Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/876 E. 2023/1335 K. 07.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/876 Esas
KARAR NO : 2023/1335
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/12/2019
NUMARASI : 2016/91 Esas, 2019/1255 Karar
DAVANIN KONUSU: Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti
KARAR TARİHİ: 07/12/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı kooperatifin ortağı olan …’nın kooperatifteki 1 adet hissesini Bakırköy … Noterliğinin 28.09.1984 tarih … yevmiye nolu hisse devir senedi ile … devrettiğini ve bu devir işleminin de kooperatif yönetimi tarafından kabul edilip devir işleminin tamamlandığını, kooperatif ortağı bir kısım davalılar murisi olan …, Bakırköy …. Noterliğinin 25.03.1985 tarih … yevmiye nolu hisse devir senedi ile davalı kooperatifteki 4. Blok B tipi 408/A numaralı ambarın 2/3 hissesini uhdesinde tutarak bakiye 1/3 hissesini 260.000.00 TL bedel mukabilinde müvekkili …’a sattığını ve devir eden …., davalı kooperatife müracaat ederek mezkur hisseyi kendi adına kayıt ve tescil ettirmesine muvafakat ettiğini açıkça beyan ettiğini, kooperatif kayıtlarında mevcut hisse devir senedi ile davacının kooperatif ortağı olduğunun açık ve tartışmasız olduğunu, kooperatif ortağı olan … 09.01.1990 yılında vefat etmesi neticesinde mirasçıları olan çocukları davalılar … , … ve …’in de Bakırköy … Noterliğinin 06.09.1990 tarih … yevmiye nolu kooperatif hisse devir senedi ile davalı kooperatifin 241 nolu ortağı babalarından kendilerine miras yoluyla intikal eden bütün haklarını, bütün hak ve vecibeleri ile birlikte 3.000.000.00 TL bedel mukabilinde anneleri … devrettiğini, … de Bakırköy … Noterliğinin 29.08.1990 tarih … yevmiye nolu kooperatif hisse devir senedi ile, eşinden kendisine intikal eden haklarının 1/4’ünü (2/8) müvekkili …’a, 1/4’ünü ise (2/8) …’a bedeli mukabilinde devrettiğini, bu devir sonrasında davalı kooperatif tarafından yaptırılan ambarların (işyerlerinin) ortaklara tahsisen tescil işlemlerinin başladığı ve … ada … parselde kayıtlı işyerinin (ambar) … (2/4 hisse), müvekkili … (1/4 hisse) ve … (1/4 hisse) adına tapuda tescil edildiğini, … da 1/4 hissesinin yarısı olan 1/8 hissesini bedeli mukabilinde davacı …’a, diğer yarısını da (1/8 hisse) …’e sattığını, bu satış ve devir işlemlerinden sonra müvekkili …’ın kooperatifteki ve işyerindeki (dükkandaki) hissesinin 3/8 olduğunu ve müvekkili adına 17.02.1991 tarihli tapu senedinin tanzim edildiğini, Nakliye Ambarları sitesinin satıldığını, münferit işyeri tapularının etap etap alıcı firmaya devredildiğini, müvekkilinin … ada … parsel sayılı kargir depoda 3/8 payı mevcut olup bu payın alıcı firmaya devredilerek kararlaştırılan bedelin tahsil edildiğini, davalı kooperatife Beşiktaş Noterliğinin 23.07.2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile başvurularak müvekkilinin, bu devir işlemleri gereğince kooperatifte 3/8 payın maliki olduğu yönünde gerekli kararların alınıp tescil ve kayıt işlemlerinin yapılmasının istenmesine rağmen davalı kooperatifin, üyelik konusunda … mirasçıları ile görüşülmesi gerektiğini yazıyla bildirdiğini, yapılan görüşmelerden bir sonuç alınamayınca ise işbu davanın açılması zorunluluğunun doğduğunu belirterek müvekkilinin kooperatif ortaklığının tespiti ile, davalılar adına olan 3/8 ortaklık payının iptali ile, bu payın davacı adına ortaklar listesine yazılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı