Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/802 Esas
KARAR NO : 2023/1285
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/12/2019
NUMARASI : 2018/308 Esas, 2019/1201 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/11/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, “… A.Ş.” unvanına ve ayrıca “…” isimli televizyon kanalının ülke çapında yayın hakkına sahip olduğunu, bu kanalın esas yayın hakkının merkezi Kanada’da olan başka bir şirkette bulunduğunu, müvekkili şirketin, henüz kurulmadan az önce değinilen Kanadalı şirketin davalı yanın bulunmadığı bir sözleşmeyi … A.Ş. ile imzaladığını, bu sözleşmeye göre sözleşmenin imza tarihinin 30.01.2013 olduğunu, sözleşmenin 01.04.2016 tarihinde sona ereceğini, sözleşme konusunun ise o tarihte sözleşmenin tarafı olan … A.Ş.’nin, “…” kanalın televizyonda yayınlanmasına ilişkin bir hizmet alımı olduğunu, 15.03.2016 tarihli yenileme sözleşmesi ile bu kez … A.Ş. ile yine yabancı kanal arasında imzalanan bir sözleşme ile … logolu kanalın yayın hakkının 3 yıl süre ile uzatıldığını, bu sözleşmeye göre … A.Ş.’nin 30.01.2013 tarihli sözleşmeden kaynaklanan haklarını, sözleşmenin 2. maddesi ile davalı firmaya devrettiğinin görüldüğünü, bu durumda … Logolu kanalı yayınlama hakkının davalı firmaya geçtiğini, müvekkili şirketin, … A.Ş. ile sözleşme yapan “…” şirketinden Türkiye’de ki yayın hakkını devralmakla, gerek 30.01.2013 tarihli, gerekse 15.03.2016 tarihli sözleşmelerin tarafı olduğunu, diğer bir deyişle davalı yan ile müvekkili şirketin bahsi geçen sözleşmelerin tarafı olduğunu, tarafların, müvekkili şirketin her iki sözleşmenin tarafı olduğu hususunda mutabık olduğunu, 15.03.2016 tarihli sözleşmenin 3. maddesi gereğince cari hesabın sonlandırılmasında faturanın tanziminde temel alınması gereken dolar kurunun 3,63 TL olduğunu, taraflar arası sözleşme uyarınca başlayan cari hesap ilişkisinde, sonradan mahsup edilmek üzere müvekkili şirketin ortalama aylık 100.000,00TL fatura keserek karşı tarafa göndermesine dayandığını, faturanın konusunu oluşturan hizmetin Ocak ayında da sunulduğunu, bunun üzerine hizmet bedelini içeren faturanın müvekkili şirket tarafından davalı aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icraya konduğunu, davalı tarafın, hizmet almış olmasına rağmen alacağın tamamına itiraz ettiğini, sözleşmenin haksız ve süresinden önce feshi nedeniyle cari hesaba ileride yansıtılacak farkın, Ocak 2018 ayında aylık olarak yansıtıldığı ve cari kurun sözleşmeye uygun olarak 3,63 TL olarak belirlendiğini, bu nedenle Ocak 2018 faturasının 100.000,00TL+ KDV yerine dolar kuru farkı nedeniyle 157.803,76 TL olarak düzenlendiğini, müvekkili şirketin sözleşmeye uygun olarak alacak bedelini hesapladığı ve faturalandırdığını, müvekkili şirketin sözleşmeye uygun olarak dolar kurunu revize ettiği ve cari hesaba ilişkin 2018 Ocak ayına ihtilaf konusu faturayı tanzim ettiğini, davalı tarafın icra takibine hiçbir borcu bulunmadığı şeklinde itiraz ettiğini, halbuki Ocak ayı içerisinde … isimli kanalın yayında olup, bu yayının davalı tarafından gerçekleştirildiğini, hizmet alımının yapıldığını, ayrıca davalı yanın 100.000,00TL + KDV bedelli cari hesaba mahsuben daha önceki tarihlerde müvekkili şirkete ödediğini, bu hususun ticari defterlerle sabit olduğunu, davalı yanın borç ilişkisini kesin olarak bildiği halde borcun tamamına itiraz ettiğini belirterek Davalı-borçlunun Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptaline, davalı-borçlu aleyhine başlatılan takibin devamına, haksız itiraz nedeniyle davalı-borçlu aleyhine takip bedelinin %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili şirket