadığı hususunda keyfiyetin alacaklılara İHTARINA, 14-Bu kararla İİK’nun 308/ç maddesi uyarınca konkordato taraflar için bağlayıcı hale geldiğinden geçici mühlet kararından önce başlatılmış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş olan hacizlerin hükümden düştüğünün tespitine, şu kadar ki; bu hükmün İİK’nun 308/c maddesinin 3.fıkrası kapsamında yer alan alacaklılar için konulan hacizler yönünden uygulanamayacağına, 15-Davacıların rehinli mallar yönünden taleplerinin kabulü ile İİK’nun 307.maddesi uyarınca rehinli malların muhafaza altına alınması ve satışlarının İİK’nun 307/1-a-b-c bentlerindeki koşullarla 1 yıl süreyle ertelenmesine, 16-Davacıların finansal kiralama konusu mallar yönünden taleplerinin kabulü ile İİK’nun 307.maddesinin 3 fıkrası, a,b,c,d,e bentlerindeki koşullarla davacıların finansal kiralama konusu malların iadesinin tasdik kararından itibaren 1 yıl süre ile ertelenmesine, 17-Mahkememizce izin verilen ipotekli taşınmazların yada rehinli menkullerin komiser denetim ve onayı ile satışına/devrine ilişkin işlemlerin henüz infaz edilmemiş olması halinde bu işlemlerin yeni atanan kayyum denetimi ve gözetiminde İNFAZINA, 18-İİK.nun 308/f maddesi uyarınca konkordatonun tamamen feshi halinde borçlunun İİK.nun 308.maddesi gereğince iflasına karar verilebileceği hususu nazara alınarak borçlu tarafından yatırılan iflas avansının bu aşamada iadesine yer olmadığına, iflas avansının ödeme takviminde belirtilen tüm borçlar ödendikten sonra davacı borçlu şirkete iadesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 308/a maddesinde, kanun yolları düzenlenmiştir. Maddede, konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu ve konkordato talep eden alacaklının kararın tebliğinden, itiraz eden diğer alacaklıların ise tasdik kararının ilanından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabileceği belirtilmiştir. Aynı yasanın 306/3. fıkrasında, tasdik kararının mahkemece, 288. madde uyarınca ilan olunacağına yer verilmiştir. İİK 288.maddenin ikinci fıkrasında ilanın, Ticaret Sicili Gazetesinde ve Basın – İlan Kurumun resmî İlan portalında olacağı düzenlenmiştir. Somut yargılamada, tasdik kararı, Basın İlan Kurumu Resmî İlan Portalında 08.04.2021 tarihinde, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde 10.06.2021 tarihinde ilan edilmiştir. Bu durumda kararın, en geç 20.06.2021 tarihine kadar istinaf edilmesi gerekecektir. Ne var ki alacaklılardan … vekili 06.07.2021 tarihinde, alacaklı … A.Ş vekili 30.06.2021 tarihinde, … Ltd. Şti. Vekili 30.06.2021 tarihinde, alacaklı … & … vekili 22.06.2021 tarihinde, … vekili 25.06.2021 tarihinde yasal süreden sonra istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır. İstinaf eden alacaklılarının, mahkeme hükmünde HMK 297 /1-ç bendi gereğince kanun yolu ve süresi açıkça gösterilmiş olmasına karşılık süreden sonra yapmış oldukları istinaf başvurularının süreden reddine, …, …, … Bankası süresinde alacak kaydında bulunmamışlardır. Alacaklılar listesinde de isimlerinin bulunmadığı anlaşılmıştır. İİK’nın 299. maddesindeki sürede alacaklarını Komiserler Kurulu’na bildirmediğinden alacaklılar toplantısına katılmayan bu alacaklıların İİK’nın 308. maddesi kapsamında istinaf yoluna başvurma hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, HMK’nın 346/(1) ve 352/(1)-b maddeleri uyarınca, alacaklılar …, …, …kıflar Bankası vekillerinin istinaf dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir. Karar, yasal süre içerisinde, alacaklılar … A.Ş., …, … -…, …, …- …, …, … BANKASI T.A.O., … Bankası A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş. Vekilleri tarafından yasal süre içerisinde istinaf edilmiştir. Müdahil … A.Ş. Vekili 17.06.2021 tarihli istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporları ve komiser heyetinin mahkemeyi yanlış yönlendirdiğini, mahkemenin gerekçeli kararında … Bankası ile gayrımenkul devri şeklinde anlaşıldığının yazılı olduğunu, ancak bankanın bu yönde bir işlem olmadığından bahisle mahkemenin kararını istinafa taşıdığını, aynı şekilde anlaşıldığı belirtilen diğer bankaların da, mahkeme kararının aksine anlaşma olmadığını belirterek kararı istinaf ettiklerini, mahkemenin nisan ayında karar verdiğini vadeyi Ocak 2021 tarihinde başlattığını, kararın infazının mümkün olmadığını, müvekkiline hiçbir şekilde ödeme yapılmadığını, davacıların konkordato isteminde kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirketin davacılardan hata unutma müstesna olmak üzere 288.025,22-TL. Alacağının bulunduğunu, mahkemenin taksit tarihlerini ve ödenecek tutarları somut ve icra edilebilir şekilde belirlemediğini, bu haliyle kararın icra edilebilirliğinin bulunmadığını, davacı-borçlunun karar gereğince Ocak 2021, Temmuz 2021, Ocak 2022, Temmuz 2022 ‘de ödemesi gereken 20.000-TL.leri ödeyip, geri kalan ödemesini toplu olarak Ocak 2023’e bırakabileceğini, mahkemenin nasıl bu şekilde bir karar verdiğinin anlaşılamadığını, alacağı daha yüksek olanlar için durumun daha vahim olduğunu, mahkemenin, kararında %40 iskonto sonrası ödenecek tutarın eşit taksitlerle ödenmesine karar vermemesinin, müvekkili ve müdahiller aleyhine durum oluşturduğunu ve adil olmadığını, müvekkilinin 2018 yılından gelen alacağından %40 iskonto yapmasının adil olmadığını, alacağı daha düşük olanların hem alacağının kesilmediğini, kesiliyorsa daha küçük kesildiğini ve aynı zamanda bu kişilerin paralarına hemen kavuştuğunu, konkordato şartlarının oluşmadığını, konkordato projesi ve yapılan oylamanın, müvekkili dahil bir kısım alacaklıların aleyhine yapıldığını, davacıların müvekkili şirketin alacağını %40 aşağı çektiklerini fakat davacıdan taşınmaz satın alan kişilere taşınmazlarını devrettiklerini yine ipotekli olduğunu belirttiği taşınmazları ipotek alacaklılarına devrettiğini, davacıların bu kişilerle yüksek