kooperatif vekili yasal süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesinde; müvekkili kooperatifin bu davanın ve davacı ile diğer davalılar arasındaki ihtilafın tarafı olmadığından müvekkili kooperatife husumet yöneltilemeyeceğini, kooperatif kayıtlarına göre, davacının üyeliği noktasında herhangi bir karar bulunmadığını, ayrıca yapılan genel kurullarda da hissenin maliki ve temsilcisinin de davacı olmadığını, hazirun cetvelinde davacının adının bulunmadığını, ihtiyati tedbir talebinin yersiz ve hukuka aykırı olduğunu belirterek açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde; davanın öncelikle zamanaşımı yönünden reddedilmesi gerektiğini, davacı tarafa devredilen bir kooperatif üyelik hakkı olmamakla birlikte öyle olsa bile üyelikten kaynaklı hakkın tescili için 5 yıllık zamanaşımı süresi olmasına rağmen davacının 25-30 sene sonra kooperatife başvuru yaptığını, 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin de geçtiğini, Bakırköy …. Noterliğinin 25.03.1985 tarih … yevmiye nolu hisse devir senedinin fotokopi olduğunu, gerçek olduğu kabul edilse bile bu sözleşmenin kooperatif üyelik devir sözleşmesi olmadığını, olsa olsa taşınmaz hisse satış vaadi sözleşmesi niteliğinde kabul edilebileceğini, kooperatif payının küçük hisselere bölünerek satılmasının düşünülemeyeceğini, bu sözleşme ile davacının, taşınmazın ambar kısmının 1/3’lük hissesinin kendi üzerine kayıt ettirmiş ise de üyeliği devraldığından bahisle kooperatife üyelik başvurusunun bulunmadığını, davacının, Bakırköy …. Noterliğinin 29.08.1990 tarih … yevmiye nolu kooperatif hisse devir senedi ile, …, kocasından çocukları olan davalılara kalan haklarını da kapsar şekilde bir devir işlemi yaptığını iddia ettiğini, oysa iddia edildiği üzere davalı çocukların, muris babalarından kalan haklarını Bakırköy 3. Noterliğinin 06.09.1990 tarih … yevmiye nolu kooperatif hisse devir senedi ile Ulviye’ye devrettiği dikkate alındığında …, çocukları olan davalılardan kendisine devir yapılmadan kocasından ve çocuklarından kendisine intikal eden haklar üzerinde bir tasarrufta bulunarak bu hakların bir kısmını davacıya bir kısmını da 3. kişiye devretmesinin mümkün olmadığını, 29.09.1990 tarihinde …’nin tek başına kooperatif üyesi olmadığını ve ancak tak başına üye olduktan sonra kendisine ait kooperatif hissesini devredebileceğini, oysa bu tarih itibari ile kooperatif üyelerinin, … mirasçıları olduğunu, miras payı olan kooperatif üyeliği üzerinde bütün mirasçıların iştirak halinde malik olduklarını, kooperatif üyeliğini devir almadığını davacının kendisinin de bildiğini, 16.07.1990 tarihli muris …’nın eşi … ve davacı ile diğer 3. şahıs arasında imzalanan fotokopi belgede, murisin, 2/3 hissesinin …, ambar ünitesindeki 1/3 hissesinin davacıya, yazıhane kısmının da …’a tescil edilmesinin kooperatiften talep edildiği, bu yazıda, hiçbir şekilde üyelik devrinden bahsedilmediğini ve mirasçılardan sadece …’nin adının geçtiğini, müvekkillerinin konu hakkında bilgi sahibi olmadığını, müvekkillerinin annesi ikna edilerek bu devrin yapılmaya çalışıldığını, ne davacının ne de dava dışı … hiçbir zaman kooperatife üyelik kaydı yapılmasına yönelik bir talep ve davalarının olmadığını, gerçekte …, kendisine ait bir hisseyi davacıya satma koonusunda bir iradesi olmadığı gibi böyle bir satış işleminin de olmadığını, bu satış sebebiyle müvekkillerinin, … ödedikleri