Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/975 E. 2020/893 K. 06.05.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/975 Esas
KARAR NO: 2020/893
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/01/2020
NUMARASI: 2019/1613 D.İş, 2020/9 Karar
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 06/05/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sözleşme ilişkisi nedeniyle müvekkilinin borçlu şirkete hizmet sağladığını, fatura bedellerinin ödenmediğini, öncelikle Beşiktaş … Noterliği’nden 4/11/2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ödeme talebinde bulunulduğunu, bedelin ödenmediğini, bunun üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden borçlu hakkında takip başlattıklarını, borçlunun haksız olarak icra takibine itiraz ederek takibi durdurduğunu, borçlu şirketin mal ve para kaçırma ihtimalinin bulunduğunu, müvekkilinin bir yılı aşkın süredir fatura bedellerini tahsil edemediğini belirterek öncelikli olarak teminatsız, aksi taktirde uygun bir teminat karşılığında borçlu şirketin, borca yeter miktarda, menkul ve gayrimenkul mal varlığı ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının haczi ve muhafazası için ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesi iddia, savunma, “davacı fatura alacağına dayanarak ihtiyati haciz talebinde bulunmuş olup, alacağın muaccel olup olmadığı, varlığı yargılamayı gerektirdiğinden vadesi gelmiş alacak olarak kabulü mümkün değildir. Vadesi gelmeyen alacak olduğu kabulünde ise borçlunun kaçma, mal kaçırma ve gizlemeye ilişkin davranışta bulunduğu yaklaşık olarak ispat edilmemiştir.” gerekçesi ile talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili şirketin hizmet sözleşmesi gereğince edimini yerine getirdiğini, davalının fatura bedellerini ödemediğini, taraflar arasındaki sözleşmenin Ücretler/Ödeme/Teslimat başlıklı maddesinde “-Müşteri, her fatura üzerinde yer alan tutarı, Sipariş Formu ya da fatura üzerinde belirtilen süre içinde, herhangi bir sürenin belirtilmediği durumda ise fatura tarihinden itibaren 15 gün içinde, Türk Lirası olarak ödeyecektir.-” düzenlemesinin bulunduğunu, davalının TBK’nun 117/2. maddesi gereğince temerrüde düştüğünü, alacağa dayanak faturaların üzerinde ve yine sözleşmede alacağın vadesinin yazılı olduğunu, davalının hiçbir faturaya itiraz etmediğini, faturaların kesinleştiğini, alacağın muaccel olmadığı gerekçesinin hatalı olduğunu, kabul manasına gelmemekle birlikte borçlu şirkete 04/11/2019 tarihinde ihtarname düzenlenerek muaccel alacağın ödenmesinin talep edildiğini, ihtarnamenin 06/11/2019 tarihinde borçlu şirkete tebliğ edildiğini, bu hususların ihtiyati haciz başvuru dilekçesinde de açıklandığını, yerel mahkeme buna rağmen alacağın vadesi gelmemiş alacaklar gibi değerlendirerek borçlunun mal kaçırma ve gizlemeye ilişkin davranışlarını ispat koşulu olarak aradığını belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak borçlu şirketin, borca yetecek miktarda taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının öncelikli olarak teminatsız, aksi takdirde uygun bir teminat karşılığı ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Talep, ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılması ile ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, ihtiyati haciz koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmıştır. İhtiyati haciz, İİK’nun 257 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. 257. madde uyarınca, ihtiyati haczin vadesi gelmiş bir para borcu için istenebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ihtiyati haciz istenebilmesi için borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisinin kaçmaya hazırlanması, yahut kaçmış olması veya bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması gereklidir. İİK’nun 258/1 fıkrasına göre de, alacaklının, alacağı ve icabında haciz talepleri hakkında, mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecbur olduğu hükme bağlanmıştır. Bu hükme göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için, kesin bir ispat aranmamakta, özellikle hukuki bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanmasının tercih edilmesi gereken bir seçenektir. (Yargıtay 19.HD. 23.01.2014 t. 2023/18723-2014/1804) Somut olayda, talebe konu alacağın, taraflar arasında düzenlenen, İMS HEALTH BİLGİ HİZMETLERİ SİPARİŞİ hizmet sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağı olduğu görülmüştür. Talep eden dilekçesinde, sözleşmeye, fatura ve ihtarmaneye dayanmıştır. Tarafların sözleşmeden doğan edimlerini yerini getirip getirmediği ve alacak miktarının tespiti hususunda ibraz edilen belgelerin niteliği ve dosya kapsamına göre İİK’nun 258/1. maddesinde düzenlenen kanaat getirecek deliller kapsamında değerlendirilemeyeceğinden yaklaşık ispat koşulu ve İİK’nun 257. madde ön görülen koşullar oluşmadığından ilk derece mahkemesinin ihtiyati haczin reddine ilişkin kararı yerindedir. Bu sebeple istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’nun 353/1b-1 maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı + 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 203,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 29,10 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1f maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.06/05/2020