Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1067 E. 2021/888 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1067 Esas
KARAR NO : 2021/888
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/03/2021 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/236 Esas,
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ 08/07/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin, 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun hükümlerine göre Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolunun işletme hakkına sahip olduğunu, ihlalli geçiş hallerinde 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanunun “Geçiş Ücretini Ödememe ve Güvenliğin İhlali” başlıklı 30. maddesinin 5. Fıkrası uyarınca geçiş ücreti ile birlikte dört kat tutarında ceza uygulandığını, davalıya ait araçların 30/03/2018-09/11/2019 tarihleri arasında birçok kez geçiş ücreti ödemeksizin köprü ve/veya otoyollardan ihlalli geçiş yaptığı ve 15 günlük sürede de bedelini ödenmediği için davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamını, geçiş ücretleri yasal 15 günlük süre içerisinde ödenmediğinden muaccel hale geldiği için ihtiyati haciz koşullarının oluştuğunu belirterek davalı adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul, araçlar ve banka hesapları üzerine İİK 257.maddesi gereğince teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesi 25/03/2021 tarihli ara kararı ile; ihtiyati haciz talebinin % 15 teminat karşılığında kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; dosyaya sunulan kayıtların yaklaşık ispata yeterli olmasına ve İstanbul BAM 17. Ve 18. Hukuk Dairelerince emsal taleplere ilişkin teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesine rağmen, mahkemece teminat alınmasına karar verilmesinin hukuki güvenlik ilkesine aykırı olduğunu, çelişkili kararların hukuki belirsizlik yarattığını belirterek kararın kaldırılmasını ve teminat alınmaksızın ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Talep, İİK 265. maddesi gereğince teminat karşılığında verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılarak teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkindir. Dava açılırken, davacı vekili tarafından ihtiyati haciz talep edilmesi üzerine ilk derece mahkemesince %15 teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmiş, davacı vekili, ihtiyati haciz kararının teminat alınmaksızın verilmesi gerektiği gerekçesi ile karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacının teminat alınmaksızın ihtiyati haciz kararı verilmesi yönünde ki talebinin reddedildiği değerlendirilerek davacının teminata yönelik istinaf talebi İİK’nın 258/2 maddesi kapsamında incelenmiştir. İİK’nın 265 maddesinde, borçlu dinlenmeden verilen ihtiyati hacizlerde, borçlunun teminata karşı itiraz edebileceği, itiraz üzerine verilen karara karşı da borçlunun istinaf kanun yoluna başvuracağı düzenlenmiştir. İhtiyati haciz kararı ile birlikte alınan teminata karşı borçluya itiraz hakkı tanındığına ve itiraz üzerine verilen karara karşı da istinaf kanun yoluna başvurma hakkı tanındığına göre, ihtiyati haciz kararında alınan teminata, teminat oranına yönelik alacaklının da istinaf kanun yoluna başvurma hakkının olduğu hak arama özgürlüğünün ve tarafların eşitliği ilkesinin bir sonucudur. Kaldı ki, teminatsız ihtiyati haciz kararı verilmesi talebi üzerine mahkemece teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmesi halinde alacaklının bu konuda ki talebinin reddedildiği kabul edilmelidir. Bu durumda da yukarıda da belirtildiği üzere İİK 258/son fıkra gereğince alacaklı bu konuda istinaf kanun yoluna başvurabilir.İİK’nın 259. maddesi uyarınca alacaklı ihtiyati hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve HMK’nın 96. maddesinde yazılı teminata vermeye mecburdur. Ancak alacak bir ilama müstenid ise teminat aranmaz. Somut uyuşmazlıkta, dava konusu alacak ilama dayalı olmayıp, mahkemece İİK’nın 259. maddesi uyarınca teminat alınmasında usule aykırılık bulunmamaktadır.Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkemesi ara kararında hukuka aykırılık görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1-f ve 394/5 maddeleri gereğince kesin olmak üzere …’ın muhalefeti ve oy çokluğu ile karar verildi. 08/07/2021
MUHALEFET ŞERHİ Sayın heyet ile uyuşmazlık, ihtiyati haczin kabulü kararına karşı davacı alacaklının istinaf hakkı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.İhtiyati haciz kararına itiraz ve temyiz başlıklı İİK 265. maddesinde “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Menfaati ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyati haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder. İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir. İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükümleri yer almaktadır. Yasal düzenlemeler değerlendirildiğinde; alacaklının ancak ihtiyati haciz talebinin reddi halinde kanun yoluna başvurabileceği, ihtiyati haciz talebinin kabulü halinde borçlunun ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı, ihtiyati haciz kararı nedeniyle menfaati ihlal edilen üçüncü kişilerin ise ihtiyati haczin dayandığı sebeplere veya teminata karşı itiraz edebilecekleri görülmektedir. Somut olayda ihtiyati haciz isteyen (alacaklı) tarafça talep edilen ihtiyati haciz kararı mahkemece kabul edilmiştir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 258/son maddesi gereğince ancak ihtiyati haciz talebinin reddi halinde alacaklı kanun yoluna başvurabilir. Bu durumda, mahkemece alacaklının istemi kabul edildiğine göre alacaklının mahkeme kararını istinaf etmesi mümkün olmadığından ihtiyati haciz isteyen/alacaklı vekilinin istinaf isteminin usulden reddine karar verilmesi görüşündeyim.