Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1156 E. 2021/1135 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1156 Esas
KARAR NO: 2021/1135
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 21/04/2021
NUMARASI: 2020/217 Esas
BİRLEŞTİRİLEN İSTANBUL 20 ATM’nin2021/84 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA: TAPU İPTALİ VE TESCİL (Satın Almaya Dayalı)
KARAR TARİHİ: 14/10/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili 13.04.2020 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili kooperatif mülkiyetinde bulunan İstanbul İli, Ayazağa … ada … parsel … metre kare arsa üzerindeki …-…-…-…-… Bloklardan oluşan taşınmazlardaki ferdileşme işleminin yapıldığını, tapuya tescil işleminin yapıldığını, davalılardan …’ın arkadaşı …’nin kooperatif kuruluşundan 30.06.2019 tarihine kadar yönetim kurulu üyesi- başkanı olarak görev yaptığını, 30.06.2019 tarihinde yapılan 2018 olağan genel kurulda, kanun, ana sözleşme ve iyiniyet esasları ile genel kurul kararlarına aykırı fiilleri nedeniyle tüm yönetim ve denetleme kurulunun azledildiğini, azledilen yönetim kurulunun kooperatife ait belge ve evrakları seçilen yönetim kuruluna teslimden kaçındığını, 04.09.2019 tarihinde az bir kısmının teslim edildiğini, … ve … blokların üst katlarında inşa edilen taşınmazlardan olan dava konusu taşınmazın üyeler arasında kuraya dahil edilmeyerek üyelere verilmediği, azledilen yönetim kurulu üyeleri … ve … tarafından muvazaalı olarak kendilerine ve yakınlarına devredilerek kendilerine ve yakınlarına haksız menfaat sağlandığının tespit edildiğini, dava konusu dairelerinde içinde olduğu bu dairelerin normal dairenin iki katı yüzölçümünde en üst katta, önü açık, orman manzaralı ve 3 cepheli, özetle yüz ölçümü ve konum olarak özellikli daire olduğunu, … ve … blokların üst katında inşa edilen özellikli dairelerin tümünün esasen azledilen yönetim kurulu başkanı … ile yönetim kurulu üyesi …’a ve yakınlarına devredilmiş olduğu ve …, … ve davalı … ile …’ın paravan olarak kullanıldığının ortaya çıktığını, davalı …’ın iyiniyetli 3. kişi olmadığını iddia ederek, kooperatif mülkiyetinde bulunan, İstanbul İli, Sarıyer Ayazağa … ada … parsel … metrekare arsa üzerindeki … Blok … numaralı taşınmazın tapu kaydına taşınmazın devrinin önlenmesi için teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasını, … Blok … numaralı taşınmazın tapu kaydının muvazaa nedeniyle iptali ile tüm takyidatlar terkin edilerek rakyidatlarından ari olarak kooperatif adına tesciline, tapu kaydının iptali ve tescili mümkün olmadığında bedel farkının tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞTİRİLEN İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2021/84 ESAS SAYILI DOSYASI ; Davacı vekili, 08.02.2021 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili kooperatif mülkiyetinde iken 20.05.2013 tarihinde muvazaalı olarak davalı adına tescil edilen, İstanbul İli, Sarıyer Ayazağa … ada … parsel … metre kare arsa üzerindeki … Blok … ve … Blok … nolu iki adet taşınmazın öncelikle devirlerinin önlenmesi amacı ile HMK 389. maddesi gereğince gayrimenkul için ayrı ayrı ihtiyati tedbir kararı verilmesini, tapu kayıtlarının muvazaa nedeniyle iptali ile tüm takyidatlar terkin edilerek takyidatlardan ari olarak müvekkili kooperatif adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı kooperatif tarafından davalı … hakkında açılan tapu iptali ve tescili davası iş bu dava ile birleştirilerek 10.02.2021 tarihli yazı ile dosyaya gönderilmiştir. İlk Derece Mahkemesinin 07.05.2020 Tarihli ara kararı; Mahkemece, asıl dosyada davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile İstanbul İli, Sarıyer İlçesi Ayazağa … ada … parsel … metre kare arsa üzerindeki … Blok … nolu taşınmazın tapu kaydına taşınmazın devrinin önlenmesi için teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin 16.02.2021 Tarihli Ara Kararı; Mahkemece, davacı vekilinin, ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile İstanbul İli, Sarıyer İlçesi Ayazağa … ada … parsel … metre kare arsa üzerindeki … Blok … ve … Blok … numaralı taşınmazların tapu kaydına taşınmazın devrinin önlenmesi için teminatsız olarak İhtiyati tedbir kararı verilmiştir.