arasında imzalanan 15.03.2016 tarihli yenileme sözleşmesinin 3.maddesinde; “31.03.2017 tarihinde taraflar söz konusu tarihteki cari kurdan fazla olmamak ve/veya işbu sözleşmede belirlenenden az olmamak kaydıyla kalan sözleşme süresi içinde bir sonraki yılın kurunu revize edeceklerdir.” ifadesinin yer aldığını, 5 yıllık ticari teamülün aksine 31.03.2017 tarihinde dolar kurunun 3,63 TL olduğunu, fatura tanziminde esas alınması gereken kurun bu olduğunu, bu nedenle Ocak 2018 ayı faturasının 100.000,00TL + KDV yerine dolar kuru farkı nedeniyle 157.803,76TL olarak düzenlendiği iddia edilerek huzurdaki davanın ikame edildiğini, ancak işbu davanın haksız ve yersiz olduğunu, Taraflar arasında imzalanan 30.01.2013 tarihli sözleşme gereğince müvekkili şirket platformunda davacı şirketin kanalının iletiminin yapılmaya başlandığını, bu kapsamda davacı tarafından her ay düzenli olarak müvekkili şirkete fatura tahakkuk ettirildiği ve bu tutarında davacıya ödendiğini, mezkur sözleşmenin bitimini müteakip 15.03.2016 tarihinde yeni bir sözleşme imzalandığını, her iki taraf arasında ticari ilişki devam ederken taraflar arasındaki sözleşmenin müvekkili şirket tarafından 20.12.2017 tarihli ihtarname ile yaşanan finansal değişiklikler nedeniyle sözleşmeye uygun bir şekilde 60 gün sonra geçerli olmak üzere feshedildiğini, sözleşmenin feshi ardından davacı şirketin 5 yıldır süregelen ticari teamül gereği dolar kurunu sabitleme uygulamasından kendiliğinden dönerek, Haziran 2017’de sabitlenen kur olan 2,7190 üzerinden değil yenileme sözleşmesinin tarihi olan Mart 2016 dolar kurunu baz alarak fatura tahakkuku yaptığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin başladığı Mayıs 2013 tarihinde güncel kur baz alınarak fatura tahakkuku yapılıyorken, dolar artışı nedeniyle taraflar arası dolar kurunun sabitlenmesi için anlaşmaya varıldığını, bu doğrultuda Şubat 2014 tarihinden sonra dolar kurunun her iki tarafın yaptığı sözleşmeler neticesinde 2 yıl boyunca 2,00 olarak sabitlendiği ve bu teamülün taraflar arasında 5 yıl boyunca süregeldiğini, 2.yılın sonunda dolar kuru yine artış gösterdiğinden tarafların ortak mutabakatı ile Mart 2016’da 1 yıl boyunca 2.1752 baz alınarak sabitlendiğini, en son gelinen noktada yine 1.yılın sonunda Haziran 2017 ‘de yine tarafların mutabakatı ile 2.7190 olarak belirlendiğini, yapılan bu açıklamalara göre, fatura tutarının en fazla 2.7190 baz alınarak 100.000,00TL + KDV olması gerekirken, davacı tarafından Mart 2016 tarihindeki dolar kuru olan 3,6362 belirlenerek 157.803,86TL tutarında faturanın tahakkuk ettirildiğini, mezkur faturanın hukuka aykırı olması nedeniyle davacı yana iade edildiğini, ancak davacının müvekkiliyle faturayı düzeltmek ya da dolar kurunun sabitlenmesi için mutabakat yapmak yerine huzurdaki davaya konu icra takibini başlattığını, taraflar arasında dolar kuru üzerinde mutabakata varılmadığında ödeme emrine itiraz edilmek zorunda kalındığını, davacı ile müvekkili arasında yeni bir kur sabitlemesi için herhangi bir görüşme yapılmadığını, oysa ki Haziran 2017’de kur tutarının taraflar arasında belirlenmiş olduğundan davacının dürüstlük kuralına aykırı davrandığını, taraflar arası münakid yenileme sözleşmesi “Ücret, Süre ve Ödemeler” başlıklı 2.maddesinde; “… İlk yılın bitimini takiben 31.03.2017 tarihinde taraflar söz konusu tarihteki cari kurdan fazla olmamak ve/veya işbu sözleşmede belirlenenden az olmamak kaydıyla kalan sözleşme süresi için bir sonraki yılın kurunu revize edeceklerdir.” dendiğini, oysa taraflar arasında dolar kurunun sabitlenmesi ve güncel kurun baz alınacağına dair yapılan bir mutabakat bulunmadığı gibi baz alınması gereken