Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/111 E. 2021/165 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/111 Esas
KARAR NO: 2021/165
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 23/10/2020
NUMARASI: 2020/727 Esas
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/02/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin işletmekte olduğu hotellerinde davalıya konaklama hizmeti verdiğini, Cari Hesap Ekstreleri ile sabit olan fatura bedellerinin ihtara rağmen ödenmediğini, davalı aleyhinde Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlattıklarını, davalının takibe haksız yere itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalı şirketin … Havacılık A.Ş.’nin iştiraki olduğunu, … Havacılık A.Ş.’nin herkesçe bilindiği üzere iflas aşamasında bulunduğunu ve hakkındaki iflas davasının derdest olduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama sürecinde müvekkili alacağın tahsilinin imkansız hale gelmesi ihtimalinin ortadan kaldırılması amacıyla, davalının mal varlığının araştırılarak tespit edilen varlıklarına ve banka hesaplarına teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının delillerini usulüne uygun olarak sunmadığını, delillerin kendilerine tebliğ edilmediğini, davacıdan konaklama hizmeti alınmadığını, faturaların tebliğ edilmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; 23.10.2020 tarihli tensip ara kararı ile; HMK’nun 389. maddesi gereğince ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, uyuşmazlığın konusunun para alacağı olduğu gerekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; HMK’nun 33. Maddesi gereğince mahkemenin, önüne gelen bir davada dava ve cevap dilekçesindeki taraf beyanlarını yorumlayarak davanın hukuki nitelendirmesini yapması gerektiğini, eldeki davada alacağın tahsilinin önemli ölçüde zorlaşması nedeni ile ihtiyati tedbir talep edildiğini, Hakimin uyuşmazlığa yönelik hukuku en doğru şekilde uygulamak yerine ihtiyati tedbir talebini haksız bir şekilde reddettiğini, Yargıtay uygulamasınında bu yönde olduğunu, borçlu şirketin … Havacılık A.Ş.’nin iştiraki olduğunu, … Havacılık A.Ş.’nin kamuoyunda da bilindiği üzere iflas aşamasında bulunduğunu hakkındaki iflas davasının derdest olduğunu, HMK’nun 389. Maddesindeki şartların gerçekleştiğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılması ile davalı/borçlu şirketin mal varlığı, banka hesapları üzerine teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, fatura alacağının tahsili amacı ile davalı aleyhine başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, İhtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmıştır. Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacının davalı aleyhinde faturaya dayalı 39.328,22 TL üzerinden takip başlattığı, davalının borca, ferilerine ve İcra Müdürlüğü’nün yetkisine itiraz ederek takibi durdurduğu anlaşılmıştır. İhtiyati Tedbir, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Geçici Hukuki Korumalar” üst başlığını taşıyan onuncu kısmının 389 vd maddelerinde düzenlenmiştir. 389. maddede ihtiyati tedbirin şartlarına yer verilmiş, son cümlede ise, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği belirtilmiştir. Aynı yasanın 390/3.fıkrasında ise, tedbir talep eden tarafın davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu belirtilmiştir. Somut olayda, dava konusu, fatura alacağı olup davacı, davalı şirketin tüm malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir. Öncelikle, tedbir talep edilen davalının mal varlığı uyuşmazlığın konusu değildir. Uyuşmazlık konusu olmayan mal, hak ve alacaklar üzerine de ihtiyati tedbir konulaması mümkün değildir. Diğer yandan, davalı tarafın icra takibine karşı itirazı, yasanın kendisine tanıdığı bir hak olmakla birlikte, itirazın tek başına mal kaçırma maksatlı değerlendirilemeyeceği gibi, böyle bir kabul şekli, yasada düzenlenen, yaklaşık ispat şekli olarak değerlendirilemez. Öte yandan davacı vekili istinaf dilekçesinde, hukuki nitelemenin HMK’nun 33. Maddesi gereğince hakim tarafından yapılması geretiği ifade edilmişse de, dava dilekçesinde sadece davalının tüm malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş olup ihtiyati haciz talebinde bulunmamıştır. Bu sebeple mahkemece yalnızca ihtiyati tedbir şartları yönünde değerlendirme yapılarak bu yönde hüküm kurulmuştur. 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesi, “inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilir” yine; HMK’nun 357. maddesi ise “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu itibarla HMK’nun 357/1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, yargılama sırasında ileri sürülmeyen bir husus istinaf aşamasında ileri sürülemeyeceğinden davacı vekilinin ihtiyati haciz talebine yönelik istinaf itirazı değerlendirilmeye alınmamıştır. Açıklanan nedenlerle, ihtiyati tedbir şartları oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı + 162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 253,20 TL harcın, davalı tarafından peşin yatırılan 203,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 50,20 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-f bendi gereğince kesin olmak üzere üye Hakim …’nın muhalefeti ile oy çokluğuyla karar verildi.04/02/2021
MUHALEFET ŞERHİ Davacı vekili her ne kadar isteminde ihtiyati tedbir istemiş ise de davacının amacının para alacağını teminat altına almak olduğuna göre, HMK 33. maddesindeki gereğince “uygulanacak hukuk normunun resen hakimce tespit edilmesi ve uygulanması hakime aittir” ilkesi gereğince talep hakkında ihtiyati haciz hükümlerinin uygulanması ve bu hükümler çerçevesinde talebin değerlendirilmesi gereklidir. Alacaklının alacağı ve özellikle İhtiyati haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermesi gerekir. Buradaki ispat esas davadaki gibi tam bir ispat değildir. Alacağın varlığına delalet eden deliler de, alacağın varlığı hakkında mahkemede İhtiyati haciz kararı oluşturması için yeterli kanı oluşturabilir. Somut olayda, davacının alacağın varlığı için ileri sürmüş olduğu delillerden mutabakat mektuplarında davalı imza ve kaşesinin bulunmadığı, davacının diğer delillerinin de tek başına alacağın varlığına kanaat getirecek delil niteliği taşımadığı, mahkeme ret ara kararındaki gerekçenin yerinde olmadığı ancak sonuç itibari ile doğru olduğu, istinaf başvurusunun reddi kararı yerinde olmakla birlikte sayın çoğunluğun gerekçesinin HMK’nun 33. Maddesi ile bağdaşmadığından çoğunluğun bu yöndeki görüşüne muhalifim. 04/02/2021