Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1065 E. 2021/886 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1065 Esas
KARAR NO: 2021/886
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 15/10/2020
NUMARASI: 2014/433 Esas, 2020/606 Karar
DAVANIN KONUSU: Kayıt Kabul
KARAR TARİHİ: 08/07/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin müflis şirket … A.Ş’de genel koordinatör olarak 10/05/2011 – 28/03/2013 tarihleri arasında çalıştığını, aynı zamanda 14/06/2012 tarihinden itibaren yönetim kurulu üyeliği yaptığını ve müflis şirketin 1010/100.000 oranında hisse sahibi olduğunu, müvekkilinin aylık net maaşının 7.500,00 TL olduğunu, 1 yıl 10 ay 19 gün için toplam 169.750,00 TL maaş alacağının olduğunu, 2012 yılı Nisan ayına kadar günlük 6 saat fazla çalıştığını, bu nedenle 297.000,00 TL fazla çalışma alacağı olduğunu, dini ve milli bayramlarda da çalıştığını, kendisine prim verileceği söylenmesine rağmen verilmediğini, yıllık izinlerini kullanamadığını, 7.000,00 TL yıllık izin alacağı olduğunu, müvekkilinin 1 yıl 10 ay 19 gün karşılığı 6.135,00 TL kıdem alacağının olduğunu, iş yerinin iflas etmesi sonucu müvekkilin iş ilişkisi haksız olarak sona erdiğinden 16.939,00 TL brüt ihbar tazminatı alacağı olduğunu, müvekkilinin iflas sonrasında da çalışmalarının devam ettiğini, iflas masasına kayıt için başvuruda bulunmuş ise de alacaklarının reddedildiğini belirterek 110.000,00 TL maaş alacağı, 10.000,00 TL fazla çalışma alacağı, 500,00 TL dini milli bayramlarda çalışma alacağı, 500,00 TL yıllık izin alacağı, 1.000,00 TL kıdem alacağı, 1.000,00 TL ihbar alacağı olmak üzere toplam 123.000,00 TL alacağın kayıt ve kabulü talep ve dava edilmiştir.
CEVAP Davalı iflas idaresi vekili cevabında; davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, davacının 110.000,00 TL alacağın iflas masasına kaydını talep etmesine rağmen davada 123.000,00 TL alacağın masaya kaydını talep ettiğini, masaya kayıt talebinde belirtilmeyen alacak kalemlerine ilişkin kayıt kabul davası açılamayacağını, davacının yönetim kurulu üyesi ve hissedar olduğu müflis şirkette işçi sayılmasının ve işçilik alacağına hak kazanmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI İlk derece mahkemesi; davacının sıra cetvelinin tebliği için masraf yatırmadığı ve son ilan tarihi 01/08/2013 tarihinden itibaren 15 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra 19/08/2013 tarihinde davanın açıldığı gerekçesiyle hak düşürücü süre içerisinde açılmayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili istinaf talebinde; masaya başvuru sırasında tebliğ masrafı bıraktıklarını, iflas idaresine pul bırakıldığı için sıra cetvelinin kendilerine tebliğ edildiğini, kayıt başvurusu sırasında tebligat masrafı alındığının müvekkili lehine karine teşkil ettiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, kayıt kabul istemine ilişkindir. Mahkemece hak düşürücü sürede açılmayan davanın reddine karar verilmiştir. Dairemizin 2021/626 Esas, 2021/642 Karar sayılı kararı ile dosya mahalline geri çevrilmiş, mahkemece eksiklik ikmal edilerek dosya Dairemiz’e gönderilmiştir. İİK’nın 234/1. maddesi, “iflas idaresi sıra cetvelini iflas dairesine verir ve alacaklıları 166. maddenin 2. fıkrasındaki usule göre ilan yoluyla haberdar eder.” hükmünü içermektedir. İflas idaresinin, sıra cetveli ile birlikte, sıra cetveli ile ilgili olan bütün bilgileri (deliller, diğer belgeler) de iflas idaresine vermesi gerekir. Bundan sonra, iflas idaresi, sıra cetvelinin iflas dairesine verildiğini ve orada alacaklıların ve (mülkiyet dışındaki) istihkak iddiası sahiplerinin incelemesine hazır olduğunu ilan eder. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2013, İkinci Baskı, Ankara, sh. 1327.) İİK’nın 235/1. maddesinin ilk iki cümlesi “Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. 223. maddenin üçüncü fıkrası hükmü mahfuzdur.” hükmünü içermektedir. İİK’nın 234/2. madde hükmü uyarınca yapılan tebligat bilgi verme mahiyetinde olup dava açma süresi bu tebligat ile başlamaz. Bu madde hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, iflas sıra cetveline itiraz davaları süreye tabi olup bu süre kural olarak sıra cetvelinin İİK’nın 166. maddesinde gösterilen usulde ilanından itibaren işlemeye başlar. Eğer davacı aynı Kanun’un 223. maddesine göre tebliğe elverişli adres gösterir ve gerekli masrafı avans olarak yatırırsa süre kendisine yapılan tebliğden itibaren hesaplanır. Bu itibarla sıra cetvelinin hangi tarihte hangi gazetede yayınlandığının tereddüde yer bırakmayacak şekilde açıklıkla belirtilmesi ve davacının tebliğe elverişli adres bildirip, gerekli avansı yatırıp yatırmadığının net olarak bilinmesi şarttır (Yargıtay 23 HD’nin 2015/5275 Esas, 2016/2424 Karar sayılı kararı).
Somut uyuşmazlıkta, davacı alacaklının 110.000,00 TL alacağın iflas masasına kaydını talep ettiği, iflas idaresinin, “alacağın kesin olarak varlığını kanıtlayacak belge ibraz edilmediği, hesap yönünden yargılamayı gerektirdiği” gerekçesiyle talebi reddettiği, davacının tebligat masrafı vermediği, sıra cetvelinin 28/07/2013 tarihinde … Gazetesi’nde, 01/08/2013 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiği, eldeki davanın İİK’nın 235/1. maddesi hükmü uyarınca son ilan tarihi olan 01/08/2013 tarihinden itibaren 15 günlük hak düşürücü süre geçirildikten sonra, 19/08/2013 tarihinde tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Buna göre davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığı yönündeki mahkeme gerekçesi yerindedir. Bununla birlikte mahkemece, Yargıtay 23. HD’nin 06/03/2017 tarih, 2016/8334; 687 ve 19/06/2014 tarih, 2014/1525; 4704 sayılı kararlarında belirtildiği üzere, davanın hak düşürücü süre içinde açılmış olmasına ilişkin özel dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle davanın HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen nedenler ile kabulü ile yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince davanın hak düşünücü süre içinde açılmış olmasına ilişkin özel dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle davanın HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen nedenler ile KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/433 Esas, 2020/606 Karar, 15/10/2020 tarihli kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden HÜKÜM TESİSİNE, 2a-Davanın, HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığından usulden REDDİNE, 2b-Alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcının, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 24,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 35,00 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 2c-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 2d-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 2e-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, İstinaf Giderleri Yönünden 3-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-Davacı tarafından karşılanan istinaf yargılama giderlerinin kararın niteliğine göre davacı üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, 6-HMK 333.maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/2 bendi ile İİK’nun 164. Maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/07/2021