tutarın sözleşme uyarınca 2.1752-3.6362 arasında bir tutar olması gerekirken, en üst seviyedeki tutarın baz alınması ve davacının bunu kendi kendine yapmasının hakkın kötüye kullanılması olduğunu, zira sözleşme ile belirlenen kur 2.1752 iken o günkü dolar kurunun 3.6362 olduğunu, bu doğrultuda baz alınması gereken kurun 2.1752-36362 olması gerektiğini, davacının, müvekkili şirket ile arasında düzenlenmiş olan sözleşmesinin, müvekkili tarafından Aralık 2017 tarihli ihtarnamesi ile feshine kadar söz konusu faturaların taraflar arası mutabakattan sonra belirlenen kurdan tahakkuk etilmiş olmasına rağmen davacı tarafından Medeni Kanun’un 2.maddesine aykırı şekilde 1 sene önceki Mart 2017 kuru baz alınarak fatura düzenlenmiş olduğunu, tarafların Şubat 2014 tarihinden süregelen teamül gereği anlaşarak kur sabitlemesi yapması gerektiğini, davacının Ocak ve Şubat 2018 faturasını tahakkuk ettirirken Mart 2016 kuru olan 3.6362’yi baz aldığını, Mart 2018 faturasını tahakkuk ettirirken dolar kuru olarak 2.1752’yi baz aldığını, bunun da hakkın kötüye kullanıldığını açıkça gösterdiğini, taraflar arasında hangi dolar kurunun baz alınarak fatura düzenleneceği belirlenmediğinden icra inkar tazminatı talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; taraflar arasında 30/01/2013 tarihli sözleşme imzalandığı, sözleşmeye göre davacı şirket kanalının davalı şirket platformunda iletiminin yapılmaya başlandığı, sözleşmenin 15/03/2016 tarihli sözleşme ile 01/01/2014 tarihinden itibaren devredilen sözleşme ile aynı süre ve koşullarda yenilendiği, sözleşme uyarınca; davacı şirket tarafından her ay düzenlenecek fatura mukabilinde eşit taksitler halinde lisans bedeli olarak ayda 36.778 USD+KDV karşılığı Türk lirasının sözleşme ile belirlenen kur ile hesaplanacağı, 31 Mart 2017 tarihine kadar kurun (1 USD = 2.1752 TL) üzerinden hesaplanarak fatura düzenlenmesi suretiyle sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren başlamak üzere her ay birinci günü yapılacağı, ilk yılın bitimini takiben 31/03/2017 tarihinde tarafların söz konusu tarihteki cari kurdan fazla olmamak ve bu sözleşmede belirlenenden az olmamak kaydıyla kalan sözleşme süresi için bir sonraki yılın kurunun revize edeceğinin hükme bağlandığı, bu kapsamda ilk bir yıllık süre içerisinde davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturaların sözleşmede kararlaştırılan 1 USD = 2.1752 TL kur üzerinden düzenlendiği, ikinci yıl ise yine taraflar arasında mutabakatla 1 USD = 2.7190 TL üzerinden düzenlenen faturaların her iki şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve bu hususta taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, davalı şirket tarafından davacı şirket adına Beşiktaş 26. Noterliğinin 20.12.2017 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile taraflar arası sözleşmenin feshedildiği ve ana sözleşmenin 14/3 hükmüne göre feshi ihtarname tarihi olan 20/12/2017 tarihinden itibaren 60 gün sonra taraflar arasındaki sözleşmenin ve yenileme sözleşmesinin hüküm doğurmak üzere feshedilmiş olduğunun bildirildiği, bu bildirimin ardından davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlendiği görülen takip ve dava konusu bedele esas 01/01/2018 tarih, 066401 nolu 157.803,76 TL bedelli “Ocak ayı … lisans bedeli” açıklamasıyla düzenlenen faturanın taraflar arasında mutabakat ile ikinci yıl için kararlaştırılan 1 USD = 2.7190 TL kur üzerinden değil bir sonraki yıl 31/03/2017 dönemi TCMM kuru olan 1 USD = 3.6362 TL kur üzerinden düzenlendiği, uyuşmazlığın da buradan kaynaklandığı, buna ilişkin davacı tarafça düzenlenen faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, bilirkişi