tutardan protokoller yaptığını ve onlardan konkordato projesi için vekalet aldıklarını veya kendi menfaatlerine oy kullandırdıklarını, nisabın bu şekilde sağlandığını, bu durumun olumlu oy kullanan alacaklılarla yapılan protokollerin ve onlara verilen taşınmaz veya ödenen tutarların incelenmesi ile açıkça ortaya çıkacağını, davacının 3 yıl sonrası verilmek üzere müvekkili alacağından %40 iskonto yaparken, hemen taşınmaz verdiği kişilerin taşınmazlarının değer kaybetmediği gibi üzerine değer kazandığını, Konkondato projesine olumlu oy kullananla hep kazanmış ve kazanmaya devam etmiş kişiler olduğunu, alacaklılar arasında eşitsizlik yaratıldığını, davacı inşaat şirketinin konkordato kurumunun sağladığı imkanlardan kötü niyetli şekilde yararlanma amacı taşıdığını, tasdik şartlarının gerçekleşmediğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Müdahil …-… vekili 19.04.2021 tarihli istinaf dilekçesinde; müvekkilleri tarafından satın alınan ve bedeli ödenen borçlu tarafından müvekkillerine teslim edilen dairenin davacı … A.Ş’nin teminat/aktif mal varlığı kapsamından çıkarılarak, dava dışı bırakılmasının talep edildiğini, buna rağmen, 01/10/2020 tarihli Konkordato Komiser Heyeti adına … tarafından hazırlanan “Davacılar tarafından komiser heyetimiz denetiminde akdedilen ve Sayın Mahkemenizin onayına sunulan protokoller konusundaki görüşümüzden ibarettir” konulu dilekçede, müvekkillerce ödemesi yapılan ve fiili olarak teslim edilen ve ikametgah olarak kullanılan … projesi kapsamında … Ada, … Parsel yer alan … Blok … Kat D:… nolu taşınmazın (01/10/2020 tarihli dilekçe ekinde) … Bankası A.Ş.’ye devrine heyetçe onay verildiğine dair beyan verildiğini, 01/04/2021 tarihli İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1307 E. 2021/317 K. Sayılı Konkordato projesinin tasdikine ilişkin kararı ile bu hususun onaylandığını, müvekkilleri tarafından 320.000,00-TL bedelle projeden satın alınan daire için İstanbul Anadolu 6. Tüketici Mahkemesinin 2018/827 E: sayılı dosyasında “Tapu İptali ve Tescil Davası” açıldığını, gayrimenkul üzerine “İHTİYATİ TEDBİR ” konulduğunu, dosyanın halen derdest olduğu bildirilmiş olmasına rağmen, dava konusu gayrimenkule ilişkin alacaklarının ne bilirkişi raporunda ne de kararda bu gayrimenkul için bir karar oluşturulmadığını, müvekkillerinin alacaklılar toplantısına da resmi olarak davet edilmediğini, davada sunulan projelerin tüketicilerin mağduriyetinin giderilmesi için kabul edildiğini, itiraz ve beyanlarının dikkate alınmadığını, derdest davaya rağmen projenin revize ettirilmediğini veya 308/b 2. Fıkra gereğince kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından, mahkemece belirlenen bir bankaya depo edilmesine karar verilmeden karar tesis edildiğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Müdahil … vekili 19.04.2021 tarihli istinaf dilekçesinde; alacaklılar toplantısının yasadaki emredici kurallara uygun yapılmadığını, toplantıdan sonra komiser heyetinin 1 haftalık süre içerisinde raporunu ibraz etmediğini, borçlunun kötüniyetli olduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Müdahil …- … vekili 19.04.2021 tarihli istinaf dilekçesinde; İİK’nun 305.maddesindeki şartların oluşmadığını, adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olup olmadığının somut ve kesin olarak tespit edilmediğini, teklif edilen miktarın borçlunun kaynakları ile orantılı olmadığını, talepte bulunanın, borçlarını faizsiz ödeme amacında olduğunun aşikar olduğunu, dosyaya ibraz olunan Komiser Kurulu Raporları ve Bilirkişi Raporunun eksik ve yetersiz olduğunu, raporlara karşı yapılan itirazların karşılamadan eksiklikler giderilmeden hükme esas alındığını, itiraza uğrayan alacak kısımlarının ne şekilde nisaba dahil edileceği hususunda mahkemece bir karar verilmediğini, aynı şekilde bu itiraza uğrayan alacak kısımları için herhangi bir depo kararı verilmediğini, müvekkilleri tarafından İstanbul Anadolu 5. Tüketici Mahkemesinin 2018/786 esas sayılı dosyasında davacı aleyhine açmış oldukları davada 344.100-TL’nin 04.09.2018 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi talep edildiğini, borçlu firmanın 344.100-TL ‘yi kabul ettiğini, fazlaya ilişkin kısmı kabul etmediğini, Tüketici Mahkemesinde açılan davanın derdest olduğunu, kabul edilmeyen kısma ilişkin itirazlarını bildirdiklerini, tenzilat oranının haksız olup tenzilat miktarının yargılama sırasında yanlış hesaplandığını, son verilen 31.03.2021 tarihli ek raporda düzeltildiğini, bu düzeltmelerin bilirkişi incelemesine tabi tutulmadığını, mahkeme tarafından tasdik kararına referans tutulduğunu, konkordato projesi ve sunulan ödeme planlarının alacaklılar arasında sağlanması gereken eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesinde yapılan yargılamada deliller toplanmadan, gerekli inceleme değerlendirme yapılmadan karar verildiğini, gerekçenin yetersiz olduğunu, borçlu tarafından yeterli teminat gösterilmediini, süresi içerisinde yatırılmadığını, harçların eksik olduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Müdahil … Bankası A.Ş. Vekili 16.04.2021 tarihli istinaf dilekçesinde; davacı firmalar … A.Ş. ve … A.