Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/974 E. 2023/1266 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/974 Esas
KARAR NO: 2023/1266
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/11/2019
NUMARASI: 2018/214 Esas, 2019/929 Karar
DAVA: TAZMİNAT (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ: 23/11/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirkette Özel Sağlık Sigortası kapsamında bulunan sigortalı …’ın, … Hastanesindeki tedavisine ilişkin 29.977,90 TL’nin 06.10.2016 tarihli fatura ile hastaneye provizyon onayı verilerek ödendiğini, müvekkili şirket tarafından ödenen 29.977,90 TL’nin %50 ‘lik kısmı olan 14.988,95 TL’nin sağlık sigortası genel şartlarının 12. maddesi uyarınca davalıdan sulhen talep edilmesine rağmen ödenmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 14.988,95 TL alacağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ve müvekkili şirket tarafından tanzim edilen poliçelerin müşterek poliçe niteliğinde olmadığını, müvekkili şirket nezdinde… adına tanzim edilmiş olan … Sigorta Poliçesinin vadesinin 30.04.2016-2017 ve sigorta ettirenin … AŞ olduğunu, davacı şirket nezdinde tanzim edilmiş olan … Sigorta Poliçesinin vadesinin ise 05.07.2016-2017 olduğunu, her iki poliçenin başlangıç tarihi ve vadeleri farklı zamanlar için yapıldığını, poliçelerden birinin … Sigorta Poliçesi diğerinin ise … Sigorta Poliçesi olduğunu, poliçelerin ürün planlarının da farklı olduğunu ve aynı rizikolar için yapılmış poliçeler olmadığını, poliçe içeriklerinde, sigorta şirketleri yönünden müşterek olarak tanzim edildiğine dair herhangi bir ibare bulunmadığını, dava konusu poliçelerin münferit poliçeler olduğunu, sigortalının, hangi poliçesine isterse ona başvuru yapma hakkına sahip olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:İlk derece mahkemesince; iddia, savunma, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre sigortalı…’ın olay tarihinde davacı … Sigorta Şirketi ve davalı … Sigorta şirketlerinde geçerli iki ayrı sağlık poliçesinin bulunduğu, her iki sağlık poliçesinin de içerik olarak yatarak ve ayakta tedavi teminatlarını kapsadığı, her iki poliçenin de limitleri ve ödeme yüzdeleri farklı olabileceği gibi dosyaya konu ameliyat işlemi Yatarak tedavi kapsamına girdiğinden ve Sağlık Genel Şartlarının “Müşterek Sigorta” başlığında belirtildiği üzere, tedavi masrafları birden fazla sigortacı tarafından temin edildiğinden sigortacıların aralarında teminatları oranında masrafı paylaşmaları gerektiği, sigortalısının haklarına halef olan davacı … Sigorta Şirketi’nin sigortalısına ödeme yaptığı tarih olan 24.07.2017 tarihinde temerrüt faizinin başlayabileceğinin ve işlemiş faizle birlikte davacı tarafın toplam 15.983.83 TL alacaklı olacağının bilirkişi raporu ile tespit edilmiş olduğu, ancak davacının 14.988,95 TL alacağın tahsilini talep etmesi sebebiyle taleple bağlı kalınarak davanın kabulü ile 14.988,95 TL’nin ödeme tarihi olan 24/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacı ve müvekkili şirket tarafından tanzim edilen poliçelerin müşterek poliçe niteliğinde olmadığını, müvekkili şirket nezdinde… adına tanzim edilmiş olan … Sigorta Poliçesinin vadesinin 30.04.2016-2017 ve sigorta ettirenin … AŞ olduğunu, davacı şirket nezdinde tanzim edilmiş olan … Sigorta Poliçesinin vadesinin ise 05.07.2016-2017 olduğunu, her iki poliçenin başlangıç tarihi ve vadeleri farklı zamanlar için yapıldığını, poliçelerden birinin … Sigorta Poliçesi diğerinin ise … Sigorta Poliçesi olduğunu, poliçelerin ürün planları farklı olduğu gibi farklı rizikolar için yapıldığını, her iki poliçenin katılım payı oranları, yurtdışı teminat limitlerinin farklı olduğunu, müvekkili tarafından akdedilen poliçe sadece yatarak tedavi teminatı içermekte iken davacı tarafından tanzim edilen poliçede ayakta tedavi teminatı da bulunduğunu, poliçe içeriklerinde, sigorta şirketleri yönünden müşterek olarak tanzim edildiğine dair herhangi bir ibare bulunmadığını, zira müşterek poliçe hükümlerinde, sigorta şirketlerinin, sigortalılara karşı paylı veya hisseli olarak ya da müteselsilen sorumlu olduklarından bu hususun poliçede açık olarak belirtilmiş olması gerektiğini, sigortalının, ameliyat ve tedavisi için davacının düzenlemiş olduğu … Sigortasından başvuru yaptığını ve tedavi giderlerinin bu poliçe kapsamında ödenmesini talep ettiğini, yerel mahkeme tarafından, ayrıca davacı şirket tarafından ödenen tutarların müvekkili şirket nezdinde tanzim edilmiş olan … Sigortası teminatı içinde olup olmadığına, teminat kapsamında ödenip ödenmediğine dair tespit yapılmadığını, davacı şirketin ödediği tutarların teminat kapsamında olmadığı tespit edilmeden hatalı bir şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı ve açıkça hukuka aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde, davalının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, sigortalı için ödenen tedavi giderinin %50’lik kısmının müşterek sigorta kapsamında rücuen tahsili istemine ilişkindir.Uyuşmazlık, müşterek sigorta şartlarının mevcut olup olmadığı ve davacının, bu kapsamda davalıdan talepte bulunup bulunamayacağı ve miktarı noktasında toplanmaktadır. Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 26/04/2019 tarihli raporda; davacı tarafın 2016 yılına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TT’nun 64/3 ve HMK’nun 222. maddelerine uygun olduğu ve sahibi lehine delil teşkil edeceği, dava konusu ödemelerin toplu şekilde 286.581,33 TL olarak yapıldığı, bu toplu rakam içerisinde…’a yapılan ödemenin izahının davacı tarafa ait olduğunu, ödeme tarihinden dava tarihine kadar geçen süre için 14.988,95 TL asıl alacak üzerinden 904,88 TL işlemiş faiz hesaplandığı, sigortalı…’ın olay tarihinde …Sigorta Şirketi ve … Sigorta şirketlerinde geçerli 2 ayrı sağlık poliçesinin bulunduğu, her iki sağlık poliçesinin de içerik olarak yatarak ve ayakta tedavi teminatlarını kapsadığı, her iki poliçenin de limitleri ve ödeme yüzdeleri farklı olabileceği gibi dosyaya konu ameliyat işlemi Yatarak tedavi kapsamına girdiğinden ve Sağlık Genel Şartlarının “Müşterek Sigorta” başlığında belirtildiği üzere, tedavi masrafları birden fazla sigortacı tarafından temin edildiğinden sigortacıların aralarında teminatları oranında masrafı paylaşmaları gerektiği, sigortalısının haklarına halef olan … Sigorta Şirketinin, sigortalısına ödeme yaptığı tarih olan 24.07.2017 tarihinde temerrüt faizinin başlayabileceği ve işlemiş faizle birlikte davacı tarafın toplam 15.983.83 TL alacaklı olacağı bildirilmiştir. Dosya kapsamından, davacı sigorta şirketi ile sigorta ettiren ve sigortalı sıfatlarını haiz olan dava dışı… (…) arasında 05/07/2016 başlangıç, 05/07/2017 bitiş tarihli … Sigorta Poliçesi akdedildiği, teminatların ana başlıklar olarak yatışlı tedavi-yatışsız tedavi, check up, doğum, diğer tedavi teminatları, yurtdışı yatışlı tedavi-yatışsız tedavi, yurtdışı kemoterapi/radyoterapi/diyaliz şeklinde belirlendiği (teminat içeriklerinin kapsam ve ayrıntılarının poliçede düzenlendiği) görülmüştür. Diğer yandan davalı sigorta şirketi ile sigorta ettiren … Turizm İşletmeciliği AŞ arasında, sigortalının dava dışı… (…) olduğu 30/04/2016 başlangıç, 30/04/2017 bitiş tarihli … Sigorta Poliçesi akdedildiği, teminatların ana başlıklar olarak yatarak ve ayakta tedavi teminatları şeklinde belirlendiği (teminat içeriklerinin kapsam ve ayrıntılarının poliçede düzenlendiği) görülmüştür. 6102 sayılı TTK’nun 1466. maddesi “müşterek sigorta” başlığı altında düzenlenmiştir. Maddenin ilk fıkrasına göre, bir menfaat birden çok sigortacı tarafından aynı zamanda, aynı süreler için ve aynı rizikolara karşı sigorta edilmişse, yapılan birden çok sigorta sözleşmesinin hepsi, ancak sigorta olunan menfaatin değerine kadar geçerli sayılır. Bu takdirde sigortacılardan her biri, sigorta bedellerinin toplamına göre, sigorta ettiği bedel oranında sorumlu olur. Somut olayda, her iki poliçenin başlangıç ve bitiş tarihleri ile vadeleri farklıdır. Bir başka husus ise, her iki poliçenin sigortalısı dava dışı… (…) olsa da sigorta ettireni farklı olup davacı sigorta şirketi nezdindeki poliçenin sigorta ettireni dava dışı… (…) olsa da davalı sigorta şirketi nezdindeki poliçenin sigorta ettireni … AŞ’dir. Ayrıca her iki poliçenin kapsam ve limitleri arasında kısmi farklılıklar da bulunmaktadır. Buna göre yasanın aradığı anlamda müşterek sigorta şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekirken Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen nedenlerle kabulü ile yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen nedenler ile KABULÜ ile, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/214 Esas, 2019/929 Karar ve 11/11/2019 tarihli kararının HMK 353/1b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden esas hakkında HÜKÜM TESİSİNE, a)Davanın esastan REDDİNE, b)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanuna bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL karar harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 255,98 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,87 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,c)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA, d)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından karar verilmesine YER OLMADIĞINA, e)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince taktir olunan 14.988,95 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
İstinaf Başvurusu Yönünden; 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar harcından davalı tarafından peşin olarak yatırılan 255,97 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,88 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 255,97 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 404,57 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE, 4-Taraflarca yatırılan gider avansından sarf edilmeyen miktarın kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa İADESİNE, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.23/11/2023