raporunda sunulan mali tablo dikkate alındığında 02/02/2014-01/02/2016 arası 1 USD kurunun 2.00 TL olarak belirlendiği, tarafların bu hususta mutabık oldukları, yenileme sözleşmesi ile kararlaştırılan 1 USD = 2.1752 TL kur üzerinden fatura düzenlenmeye başlandığı ve 01/03/2016 – 03/05/2017 tarihleri arası düzenlenen faturaların 1 USD =2.1752 TL üzerinden düzenlendiği, devamında 01/06/2017 – 04/12/2017 tarihleri arasında 1 USD =2.7190 TL üzerinden düzenlendiği hususunda iki tarafın defterlerinin de uyumlu olduğu belirtilen tarih aralığı dikkate alındığında ikinci yıl için kararlaştırılan 1 USD =2.7190 TL üzerinden fatura düzenlenmesi yönündeki teamülün devam ettirilmesi gerektiği, 04/12/2017 tarihine kadar 1 USD =2.7190 TL üzerinden düzenlenen faturalara itirazın olmayan davacının sözleşmenin feshi ile birlikte tarafların mutabık olmadıkları oran üzerinden fatura düzenlenmiş olmalarının hukuk düzeni tarafından korunamayacağı anlaşılmakla bilirkişi raporunun 9-a maddesinde yapılan hesaplamaya itibar edilerek 1 USD =2.7190 TL kabul edilmek suretiyle 118.000 TL üzerinden icra takibinin devamına, alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; icra inkar tazminatının kabulü gerektiğini, davalının kötüniyet tazminatı talep etmesinin haksız olduğunu, müvekkili şirketir davalı tarafa sattığı TV kanalı hizmetini yurtdışından satın aldığını, dolayısıyla, yurt dışına her ay dolar üzerinden ödeme yaptığını, taraflar arasında kurun hangi TL bedeli üzerinden revize edileceğine yönelik bir sözleşme olmadığını ancak müvekkil şirketin, yurtdışı ödemelerini gerçekleştireceğinden ve tarafların anlaşamaması durumunda ne yapılacağı bilinmediğinden, ileride cari hesaba mahsuben düzeltme yapılacağını gözeterek, bir önceki yılın sabit kurundan hesaplama yaptığını, oysaki müvekkilin yurt dışına yapacağı ödemeler gözetilerek kurun güncel değeri üzerinden hesaplanması gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; Yerel Mahkemenin, davacının sözleşmeye ve teamüle aykırı olarak tek taraflı bir şekilde güncel kur üzerinden fatura düzenlemesinin hukuka aykırı olduğunu ve icra inkar tazminatının reddi gerektiğini isabetli şekilde tespit ettiğini, davacının huzurdaki davayı açmakta haksız ve kötü niyetli olduğundan davanın tamamen reddine karar verilmesi gerektiğini, aksi halde ise taraflar arasındaki yenileme sözleşmesinde kurun 1 USD = 2,1752 TL olarak uygulanacağı düzenlendiğinden bu orana göre hüküm tesis edilmesi gerektiğini, kötüniyet tazminatına hükmedilmemesinin isabetsiz olduğunu, taraflarınca yapılan yargılama giderinin dikkate alınmadığını belirterek Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini, aksi kanaatte olunması halinde 2,1752 TL’lik kura göre hüküm kurulmasını,davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, davacının kötüniyetli olarak istinaf yoluna başvurduğundan bahisle ilave vekalet ücretine ve 5.000 TL idari para cezasına hükmedilmesine talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan faturaya dayalı başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyanın incelenmesinde; alacaklısının … A.Ş., borçlusunun … A.Ş. olduğu, borç miktarının 157.803,76.-TL olduğu, borçlu tarafından takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Takibe dayanak yapılan faturanın, 01.01.2018 tarih, … no.lu, 157.803,76 TL bedelli “Ocak Ayı … Lisans Bedeli” açıklaması ile düzenlendiği görülmüştür. Sözleşme ilişkisi ve sözleşmenin davalı tarafından Beşiktaş … Noterliğinin 20.12.