Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/966 E. 2020/1965 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/966 Esas
KARAR NO : 2020/1965
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/12/2018
NUMARASI : 2017/274 Esas, 2018/1132 Karar
DAVANIN KONUSU: İflas (İflasın Ertelenmesi)
KARAR TARİHİ: 05/11/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/42 E. Sayılı dosyasına ibraz ettiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ekonomik sıkıntıya düştüğünü, borca batık olduğunu belirterek müvekkili şirketin iflasının bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, Gebze’de Ticaret Mahkemesinin faaliyete geçtiğinden bahisle 20/11/2015 tarih, 2015/42 Esas, 2015/1099 Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı vermiş, karar temyiz edilmiştir, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 28/02/2017 tarih, 2016/6060 E. 2017/612K sayılı kararı ile gönderme kararı verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığını belirterek kararı düzelterek onamıştır.
CEVAP: Müdahil vekilleri iflas erteleme talebine karşı beyan ve itirazlarını bildirmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince; bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığı, şirketin borca batık olduğu gerekçesi ile davacı şirketin iflâsına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili şirketin çelik sektöründe tüm dünyada ilk beşte yer aldığını, 2012’nin son çeyreğinden itibaren dünyayı saran küresel krizin müvekkili şirketi etkilediğini, müvekkili şirketin bir “proje şirketi” olduğunu, şirketin seri üretimden ziyade devamlı olarak yeni projelerde iş alarak devamlılığı sağlaması gerektiğini, dolayısı ile her bir işte sözleşme yapılarak avans alınması aşamasına gelinmesinin yaklaşık olarak 2 seneyi bulduğunu, şirketin toplam satışının 2011 yılında 185.731.203,50 TL, 2012 yılında 290.226.984,40 TL, 2013 yılında 329.142.120,92 TL, 2014 yılında 251.510.324,56 TL olduğunu, şirketin halihazırda maliki bulunduğu tapunun Kocaeli ili, … İlçesi, … Köyü, … Ada, … nolu parselde kain 37.752,09 m2 alanlı, Kocaeli ili, … ilçesi, … , … Ada, … nolu parselde kain 12.752, m2 alanlı arsalar ve üzerinde fabrika binasının bulunduğunu, verilen kararla bu değerlerin yok pahasına satılacağını, Yerel Mahkemede yapılan yargılama sırasında birçok borcun ödenerek kapatıldığını, protokoller yapıldığını, yargılama sırasında meydana gelen kur farkı ve faiz borcu nedeni ile borç miktarının arttığını, reel olarak herhangi bir borçlanma veya borca batıklıkta bir artmanın olmadığını, müvekkil şirketin kuruluşundan beri hem yurt içinde ve hem de yurt dışında çelik endüstrisine çok ciddi hizmet verdiğini, faaliyet alanında Türkiye ‘nin en önemli imalat üssü olduğunu, en büyük Türk mühendislik ve imalat şirketi olduğunu, çelikhane ve haddehane tesisleri yaptığını, Avrupa Standartlarında Mühendislik Hizmetleri sağladığını, ülkenin çelik üretimine teknik yardım ve danışmanlık hizmeti sağladığını, şirket tarafından şirketten alacaklı olan gerçek ve tüzel kişiler ile görüşülmekte olup alacakları karşılığında kendilerine şirket hissesi verilmek sureti ile ve yine sermaye artışı yapılmak sureti ile şirketin çalışmasının sürdürülmesi ve borçlarını ödemesi için çalışmalar yapıldığını, mali darboğaza düşen müvekkil şirketin hayatiyetini koruması, istihdam ve milli ekonomiye katkı sağlamasının sürdürebilmesi için kısa bir süreye ihtiyacı bulunduğunu, şirketin proje