Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/941 E. 2023/1304 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/941 Esas
KARAR NO : 2023/1304
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 17/12/2019
NUMARASI : 2018/340 Esas, 2019/1251 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/11/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacı ile davalı arasında … Ölçüm Sistemleri Saha Analiz ve Ön İnceleme Danışmanlık Projesi konulu 230.000,00 USD, KDV hariç bedelli hizmet temin sözleşmesi tanzim edildiğini, Danışmanlık ve Arge sözleşlemeleri kapsamında tamamlanan ve raporlanan çalışmalar ile davacının sözleşme kapsamında üzerine düşen yükümlülüklerini tam ve eksiksiz yerine getirdiğini, nitekim hizmetin tamamlanması nedeniyle sözleşme kapsamında 271.400 USD tutarlı faturaları keserek davalı şirkete gönderdiğini, davalı tarafından faturalara itiraz edilmediğini, 259.600 USD alacağın ödendiğini ve 11.800 USD bakiye alacağının kaldığını, alacağın tahsili amacıyla Beykoz İcra Dairesinde başlatılan takibe borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı sonucu takibin durduğunu belirtererek davanın kabulü ile borçlunun itirazının iptaline ve takibin devamına, davalının, alacağın % 20′ sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iddia edilen alacağa dayanak yapılan sözleşmelerin davalı şirkette yaşanan temsil ve yönetim boşluğu esnasında imza tarihinde davalıyı temsil yetkisi bulunmayan kişilerce imzalanmış olduğunu, bahsi geçen yatırım hususunda alınan bir yönetim kurulu kararı ve/veya bütçe onayında bulunmadığını, bu nedenlerle borcun dayanağı olarak gösterilen sözleşmeye kurumsal olarak taraf olmadıklarını, sözleşmenin düzenlenmesinin akabinde düzenlenen faturaların ve yapılan ödemelerin hukuken muteber olduğunun söylenemeyeceğini, davaya konu sözleşmelere ve faturalara dayalı olarak davalının herhangi bir borcu ve sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesince, davanın kabulü ile davalının Beykoz İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 11.800 USD yönünden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanmasına, alacağın % 20 si oranında hesap edilen 8.693,06 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Karar yasal süresi içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde, müvekkil şirketin 29 Temmuz 2016 tarihinde yapılmış olan 2015 Yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda pay sahipleri arasında görüş birliğinin sağlanamamış olmasından dolayı Yönetim Kurulunun seçilemediğini, Yönetim Kurulu’nun görev süresinin sona ermesinden sonra İstanbul Anadolu 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/340 E. sayılı dosyası kapsamında 5 kişilik yönetici kayyım heyetinin atandığı tarih olan 05.05.2017′ tarihine kadar şirket yönetim kurulunun yetkisi ve imza sirkülerinin geçerliliğinin hukuken ihtilaflı olduğunu, bu kapsamda yetkisiz imza ile akdedilen sözleşmelerin de hukuki anlamda sakat olacagı ve sonuç doğurmayacağını, mahkeme tarafından sözleşmelerin geçerli olup olmadığı konusunda yargılama aşamasında herhangi bir değerlendirmede bulunulmadığını, ortada hukuken geçerli bir sözleşmenin var olup olmadığı konusunun tespit edilmediğini, davacı tarafça sözleşmedeki edimlerin yerine getirildiğine dair herhangi bir delilin dosyaya sunulmadığını, bu yönlerden eksik inceleme ile tesis edilen yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, danışmanlık hizmet sözleşmesi bakiye alacağına ilişkin başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.Uyuşmazlık, davanın dayanağı olarak davacı tarafça sunulan sözleşmenin davalı yetkilisi tarafından düzenlenip düzenlenmediği, sözleşme gereğince davalının davacıdan hizmet alıp almadığı, fatura bedellerinin büyük çoğunluğunun davalı tarafından ödenip ödenmediği, dolayısıyla sözleşmenin ve sözleşme de belirtilen hizmetlerin davacı tarafından verildiğinin davalı tarafından benimsenmiş sayılıp sayılmayacağı, sonuç olarak davacının bakiye hizmet bedeli alacağına ilişkin talebinin yerinde bulunup bulunmadığı hususlarında toplandığı görülmüştür.Taraflar arasında imzalanan hizmet temini sözleşmesinin incelenmesinde, taraflarının davacı ve davalı olduğu, sözleşmenin konusunun … Ölçüm Sistemleri Saha Analiz ve Ön İnceleme Danışmanlık Projesi, danışmanlık