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile feshedildiği konuları yanlar arasında çekişmesiz olup, uyuşmazlık, davacının icra takibine konu faturadan kaynaklı alacaklı olup olmadığı ve miktarı noktasında toplanmıştır.Mahkemece uyuşmazlık konularında bilirkişi raporu alınmıştır.Bilirkişi raporunda; tarafları …. Ve … ile davalı … olan 15.03.2016 tarihli “Yenileme Sözleşmesinin” … Kurucuları tarafından … A.Ş. arasında devam eden ( 30.Ocak.2013 tarihli Sözleşme) Sözleşmenin uzatılması için akdedildiği ve ilgili ek protokolle …A.Ş.’ne 01.Ocak.2014 tarihinden itibaren devredilmiş sözleşmenin aynı süre ve koşullarda yenilendiği, işbu sözleşme ile davacı şirket tarafından her ay düzenlenecek fatura mukabilinde eşit taksitler halinde lisans bedeli olarak ayda 36.778 USD +KDV karşılığı Türk Lirasının sözleşme ile belirlenen kur ile hesaplanacağı; 31.03.2017 tarihine kadar kurun (1USD = 2.17552TL) üzerinden hesaplanarak fatura düzenlenmesi suretiyle işbu sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren başlamak üzere her ayın 1.günü yapılacağı; İlk yılın bitimini takiben 31.03.2017 tarihinde tarafların söz konusu tarihteki cari kurdan fazla olmamak ve/veya bu sözleşmede belirlenenden az olmamak kaydıyla kalan sözleşme süresi için bir sonraki yılın kurunu revize edeceğinin hükme bağlandığı, ilk 1 yıllık süre içerisinde davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturaların sözleşmede kararlaştırılan 1 USD = 2.1752TL kur üzerinden düzenlendiği, 2. yıl için ise yine taraflar arası mutabakatla 1 USD = 2.7190 TL üzerinden düzenlendiğinin anlaşıldığı, zira davacı şirket tarafından davalı şirket adına yenileme sözleşmenin 2.yılında 1 USD = 2.7190 TL üzerinden düzenlenen faturaların her iki şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve bu hususta taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, davalı şirket tarafından davacı şirket adına Beşiktaş 26. Noterliği’nin 20.12.2017 tarih, 43191 yevmiye nolu, ihtarnamesi taraflar arası sözleşmenin feshedildiği ve işbu sözleşme feshinin ana sözleşme 14/3. Hükmüne uygun olarak yapıldığı, yani fesih ihtarname tarihi olan 20.12.2017 tarihinden itibaren 60 gün sonra taraflar arasındaki münakid İletim Sözleşmesi ve eki Yenileme Sözleşmesinin hüküm doğurmak üzere fesh edilmiş olduğunun bildirildiği, bu bildirimin ardından davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlendiği görülen takip ve dava konusu bedele esas 01.01.2018 tarih, 066401 no.lu, 157.803,76 TL bedelli “Ocak Ayı … Lisans Bedeli” açıklaması ile düzenlenen taraflar arası mutabakat ile 2. yıl için kararlaştırılan 1 USD = 2.7190TL kur üzerinden değil bir sonrası yıl 31.03.2017 dönemi TCMB kuru olan 1 USD= 3.6362 TL kur üzerinden düzenlendiği, takip ve dava konusu bedele esas faturanın davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğu görülmekle işbu fatura kaydına davalı şirket ticari defterlerinde rastlanmadığı, taraflar arası Yenileme Sözleşmesinin hukuki yorumu Mahkemeye ait olmak üzere, taraflar arası mutabakatla 1 yıllık süre için yürürlükte olan 1 USD =2.7190TL üzerinden fatura düzenlenmesi gerektiği yönünde kanaat oluşması halinde davacı şirketin davalı şirketten talep edebileceği bedelin 36.778,00USD + %KDV (6.620 USD) = 43.398,00USD X 2.7190TL= 118.000,00TL’ye isabet edeceği, Mahkemenin hukuki değerlendirmeleri neticesinde aksi yönde kanaat oluşması halinde ise davacı şirketin davalı şirketten icra takibine konu 36.778,00USD +%KDV (6.620 USD) = 43.398,00USD X 3.6362 TL = 157.803,76TL talep edebileceği belirtilmiştir. … ile … A.