bazlı üretim yapması nedeniyle işlerin bir anda patlamasının her zaman mümkün olduğunu, halihazırda savunma sanayiine yönelik önemli bir projenin çözüm ortağı olması yönündeki görüşmelerin sonuçlanma noktasına geldiğini, bu sürecin 2019 yılı Mart ayı sonu itibarıyla tamamlanabileceğini, mahkemeden talep edilmesine rağmen bu sürenin verilmediğini, dosyaya ibraz edilen mali inceleme raporu ve finansman sağlama niyet mektubu çerçevesinde 4-5 aylık bir süreçte şirketin kredi sağlayarak tüm borçlarından kurtulması olasılığının kuvvetle muhtemel olduğunu, müvekkili şirket tarafından alınan iş nedeni ile sözleşme gereğince teminat vermesi gerektiğini, 420 ada, 2 parselinde kain taşınmaz üzerine 2.derecede, serbest dereceden istifade hakkı ile 12.500.000,00 EURO bedelli ipotek tesis edilmesine yönelik talebin mahkemece reddedildiğini, devasa işin teminat verilemediğinden alınamadığını belirterek ilk derecece mahkeme kararının kaldırılması ile iflasın ertelenmesine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:Dava; İİK’nun 179 ve devamı maddeleri ile 6102 sayılı TTK’nun 376. ve 377. maddelerinde düzenlenen iflasın ertelenmesi istemidir.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2004 sayılı İİK nun 179/a maddesinde, mahkemenin, iflasın ertelenmesi isteminde bulunulması üzerine, envanter düzenlenmesi ve yönetim kurulunun yerine geçmesi ya da yönetim kurulu kararlarını onaması için derhal kayyım atayacağı, ayrıca şirketin ve Kooperatifin malvarlığının korunması için gerekli diğer önlemleri alacağı, aynı yasanın 179/b maddesinde ise, kayyımın her üç ayda bir şirketin projeye uygun olarak iyileştirme gösterip göstermediğini mahkemeye rapor edeceği düzenlenmiştir. Yasanın 181. maddesi gereğince, davada uygulanacak olan, 160. maddesinde, İflas isteyen alacaklının ilk alacaklar toplantısına kadar olan bütün masraflardan sorumlu olduğu, 166. maddede ise kararın ilanı düzenlenmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde ise, iflas isteme, davaya vekalette özel yetki verilmesi gerektiren haller arasında sayılmıştır. Somut olayın yasal düzenlemeler açısından değerlendirilmesi sonucunda, davacı vekilinin vekeletnamesin de, İflas erteleme davası açma yetkisinin bulunduğu, davacı şirket 22/01/2015 tarih, 2015/1 sayılı yönetim kurulu kararı ile şirket hakkında iflas erteleme talebinde bulunulmaya karar verildiği, mahkemece, tensip ara kararı ile ilanların yapılmasına, bilirkişi incelemesine ve ayrı ayrı rapor alınmasına karar verildiği, ilanların yaptırıldığı, iflas avansının mahkeme veznesine yatırıldığı, davanın, davacı şirketlerin muamele merkezinin bulunduğu mutlak yetkili mahkeme de açıldığı anlaşılmıştır.Davacı şirket hakkında dava tarihi itibari ile uygulanması gereken mülga İİK’nun 179/B-7 maddesidir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan İİK’nun 179/B maddesi gereğince davacı şirket iflas ertelemenin sağladığı menfaatlerden en fazla 5 yıl faydalanabilecektir.Somut davada, davacı şirket 26/01/2019 tarihinde iflasın ertelenmesi talebinde bulunmuş, mahkeme 28/01/2015 tarihli ara karar ile tedbirlere hükmetmiş, 27/12/2018 tarihinde de borca batık olduğundan bahisle iflas kararı verilmiştir.Uyuşmazlık, davacı şirketin borcu batık olup olmadığı, borca batıklığın usulüne uygun olarak saptanıp saptanmadığı, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı noktasında toplanmıştır.Davacı şirketin mal varlığı rayiç değerlere göre belirlenerek