Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1079 E. 2021/1186 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1079 Esas
KARAR NO: 2021/1186
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/03/2021
NUMARASI: 2021/17 Esas, 2021/105 Karar
DAVANIN KONUSU: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 21/10/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 2006 yılında kurulduğunu, 2 ortaklı olduğunu, şirketin otel, motel, turistik tesisler kiralamak, kiraya vermek vs. işinde faaliyet gösterdiğini, kurların ve faiz oranlarının yükselmesinin kredi maliyetleri üzerindeki olumsuz etkisinin davacı şirkette finansal sıkıntılar doğurduğunu, müvekkili şirketin borçlarını ödeme güçlüğüne düştüğünü, borca batık durumda olmadığını, konkordato projesi ile mevcut borçlarını projenin kabulünden itibaren 48 ayda ödemeyi öngördüklerini belirterek İİK’nın 287. maddesi gereğince geçici mühlet verilmesini, sonrasında kesin süre verilerek konkordatonun tasdikini talep ve dava etmiştir. Alacaklılar yazılı ve sözlü beyanda bulunmuşlardır.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, kesin mühlet içerisinde konkordato talep eden vekilinin 27.03.2020 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiği, davacı vekilinin davadan feragat yetkisinin olduğu, konkordato komiser heyetinin 12.03.2020 tarihli nihai raporundan konkordato talep eden şirketin kaydi değerlere ve rayiç değerlere göre borca batık olduğu, İİK 292/1-d hükmü uyarınca re’sen iflas kararı verilmesi gerektiğinden bahisle konkordato talebinin feragat nedeni ile reddine, davacı şirketin iflasına karar verilmiştir. Karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiş, Dairemiz 17/12/2020 tarih, 2020/1896 E. 2020/2169 K. Sayılı kararı ile “… mahkemece öncelikle davacı şirketin aktifinde gözüken ve komiser heyetince tahsil kabiliyeti bulunmayan alacakların tahsilinin mümkün olup olmadığının açıkça ortaya konulması suretiyle şirketin güncel rayiç değerlere göre borca batık olup olmadığının tespiti ile davadan feragat edilen şirket yönünden komiser heyetinden yazılı rapor alınması ve aynı yasanın son fıkrası gereğince talep eden borçlu şirket ve varsa konkordato talep eden alacaklılar ve alacaklılar grubuna davetiye çıkarılarak duruşma açılması ve uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, feragat dilekçesi üzerine usulünce borca batıklık raporu ve konu ile ilgili komiserlerden rapor alınmaksızın ve ilgililere duruşma davetiyesi gönderilerek duruşma yapılmaksızın yasanın emredici hükümlerine riayet edilmeksizin verilen kararda isabet görülmemiştir.” gerekçesi ile ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Mahkemece, davacı şirketin borca batık olduğu gerekçesi ile yeniden feragat nedeniyle davanın reddine, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil sırasında kayıtlı … Limited Şirketi’nin iflasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Karar yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili şirketin konkordatonun amacı doğrultusunda toparlanma sürecinde kesin mühlet dönemi geçirdiğini, faaliyet gösterilen otel binasının kiralayanı ile mutabık kalınarak otel binasında restorasyon ve güçlendirme çalışmaları yaptığını ve konkordato kurumunun ruhuna uygun olarak ilerlediğini, ancak kesin mühlet sürecinin son günlerinde ülke genelinde yaşanan ekonomik buhran dönemi üzerine yaşanan küresel pandemi nedeniyle turizm sezonunun başlamadan bitmiş olması sebebiyle öngörülen konkordato projesinden farklı tedbir ve ödeme planının oluşturulması gereğini ortaya çıkardığını, faaliyetleri durmuş olan müvekkili şirketin hem faaliyetlerini toparlayarak satış ve karlılığını artırması hem de alacaklılarla yeni bir ödeme planı oluşturması için konkordato talebinden iyiniyetle