Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1143 E. 2021/1442 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1143 Esas
KARAR NO: 2021/1442
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/05/2021
NUMARASI: 2020/278 Esas, 2021/440 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/12/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kargo hizmetinden dolayı davalıdan alacaklı olduğunu, hizmet bedelinin ödenmediğini, alacağın tahsili amacı ile davalı aleyhinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlattıklarını davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazının iptaline, takibin devamına, % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, dava değerinin 21.577,71-TL gosterildiği, davanın basit yargılamaya tabii olduğu, davanın 31.05.2021 tarihli celsede ikince kez takipsiz bırakıldığı gerekçesi ile 6100 sayılı HMK madde 320/4 gereğince davanın Açılmamış Sayılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; yasal düzenlemeler ve Adalet Bakanlığı’nın açıklamaları ile elektronik duruşma yapılması teşvik edilmekte iken, yerel mahkemenin hukuka aykırı şekilde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun, 28 Temmuz 2020 tarihli ve 31199 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiğini, Kanun’un 17. Maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (“HMK”) 149. Maddesinde değişiklik yaparak mahkemelerin, belirli durumlarda taraflardan birinin talebi üzerine veya re’sen duruşmaya ses ve görüntü nakli yoluyla katılım sağlanmasına karar verebileceğini düzenlediğini, duruşmaların ses ve görüntü nakli yoluyla yapılması imkânı yeni bir düzenleme olmamakla birlikte, ülkede yoğun şekilde görülen COVID-19 vakaları da dikkate alındığında, mahkemelerce bu uygulamanın kullanılmasının daha da önem teşkil eder hale geldiğini, Adalet Bakanlığı’nın resmi internet sitesinde yayımlanan çeşitli duyurularda, uzaktan duruşma uygulamasına ilişkin birtakım bilgilere yer verildiğini, bu uygulamanın 7.12.2020 tarihli Adalet Bakanlığı duyurusuna göre İstanbul, Ankara ve İzmir de dahil olmak üzere toplamda 30 il ve 260 mahkemede uygulanabilir hale geldiini, buna rağmen, huzurdaki dosyadaki e-duruşma taleplerinin reddedildiğini, dava dosyasının 31.05.2021 tarihli duruşmasının, Uyap duruşma sorgulama sayfasından aratıldığında, e-duruşma talebi gönderme butonunun aktif olduğunun görülerek mahkemeye talep gönderildiğini, mahkemece öninceleme duruşmalarında e-duruşma yapılamadığı belirtilmiş ise de, talep gönderme butonunun mahkemelerce aktif edilmekte olup, şayet e-duruşma olarak yapılamayacaksa mahkemece butonun aktif edilmemiş olması gerektiğini, zira mahkemece talep gönderme butonu aktif edilmemiş olsa idi talep göndermenin de mümkün olmayacağını, üstelik e-duruşma talebi gönderilmesinin ötesinde, yerel mahkemece e-duruşma talebinin kabul edildiğini, E-duruşmaya katılabilmek için, mahkemelerce duruşma saati geldiğinde “duruşmaya katıl” butonu aktif edilmekte ve taraflarca ancak bu halde katılım sağlanabildiğini, 31.05.2021 tarihli duruşmaya katılmak için, duruşma saatinde “duruşmaya katıl” butonunun aktif olması beklenirken, mahkemece butonun aktif edilmediğini, mahkeme kalemi arandığında bağlantı sorunları yaşanabildiği, sorunun devam etmesi halinde mazeretli sayılacaklarının bildirildiğini, E-duruşma talep dilekçesinde talebin reddi ihtimalinde mazeretli sayılmalarına karar verilmesi hususuna da yer verildiğini, dosyanın mahkemece takipsiz bırakılacağı ihtimalinin düşünülmediğini, Ancak daha sonra duruşma zaptı incelendiğinde, taraf vekili olarak duruşmaya katılmak üzere yapılması gereken tüm işlemleri gereği gibi yapılmış olmasına rağmen, mahkemece daha önce kabul edilen e-duruşma talebinin duruşma esnasında yok sayıldığı, mazeretli sayılma taleplerinin dahi reddedildiğinin anlaşıldığını, yerel mahkemece bir