Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1144 E. 2021/1236 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1144 Esas
KARAR NO: 2021/1236
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
EK KARAR TARİHİ: 08/06/2021
NUMARASI: 2018/1110 Esas, 2020/231 Karar
DAVANIN KONUSU: Konkordato Tasdiki
KARAR TARİHİ: 04/11/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar … Ltd Şti, … A.Ş., … – …, … ve … vekili 26/11/2018 tarihli dilekçe ile; müvekkili şirketlerden … Limited Şirketinin Arnavutköy – İstanbul adresinde faaliyet gösteren şirket olduğunu, şirketin metal ahşap, cam seramik, porselen, taş, mum, plastik, kağıt, polyester olmak üzere her türlü mutfak eşyası imalatı, alımı – satımı, ithalatı ve ihracatını yapmak, her türlü mutfak eşyalarının toptan ve perakende alım – satımı yapmak, bu amaçla fabrika ve tesisler kurmak ve diğer konularda faaliyetlerde bulunmak amacıyla kurulduğunu, ekonomik daralmadan etkilendiğini beilrterek İİK 286.maddesi gereğince ön görülen tüm belgelerin mevcudiyeti dikkate alınarak, üç aylık süre ile geçici mühlet kararı verilmesini, gerekli görülmesi halinde geçici mühletin iki ay daha uzatılmasını, İİK 289. maddesi gereğince bir yıllık kesin mühlet verilmesini ve gerekli görülmesi halinde bu mühlet kararının altı ay daha uzatılmasını ve İİK 305 ve devamı maddeleri gereğince konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, 26/11/2018 tarihli ara karar ile; davacılar … ve …’un yerleşim yerlerinin Avcılar olduğu, bu yerin mahkeme yargı çevresinde olmadığı gerekçesiyle adı geçen davacılar yönünden HMK 167.maddesi gereğince davanın dosyadan tefrikine, ayrı bir esasa kaydına karar verilmiştir. Mahkemece, 27/09/2019 tarihli karar ile; konkordato talep eden … A.Ş. hakkındaki dosyanın HMK 167.maddesi uyarınca, iş bu dosyadan tefrikine ve başkaca bir esasa kaydına karar verilmiştir. Alacaklıların bir kısmı yargılamaya katılarak beyan ve itirazlarını sunmuşlardır.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; konkordato projesinin tasdikine, adi konkordatoya tabi 36.250.097,13 TL borcun aylık taksitler halinde ve ilk taksit 01.10.2020 tarihinde başlamak üzere 48 eşit taksitte alacaklılara ödenmesine, alacaklıların adi konkordato kapsamında kalan alacağı geçici mühlet kararının verildiği 29.11.2018 tarihinden sonra işleyecek olan faizden vazgeçtiklerinin kabulüne, İİK 306/2. maddesi uyarınca konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim ve tasfiye tedbirlerini almak üzere ve ödemelerin zamanında yapılıp yapılmadığının tetkiki ve şirketin işletmesinin durumu ve projesi uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda bu işlemleri yerine getirmesi bakımından kayyumun tayinine, kayyum tarafından iki ayda bir belirtilen hususlarda mahkemeye rapor verilmesine, kayyuma aylık 3.000,00 TL ücret takdirine, tasdik kararının İİK 288. Maddesindeki usulle ilanına, ilgili kurum ve kuruluşlara yazıyla bildirilmesine karar verilmiştir. Karar, … A.Ş. ve … Bankası A.Ş. vekilleri tarafından istinaf edilmiş, dairemiz 18/02/2021 tarih, 2020/2350 E. 2021/221 K. Sayılı kararı ile istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir. Davacı vekili mahkemeye sunduğu 31.05.2021 tarihli dilekçesinde davadan feragat ettiklerini bildirmiştir. Mahkemece 08.06.2021 tarihli ek kararla; HMK 310. maddesi gereğince de, feragatin hüküm kesinleşinceye kadar yapılabileceğini, dava dosyasının 24.03.2021 tarihinde kesinleştiği, davacı vekilinin feragat talebinin konkordatonun tamamen feshi talebi olarak değerlendirildiğinde ise İİK 308/f kapsamında bu hakkın yalnız alacaklılara tanındığı gerekçesi ile davacı vekilinin, davadan feragat ve konkordatonun feshi talebiyle ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: 08.06.2021 tarihli ek karar yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili şirketin süreç içerisinde daima alacaklılarının yararını gözettiğini, alacaklılarının alacaklarına en kısa sürede kavuşması için elinden gelen azami gayret ve çabayı gösterdiğini, Covid -19 Pandemi sürecinin müvekkili şirketin faaliyet alanı olan küçük ev aletleri ve pişirici ürünler sektöründe gerek yurt içi satışlarda gerek ihracat piyasasında oldukça olumlu etkiler yaşattığını, bu sebeple konkordato kesin mühleti içerisinde olan müvekkili şirket ve müvekkili şirketin grup firmalarının oldukça verimli bir dönem geçirerek konkordato projesinde belirttiğinden çok daha hızlı bir toparlanma yaşadığını, bu sayede bütün alacaklıların