Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2021/1020 E. 2021/882 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1020 Esas
KARAR NO: 2021/882
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/04/2021
NUMARASI: 2020/678 Esas, 2021/311 Karar
DAVANIN KONUSU: İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
KARAR TARİHİ: 08/07/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalı şirketin sahibi olduğu okulda öğretmen olarak çalıştığını, müvekkilinin ücretinin ödemediğini, iş akdinin haksız olarak feshedildiğini, davalı işveren aleyhinde İstanbul 28. İş Mahkemesinin 2017/360 E., sayılı dosyasında dava açıldığını, mahkemeden alınan ilamla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takıp dosyası ile davalı şirket aleyhine 12.11.2020 tarihinde ilamlı icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleştiğini, borcun ödenmediğini belirterek davalının doğrudan doğruya iflas yolu ile iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili yasal süresi içerisinde ibraz ettiği cevap dilekçesinde davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davacının verilen kesin süreye rağmen iflas avansını yatırmadığı gerekçesi ile davanın HMK 114/2, 115/2 maddeleri uyarınca usulden REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin, gerek dava dilekçesinde gerekse dosyada mübrez sair dilekçelerde arz edildiği üzere öğretmen olduğu ve yaklaşık 1,5 senedir iş bulamadığını, mağdur durumda olduğunu, mahkemeden 09.12.2020 tarihli dilekçe ile iflas avansı ile ilgili adli yardım talebinde bulunulduğunu, mahkemenin 11.12.2021 tarihli ara kararı ile talebin reddedildiğini, akabinde 15.04.2021 tarihinde davanın usulden reddine karar verildiğini, HMK’nun 334. Maddesinde tanımlanan adli yardım şartlarının müvekkili yönünden gerçekleştiğini, müvekkilinin işsiz olup yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğunu ve alacağının yargı kararına dayanması nedeniyle haklı olduğu yolunda kanaat uyandırma koşullarının yerine geldiği, adli yardım talebinin kabul edilmeden davanın reddedilmiş olmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, mahkeme kararında, adli yardım talebinin niçin reddedildiğine ilişkin bir gerekçenin de bulunmadığını, HMK’nun 297. Maddesine aykırı davranıldığını belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, İİK 177. maddesinde düzenlenen doğrudan doğruya iflas davasıdır. İflas isteyen alacaklı İİK’nın 181. maddesi yollamasıyla 160. maddesi uyarınca, gerekli masrafları avans olarak mahkeme veznesine peşin olarak yatırmak zorunda olup söz konusu husus özel olarak düzenlenmiş bir dava şartıdır. Bu husus davacı tarafın kabulünde olup, mahkemeden adli yardım talebinde bulunduklarını, haksız yere taleplerinin reddedildiğini, adli yardım şartlarının oluştuğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir. Davanın 26.11.2020 tarihinde açıldığı, mahkemece 03.12.2020 tarihli tensip 9. Maddesinde “Davacı vekiline, İİK.m 160 hükmüne göre ilk alacaklılar toplantısına kadar yapılacak masrafları karşılamak üzere 20.000,00 TL‘lik iflas avansını, mahkememiz veznesine depo etmek üzere iş bu tensip zaptının tebliğinden itibaren 1 aylık kesin süre verilmesine, aksi halde dava şartı yokluğundan davanın usulden ret olunacağının davacı vekiline ihtarına,” yönünde ara karar oluşturulduğu, davacı vekilinin 09.12.2020 tarihli dilekçesi ile adli yardım talebinde bulunduğu, mahkemece 11.12.2020 tarihli ara kararla “…İş bu dava ilamlı icra yoluna başvurulmasından sonra özel nitelikte bir dava niteliğinde olan İİK 177. Maddesine dayalı doğrudan iflas davası olup iflas avansı yönünden HMK 325. ve HMK 335. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile davacının adli yardım isteminin reddine karar verildiği, ara kararın davacı vekiline 15.04.2021 tarihli duruşma günü ile birlikte usulüne uygun olarak 19.12.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin 04.01.2021 tarihli dilekçesi ile adli yardım talebinin 11.12.2020 tarihli ara karar ile reddedildiğini belirterek mahkemeden yeniden süre talebinde bulunduğu, mahkemece 05.01.2021 tarihli ara kararla “… 20.000,00 TL‘lik iflas avansını yatırmak üzere daha önce verilen kesin sürenin dolmasından itibaren 1 aylık ek kesin süre verilmesine,..” karar verildiği, 15.04.2021 tarihinde de davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. HMK’nun Adli yardım talebinin incelenmesi başlıklı 337. maddesi; (1) Mahkeme, adli yardım talebi hakkında duruşma yapmaksızın karar verebilir.(Ek cümle: 11/4/2013-6459/ 23 md.) Ancak, talep hâlinde inceleme duruşmalı olarak yapılır. (Ek cümle : 11/4/2013-6459/ 23 md.) Adli yardım taleplerinin reddine ilişkin mahkeme kararlarında sunulan bilgi ve belgelerin kabul edilmeme sebebi açıkça belirtilir. (2) (Değişik: 11/4/2013-6459/ 23 md.) Adli yardım talebinin reddine ilişkin kararlara karşı, tebliğinden itibaren bir hafta içinde kararı veren mahkemeye dilekçe vermek suretiyle itiraz edilebilir. Kararına itiraz edilen mahkeme, itirazı incelemesi için dosyayı o yerde adli yardım talebi yapılan hukuk mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son numaralı daire için birinci daireye, o yerde adli yardım talebi yapılan hukuk mahkemesinin tek dairesi bulunması hâlinde ise aynı işlere bakmakla görevli en yakın mahkemeye gönderir. İtiraz incelemesi neticesinde verilen karar kesindir. Adli yardım talebi reddedilirse, ödeme gücünde sonradan gerçekleşen ciddi bir azalmaya dayanılarak tekrar talepte bulunulabilir. (3) Adli yardım, daha önce yapılan yargılama giderlerini kapsamaz.” hükmünü düzenlemiştir. Somut davada, adli yardım talebinin reddine ilişkin 11.12.2020 tarihli ara kararının davacı vekiline 19.12.2020 tarihinde tebliğ edildiği, ara karara karşı yasada düzenlenen bir haftalık süre içerisinde itiraz edilmediği, ret kararının kesinleştiği, verilen kesin süreye rağmen iflas avansının yatırılmadığı, mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar ve ilam harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.08/07/2021