hizmet işlerinin ilgili mevzuat, sözleşme ve eklerinde yer alan hüküm ve şartlarda yüklenici tarafından yerine getirilmesi işi olduğu, sözleşmenin hizmet bedeli ve ödemeyi düzenleyen 4. Maddesinde, hizmet bedeli de fiyat artışlarını teknik şartnamede belirtildiği şeklinde olacağı, davalı … davacı yüklenici firma tarafından ifa ettiği ve raporladığı hizmetlere istinaden hizmetin ifası esnasında USD olarak keseceği faturaların ödemesini fatura tarihini takiben 7 gün içinde USD olarak nakden yapacağı kararlaştırıldığı ve sözleşmenin son maddesinde tarafların usulüne uygun olarak yetkilendirilmiş temsilcileri tarafından 2 nüsha olarak imzalandığı ve sözleşmede yüklenici davacının … yetkilendirdiği, davalı … Kargonun ise … isimli çalışanı yetkilendirdiği, dosyada mevcut yaklaşık 20/12/2016 tarihinde başlayıp 23/03/2017 tarihine kadar devam eden mail yazışmalarında … adına … isimli kişinin davacı şirket çalışanlarına sözleşme ile ilgili mailler gönderdiği görülmüştür. Sözleşme altında … kaşesinin olduğu, eklerde ise teknik şartname vergi levhası ve imza sirküleri olduğu, imza sirkülerinin incelenmesinde Beykoz 2. Noterliğince düzenlendiği, 21/10/2015 tarihli olduğu … Ceo olduğu, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 27/09/2015 sayı sayfa 437′ de sözleşmede imzası olduğu belirtilen … yetkili olduğunun belirtildiği, sözleşmede düzenleme tarihinin bulunmadığı görülmüştür.Mahkemece, taraf ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi suretiyle 02/10/2019 tarihli bilirkişi raporu alınmış, bilirkişi raporunda, 10/01/2017 tarihinde başlamak üzere 09/02/2017 tarihine kadar davacı tarafça verilen hizmetlere ilişkin 1.027.387,06 TL tutarında 23 adet fatura kesildiği, 23 faturanın davalı ticari defter ve kayıtlarında yer aldığı, davalının 09/02/2017 tarihli 11.800 USD karşılığı 43.794,52 TL tutarlı dava konusu fatura dışındaki tüm fatura bedellerini ödediğinin kayıtlı olduğu, sadece bu son faturanın davalı tarafça ödenmediğini, taraf ticari defter ve kayıtlarının usule uygun olarak tutulduğu, sahibi lehine delil niteliğinde bulunduğunun bildirildiği görülmüştür. Davalı tarafından, 29 Temmuz 2016 tarihinde yapılmış olan 2015 Yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda pay sahipleri arasında görüş birliğinin sağlanamamış olmasından dolayı Yönetim Kurulunun seçilemediği, Yönetim Kurulu’nun görev süresinin sona ermesinden sonra İstanbul Anadolu 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/340 E. sayılı dosyası kapsamında 5 kişilik yönetici kayyım heyetinin atandığı tarih olan 05.05.2017’ye kadar şirket yönetim kurulunun yetkisi ve imza sirkülerinin geçerliliğinin hukuken ihtilaflı olduğu iddia edilip, mahkemece verilen karara ilişkin istinaf sebebi yapılmış ise de, belirtildiği gibi sözleşmede düzenleme tarihinin olmadığı, dolayısıyla 29 Temmuz 2016 tarihi sonrasında düzenlenip düzenlenmediğinin belirsiz olduğu, sözleşmede davalı adına yetkilendirilen … isimli kişinin yaptığı işlemlere ve bu kişiye ait dosyaya sunulan yazışmalara, davalı tarafça karşı çıkılmadığı, bu yazışmalar içeriğinin ve davacı tarafça düzenlenen tüm faturaların davalı kayıtlarında yer almasının ve davalı kayıtlarında aynen yer alan 23 faturadan dava konusu olan son fatura hariç 22 tanesinin ödenmiş olmasının davalı şirketin seçilen ve atanan yöneticileri tarafından da sözleşmenin ve davacı tarafça verilen hizmetlerin benimsendiğini gösterdiği, dolayısıyla her iki tarafın lehine delil niteliğinde bulunan ticari defter ve kayıtlarında yer alan takip ve dava konusu 43.794,52 TL tutarlı fatura nedeniyle talep edilen 43.465,30 TL davacının bakiye alacağının bulunduğu, davalının takibe itirazının haksız olduğu anlaşılmakla bu kabule göre oluşturulan mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla yerinde görülmeyen davalı istinaf talebinin reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/340 Esas, 2019/1251 Karar sayılı ve 17/12/2019 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harcın davalı tarafından peşin olarak yatırılan 804,04‬ TL harçtan mahsubu ile bakiye 534,19‬ TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE,3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1b-1 bendi ile aynı kanunun 362/1a maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.30/11/2023