CEVAP; Davalı … vekili, davacının, müvekkili ile hiçbir ilgisi olmayan ihtilafları kötüniyetle huzurdaki dava ile bağdaştırıldığını, ne dava konusu, ne de dava dışı bahsi geçen şahıslarla hiçbir bağlantısı ve özel ilişkisinin söz konusu olmadığını, eski yönetim kurulu başkanı … ile uzaktan tanıyor olmanın ötesinde herhangi bir özel ilişkisi olmadığını, müvekkilinin bedeli karşılığında gayrimenkul satın almaktan başka davacı kooperatifle hiçbir bağlantısı olmadığını, ayrıca bahsi geçen … ve … bloka yapılan çatı katlarına sonradan eklenen katlar olmadığını, o tarihe kadar imar sorunları sebebiyle yapılması geciktirilmiş daireler olduğunu, mimari projesine göre … nolu dairenin en üst katta dubleks ve 75 metre kare olarak 04.05.2006 tarihli kat irtifakına konu tadilat projesinde mevcut olduğunu, projeye aykırılığın davalı kooperatifin 5 blokunun tamamında mevcut olduğunu, dava konusu dairenin 09.09.2008 tarihli yönetim kurulu kararı ile imalata başlandıktan sonra 6 ay içerisinde ödenmek koşuluyla satıldığını, müvekkilinin daireyi yönetim kurulu kararında olduğu gibi 70.000,00 TL bedelle aldığının doğru olduğunu, daireye iki misli fazla katanın müvekkili olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … vekili, müvekkilinin dava konusu daireyi satın almadan önce davacı kooperatifin eski yöneticileri veya akrabaları arasında hiçbir yakınlığı veya menfaat ilişkisi olmadığını, müvekkilinin dairenin satış tarihinden çok daha öncesinde de yurt dışında yaşadığını, müvekkiline satılması öncesinde dava konusu daireye ilişkin ileri sürülen iddiaların tümüyle gerçek dışı ve hayal ürünü olduğunu, 30.06.2019 tarihinde davacı kooperatifin eski yöneticilerin azlinden sonra yeni yöneticilerin karalama kampanyası ile kendi koltuklarını sağlama almaya çalıştıklarını, daire satışı için ödenen 70.000,00 TL bedelin dava tarihindeki karşılığının en az 500.884,40 TL olduğunu, daire satış ve tahsisi yapılan herkesin üye kabul edildiğini ve üyelikleri üzerinden tapu tahsis ve devirlerinin yapıldığını iddia ederek, öncelikle peşin harcın tahsiline, ihtiyati tedbir kararının iptaline, aksi kanaatte davanın gerçek değeri olan 900.000,00 TL üzerinden teminatın en az %20 olarak alınmasını, gerçek değerin takdiri için re’sen bilirkişi incelemesi yaptırılarak harcın tamamlattırılmasını istemiştir. Davalı … vekili birleştirilen ek dava ile tedbir kararına itiraz ederek, müvekkilininde taraf olduğu kesinleşmiş mahkeme kararları, savcılık takipsizlik kararları, beraat kararı, müfettiş raporunun 189. maddedeki nihai kanaati göz önünde bulundurulduğunda davanın usulsüz ve hukuka aykırı olduğunu, dava konusu … ve … numaralı müvekkiline ait dairelerin 29.06.2008 tarihli genel kurulda kuraya ayrılan dairelerden olduğunun doğru olduğunu, bununla beraber kura kararının mahkeme kararı ile iptal edildiğini, tedbir kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu iddia ederek, tedbir kararının kaldırılmasını aksi kanaat halinde dava değerinin %25’den aşağı olmamak üzere teminat karşılığı devamına karar verilmesini, davanın zamanaşımı ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 21.04.2021 TARİHLİ ARA KARARI: Mahkemece, birleştirilen 20 Asliye Ticaret Mahkemesinin dosyasında verilen 16.02.2021 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılması aksi halde teminat alınmasına dair tedbire itiraz üzerine mürafaa yapılmasına verilerek vekillerinin dinlenildiği, mahkemece verilen 16.02.2021 tarihli tedbir kararının kaldırılmasına dair talebin mevcut koşul ve şartlarda değişiklik olmadığı dikkate alınarak reddine, teminat alınmasına yönelik itirazın, takdiren teminatsız verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının, dava değeri olarak gösterilen 680.000,00 TL ‘nin %15 olan 102.000,0O TL teminatın