Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1105 E. 2021/1235 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1105 Esas
KARAR NO: 2021/1235
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 14/04/2021
NUMARASI: 2020/847 Esas, 2021/421 Karar
DAVANIN KONUSU: İflas (Adi Takipten Doğan İflas (İİK 156))
KARAR TARİHİ: 04/11/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; kira borçlarını ödemeyen davalı şirket aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …, … İcra Müdürlüğü’nün …, …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyaları ile ilamsız icra takipleri başlatıldığını, ilamsız takiplerin bir defaya mahsus olmak üzere İİK m.43 gereğince iflas yolu ile takibe çevrildiğini, ödeme emirlerine itiraz edilmediğinden takiplerin kesinleştiğini belirterek davalının iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı usulüne uygun meşruhatlı davetiyeye rağmen cevap dilekçesi vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, davacının davalı hakkında iflas yolu ile başlattığı, takibin itiraz edilmeden kesinleştiği, davalının depo emrine rağmen borcu ödemediği gerekçesiyle davalının iflasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresi içerisinde davalı tarafından istinaf edilmiştir. Davalı istinaf dilekçesinde; 10.08.2017 tarihinde … ile kira sözleşmesi imzalandığını, taşınmazın 5+5 =10 yıl süreyle kiralandığını, kiralanan metruk binanın yasal süreçlerden geçerek okul haline dönüştürüldüğünü ve okul olarak kullanılabilmesi için gerekli resmi izinlerin alınarak, büyük bir masrafla … Akşam Lisesinin kurulduğunu, kira sözleşmesine rağmen …’in taşınmazı davacı …’a sattığını, davacı tarafından okulun tahliye edildiğini, başka bir okul yeri bulunarak yine külfetli bir masrafla yeniden faaliyete başladıklarını, daha sonra Covid-19 salgınının başgösterdiğini, tedbirler kapsamında sokağa çıkma yasaklarının uygulandığını, eğitim faaliyetlerinini durdurulduğunu, bu sebeple … taralından başlatılan icra takiplerine ait tebligatların ve huzurdaki davaya ilişkin tebligatların usulüne uygun yapılamadığını, mahkemede kendilerini savunamadıklarını, ülkenin içinde bulunduğu Covid-19 pandemisi sebebiyle bir çok kamu alacağının ertelendiğini, ancak diğer özel alacaklara ilişkin herhangi bir erteleme söz konusu olamadığını, okul bünyesinde 20 öğretmen, 5 yardımcı elaman, 5 hizmetli personel olmak üzere toplamda 30 kişi çalıştığını, 150 öğrencinin eğitin gördüğünü belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, İİK’nın 158. Maddesi uyarınca kesinleşmiş icra takibi nedeniyle borçlunun iflası istemine ilişkindir. Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasında; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 22.11.2018 tarihinde dayanak kira alacağı nedeniyle 79.840,00 TL asıl alacak, 1.556,88 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 81.396,88 TL üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, 25.02.2020 tarihinde davacı alacaklının İİK 43. Maddesi kapsamında takip yolunun değiştirilerek iflas yoluyla adi takibe geçildiği, örnek no: 11 ödeme emrinin davalı şirket yetkilisinin iş takibinde olması sebebi ile işyeri daimi çalışanı … imzasına 05.03.2020 tarihinde tebliğ edildiği, Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasında; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 20.03.2019 tarihinde dayanak kira alacağı nedeniyle 159.680,00 TL asıl alacak, 5.395,77 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 165.075,77 TL üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, davalı şirket yetkilisinin 29.03.2019 tarihinde İcra Müdürlüğüne gelerek borcu kabul ettiği, ödeme taahhüdünde bulunduğu, borçlu vekilinin dosyaya vekalet sunduğu, 06.07.2020 tarihinde davacı alacaklının İİK 43. Maddesi kapsamında takip yolunun değiştirilerek iflas yoluyla adi takibe geçildiği, örnek no: 11 ödeme emrinin davalı şirket vekiline 12.07.2020 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyasında; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 22.05.2019 tarihinde dayanak kira alacağı nedeniyle 79.840,00 TL asıl alacak, 1.535,55 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 81.375,55 TL üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, 12.03.2020 tarihinde davacı alacaklının İİK 43. Maddesi kapsamında takip yolunun değiştirilerek iflas yoluyla adi takibe geçildiği, örnek no: 11 ödeme emrinin adreste muhatap … imzasına 16.03.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davanın İİK 156/4 maddesi uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde 18.11.2020 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece, iflas avansı alınarak İİK’nın 166/2. maddesi uyarınca ilanlar yapılmış, icra müdürlüklerinden her 3 dosya için kapak hesapları sorulmuş, 08/02/2021 tarihli arar karar ile depoya esas miktar belirlenmiş, depo emrinin davalıya tebliğine rağmen borcun ödenmediği gerekçesiyle davalının iflasına karar verilmiştir. Davalı şirket vekilinin dosyaya vekalet sunarak 20 Ocak 2021 tarihli ön inceleme duruşmasına katıldığı, 22.03.2021 tarihinde de vekillikten istifa ettiği, istifa dilekçesinin davalıya tebliğ edildiği, son celseye davalı vekili olarak giren Avukatın vekaletname ibrazı için süre istediği ancak yargılamanın bitirildiği, depo emrinin ise adreste muhatap … imzasına 12.12.2021 tarihinde tebliğ edildiği, dosyaya celbedilen Ticaret Sicil kayıtlarına göre şirketi temsil ve imzala yetkili kişinin… olduğu anlaşılmıştır. Tebligat kavramı, yazılı bildirim anlamına gelen