bir satış bedelinin de bulunmadığını, davacının kooperatif kayıtlarında üyeliğine dair bir bilgi ve belgenin bulunmadığını, davacı vekili, müvekkili ile birlikte … ve …’in, genel kurulda kendilerinin temsili için …’e yetki belgesi verildiği iddiasına ilişkin dosya kapsamında bir belgenin bulunmadığını, üyelik hakkı miras yolu ile geçtiği için iştirak halinde mülkiyet kurallarının geçerli olduğundan diğer mirasçı …’ın imzası olmadan temsilin de söz konusu olamayacağını, kooperatif üyelik hakkının bölünemeyeceğini, ancak bütün paydaşların birlikte hareketi ile üzerinde tasarruf edilebileceğini, oysa böyle bir anlaşmanın olmadığını, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2015/3223 Esas 2015/4599 Karar sayılı kararı ile, üye olduğu halde uzun süre üyeliğini takip etmeyen kişinin bile üyelik haklarından vazgeçtiğini kabul ettiğini, hiçbir zaman kooperatife üye sıfatı ile hareket etmeyen davacının 30 sene sonra üyelik hakkının olduğunu iddia etmesinin mesnedi olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, zira davacının, üyelik işlemleri sebebiyle kooperatif nezdinde 30 yıl boyunca bir müracaatının olmadığını, 1985 ve 1990 yılında yapılan işlemlerde devreden muris … gerçek iradelerinin hiçbir şekilde kooperatif ortaklığının devri olmadığını, hem havacı ve hem de devreden paydaşların gerçek iradesinin, bağımsız bölüm üzerinde pay tesis etmekten ibaret olduğunu, kooperatif ana sözleşmesinde, ortaklık sıfatının kazanılmasının, taşınmaz mülkiyetine ya da bir işletme işletilmesine bağlanmadığını, bağımsız bölüm mülkiyetinin, paya tahsisli olmadığını, kooperatif paydaşı olmayan pek çok bağımsız bölüm malikinin olduğunu, anılan tarihlerde ferdi mülkiyete geçilmemiş olması nedeniyle bağımsız bölüm devirlerinin hisse devri şeklinde tanımlanmak suretiyle noterde yapıldığını, ancak ferdi mülkiyete geçilmesi ile birlikte tarafların, tapuda işlem yaparak kendilerine ait tapuları temin ettiğini, ferdi mülkiyet tapularının elde edilmesinden sonra yapılan devirlerde kooperatif hissesinin devrinin gündeme gelmediğini, ne kök muris … ve ne de … devralınan hisse için (gerek 1985 yılında ve gerekse 1990 yılında) davacının, davalı kooperatife üyelik müracaatının bulunmadığını, kooperatif yönetim kurulunun bir kararının olmadığını, kooperatife yapılan müracaat ile, tesis olunacak tapularda mülkiyetin paylı halinin belirtilmesinin talep edildiğini, bağımsız bölüm tapularının tescili esnasında davacının müracaatı doğrultusunda adına paylı tapu tanzim edildiğini, bağımsız bölüm mülkiyeti artık teşekkül ettiğinden, kooperatif hissesinin devrinin hiç gündeme gelmediğini, davacının, en nihayetinde diğer tapu paydaşlarıyla birlikte … ada… parsel sayılı taşınmaz payını satarak bedelini aldığını, sözleşmelerin, iyi niyet ile ifa edilerek amacının gerçekleşerek sonlandığını, 1985 yılında kök muris …’in devraldığı tarihten itibaren kooperatif nezdinde hiçbir devir ve intikal işleminin olmadığını, sadece … ve onun vefatı ile de mirasçıların kooperatif kayıtlarında yer aldığını, kooperatif kayıtlarında davacının hiçbir zaman paydaş olarak yer almadığını, 30 yıl boyunca kooperatife karşı hak ve yükümlülük sahibi olmadığını, kooperatife yapılmış hiçbir ödemesi olmadığı gibi hiçbir genel kurul hazurununda adının yer almadığını, tapu tanzimi sırasında yapılan müracaata göre tapu teşkilinin sağlanması ile kooperatif nezdinde de tapunun paya tahsisli olmadığının