Ş. arasında akdedilen 30.01.2013 tarihli “FN Logolu Kanalın … Platformu Üzerinden İletim Sözleşmesi”nin sözleşmenin konusu başlıklı 3. Maddesinde, “İşbu Sözleşme’nin konusu, münhasır dağıtım hakları …’e ait olan KANAL’ın Türkiye hudutları dahilinde şifreli ve kesintisiz olarak Turksat 3A uydusundan Pay TV hakkı münhasır diğer hakları (SVOD, VOD, mobil, internet. İP TV vb tüm diğer iletim yöntemleri) gayri münhasır olmak üzere diğer spor kanallarının da yer aldığı … ve FULL PAKETİ üzerinden yalnızca ilgili paketi satın alan abonelere ulaşacak şekilde iletilmesi şartlarının belirlenmesidir. ” Sözleşmenin Feshi başlıklı 14. Maddesinde;14-1.Taraftardan her biri işbu sözleşmede yer alan yükümlülüklerinden herhangi birini tam ve süresinde gereği gibi yahut hiç yerine getirmediği takdirde, diğer taraf, sözleşmeyi ihlal eden Tarafa 90 (doksan) gün içinde durumunun düzeltilmesi, aksihalde sözleşmenin derhal feshedileceğini belirten yazılı bir ihtar gönderir, ihtara rağmen 90 gün içerisinde yükümlülükler yerine getirilmediği takdirde diğer taraf dilerse sözleşmeyi yazılı bildirim ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, feshedebilir. 14-2. İşbu Sözleşme taraflardan birinin iflası, konkordato ilanı, kendisi tarafından iflasının istenmesi veya tasfiyeye girmesi halinde diğer tarafça yazılı bildirimde bulunmak suretiyle derhal fesh edilebilir. 14-3. DTV Digital, 60 (altmış) gün öncesinden yazılı olarak bildirimde bulunmak suretiyle işbu sözleşmeyi dilediği zaman, herhangi bir nedenle ve tazminatsız olarak fesh etme hakkına sahiptir. Bu durumda FN’in fesih tarihine kadar işleyecek hak ve alacakları saklıdır.” hükümlerini, Davalı ile … arasında akdedilen 3 maddeden ibaret 15.03.2016 tarihli “yenileme Sözleşmesi … Logolu Kanalın D-smart Platformu Üzerinden İletimi” sözleşmesinin, sözleşmenin konusu başlıklı 2. Maddesinde;” işbu sözleşmenin konusu. 30 Ocak 2013 tarihinde yürürlüğe giren ve münhasır dağıtım hakları/… ait olan KANAL’ın Türkiye hudutları dahilinde şifreli ve kesintisiz olarak iletilmesi hususunda şartların belirlendiği … AŞ ile tarafların kendi aralarında imzaladıkları ve yürürlükte olduğu süre içerinde “taraftarının yeniden düzenlenmesi” ile ilgili ek protokolle … A.Ş’ ne; 01 Ocak 2014’ten itibaren devredilmiş olan sözleşmenin aynı süre ve koşullarla yenilenmesidir.” Ücret, Süre Ve Ödemeler başlıklı 3. Maddesi “madde 2 de bahse konu sözleşme ile belirlenerek hali hazırda yürürlükte olan koşulların aynen muhafaza edilmesi kararlaştırılmış olup; KANAL’ın D-Smart şebekesi üzerinden şifreli olarak D-Smart abonelerine ulaştırılması için …Hizmetleri A.ş. 36 ay süreyle, FN tarafından her ay düzenlenecek fatura mukabilinde, eşit taksitler halinde lisans bedeli olarak ayda 36.778 USD + KDV karşılığı Türk Lirası İşbu maddede belirli kur ile hesaplanacak olup; 31.03.2017 tarihine kadar kur (1USD=2.1752TL) üzerinden hesaplanarak, aylık toplam 80.000,00 TL+KDV toplam tutarında fatura düzenlenmesi suretiyle, işbu sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren başlamak üzere her ayın 1. gününde yapılacaktır. Ayın 1. gününün tatil gününe denk gelmesi halinde ödeme tatili takip eden ilk çalışma gününde yapılacaktır. İlk yılın bitimini takiben 31.03.2017 tarihinde taraflar söz konusu tarihteki cari kurdan fazla olmamak ve/veya işbu sözleşmede belirlenenden az olmamak kaydıyla kalan sözleşme süresi için bir sonraki yılın kurunu revize edeceklerdir. FN’nin Madde 2 de atfedilen Sözleşmenin hükümlerinde yer alan taahhütlerini her ne sebeple otuma olsun yerine getirmemesi halinde, …Hizmetleri A.