Ş’ne kredi kullandırıldığını, davacıların müvekkili bankaya olan doğmuş doğacak tüm borçlarının teminatını teşkil etmek üzere, dilekçe içeriğinde belirtilen bağımsız bölümler üzerine ipotek tesis edildiğini, söz konusu kredi borçlarının ödenmemesi nedeni ile kredilerin kat edildiğini ve davacılar hakkında müvekkil banka tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibine başlanıldığını, mahkeme tarafından İİK’nun 307. maddesi uyarınca rehinli malların muhafaza altına alınması ve satışlarının İİK’nun 307/1-a-b-c bentlerindeki koşullarla 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verilmişse de , söz konusu kararın hukuka aykırı olduğunu, yasada bu önlemin sadece işletmenin faaliyeti için zorunlu olan taşınmazlar için alınabilecek geçici bir tedbir olduğunu, bankaya ipotekli olan malların mesken niteliğinde olduğunu, işletmenin devamı için zorunlu bulunmadığını, ayrıca faiz borçlarının da devam ettiğini, komiser heyetininde aynı doğrultuda rapor verdiğini, dosyada mübrez 25.02.2021 tarihli bilirkişi raporunun 16. sayfasında İİK 308/h maddesindeki şartlarının sağlanmadığının açıkça belirtildiğini, yine 01.12.2020 tarihli konkordato komiseri nihai raporunun 60. Sayfasında da, aynı tespitin yapıldığını, İİK 308/h maddesinin nakdi ödeme öngören anlaşmalar için uygulanması gerektiğini, oysa rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmaların tamamının nakit dışı olarak borç ve mal takası ile (alacağa mahsuben mal devri şeklinde ) ödeme içerdiğinden davacı firma ile anlaşmaya varamayan rehinli alacaklı olan müvekkili banka açısından rehinli alacaklılarla yapılan en uzun vadeli anlaşmaya tabi kılınmasının kanuna aykırı olduğunu, kaldı ki yine 21.12.2020 tarihli konkordato komiseri nihai raporunda belirtildiği üzere ödeme planında yer alan taşınmazların bankalara gayrinakdi ödeme şeklinde devri ile borcun ödenmesinin, hak sahibi olan tüketiciler ve bunların açtığı davalar nedeniyle mümkün olmadığını, Öte yandan davacı firmanın konkordato davası süreci boyunca alacaklılar arasında mümkün mertebe gözetmesi gereken eşitlik ilkesine aykırı davrandığını, protokol imzalanan bankalarla bir çok kez görüşme yaparak uzlaşma zemini aradığını, ancak müvekkil banka ile uzlaşma noktasında hiçbir girişimde bulunmadığını, müvekkil banka kayıtlarında hiçbir inceleme yapılmaksızın doğruluğu dahi sorgulanmamış olan davacı firma defter ve kayıtlarına itibar edilerek 30.10.2019 tarihli konkordato komiser heyet muhtırası ile, davacı/borçlu firma tarafından 40.904.352,11-TL nakdi, 29.500,00-TL gayrinakdi alacaklarının kabul edildiğinin bildirildiğini, Oysa ki, müvekkil bankanın alacak bildirim tarihi itibariyle nakdi 58.630.408,70-TL, gayrinakdi çek yasal yükümlülük tutarı riski 186.760,00-TL, teminat mektubu riski 29.500,00-TL ve garantörlük limiti riski 26.733.153,00-TL (fazlaya dair hakkımız saklı kalmak kaydı ile) alacağı bulunduğunu, bu konuda mahkemeye yapılan itirazlarının değerlendirilmediğini, dosyada mevcut 01.12.2020 tarihli konkordato komiser raporuna göre protokol yapılmayan finans kuruluşlarına yapılacak ödeme planında adi alacaklar için Ekim 2022 Nisan 2023 Ekim 2023 Nisan 2024 Nisan 2025 Ekim 2025 olacak şekilde %40 iskontolu olarak 7 taksitte nakdi ve gayri nakdi rehinli kısımları için mevcut teminatları borca mahsup edilerek kalan borç bakiyesi için Ekim 2022 Nisan 2023 Ekim 2023 Nisan 2024 Ekim 2024 Nisan 2025 Ekim 2025 olacak şekilde %100 oranda 7 taksitte nakdi ve gayrinakdi ödeme yapılacağının belirtildiğini, yerel mahkemenin ise 01.04.2021 tarihli duruşmada verilen kararla; söz konusu komiser raporuna rağmen alacağı 50.000 TL ve üzeri olan alacaklılara ödemelerin %40 iskonto ile ödenmesine karar verildiğini, İİK 308/h maddesine göre sadece uzun vadeye tabi olma düzenlenmiş ise de, müvekkili banka hakkında oluşturulan ödeme planında, rehinli alacaklı olmalarına rağmen, anapara alacaklarından %40 tenzilat uygulandığını, rehinli ile temin edilmiş alacaklının kural olarak konkordatoya tabi olmadığını, buna rağmen rehinli alacak miktarı üzerinden tenzilat uygulanmasının açık kanun hükmüne aykırılık teşkil ettiğini, yerel mahkeme kararının İİK.mad.308/b hükmüne aykırı açık ve anlaşılır olmadığını, teminata ilişkin verilen hüküm kısmında hangi alacaklı için ne miktar teminat yatırılması gerektiğine dair hiçbir açıklık bulunmadığını, müvekkili banka alacağının bir kısmının çekişmeli alacak olmasına rağmen müvekkil banka alacağının çekişmeli kısmı yönünden teminat yatırılmasına karar verilmediğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Müdahil … A.Ş. Vekili 16.04.2021 tarihliistinaf dilekçesinde; davacı … A.Ş.’ne muhtelif krediler tesis edilerek kullandırıldığını, kullandırılan kredilerin teminatını teşkil etmek üzere; – 17/12/2013 Tarih ve … yevmiye numarasıyla … A.ş. Adına Kayıtlı Olan;. İstanbul İli … Mahallesi … Ada … Parsel … Blok …, …, …, …, …, …, …, …, … Bağımsız Bölümlü Taşınmazlar Üzerine 1. Dereceden 7.500.000,00 bedelle müvekkili banka lehine ipotek tesis edildiğini, taşınmazlardan 31 ve 45 bağımsız bölümlü taşınmazların ipotekle birlikte 10/08/2018 tarihinde 3. Kişilere devredildiğini, komiser heyetine müvekkili bankanın 2.678.004,42 TL nakit 31.700,00 TL gayri nakit kredi alacaklarının kaydı için müracaat ettiklerini, komiser heyetinin müvekkili banka alacağının tamamının rehinle temin edilmiş ve faiz işlemesinin de devamı dikkate alınması gerekirken 1.857.096,15 TL nakit ve 30.100,00 TL gayri nakit alacağı kaydettiklerini, müvekkili bankanın borçlu aleyhinde İstanbul …Icra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında 16.07.2019 tarihinde takip başlattığını, kesinleşen takibe göre alacak miktarının 2.553.809,37 TL olduğunu, 3 Kişi adına kayıtlı olan ve borçlu adına kayıtlı olmayan taşınmazların, müvekkili alacağının Rehinle Teminat altına alınmış olan kısmı belirlenirken ayrık tutulduğunu ve Rehinli alacak tutarlarına eklenmediğini, üçüncü kişiye ait malların rehniyle güvence altına alınan alacakların, IIK m. 302 çerçevesinde adi alacak olarak nitelendirilemeyeceğini, müvekkili banka alacağının rehinle teminat altına alındığını, ipotek teminatına bağlı alacaklarının tamamını ipoteklerin paraya çevrilerek alabilecek iken bu imkanın ellerinden alınmasının anayasal mülkiyet hakklarının ihlali sonucunu doğurduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Müdahil … A.