zımnen ortaya konduğunu, kooperatif paydaşlığının, davalıların murisinden kendilerine intikal etmiş bir tereke aktifinden ibaret olduğunu, davacının bu hususta hiçbir talep hakkının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; her ne kadar davacı vekili, müvekkilinin kooperatif üyeliğinin tespitini talep etmiş ise de 1163 sayılı Kanun kapsamında davacının, …’den devraldığı hisse payı oranında kooperatif üyeliğini kazanabilmesi için üyelik devir sözleşmesi ile birlikte kooperatif yönetim kuruluna yazı ile müracaat ederek kooperatif üyeliğinin kabul edilmesini istemesi gerektiği, aksi takdirde taraflar arasında yapılan devir işleminden kooperatifin haberdar olmaması nedeniyle üyeliğin kabul yada reddine yönelik bir karar verilemeyeceği gibi devir sözleşmesinin kooperatif nezdinde bir hüküm ifade etmeyeceği, davacının üyelik başvuru müracaatına ilişkin dosyaya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı, davacının … Kooperatifinin üyesi olduğunun kabul edilebilmesi için ayrıca 25.03.1985 tarihinden beri üyelik gereği akçeli yükümlülüklerini (hissesi nispetinde) kooperatife karşı yerine getirdiğini ödeme belgeleri ile ispat etmesi gerekeceği, ancak davacının bu hususu ispat edemediği, davalı kooperatifin amacına ulaşarak ferdileşme işlemlerinden sonra ana sözleşme değişikliği ile işletme kooperatifine dönüştüğü, kooperatif üyesi olabilmek için site dahilinde konut maliki, oturma hakkı sahibi, genel hizmet tesislerinden birinin maliki veya kiracısı olmak gerektiği, tapu kayıtlarına göre davacının … Kooperatifindeki 3/8 nispetindeki hisse payının tamamını 12.07.2014 tarafınde … AŞ’ye satmış olduğunun sabit olması karşısında ortaklık şartlarinı taşımayan davacının, davalı … Kooperatifi nezdinde üyeliğinin bulunmadığı gerekçeleri ile davanın reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece, usul ve yasalara aykırı bir biçimde seçilmiş ikinci bilirkişi tarafından düzenlenen rapor esas alarak davanın reddine karar verildiğini, Mahkeme kararının, bilirkişi raporundan adeta kopyalandığını, üyelik devrinin yapıldığı tarihlerde kooperatifin, ferdi münasebete geçmediği gibi müstakil dükkan tapularının da söz konusu olmadığını noterde yapılan devir sözleşmelerinin kooperatife ibraz edildiğini, bu devir sözleşmeleri esas alınarak kooperatifin de, Tapu Sicil Müdürlüğüne yaptığı bildirim üzerine 16.10.1990 tarihli tapu senedi düzenlendiğini, tapu senedinde, müvekkilinin 3/8 hisse sahibi olduğunun açıkça görüldüğünü, müvekkili adına tapu düzenlendiğine göre kooperatifin devir sözleşmesinden haberdar olmadığı düşüncesinin tutarsız kaldığını, Mahkeme gerekçeli kararında, müvekkilinin devir sözleşmesine istinaden yönetim kuruluna 1163 sayılı Kanun ve ana sözleşme hükümlerine uygun olarak bir başvuru yaptığını ispat edemediği ifade edilmiş ise de, müvekkili ile davalıların murisleri arasında yapılmış tüm devir sözleşmelerinin davalı kooperatife ibraz edildiğini, müvekkilinin yazılı talebi ve devir sözleşmesini davalı kooperatife ibraz ettiği tarihte kooperatifin henüz ferdileşme işlemine başlamadığını, yani ortada müstakil bir işyeri tapusu ve ayrı bir kooperatif ortaklığının söz konusu olmadığını, ortada sadece kooperatif ortaklığının mevcut olduğunu, bu hususun tapu kayıtları ile sabit olduğunu, dosyaya ibraz olunan tapu senedinde görüleceği üzere, müvekkilinin, … Ada … Parsel üzerindeki kargir depo olarak vasıflandırılan