Ş bahse, konu sözleşmeyle düzenlenmiş olan fesih maddesine başvurma hakkı saklı kalmak kaydıyla FN’e yapacağı ödemeleri FN’in söz konusu yükümlülüğünü aynen yerine getireceği tarihe kadar durdurma/erteleme hakkına sahip olup FN buna hiçbir itirazı olmadığını/olmayacağını şimdiden beyan, kabul ve taahhüt eder.” hükümlerini düzenlediği anlaşılmaktadır. Davacı taraf 15.03.2016 tarihli sözleşmenin 3. Maddesi gereğince sözleşmenin süresinden önce fesih edilmesi nedeni ile cari hesap ilişkisinde dolar kurunun 31.03.2017 tarihindeki cari kurdan hesaplanması gerektiğini bu sebeple kur farkı faturası düzenlendiğini, bu durumun sözleşmeye uygun olduğunu iddia etmiştir. Somut olayda, hizmetin ifasına ilişkin bir ihtilaf bulunmadığı, uyuşmazlığın Ocak ayına ait yabancı para birimi üzerinden belirlenen lisans bedelinin, hangi kur üzerinden hesaplanması gerektiğine ilişkindir. Taraflar arasındaki 15/03/2016 tarihinde yenilen sözleşmenin 3. Maddesinde, 31/03/2017 tarihe kadar faturanın sabit kur ( 1 USD =2.1752 TL) üzerinden düzenleneceği, ilk yılın bitimini takiben 31.03.2017 tarihinde taraflar söz konusu tarihteki cari kurdan fazla olmamak ve/veya bu sözleşmede belirlenenden az olmamak kaydıyla kalan sözleşme süresi için bir sonraki yılın kurunu revize edecekleri kararlaştırılmış ise de birinci yılın sonunda 31/03/2017 tarihinde sonra kurun revize edilmesine ilişkin bir sözleşmenin yapılmadığı görülmüştür. Taraflar tacir olup ilişki ticaridir. TTK 18/2 maddesi “her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir” hükmünü içermektedir. Davacı yan bu ticari ilişkide 31.03.2017 tarihinden sonra taraflarca belirlenmesi gereken döviz kuru belirlenmeden 04.12.2017 tarihine kadar uzun süre davalıya verilen hizmetlerin karşılığı sözleşmelerde belirlenen döviz kuru üzerinden fatura düzenlediği ve bu faturalar karşılığı ödenen bedelleri kabul ettiği, bu konuda sessiz kalıp herhangi bir ihtirazi kayıtta bulunmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ifade edildiği üzere, ilk yılın bitimini takiben 31.03.2017 tarihinde tarafların söz konusu tarihteki cari kurdan fazla olmamak ve/veya bu sözleşmede belirlenenden az olmamak kaydıyla kalan sözleşme süresi için bir sonraki yılın kurunu revize edeceğinin hükme bağlandığı, ilk 1 yıllık süre içerisinde davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturaların sözleşmede kararlaştırılan 1 USD = 2.1752TL kur üzerinden düzenlendiği, 2. yıl için ise yine taraflar arası mutabakatla 1 USD = 2.7190 TL üzerinden düzenlendiğinin anlaşıldığı, davacı şirket tarafından davalı şirket adına yenileme sözleşmenin 2.yılında 1 USD = 2.7190 TL üzerinden düzenlenen faturaların her iki şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve bu hususta taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, davalının fesih bildirimin ardından davacı tarafından faturanın, taraflar arası mutabakat ile 2. yıl için kararlaştırılan 1 USD = 2.7190TL kur üzerinden değil de bir sonrası yıl 31.03.2017 dönemi TCMB kuru olan 1 USD= 3.6362 TL kur üzerinden düzenlenmesinin TTK 18/2 ve TBK 2.maddesi uyarınca yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. Bu durumda takibe dayanak yapılan fatura alacağının, taraflar arası mutabakatla 1 yıllık süre için yürürlükte olan 1 USD =2.7190TL üzerinden düzenlenmesi gerektiğinden fatura bedelinin 2,7190 TL sabit kur üzerinden hesaplanmasında ve Mahkemece 1 USD =2.7190 TL kabul edilmek suretiyle 118.000 TL üzerinden icra takibinin devamına karar verilmesinde bir isabetsiz görülmemiştir.