Ş. Vekili 13.04.2021 tarihli istinaf dilekçesinde; konkordato projesinin yasal unsurları taşımadığını, davacı şirketin tamamıyla icra takibinden kurtulmak ve “konkordato kurumunun sağladığı imkanlardan kötü niyetli şekilde faydalanmak” amacıyla konkordato başvurusunda bulunduklarını, müvekkil bankaya alacak kaydına yönelik herhangi bir davetiye gönderilmediğini, bu sebeple alacak kaydı yaptıramadıklarını, mahkeme dosyasında belirlenmiş olan alacak tutarının eksik ve hatalı olduğunu, dosyaya sunulmuş olan Ödeme Planı’nda Müvekkil Banka’nın rehinli alacaklı sıfatı ile alacak miktarının 13.636.000.00-TL şeklinde belirlendiğini, müvekkili banka ile davacı … A.Ş arasında 16.07.2013 tarihli 15.000.000-TL ve 6.000.000-TL tutarında, 20.10.2014 tarihli 5.000.000-TL tutarında, 28.10.2015 tarihli 7.000.000-TL tutarında Genel Kredi Sözleşmeleri imzalandığını, borçludan toplan 18.977.933,93-TL alacaklı olduklarını, yerel mahkemece verilmiş olan rehinli malların satışlarının ertelenmesine yönelik tedbirin hukuki yararının bulunmadığını, kararın İİK’nun 307. Maddesine aykırı olduğunu, müvekkili banka lehine ipotek tesis edilmiş davacı’ya ait toplamda 29 adet taşınmaz bulunduğunu, söz konusu taşınmazlardan 7 adet taşınmaz yönünden de müvekkil banka lehine ipotek tesis edilmiş olmasına rağmen müvekkili banka’nın muvafakati olmaksızın taşınmazların 3. kişilere satışının gerçekleştirildiğini, 3. kişilere satışı yapılan 7 taşınmaz haricinde kalan 22 taşınmazın da davacı şirket … adına kayıtlı olduğunu, ancak yerel mahkeme tarafından söz konusu hususlar gözetilmeden müvekkil banka lehine ipotek tesis edilmiş 29 taşınmazın tamamı yönünden satışın ertelenmesine yönelik bir tedbir kararı verildiğini. söz konusu kararın Müvekkil Banka yönünden doğuracağı sonuçlar düşünüldüğünde kabulü mümkün olmadığını belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Müdahil … A.Ş. Vekili 15.04.2021 tarihli istinaf dilekçesinde; borçlu … A.Ş.(ne kredi kullandırıldığını, sözleşmelerde borçlular … A.Ş., … ve …ın müşterek borçlu ve rnüteselsil kefil olduğunu, alacağın tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi ile takibe geçildiğini, borçlu şirketten toplam 64.707.625,34 TL alacaklı olduklarını, 19.07.2019 tarihli dilekçe ile alacağın kaydının talep edildiğini, borçlunun 40.778.516,00 TL’lik kısmı kabul ettiğini, alacaklarının teminatlı alacak olup, İ.İ.K’ nun 294. Maddesi gereği faiz işletilmesi gerektiğini, alacağın kesinleşmesine rağmen borçlunun tamamen keyfi olarak alacağın bakiye kısmını kabul etmemesinin kanuna ve hukuka aykırı olduğu gibi, borçlunun kötü niyetli hareket ettiği ve konkordato talebinde ciddi olmadığı, tamamen süre kazanmak ve alacaklıları zarara uğratmak kastıyla hareket ettiğinin açık bir göstergesi olduğunu, davacı tarafından mahkemeye sunulan projenin 30. Sayfasında; “… Protokol yapılamayn finans kuruluşlarına ise; Adi alacakları için ekim 2022 – nisan 2023 – ekim 2023 – nisan 2024 – ekim 2024 – nisan 2025 – ekim 2025 olacak şekilde 7 taksitte %40 iskontolu nakdi veya gayrinakdi ödeme yapılacaktır. Rehinli kısımları için mevcut teminatları borca mahsup edilecek olup kalan borç bakiye için ekim 2022 – nisan 2023 – ekim 2023 – nisan 2024 – ekim 2024 – nisan 2025 – ekim 2025 olacak şekilde 7 taksitte %100 oranda nakdi veya gayrinakdi ödeme yapılacaktır.” teklifinde bulunulduğunu, Konkordato komiseri tarafından mahkemeye sunulan Rehinli Alacaklılara Ödeme Planı’nda müvekkiline 2021 yılı içerisinde 1.893.155,00 TL senet karşılığı, 16.483.000,00 TL gayrimenkul karşılığı ödeme yapılacağı, daha sonra 3.051.195,86 TL’lik taksitler halinde 7 taksit ile toplamda 39.734.525,99 TL ödeme yapılacağının bildirildiğini, söz konusu miktarın mahkeme tarafından verilen 06/07/2020 tarihli ara karar ile tespit edilen 40.778.516,00 TL’den daha aşağıda bir meblağa denk geldiğini, bu ödeme planının gerçekleşmesinin mümkün bulunmadığını, müvekkili bankaya ipotekli görünen ipotekli taşınmazların büyük çoğunluğunun 3.ncü kişilere satıldığını, bu satışlardan kaynaklı tüketici mahkemelerinde davalar açıldığını ve halen daha bu davaların derdest bulunduğunu, hatta bir kaç tüketici mahkemesi dosyasında müvekkili banka aleyhine kararlar verildiğini ve ipoteklerin kaldırıldığını, bu davalarda istinaf incelemelerinin devam ettiğini, ipoteklerin kaldırılması ile birlikte müvekkili alacağının bir kısmının rehinli alacaktan adi alacağa dönebilme durumunun söz konusu olacağını, konkordatonun değerlendirilmesi aşamasında bu durumun dikkate alınmadığını, ayrıca, senet ile ödeme yapılmasının da mümkün olmadığını, davacı tarafından bankaya verilen senetleri üçüncü şahıslar tarafından keşide edilmiş senetler olduğunu, tüm senetler hakkında tedbir kararı bulunduğunu, senetlerin tahsil kabiliyetinin bulunmadığını, davacı tarafından müvekkiline 39.734.525,99 TL ödeme yapılmasının mümkün olmadığını, Kaldı ki, müvekkilinin rehinli alacaklı olduğundan dolayı alacağına faiz işletebileceğini, davacı ile imzalanan sözleşmeler kapsamında alacağa yıllık %60 oranında faiz işletildiğinde müvekkili alacağının 19.07.2019 tarihi itibari ile 64.707.625,34 TL olduğunu, alacaklılar toplantısında süreye uyulmadığını, komiser heyetinin raporunu yasal 7 günlük sürede ibraz etmediğini, İİK.m.307 hükümlerine aykırı olarak rehinli malların satışının 1 yıl ertelenmesine karar verildiğini, konkordato projesinin gerçekleşmekten uzak, tamamen süre kazanmak ve alacaklıları zarara uğratmak kastıyla oluşturulduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, İİK 285 vd maddelerinde düzenlenen konkordato talebidir. Öncelikle, talebin niteliği ve mahkemece re’sen değerlendirilmesi gereken usul kurallarının incelenmesi uygun görülmüştür. 