Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1109 E. 2021/1248 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1109 Esas
KARAR NO: 2021/1248
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 25/02/2021
NUMARASI: 2017/98 Esas, 2021/188 Karar
DAVA: İFLAS (İflasın Açılması)
KARAR TARİHİ: 04/11/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili banka ile dava dışı … AŞ arasında 9.008513,44 Euro üst limitli kredi sözleşmesi akdedildiğini, davalıların borcu garantör sıfatıyla ödemeyi kabul ve taahhüt ettiklerini, dava dışı borçlunun yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle kredinin kat edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine davalılar aleyhine Büyükçekmece … İcra Müdürlyüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile genel iflas yolu ile takip başlattıklarını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazların kaldırılarak davalılara depo emri çıkartılması ve depo emrine rağmen borcun ödenmemesi halinde davalıların iflasına karar verilmisini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalılar … AŞ ve … AŞ vekili cevabında; asıl borçlu ile dava arasındaki sözleşmede Alman Hukukunun uygulanacağı ve uyuşmazlıkta Ştuttgart Mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığını, sözleşme para borcuna ilişkin olduğu için kefalet sözleşmesi olarak değerlendirilmesi gereken Garantörlük Sözleşmesinin asıl borcun tabi olduğu kurallara bağlı olması gerektiğini, yetkili mahkemenin Ştuttgart Mahkemesi olduğunu, davacının öncelikle asıl borçludan alacaklı olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini, asıl borçlu hakkında Alman Mahkemesinde alacağın varlığını ispatlayacak karar alınmadan garantör sıfatıyla müvekkilleri aleyhine dava açılamayacağını, asıl borçlu hakkında kesinleşen bir icra takibi, alacak davası ve iflas talepli bir dava bulunmadığını, asıl borçlu ile ilgili yargılamanın borcun varlığı ve miktarı açısında eldeki davayı etkileyeceğini davalı… Tekstil’in borca batık olmadığını, davalı … Ticaret’in ise Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/346 Esas sayılı dosyasında iflasın ertelenmesi davası açtığını, iflas davasından önce açılmış iflasın ertelenmesi davasının beklenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı … AŞ vekili cevabında; davaya konu kredi sözleşmesinde kredi alan konumunda olmayan müvekkili yönünden Alman hukukunun uygulanacağı ve Ştuttgart Mahkemelerinin yetkili olduğunun belirtildiğini, bu nedenle mahkemenin yetkisiz olduğunu, öncelikle yabancı mahkemede müvekkili hakkında alacağın varlığını ispatlayacak karar alınması gerektiğini, esas borçlu hakkında yetkili ifa ve yargı yerinde alacağın varlığı ispatlanmadan garantör konumudaki müvekkili aleyhine iflas davası açılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesi; taraflarca imzalanan sözleşmede “Bu taahhütten kaynaklanan tüm hak ve yükümlülükler, her bakımdan, münhasıran Federal Almanya Cumhuriyeti Kanunlarının hükmü altında olacaktır. Yargı yeri Stuttgart, Federal Almanya Cumhuriyeti’dir. Buna rağmen, herhangi başka bir mahkemede de bana karşı dava açılabilir.” hükmünün bulunduğu, alacak borç miktarının belirlenmesi bakımından Alman Hukuku ve Stuttgart Mahkemelerinin yetkili kılındığı, bu nedenle davacının alacaklı olduğunu ve miktarını Stuttgart Mahkemesinde açacağı alacak davası ile belirleyip kesinleştirdikten sonra iflas yollarından birisiyle alacağının tahsili yoluna gitmesi gerektiği, anılan yargı yerlerinde alacağının varlığını ispatlayacak bir karar alması ve bununla Türkiye de borçlu aleyhine iflas yoluyla takip yapması ve iflas davası açması gerekir iken; taraflar arasındaki hukuk ve yetkili yargı yeri seçimini ortadan kaldıracak ve özellikle alacağın başka bir yer hukukuna tabi kılınması sonucunu doğuracak şekilde doğrudan iflas takibi yapması ve bunu dayanak göstererek iflas davası açmasının yerinde olmadığı, dava konusu uyuşmazlık açısından mahkemenin yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle mahkemenin milletlerarası yetkisizliği nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davacı vekili, istinaf nedenleri olarak; rapor ve ek rapor alındıktan sonra davanın mahkemenin milletlerarası yetkisizliği nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, davalıların garanti mektubunu tek taraflı olarak düzenlendiğini, garanti mektubunda müvekkili bankanın imzası bulunmadığından taraflar arasında hukuk seçimi ya da yetki anlaşmasının varlığından söz edilemeyeceğini, kaldı ki garanti mektubunda herhangi bir mahkemede de garantöre dava açılabileceğinin düzenlenmesi karşısında Türk Mahkemelerinin yetkisinin de kabul edildiğini, sundukları uzman raporunda Türk Mahkemelerinin yetkili olduğunun açıkça mütalaa edildiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın davanın kabulünü talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, iflas yoluyla yapılan takibe itirazın kaldırılması ve iflas istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı bankanın dava dışı borçlu ile aralarındaki kredi sözleşmesi ile davalılarca düzenlenen garanti mektubuna istinaden davalılar aleyhine genel iflas yolu ile takip başlattığı, davalıların yasal süresinde takibe itirazı üzerine davacı alacaklının İİK 159/son fıkrası gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın kaldırılması ve iflas istemli iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır. Davacı şirketin dava dışı asıl borçlu ve garantör olan davalılar aleyhine iflas takipleri başlattığı, davalıların itirazı üzerine eldeki iflas davasının açıldığı, mahkemece, mahkemenin milletlerarası yetkisizliği nedeniyle davanın reddine karar verildiği görülmektedir. Davacının alacağına dayanak gösterdiği davalılarca düzenlenen garanti mektularında “Bu taahhütten kaynaklanan tüm hak ve yükümlülükler, her bakımdan, münhasıran Federal Almanya Cumhuriyeti Kanunlarının hükmü altında olacaktır. Yargı yeri Stuttgart, Federal Almanya Cumhuriyeti’dir. Buna rağmen, herhangi başka bir mahkemede de bana karşı dava açılabilir.” düzenlemesi mevcuttur. Garanti mektuplarında herhangi başka bir mahkemede de dava açılabileceğinin taahhüt edilmesi karşısında, ilk derece mahkemesinde bu husus değerlendirilmeksizin mahkemenin milletlerarası yetkisizliği nedeni ile davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır. Bu durumda mahkemece işin esası incelenerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerektiğinden, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/98 Esas, 2021/188 Karar ve 25/02/2021 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcı davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a6.fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.04/11/2021