tebliğ sözcüğünün çoğuludur. Hukuk sözlüğünde, tebligat, hukuksal bir eylemden, ilgili kişinin haber almasını sağmak için yetkili makamın yasal biçimde, yazı yada duyuru ile yapacağı belgeleme eylemi olarak tanımlanmaktadır. Tebligat, bilgilendirme yanında, belgelendirme özelliği bulunan usul işlemidir. Gerek tebliğ işlemi gerekse tebliğ tarihi ancak yasa ve tüzükte emredilen şekillerle tevsik ve dolayısıyla ispat olunabilir. (HGK 14.04.2010 tarihli, 2010/21-200 Esas, 2010/216 Karar sayılı ilamında belirtildiği gibi). Tebligata İlişkin genel ve temel nitelikteki kuralları içeren mevzuatın başında 7201 sayılı Tebligat Kanunu gelir. Tebligat Kanunu tamamen şeklidir. Kanunun etkili önlemler almasının tek amacının tebliğin muhataba ulaşmasını ve onun tarafından kabul edilmesini sağlamaktır. O halde kanun ve tüzük ( Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğinin 25.01.2012 tarih, 28184 sayılı Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmesi ile Tebligat Tüzüğü Hükümlerinin uygulanamaz hale gelmesi gerekçesi ile 23.07.2014 tarihli Resmî Gazetede yürürlükten kaldırılan) ve yönetmelik hükümlerinin en ufak ayrıntısına kadar uygulanması zorunludur. Değişik tarihli ve birçok HGK kararı ve Yargıtay daire kararlarında belirtildiği üzere, mahkemelerce ve taraflarca yapılan yargılamaya ilişkin işlemlerin geçerliliği, genellikle bunların ilgililere kanun ve yönetmelik hükümlerinin öngördüğü şekilde yapılması ile sağlanacaktır. Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair, 25.01.2012 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan yönetmeliğinin“1”.maddesinde, yönetmeliğin amacının, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunun usul ve esaslarını düzenlemek olarak ifade edilmiştir.Davada tebligatın büyük önemi vardır. Bu önemden dolayı tebligatın nasıl yapılacağı yasa ve yönetmelik hükümlerinde ayrıntılı ve açık biçimde düzenlenmiştir. Tebligat, tebliğ yapılacak kişiye, bilinen en son adresinde yapılır. Buna göre Tebligat Kanunu, adreste tebligat esasını kabul etmiştir. Mahkemenin, bir kimseyi taraf, taraf vekili, tanık veya bilirkişi olarak huzuruna çağırmasına davet, davetin yazılı şekline de davetiye denir. Davetin davadaki önemi büyüktür. Mahkeme, taraf teşkili yapmadan, tarafları dinlemeden ve onları iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için usulüne uygun davet etmedikçe hükmünü veremez.( HMK m.27). Taraflar, özellikle ön inceleme duruşmasına (m.139) ve diğer duruşmaya davetiye ile davet edilmelidir. Davet, bir davetiye ile yapılır. Tebligat Kanunun 12. maddesine göre, hükmü şahıslara tebliğin selahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır. Aynı Kanunun 13. maddesine göre de, tebligat yapılacak bu kişiler herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacakları bir halde oldukları takdirde tebliği orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. 25.01.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmelik Hükümlerine göre, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde görev itibarıyle tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu tür işlerle görevlendirilmiş bir kişi olması gerektiği, bu kişilerinde bulunmaması halinde bu hususların tebliğ evrakına yazılarak tebligat, o yerdeki diğer memur ve müstahdeme yapılır. HGK’nun 14.12.2011 tarih, 2011/21-882 Esas, 2011/767 Karar sayılı kararında vurgulandığı üzere, Tebligat Kanunun 13. maddesinde, kendisine tebligat yapılacak şahısların derecelendirildikleri görülmektedir. Tebligat Kanunu ve bu Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümleri tamamen şeklidir ve titizlikle uygulanması gerekir. Dolayısı ile bir davada yapılan tebligatların usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığını hakimin doğrudan, kendiliğinden denetlemesi gerekmektedir. ( Emsal , Yargıtay 21.HD’nin 19.02.2018 tarih, 2018/58 Esas, 2018/1447 Karar sayılı ilamı). Somut davada, Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyasında, iflas ödeme emrinin tebliğinde, şirket yetkilisinin iş takibinde olduğu belirtilmişse de, daimi işçi olduğundan bahisle kendisine tebliğ yapılan …’ın, tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde görev itibarıyle tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu tür işlerle görevlendirilmiş bir kişi olup olmadığı konusundaki araştırmanın tebligat parçasında bulunmadığı, bu sebeple usulüne uygun olmadığı, yine Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyasında iflas ödeme emrinin ve de mahkemece depo emrine esas tebligatın tebliğinde, yukarıdaki açıklamalara uygun bir araştırma yapılmadan ödeme emrinin … ve depo emrinin … imzasına tebliğ edildiği, bu tebligatlarında usulüne uygun olmadığı, Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … E. ve Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyalarının usulüne uygun kesinleşmediği, bu sebeple mahkemece usulüne uygun olarak kesinleşen Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyası yönünden depo emrine esas miktarın tespiti ile bu dosya yönünden davalıya depo emri çıkarılması, depo emrinin usulüne uygun olarak teblğinden sonra sonucuna göre işlem yapılması gerekirken, tebligatlar denetlenmeden eksik inceleme ve araştırma ile hüküm tesisi isabetli olmamıştır. Bu gerekçelerle İlk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/847 Esas, 2021/421 Karar, 14/04/2021 tarihli kararının HMK 353/1a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına. 6-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.04/11/2021