2004 sayılı İİK‘nun 285. maddesinde, yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiş, yasada, İflasa tabi olan borçlu için İİK ‘nun 154. maddesine atıf yapılarak ilgili maddenin birinci veya üçüncü fıkrasında yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesinin, iflasa tabi olmayan borçlu için ise yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu vurgulanmıştır. Somut yargılamada, davanın, dava tarihi itibariyle yetkili ve görevli asliye ticaret mahkemesinde açıldığı, yargılamanın yetkili mahkemece gerçekleştirildiği sabittir. Diğer yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde belirtilen şekilde, vekaletnamede konkordatoya ait özel yetkinin mevcut olduğuda anlaşılmıştır. Hükmün niteliği, istinaf nedenleri ve uyuşmazlık konuları dikkate alınarak inceleme yapılması gerekmiştir. Borçu şirketler vekilinin, 02.11.2018 tarihli başvurusu üzerine, 08.11.2018 tarihli ara karar ile 3 ay geçici mühlet kararı verildiği, 06.02.2019 tarihli celsede mühletin 2 ay süre ile uzatılmasına, 05.04.2019 tarihli ara karar ile 1 yıl süre ile kesin mühlet kararı verildiği, 03.04.2020 tarihli ara kararla bir yıllık kesin mühlet süresinin 6 ay süre ile uzatılmasına, 86 günlük sürenin eklenerek sürenin sona erme tarihinin 30/12/2020 olduğuna dair ara karar oluşturulduğu, 30.12.2020 tarihli celsede, İİK’nun 304/2 maddesine göre kesin mühletin 2 ay süre ile uzatılmasına karar verilmiştir. Konkordato komiser raporları, şirket malvarlığının tespitine dair raporlar dosyaya ibraz edilmiştir. Uyuşmazlık, borçlu şirketin konkordato projesinin başarı şansının olup olmadığı, toplantıya çağrı ve raporların ibrazında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, tasdik şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, çekişmeli alacakların kabulünün ve projedeki indirim oranının uygun olup olmadığı, alacağı rehinle teminat altına alınan alacaklıların nisapta doğru temsil edilip edilmedikleri, mahkemenin teminat ve harç hesabında eksiklik yada hatalı değerlendirmesinin bulunup bulunmadığı, rehinli malların satışının 1 yıl süreyle ertelenmesi konusundaki yasal şartların oluşup oluşmadığı, şirketin malvarlığının korunması için İflas kararı verilmesinin gerekip gerekmediği kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmıştır. Mahkemece, komiser heyeti raporları, bilirkişi heyet raporu ile dosya kapsamına göre konkordato tasdik talebinin kabulüne karar verilmiştir. Konkordato komiser heyeti tarafından gerçekleştirilen 04.07.2019 tarihli ilan üzerine, alacaklılar alacak kayıt talebinde bulunmuşlardır. İİK m. 300 uyarınca borçlunun beyanı alınarak, borçlu şirketin alacak kayıt talebini kısmı ve / veya tamamen reddettiği alacakların çekişmeli hale gelmesi ve komiser heyeti tarafından rapor düzenlenmiştir. 20.03.2020 ve 26/06/2020 tarihli komiser raporlarında çekişmeli alacaklarla ilgili değerlendirmeler yapılmıştır. Mahkemece 06/07/2020 tarihli ara karar ile çekişmeli alacaklar hakkında ara karar tesis edilmiştir. 27.02.2020 tarihli ara karar ile alacaklılar kurulu oluşturulmuştur. Alacaklılar toplantısına davet ilanının Basın İlan Kurumunda 28.0.2020 tarihinde, Ticaret Sicil Gazetesinde 30.09.2020 tarihinde ilan edildiği, toplantının 12-13/10/2020 tarihlerinde yapıldığı, iltihak süresinin 20.20.2020 tarihinde sona erdiği, toplantıya istinaf edenlerden … ve … Bankasının katıldığı ancak oy kullanmadıkları, …’ın katılarak kabul oyu kullandığı, …- …, …-…, …, …, …’nin toplantıya katılmadıkları, …, … ve …’nın toplantıya katılarak projeye ret oyu kullandıkları, …, …, … Bankasının alacaklılar listesinde yer almadığı anlaşılmıştır. Mahkemece komiser heyeti raporlarının bilirkişi marifeti ile değerlendirilmesine karar verilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır. 25.02.2021 tarihli bilirkişi raporunda; davacı … A.Ş yönünden; rayiç değer bilançosuna göre şirketin özvarlığı (-) 133.093.022,88 TL olup şirket borca batık durumda olduğu, Komiser Heyetinin nihai raporuna göre de şirketin özvarhğının (-) 106,363.623,50 TL olup şirketin borca batık durumda olduğu, şirketin borca batık olduğu yönündeki değerlendirmeyi etkilememekle birlikte, Komiser Heyetinin hesapladığı borca batıklık tutan arasındaki (-) 26.729.399,38 TL’lik farkın iştirakler hesabında, şirketin iştiraki olan … AŞ’nin rayiç değer bilançosuna göre özvarlık tutarının % 70’inin gösterildiği, bu uygulamanın Komiser Heyetinin uygulaması ile aynı olmakla birlikte iştirakin değerinin 31.789.132,83 TL (= 45.413.046,90 x 0,7) olarak hesaplandığı, farkın bundan kaynaklandığı, … A.Ş ‘nin rayiç değer bilançosuna göre şirketin Özvarüğının (+) 45.413.046,90 TL olup şirketin borca batık durumda olmadığı, … A.Ş’nin iflası halinde varlıklarından elde etmesi muhtemel gelirin borçlarını karşılamaya yetmeyeceği, iflas durumunda şirketin varlıklarının değerinin rehinli ve imtiyazlı alacaklıların alacaklarını karşılamaya dahi yetmeyeceği ve bunlar ödendikten sonra adi alacaklılara kalan bîr tutar olmayacağı, şirketin projesinde yer alan ödeme teklifinin “Alacağı 20.000 TL’den az olan alacaklılara ödemeleri % 100 oranında Ocak 2021 ‘de tek taksitle yapılacaktır. Alacağı 20,000 TL – 30.000 TL arasında olan alacaklılara ödemeleri %10 iskonto ile, 20.000 TL Ocak 2021 ‘de, kalanı temmuz 2021 ‘de toplamda 2 taksitte ödenecektir. Alacağı 30.000 TL – 40,000 TL arasında olan alacaklılara ödemeleri %20 iskonto ile, 20.000 TL Ocak 2021 ‘de, kalan temmuz 2021‘de toplamda 2 taksitte ödenecektir. Alacağı 40.000 TL – 50.000 TL arasında olan alacaklılara ödemeleri %30 iskonto ile 20.000 TL Ocak 2021 ‘de, kalanı temmuz 2021 ‘de toplamda 2 taksitte ödenecektir. Alacağı 50.000 TL ve üzeri olan alacaklılara ödemeleri %40 iskonto ile, Ocak 2021 ‘de ilk taksit asgari 20.000 TL olacak şekilde, kalanı yine asgari 20.000 TL olacak taksitlerle Temmuz 2021, Ocak 2022, Temmuz 2022, Ocak 2023 ‘de toplamda 5 taksite varan vadelerle ödenecektir. Finans kuruluşlarına yapılacak ödemelerde, protokol yapılan kuruluşlara protokol kapsamında ödemeler yapılacak olup, protokol yapılmayan finans kuruluşlarına ise; – Adi alacakları için ekim 2022 – nisan 2023 – ekim 2023 – nisan 2024 – ekim 2024 – nisan 2025 – ekim 2025 olacak şekilde 7 taksitte %40 Iskontolu nakdi veya gayrinakdi ödeme yapılacaktır. – Rehinli kısımları için mevcut teminatları borca mahsup edilecek olup kalan borç bakiye için ekim 2022 – nisan 2025 – ekim 2023 – nisan 2024 – ekim 2024 – nisan 2025 – ekim 2025 olacak şekilde 1 taksitte %100 oranda nakdi veya gayrinakdi ödeme yapılacaktır. ” şeklinde olduğu, iflas halinde adi alacaklıların alacaklarına kavuşmalarının mümkün olmadığı tespit edildiğine göre, konkordatonun iflasa nazaran alacaklıların lehine olduğu, kefil olan diğer şirket içinde aynı durumun söz konusu olduğu, … A.