şirketin borca batık olup olmadığı ve iyileştirme projesinin iflasın ertelenmesini sağlayıcı nitelikte bulunup bulunmadığı konusunda bilirkişi kurullarından raporlar alınmıştır.27/01/2015 tarihli heyet raporunda; şirketin 31/12/2014 tarihli kaydi bilançoya göre, özvarlığının eksi (-) 56.722.916,02 TL olduğu, 31/12/2014 tarihli bilançonun rayiç değerlendirmesinde şirketin toplam borçlarının, toplam aktiflerini aştığı, dolasıyla aktif toplamının şirketin borçlarını karşılayamaz durumda bulunduğu, yani (-) eksi 17.257.330,83 TL borca batık göründüğü, bu aşamada davacı şirket bakımından mahkemeye sunulan iyileştirme projesi kapsamında, şirketçe sunulan geçmiş dört yıla ait gelir tabloları dikkate alındığında, şirketçe sunulan proforma gelir tabloları incelendiğinde, 2015, 2016, 2017 ve 2018 yılı karı değerlendirildiğinde gelecek dört yıl için beklenen karın olağan olduğu, şirket ortaklarınca nakdi sermaye artırımı taahhütlerinin toplam 3.500.000,00 TL tutarında yeterli görüldüğü, iyileştirme ihtimalinin bulunduğu belirtilmiştir.12/12/2018 tarihli (farklı) heyet raporunda; davacı şirketin geçmiş dönemler net satışlarının 2011 yılında 185.731.203,50 TL, 2012 yılında 290.226.984,40 TL, 2013 yılında 329.142.120,92 TL ve 2014 yılında ise 251.510.324,56 TL olduğu, davacı şirketin gelecek dönemler satışlarına ilişkin ise iyileştirme projesinde proforma gelir tablosunda öngörülen satışların 2015 yılında 301.800.000,00 TL, 2016 yılında 332.600.000.00 TL, 2017 yılında 363.804.000,00 TL ve 2018 yılında ise 398.700.000,00 TL olarak hedeflendiği, davacı şirket geçmiş dönemler faaliyet karının, 2011 yılında 11.663.521,05 TL, 2012 yılında 5.490.851,37 TL, 2013 yılında 2.626.062,24 TL ve 2014 yılında ise (-) 92.149.877,39 TL dönem zararı elde ettiği, davacı şirketin 2015 yılında 1.240.000,00 TL, 2016 yılında 520.000,00 TL, 2017 yılında 860.000,00 TL ve 2018 yılında ise 11.960.000,00 TL faaliyet karı öngörüldüğü, davacı şirketin 2015 yılında 122.418.346,01 TL satışlara karşılık (-) 8.342.416,68 TL dönem zararı, 2016 yılsonu itibariyle 56.827.492,93 TL satışlara karşılık (-) 5.659.182,60 TL dönem zararı, 2017 yılsonu itibariyle 17.956.127,91 TL satışlara karşılık (-) 67.260.832,48 TL dönem zararı ve 2018 yılı 6. Ay sonu itibariyle ise 8.505.536,83 TL satışlara karşılık (-) 18.320.192,52 TL dönem zararı olduğu, davacı şirketin tedbir sonrası satışlarında belirgin bir azalma olduğu ve öngörülen satış tutarlarına ulaşılamadığı gibi, dönem sonlarında da zarar beyan ettiği, davacı şirketin, gelecek dönemlerde aktif faaliyetini sürdürmesi için yeni iyileştirme projeleri sunması ve belirlenecek satışları ve faaliyet karlarını gerçekleştirmesi gerektiği, aksi durumda gelecek dönemlerde aktif faaliyetini sürdüremediği takdirde bu iyileşmenin gerçekleşmesinin olası olmadığı, dava tarihindeki iyileştirme projesinde şirketin nakit girişinin sağlanmasını teminen 3.500.000,00 TL nakit sermaye arttırımı öngörüldüğü, bu artışlann 1.000.000,00 TL’si 31/12/2015 tarihine kadar, 1.000.000,00 TL’si 31/12/2016 tarihine kadar, kalan 1.500.000,00 TL’si ise 31/12/2017 tarihine kadar arttırılacağının taahhüt edildiği, 21/08/2015 tarihi itibariyle bakiye 227.719,65 TL hariç sermaye arttırım taahhüdünün yerine getirildiği, şirket öz sermayesinin (ödenmiş sermayesinin) 15.000.000,00 TL olduğu, davacı şirketin 31/12/2014 tarihli rayiç değerlere göre eksi (-) 17.257.330,83 TL borca batık iken, 30/06/2018 tarihli rayiç