Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/99 E. 2023/853 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/99 Esas
KARAR NO: 2023/853
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/09/2019
NUMARASI: 2016/1093 Esas, 2019/773 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Havale Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/09/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 10-11-12-13 aralık 2015 tarihlerinde gerçekleşen … İzmir fuarı kapsamında davalı firma için tanıtım standı kurulması amacıyla sözleşme imzalandığını, standın kurulumundan sökümüne kadar anlaşmada mevcut olduğu ve karşılığında 15.000,00 TL+KDV anlaşıldığını, ödemenin %30’u işe başlamadan, %70 ise iş bitiminde ödeneceğini, standın kurulumundan sökümüne kadar tüm görsellerinde sözleşmede mevcut olduğunu, müvekkilinin fuar standını sözleşmeye uygun olarak kurduğunu ve %30’luk ödeme olan 4.500,00 TL’yi 02/12/2015 tarihinde aldığını, davalı firmanın kalan %70’lik borcuna tekabül eden 13.200,00 TL’lik borcunu ödemediğini ve İzmir … İcra Müdürlüğünde … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı şirketin icra takibine haksız olarak itiraz ederek takibi durdurulduğunu belirterek davanın kabulüne, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalandığı iddia edilen sözleşmenin gerçek dışı olduğunu, sözleşme olduğu iddia edilen tek sayfalık evrakın altındaki kaşenin müvekkil şirkete ait olmadığını ayrıca imzanında şirketten kimseye ait olmadığını, davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacının iddialarını konu alacak miktarı itibarıyla iddia edilen 2015 senesi için senetle ispat edilmesi gereken borç limitinin üstünde olduğunu, iddia edilen edimin gerçekleştirilmediği ve işin yapılmadığını belirterek öncelikle itirazın iptali davasının icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle reddine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde davanın mahkemenin takdir edeceği diğer nedenlerden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; davalı tarafın yazılı sözleşme metnini kabul etmediğine ilişkin olarak kaşe ve imzanın başka yerden kesilerek yapıştırıldığı savunması ile açıkça görüleceği belirtilen imza inkarına yönelik savunması tetkik edildiğinde; 4.500-TL’lik peşin ödemenin davalı tarafça davacıya yapılmış olmasının ihtilafsız olması, davalı tarafça ibraz edilen imza sirkülerinde yer alan imzalar ile sözleşme metninde bulunan kaşe üzerindeki imza arasında ciddi bir farklılığın bulunmaması ve peşin ödemeye rağmen ileri sürülen imza inkarının hayatın olağan akışına aykırı olup bu durumun aksini iddia eden davalı tarafça savunmasının delillendirilmemesi, böylece ispata muhtaç kalması nedenleri ile davalı savunmasına itibar edilmediği ve taraflar arasındaki stand kurulum işine ilişkin sözleşme ilişkisinin yazılı şartlarla hukuken geçerli olduğu sonucuna varıldığı, uyuşmazlığın 4.500-TL’lik peşin ödemeden kalan bakiye 13.200-TL alacak istemine konu stant kurulum hizmetinin davalıya verilip verilmediği hususunda toplandığı, bu kapsamda hizmet/teslim ifasını ispat yükü altında olan davacı tarafın kurulum işine ilişkin görsel materyallere ait delillerini ibraz ettiği, davacı tanıklarının beyanlarının alındığı, … (…) marifeti ile yapılan incelemede davalının sözleşmeye konu standın kurulması gereken fuara katılımının sabit olduğu, standın tasarım hali ile tamamlanmış haline ilişkin görsellerin sektör bilirkişisi marifeti ile incelendiği, görseller arasında herhangi bir uyumsuzluğun tespit edilmediği, bu hali ile toplanan delillerin davacı tarafın stant kurulum hizmetini davalıya vermiş olduğunu ispata yeterli olduğu kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; taraflar arasında hizmet bedeline ilişkin yapılmış bir sözleşme bulunmadığını, delil olarak sunulan ve davalı şirket tarafından imzalandığı iddia edilen sözleşmenin müvekkili şirket tarafından imzalanmadığını, öncelikle bu hususun çözüme kavuşturulması gerektiğini, davacının iddia ettiği hizmeti sunmuş ise sunduğu hizmetin ederi, teslim tutanaklarını, bu hizmeti sunmak için çalıştığı kişilere yaptığı ödemeleri vs. kısaca maliyeti ve yaptığını iddia ettiği standın ederini ispatla yükümlü olduğunu, davalı şirketin stant hizmeti karşılığında kabul ettiği bir bedelin söz konusu olmadığı, kararın gerekçesinde, karara esas alınan bilirkişi raporunda, taraflar arasında yapıldığı kabul edilen sözleşmeye ekli görseller ile (standın tasarım hali), tamamlanmış