Ş’nin sunulan borç ödeme kaynakları tablosuna göre, konkordatonun başarıya ulaşmasının ancak gayrimenkullerin alacaklı finans kuruluşlarına devredilebilmesi ve çoğu vadesi geçmiş bulunan senetli (çek dahil) alacaklann tahsil edilmesi durumunda mümkün olacağı, sunulan borç ödeme kaynakları tablosuna göre, borç ödemelerinden sonra şirkete 69.108.329,00 TL kaynak kalacağı, fakat esasında hazırlanan borç ödeme kaynakları tablosunun hatalı olduğu, Zira borçlu … şirketinin projesinde borçların tenzilatlı olarak ödenmesi öngörülmesine rağmen, borç ödeme kaynakları tablosunda, şirketin borçlarının tamamının faizsiz ödeyecekmiş gibi hesaplama yapıldığı, sunulan projeye göre borç ödeme kaynakları tablosu hazırlandığında, borç ödemelerinden kalacak tutann 69.108.329,00 TL’nin çok üzerinde gözükeceği, dosya kapsamı incelendiğinde, borçlu … şirketinin çok sayıda tüketici davasının bulunduğu, bu davalar nedeniyle … şirketinin ödemesinin gerekeceği yüklü miktarlarda vekalet ücreti ve dava masraflannın olacağı, aynca borçlu … şirketinin rehinli alacaklı sayısının fazlalığı nedeniyle işleyen faizlere bağlı olarak yine yüklü miktarlarda faiz giderine katlanacağı bu nedenle, her ne kadar kağıt üstünde borçlu … şirketinin kaynak fazlası gözükse de aslında borçlu … şirketinin fiiliyatta kaynak fazlasının olmayacağı, yani şirketin borçlarım tenzilatsız olarak veya daha az bir tenzilat ile veyahut da faiziyle ödemesinin mümkün olamayacağı, bu nedenle kaynakların borçlarla orantılı olduğu kanaatine varıldığı, … A.Ş’nin “Cari Alacak” kaleminden sağlamayı öngördüğü 2.200.543,24 TL tutarı “Cari Alacak” kaleminden projede belirtildiği şekliyle 2021 sonuna kadar sağlanmasının pek mümkün olmadığı, fakat borçlu şirketin kaynaklarının borçlarını ödemeye yettiğinin görüldüğü, şirketin kaynaklarının borçlarıyla orantılı olduğu, alacaklılar toplantısında yapılan oylamada … A.Ş yönünden; 678 alacaklının kabul 221 alacaklının ret oyu kullandığı, (% 75,42 kabul % 24,58 ret) alacak miktarına göre 599.862,931,24 TL kabul, 256.290,546,24 TL ret (% 70,06 kabul % 29,94 ret) oyu ile yasadaki nisabın sağlandığı, … A.Ş ‘ yönünden; 20 alacaklının kabul, 8 alacaklının ret oyu kullandığı (% 71,43 kabul, %28,57 ret) alacak miktarına göre 422.584,151 TL’nin kabul, 9.993.69 TL’nin ret oyu ( %97,69 kabul, %2,31 ret) ile yasadaki nisabın sağlandığı, … şirketinin İİK’nın 206. maddenin birinci sırası kapsamında kalan 41.027,93 TL borcunun bulunduğu, bunun haricinde, mühlet içerisinde komiserin izniyle doğup da ödenmemiş herhangi bir borcunun kalmadığı, borçlunun 41.027,93 TL’yi “Teminat” açıklamasıyla vezneye yatırdığı, diğer şirket için teminat şartının bulunmadığı, … A.S. Yününden: komiser heyetince hazırlanan gerekçeli raporda, konkordato nisabına mesnet teşkil eden alacak tutarı olan 856.153.497,48 TL üzerinden binde 2,27 oranıyla harç hesabı yapıldığı ve yatırılması gereken harcın 2.311.614,44 TL olarak bulunduğu, oysa 856,153.497,48 TL üzerinden binde 2,27 oranıyla harç hesaplandığında 1.943.468,44 TL sonucuna ulaşıldığı, Komiser Heyetinin de yapılan bu hesaplama hatası fark ederek 21/12/2020 tarihinde dosyaya yatırılması gereken tasdik harcının 1.943.468,44 TL olduğuna dair yazı sunduğu, … şirketinin 23/12/2020 tarihinde 1.943.468,44 TL tutarında tasdik harcını yatırdığı, Komiser Heyetinin son yaptığı tasdik harcı hesabının da yanlış olduğu, komiser heyetinin, … şirketinin konkordato nisabına mesnet teşkil eden alacak tutan olan 856.153.497.48 TL üzerinden harç hesabı yaptığı, Halbuki borçlu … şirketinin projesinde borçların tenzilatlı bir şekilde ödenmesinin öngörüldüğü, konkordato projesi tasdik edildiğinde, 856.153.497,48 TL tutannda bir ödeme yapılmayacağı, oysa konkordato tasdik harcının, alacaklılara ödenmesi kararlaştınlan para üzerinden hesaplanacağı, bu nedenle yatırılması gereken tasdik harcının 1.943.468,44 TL’nin aşağısındaki bir tutar olacağı, … A.S. Yönünden: yatırılması gereken 981,95 TL tasdik harcının yatırıldığı, borçlulardan … şirketinin rehinli borcunun bulunduğu, borçlulardan … şirketinin ise rehinli borcunun bulunmadığı, Komiser Heyetince hazırlanan gerekçeli rapordan, borçlulardan … şirketi ile rehinli alacaklıların bazıları arasında gayrimenkul devri öngören protokoller imzalandığının tespit edildiği, yani … şirketi ile rehinli alacaklılar arasında imzalanan protokollerde, nakdi ödeme öngören anlaşma bulunmadığı, Kanun koyucunun İİK 308/h hükmünü, nakdi ödeme öngören anlaşmalar için kurguladığını, Kanunun anlaşma sağlanamayan rehinli alacaklıyı, konkordato talep tarihinden itibaren taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan temerrüt öncesi faiz oranı uygulanmak suretiyle diğer rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmalardan en uzun vadelisine tabi kılması, İİK m.308/h hükmünün ancak nakdi ödeme öngören protokollerin varlığı halinde uygulanabileceğini gösterir mahiyette olduğu, … şirketinin rehinli alacaklılarıyla yaptığı anlaşmaların tamamının gayri nakdi ödeme öngördüğünden, somut olayda İİK m.308/h hükmünün uygulanmasına imkan bulunmadığı belirtilmiştir. Alacaklılar … A.