değerlendirmesi neticesinde şirket öz kaynaklarının eksi (-) 55.293.577,59 TL olduğu ve borca batık olduğu, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığı bildirilmiştir.Dosya kapsamında bulunan kayyım heyet raporlarında da, şirketin zararının giderek arttığı, varlıklarının borçlarını karşılama yüzdelerinin düştüğü, işçi ücretlerini ödemede zorluk yaşadığı belirtilmiştir. İflas ertelemesinin amacı doktrinde farklı görüşlerle açıklanmıştır. Bu görüşlerden biri, erteleme kararının sermaye şirketi ve kooperatifin yararına olduğu, bir diğer görüş, burada ilk planda alacaklıların çıkarının korunduğu, diğer bir görüş ise, hem alacaklıların hem şirketin korunduğudur. Yargıtay uygulamalarında, erteleme kararının hem borca batık şirketin hem de alacaklıların yararına olduğu kabul edilmektedir. İflasın ertelemesinin şartları ise, sermaye şirketi veya kooperatifin borca batık durumda olması, borca batıklığın mahkemeye bildirilmiş olması, alacaklıların iflasın ertelenmesi halinde iflasın derhal açılmasına nazaran daha kötü duruma düşürülmemiş olması, iyileştirme projesi ve bu projenin ciddi ve inandırıcı olduğunu gösteren bilgi ve belgelerin mahkemeye sunulması gerektiği, iyileştirme projesinin mahkemece ciddi ve inandırıcı bulunması gerektiği vb, bu şartlardan, borca batık olma, şirketin iyileşmesinin mümkün olması, fevkalade mühletten yararlanılmamış olması, alacaklıların haklarının korunması yani, iflas erteleme kararının alacaklıların haklarını iflasa göre daha kötü duruma sokmaması gerektiği, iflas ertelemenin maddi (esasa) ilişkin şartlarıdır. Kısacası, iflas erteleme talebinde bulunan şirket hakkında iflas erteleme kararı verilebilmesi için öncelikle o şirketin borca batık durumda olması, sunulacak ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi kapsamında şirketin mali durumunu düzeltebileceğine dair somut veriler ileri sürmesi ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir (6102 sayılı TTK’nın m. 377, İİK’nın m.179 vd.).İyileştirme projesi ise, sadece şirketin mevcut işleyişinin devamı ve tedbir kararlarıyla borca batıklıktan kurtulabileceğine ilişkin olmamalı, TTK’nın 376/2. maddesindeki nakit sermaye konulması, dış kaynaktan nakit girişi, sermaye artışı, yeni ortak alınması, şirketin mevcut işleyişi sonucu şayet mümkün ise kâr ve nakit akışı gibi nesnel ve gerçek kaynakları ve önlemleri içermeli, İİK’nın 179. maddesinde aranan ciddî ve inandırıcı özellikleri haiz olmalıdır. Sunulan iyileştirme projesinin uygulaması ve erteleme sürecinin başarı ile yönetimi bakımından ciddi, inandırıcı, somut ve uygulanabilir nitelikte bulunmalıdır.Belirtilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar doğrultusunda somut olay incelendiğinde; bilirkişi heyet raporu ve kayyım raporlarındaki tespitlere göre, dava tarihinden sonra davacı şirketin satışlarının ve öz kaynaklarının azaldığı, hatta zarar ettiği, yüksek miktarda ödenmemiş sermayesinin bulunduğu, projedeki hedeflerin yakalanamadığı, böylece davacı şirketin karlılık ve verimliliğini kaybettiği, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesinın usul ve yasaya uygun kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 165,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 66,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/1 bendi ile İİK’nun 164. maddesi uyarınca tebliğden itibaren 10 günlük süre içerisinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile kabul edildi.05/11/2020