yandan e-duruşma butonu aktif edilip, e-duruşma talebi kabul edilirken, diğer yandan öninceleme duruşmalarında e-duruşma yapılamadığının belirtilmesinin açıkça çelişkili olduğunu, butonun aktif edilmesi ile duruşmanın e-duruşma olarak yapılabileceği kanaatinin oluşturulduğunu, mahkemenin hatasının kendilerine yüklendiğini, mazeretin belgelendirilmediği için reddine karar verilmesinin de hatalı olduğunu, e-duruşma talep gönderme butonundan evrak gönderilemediğini, mazerete dayanak belgelerin Uyap sistemindeki eksiklik nedeniyle mümkün olamadığını, 22.03.2021 tarihli duruşma için de, mazeret dilekçesi ibraz edildiğini ve aynı gün aynı saatte başka bir mahkemenin duruşması bulunduğunu gösterir duruşma zaptı ile mazeretin belgelendirilmesine rağmen, o tarihte de mazeretlerinin reddedildiğini, e-duruşma talep tarihi itibariyle, Covid-19 salgının oldukça yoğun yaşandığı dönemde mahkemece taleplerinin reddedilerek davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin, hukukun temel ilkelerinden olan dürüstlük ve hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkil şirketin 690 sayılı KHK İle yeniden düzenlenen 6758 sayılı Kanun’un 19/6 maddesi gereği davacı olduğu davalarda harçtan muaf olduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, alacağın tahsili amacı ile davalı aleyhinde başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacının davalı aleyhinde, 03.10.2017 tarihinde 21.577,71-TL asıl alacak üzerinden takip başlattığı, davalının takibe itiraz ederek takibi durdurduğu, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşımıştır. Uyuşmazlık, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı noktasında toplanmıştır. Davacı vekili, mahkemenin e-duruşma butonunun aktif gözüktüğünü, bu sebeple 31.05.2021 tarihli duruşmaya e- duruşma talebi gönderdiklerini, dilekçede ayrıca e-duruşma talebinin kabul edilmemesi durumunda mazeretli sayılmalarının istendiğini, ancak mahkemece her iki taleplerinin de reddine karar verilerek davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini işlemin usul ve yasa ayrıca hakkaniyete aykırı olduğunu iddia etmiştir. TTK 4/2 maddesinde, 28.02.2018 tarihli -7101 Sayılı Yasanın 61. Maddesi ile yapılan değişiklik ile; ticari davalarda miktar veya değeri 100.000 TL’yı geçmeyen ticari davalarda basit usul uygulanacağı düzenlenmiş, 22/07/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7251 Sayılı Yasanın 58. Maddesi ile TTK 4/2 maddesindeki parasal sınır “500.000 TL’ya ” çıkarılmıştır. Dava değeri dikkate alındığında, dava konusu uyuşmazlıkta basit yargılama usulu uygulanacağı ve HMK 150/6 maddesi gereğince bir defadan fazla takipsiz bırakılamayacağı, aksi halde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceği ihtilafsızdır. Dosyanın incelenmesinde; 23.06.2020 tarihinde açılan davanın aynı tarihli tensip zabtı ile taraflara ön inceleme duruşma gününün tebliğ edildiği, taraf vekillerinin 18.01.2021 tarihli ön inceleme duruşmasına mazeret gönderdikleri, mahkemece tarafların mazeretinin kabulü ile ön inceleme duruşmasının bir kereliğine ertelenmesine karar vererek yeni duruşma gününü 22.03.2021 tarihi olarak belirlediği, taraf vekillerinin bu celseye de mazeret dilekçesi gönderdikleri, mahkemece bu defa “Her iki taraf vekilinin de mahkememizin 18.01.2021 tarihli ön inceleme duruşmasına mazeret dilekçesi sunduğu ve bu nedenle ön inceleme duruşmasının bir kereliğine ertelenmesine karar verildiği, Mahkememizin bugünkü durumasında da her iki taraf vekilinin de mazeret dilekçesi sundukları anlaşılmakla, her iki taraf vekilinin mazeretlerinin reddine, taraflarca takip edilmeyen davanın yenileninceye kadar HMK 150. maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına karar verildi.” gerekçesi ile dosyanın işlemden kaldırıldığı, dosyanın davacı vekili tarafından yenilendiği, mahkemece yeni duruşma gününün 