işyerinin maliki olduğu 3/8 hissesini … AŞ’ye sattığını, satılanın, işyerindeki pay olduğunu, dava konusu edilenin ise, kooperatif ortaklığındaki pay olduğunu, bilirkişi ve Mahkemenin bu ayrımı dahi yapamadığını, davalı kooperatifin genel kuruluna katılım için 28 nolu ortaklığın paydaşları … ve müvekkili …’ın, diğer hisşedar …’in oğlu … temsil için yetki verdiğini ve … de bu yetki ile genel kurula katılarak oy verdiğini, yetki belgesi ve genel kurul tutanağı celp olunduğunda, tarafların hisse ortaklığını kabul ettiklerinin ortaya çıkacağını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava, devir olgusuna dayalı kooperatif üyeliğinin tespiti ile, davalılar adına olan 3/8 ortaklık payının iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkindir.Uyuşmazlık, davacının, dayandığı devir sözleşmelerine istinaden davalı kooperatif nezdinde üyeliğinin bulunduğundan bahisle talep hakkına sahip olup olmadığı ve bunun tescilinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmakta olup Mahkemece, davacının kooperatif üyesi olmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Bilirkişi 09.07.2018 tarihli raporunda; davalı kooperatifin, ferdileşme aşamasında Bakırköy …. Noterliğinin 25.03.1985 tarihli … sayılı ve 06.09.1990 tarihli 46623 sayılı onayını taşıyan “kooperatif hisse devri” başlıklı belgeler doğrultusunda taşınmazın mülkiyetini (tahsisen) 2/4 hisse …, 1/4 hisse davacı … ve 1/4 hisse … şeklinde naklettiğini, sözü edilen “kooperatif hisse devri” başlıklı iki belgenin, kooperatif kayıtlarına girmeden ferdileşmenin belirtilen şekilde yapılmasının mümkün olmadığını, dolayısıyla davacının, kooperatif ortaklığında 1/4 oranında pay sahibi olduğunun açık olduğunu, ferdi ilişkiye geçildikten sonra dava dışı Ahmet Barmanbay’ın taşınmazdaki 1/4 hissesini 17.02.1998 tarihinde tapu devri yoluyla davacı …’a ve davalılardan …’e eşit şekilde (1/8 oranında) sattığını ve davacı …’ın taşınımazdaki payı 3/8’e çıkarken davalı …’in muristen intikal eden payının da 1/8 oranında arttığını, dava dosyasında, bu işlemle birlikte ortaklıktaki payın da devredildiğini, durumun kooperatife bildirildiğini ve adı geçenlerin ortaklık paylarının buna göre düzeltilmesinin istenildiğini gösterir belge bulunmadığını, dolayısıyla dava dışı … taşınmazdaki hissesini tapudan devrederken kooperatif ortaklığındaki payını da devrettiği veya devretmediği şeklinde bir söylemde bulunmanın mümkün olmadığını, dosya kapsamında dava dışı … hak iddiasında bulunduğunu gösterir belge ve bilginin olmaması da dikkate alınarak davacı … ile davalılardan …’in taşınmazdaki hisselerinde meydana gelen artışın kooperatif ortaklığındaki hisselerini artırıp artırmayacağının Mahkemenin takdirinde olduğunu, davacı … ile taşınmazda hissesi olan kişilerin, sahip oldukları hisselerin tamamını 12.09.2014 tarihinde üçüncü bir kişiye tapu devri yoluyla devrettiğini, dava dosyasında, bu işlemle birlikte ortaklık paylarının da yeni malike devredildiğini, durumun kooperatife bildirildiğini ve ortaklık paylarının buna göre düzeltilmesinin istenildiğini gösterir belge yer almadığını, dolayısıyla bu satışın, kooperatif ortaklığını etkilemediğini kabul etmek gerektiğini, davacı …’ın ortaklıktan çıktığını, çıkarıldığını, ortaklık hakkını devrettiğini gösterir iddia ve herhangi bir belge mevcut olmadığını, bu nedenle adı geçenin kooperatifin 1 orlaklığında (Bakırköy … Noterinin 25.03.1985 tarihli … sayılı