Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1210 E. 2022/1093 K. 03.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1210 Esas
KARAR NO: 2022/1093
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 16/03/2021
NUMARASI: 2019/149 Esas, 2021/307 Karar
DAVA: TAZMİNAT (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 03/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin dava dışı sigortalılarına (…, …, …, …, …, … ve …) tedavi masrafları kapsamında ödeme yapıldığını, sağlık sigortası genel şartlarının 12.maddesi uyarınca ödenen tutarın %50’lik kısmının davalıdan tahsilinin talep edildiğini, davalıya yapılan müracaatların sonuçsuz kaldığını iddia ederek 196.755,31 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; dava dilekçesinde iddia olunan hastane kayıtları ve fatura örneklerinin taraflarına tebliğ edilmediğini, somut olayda müşterek sigorta yerine çifte sigorta hükümlerinin uygulanması gerektiğini, TTK’nın 1467/b bendi gereğince ikinci sigorta sözleşmesinin geçersiz sayılacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece 09/04/2019 tarihli celsede; farklı poliçe ve farklı kişiler için yapılan tedavi ödemelerinin tahsiline ilişkin taleplerin tefrikine karar verilmiş, iş bu dosya mahkemenin 2018/568 Esas sayılı dosyasından tefrik edilerek 2019/149 Esasına kaydedilmiş, iş bu dava, dava dışı …’ın tedavi ödemelerinin tahsili istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:Mahkemece; davacının davalıya rücu etmesinde yasal koşulların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; TTK ve TBK’nın ilgili hükümleri doğrultusunda rücu haklarının bulunduğunu, bilirkişi raporlarının birbiriyle çeliştiğini, somut davada müşterek sigorta hükümlerinin uygulanabilirlik koşullarının oluştuğunu, Sağlık Sigortası Genel Şartlarının müşterek sigorta başlıklı 12.maddesinde masrafların sigortacılar arasında teminatlar oranında paylaşılacağına yer verildiğini iddia ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava; dava dışı sigortalıların tedavi giderlerine ilişkin yapılan ödemelerin özel sağlık sigortası kapsamında %50’lik kısmının davalı şirketten rücuen tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda rücu şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, verilen karar davacı tarafından istinaf edilmiştir. Dosya istinafa geldikten sonra; davalı vekili ibraz ettiği 06/09/2022 tarihli dilekçesinde, davacı ile yaptıkları protokol kapsamında sulh olduklarını, vekalet ücreti ve yargılama giderleri taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir. Davacı vekili ibraz ettiği 01/09/2022 tarihli dilekçesinde; ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş ise de davalı ile yapılan protokol uyarınca sulh olduklarını, bu sebeple istinaftan feragat ettiklerini, dava konusuz kaldığından yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiş, dilekçe ekinde sulh ve ibraname başlıklı belgeyi ve usulüne uygun düzenlenmiş vekaletnamesini dosyaya ibraz etmiştir. 6100 sayılı HMK’nın “sulhun zamanı” başlıklı 314.maddesinde; ” (1) Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. (2) (Ek:22/7/2020-7251/30 md.) Sulh, hükmün verilmesinden sonra yapılmışsa, taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi, dosya kanun yolu incelemesine gönderilmez ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince sulh doğrultusunda ek karar verilir. (3) (Ek:22/7/2020-7251/30 md.) Sulh, dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra yapılmışsa, Yargıtay temyiz incelemesi yapmaksızın dosyayı sulh hususunda ek karar verilmek üzere hükmü veren mahkemeye gönderir.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Aynı yasanın “sulhun etkisi” başlıklı 315/1.maddesinde; ” Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. ” düzenlemesine yer verilmiştir. İlk derece mahkemesince, davanın esası hakkında karar verildikten sonra davacı taraf istinaf kanun yoluna başvurmuş, dava dosyası istinaf aşamasında iken taraflar uyuşmazlık hakkında sulh olmuşlar, buna ilişkin sulh protokolünü dosyaya ibraz etmişlerdir. Her iki taraf vekili, ibraz ettikleri dilekçede sulhe göre karar verilmesini talep etmemişler, vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını beyan etmişlerdir. Sulh görülmekte olan bir davada taraflar arasındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdiren bir sözleşmedir. Dosyada, her iki taraf sulh sözleşmesine göre karar verilmesini talep etmediğinden HMK’nın 315/1.fıkrası gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, her iki tarafça yapılan yargılama giderlerinin beyanları doğrultusunda kendi üzerilerinde bırakılmasına ve taraflar lehlerine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, davacı vekili istinaf başvurusundan feragat ettiğini beyan etmiş ise de tarafların sulh olduğu, buna ilişkin protokolün dosyaya ibraz edildiği anlaşıldığından davacının istinaf başvurusu hakkında inceleme yapılmasına ve karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Dairemiz dosyasına ibraz edilen sulh protokolü gereğince İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/149 Esas, 2021/307 Karar ve 16/03/2021 tarihli kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden HÜKÜM TESİSİNE, 2a)Taraflar sulh olduklarından ve sulhe göre karar verilmesini talep etmediklerinden dava hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA, b)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 Sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL peşin harç ile 37,00 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 117,70 TL harçtan tefrik olunan iş bu dosyaya davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 73,30 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, c)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,d)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA,e)Taraflarca vekalet ücreti talep edilmediğinden taraflar lehine vekalet ücreti taktirine YER OLMADIĞINA,4-Tarafların sulh olduğu, bu sebeple dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşıldığından davacının istinaf başvurusu hakkında inceleme yapılmasına ve karar verilmesine YER OLMADIĞINA,5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA, 7-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA,8- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 333. maddesi gereğince, hükmün kesinleşmesi ile birlikte yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra yatıran tarafa İADESİNE,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/2 bendi ile aynı kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.03/10/2022