rızasının alınarak finansal kurumlar dahil protokoller yapıldığını, böylece müvekkili şirketin normal şartlarda faaliyet göstermesine elverişli ortamın tekrardan elde edildiğini, müvekkili şirkete karşı açılmış tüm dava ve takiplerin sonlandığını veya protokole bağlandığını, müvekkili şirketin TCMB Memzuc Kayıtları, KKB, Findeks gibi Merkezi Kayıt Sistemlerinde sicilini düzelterek tekrar finansal moralitesini kazanabilecek durumda olduğunu ve buna ihtiyaç duyduğunu, müvekkili şirketin faaliyetlerini kolaylaştırmak için bankalardan teminat mektupları alması gerektiğini, Bankacılık Kanununun protokol yapılan borçlarla ilgili 6 ( altı ) taksit ödendikten sonra ilgili krediyi kanuni takip kapsamından çıkarıp canlı kredilere alınabilmesine imkan tanıdığını, müvekkili şirketin bankalarla olan ilişkileri kanuni takip müşterisi olmaktan çıkarabilecek duruma geldiğini, İhracat veya İhracat Sayılan satışlar türünden ciddi miktarda işlem yapan müvekkili şirketin sürekli KDV vergi iadeleri işlemleri ile muhatap olduğunu, mevcut konkordato sürecinin bu işlemlerin daha hızlı yapılabileceği İTUS İndirimli Teminat Uygulama Sistemine mahal vermediğini, müvekkili şirketin bir an önce iade talep edilen tutarın %8i kadar banka teminat mektubu vererek tüm vergi iadelerini hızlıca alabilecek konuma geri dönmek istediğini, halihazırda 4 milyon TL kadar tutarın İTUS olmadığı için Haziran 2020’den beri biriktiğini, müvekkilinin daha önce dış ticaret işlemlerinde büyük kolaylıklar sağlayan ve Ekonomi Bakanlığınca belirli kriterleri temin eden seçkin firmalara verilen Onaylanmış Kişi Statü Belgesi OKSB sahibi iken konkordato süreciyle beraber bu hakkını kaybettiğini, Konkordato sürecindeki firmalara OKSB tahsis edilemediğini, bu durumun ithalata dayalı maliyet kalemlerini olumsuz etkileyip müvekkili şirketin ihracatlarına engel olduğunu, bu kapsamda müvekkili şirketin eskiden aldığı DİİB belgelerinin süresinin bitmek üzere olduğunu, en kısa sürede tekrar OKSB belgesi alarak buna bağlı DİİB alamama durumunda ciddi bir kısım ihracat işlemlerini kaybetmek durumunda kalacağını, müvekkili şirketin yurt içinde ve yurt dışında belirli opsiyon ve vadelerle tedarikçilerinden mal alımlarında alacak sigortası limitleri kullanabilmesi için konkordato sürecinden çıkmış olması gerektiğini, müvekkili şirketin konkordato sürecinin korumasından faydalanmak istemediğini, yerel mahkeme tarafından bu husus ile ilgili konkordato kayyumundan rapor alınması gerektiğini, ancak yerel mahkeme tarafından bu konuda işlem yapılmadığını, eksik inceleme yapıldığını belirterek ilk derece mahkeme ek kararının kaldırılarak müvekkili şirketin konkordatodan feragat beyanının kabulüne ve müvekkil şirket hakkında verilmiş olan konkordato tasdik kararının tüm sonuçları ile kaldırılarak Ticaret Sicil Gazetesi ve Basın İlan kurumunda ilanının yapılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, İİK 285 vd maddelerinde düzenlenen konkordato talebidir. Konkordatonun tasdikine ilişkin ilk derece mahkeme kararının 24/03/2021 tarihinde kesinleştiği yanlar arasında çekişmesiz olup, uyuşmazlık konkordato tasdik kararının kesinleşmesinden sonda davadan feragat edilip edilemeyeceği noktasında toplanmıştır. Davacı vekilinin vekaletnamesinde feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır. “Davadan feragat” müessesesi HMK’nın 307. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan madde hükmünde; feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmıştır. HMK.’nın 309.maddesinde aynen; “Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir…” hükmü yer almaktadır. HMK.’nın 310. maddesine göre “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.” Somut davada, konkordatonun tasdikine ilişkin kararın 24/03/2021 tarihinde kesinleştiği, İİK’da tasdik kararı ve kesinleşmeden sonra feragatle ilgili özel bir düzenlemenin bulunmadığı, alacaklılara fesih yetkisinin tanındığı, kararın kesinleşmesinden sonra davadan feragatin mümkün olmadığı, mahkemece tesis edilen ek kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1- İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1110 Esas, 2020/231 Karar ve 08/06/2021 tarihli ek kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacıı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar ve ilam harcı davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 2004 sayılı İİK’nun 293/3. fıkrasının atfıyla aynı yasanın 164/2. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.04/11/2021