31.05.2021 tarihi olarak belirlediği, davacı vekilinin Uyaptan gönderdiği 28.05.2021 tarihli dilekçesinde ” Covid-19 salgını ve aynı tarihte başkaca duruşmalar bulunması nedeniyle e-duruşma talebimiz bulunmaktadır. Talebin reddi halinde mazeretli sayılmamıza ve öninceleme duruşmasının yokluğumuzda yapılmasına karar verilmesini..” talep ettiği, aynı celseye davalı vekilinin de mazeret gönderdiği, mahkemece 31.05.2021 tarihli celsede “…Her iki taraf vekilinin de mahkememizin 18.01.2021 tarihli ön inceleme duruşmasına mazeret dilekçesi sunduğu ve bu nedenle ön inceleme duruşmasının bir kereliğine ertelenmesine karar verildiği, Mahkememizin 22.03.2021 tarihli durumasında da her iki taraf vekilinin de mazeret dilekçesi sundukları, her iki taraf vekilinin mazeretlerinin reddine karar verilerek taraflarca takip edilmeyen davanın yenileninceye kadar HMK 150.maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına karar verildiği, dosyanın davacı vekilince yenilendiği mahkememizin 31.05.2021 tarihli duruşmasına davacı vekilinin e-duruşma talebi gönderdiği ancak UYAP altyapısının ön inceleme duruşmalarında e-duruşma sonrasında elektronik imza alınmasına uygun şekilde hazır hale getirilmediği anlaşıldığından, e-duruşma yapılamadığı davacı vekili aynı dilekçesinde yine mazeret sunduğu mazeretini de belgelemediği, davalı vekilinin de mazeret sunduğu mazeretini belgelemediği anlaşılmakla, daha önce işlemden kalkan dosyanın taraf vekillerinin mazeretinin reddi ile 6100 sayılı HMK madde 150’ye göre DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,” karar verildiği anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK’nın 150. maddesi; ” (1) Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. (2) Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez. (3) Duruşma gününün belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hâllerde gün tespit ettirilmemişse, son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle dosya işlemden kaldırılır. (4) Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, duruşma gün, saat ve yeri ile birlikte taraflara tebliğ edilir. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenileme talebinde bulunulursa, yeniden harç alınır, bu harç yenileyen tarafça ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, eski davanın devamı sayılır. (5) İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır. (6) İşlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi hâlde dava açılmamış sayılır. (7)Hangi sebeple olursa olsun açılmamış sayılan davadaki talep dahi vaki olmamış sayılır.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanunun 320.. maddesinde ise, “(…4) Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır.” düzenlemesine yer verilmiştir. 28.07.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7251 Sayılı Yasa ile değişik HMK 149. maddesinde; “Mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine talep eden tarafın veya vekilinin, aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla bulundukları yerden duruşmaya katılmalarına ve usul işlemlerini yapabilmelerine karar verebilir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir” düzenlemesi mevcuttur. Yönetmelik 30.06.2021 tarih ve 31527 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş olup, davacı vekilinin HMK 149. maddesi uyarınca 28.05.2021 tarihinde talepte bulunduğu, talepte bulunduğu tarih itibariyle yönetmeliğin yürürlükte olmadığı anlaşılmaktadır. Somut davada, üst üste verilen mazeret nedeniyle ön inceleme duruşmasının dahi tamamlanamadığı, e-duruşma talep tarihi itibari ile yönetmeliğin yürürlükte bulunmadığı da gözetildiğinde, ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesi yerinde olduğu, yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun reddine dair karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.09/12/2021