onayını taşıyan “Kooperatif Hisse Devri” başlıklı belgeyle kazandığı) 1/4 hissedarlığının devam ettiğini kabul etmek gerektiğini bildirmiştir. Farklı bir bilirkişiden alınan 11.01.2019 tarihli raporda ise; kooperatif üyeliğini noterde düzenlenen sözleşme ile devir yoluyla elde eden davacının, üye olarak kabulüne havi yazı ile kaoperatif yönetimine bildirmesi gerekeceği, aksi halde taraflar arasında (devir alan-devir eden) yapılan bu devir işleminden kooperatifin haberdar olmaması nedeniyle üyeliğin kabul yada reddine yönelik bir karar verilemeyeceği gibi devir sözleşmesinin kooperatif nezdinde bir hüküm ifade etmeyeceği, davacının, 25.03.1985 tarihli devir sözleşmesine istinaden yönetim kuruluna üyelik başvuru müracaatını 1163 sayılı Kanun ve ana sözleşme hükümlerine uygun olarak yapmış olduğunu ispat edemediği, davacının, davalı kooperatifin üyesi olduğunun kabul edilebilmesi için ayrıca 25.03.1985 tarihinden beri üyelik gereği akçeli yükümlülüklerini (hissesi nispetinde) kooperatife karşı yerine getirdiğini ödeme belgeleri ile ispat etmesi gerektiğini, davacının, 16.07.1990 tarihli davalı kooperatife yönelik yazılı müracaatında ise, kooperatif ana sözleşme hükümlerini bütün hak ve ödevleri ile birlikte kabul ettiğini beyan ile üyeliğe kabul edilmesini kooperatiften talep etmediği, anılan yazı içeriğine göre müracaata konu asıl talebin kooperatif nezdinde ferdileşmeye ilişkin tapuların çıkması halinde tapudaki hisse paylarının, tarafların sunduğu hisse devir sözleşme paylarındaki esaslar dikkate alınarak, kooperatif tarafından tanzim edilecek tapu işleminde bu şekilde düzenlenmek suretiyle tapuda tescil edilmesinin sağlanması amacına yönelik olduğu, davalı kooperatifin amacına ulaşarak ferdileşme işlemlerinden sonra ana sözleşme değişikliği ile işletme kooperatifine dönüştüğünün dosya kapsamı ile sabit olduğu, davacının, davalı işletme kooperatifinin üyesi olduğu kabut edilse bile Örnek Tip İşletme Kooperatifi ana sözleşmesinin ortaklık şartlarının düzenlendiği 10/2 maddesine göre, davalı işletme kooperatifinin ortağı olabilmek için site dahilinde konut maliki, oturma hakkı sahibi, genel hizmet tesislerinden birinin maliki veya kiracısı olmak gerektiğini ispat etmesi gerektiğini, tapu kayıtlarıyla tevsik edildiği üzere davacının, davalı kooperatifteki 3/8 nispetindeki hisse payının tamamını 12.07.2014 …. AŞ’ye satmış olduğunun sabit olması ve ana sözleşme değişikliği ile işletme kooperatifine dönüşen davalı kooperatif ana sözleşmesine göre ortaklık şartlarını taşımayan davacının, davalı kooperatif nezdinde üyeliğinin bulunmadığının kabul edilmesi gerektiği bildirilmiştir. Somut olayda, davacı, davalı kooperatif nezdinde 3/8 oranında ortaklık payının bulunduğunu iddia ederek kooperatif üyeliğinin tespiti ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı, bu ortaklık payının 1/4’ünü …den; 2/8’ini ise … devir yoluyla aldığını iddia etmektedir. Bakırköy …. Noterliğinin 25.03.1985 tarih ve … yevmiye sayılı hisse devir senedi ile, davalıların murisi …, davalı kooperatifteki 4. Blok B tipi iki ünite işyerinden 408/A numaralı ambarın, ambar kısmının 2/3 hissesini uhdesinde tutarak bakiye 1/3 hissesini 260.000.00 TL bedel mukabilinde davacıya; altlı üstlü yazıhane kısmını da 180.000 TL bedel mukabilinde … devrettiği anlaşılmıştır. Buna göre devir sözleşmesi, nitelikleri belirtilen taşınmazın belirli bir hissesinin devredilmesi amacına yönelik