haline ilişkin görsellerin bilirkişi marifetiyle incelendiğinde bir uyumsuzluğun tespit edilmediğinin belirtildiği, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediği, itirazları doğrultusunda sektöründe uzman bilirkişi marifetiyle inceleme yapılması halinde, davacının verdiği hizmetin bedelinin tespit edilmesi mümkün iken yeterince araştırma ve inceleme yapılmadan, itirazlar dikkate alınmadan, düzenlenen fatura ve kabul edilmeyen sözleşmedeki rakamlar üzerinden kabul kararı verilmesi hak kaybına yol açtığı, açık imza itirazına rağmen, davacı şirket yetkililerine ait imza örneklerinin celbi, davacının dayandığı sözleşme aslının celbi ile imza incelemesi yapılmamış olmasının diğer bir istinaf sebebi olduğu, yargılamaya tabi bir durum söz konusu olması, yapılan hizmetin ispata muhtaç olması, verildiği iddia edilen hizmete karşılık düzenlenen fatura ile verilen hizmetin değerinin bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeni ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesinin kanuna aykırı durum oluşturduğundan bahisle kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istanafa cevap dilekçesinde; dilekçesinde bildirdiği nedenlerle Yerel Mahkeme kararının devamına, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Mahkeme; kararının davacıya 16/11/2019, davalıya 16/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği, istinafın yasal 2 haftalık süre içerisinde yapıldığı, harcın tamamlandığı anlaşılmıştır.Dava, stand kurulum işine ilişkin sözleşme ilişkisinden kaynaklandığı ileri sürülen faturaya dayalı başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalı hükmü istinaf etmiştir. 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile başlatılan 05.05.2016 harç tarihli icra takibinde, alacaklısının … & … , borçlusunun … Ltd Şti olduğu, borcun sebebinin “… numaralı 18.12.2015 tarihli 17.700,00-TL bedelli fatura” olarak gösterildiği, takipte istenen miktarın 13.200,00-TL Asıl alacak, 569,77-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 13.769,77-TL miktarı olduğu; borçlunun 11.05.2016 tarihli itirazında borca, ana para ve ferilerine itiraz ettiği, icra takibinin durduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekillerine tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacının da 25/10/2016 tarihinde1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının davalıdan taraflar arasındaki sözleşme kapsamında takip tarihi itibariyle hizmet bedeli alacağı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dosyaya sunulan 17/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda; “… mahkemece tarafların ticari defter kayıtlarının incelenmesine yönelik ara karar oluşturulmuş ise de, davacı şirketin ticari merkezinin izmir’de olması nedeniyle, davacıya ait ticari defterlerin işbu nedenle ibraz edilmediği ve bu yönde bir inceleme yapılamadığı, her ne kadar taraflar arasındaki Ticari ilişki dönemine ilişkin Tarafların Ticari defter kayıt ve belgelerinin İncelenmesine karar verilmiş ise de. Taraflar arasındaki İhtilafın ) 8.12.2015 tarih … seri nolu KDV dahil 17.700 TL bedelli faturadan 4.500 TL kısmi tahsilat yapıldığı ve yukarıdaki tespitler ve taraf beyanlarından da anlaşılacağı üzere kalan Bakiyenin de 13.200 TL olduğu, faturanın dayanağı olan Fuar alanı Stant Yapımı işi ile ilgili davacı bakiye alacağının 04.05.2016 takip tarihi itibariyle davacı tarafından davalıdan henüz tahsil edilmediği hususundaki tespitlerin de birlikte değerlendirilmesi ile Davacının Davalıdan Söz konusu Hizmet bedeli faturasından 13.200.00 TL Bakiye alacağı bulunduğu değerlendirildiği tüm dosya kapsamı itibarıyla davacının davalı yana Travel Turkey 2015 izmir fuar organizasyonunun gerçekleştirildiği 10-13 aralık 2015 tarihleri arasında fuar alanında davalıya tahsis edilen 32 m2’lik alanda davalıya ait stand kurulum ve hizmetinin davacı tarafından gerçekleştirildiği, bu hizmet karşılığında 17.700,00 TL+KDV anlaşıldığı, bahse konu tutarın %30’unun 01.12.2015 tarihinde EFT yoluyla gönderildiği, davalının davacıya 13.200 TL borcu kaldığı, davalı aleyhine İzmir … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile 04.05.2016 tarihi ile takip başlatıldığı, 13.200 TL asıl alacak, 406,31 TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 13.606,31 TL alacak atlebinin yerinde olduğu, takibin 04.05.2016 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi gereğince %10.50 ve değişen oranlarda ticari temerrüd faiz talep edilebileceği…” görüş ve kanaati bildirilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde açık imza itirazına rağmen, davacı şirket yetkililerine ait imza örneklerinin celbi, davacının dayandığı sözleşme aslının celbi ile imza incelemesi yapılmamış olmasını istinaf sebebi olarak bildirmiştir. Yerel Mahkemece 6100 sayılı Kanunun 211. Maddesi kapsamında değerlendirme yapılarak davalı tarafça ibraz edilen imza sirkülerinde yer alan imzalar ile sözleşme metninde bulunan kaşe üzerindeki imza arasında ciddi bir farklılığın bulunmadığı gerekçesi ile davalının bu yöndeki savunmasına itibar edilmediği belirtilmiştir. 