İİK 67/2.maddesinde “…borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmü yer almaktadır. Mahkemece kabul edilen fatura alacağı, taraflarca ticari teamül oluşturan sabit kur üzerinden belirlenen bedel olup alacak likit/belirlenebilir olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmemesi yerinde görülmemiştir. Davalı cevap dilekçesinde kötüniyet tazminatı talebinde bulunmamış ise de yargılama aşamasında kötüniyet tazminatı talebinde bulunmuştur. Mahkemece davalının kötüniyet tazminatı talebi hakkında herhangi bir hüküm kurulmaması doğru olmamıştır. Dosya kapsamından davacının icra takibinde haksız ise de davacı alacaklı tarafın kötüniyeti ispat edilemediğinden davalının koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.Davalı vekili ilk derece Mahkemesi tarafından taraflarınca yapılan yargılama giderinin dikkate alınmadığını ileri sürmüş ise de, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından Mahkeme kararı bu yönüyle yerinde olup davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece Mahkemesinin davanın kısmen kabulüne ilişkin Bakırköy … İcra dairesinin … Esas sayılı dosyasında icra takibine yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 118.000,00 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren asıl alacağa değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair kararının aynen korunarak kararın İcra inkar tazminatı ve kötüniyet tazminatı talepleri yönünden kaldırılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE,2-Davacı tarafın istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen sebeplerle KABULÜ ile, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/308 Esas 2019/1201 Karar ve 18/12/2019 tarihli kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden esas hakkında HÜKÜM TESİSİNE,3- a ) Davanın kısmen KABULÜNE, b)Bakırköy … İcra dairesinin … esas sayılı dosyasında icra takibine yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 118.000,00 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren asıl alacağa değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,c)Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, d)Alacak likit olduğundan kabul edilen 118.000,00 TL üzerinden %20 oranında İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,e) Davacının fazlaya İlişkin talebinin REDDİNE,f) Reddedilen alacak yönünden davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 Sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 8.060,58-TL harçtan davacı tarafından 1.905,88-TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 789,02-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 5.365,68-TL karar harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL başvurma harcı ile 1.905,88-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa VERİLMESİNE,6-Davacı tarafından yapılan 177,70-TL posta gideri ve 800,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 977,70-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 723,49-TL’sının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,7-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA,8-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 18.880,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa VERİLMESİNE,9-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa VERİLMESİNE,İstinaf Başvurusu Yönünden;10-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 215,45 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,11-Hüküm tarihinde yürürlükte bulanan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harcın davalı tarafından peşin olarak yatırılan 2.069,54 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.799,69 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE,12-Davacı tarafça yapılan 32,50 TL istinaf yargılama gideri ile peşin olarak yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcı ve 54,40 TL karar harcı olmak üzere toplam 235,50 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,13-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.2 bendi ile aynı yasanın 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.23/11/2023