olup kooperatif üyeliğinin devredilmesine ilişkin değildir. Bu husus davacı, … ve … tarafından imzalanıp davalı kooperatife sunulan 16/07/1990 tarihli yazı içeriği ile de sabittir. Söz konusu yazı ile, tapu işlemlerinde, söz konusu hisseler dikkate alınarak tescilin yapılması talep edildiğinden kooperatif ortaklığı bakımından bir talep söz konusu değildir. Bu nedenle taşınmazın devri, ortaklığın da devri anlamına gelmeyeceği için davalıların murisi …, vefat ettiği 09.01.1990 tarihine kadar kooperatif üyesi olduğuna şüphe yoktur. Davalıların murisi … 09.01.1990 tarihinde vefat etmiş olup artık mirasçıları arasında söz konusu kooperatif üyeliği bakımından elbirliği mülkiyeti hükümleri geçerlidir. 4721 sayılı TMK’nun 702/2 maddesine göre ise, kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerekir. Buna göre Bakırköy …. Noterliğinin 29.08.1990 tarih … yevmiye nolu kooperatif hisse devir senedi ile, murisin eşi …, eşinin davalı kooperatifteki 241 numaralı ortaklığından kendisine intikal eden haklarının 1/4’ünü (2/8) davacıya; 1/4’ünü ise (2/8) … bedeli mukabilinde devretmiş ise de, muris …’in mirasçıları olan davalılar ve o tarih itibariyle hayatta olan … söz konusu hisse bakımından iştirak halinde malik konumunda oldukları sabit olup hissenin devrine yönelik tasarruf işlemi tüm mirasçılar tarafından yapılması gerekirken sadece … tarafından yapılan devir işleminin geçersiz olduğunun kabulü gerekir. … vefatından sonra çocukları olan davalıların, kooperatif hisse devir senedi ile, davalı kooperatifin … nolu ortağı olan babalarından kendilerine miras yoluyla intikal eden bütün haklarını, bütün hak ve vecibeleri ile birlikte 3.000.000.00 TL bedel mukabilinde anneleri …. devretmeleri ise Bakırköy …. Noterliğinin 06.09.1990 tarih … yevmiye sayılı işlemine dayanmakta olup bu tarih, …, davacıya yaptığı devir işleminden sonraki bir tarihe denk düştüğünden … , az önce belirtilen devir tarihi itibariyle hisselerin devri bakımından hak sahibi olduğu söylenemez. Dava dışı … ise, 17/02/1998 tarih ve … yevmiye sayılı resmi senet ile, taşınmaz üzerindeki hissesinin yarısı olan 1/8’ini davacıya; 1/8’ini ise davalı …’e devretmiştir. Devir işlemine konu hisse, dava dışı …, … devraldığı 1/4 hisse olup az önce bahsedildiği üzere … tarafından yapılan devir işlemi geçersiz olduğundan bu devir işlemi ile davacı kooperatif üyeliği bakımından hak sahibi olamayacağı gibi zamanda bu devir işlemi taşınmaz hissesinin devredilmesine yönelik olup kooperatif üyeliğinin devredilmesi de söz konusu değildir. Davacının, taşınmaza ilişkin 3/8 hissesini ise, diğer gerçek kişi davalılarla birlikte 12/09/2014 tarih ve … yevmiye numaralı resmi senet ile … Ticaret AŞ’ye sattığı ve satış bedelini de nakden ve tamamen aldığı anlaşılmış olup esasen bu husus davacının da kabulündedir. Yapılan açıklamalar uyarınca davacının, kooperatif nezdinde geçerli bir üyeliğinin bulunmadığı anlaşılmakla Mahkemece davanın reddine yönelik tesis edilen karar isabetli olup davacının istinaf başvurusunda haklı olmadığı değerlendirilmiştir.Açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiğine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/91 Esas, 2019/1255 Karar sayılı ve 18/12/2019 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 215,45 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1b-1 bendi ile aynı kanunun 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.07/12/2023