6100 sayılı Kanun’un “Sahtelik incelemesi” başlıklı 211 inci maddesinde, 1/a bendinde;… “Hakimin sahtelik konusunda başka bir incelemeye gerek duymadan karar verebilecek durumda ise gerekçesini açıkça belirtmek suretiyle senedin sahteliği hakkında bir karar verir… ” düzenlemesinin yer aldığı, bu hali ile HMK. md. 211 kapsamında usule aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmıştır. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacının yaptığını iddia ettiği standın ederini ispatla yükümlü olduğu, davalı şirketin stant hizmeti karşılığında kabul ettiği bir bedelin söz konusu olmadığı, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediği, itirazları doğrultusunda sektöründe uzman bilirkişi marifetiyle inceleme yapılması halinde, davacının verdiği hizmetin bedelinin tespit edilmesi mümkün iken yeterince araştırma ve inceleme yapılmadan, itirazlar dikkate alınmadan, düzenlenen fatura ve kabul edilmeyen sözleşmedeki rakamlar üzerinden kabul kararı verilmesi hak kaybına yol açtığını bildirmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 190. maddesinde, ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu, TMK’nun 6. maddesinde ise, taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Eldeki davada ispat yükü davacı tarafta olup davacı takip tarihi itibariyle davalıdan hizmet bedeline dayalı fatura bedeli kadar alacaklı olduğunu ispat etmelidir. Davalı tarafın , 10-13 Aralık 2015 tarihleri arasında gerçekleştirilen … Fuarına katıldığı … tarafından dosyaya gönderilen Fuar katılım sözleşmesi ile sabit olup, davalının da bu yönde bir itirazı bulunmamaktadır. Davalı taraf, Fuar katılım sözleşmesi gereğince davalı adına tahsis edilen 32 m2’lik alanda kurulumu gerçekleştirilen standın davacı tarafından yapılmadığını iddia etmiş ise de davalı taraf iş bu standın davacı dışında bir başka yükleniciye yaptırıldığını iddia ve ispat etmemiştir. Dosyaya sunulan bilirkişi raporunda, stand kurulumuna ilişkin tasarımın davalı şirket tarafından davacı şirkete gönderildiği, davalı tarafından gönderilen tasarım görseli ile davacı tarafından imal edilen standın son haline ilişkin fotoğraftaki görselin mobilyaların konumlarında farklılık dışında birebir aynı olduğu tespit edilmiştir. Davalı tarafından 01.12.2015 tarihinde “… Turizm/ … Fuar standı ” açıklaması ile 4.500,00-TL’nin EFT ile davacı hesabına ödeme yapıldığı, bu hali ile davaya konu 18.12.2015 tarih … seri nolu KDV dahil 17.700,00-TL bedelli faturadan 4.500,00-TL kısmi tahsilat yapıldığı, kalan bakiyenin 13.200,00-TL olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, davacının verdiği hizmet karşılığında ücret talep etme hakkının bulunduğunun kabulü gerekir. Aksinin düşünülmesi davalının haksız zenginleşmesi sonucunu doğurur ki, bunun kabul edilmesi hukuken mümkün değildir. Belirtilen nedenlerle davacının dosyaya sunduğu belge ve delillerle iddialarını ispat ettiği, buna karşı davalının borçlu olmadığına veya borcu ödediğine dair dava değeri de gözetilerek HMK 200/1 maddesi gereğince aynı kuvvet ve mahiyette herhangi bir belge ve delil de sunmadığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamıştır. Diğer yandan, takip konusu alacak faturaya dayanan bu anlamda borçlu tarafından likit ve bilinen bir alacak olduğundan kabul edilen asıl alacak miktarı üzerinden İİK 67. maddesi gereğince davacı yararına icra inkar tazminatına karar verilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu durumda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1093 Esas, 2019/773 Karar sayılı ve 18/09/2019 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan davalı tarafından peşin olarak yatırılan 225,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,35 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1b-1 bendi ile aynı kanunun 362/1a maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.14/09/2023