davacı tarafından mahkeme veznesine yatırılması halinde mahkemenin 16.02.2021 tarihli İhtiyati tedbir kararının bu şekilde değiştirilmesine, teminatın yatırılmaması halinde 16.02.2021 tarihli teminatsız ihtiyati tedbir kararının kaldırılması hususunda Sarıyer Tapu Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: 21.04.2021 tarihli ara karar yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak, istinaf edilen ara kararda teminatın yatırılması için taraflarına süre verilmediğini, öte yandan teminatın yatırılması için kooperatifin nakti varlığının da olmadığını, dava ile elde edilecek dava konusu malvarlığının korunması için ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğunu, teminatsız talep nedenlerinin dava dilekçesinde açıklandığını, davalı ile azledilen yönetim kurulunun işbirliği ile gerçekleştirilen muvazaalı işlemler nedeniyle azil tarihinden sonra kooperatifin tüm malvarlığına haciz konulduğunu mevcut haliyle müvekkili kooperatiften teminat yatırılmasının beklenmesinin toplumsal barış ve adaleti zedeleyeceğini, hak arama hürriyetinin ihlali niteliğini taşıyacağını iddia ederek, ara kararın kaldırılmasını ve 16.02.2021 tarihli tedbir kararının devam içeriği ile yeniden hüküm tesisini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde bedelin tahsili istemine ilişkindir. İhtiyati tedbir talep eden, teminat alınmaksızın verilen ihtiyati tedbir ara kararına karşı, davalı tarafın İtirazının kabulü ile teminat alınmasına dair verilen ara karara, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 394/5.fıkrası gereğince istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf talebine konu ihtiyati tedbir talebine itiraz üzerine verilen karar, HMK 341. madde kapsamında ve 394/5. fıkrası uyarınca istinaf yoluna başvurulabilen kararlardan olması nedeniyle talebin incelenmesi gerekmiştir. İhtiyati tedbir, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun onuncu kısmında, “ Geçici Hukuki Korumalar” üst başlığı altında, 389 vd maddelerde düzenlenmiştir. HMK 389. maddede “ İhtiyati tedbirin şartları “ “(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. (2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır. ” Şeklinde açıklanmıştır. 390. madde başlığı “İhtiyati tedbir talebi “ olup “3”. fıkrada “ Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır “ ifadelerine yer verilmiştir. Fıkrada ifade edilen tam ispat değil yaklaşık ispattır. Mahkemenin, ihtiyati tedbir isteyenin hakkının mevcut olduğuna kanaat getirmesi ( onu kuvvetle muhtemel görmesi ) yeterlidir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 392. maddesinde, ihtiyati tedbirde teminat gösterilmesi düzenlenmiştir. Maddede, İhtiyati tedbir talep edenin haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorunda olduğu, talebin resmî belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkemenin gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına karar verebileceği belirtilmiştir. Yasal düzenleme kapsamında teminat alınması istisnai durumlar haricinde emredici niteliktedir. Yasal düzenlemede yer verilen istisnai durumlar iş bu davada mevcut değildir. Diğer taraftan, işin esasını etkileyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı oluşturulması da mümkün değildir. Aksi halde İhtiyati tedbir kararının geçici hukuki koruma niteliği tartışmalı hale gelecektir. Bu nedenlerle, davacı vekilinin, yasanın emredici düzenlemesi kapsamında, ihtiyati tedbire itirazın kısmen kabulü ile teminat alınmasına dair verilen ara karara karşı yapmış olduğu istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. HMK 393. maddesinde, ihtiyati tedbirin uygulanması, bu kararın tedbir isteyen tarafa tefhim ve tebliğden itibaren bir hafta içinde talep edilmek zorunda olunduğu, aksi halde kanuni süre