feragat edildiğini, ancak mahkemece bu talebin ötesinde şirketin istihdam ettiği 73 çalışanın da mağduriyetleri göz ardı edilerek rayiç değerler üzerinden borca batık olduğu gerekçesiyle müvekkili şirketin iflasına karar verildiğini, bu haliyle, yerel mahkemenin verdiği iflas kararının, “konkordato” müessesesinin ruhu ile bağdaşmadığı gibi, küresel COVİD19 salgını sebebiyle yaşanan olağanüstü durum karşısında oldukça hukuksuz ve hakkaniyete aykırı olduğunu, 03/02/2021 tarihli komiser heyeti raporunun içerdiği hatalı tespitler sonucunda müvekkil şirketin borca batık gözüktüğünü, söz konusu raporun 9. Sayfasında bilanço hesaplarının irdelenmesi başlığı altındaki “136-diğer çeşitli alacaklar hesabı” başlığı altında “iflas eden grup şirketi … Ltd. Şti.’den 2.885.642,83 TL alacağının iflas masasındadır. Şirketin müflis şirketten alacağını tahsil etme kabiliyeti bulunmadığı kanaatindeyiz.” ifadesiyle müvekkil şirketin belirtilen alacağı olan 2.885.642,83 TL tutarındaki alacağının tahsil kabiliyeti olmadığı ve borçlu grup şirketi … İnşaatın iflas masasında olduğu tespitinin hatalı olduğunu, söz konusu grup şirketi hakkında verilen iflas kararının kesin olarak kaldırıldığını, 06/07/2020 tarihi itibariyle söz konusu şirketin faaliyet halinde bulunduğunu, müvekkili şirketin borca batık olup olmadığının alacak ve borçlar bakımından ve şirketin faaliyet gösterdiği otel binasındaki tadilatların da değerlemeye katılarak gerek değerleme raporu gerekse de şirketin alacaklarının doğru şekilde hesaplanarak alınacak komiser heyeti raporu sonucunda karar verilmesi gerekirken hatalı raporlarla karar tesisinin hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, İİK 285 vd maddelerinde düzenlenen konkordato istemine ilişkindir. Talebin niteliği de göz önünde bulundurularak, özel ve genel dava şartlarının mevcudiyeti resen incelenmiştir. 2004 sayılı İİK’nın 285. maddesinde, yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiş, yasada, İflasa tabi olan borçlu için İİK‘nın 154. maddesine atıf yapılarak ilgili maddenin birinci veya üçüncü fıkradaki yazılı yerlerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu vurgulanmıştır. Somut olayda, davanın, davacı şirketin muamele merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığı, yargılamanın yetkili mahkemece gerçekleştirildiği ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde belirtilen şekilde, konkordato ile ilgili özel yetkinin ve davadan feragate dair özel yetkinin vekaletname içerisinde mevcut olduğu anlaşılmıştır. Davacı borçlu şirketler tarafından, 03.12.2018 tarihli ihtiyati tedbir istemli dava dilekçesi ile iş bu dava açılmıştır. Mahkemece, 11.12.2018 tarihli tensip tutanağı ile şirket hakkında, 11.12.2018 tarihinden başlamak üzere 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verilmiş, bir kısım ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile geçici konkordato komiseri atanmasına ve geçici komiser heyetinin yapacağı işlemler ve sunacağı raporlar, verilen yetkiler belirlenmiş ve diğer usulü işlemlere ilişkin karar oluşturulmuştur. Duruşma tarihi olarak, geçici mühlet süresinin sona ereceği tarihte gözetilerek, 08.03.2019 tarihi belirlenmiştir. 08.03.2019 tarihli celsede, geçici mühletin İİK‘nın 287/4. maddesi uyarınca 12.03.2019 tarihinden geçerli olmak üzere 1 ay uzatılmasına, duruşmanın 08.04.2019 tarihine bırakılmasına, 08.04.2019 tarihli duruşmada da 13.04.2019 tarihinden itibaren 1 yıl süre ile kesin mühlet verilmesine, alacaklılar kurulu oluşturulmasına karar verilmiştir. 