Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1023 E. 2021/995 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1023 Esas
KARAR NO: 2021/995
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/04/2021
NUMARASI: 2020/440 Esas, 2021/291 Karar
DAVANIN KONUSU: İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
KARAR TARİHİ: 16/09/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı aleyhine ikame ettikleri İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/87 Esas, 2018/1368 Karar sayılı dosyasında 481.820,00 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verildiğini, bu ilama dayalı olarak davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamlı icra takibi yapılmasına rağmen borcun ödenmediğini, ilamlı takibe konu borç ödenmedikçe veya tehiri icra kararı getirtilmedikçe yargılamaya devamla borçlunun iflasına karar verilmesi gerektiğini belirterek davalının İİK’nın177/4 maddesi gereğince iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; müvekkili aleyhine açılan davanın menfi tespit davası olduğunu, karara karşı istinaf yoluna başvurduklarını ve ilamın kesinleşmediğini, menfi tespite ilişkin ilamların kesinleşmeden icraya konulamayacağını, davaya dayanak olan icra takibi kesinleşmemiş ilama dayalı olduğundan davanın öncelikle bu nedenle reddi gerektiğini, icra takibinin de aynı gerekçe ile iptal edilmesine ilişkin olarak İstanbul Anadolu 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2020/350 esas sayılı dosyasında dava açtıklarını, aksi halde 2017/87 Esas sayılı dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, bu davanın istinaf incelemesinde kaldırılması halinde huzurdaki davanın da kadük hale geleceğini, ayrıca İİK’nın 177/4 maddesinde belirtilen şartların oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI İlk Derece Mahkemesi; davacının davalı aleyhine giriştiği ilamlı icra takibine rağmen borcun ödenmediği, tehiri icra kararı da bulunmadığı, borçlu şirket yetkilisinin dinlenmek için çağrıldığı, ancak gelmediği, ilanların yapıldığı ve iflas avansının da yatırıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı borçlunun İİK’nın 177/4 maddesi uyarınca iflasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davalı vekili istinaf talebinde; müvekkili aleyhine açılan İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/87 Esas sayılı dosyasında, müvekkili lehine düzenlenen teminat mektubundan tahsil edilen 484.472,99 TL’nin müvekkilinden tahsili talebi ile menfi tespit davası açıldığını, İİK’nın 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit ve ve menfi tespitten istirdada dönüşen davalara ilişkin ilamların kesinleşmeden icra takibine konu edilemeyeceğini, davacının menfi tespitten istirdada dönüşen ilamı icra takibine konu ettiğini, iflas talebinin dayanağı ilamın temyiz aşamasında olup kesinleşmediğini, bu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, bekletici mesele olarak kabul edilmeyecek ise iflasa sebebiyet veren borç tutarının müvekkili şirkete atfedilip atfedimeyeceğinin iflas davasını gören mahkeme tarafından tespit edilmesi gerektiğini, ilk derece mahkemesinin menfi tespit davasını bekletici mesele yapmadığı gibi, menfi tespit davasına konu iddiayı değerlendirmediğini, mahkemenin iflas talebi hakkında müvekkili şirket temsilcilerinin yazılı beyanda bulunabileceklerine karar verdiğini ve şirket temsilcilerinin de yazılı beyanda bulunduklarını, buna rağmen mahkemenin şirket temsilcilerinin dinlenmek üzere çağrılmalarına rağmen duruşmaya katılmadıklarını iflas sebebi gösterdiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf talebine cevabında; icra takibinin dayanağı ilam alacak tahsiline ilişkin olup, İİK’nın 72. maddesi anlamında icra hukukuna ilişkin menfi tespitten dönüşen bir istirdat ilamı olmadığını, bir eda ilamı olduğunu, davalının, ilamın menfi tespite ilişkin olup kesinleşmediği gerekçesiyle takibin iptali için açtığı İstanbul Anadolu 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2020/350 Esas, 2020/463 karar sayılı dosyasında da takipteki ilamın menfi tespit davasından dönen istirdat davası olmadığı, bu nedenle kesinleşmeden takibe konulabileceği belirterek takibin iptali talebinin reddedildiğini, iflas davasında iflas kararı verilebilmesi için henüz infaz edilmemiş ve tehiri icra kararı alınmamış bir ilamlı takibin varlığının yeterli olduğunu, ilamın kesinleşmesinin gerekmediğini, İİK’nın 177/4 maddesinde belirtilen yasal koşulların oluştuğunu belirterek istinaf talebinin reddini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzeni ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, İİK 177/4. Maddesi gereğince doğrudan doğruya iflas istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/87 Esas, 2018/1368 Karar sayılı kararında davanın kısmen kabulü ile 481.820,00 TL’nin 30/01/2017 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verildiği, ilamın infazı için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamlı icra takibine başlandığı, icra emrinin borçlu şirkete tebliğine rağmen borcun ödenmediği, dosyaya sunulan icranın geri bırakılması kararı da bulunmadığı görülmektedir. Mahkemece, İİK’nın 177/son fıkrasında belirtilen şartların gerçekleştiği gerekçesiyle davalı şirketin iflasına karar verilmiş, davalı taraf süresinde karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, davanın dayanağı ilam gereğince davalının iflasının istenip istenemeyeceği noktasında toplanmıştır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2004 sayılı İİK‘nun 177. maddesinde, “Doğrudan Doğruya İflas Halleri“ üst başlığı altında, “Evvelce takibe hacet kalmaksızın İflas”, “Alacaklının talebi” düzenlenmiştir. 177/1.fıkrada, aşağıdaki hallerde alacaklının evvelce takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi borçlunun iflasını isteyebileceği ifade edilmiştir.Yasada belirtilen “4” bent ise sırasıyla,”1- Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla kaçar, alacaklıların haklarını ihlal eden hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoluyla yapılan takip sırasında mallarını saklarsa; 2-Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa; 3-308. maddede ki hal varsa; 4-İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse,..” şeklinde sayılmıştır. Bu maddedeki ilam kavramından her türlü ilamı değil, para ve teminat alacaklarına ilişkin ilamları anlamak gerekir. İİK’nın 177/4 maddesi gereğince doğrudan doğruya iflas davası açmak için kural olarak ilamın kesinleşmesine gerek yoktur. Ancak, takibin dayanağı ilam için istinaf mahkemesinden ya da Yargıtay’dan “icranın geri bırakılması” kararı alınması halinde ticaret mahkemesi, ilamın kesinleşmesini “bekletici mesele” yapmalıdır (Mahmut Coşkun, Konkordato ve İflas, 2. Baskı, sh 726) Somut olayda icra emrinin davalı şirkete tebliğine rağmen borcun ödenmediği, İİK’nın 177/4. maddesi gereğince doğrudan doğruya iflas davası açmak için kural olarak kararın kesinleşmiş olmasının gerek olmadığı, ilam için alınmış icranın geri bırakılması kararı bulunduğunun da ileri sürülmediği, davacının iflas avansını yatırdığı, ilanların yapıldığı, şirket temsilcilerinin dinlenmek üzere çağrıldıkları, ancak duruşmaya katılmayıp yazılı beyanda bulundukları anlaşıldığından mahkemece davalının İİK’nın 177. maddesi gereği iflasına karar verilmesi yerindedir. Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkeme kararında hukuka aykırılık görülmediğinden davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve hukuka uygun olduğundan HMK’nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2- İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/1 bendi ile İİK’nun 164. Maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/09/2021