içinde dava açılmış olsa dahi tedbir kararının kendiliğinden kalkacağı düzenlenmiştir. Aynı yasanın 391/2. fıkrasında, ihtiyati tedbir kararında hangi hususların yazılacağı belirtilmiştir. Yasanın ilgili hükümleri kapsamında, ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilen kararında aynı nitelikte yazılması, itiraz üzerine verilen karara karşı kanun yoluna başvurulabilme düzenlemesi ve kararın infazında tereddüt yaşanmaması gibi hususlar dikkate alındığında isabetli ve kaçınılmaz olacaktır. Somut davada, 21.04.2021 tarihli ara kararla, 16.02.2021 tarihli İhtiyati tedbir kararının teminatın karşılanması halinde değiştirilmesine şeklinde hüküm tesis edilmiştir. Ne var ki teminatın yatırılmasına dair davacı tarafa süre verilmemiştir. Bu ise, infazda tereddüt yaratabilecek ve hak kaybına neden olabilecektir. Bu nedenle ara kararda ki bu eksiklik isabetli görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ve özellikle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 392. maddesi ve ilgili mevzuat hükümleri uyarınca, davalı vekilinin İhtiyati tedbir ara kararına dair itirazı üzerine teminata dair verilen karar isabetli olduğundan davacı vekilinin buna dair istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Ne var ki itiraz üzerine verilen ara kararda, teminat yatırılmamasına dair sonucun belirtilmesine rağmen, teminatın karşılanmasına ilişkin davacı tarafa süre verilmemiş olması nedeniyle ara kararın, HMK 297, 391 madde ve ilgili hükümleri çerçevesinde infazda tereddüt uyandıracağından ara kararın bu yönden isabetli olmadığı sonucuna varılmıştır. Ne var ki, bu şekilde ki bir hata yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyeceğinden, hükmün HMK 353/1-b/2. fıkrası gereğince düzeltilerek aşağıdaki gibi ara karar verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ( İnceleme ve düzeltme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 355. madde kapsamında davacı vekilinin istinaf nedenleri ile sınırlı tutularak gerçekleştirilmiştir)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1-İhtiyati tedbir talep edenin, itiraz üzerine verilen ara karara karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun kısmen KABULÜNE, 2-İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/217 Esas sayılı derdest dosyada verilen 21.04.2021 tarihli ara kararının KALDIRILMASINA, 3- a)Davalı … vekilinin birleştirilen İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/84 Esas, 2021/133 Karar sayılı dosya yönünden mahkememizce verilen 16.02.2021 tarihli İhtiyati tedbir kararına karşı yaptığı İtirazın süresinde olmadığının tespiti ile talebin İhtiyati tedbirin kaldırılmasına yönelik olarak nitelendirilmekle ;ihtiyati tedbirin kaldırılmasına yönelik talebin mevcut koşul ve şartlarda değişiklik olmadığı dikkate alınarak REDDİNE, b) Davalı … vekilinin teminat alınması yönündeki talebinin kabulü ile birleşen dosya için dava değeri olarak gösterilen 680.000,00 TL’nin %15 ‘i olan 102.000,00 TL teminatın davacı tarafından ara kararın tebliğ tarihinden itibaren bir haftalık kesin süre içerisinde davacı tarafından mahkememe veznesine yatırılması halinde, mahkemenin 16.02.2021 tarihli İhtiyati tedbir kararının bu şekilde değiştirilmesine, c) Kesin süre içerisinde teminatın yatırılmaması halinde mahkememizin 16.02.2021 tarihli teminatsız İhtiyati tedbir ara kararı gereği taşınmaz üzerine konulan ihtiyati tedbirin kaldırılması hususunda Sarıyer Tapu Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL harç peşin olarak alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 6-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1- f bendi ile 394/5. fıkrası gereğince kesin olmak üzere aynı yasanın 353/1-b/2. fıkrası gereğince düzeltilerek oybirliğiyle karar verildi.14/10/2021