25.02.2020 tarihli kesin süre ara dönem geçici konkordato raporunda; şirketin kaydi değerlere göre şirket varlıklarının net toplamının 9,638.602,54 TL, borçlarının ise kısa vadeli yabancı kaynakların 9.700,321,09 TL, uzun vadeli yabancı kaynakların 1.656,420,80 TL olmak üzere toplam 11,356,741,89 TL, öz kaynaklarının (-) 1.718.139,35 TL olduğu, davacı şirketin aktiflerinde (varlık) yer alıp da tahsili mümkün olmayan 2018 ve öncesi gelen 2.069.689,70 TL tutarındaki alacak kaleminin bulunduğu, ayrıca diğer çeşitli alacaklar içerisinde yer alan ve iflas eden grup şirketi … Ltd. Şti.’den 2.885.642,83 TL alacağın şirket iflas masasına kaydedildiği, şirketin müflis şirketten alacağını tahsil edememesi olasılığının çok yüksek olduğu, bu tespitlerden sonra davacı şirketin öz varlığının (-) 6,673.471,88 ” (- 1.718,139,35 TL -2.069.689,70 TL – 2.885.642,83 TL)” TL olacağı, bu halde de şirketin müflis şirketten olan alacağını tahsil edememesi varsayımında şirketin yalnızca satışları ile konkordatodan sürecinden başarıyla çıkabilmesi mümkün olamayacağı, bu halde de sermaye artışına gitmesi zaruri hale gelebileceği, şirketin kısa vadeli ve uzun vadeli borçlarını ödeyemediği, sermayesini yitirdiği, şirketin 31.12.2019 tarihli kaydı bilançosunda öz varlığının -1.718.139,35 TL gözükse de Şubat/2019 ayında Makine ve Tesisat, Taşıtlar, Demirbaşlar ve Marka değerlemesinde, kaydi değerle ile değerleme sonucu farkın 1.787.409,20 TL olarak pozitif tespit edildiği, bu durumda, şirketin özvarlığının 1.787.406,20 TL -1.718.139,35 TL = 69.266,85 TL olduğundan, borçlu şirketin borca batık olmadığı, fakat şirketin varlıkları içerisinde bulunup da tahsili mümkün olmayan toplam 2.069.689,70 TL alacağı ve grup şirketindeki 2,885.642,83 TL alacağı dikkate alındığında, şirket özvarlığının, (-) 4.886.065,68 “(69.266,85 TL – (2.069.689,70 TL + 2.885,642,83 TL)” yani borca batık olduğu belirtilmiştir. 12.03.2020 tarihli konkordatonun tasdiki hakkında, komiser heyeti gerekçeli nihai raporda; Şirketin kaydi değerlerle göre şirket varlıklarının net toplamının 9.865.026,37 TL, borçlarının ise kısa vadeli yabancı kaynakların 8.755.062,99 TL, uzun vadeli yabancı kaynakların 880.250,68 TL olmak üzere toplam 9.635.313,67 TL, öz kaynaklarının 229.712,70 TL olduğu, ancak davacı şirketin aktiflerinde (varlık) yer alıp da tahsili mümkün olmayan 2017 ve öncesi gelen 2.069.689,70 TL tutarındaki alacak bulunduğu, Diğer Çeşitli Alacaklar içerisinde yer alan ve iflas eden grup şirketi … Ltd. Şti.’den 2.885.642,83 TL alacağının iflas masasına kaydedildiği, şirketin müflis şirketten alacağını tahsil edememesi olasılığının yüksek olduğu, bu tespitlerden sonra, davacı şirketin özvarlığının (-) 4,725.619,83 ” (229.712,70 TL -(2.069.689,70 TL + 2,885.642,83 TL)” TL olduğu, böylece aktiflerin (varlıkların) kısa ve uzun vadeli borçlan karşılayamadığı, şirketin sermayesini yitirdiği, şirketin kaydi değerlere göre borca batık olduğu, Geçici Komiser Heyetinin Şubat/2019 ayında yaptırmış olduğu Makine ve Tesisat, Taşıtlar, Demirbaşlar ve Marka değerlemesinde, kaydi değerler ile değerleme sonucu farkın 1.787.409,20 TL olarak pozitif tespit edildiği, bu durumda, şirketin özvarlığının – 4.725.619,83 TL – 1.787.409,20 TL = (-) 2.938.210,63 TL olduğu, borçlu şirketin rayiç değerlere göre de borca batık olduğu belirtilmiştir. Davacı vekili 27.03.2020 tarihli dilekçesi ile davadan feragat etmiştir.Mahkemece şirketin borca batık olduğundan bahisle iflas kararı verilmiş, dairemizce yukarıdaki gerekçelerle ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Uyuşmazlık; iflas kararı verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmıştır. Dairemiz kaldırma kararından sonra mahkemece borca batıklık konusunda komiser heyetinden rapor alınmıştır. 