Ş., … -…, …, …- …, … Bankası A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş. Vekillerinin istinaf talepleri ile kamu düzenine ilişkin değerlendirme sonucunda; 6100 sayılı HMK’nın 297/2 madde ve fıkrasında “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmü düzenlenmiştir. Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Gerek mülga 1086 sayılı HUMK 382 ve devamı maddelerinde gerekse de yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 294 vd. maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması gerekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi, dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş olacaktır. Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi, verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kılmaktadır. Dosya kapsamından; İİK.nun 308/h maddesi kapsamında rehinli alacaklılarla borçların yapılandırılması şartlarının sağlanıp sağlanmadığı yönünden yapılan incelemede; … şirketi ile rehinli alacaklılar arasında imzalanan protokollerde nakdi ödeme öngören anlaşma bulunmadığı, protokollerin gayrimenkul devrini öngördüğü, bu nedenle İİK.nun 308/h hükmünün uygulanmayacağı, … şirketinin ise herhangi bir rehinli borcu bulunmadığından bu madde yönünden uygulama imkanı olmadığı anlaşılmıştır. Nitekim mahkemenin gerekçeli kararında da konkordato projesinin rehinli alacaklar yönünden kabul edilmediği belirtilmiştir. Hükümde ise adi alacak rehinli alacak ayrımı yapılmaksızın konkordatonun tasdikine karar verildiği görülmüştür. Bu şekilde kabul edilmemesine rağmen rehinli alacaklar yönünden de projenin onaylandığı anlamına gelecek şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Konkordato tasdik şartları İİK’nun 305. Maddesinde düzenlenmiş olup, şartlardan biriside 305/b maddesi gereğince, “… teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması..” halidir. Bilirkişi heyet raporunda; “…. Zira borçlu … şirketinin projesinde borçların tenzilatlı olarak ödenmesi öngörülmesine rağmen, borç ödeme kaynakları tablosunda, şirketin borçlarının tamamının faizsiz ödeyecekmiş gibi hesaplama yapıldığı, sunulan projeye göre borç ödeme kaynakları tablosu hazırlandığında, borç ödemelerinden kalacak tutann 69.108.329,00 TL’nin çok üzerinde gözükeceği, dosya kapsamına göre, borçlu … şirketinin çok sayıda tüketici davasının bulunduğu, bu davalar nedeniyle … şirketinin ödemesinin gerekeceği yüklü miktarlarda vekalet ücreti ve dava masraflannın olacağı, aynca borçlu … şirketinin rehinli alacaklı sayısının fazlalığı nedeniyle işleyen faizlere bağlı olarak yine yüklü miktarlarda faiz giderine katlanacağı bu nedenle, her ne kadar borçlu … şirketinin kaynak fazlası gözükse de, aslında borçlu … şirketinin fiiliyatta kaynak fazlasının olmayacağı, yani şirketin borçlarının tenzilatsız olarak veya daha az bir tenzilat ile veyahut da faiziyle ödemesinin mümkün olamayacağı,…” tespitinden sonra “…. bu nedenle kaynakların borçlarla orantılı olduğu kanaatine varıldığı,…” yönündeki tespitin çelişkili olduğu, mahkemece bu yönde bir araştırmanın yapılmadığı anlaşılmıştır. Konkordato, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için başvurabileceği kendine özgü bir cebri icra kurumudur. Konkordatoda amaç, elinde olmayan nedenlerle işleri iyi gitmeyen, mali durumu bozulmuş olan ve borçlarını ödeyip faaliyetlerini devam ettirmek isteyen dürüst borçluyu koruyarak mali durumunun iyileşmesini sağlamak ve alacaklıların, borçlunun muhtemel bir iflasına nazaran, daha fazla ölçüde alacaklarına kavuşma olanağı yaratmaktır. Konkordato ile alacaklılar, alacaklarının bir kısmından vazgeçerler ve/veya borçluya, ödeme konusunda belirli bir vade tanırlar. Bu durumdaki bir borçlunun iflas etmesi, faaliyetlerinin tümüyle sona ermesine ve alacaklıların alacaklarını büyük oranda tahsil edememelerine neden olur. İçinde bulunduğu mali koşullara göre borçluya borçlarını belirli bir oran veya vadeyle ödeme imkanı verilmesi hem borçlu bakımından ve hem de alacaklılar bakımından olumlu sonuçlar doğurur. Alacaklılar arasında eşitlik esasına dayalı bir ödeme sağlanır ve borçlu iktisadi faaliyetlerine devam eder. Böylece borçlu, piyasadaki varlığını sürdürürken, piyasadaki istikrar ve istihdam imkanları da korunmuş olur. Konkordato süreci alacaklılar arasında eşitlik ilkesine dayalı olarak yürütülür. Konkordatoda alacaklılar arasında herhangi bir ayırım yapılmaksızın benzer durumda bulunan bütün alacaklıları kapsayan adil ve dengeli bir ödeme planının ortaya konulması ve alacaklıların tatmin edilmesinde de aynı ilkeler gözetilmelidir. İİK’nın 305. maddesinde hükme bağlanan konkordato koşullarının kümülatif olarak bir arada bulunması halinde mahkeme konkordatoyu tasdik edecektir. Mahkemenin bu aşamada geniş bir takdir yetkisi bulunmaktadır ve tasdik yargılamasında re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Mahkeme, tasdik yargılamasında konkordato projesini kontrol edecek, konkordato sürecinde yapılması gereken işlemlerin zamanında ve kanuna uygun olarak yapılıp yapılmadığını denetleyecektir. Şekli inceleme kapsamında yapacağı en önemli tespit, komiserin süresi içinde dosyayı kendisine teslim edip etmediğidir. İçerik olarak dikkatle araştırması gereken husus ise borçlunun alacaklılar arasında dengeyi koruyup korumadığıdır. (Öztek S./Budak A.C./ Yücel M.T./Kale S./Yeşilova B., Yeni Konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019, s. 539.) Somut olayda, … A.Ş yönünden; 678 alacaklının kabul 221 alacaklının ret oyu kullandığı, (% 75,42 kabul % 24,58 ret) alacak miktarına göre 599.862,931,24 TL kabul, 256.290,546,24 TL ret (% 70,06 kabul % 29,94 ret) oyu ile … A.