02.02.2021 tarihli komiser heyeti raporunda; Şirket varlıklarının net toplamının 9.865.026,37 TL, borçlarının ise kısa vadeli yabancı kaynakların 8.755.062,99 TL, uzun vadeli yabancı kaynakların 880.250,68 TL olmak üzere toplam 9.635.313,67 TL, öz kaynaklarının 229.712,70 TL olduğu, ancak, davacı şirketin aktiflerinde (varlık) yer alıp da tahsili mümkün olmayan 2017 ve öncesi gelen 2.069.689,70 TL tutarında alacağının bulunduğu, diğer çeşitli alacaklar içerisinde yer alan ve iflas eden grup şirketi … Ltd. Şti.’den 2.885.642.83 TL alacağının iflas masasında bulunduğu, şirketin müflis şirketten alacağını tahsil edememesi olasılığının çok yüksek olduğu, bu tespitlerden sonra, davacı şirketin özvarlığının (-) 4.725.619,83 (229.712,70 TL – (2.069.689,70 TL + 2.885.642,83 TL)) TL olduğu, şirketin yalnızca satışları İle konkordato sürecinden başarıyla çıkabilmesi mümkün olmadığı, sermaye artışına gitmesinin zaruri hale geldiği, şirketin kaydi değerlere göre (-) 4.725.619,83 TL borca batık olduğu, şirketin Tesis, Makine ve Cihazlar, Taşıtlar, Demirbaşlar ve Markanın Ocak/2021 tarihi itibari ile 2.674.758,94 TL pozitif tespit edildiği, bu durumda, şirketin özvarlığının -2.366.904,90 TL olduğu, borçlu şirketin rayiç değerlere göre de borca batık olduğu belirtilmiştir. 24.02.2021 tarihli komiser heyeti raporunda; davacı şirket vekili ve mali müşaviri ile 19.02.2021 tarihindeki inceleme için iletişime geçildiği, şirket mali müşavirinin şirketin iflas masasında olması ve faaliyetinin bulunmaması sebebi ile 31.12.2020 tarihi itibariyle sunacakları defter ve mali verilerin olmadığını beyan ettiği, davacı şirket vekilinin 19.02.2021 tarihli e-posta ekinde, davacı şirketin 2020/4. dönem Kurum Geçici Vergi Beyannamesi ve Tahakkuk Fişi ibraz etmişse davacı tarafın iflas tarihinden önceki muhasebe kayıtlarını dahi Gelir İdaresine bildirmediği, boş bir beyanname gönderildiği, davacı tarafın, 12.02.2021 tarihli duruşmada alınan karara rağmen 31.12.2020 tarihi itibariyle mali verilerini içeren Mali Tabloları ve Detay Mizanını sunmadığı belirtilmiştir. 05.03.2021 tarihli davacı vekilinin hazır bulunduğu duruşmada, konkordato komiseri dinlenmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 307 ve devamı maddelerde davadan feragat düzenlenmiştir. Aynı yasanın 309. maddesinin ikinci fıkrasında; feragat ve kabulün hüküm ifade etmesinin karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatına bağlı olmadığı, 310. maddede; feragat ve kabulün hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği, 311. maddede ise; feragat ve kabulün kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı belirtilmiştir. Ne var ki, 2004 sayılı İcra İflas Kanunun 292/1-d bendinde, sermaye şirketi veya kooperatifin konkordato talebinden feragati halinde borca batık olmaları durumunda iflaslarına resen karar verileceğine dair düzenleme mevcuttur. Konkordato müessesesinin özelliği nedeniyle yasa koyucu tarafından 2004 sayılı yasanın 292/1-d bendinde borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatifin konkordato talebinden feragat etmesi durumunda ilk fıkrada ifade edildiği üzere borçlunun iflasına resen karar verileceğine yer verilmiştir. Tüm dosya kapsamına göre; davacı şirketin iflastan çıksa bile grup şirketten olan alacağının şüpheli alacak olduğu, bu konuda komiser heyeti tarafından yapılan değerlendirmenin isabetli olduğu, konkordato talep eden şirketin faaliyetinin bulunmadığı, rayiç değerlere göre borca batık durumda olduğu, mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun esestan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/17 Esas, 2021/105 Karar ve 05/03/2021 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ve davanın niteliği gereği vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, davacı gerçek kişi yönünden 2004 sayılı İİK’nun 293/2 fıkrası gereğince kesin, davacı şirket yönünden 2004 sayılı İİK’nun 293/3. fıkrasının atfıyla aynı yasanın 164/2. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.21/10/2021