Ş ‘ yönünden; 20 alacaklının kabul, 8 alacaklının ret oyu kullandığı (% 71,43 kabul, %28,57 ret) alacak miktarına göre 422.584,151 TL’nin kabul, 9.993.69 TL’nin ret oyu ( %97,69 kabul, %2,31 ret) ile 302/3-a maddesinde öngörülen nisabın sağlandığı belirtilmiştir. Konkordato projesi ekinde bir ödeme planı yapılmış olup, buna göre Davacı … Anonim Şirketi’nin; alacağı 20.000 TL’den az olan alacaklılara ödemelerin %100 oranla Ocak 2021’de tek taksitte; alacağı 20.000 TL – 30.000 TL arasında olan alacaklılara ödemelerin %10 iskonto ile, 20.000 TL Ocak 2021’de, kalanı Temmuz 2021’de toplamda 2 taksitte; alacağı 30.000 TL – 40.000 TL arasında olan alacaklılara ödemelerin %20 iskonto ile, 20.000 TL Ocak 2021’de, kalanı Temmuz 2021’de toplamda 2 taksitte; alacağı 40.000 TL – 50.000 TL arasında olan alacaklılara ödemelerin %30 iskonto ile, 20.000 TL Ocak 2021’de, kalanı Temmuz 2021’de toplamda 2 taksitte; alacağı 50.000 TL ve üzeri olan alacaklılara ödemelerin %40 iskonto ile, Ocak 2021’de ilk taksit asgari 20.000 TL olacak şekilde, kalanı yine asgari 20.000 TL olacak taksitlerle Temmuz 2021, Ocak 2022, Temmuz 2022, Ocak 2023’de toplamda 5 taksite varan vadelerle ödenmesine, davacı … Anonim Şirketi’nin projesine göre; alacağı 30.000 TL’den az olan alacaklılara ödemelerin %100 oranla Ocak 2021’de tek taksitte, alacağı 30.000TL’den fazla olan alacaklılara ödemelerin %100 oranla Nisan 2021 ve Temmuz 2021’de eşit iki taksit halinde ödenmesi öngörülmüştür. Davacı … yönünden taksitler Ocak 2021 tarihinden başlayıp Ocak.2023 tarihine kadar yayılmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere, konkordatoda, alacaklılar arasında mutlak eşitliğin sağlanması şart olmayıp, dengeli ve adil bir ödeme planı ortaya konulması, alacaklıların da buna göre tatmin edilmesinin sağlanması amaçlanmaktadır. Somut olayda, projeye olumlu oy kullananların çoğunluğu 50.000,00 TL’nin üzerindeki alacaklılardan oluşmaktadır. Mahkemece “.. alacağı 50.000 TL ve üzeri olan alacaklılara ödemelerin %40 iskonto ile, Ocak 2021’de ilk taksit asgari 20.000 TL olacak şekilde, kalanı yine asgari 20.000 TL olacak taksitlerle Temmuz 2021, Ocak 2022, Temmuz 2022, Ocak 2023’de toplamda 5 taksite varan vadelerle ödenmesine,” karar vererek projeyi tasdik etmiştir. Bu öngörü ile hareket edildiğinde davacı …’ın son taksite kadar asgari 20.000,00 TL ödeme yapmasının önü açılmış olacaktır. Bu durumda alacaklı üzerindeki ortaya konulan ödeme planında alacağı yüksek olanlar için öngörülen asgari ödeme ve vade tarihleri itibari ile davacının bu vade tarihlerine kadar aynı ödeme gücüne sahip olup olamayacağını ya da bu tarihlere kadar konkordatonun feshedilip edilmeyeceğini önceden öngörmek mümkün değildir. Böyle bir ihtimalde, küçük alacaklı grubu alacağının tamamını ya da büyük bir bölümünü tahsil etmiş olacak iken diğer alacaklılar daha az oranlarda tahsil imkanına kavuşmuş olacaklardır. Sonuç olarak, bu ödeme planının alacaklıların adil ve dengeli bir şekilde tatmin edilmesi ilkesine uygun olduğunu söylemek mümkün değildir. Bu durumda, mahkemece, İİK’nın 304. ve 305/2. maddesi hükümleri uyarınca, davacı …’ın ödeme planının özellikle bankalar olmak üzere büyük alacaklılar aleyhine olduğu, alacaklılar arasında adil ve dengeli dağıtım ilkesine aykırı davranıldığı hususları gözetilerek, projede bu yönde düzeltme yapılmasının sağlanması, aksi takdirde İİK’nın 308. maddesi hükmü uyarınca, konkordatonun tasdiki talebinin reddiyle, doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin mevcut olması halinde, davacı borçlu şirketlerin iflasına karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve yanılgılı gerekçeye dayalı karar tesisi isabetli olmamıştır. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 02.03.2021 tarih, 2021/1209 E. 2021/569 K. sayılı ilamı) İİK’nın 307/1 maddesinde; “Borçlunun talebi üzerine, tasdik kararında rehinli malın muhafaza altına alınması ve satışı, karardan itibaren bir yılı geçmemek üzere aşağıdaki şartlarla ertelenebilir. a)Rehinle temin edilen alacak konkordato talebinden önce doğmuş olmalıdır. b)Rehinle temin edilen alacağın konkordato talep tarihine kadar ödenmemiş faizi bulunmamalıdır. c)Borçlu rehinli malın, işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğunu ve paraya çevrilmesi durumunda ekonomik varlığının tehlikeye düşeceğini yaklaşık olarak ispat etmiş olmalıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Söz konusu bu düzenleme uyarınca; rehinli mallarının satış ve muhafazasının ertelenmesi için borçlunun bu yönde talebinin bulunması, koşulların gerçekleşmediğine yönelik rehinli alacaklıların delillerinin toplanması ve bentlerde belirtilen koşulların sağlanıp sağlanmadığına dair mahkemece değerlendirme yapılması gerekmektedir. Ancak, mahkemece söz konusu karara yönelik gerekçe yerinde herhangi bir değerlendirmeye yer verilmemiştir. Bu hali ile mahkemece söz konusu yasal düzenlemenin koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğine yönelik deliller toplanarak ve de hukuki değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle müdahiller … A.Ş., … -…, …, …- …, … Bankası A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş. Vekillerinin istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1.a.6 gereğince kabulüne dair karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, 1- Alacaklılar …, …, … Bankası vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 346/(1) ve 352/(1)-b maddeleri uyarınca REDDİNE, 2-Alacaklılar …, … A.Ş, … Ltd. Şti. … & …, … vekillerinin istinaf başvurularının HMK 297 /1-ç bendi gereğince REDDİNE, 3-Alacaklılar … A.Ş., …-…, …, …- …, … Bankası A.Ş., … A.Ş., … A.Ş., … A.Ş. Vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1.a.6 gereğince KABULÜNE, 4-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1307 Esas, 2021/317 Karar, 01/04/2021 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 5-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 6-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 7-Müdahil taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.04/11/2021